Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Evrenin sonu nasıl gelecek?  (Okunma sayısı 10328 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 03, 2008, 02:22:48 öö
  • Ziyaretçi

13 milyar yıl kadar önce gerçekleşen Big-Bang'den (büyük patlama) beri evren sürekli genişliyor.
Hubble uzay teleskopunun yerini alacak olan ve 2013 yılında fırlatılması planlanan James Webb Uzay Teleskobu üzerinde çalışmakta olan astronom Dr.Maggie Aderin ilk teleskobunu yaptığında altı yaşındaydı. Şimdiyse onun çalışmaları, evrenin nasıl oluştuğunu anlamamıza katkıda bulunuyor. Evrenin nasıl oluştuğunu bilirsek, evrenin kaderini de bileceğiz demektir.

13 milyar yıl kadar önce gerçekleşen Big-Bang'den (büyük patlama) beri evren sürekli genişlemekte. Uzayın derinliklerine bakınca, bu akıl durdurucu süreci izleyebiliyoruz.

"Çok uzaklardaki objelerden gelen ışıklar o kadar bükülür ki görünebilme limitinden çıkar ve kızılötesine dönüşür. Biz insanlar bunu göremiyoruz ama ısı yoluyla algılayabiliyoruz" diyen Aderin şöyle devam ediyor "James Webb Teleskobu, işte bu kızılötesi ışığı algılayabilecek ve son derece uzaktaki nesneleri bile 'görmemizi' sağlayacak. Ama bu gördüğümüz ışık bile, Big Bang'den 130 milyon yıl sonra o objelerden yola çıkmış ışık. Yani bir anlamda 130 milyon yıl öncesini görmüş olacağız. Evrenin oluşumunu anlayarak, nasıl sona ereceğine dair bir fikrimiz olacak. Bunu belirleyen unsurlar ise evrendeki enerji ve maddenin yoğunluğu."

Aderin, Yakın Kızılötesi Spektrograf'ın ana parçasının geliştirilmesini sağladı. Bu parça, teleskobun çok önemli bir kısmını oluşturacak ve bir seferde 100 değişik objenin kızılöesi spektrumlarını ayrı ayrı görüntüleyebilecek. Bu sayede galaksi ve yıldızların oluşumunu ve kimyasal yapılarını anlamamız mümkün olacak. James Webb Uzay Teleskobu, evrenin genişleme oranı hakkında daha yetkin bilgiler sağlamak için tasarlandı. Böylece en büyük bilmecelerden biri olan -ve evrenin genişlemesini hızlandırdığı düşünülen- "karanlık enerji"nin yapısına da ışık tutması umuluyor.

Evrenin nasıl yok olacağına dair çeşitli teoriler var:

Çekim gücü herşeyi yavaşlatacak ve kendi üstüne çökecek (Büyük büzüşme)

Evrenin genişlemesi sürecek ancak giderek yavaşlayacak ve evren giderek soğuyacak (Büyük soğuma)

Gizemli 'kara enerji' evrenin giderek daha hızlı genişlemesine yol açacak ve evren yırtılıp kopmak suretiyle dağılacak (Büyük yırtılma)

Evren genişlemesini tamamlayınca daralmaya başlayacak ve bu daralmanın sonunda yeni bir Big Bang meydana gelerek yepyeni bir evrenin oluşumunu başlatacak. (Büyük zıplama)


Bizim evrenimizin, sayısız evrenlerden yalnızca biri ve bütün varlığın sadece minik bir bölümü olduğunu düşünebiliriz. Ama bunun ne olduğunu anlamamız belki milyarlarca yıl sürecek. Dr.Aderin "Milyarlarca yıl sonra bunu anlasak bile, bulduğumuz cevap bizi tatmin etmeyecekse yapabileceğimiz başka bir şey varolacak mı? Bunu bilmiyorum


Eylül 03, 2008, 08:33:24 öö
Yanıtla #1

Evrenin hicbirzaman sonunun gelmeyecegi konusunda sanirim hemfikiriz Sevgili Bugfree :) 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Eylül 03, 2008, 01:29:56 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi



Eylül 03, 2008, 03:02:04 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 180
  • Cinsiyet: Bay

Benim görüşüm nokta ile başladı ve bu başladığı noktada bitecektir. :)


Eylül 03, 2008, 04:09:10 ös
Yanıtla #4

Benim görüşüm nokta ile başladı ve bu başladığı noktada bitecektir. :)

Yani bir tur basa donus olayi gibi oyle degil mi Sevgili Semsin :)
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ocak 23, 2009, 04:20:26 ös
Yanıtla #5
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

Evren uzun yıllardır sureklı genisliyor diye biliniyordu fakat son arastırmalara gore evrenın giderek sogudugunu ve buzulmeye basladıgını yani zamanla kendi icine cokecegini soyluyorlar. hergun yeni bisi cıkıyo hangısıne ınanacagımızı sasırdık peki genisliyorsa nereye genisliyor neyin icindeki evren genisliyor onu kapsayan bisi mi var onada anti madde dediler karısık durumlar :D


Şubat 14, 2009, 11:23:22 ös
Yanıtla #6
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 319
  • Cinsiyet: Bay

Sonsuz şey nasıl genişlesin, nasıl büzüşsün?
Diğer gezegenler de yaşam varmı bu benim ilgimi çekendir.
Ben güneşten şüphe ediyorum. Sıcaklığı da soğukluğu da denge de tutuyor. Şayet evren yol olcaksa bunda baş etmen güneştir derim.
Tekrar başa dönüş için bir sebep bulamıyorum ve bence son vuruş Kıyamet'tir.


Şubat 25, 2009, 08:28:13 ös
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi


Astronomi biliminin henüz gelişmemiş olduğu bir dönemde, 14 asır önce indirilen Kuran-ı Kerim'de evrenin genişlediğinden şöyle bahsedilir:Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47)Yukarıdaki ayette geçen "sema (gök)" kelimesi Kuran'ın pek çok yerinde uzay ve evren anlamında kullanılır. Nitekim burada da bu anlamda kullanılmıştır ve evrenin genişleyici olduğu bildirilmiştir. Türkçeye "Şüphesiz Biz genişleticiyiz (genişleteniz/genişletmekte olanız)" olarak çevrilen Arapça "inna le musiune" ifadesindeki "musi'une" kelimesi, "genişletmek" anlamına gelen "evsea" fiilinden türemiştir. "Le" ön-eki de takip ettiği isim ya da sıfata vurgu ekleyerek "çok fazla" anlamı katmaktadır. Dolayısıyla bu ifade "Biz göğü veya evreni çok fazla genişletiyoruz" anlamı taşımaktadır. Bilimin bugün varmış olduğu sonuç da Kuran'da bize bildirilenle aynıdır. 1
20. yüzyılın başlarına dek bilim dünyasında hakim olan tek görüş, "evrenin durağan bir yapıya sahip olduğu ve sonsuzdan beri süregeldiği" şeklindeydi. Ancak, günümüz teknolojisi sayesinde gerçekleştirilen araştırma, gözlem ve hesaplamalar evrenin bir başlangıcı olduğunu ve sürekli olarak "genişlediğini" ortaya koydu.Rus fizikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı evren bilimci Georges Lemaitre, 20. yüzyılın başlarında evrenin sürekli hareket halinde olduğunu ve genişlediğini teorik olarak hesapladılar. Bu gerçek, 1929 yılında gözlemsel olarak da ispatlandı. Amerikalı astronom Edwin Hubble kullandığı dev teleskopla gökyüzünü incelerken, yıldızların ve galaksilerin sürekli olarak birbirlerinden uzaklaştıklarını keşfetti. Bu buluş astronomi tarihinin en büyük keşiflerinden biri sayılmaktadır. Hubble bu incelemeler sırasında yıldızların, uzaklıklarına bağlı olarak kızıl renge doğru yaklaşan bir ışık yaydıklarını saptadı.
Çünkü bilinen fizik kurallarına göre, gözlemin yapıldığı noktaya doğru hareket eden ışıkların tayfı mor yöne doğru, gözlemin yapıldığı noktadan uzaklaşan ışıkların tayfı da kızıl yöne doğru kayar. Hubble'ın gözlemleri sırasında ise yıldızların ışıklarında kızıla doğru bir kayma fark edilmişti. Kısacası yıldızlar sürekli olarak uzaklaşmaktaydılar. Yıldızlar ve galaksiler sadece bizden değil, birbirlerinden de uzaklaşıyorlardı. Herşeyin sürekli olarak birbirinden uzaklaştığı bir evren ise, sürekli "genişleyen" bir evren anlamına gelmekteydi. Evrenin genişlemekte olduğu, ilerleyen yıllardaki gözlemlerle de kesinlik kazandı.Konuyu daha iyi anlamak için, evreni şişirilen bir balonun yüzeyi gibi düşünmek mümkündür. Balonun yüzeyindeki noktaların balon şiştikçe birbirlerinden uzaklaşmaları gibi, evrendeki cisimler de evren genişledikçe birbirlerinden uzaklaşmaktadırlar. Aslında bu gerçek 20. yüzyılın en büyük bilim adamlarından biri sayılan Albert Einstein tarafından da teorik olarak keşfedilmişti. Fakat Einstein, o devrin genel kabul gören "durağan evren modeli" ile ters düşmemek için, bu buluşunu bir kenara bırakmıştı. Einstein bu davranışını daha sonra, "kariyerinin en büyük hatası" olarak adlandıracaktı. 2
Bu bilimsel gerçek, henüz hiçbir insan tarafından bilinmezken, Kuran'da asırlar önce açıklanmıştır.
Çünkü Kuran, tüm evrenin yaratıcısı ve hakimi olan Allah'ın sözüdür.
 
1) S. Waqar Ahmed Husaini, The Quran for Astronomy and Earth Exploration from Space, Goodword Press, 3. baskı, New Delhi, 1999, ss. 103-108.
2) http://www.time.com/time/time100/scientist/profile/hubble.html


Mart 02, 2010, 11:18:09 öö
Yanıtla #8
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

Kâinatın yaşı yeniden hesaplandı
Yapılan son araştırmalara göre kâinatımız 13,75 milyar yaşında

Son araştırmalar kâinatın yaşının 13,75 milyar yıl olduğunu ortaya koydu. Alman Bonn Üniversitesi'nin Amerikan Stanford ve Kaliforniya Üniversiteleri ile birlikte yürüttüğü araştırmada Hubble uzay teleskobunun görüntüleri ayrıntılı bir şekilde değerlendirildi. Bonn Üniversitesi'nden Dr. Sherry Suyu hesaplamalarına göre kâinatın 13,75 milyar yaşında olduğunu belirterek, hata payı ile ilgili olarak ‘en fazla 170 milyon yıl daha yaşlı, ya da 150 milyon yıl daha genç' dedi.

Araştırma ekibi çekim lensleri yardımıyla kâinatın ne hızda genişlediğini ve ‘Büyük Çarpışma'nın ardından geçen zamanı hesapladı. Daha önceki araştırmacılar hesaplamalarında kâinatın düz ve kavissiz olduğunu varsaymışlardı. Dr. Suyu ve çalışma arkadaşlarının hesaplamaları bu varsayımın gerçekten de doğru olduğunu ortaya koydu.

"Karanlık enerji" araştırılıyor

Araştırmada kâinatın giderek daha hızlı bir şekilde genişlemesine yol açan gizemli ‘karanlık enerji' ile ilgili de yeni bulgular elde edildi. Dr. Suyu, yaptıkları hesaplara göre kâinatın yüzde 72'sinin ‘karanlık enerji'den oluştuğunu, bu enerjinin nasıl göründüğü ile ilgili bir fikirlerinin olmadığını kaydetti. Bilim dünyasında sözkonusu ‘karanlık enerji' ile ilgili çalışmalar tam hız sürüyor.

Işık  ve Sevgi İle Kalın.......
Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


Mart 04, 2010, 07:05:17 öö
Yanıtla #9
  • -M-
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 357
  • Cinsiyet: Bay

Evren sonunuda kendi hazirliyor cunku uzay artik buyumuyor aksine kuculuyor ve bu kuculme sonucunda yildizlarin gezegenlerin birbiriyle carpismasi sonucunda evren yok olacak.
İmza -M-


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
17 Yanıt
10857 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 30, 2007, 07:03:06 ös
Gönderen: Ittihatci
6 Yanıt
12539 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 08, 2014, 05:25:32 ös
Gönderen: Pilot
Evrenin Yaratılışı

Başlatan Halsond Mitoloji

0 Yanıt
3422 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 18, 2010, 09:37:38 öö
Gönderen: Halsond
2 Yanıt
10958 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 06, 2010, 06:51:37 ös
Gönderen: popperist
0 Yanıt
5808 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 03, 2010, 07:30:19 ös
Gönderen: sundance
2 Yanıt
7274 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 13, 2011, 11:08:46 öö
Gönderen: MASON
13 Yanıt
10072 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 18, 2011, 11:13:20 ös
Gönderen: Asli
0 Yanıt
3927 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 25, 2011, 12:35:53 ös
Gönderen: alcyone
2 Yanıt
2675 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2014, 01:05:13 ös
Gönderen: Kajmeran
0 Yanıt
1932 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 17, 2015, 02:46:01 ös
Gönderen: Risus