Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Dünyada Olmak Ama Dünyaya Ait Olmamak  (Okunma sayısı 36725 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 09, 2008, 08:03:13 ös
Yanıtla #10
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

ortada kalmak derken :D
Yargılayacağım kimse yok :(
Yargılama süreci başlamadan  kendime bir Totem bulmalıyım ;D


Ocak 09, 2008, 09:46:13 ös
Yanıtla #11
  • Ziyaretçi

Sn. MYSTICPROVOCATE'nin demek istediği, örneğin kendinizi uzaylı olarak düşünmek yada melek gibi ruhani bir varlık sanmak değil mi? Doğru mu anlamışım? Çünkü benim, kendini uzaylı sanan, Ra ile iletişimde olduğunu söyleyen bir kaç arkadaşım olmuştu ve buna tüm gönülleri ile inanıyorlardı...
Neden Allah'a kadar geldi konu anlamadım pek...


Ocak 09, 2008, 10:39:58 ös
Yanıtla #12
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 654
  • Cinsiyet: Bay

Bilmiyorum arabesk dinliyormusunuz ama ben çok dinlerim :) insan o şarkıları dinlerken kendinin bu dünyaya ait olmadığı hislerine fazlasıyla kapılıyor :) Yalnızım dostlar Yalnız türü müzikler sanki senden başka diğer tüm insanlar neşeli şen şakrak yaşıyorda tek dertli senmişsin gibi hissediyor insan diğer insanlar ayırıyor ve artık alkolde etki ederse ilerki safhalarda biraz da manic depresif vari bir şekilde bu dünyadan olmadığınız yalnız olduğunuzu kimsenin sizi anlamadığınız düşünmeye başlıyorsunuz :) melankoli hat safhaya ulaşıyor ama bir müddet sonra anlamsız bir neşeyede kapılabiliyorsunuz.

Olaya daha felsefi bakacak olursak belli zamanlarda her insan hissetmiştir bunu kimisi kendisini seçilmiş hisseder kimisi özel hisseder ve bir şekilde kendini diğer insanlardan ayırır.Bazen dünyanın maddi manevi kirliliğide böyle düşünmeye itebilir ama benim hayat görüşüme ters bir düşünce.
Çilesini çekmediğin dert senin değildir...


Ocak 09, 2008, 10:46:30 ös
Yanıtla #13
  • Ziyaretçi

Dediğinizi bir çok insan hissedebilir Sn. LuckyEye2, ama ben hala ısrarla Sn. MYSTICPROVOCATE'in farklı birşeyden bahsettiğini iddia ediyorum.


Ocak 09, 2008, 10:56:57 ös
Yanıtla #14
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 654
  • Cinsiyet: Bay

Dediğinizi bir çok insan hissedebilir Sn. LuckyEye2, ama ben hala ısrarla Sn. MYSTICPROVOCATE'in farklı birşeyden bahsettiğini iddia ediyorum.

Sn. Mistik in sorusunu anladım ama cevabı çok zor yaşamadan bilinmez :) öyle bir ihtiamlde varmıdır bilmiyorum...
Çilesini çekmediğin dert senin değildir...


Ocak 09, 2008, 11:06:13 ös
Yanıtla #15
  • Ziyaretçi

Açıkçası dediğim gibi kendilerini uzaylı sanan arkadaşlarım vardı ve ciddi inanıyorlardı. Nasıl inanıyorlardı, benim realist düşüncelerim almıyor ama gönül işi bu da. Gönül işinde olmaz diye birşey yok...


Ocak 09, 2008, 11:27:16 ös
Yanıtla #16
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341

Insanın aslında et ve kemikten yada başka bir deyişle kullandığı vücuttan ibaret olmadığının ,esasının tamemen başka bir form olduğunun dolayısı ile de aslen bu dünyaya ait olmadığının anlaşılması durumunda neler hissederdiniz ve neler değişirdi?Bu olgu kolaylıkla özümsenebilirmiydi?

Özümsenemez bence kolaylıkla,,iki hafta yataktan kalkamadığımı hatırladım birden özümsemeye çalıştığım dönemlerde
yol ayrımına geldiğimi hissetmiştim
ve  geriye dönüş olmadığını artık eski halimi alamayacağımı..
çok şey değişir tabiki insanlık adına;bu derin bir uyku halinden uyanmaya benzetilebilir uyuyan güzel masalında olduğu gibi aynen(!)
Saygılar


Ocak 09, 2008, 11:30:09 ös
Yanıtla #17
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Mesaj basligina konu olan soruda bir problem var.

Soyleki;

Insan cok cabuk unutan bir varlik, hem ruhi, hem fiziki . Unutmadigi cok az sey var yasaminda.Bunlar ise aksiyona donusturebildigi icin stebilize olmus. Aksi halde kendini, hadiseleri, teorileri, formulleri surekli yenilemeye ihtiyaci var. Nadasa ihtiyac duyan toprak gibi.

Simdi Sn Mystic birinci mesajinda "Insanin dunyada olup da buraya ait olmadigini dusunmesi halinde neler olurdu?"  demis. Ikinci mesajinda " Anlamasi halinde neler olurdu?" demis ve hemen akabinde de  "Hissetmesi halinde neler olurdu?" demis. Bu ifadeler cok goreceli ve hepsi birbirinden farkli. Dolayisi ile her ucunde de farkli sonuca ulasmak mumkun.Bunu biraz acmakta fayda var.

Insan bilgiye 4 sekilde ulasir.

1)Teory (theory)
2)Kavrama (comprehension)
3)Kiyas (comparison)
4)Yargi (deduction, judgement)
5)Hissetme (sensation)

Once bu kavramlara felsefi olarak yaklasarak inceleyelim.

1)Teori: Teoriyi kazanmanin ve korumanin uc yolu vardir.

a)Okumak ve okuduklarini tekrar etmek
b)Ezberlemek
c) Okudugunu baskalariyla muzakere etmek veya ogretmek

Simdi insan "bu dunyadan baska bir dunyaya ait oldugu" gercegini teorisel neticelerle elde ettiyse, demek ki insan okumayi , muzakereyi, ezberlemeyi ve ogretmeyi biraktigi zaman bu teori de kaybolacak demektir.

2)Kavrama: Kavramayi ikiye ayrirsak teorik ve pratik . Yukarida incelemistik; insanin teoriyi bir takim aksiyona donusturmezse zamanla kaybolacagini soylemistik. Simdi sormak gerekirse, insan teorisel olarak kavriyor ise  bu teori kendine pratikte nasil bir zemin bulacak ve kendini kayganliktan nasil uzak tutacak -cunki pratiksellik dahi gecicidir ve donuskendir- ?Bunun icin belirli bir olcu var mi?

Bu sorulara cevap vermek gerekirse, hem teorik hem de pratik kavrama, suuru iktiza eder. Yani insanin kavradiklarini teoriksel ve pratiksel idame ettirmesi ancak bunlarin neticesinde meydana gelmis bir suurla mumkun. Zira suur kalicidir veya en azindan teori ve pratigin yasamasi halinde devamlidir. Bireyin teorisel ve pratiksel kazanimlarindan sonra bile kendisinde suur hasil olmamissa burada bir sorgulamaya ihtiyac var. Bu sorgulama ise disrak degil, icrek yolla yani kisinin kendisinin yapmasi ile gerceklesmelidir.

3)Kiyas: Kisi gerek teorisel gerekse pratiksel kavradigi bilgiyi benzer veya muhalif nesnelerle karsilastirarak kendisinde kalici olup olmayacagina karar verir veya yararli ve zararli diye ayirir yahut kendisine ezoterik gelen kavramlari daha iyi cozmek icin karsilastirma yoluna basvurur. Kiyas sadece zannedildiginin aksine teorisel olmaz. Nitekim ne kadar bilse de araba hic surmemis acemi bri sofor cesitli manevralari pratiksellestirerek kiyas eder. Veya ergenlik yasindaki bir cocuk ebeyninin onlarin tasvip etmeyecegi bir is yaptiginda kendisine kizacaklarini bildigi halde o isi yaparak ebeyninin tepkisini olcer.. Bu da bir kiyas yontemidir. Baska bir ifadeyle buna deneme yanilma da diyebiliriz sanirim.

Buradan hareketle kisinin deneme yanilma yolu veya kiyas yolu cok kalicilik veya kesin bir netice vaad etmediginden kiyasi da daimi sayamayiz. Dolayisiyla insan "bu dunyaya ait olmadigi gercegini veya kurgusunu kiyas yoluyla bulsa dahi insanin mutemadiyen degiskenlik, donuskenlik ve geciskenlik surecine ugrayarak bunu da kaybetmesi muhtemel.

4)Yargi: Bu da bir cesit muhakeme. Kiyas ile benzerlik tasiyor belki kiyastan biraz daha ust derecede. Cunku insan kiyas yoluyla elde ettiklerini yargi yoluyla infaz edebilir.

 Bu da mutlak bir kalicilik vaad etmiyor diyebiliriz.

5)Hissetme: Hissetmek gecisken, degisken ve donusken oldugu icin bireyin ruhi veya fiziki olarak bir seyleri hissetme yoluyla bilgiye vakif olmasi etiket mahiyeti tasir. Yani bu da digerleri gibi kalicilik adina bir sey vaad etmez ve zaman asimina ugramasi halinde yerinden cikar. Ozetle his kaybolur.Buna ornek olarak Gazali'nin Incoherence of Philosophers kitabinda bashettigi "Alem-i ceberut alemi" verilebilir. 

Netice itibariyle, insanin kendi kendine veya baska nesne ve olgular sayesinde "Dunya'da yasadigini bilip te dunyadan olmadigi" gercegini elde etmesi bence cok goreceli bir sey. Elde etse bile bu gercegi veya kurguyu, yukarida da inceledigimiz gibi ayni tazelikte korumasi biraz zor ama imkansiz degil. Yani tabiki hissedebilir, tabiki ogrenebilir, tabi ki pratiksellestirebilir,tabi ki yargilayabilir ancak bu soru neticesinde kisinin bu hakikat minvali uzere bir seyler yapmasi , bu sorunun cevabinin kiside kalici olmasina vabeste. Yani soruyu sorduktan sonra ve gercegi elde ettikten sonra kisinin neler yaptigini analiz etmek gerekir. Hakikati veya kurguyu butun bu asamalardan sonra kesin bir cozume ulastirsa bile insanin bir de UNUTMA gibi bir ozelligi de mevcut..:)


Muhabbetle...

 











« Son Düzenleme: Ocak 09, 2008, 11:45:14 ös Gönderen: Kirlangic »


Ocak 10, 2008, 12:06:29 öö
Yanıtla #18
  • Ziyaretçi

Bilgiye ulaşmak adını söylediğiniz processler doğru, fakat inanmak adına bunları söylememiz ne kadar mümkün? Bir insan uzaylı olduğuna nasıl inanır örneğin? Bütün kalbiyle buna inanan insanları gördüm, bu durumda onların bu süreçlerinde bir problem mi var demek oluyor?


Ocak 10, 2008, 12:22:49 öö
Yanıtla #19
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Bilgiye ulaşmak adını söylediğiniz processler doğru, fakat inanmak adına bunları söylememiz ne kadar mümkün? Bir insan uzaylı olduğuna nasıl inanır örneğin? Bütün kalbiyle buna inanan insanları gördüm, bu durumda onların bu süreçlerinde bir problem mi var demek oluyor?

Hayir sevgili Blossom. Bana gore bakislarinda bir problem yok. Cunku bize gore dogru olan olgular baskalarinda farklilik arzedebilir. Yani bu onlarin neticede felsefi bakislari. Bir cogumuzun lisede veya universitede mantik dersinde de gordugumuz ve ogrendigimiz gibi "Cogunlugun dusundugu dogrudur" tezine/ sonucuna ulasmak yanlis veya  genel kavrama(common sense) denilen seyler bana gore goreceli kavramlar..Cunku ben genel anlayis veya konsensus kavramanin olduguna bile  inamiyorum dolayisi ile dogrularin genel bir konsensusu olmasi gerektigi iddiasi yanlis..Ona bakarsan Farabi de Semanin ve yildizlarin da ruhlarinin oldugunu ve bu ruhlari sayesinde hareket ettiklerini hatta bana cok daha ilginc gelen "Insanin yaratilirken veya dunyaya gelirken 4 element ile birlikte (hava, su, ates, toprak) uzaydaki hareketlerin de olmasini gerektigini, bunlar olmazsa insanin meydana gelemeyecegini soyluyor. Teolojik olarak bu arguman bir coklarina ters gelebilir ancak neticede felsefi bir yaklasim. :)


muhabbetle

« Son Düzenleme: Ocak 10, 2008, 12:37:36 öö Gönderen: Kirlangic »


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
9 Yanıt
12407 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 01, 2017, 05:40:52 ös
Gönderen: gfeenatre
2 Yanıt
5581 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 21, 2015, 02:32:51 ös
Gönderen: ARARAT
9 Yanıt
25420 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 18, 2013, 09:58:36 ös
Gönderen: Makbenah
6 Yanıt
5723 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 23, 2011, 09:08:34 ös
Gönderen: baron
7 Yanıt
3755 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 27, 2013, 07:12:41 ös
Gönderen: Tij
4 Yanıt
3723 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 11, 2014, 01:42:22 ös
Gönderen: kerberos
2 Yanıt
2465 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2015, 09:41:48 ös
Gönderen: Risus
0 Yanıt
1919 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 10, 2015, 02:25:47 ös
Gönderen: Nestor
4 Yanıt
2963 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2015, 02:49:54 ös
Gönderen: ARARAT
8 Yanıt
3574 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2015, 11:28:11 ös
Gönderen: ruzber