Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Dersim Katliamı  (Okunma sayısı 28425 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 10, 2013, 09:48:31 ös
Yanıtla #50
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 405
  • Cinsiyet: Bay

sn.kaan

Sizin kokuşmuş rejim dediğiniz cumhuriyetmidir birşeyleri anlatacaksanız daha net olun sonuna kadar tartışalım sizinle buyrun

Sn. karahan, kokuşmuş rejim dediğim ne cumhuriyet, ne demokrasi, ne de laikliktir; kokuşmuş rejim diktatör zihniyetinin faşist fiiliyatları ve bu fiiliyatların geleneklerini devam ettirme meraklısı olan zihniyetlerdir; tıpkı Onur Öymen'in Kürt sorunu için "Dersim gibi yapalım. Orada da analar ağlamadı mı?" gibi faşistliğini sergilemesi gibi. Bu insanlar bırakılsa darbe de yaparlar, halka zulüm de ederler, işkence de yaparlar. İşte bu zihniyet, bu zihniyetin hayalindeki rejim kokuşmuştur. Dersim Katliamı bu zihniyetin ürünüdür.

Saygılarımla.
Dersim gibi yapalım demedi, dersimde analar ağlamadı mı ama o zaman kimse Erdoğan gibi teröristle pazarlığı düşünmedi tarzında konuştu lütfen çarpıtmayalım.


Mayıs 10, 2013, 09:52:46 ös
Yanıtla #51
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 405
  • Cinsiyet: Bay

Dersim ahalisi yüzyıllardır bağımsız yaşamaya ve devletlerin tebaası olmamaya alışmış kendi içine kapalı kendine münhasır bir zümre. Padişahlar oradaki aşiret ağalarına, reislerine sorumluluğu vererek geçici olarak sorundan kurtulmuşlardır fakat çok cahil olan ve hiç Türkçe bilmeyen bu Kürt Alevisi ahalisi sadece ağalara bağımlıdır ve bu Türkçe bilen ağalar aracılığıyla dünya ile iletişim kurabilmekteler. Tanzimat ile biraz çeki düzen gelmiştir buraya. Cumhuriyet ile ise artık sonuca gelinmiştir. Buraya bir harekât gerekliydi. I. harekât yapıldı. II.si de yapıldı fakat bu harekâtta katliam yapıldı maalesef. Aşiret reisleri, ağalar ile çatışıldı fakat isyan etmeyenler de öldürüldü ve özellikle Atatürk'ün emri ile Atatürk'ün manevi kızı bile çoluk çocuk kadın demeden halkı bombaladı, fare gibi öldürüp zehirledi. Bu büyük bir katliam, vahşettir. Bunun bir küçüğü de Uludere'de yaşandı fakat bunun da üzeri örtülüyor. Dersim Katliamını yapanlar özür dilemeden öldü gitti. Şimdi bunun özrünü yeni CHP yönetimi yapmalıdır. Uludere içinse başbakanın bir özür borcu var. Oranın halkına yardım yapıldı sonradan fakat devlet özür dilemeli kesinlikle!
Dersimlilere çok üzüldüğünüz için bu yazıyı buraya koyduğunuzu zannetmiyorum öyle olsa bosna katliyamını ruanda katliyamını dakoyardınız belli ki amacınız Atatürk'e dil uzatmak. Peki sizin siyasi görüşünüz ne bilsek daha fazla yardımcı oluruz size.


Mayıs 10, 2013, 09:56:33 ös
Yanıtla #52
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 405
  • Cinsiyet: Bay

sn.kaan

Sizin kokuşmuş rejim dediğiniz cumhuriyetmidir birşeyleri anlatacaksanız daha net olun sonuna kadar tartışalım sizinle buyrun

Sn. karahan, kokuşmuş rejim dediğim ne cumhuriyet, ne demokrasi, ne de laikliktir; kokuşmuş rejim diktatör zihniyetinin faşist fiiliyatları ve bu fiiliyatların geleneklerini devam ettirme meraklısı olan zihniyetlerdir; tıpkı Onur Öymen'in Kürt sorunu için "Dersim gibi yapalım. Orada da analar ağlamadı mı?" gibi faşistliğini sergilemesi gibi. Bu insanlar bırakılsa darbe de yaparlar, halka zulüm de ederler, işkence de yaparlar. İşte bu zihniyet, bu zihniyetin hayalindeki rejim kokuşmuştur. Dersim Katliamı bu zihniyetin ürünüdür.

Saygılarımla.

Sayın Kaan,

eleştileriniz çok güzel, fakat hiç çözüm önerisi sunmuyorsunuz, bu sorunları hangi yöntem yada sistem değiştirebilir, değerli fikirlerinizi alabilirmiyim.Sizde bilirsiniz ki bozmak kolaydır, yapmak ise zor....


Saygılarılma

Teşekkür ederim fakat zaten şu anda bunlar çözülüyor; bunun için uğraşıyorlar. Bizim ise vatandaşlık görevimiz bu tarihi bilmek ve ibret almaktır. İbret alan, farkındalık kazanan birisi çözümlere destek olur, köstek olmaz. Cuntacıların içeriye alınması, aylardır insanların ölmemesi, PKK'lilerin geri çekilmesi, barış sürecinin gelişmesi, yeni anayasanın yapımı, vs. zaten çözüm süreci işliyor.

Bizlerin ise tarih bilmemiz, tarih ile yüzleşmemiz gerekiyor.

Saygılarımla.
İstediği an tekrar girabilecek (30 yıldır girdikleri gibi) teröristlerin dışarı çıkmasını başarı gibi göstermek gözü kapalı akp hayranlığıdır. Daha ayrıntılı anlatırdım ama burası tarih başlığı.


Mayıs 10, 2013, 10:00:42 ös
Yanıtla #53
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 405
  • Cinsiyet: Bay

Bunları biliyorum ben. Teşekkür ederim. Zaten alıntı yaptığınız yazının sahibi olan Orhan Çekiç de seneler evvelinden benim üniversiteden hocam olur.

Şimdi. Milli Mücadele'de beş komutan savaşmıştır. Bu beş komutanın o dönemlerden hatıratları vardır. Fakat daha sonradan yazılan Nutuk tek kaynak, tarih olarak sunulmuş ve diğer hepsi yasaklanmıştır. Dediğim gibi Şark Fatihi olan Milli Mücadele'de doğunun komutanı olan Kâzım Karabekir Paşa'nın evi basılmış ve yüzlerce hatıratı yakılmıştır.

Kâzım Karabekir Paşa der ki, "Milli Mücadele ile istiklalimizi kazandık fakat tek parti devri ile hürriyetimizi kaybettik!"

Bir diktatörlük devri başladı. Enver Paşa devri bitti Kemal Paşa devri başladı.

"19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktım" ibaresi ise maalesef bir çalıntıdır çünkü ondan evvel Kâzım Karabekir Paşa'nın hatıralarında şu sözü vardır: "19 Nisan 1919'da Trabzon'a çıktım"; yani Milli Mücadele için Kemal Paşa'dan evvel Anadolu'ya gitmiştir ve 19 Mayıs ifadesi ise bir taklittir.

Bu hakikatleri görmek lâzım ve yanlış anlamamak lâzım. Milli Mücadele'de tüm halkımız komutanları ile beraber kahramanca çarpışmıştır fakat tartışmamız savaş sonrası iç siyaset ile ilgilidir. Eleştirilerimiz istiklalimizi kazandıktan sonraki diktatör rejiminedir, tek adam ve tek parti devrinedir; hürriyetin bitirilmesinedir.

O savaşlarda bir komutan savaşmadı ve tek bir komutan bizi kurtarmadı; tüm millet ve birçok komutan savaştı. Ve o komutanların da hemen hemen hepsi kendi bakış açıları ile o devirleri yazdı. Fakat diktatörlük devri dolayısıyla hepsi imha edilmeye çalışıldı ve Kurtuluş Savaşı kahramanları olan kendileri de tasfiye edildi.

Fakat bu Kemal Paşa'ya has bir durum değil. Bu savaş sonrası, padişahsız bir memlekette, padişahın memurları olan paşaların kendi aralarındaki hesaplaşma hâlidir. Nitekim Atatürk öldükten sonra İsmet Paşa başa geçti ve 1938-1950 arasında Nutuk hiç basılmadı, ta ki 1950 seçimlerini kaybedene kadar.

Yani Nutuk sadece bir bakış açısıdır ve bu bakış açısı tek doğru kaynak olarak sunulmuş, dikte edilmiştir. Tarih tek kaynaktan öğrenilemez, birçok kaynak, çeşit okunmalıdır.

Saygılarımla.
Ülke ekonomisine hiç bir olumlu iş yapmayan 90 kişiyi sarı kamışta donarak öldüren bir kişiyle dünyanın hayran olduğu laiklikle, kadın haklarıyla, harf inklabıyla çağlar açıp çağlar kapatan Ulu Önder Atatürk'ü kıyaslamanız direk olarak Atatürk'e hakaret suçu kapsamına girer, kanaatindeyim...


Mayıs 10, 2013, 10:03:02 ös
Yanıtla #54
  • Ziyaretçi

Enver Paşa gitti Kemal Paşa geldi dedim. Burada bir hakaret yok. Çarpıtmayın.


Mayıs 10, 2013, 10:05:00 ös
Yanıtla #55
  • Ziyaretçi

1937 Dersim Katliamı yüzleşilip kabul edilmesi gereken bir katliamdır. Bu bizim tarihimizdir, bizim utancımızdır. Burada bunun dillendirilmesi bazılarına rahatsızlık vermiş anlaşılan. Bana karşı olan mesajların konu dışına çıktığını görüyorum. Bu konu benim için kapanmıştır artık.

Saygılarımla.


Mayıs 10, 2013, 10:05:48 ös
Yanıtla #56
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 405
  • Cinsiyet: Bay

Sevgili Kaan, aziz dostum,

http://dinlerarasidialog.blogcu.com/bir-sakirt-anlatiyor/6681739


Hoş bir link konuyla pek alakalı değil ama okumanızı şiddetle tavsiye ederim.Lise yıllarım da zayıf notlarım yüzünden aynı şeyleri bende yaşadım.Atatürk'e de neden düşmansınız biliyor mu su nuz ? Bilmiyorsunuz bunu okuyunca öğreneceksiniz.
Atatürk karşıtı kitapları genelde Nur cemaatine bağlı kişiler, Adnan Menderes ve Saidi Nursi'nin idamına duydukları üzüntü den dolayı farklı lanse etmiş olabilirler mi ?


Saygılarımla


Sn. Arais,

Ne yazık ki beni yanlış anlamışsınız. Benim bu tür cemaatlerle, gruplaşmalarla alakam olmaz, ayrıca o tarz birisi de değilim, gruplaşmaları sevmem. Ben kendi halinde araştırmacı bir okur yazarım, o kadar.

Ayrıca karıştırmışsınız diyorum çünkü ben bu tür cemaatlerin dağıttığı kitaplardan falan bahsetmiyorum. Cumhuriyetin ilk devirlerinde daha bugünkü Fethullah kitaplarının olmadığı devirlerde, daha nur cemaati olmadığı, onların kitapları ile alakası olmayan kitaplardan bahsediyorum.

Kemal Paşa gibi olan hatıra kitaplarından bahsediyorum. Bunlar yakıldı fakat hala elimizde var, artık basılıyor ve farklı görüşleri okuyabiliyoruz.

O devirlerde tüm muhalifler tasfiye edilmiştir. Muhalif deyince aklınıza herhalde sadece İslamcılar geliyor ki o yüzden nur cemaati ile ilgili bir anınızı hatırlattınız bize. Hayır, vatanhaini olarak görülenler içinde dindar insanlar olduğu gibi, Kürtler de var, Sosyalistler, Komünistler de var.

Maalesef bu rejim hem Necip Fazıl gibi sağcı bir dindarı hem de Nazım Hikmet gibi bir komünist ateisti hapislerde çürütmüştür.

Yasaklanan kitaplar arasında Nazım Hikmet'in kitapları da var. Bu rejim sosyalist, dindar, liberal dinlememiştir, diktatörlüğe itaat etmeyen herkes maalesef vatanhaini sayılmıştır. Zaten bugün cunta planları yapanlar bu zihniyet geleneğinin devamı değil midir ki?

Saygılarımla.

Ulu Önder Atatürk'ü neden demokrasiye geçmedin diye eleştirmek Göktürk hakanı Bilge Kaan neden internet kullanmıyordu diye eleştiri yapmakla eş değerdir her şahıs kendi içinde bulunduğu tarihin şartlarına göre değerlendirilir. Araştırmacıyım diyorsunuz şimdi bunu da hesap ederek aynı araştırmaları baştan bir daha yapın.


Mayıs 10, 2013, 10:14:39 ös
Yanıtla #57
  • Ziyaretçi

Tarihi araştırın derim. Araştırmadan o atmosferin psikolojisini anlayamazsınız. O devirde meclistekilerin korkusu diktatörlüğe gitme ihtimalinin olması idi. Meclisin de, medyanın da Milli Mücadele komutanlarının da korkusu bu idi.


Mayıs 10, 2013, 10:15:05 ös
Yanıtla #58
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 405
  • Cinsiyet: Bay

Atatürk'e dil uzatılması tabiki herkesi rahatsız eder bakın vakti zamanında Neyzen Teyfik bu tip kişilere ne demiş:

"İşgaldeki hali sakın unutma,

Atatürk'e dil uzatma sebepsiz.

Sen anandan yine çıkardın amma,

Baban kimdi bilemezdin ş*****z..."

Son kelimeyi sansürlemek icap edebilir ama iki üst mısradaki cümleyle aliterasyon durumunda olduğu için tam yazmasaydım şiire müdahale etmiş olurdum.
Bakın o zaman da kutsal değerimiz olan Atatürk'e yapılan saldırılar tepki toplamış demek ki Ulu Önder'e laf söylendiği zaman halkın duygularının incineceğini ve buna haklı tepkisini vereceğini hesap etmek icap eder.
« Son Düzenleme: Mayıs 10, 2013, 11:02:45 ös Gönderen: Arais »


Mayıs 10, 2013, 10:24:08 ös
Yanıtla #59
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 405
  • Cinsiyet: Bay

Tarihi araştırın derim. Araştırmadan o atmosferin psikolojisini anlayamazsınız. O devirde meclistekilerin korkusu diktatörlüğe gitme ihtimalinin olması idi. Meclisin de, medyanın da Milli Mücadele komutanlarının da korkusu bu idi.
Tarihin şartları diyince aklınıza sadece o tarihteki meclisteki elemanlar mı geliyor ki onların bir kısmı milli mücadelede nasıl tutum aldığını nutuktan biliyorsunuzdur...
Benim kastediğim bakın bakalım Atatürk devrinde hangi ülkenin lideri kim dünyadaki hakim ideoloji ne? Muasır medeniyet seviyesi ne? Buna bakınca Atatürk'e haşa diktatör demenin ne büyük bir gaflet olduğunu kavrayacaksınız.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
6 Yanıt
4510 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 05, 2007, 04:44:49 ös
Gönderen: paragon
1 Yanıt
3306 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2008, 11:32:56 öö
Gönderen: sun
4 Yanıt
5972 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 20, 2008, 07:52:17 ös
Gönderen: semsin
8 Yanıt
5721 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 04, 2009, 08:32:52 ös
Gönderen: Veritas
2 Yanıt
4507 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 31, 2010, 02:53:49 öö
Gönderen: poyraz06
0 Yanıt
5153 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 20, 2011, 12:02:36 ös
Gönderen: karahan
10 Yanıt
4401 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 24, 2012, 06:08:39 ös
Gönderen: Masor1976
26 Yanıt
11504 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 11, 2013, 02:03:06 ös
Gönderen: BULGARIA
7 Yanıt
5025 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 05, 2014, 11:19:45 ös
Gönderen: RaasielX