.." Kdim dünyanın dinsel inançlarının ve astronomisinin bel kemiği, On İkinci Gezegenin, "Tanrılar gezegeni"nin güneş sistemi içinde kaldığı ve büyük yörüngesinin onu periyodik olarak Dünya'nın yakınlarına getirdiği knaati oluşturmaktaydı. On İkinci Gezegenin, "Geçiş Gezegeni" nin piktografik işareti bir haçtı. Aynı zamanda "Anu" ve "ilahi" anlamına gelen bu çiviyazısı işareti,daha sonraları Sami dillerinde "işaret" anlamına gelen 'tav' harfine dönüştü.
Gerçekten de, kadim dünyanın tüm halkları On İkinci Gezegenin periyodik yaklaşmasını alt üst oluşların, büyük değişimlerin ve yeni çağların bir işareti olarak görmekteydi. Mezopotamya metinleri gezegenin periyodik olarak ortaya çıkışını beklenen, tahmin edilebilen ve gözlemlenebilen bir olay olarak anlatmaktadır:
Büyük gezegen;
Ortaya çıkışında, koyu kırmızı.
Göğü yarıdan böler
ve Niburu olarak durur.
Gezegenin gelişi ile ilgili metinlerin birçoğo, olayın Dünya ve insanoğlu üstündeki etkisine dair kehanetlerde bulunan kehanet metinleridir.
(Niova ve Babil'in Büyücülerinin ve Astrologlarının Anlattıkları) gezegenin "Jüpiter'in durağını çevrelerken" ilerleyişini ve geçiş, yani Niburu noktasına gelişini anlatan böyle metinler yayınlanmıştır:
Jüpiter'in durağından
Gezegen batıya doğru geçer,
Bir süre güven içinde yaşayış olacaktır.
Diyara yavaşça huzur çöker.
Jüpiter'in durağından başlayarak
Gezegenin parlaklığı artmaya başlar
ve Yengeç Burcunda Niburu haline gelecektir,
Akkad bollukla dolacak,
Akkad kralı güçlebecektir.
Diyar güven içinde yaşayacak,
Saldırgan krallar barış yapacak,
Tanrılar duaları kabul edecek, yakarışları duyacak.
Ancak yaklaşan gezegenin,güçlü kütle çekimi etkilerinin yağmurlara ve sellere de sebeb olacağı beklenmekteydi:
Gök tahtının Gezegeni
daha da parlaklaşınca,
seller ve yağmurlar olacak...
Niburu hadid noktasına vardığında,
tanrılar huzur verecek;
belalar ortadan kalkacak,
karışıklıklar çözülecek.
Yağmur ve seller gelecek.
Mezopotamyalı alimler gibi İbrani peygamberler de gezegenin Dünya'ya yaklaşma ve insanoğluna görünür olma zamanını yeni çağın müjdecisi olarak düşünmüşlerdir. Mezopotamyanın ve Gezegenin eşlik eden bolluk ve barış kehanetleri ile Rab'bin Gününden sonra Dünya'ya gelen barış ve adaleti anlatan İncil kehanetleri en iyi şekilde İşaya'nın sözleri ile efade edilebilir:
Ve son günlerde vaki olacak ki:
...Rab milletler arasında hükmedecek
ve çok kavimler hakkında karar verecek.
Kılıçlarını sapan demirleri ve
mızraklarını bağcı bıçakları yapacaklar;
millet millete karşı kılıç kaldırmayacak.