Sağlam Devlet
Bir ecnebi mahfilde Osmanlı İmparatorluğu’nun hala sağlam olduğundan bahsediliyordu. Fuat Paşa şöyle teyit etti:
- Evet, muhakkak ki sağlamdır. Çünkü siz dışarıdan, biz içeriden yıkmaya çalışıyoruz da gene dayanıyor.
Masrafsız Hayat
Abdülaziz Fuat Paşa ile beraber Paris’e gittiği zaman eski Şehremini muavini Ömer Faiz Efendi de maiyetindekilerle berabermiş. Hazret latifeci, nüktedan birisi imiş. Fuat Paşa Paris Şehreminine iadei ziyarete giderken Faiz Efendi’yi de belediyeci olmak münasebeti ile yanına almış. Laf arasında Paris Emini, İstanbul’un nasıl sulandığını ve masrafının ne kadar tuttuğunu sormuş. O zaman İstanbul sokakları sulanmazmış. Ömer Efendi Fuat Paşa’ya:
- Paşam, masraf yoktur; kahveci, berber, bakkal ve aşçıların himmetiyle sulanır. Bunların nargile suyu, çirkefi varken masrafa ne gerek var diyelim mi? demiş.
Okuryazar
Meşhur Hattat Yesarizade Mustafa İzzet Efendi’nin şöhretine güzel yazıdaki büyük mahareti kadar basit ilmi ve yalan derecesindeki mübalağaları da yardım etmişti. Kendisi Keçecizade İzzet Molla ile pek sıkı fıkı ahbap idi. Bir gün II. Mahmut, İzzet Molla’ya bu sıkı fıkılığın sebebini sordu ve şu cevabı aldı:
- Ben biraz okurum, fakat yazım fenadır. Onun da okuması kıt, fakat yazısı güzeldir. İkimiz bir araya gelince bir adam oluyoruz.
Geri kalanları da say, vereyim!
Bir gün birisi, Fatih Sultan Mehmed Han'ın yoluna çıkıp:
-Yüz yirmi dört bin peygamberin her birinin hakkı için bana bir akçe ihsan eyle, demiş.
Sultan:
- Yüz yirmi dört bin peygamberi, bana birer birer say, her biri için değil birer, onar akçe vereyim, diye cevap vermiş.
Bu kişi, ancak on beş kadar peygember ismi sayabildi. Sultan kendisine, bunların her biri için onar akçe verdi ve:
- Geri kalanları da say, onlar için de vereyim, demiş.
Senin Karlarını Uludağ'a Toplattım
Ahmed Vefik Paşa vali olduğu sırada Bursa'da çok ağır bir kış olmuş ve her taraf karla dolmuş. Vali o zamanlar fermanlı olarak Uludağ'ın karlarını toplayıp satmak hakkına sahip olan buzcubaşıya emir salmış:
- Çabuk şehirden karları toplat, demiş.
Buzcubaşı ise:
- Pekela, sabah olsun toplarım, cevabını vermiş.
Fakat o gece bir lodos esmiş ve bütün karları eritmiş. Ertesi sabah buzcubaşı valiye gitmiş ve:
- Vali paşamız, hani benim karlarım? Onları sizden isterim, çünkü toplatmasaydım bana ceza verecektiniz. Şimdi zararımı ödeyin, ben onları toplatıp kuyulara dolduracaktım, yarın da satıp para kazanacaktım, demiş.
Ahmed Vefik Paşa'da ona:
- Senin karlarını Uludağ'a toplattım. Git oradan al, demiş.
Emniyetli Bir Kimsesin
Koca Ragıp Paşa, bir gün ansızın, yaptırdığı kütüphaneye gitti. Etrsfı ve kitapları toz toprak içinde görünce kütüphane memurunu çağırdı ve ona:
Aferin Hâfız-ı Kütüb! Doğrusu pek emniyetli bir kimsesin. Sana teslim edilen eşyaya hiç el sürmüyorsun , dedi.