Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İnanç Mı, Kendimizi Kandırmak Mı?  (Okunma sayısı 4314 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 29, 2017, 03:28:32 ös
Yanıtla #10

Paylaşımı cok beğendim.Dinlerle ilgili öne sürülen sav cok mantıklı..Bilim ilerlediği icin mitoloji ve dinlerin günümüze uymadığı gerçek.Belki peygamberler şimdiki zamanda yaşıyor olsaydı,dinlerde çürütülebilirdi....Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Aralık 29, 2017, 03:43:39 ös Gönderen: Farmakoloji »
Üyeliğimin iptalini talep ediyorum!Aksi taktirde dava edecem! Formda zorla kayıtlı tutuluyorum.Defalarca üyelik iptali talep ettim..Formda kayitli üye olarak bulunmak istemiyorum.Bu form zaman kaybı!


Aralık 29, 2017, 07:56:08 ös
Yanıtla #11
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Aya ve Marsa gidildi mi İSLAM bitiyor .İtirazı olan varsa buyursun ...
İbadet açısından ... 8)
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Aralık 29, 2017, 08:30:36 ös
Yanıtla #12
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 37
  • Cinsiyet: Bay

Sorularına, merakına ve eline sağlık. Tebrik ederim.

Din, insanoğlunun en büyük merakı oldu çok uzun zamanlardan beri. Hissedilen ve resmedilen çok farklıydı. Bunu görmesine rağmen, inanan insan vazgeçmedi doğruyu yanlış görmek istedi. Kendi egoizmine kapıldı, kendi düşüncelerinin yerini din'e sattığında ise, tanrının fikirlerini(!) mantıklı gördü. Siyasi güç yarattı, toplumu değiştirdi. Hayvanlar ile aramızda olan farkı kaldırdı. Düşünemez hissedemez olduk.

İnançlar doğru değil, veyahut doğrusunu bulamadık. Ama tek bulduğumuz, seninde tabir ettiğin üzere öğütleri.

Velhasıl kelam, eline sağlık!
Ad vitam æternam.


Aralık 29, 2017, 09:16:51 ös
Yanıtla #13

 Bilinen Evrenimiz Zaman ve mekandan sınırsız, kendi kendine işleyen ve gelişen ritmik bir düzene tabi gibi duruyor.Evrenimize zamandan ve mekandan sınırsız bir göz ile bakıldığında, bu gelişim sürecinin hem bir gereklilik, hemde yaşamın oluşması için sarf edilen bu zamanın,bakan o göz için bir anlamı olmadığı farzedilebilir.

Doğada haklı/haksız kavramlarının olmayışı veya sadece güçlünün veya uyum sağlayabilenin yaşamına devam etmesi, bu kurulmuş ve gelişen yaratım ritminin bir parçası da olabilir.

Nesnel bedenlerin çektiği acılar,uğradığı haksızlıklar ve diğer olumsuz olguların tümü, bilincin/ruhun erginleşmesi için gereken dişliler olabilir.

Örneğin; Araba bedenimizi, blincimiz/ruhumuz ise,içindeki şöförü temsil etsin.Araba'nın aldığı hasarlar ve diğer olgular şöförü yani bilinci/ruhu geliştirir.Bedenin sonlu olması veya bedenin başına gelenler,bilinç için gereklilik olabilir.

Bu durumda zamandan ve mekandan sınırsız bir oluşumun gözünde,yılan'ın gönü veya sonlu bedenin ızdırapları önemsiz kalır.

Bu gelişimimizin sürekliliğinin gerekliliği için; güçlünün sağ kaldığı,ödül ve ceza safhasının bir anında da şu an yaşıyor olabiliriz ve buna göre oluşumu yorumluyor olabiliriz; sonuçta yeni bir türüz ve gelişiyoruz.

Evrenimizin geliştirilmiş ve kendini geliştiren sanal bir gerceklik olma ihtimali kanımca cok ama çok yüksek.
Bilim ve teknoloji hemen hemen herşeyi çok az bir yanılgı ile tek tek açıklıyor iken, bu fikir bana pek uçuk gelmiyor.


Ek not:

Bu ritmik düzenden tek bir eklenti çıkarıldığında tüm sistem domino taşı veya kelebek etkisine maruz kalabilir.

Örneğin; sadece hırsızlık olgusunun benliğimizden tamamen silindiğini düşünün; medeniyetimizde neler değişirdi ? Polisler mi,güvenlik kameraları mı,ve sayısız diğer etkilenen kavramlar mı ? Ya peki etkilenen her bir kavramında cıkması diğer neleri tetiklerdi ?; ve diğer,diğer,diğer...

Dünya'da deprem olmasa idi yaşam olurmuydu? tsunami olmasa idi...? volkanik faliyetler...? Bunlar ve sayısız kavram Dünya'nın yaşaması için saf gereklilikler ve hepsi ölümlere sebep olarak canlar alıyor.Yaşamın bütün ritmi jiletin ucundaki dengelere bağlı, ve hepsi de birbirlerine muhtaç gibi gözüküyor.


Sevgiler

« Son Düzenleme: Aralık 29, 2017, 09:49:02 ös Gönderen: Tık-Tik-Tak »
Sen Özelsin


Ocak 02, 2018, 04:52:53 öö
Yanıtla #14
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 234
  • Cinsiyet: Bay

Olumlu geri dönüşleriniz için hepinize teşekkür ediyorum.
“Tehlikeli bir dönemde yaşıyoruz, insan kendine hükmetmeyi öğrenmeden doğaya hükmetmeyi öğrendi.” Albert Schweitzer