Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Kişilik Bozukluğu  (Okunma sayısı 8135 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 19, 2015, 05:21:39 ös
Yanıtla #10
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Risus, ben bunlardan hangileri Mason olabilir veya hangileri olamaz diye bir noktaya vurgu yapmadım. O bambaşka bir konudur. Çünkü detaylıca engel nedir, yüzde kaç oranında engel vardır gibi sorulara cevap vermek, tarif etmek gerek.Böbreğinin bir kısmı çalışmayan kişi de belli oranda engelli olabilir. Engelli raporu da olabilir. Ama Masonluğa girmelerinde bir sorun teşkil etmez. Aksi takdirde bugün gözlüklü Mason bulmak zor olabilirdi.Dediğim gibi yorumum bununla ilgili değil.

Yani ben bundan bahsetmiyorum. Ben, teknik olarak bir iki nüans ve kavram hatası vardı, onlara değinmek istedim.
Bunlardan ilki 'Akli bozukluk' kavramı ile ilgiliydi. Onun yerine başka bir tabir kullansaydınız daha iyi olurdu.  Sonuçta insan aklını böyle bir tabir ile su tesisatına benzetmek hoş durmuyor.
İkinci olarak da Sayın ADAM'ın bahsettiğim paragrafta yaptığı hata veya zihin sürçmesi. O paragrafta kişilik bozukluğu bir engelmiş gibi bahsediliyor. Ama doğrusu öyle değil. Yani her kişilik bozukluğu bir engel değildir.Bir diğer deyişle akıl sakatlıklarını engel kabul etmek veya ruh sağlığı sorunlarını engel kategorisine koymak yanlış bir etüt olur diye düşünüyorum.


« Son Düzenleme: Şubat 19, 2015, 05:25:22 ös Gönderen: İNSAN »


Şubat 19, 2015, 05:24:37 ös
Yanıtla #11
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 2105
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk ve Masonlar

Sayın Risus, ben bunlardan hangileri Mason olabilir veya hangileri olamaz diye bir noktaya vurgu yapmadım. O bambaşka bir konudur. Çünkü detaylıca engel nedir, yüzde kaç oranında engel vardır gibi sorulara cevap vermek, tarif etmek gerek.Böbreğinin bir kısmı çalışmayan kişi de belli oranda engelli olabilir. Engelli raporu da olabilir. Ama Masonluğa girmelerinde bir sorun teşkil etmez. Aksi takdirde bugün gözlüklü Mason bulmak zor olabilirdi.Dediğim gibi yorumum bununla ilgili değil.

Yani ben bundan bahsetmiyorum. Ben, teknik olarak bir iki nüans ve kavram hatası vardı, onlara değinmek istedim.
Bunlardan ilki 'Akli bozukluk' kavramı ile ilgiliydi. Onun yerine başka bir tabir kullansaydınız daha iyi olurdu.  Sonuçta insan aklını böyle bir tabir ile su tesisatına benzetmek hoş durmuyor.
İkici olarak da Sayın ADAM'ın bahsettiğim paragrafta yaptığı hata veya zihin sürçmesi. O paragrafta kişilik bozukluğu bir engelmiş gibi bahsediliyor. Ama doğrusu öyle değil. Yani her kişilik bozukluğu bir engel değildir.Bir diğer deyişle akli sakatlıklarını engel kabul etmek veya ruh sağlığı sorunlarını engel kategorisine koymak yanlış bir etüt olur diye düşünüyorum.

Akli bozukluk, akli denge bozuklukları, akli düzensizlikler vs. bunlar sözünü ettiğimiz konular için, sık kullanılan başlıklar. Burada bir, su tesisatı misali aşağılama yoktur sayın İNSAN.

Saygılar...
Gnothi Seauton

Yaşamak, kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak, etinden, kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. - Goethe


Şubat 19, 2015, 05:30:20 ös
Yanıtla #12
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Ben, bu hassasiyeti abartmış da olabilirim. :)
Yoksa bu başlığı açan üye olarak konuya ne derece ehemmiyet verdiğiniz açık seçik görünüyor.
Teşekkür ederim.


Şubat 26, 2015, 06:45:32 ös
Yanıtla #13
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 88
  • Cinsiyet: Bay
    • 1717

Toparlamak gerekirse pek değerli büyüklerim akli melikelerini tam olarak yerine getiremeyen şahısların mason olmaması daha az riskili (her zaman risk vardır) olur diye anlatılmaya çalışılmış. Sn. İNSAN'IN dediği böbrek noksanlığı bireyde akli dengesizlikler yaratabilir. Mesela ameliyat sonrası postoperatif deliryum vakası seyir edebilir. Bunun sebebi ise düşüncelerin koordinasyonunda güçlüklerin yavaşlamış motor fonksiyonları ile ortaya çıkmasıdır. Postoperatif, konfüzyon ile halüsinasyon arasında gidip gelir.  Yoğun bakımda ünitelere bağlı kalan bu hastalarda  dışlama-yoksunluğa bağlı olan yoğun bakım ünitesi psikozu denilen bozukluk meydana gelebilir. Herhangi bir organ kaybı veya ameliyat veya daha ağır bir hastalık beraberinde akli yoksunluk getirebileceği gibi masonluğun bu ilk bakışta anlaşılamayacak psiko-somatik veya postoperatif sonucu olşabilecek zihinsel komplikasyonların önüne geçebilecek eleme metodunu geliştirmesi gereki ki daha bu hastalıkla psikiyatrlar tarafından bile kolayca anlaşılamamaktadır. Anlaşılsa bile tedavisi %100 tedavi ediciliği yoktur. Zaten hiç bir şey de %100 değildir. En azından kuruluşa zarar vermeyecek kadar bu ayrım yapılmalıdır. Teşekkür ederim. Sevgiler. Psikolojik yozlaşması beyinin doğru çalışmamasından ileri geldiği için beyindeki tümör nasıl insanı hasta sınıfına sokuyor ise psikolojik rahatsızlığı olan bireyde hastadır. Beyin tümorü demişken bildiğiniz üzere bir kanser tipidir kendisi bir çok psikolojik dengesizliklerin babasıdır. Beynimizdeki tümör; depresyona, mutsuzluğa hatta çapkınlığa yol açabildiğini söyleyen  Türkiye'nin sayılı kadın beyin cerrahlarından Doç. Dr. Cahide Topsakal , beyin tümörlerinin insan psikolojisi üzerinde belirgin etkiler yarattığını da belirtmektedir. Hastalar genel olarak baş ağrısı, bulantı, kusma, kol veya bacakta kısmi felç ya da sara nöbeti gibi indikasyonlara sahiplerdir. Beynin ön bölgesi, kişiliği temsil etiği gibi buradaki tümörler, kişilik bozuklukluğuyla yakından ilgilidir. Eğer tümör beynin seksüel yaşantıyı idare eden bölgesine baskı yapacak kadar büyük ise hasta karşı koyamayacak düzeyde cinsel istek duyabilir. Hatta uygunsuz yerlerde cinsel ilişkiye girmek isteyebilir. Argo konuşur. Tümör daha büyür ve beynin orta bölümüne (mesencephalon) ulaşabilir. Birey kendini tanrı veya mesih zannedebilir. Böyle kişilerin hastalıklarını hem erken teşhis  hem de masonluk adına takip etmek ve yıllık kontrol mekanizması olması gerekir diye düşünmekteyim. Tabi ne derece uygulanabilir bilmiyorum. Aslında uzun yolculuk yapan şoförlere periyodik olarak karayolları müdürlüğü tarafıdnan sağlık ve psikolojik tedavi uygulamaları yapılmaktadır.
Hominem te esse memento!


Ocak 06, 2019, 05:41:43 ös
Yanıtla #14

Narsistik kişilik bozukluğu’ndan da bahsedilmiş. Nitekim biraz önce forumda böyle bir örneğe tanık olduk. Umarım deminki arkadaş iyileşir ama iyileşmek için öncelikle hasta olduğunu kabullenmesi gerekli.

Ben de bu tür bir süreç yaşadığım için bu konuya biraz hakimim. Ama ben hasta olduğumu kabullendim ve tedavimi oldum. Grandiyöz hezeyanlar kısa sürede yerini majör depresyona bıraktı. Gerçek Dünya’ya geri döndüm yani  :). Geri dönüş sürecini bu tür insanlar kabullenmekte zorlanabilirler. Çünkü kendi dünyanızda çok büyük bir şahıssınız, belki bir kral, belki mesih... Gerçek dünyaya dönüp bilinç açılmaya başladığında ise tahttan düşmüş oluyorsunuz. Bir nevi en tepeden belki de en dibe vurduğunuzu anlıyorsunuz. Bunu kabullenmek gerçekten zor bir süreç ve tedavi gerektiriyor. Benim bu normale dönüş sürecinde bir de ilginç anım var. Kendimle ve hatalarımla sanki tüm dünya tarafından izlenip yüzleştirildiğim bir anda tüm vücudum da derin utanç duygusuyla bir alevlenme, sanki ruhun yanması gibi bir şey oldu. Hâlâ o an’ı unutamam.

Nitekim bu hastalığımın ortaya çıkmasındaki en büyük etken ise ‘egom’ yani ‘kendimi farklı ve büyük hissetmem’ di. Şimdi ise ‘bir uzmana göre çok mütevazisin’ sözleriyle karşı karşıya kalıyorum ve hoşuma gidiyor.  :). Artık çocukla çocuk, işçiyle işçi, esnafla esnaf gibi konuşuyorum. ikili ilişkilerim oldukça iyi ve bundan çok mutluyum. Çünkü ben de artık herkes gibiyim. :)

Umarım kimse aklıyla sınanmaz. Herkese akli ve bedeni sıhhat ve iyilikler diliyorum.

Sevgiler.
« Son Düzenleme: Ocak 06, 2019, 05:46:51 ös Gönderen: Adonai »
Errare humanum est.
Ayıplı Müzmin öğrenci


Ocak 06, 2019, 06:41:41 ös
Yanıtla #15

Narsistik kişilik bozukluğu’ndan da bahsedilmiş. Nitekim biraz önce forumda böyle bir örneğe tanık olduk. Umarım deminki arkadaş iyileşir ama iyileşmek için öncelikle hasta olduğunu kabullenmesi gerekli.

Ben de bu tür bir süreç yaşadığım için bu konuya biraz hakimim. Ama ben hasta olduğumu kabullendim ve tedavimi oldum. Grandiyöz hezeyanlar kısa sürede yerini majör depresyona bıraktı. Gerçek Dünya’ya geri döndüm yani  :). Geri dönüş sürecini bu tür insanlar kabullenmekte zorlanabilirler. Çünkü kendi dünyanızda çok büyük bir şahıssınız, belki bir kral, belki mesih... Gerçek dünyaya dönüp bilinç açılmaya başladığında ise tahttan düşmüş oluyorsunuz. Bir nevi en tepeden belki de en dibe vurduğunuzu anlıyorsunuz. Bunu kabullenmek gerçekten zor bir süreç ve tedavi gerektiriyor. Benim bu normale dönüş sürecinde bir de ilginç anım var. Kendimle ve hatalarımla sanki tüm dünya tarafından izlenip yüzleştirildiğim bir anda tüm vücudum da derin utanç duygusuyla bir alevlenme, sanki ruhun yanması gibi bir şey oldu. Hâlâ o an’ı unutamam.

Nitekim bu hastalığımın ortaya çıkmasındaki en büyük etken ise ‘egom’ yani ‘kendimi farklı ve büyük hissetmem’ di. Şimdi ise ‘bir uzmana göre çok mütevazisin’ sözleriyle karşı karşıya kalıyorum ve hoşuma gidiyor.  :). Artık çocukla çocuk, işçiyle işçi, esnafla esnaf gibi konuşuyorum. ikili ilişkilerim oldukça iyi ve bundan çok mutluyum. Çünkü ben de artık herkes gibiyim. :)

Umarım kimse aklıyla sınanmaz. Herkese akli ve bedeni sıhhat ve iyilikler diliyorum.

Sevgiler.

Birşey mi kaçırdım  :)
Sen Özelsin


Ocak 06, 2019, 06:50:21 ös
Yanıtla #16

Narsistik kişilik bozukluğu’ndan da bahsedilmiş. Nitekim biraz önce forumda böyle bir örneğe tanık olduk. Umarım deminki arkadaş iyileşir ama iyileşmek için öncelikle hasta olduğunu kabullenmesi gerekli.

Ben de bu tür bir süreç yaşadığım için bu konuya biraz hakimim. Ama ben hasta olduğumu kabullendim ve tedavimi oldum. Grandiyöz hezeyanlar kısa sürede yerini majör depresyona bıraktı. Gerçek Dünya’ya geri döndüm yani  :). Geri dönüş sürecini bu tür insanlar kabullenmekte zorlanabilirler. Çünkü kendi dünyanızda çok büyük bir şahıssınız, belki bir kral, belki mesih... Gerçek dünyaya dönüp bilinç açılmaya başladığında ise tahttan düşmüş oluyorsunuz. Bir nevi en tepeden belki de en dibe vurduğunuzu anlıyorsunuz. Bunu kabullenmek gerçekten zor bir süreç ve tedavi gerektiriyor. Benim bu normale dönüş sürecinde bir de ilginç anım var. Kendimle ve hatalarımla sanki tüm dünya tarafından izlenip yüzleştirildiğim bir anda tüm vücudum da derin utanç duygusuyla bir alevlenme, sanki ruhun yanması gibi bir şey oldu. Hâlâ o an’ı unutamam.

Nitekim bu hastalığımın ortaya çıkmasındaki en büyük etken ise ‘egom’ yani ‘kendimi farklı ve büyük hissetmem’ di. Şimdi ise ‘bir uzmana göre çok mütevazisin’ sözleriyle karşı karşıya kalıyorum ve hoşuma gidiyor.  :). Artık çocukla çocuk, işçiyle işçi, esnafla esnaf gibi konuşuyorum. ikili ilişkilerim oldukça iyi ve bundan çok mutluyum. Çünkü ben de artık herkes gibiyim. :)

Umarım kimse aklıyla sınanmaz. Herkese akli ve bedeni sıhhat ve iyilikler diliyorum.

Sevgiler.

Birşey mi kaçırdım  :)

Dünden beri kendini muhtemelen mesih olarak gören ve yine muhtemelen narsistik kişilik bozukluğu olan biri vardı. Sanırım forum yönetimi tarafından yorumları ve başlıkları silindi. Üyeliği de iptal edildi.

Sevgiler sayın Tık Tik Tak  :)
Errare humanum est.
Ayıplı Müzmin öğrenci


Ocak 06, 2019, 06:57:28 ös
Yanıtla #17

Narsistik kişilik bozukluğu’ndan da bahsedilmiş. Nitekim biraz önce forumda böyle bir örneğe tanık olduk. Umarım deminki arkadaş iyileşir ama iyileşmek için öncelikle hasta olduğunu kabullenmesi gerekli.

Ben de bu tür bir süreç yaşadığım için bu konuya biraz hakimim. Ama ben hasta olduğumu kabullendim ve tedavimi oldum. Grandiyöz hezeyanlar kısa sürede yerini majör depresyona bıraktı. Gerçek Dünya’ya geri döndüm yani  :). Geri dönüş sürecini bu tür insanlar kabullenmekte zorlanabilirler. Çünkü kendi dünyanızda çok büyük bir şahıssınız, belki bir kral, belki mesih... Gerçek dünyaya dönüp bilinç açılmaya başladığında ise tahttan düşmüş oluyorsunuz. Bir nevi en tepeden belki de en dibe vurduğunuzu anlıyorsunuz. Bunu kabullenmek gerçekten zor bir süreç ve tedavi gerektiriyor. Benim bu normale dönüş sürecinde bir de ilginç anım var. Kendimle ve hatalarımla sanki tüm dünya tarafından izlenip yüzleştirildiğim bir anda tüm vücudum da derin utanç duygusuyla bir alevlenme, sanki ruhun yanması gibi bir şey oldu. Hâlâ o an’ı unutamam.

Nitekim bu hastalığımın ortaya çıkmasındaki en büyük etken ise ‘egom’ yani ‘kendimi farklı ve büyük hissetmem’ di. Şimdi ise ‘bir uzmana göre çok mütevazisin’ sözleriyle karşı karşıya kalıyorum ve hoşuma gidiyor.  :). Artık çocukla çocuk, işçiyle işçi, esnafla esnaf gibi konuşuyorum. ikili ilişkilerim oldukça iyi ve bundan çok mutluyum. Çünkü ben de artık herkes gibiyim. :)

Umarım kimse aklıyla sınanmaz. Herkese akli ve bedeni sıhhat ve iyilikler diliyorum.

Sevgiler.

Birşey mi kaçırdım  :)

Dünden beri kendini muhtemelen mesih olarak gören ve yine muhtemelen narsistik kişilik bozukluğu olan biri vardı. Sanırım forum yönetimi tarafından yorumları ve başlıkları silindi. Üyeliği de iptal edildi.

Sevgiler sayın Tık Tik Tak  :)

Hepimiz benzersisiz; lakin o kadar da değil.  :)

Kendilerinin inanması sıkıntı olmaz da; başkalarını inandırdıklarında sıkıntı oluyor.Tarih bu örnekler ile dolu...

O arkadaşa esenlikler dilerim.
« Son Düzenleme: Ocak 06, 2019, 07:43:12 ös Gönderen: Tık-Tik-Tak »
Sen Özelsin


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
4477 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 03, 2007, 04:03:07 öö
Gönderen: Fraternis
1 Yanıt
3665 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 14, 2008, 08:08:16 ös
Gönderen: Prenses Isabella
2 Yanıt
4210 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 03, 2013, 01:43:00 öö
Gönderen: 418
0 Yanıt
2661 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 21, 2007, 04:47:02 ös
Gönderen: Draug
0 Yanıt
2811 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 31, 2007, 12:26:24 öö
Gönderen: shemuel
5 Yanıt
5962 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 14, 2008, 01:47:50 öö
Gönderen: blossom
2 Yanıt
3678 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2008, 11:32:02 öö
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
2461 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 14, 2008, 01:54:05 öö
Gönderen: blossom
0 Yanıt
2588 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 13, 2010, 12:09:26 ös
Gönderen: ceycet
1 Yanıt
5152 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 23, 2011, 06:51:11 ös
Gönderen: Cin Ruhi