Öncelikle TSK-AKP ilişkisi üzerinden fikir yürütmeden izninizle düşüncelerimi paylaşmak isterim,
1. Eğitim seviyesi yükselmiş, demokrasiyi iyice sindirmiş, hangi ideoloji olursa olsun bağnazlıktan sıyrılmış ve refah seviyesi yüksek ülke(m) de yaşamak ve çocuklarımı büyütmek isterim.
2.
YURTTA SULH, Cihanda sulh sözünün yerine gelmesini canı gönülden arzularım.
Sayın skullG'nin özetlediği gibi devleti yönetenlerin Eruh baskını ve sonrası süreci iyi yönetemedikleri ortadadır.Öyle bir süreçtir ki başta bölge halkı dahil hemen herkesin kanını donduran bu eylemlerin bastırılması amacıyla dışkı yedirmeden tutun da akla hayale gelmeyecek yöntemlerle, belki çocuğunu dağdan indirebilecek aileler bile adeta dağdakilere destek vermeye itilmiştir.
Az sayıda kişiden kurulan örgütün, milyonların desteğini alan bir örgüte dönüşmesi sadece PKK nın başarısı değil, bilerek ya da bilmeyerek süreci aptalca yönetenlerin başarısızlığıdır.
Unutmayalım bu sürecin başlangıcı 12 Eylül başta olmak üzere sivil yönetimlerin etkisizliğinin had safhada olduğu bir döneme denk gelir.Etkili gücün neresi olduğunu yazmama gerek yok sanırım. Madem sivil yönetimler istenmiyor ve madem güç sizde neden gerillayla / teröristle (tanımlama bakılan yöne göre değişiyor) savaşta ısrarla düzenli orduyu seçtiniz? Bu işin böyle olamayacağını bir bilen yokmudur? Var da birileri engel mi oldu? Sivil yönetimlerin o sırada banka açma ve vatandaşın cebini boşaltıp kendi ceplerini doldurmaya izinleri vardı sadece.Yeter ki suya sabuna dokunmasınlar!
Aynı süreçte, büyükşehirlere köyleri boşaltılarak göçe zorlanan vatandaşlara ne demeli.Ne yazık ki geldikleri koşullar unutularak tiksinilerek bakılan Kürt nüfus neden sonuç ilişkisine bakılmaksızın değerlendirilmektedirler.
Ayrıca Kürt'lerin büyük çoğunluğu PKK taraftarı değildir. Ne yazık ki geçmişte bölgede görev alan kolluk kuvvetlerinin, görev sırasında MHP (Devlet Bahçeli öncesi) simgeleriyle donanmış olmaları ve yaptıkları işkencelerden dolayı karşı bir Kürt milliyetçiliğini doğmuştur. Öyle ki bölgede Devlet demek MHP demekti. Asıl tehlike bu milliyetçiliğin genç nüfusa yayılmış olması ve acilen bir çözüm bulunamaması durumunda ileride kontrolü ele alacak genç milliyetçi Kürt liderlerin (kontrol edilemez şekilde) ortaya çıkma olsaılığıdır. Etki-Tepki presnsibine göre bazı kesimler PKK karşıtı olsa da uzantısı siyasi partiye bu nedenle oy vermektedir.
Gelelim gerilla olayına. BANA GÖRE; 84'te Eruh Baskınıyla başlayan süreçte, devletin pek çok yanlış tavrı oldu. Buna TSKnın yaptıkları da dahil. Che Askeri Yazılar'da bir gerillanın bin düzenli ordu askerine denk olduğunu söyler. gerilla savaşının avantajıdır bu. çünkü gerilla, mobilizedir, bölgeyi bilmektedir, bu tip bir savaş ve saldırı için eğitimlidir, buna karşı düzenli ordu askeri, mobilize olamaz, bölgeyi tam olarak bilmez, böylesi bir savaş iin eğitilmemişti, ayrıca acemidir, gerilla bir hedef ugruna ölüme yürür, düzenli ordunun askeri ise geçicidir, o bu cehennemden kurtulup evine dönmek ister vs. vs. Dolayısıyla gerilla, düzenli ordunun savaş stratejileriyle sona ermez. Boş dağlar bombalanır, terk edilmiş kamplar talan edilir belki. Şunu da hafife almayalım, 30 yıllık savaşta öldürülen gerilla sayısı da fazladır. Ama örgüt, ölen silahlı güçlerinin yerine yenilerini bulmakta zorlanmamıştır. örgüt, bölgede görece bir üstünlük sağlamış, halk ile bağlantı kurmuş, lojistik destek sağlamıştır. bir gerilla hareketi, bölge ile ilişkilerin sağlamlaştırır ve halktan destek alırsa o gerillayı ortadan kaldırmak imkansızlaşmaya başlar. Yerleşik kampları ya da boşaltılmış arazileri bombalayarak, devamlı çatışmaya girerek gerillaya karşı zafer elde edilemez. 90lardaki yanlış devlet politikası sonucu evrilen ve gelişen pkk olayında hata sadece yanlış askeri strateji değildir, tümden yanlışlıklar silsilesi vardır. Halkı gerillanın kucagına atan bu politikalar sonucu olay daha karmaşık, çözülemez bir hale dönüşmüştür.
saygılarımla.
Basit bir emeklilik olmadığı ortadadır.
Komutanlarimiz protesto amacli istifa etmislerdir. Bu basit bir emeklilik isteme degildir.
-Kullanılan yöntemlere bakıldığında terörist faaliyet olduğu aşikardır. Ancak halk desteğini kazanmaya başladıktan sonra bunun bir anlamı var mı?
-Dış destek olmadığını kimse iddia edemez ne yazık ki bu sorunu zamanın da çözemeyenler sayesindedir bu destek.
-Doğrudur bebek katilidir.
-Düzenli bir savaşta mutlak başarılı olacağına inandığım TSK, ne yazık ki siyasi arenada gereğinden fazla yer alması nedeniyle başarıldıır denilemez. Bu eleştirim sadece geçmişteki yönetim kademeleri için geçerlidir.
-Keşke başharfleri küçük yazarak durumu kurtarabilsek.
Her ne kadar militarizme karşı olsam da gerçekçi olmak gerek, TSK güçlü, motivasyonu tam, profosyonelleşmiş ve teknolojik yönden ilerlemiş bir yapıya sahip olmalıdır. Bunun yolu da siyasi istikrar ve ülke ekonomisinin güçlenmesinden geçer.
TSK savasta ve barista yuce Turk milletini korumayi kendine gorev bilmis ve bunu da mevcudiyetinden beri elindeki butun imkanlari kullanarak yapmistir, budan sonra da yapacaktir. Yanildiginiz nokta gerilla kuvvetleri ile duzenli orduyu kiyaslamaktir. Dunyanin en kanli ve en onursuz savasi "gerilla" harbidir. Ucakla, tankla, denizaltiyla, nukleer fuzeyle bitirilebilecek bir mucadele degildir bu. Samanlikta igne aramaya benzer gerilla avlamak. Hele ki * PKK'li teroristleri aramak daha da buyuk sorun. (Kullandigim kelime icin kimseden ozur dilemiyorum, hakaret degil hakikattir cunku).
Bunun yani sira dis kaynaklardan teroristlere gelen yardim da elbette yadsinamaz. Butun bu hakikatler dikkate alindiginda TSK yi basarisiz olarak adlandirmak bence butun tabloyu gorememekten ileri gelir.
Bir de tabi ki isin hukumet boyutu var. apo'yu (basharfini bilerek kucuk yaziyorum, yeryuzundeki en kucuk saygiyi bile haketmeyen bebek katili icin bir de buyuk harfle isim yazacak degilim) olduremeyenin hala TSK oldugunu dusunen cahil insanlar ne yazik ki hala aramizda. Bizim yigit bordo berelerimiz o anda olduremez miydi? Cok da kolay oldururdu apoyu. Ama hukumetimiz hicbir zaman kudret sahibi olamadi ki o devirde kudretli davranabilsin.
Toparlayayim. TSK'nin basarisiz olarak adlandirilmasini kabul edemiyorum. Gerek yuksek komuta, gerekse sade er seviyesinde butun TSK mensuplarinin kanlarinin son damlasina kadar bizleri koruyacaklarina en ufacik bir tereddutum yoktur. Her ne kadar belirli bir zumre tarafindan yipratilmaya calisilsa da TSK Turkiyenin gururudur/onurudur.
Sevgi ve saygilarimla.
Ayrıca suça bulaşmış kişiler ister TSK da görev yapmış olsun ister AKP den veya herhangi bir kurumda görev almış olsun mutlaka adil bir şekilde yargılanmalıdır.
Önyargıdan uzak yorumlamanızı tercih ederim.
Mustafa Kemal Atatürk'ün 1931'de söylediği sözle bitirmek isterim
"YURTTA SULH CİHANDA SULH"
Saygılarımla,