Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Basinda Masonluk => Konuyu başlatan: Mozart - Haziran 06, 2010, 03:41:39 öö

Başlık: Sözde Mason Ermeni Locası
Gönderen: Mozart - Haziran 06, 2010, 03:41:39 öö
Özettir, başlıklara sağdık kalınmıştır.

İstanbul’un ilk Mason Locası

26 nisan 1858 yılında, L’Etoile du Bosphore (Boğazın yıldızı) ismiyle 15 Fransız Tüccarın, Fransız büyük locasından aldığı izinle kurulmuş.

Locanın resmi amblemi

(http://www.ressim.net/e/upload/8146eedd.jpg) (http://www.ressim.net)


Sözde Mason Ermeni Locası

1863’de L’Union d’Orient locasının Üstadı Muhteremi olan Ermeni avukat Serovpe Aznavur’muş, 1864 aralık ayında yapılan seçimlerde bir oy farkla 27 yaşındaki avukat Louis Amiable’ın kendisinin yerine Üstadı Muhterem seçilmiş.

Bay S. Aznavur öncelikle seçimlerin nizama uygun olmadığını öne sürerek büyük locaya başvurarak, iptalini istemiş ancak büyük loca S.A.’ı pek önemsememiş. Bunun üzerine intikam almak için Ermenice sevgi anlamına gelen Ser locasını resmen kurmuş. Fransız ekolüne bağlı olmasına rağmen, Fransızcayı reddederek, çalışmalarını ve ritüellerini Ermenice sürdürmüş, kitapları da Ermenice hazrılatmış. Fransız büyük locası buna karşı çıkmasına rağmen, S.A.’nın İngiliz ekolüne bağlanma tehditleri üzerine kabullenmek zorunda kalmış. Bu arada üyeler Fransa’nın en iyi okullarından mezunmuş, yani Fransızca bilmekte olmalarına rağmen Ermenice çalışmalarını sürdürmüşler.

S.A. daha da ileriye giderek, nizamnamelerine sadece Ermenilerin kabul edileceğini eklemiş. Böylece ilk defa etnik karakterde bir loca kurulmuş. Yaptıkları bununla da kalmamış, bir de “Evrenin Ulu Mimarı” doktrinini yeniden yorumlamaya kalkışmış ve “Lusavoriçagan (Ermeni mezhebi) Masonluk” yaklaşımını doğurmuş. Ardından, loca artık aidatlarını ödememeye başlamış ve karşılık mektuplar kabul edilmeyerek “reddedildi” damgasıyla geri gönderilir olmuş.

1890 yılına gelindiğinde üye sayısı düştüğü için ve devam edilemeyeceği için büyük locaya başvurulmuş ve loca uykuya girmiş.

Kaynak: “Atlas Tarih” dergisi, sayı 1, sayfa 98.
Dergi çıkış tarihi: Haziran 2010
Yazar: Saro Dadyan


Başlık: Ynt: Sözde Mason Ermeni Locası
Gönderen: ADAM - Haziran 06, 2010, 08:22:06 öö

Ben basında çıkan yazıları bir başkası tarafından derlenip toparlanmadıkça pek izleyemem.

Sayın Mozart sağolsun, izliyor ve ara sıra bizim de (ilgilenenlerin) yararlanmamız için foruma aktarıyor.

Ancak herhangi bir görüş eklememiş. Ben ekleyeyim.

Bir kere tarihsel anlatımlar böyle mişli mışlı olmaz. Öyle olunca bunun kapsamında birçok spekülasyon ya da tahmin var demektir. Ortaya belge konulması gerekir. Belgeler yetersiz ise, anlatımların "belki" olduğunu da bilirtmek gerekir.  

Bu arada bir yanlışlık açıkça göze çarpıyor: Bir locanın "resmi amblemi"diye bir şey yoktur. Locanın amblemi vardır. Resmi amblemden söz edildiğindoe sanki bir de resmi olmayanı varmış gibi bir izlenim doğuyor. Böyle bir deyiş ise, araştırmacının çalışmasını yüzeysel yaptığını ortaya koyuyor. Bir başka örnek de "Evrenin Ulu Mimarı doktrini" deyişi. Bir de ben mişli bir söz edeyim bunun üzerine: Büöyle bir doktrin mi varmış dünya yüzünde?

19. yüzyılda Osmanlı Devleti'ndeki Masonluğun geçirdiği evreler ayrıntılı olarak bililiyor. Gerek burada adı geçen Etoile' du Bosphore, gerek Ser adlı loca hakkında uzun uzun bilgiler masonik yazında verilmiş durumda. Araştırmacı ön yargılı bir tutumla Masonluk ile Ermeniler arasında bir bağlantı kurmaya kalkışacağına, önce Kemalettin Apak'ın "Ana Çizgileriyle Türkiyedeki Masonluk Tarihi" adlı kitabını okumuş olsaydı çok iyi ederdi. O zaman belki de Türkiye'deki Masonluğun tarihinde Ser adlı locanın işlevini daha iyi kavrardı.

Aslında Ermenistan vatandaşı, TC vatandaşı ve Fransa ya da ABSD vatandaşı Ermeniler arasındaki ayırımı yapmanın da çok önemi var elbette. Peki Masonluk bunun neresinde? hiçbir yerinde. Ancak özellikle Fransa vatandaşı Ermeni masonlar, tıpkı o ülkenin vatandaşı Yahudi masonların  20. yüzyıl başlarında yapmış olduğu gibi Masonluğu kendi bireysel ya da zümresel ülküleri doğrultusunda kullanmak ve kullandırmak için ellerinden geleni yapmakta oldukları da açıkça ortada. Ne yazık ki kimi diğer masonlar da onların tuzağına düşüp bu işe alet olmaktan alamıyorlar kendilerini. Sonunda bir bakıyorsunuz, beriki fanatikler bu işin faturasını Türkiye'deki masonlara hatta masonlar ile Masonluk arasındaki ayırımı yapamadıklarından doğrudan Türk Masonluğu'na çıkarmaya kalkışıyorlar.

Biz uyanık olmalı, kendimizi bu ve benzeri spekülasyon hatta provakosyonlardan korumayı başarmalı, gerçekleri tüm yönleriyle araştırmalıyız.