Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Bana Bir Yol Göster Sedat Abi (4)  (Okunma sayısı 2079 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 19, 2011, 12:19:47 öö
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

 Hani sizin müdahale edemediğiniz, olayların akışı esnasında kendiliğinden oluşuveren durumlar, neden yaptığınızı bile bilmeden otomatik olarak yaptığınız şeyler olur. Neden yaptığınızı bilmeden, çoğu zaman da amaçsızca yaptığınız şeylerden bahsediyorum.

 İşte tam da böyle bir şekilde oldu. Trabzana dayanıp bir iki saniye Ramazan'ın peşinden baktım. Odama çıkıp , bütün konuştuklarımızı uykunun derin karanlığına gömebilirdim. Tamam tanışıyorduk, benim de keyif  aldığım sohbetler ediyorduk. Tamam... Ama hepsi bu kadar işte. Ramazan benim neyim oluyordu ki? Hem kocaman adamdı. Başının çaresine bakabilirdi...Olmadı, duramadım. İsteksizce de olsa Ramazan'ın peşinden sokağa attım kendimi.

 Çıktığımda ilk hissettiğim ciğerlerime dolan serin ve tertemiz hava  oldu. Ramazan henüz otelden bir kaç adım uzaklaşabilmişti. Yalpalayışı gölgesinde bile hissediliyordu. Gölgesinin üzerinde yürüdüm bir süre. Peşinden geldiğimi bir süre fark etmedi bile. Sigarasını yakmak için durduğunda çakmağını rüzgardan korumak için arkasını döndüğünde farketti beni.

 - Ooo Hasan! Fikrini değiştirdin demek. Ne o öyle lan hafiye gibi sessiz sessiz. İnsan bir seslenir.
 - Ne bileyim yaa. Uykum kaçtı birden.
 - İyi iyi. Ben de içimden saydırıyordum sana.
 - Yok be uyku bastırmıştı birden. Yoksa niye gelmeyeyim.
 - Tamam tamam. Bak neyapalım biliyormusun? Şu çarşıda sabaha kadar açık bir işkembeci var. Fena da yapmıyorlar. Ne dersin? Birer çorba içelim mi?

 Tarif ettiği yer otele iki üç kilometre kadardı. Yol gözümde büyüdü ama hayır diyemedim.
 - Ben tuzlama severim, var mı? Teklifimi beğenmem onu keyiflendirmişti. Gülerek omuzuma vurdu.
 - Olmaz mı.

 Artık doktoran ve bu gün yaşadıklarından bahsetmeyi kesmişti fakat bahsettiği konular ve anlatış şekli hala bir sıkkınlık ve öfke içeriyordu. Karısından bahsetti bir ara.
 - Bir erkeğin karısından bahsederken kullanacağı en güzel hitap şekli nedir biliyormusun? Cevap vermemi beklemeden devam etti.
 - Eski karım! Hah ha ha... En iyi eş eski eştir dostum, inan bana. Öyle abartılı güldü ki , bir ara iki eliyle dizlerini tutacak şekilde eğildi.

 Alkolün ve gülmek için yaptığı zorlama hareketlerden sonra kızarmış bir yüzle bana baktı ve,

- Şans dostum, kim ne derse desin insanda şans olacak.

 Mutlu bir evliliğinin olmadığı belliydi. Sizi bilmem ama ne zaman eşiyle mutlu olmayan bir erkek veya kadın tanısam. Hissettiğim ilk duygu hüzün olur. Bir insanın başına gelebilecek en üzücü durum olmakla birlikte, dinleyen içinde en hüzünlü hikayedir. Sevgisiz bir evlilik. Ne büyük bir tutsaklıktır?... Ramazan'ın sesiyle sıyrıldım düşüncelerimden.

- Şan dedimde dostum. Sana bahtsız Bektaşi'nin hikayesini anlatmadım değil mi? Dinle bak:

- Zamanın birinde bir köyde büyük bir kuraklık yaşanmış. Yıllarca yağmur namına bir damla düşmemiş gökten. İnsanlar açlıktan kıvranır olmuşlar. Denemedik yol kapısını çalmadık hoca bırakmamış köy halkı. Adaklar, yağmur duaları, hiçbir şey işe yaramamış. Bunlar böyle kıvranırlarken. Köye bir Bektaşi gelmiş. Karşılaştığı köylülere seslenmiş,

- Erenler tanrı misafiri kabul eder misiniz? Kimseye yük olmam ben. Bir samanlıkta kıvrılır uyurum. Uzun yoldan geldim.
 Kendi karnını zor doyuran köylünün de son isteyeceği şey bir misafirmiş hani. İçlerinden biri dayanamayıp patlamış:
 - Var git yoluna be adam, bizim lokmamız bize zor yetiyor. Bir de misafir boğazıyla uğraşamayız. Görmezmisin susuzluktan yanıyor memleket.
 Bektaşi gayet sakin
- Dert ettiğiniz şeye bakın ben istesem hemen yağdırırım yağmuru. Hem de ne yağmur!
 Köylüler kızmış
- Git işine be , şu haline bakmadan bir de dalga geçme bizimle.
- Dalga geçmiyorum gayet ciddiyim dediğimde.
- Hadi yağdır da görelim bakalım.
- Yoo öyle bedava olmaaaz. Eğer yağdırırsam on testi şarap isterim.
 O güne kadar adaklar, kubanlar, dualarla yağmur yağmasını sağlayamamış köylüler köpürmüş tabi.
- Bre zındık. Bizi küfre mi sokacaksın. Bak elimizden bir kaza çıkacak var git yoluna... Bektaşi gayet sakin.
- Tamam ona da kabul. Yağmuru yağdıramazsam vurun boynumu.
 Bu sakin hali köylüleri işkillendirmiş. İnanmayarak da olsa kabul etmişler. Ne kabeyderiz gibisinden.
- E hadi tamam. Kabul ediyoruz. Sen yağmuru yağdır on değil yirmi testi şarap sana.
- Tamam. Şimdi bana bir kova su getirin bakalım.
 Suya hasret köylüler biraz ordan biraz burdan, bir kova suyu bulup getirmişler. Bektaşi üstündekileri çıkarıp başlamış kovada yıkamaya. Köylüler yine ayağa kalkmış.
- Ne yapıyorsun be adam. Biz içmeye zor bulduğumuz suyu sana verdik, şu yaptığına bak. Çamaşırlarını yıkıyorsun. Bektaşi biraz sinirlenmiş.
- Eee yeter ama. Ben canımı ortaya koymuşum siz bir kova suyun peşindesiniz. Sabredin biraz.
 Çamaşırlarını bir güzel yıkamış kurusunlar diye bir çalılığın üzerine serecekken, Bardaktan boşanırcasına bir yağmur başlamış! Köylüler şaşkınlıktan ne yapacaklarını , ne diyeceklerini şaşırmışlar. Bir zaman geçip herkes ilk şaşkınlığını üstünden atınca bir sormuş.

- Bu nasıl iştir be mubarek? Nasıl becerdin bu işi?
 Bektaşi şarabından bir yudum çekmiş ve kendinden emin yanıtlamış:
- Ben çamaşırlarımı yıkadım ve kurusunlar diye çalıya asayım dedim... Yüzünü göğe çevirmiş ve işaret parmağıyla gök yüzünü göstererek:
- O bana hiç kurutturur mu be kardeşlik... Hiç kurutturur mu? Demiş.

 İtiraf etmeliyim ki bu sefer Ramazan beni de yakalamıştı. Çok güldüm. Kahkahalarımız kesilince bana dönüp:

- Yani dostum , insan da şans olacak şans. Ötesini bilmem ben.

 Şans mıdır? Şassızlık mı?... Bu gecenin böyle bitmeyeceğini anlayamamıştım...
enelsır


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Bana Bir Seyhler Oluyor

Başlatan SublimePrince Mizah

1 Yanıt
3114 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 03, 2007, 05:43:01 öö
Gönderen: Fraternis
59 Yanıt
30492 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 29, 2014, 10:17:55 ös
Gönderen: PerfectStorm
0 Yanıt
2425 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 22, 2011, 01:45:28 öö
Gönderen: arte
7 Yanıt
4557 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 14, 2011, 12:53:45 öö
Gönderen: PersonalGod
0 Yanıt
2228 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 08, 2011, 11:42:12 ös
Gönderen: enelsır
2 Yanıt
3097 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 14, 2011, 09:55:53 ös
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
2059 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 15, 2011, 12:42:42 öö
Gönderen: enelsır
0 Yanıt
2388 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 27, 2011, 05:34:30 öö
Gönderen: Isis
3 Yanıt
5790 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 21, 2011, 04:44:50 ös
Gönderen: Süvariler
0 Yanıt
1762 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 12, 2015, 08:28:40 ös
Gönderen: MEDUSA