Öncelikle Selamlar
Sn. Symbol'un özellikle mabet'in kendi içimizde yükselmesi ifadesini en önemli kısım olarak gördüm. Önce kendimizi aydınlatmadan başkalarını nasıl aydınlatabiliriz fikri aklıma geldi ve beni Sn. Karahan'ın (hangi insan türü ve insanlığın kendisi için bir şeylerin yapıldığından haberdar olmadıkları ) ifadesine götürdü. Her iki dostun fikri bana lüzumlu geldi; ama bir o kadar da yarım kalmışlık'la...;tabii kendi şahsımca!
Sn.Symbol'ün iç mabet'ten bahsini anlayabiliyorum. Çünkü bunun ne olduğunu uzun yıllar önce anlamış olduğumdan önemini biliyor hatta yaratılmış olmamızın asıl amacının bu olduğunu hissediyorum; ayrıca hayatımıza ne kadarını geçirebileceğimizin zorluğunu da!..
Kendimizde olmak, özellikle bahsedilen mabet'i tek başına yükseltmek hiç kolay değil. Çünkü Tek'de değil asıl Birlikte varız. Ne demek istediğimi Mason kardeşler anlayacaktır.
İşte burada Sn. Karahan'a hak verir oluyorum; Ama kimse kimseyi zorla farkında' lığa getiremez bunu da anlıyorum; fakat uyanan çok az kişiye de Mason kapıları sıkı sıkıya kapatılmaması diye düşünüyorum.
Buradan Mason kardeşlerin bir sitem çıkarmalarını istemiyorum; çünkü kendi açılarından haklı sebepleri vardır, ama içlerinde ışık çalışmalarına -ki ifadeleri böyle sanıyorum - dışarı yansıtmaları için azda olsa özellikle bayanlara azıcık kapılarını aralamaları gerekir; tabi kendi açılarına en uygun olan şekilde.
Sn Karahan " hangi insan türü" diye geçmiş yazısında. Bu terimi üç yıl önce kullanmış, belki şimdi aynı terimi kullanmıyor olurdu
İnsanın türü yoktur sadece hayvan türleri vardır ve biz yani kişiler olarak sadece konuşanlar diye geçiyoruz; kendi bilgim içinde. Aydınlanarak ve açılıp yükselen bilinçlerimiz dahilinde İnsan olma sıfatını kazanırız. Ayrıca kişileri hayvan sıfatına dahil bile edemiyorum çünkü onlar doğayı dengelerken biz yok ediyoruz.
Bizler düşünen ve doğanın tüm davranışlarını almış, en yüksek ego ya sahip şekilde programlanarak gelmişiz; ayrıca tutkularımızdan arınmak gibi bir lüksümüz de olamaz çünkü oda bu program içinde. Ancak tutkularımızın yönlerini değiştirme gibi bir özgürlüğe sahibiz;Evrenin Mimarı bize bu kadar özgürlük vermiştir ve nasıl kullanacağımız bize bırakılmıştır
Tabi ki işimiz zor ve sayımız çok az olacaktır; ama bunu yanı sıra önce kendimizi değiştirip O'lucaz, aydınlanıp aydınlatacağız. İşte bu halde çoğalırsak kişilere ve tüm dünyaya faydalı olabiliriz. Sonuçta şimdiki ikametimiz bu gezegendir. Aldığımız gibi bırakmalıyız.Evrene olan borçtur bu.
Sn. Adam'ın forum sayfası güzel paylaşımlarla zenginleşmiş ve değerli konulara deymiş. Umarım bu naçizane satırlarım bazı fikirlere cevap olabilir;
Hepimiz değerliyiz,sevgiler.