Sayın isabellaya kısmi olarak, sayın popperiste de tamamen katılıyorum. Sayın Lethe'nin düşünce mantığını da çok beğendim, olması gereken bir bakış açısı.
Araştırmadan, sorgulamadan, kıyaslamadan, direk suçu şeytana atmak işin kolaycılığı gibi geliyor. o zaman kimsenin bir şey yapmasına gerek yok, nasıl olsa suçlu şeytan, hem birde kader olayı var, zaten her şey önceden yazılmış çizilmiş.
Ben bu bakış açısıyla dünya görüşümü, hayat felsefemi yerli yerine oturtamıyorum maalesef.
Uygar toplumlar, sosyoloji, psikoloji, toplum hareketleri gibi bilim dallar ve kürsüler kurarken, biz onlar kadar boşuna zaman kaybetmiyoruz. Sanırım neden onlar gibi olamadığımızı bu yüzden düşünüp duruyor ve müslümanlığın altın çağı sanılan osmanlıya özenti ile günlerimizi geçiriyoruz. Oysa ondan önceki bizans imparatorluğu neredeyse iki kat uzun ömürlü olduğunu düşünmüyoruz. Neden bütün müslüman ülkelerindeki üniversitelerin 2 katının sadece amerika’da olduğunu düşünmüyoruz. Toplumun üzerinde bir kültür seviyesine sahip üniversitelilerin neden yumurta düşkünü olmaya başladığını düşünmüyoruz.
500 kişilik bir köye 5000 kişilik cami yaparken, bu köyde niye okul yok diye sormuyoruz.
[Son 105 yılda 14 milyon Yahudi bilim dalında 100’ün üzerinde Nobel ödülü kazanırken, 1.4 milyar Müslüman yalnızca üç Nobel kazandı diye düşünmüyoruz.
İslam Konferansı Örgütü'nün ( OIC ) 57 üyesi ülkelerin tümünde 500 adet üniversite bulunmaktadır ve üniversite başına üç milyon Müslüman düşmekteyken, sadece ABD'de 5758 üniversite olmasını umursamıyoruz.
2004 yılında Shanghai Jiao Tong Üniversitesi " Dünya Üniversitelerinin Akademik Değer Listesi" ni hazırlamış ve ilginçtir ki Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiç birinden ilk 500 e giren üniversite yoktur.
UNDP tarafından toplanan verilere göre Hristiyan dünyasında okuma-yazma bilenlerin oranı neredeyse % 90 ve bunlardan 15 Hristiyan çoğunluğa sahip ülkede okuma-yazma oranı % 100 dür.
İlginçtir, OIC üyesi 57 ülkenin gayrı safi milli hasılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır.
ABD, tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte, Çin 8 trilyon dolar, Japonya 3.8 trilyon dolar ve Almanya 2.4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır.
( Satın alma gücü eşitlenerek hesaplama yapılmıştır. )(Alıntıdır)] Bu verileri de umursamıyoruz.
Eğitime önem vermeyen, üretmeyen bir ülkenin tam bağımsız olamayacağını es geçip kötülüğü illüminatide, siyonizm de, masonlar da, kemalistler de, nefsimizde, şeytanda bulup işi bitiriyoruz.
Siz suçluyu şeytan olarak görebilirsiniz, ben ise suçu cehalette, hazır sunulmuş hikaye ve haberlerde buluyorum. O yüzden trt gibi kanalları seyretmeyi 3-4 sene önce bıraktım, hatta televizyonu bile kaldırdım.