Masonlar.org - Harici Forumu

Diger => Diger Konular => Konuyu başlatan: bilmeliyimgalilei - Ocak 16, 2008, 07:59:54 ös

Başlık: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Ocak 16, 2008, 07:59:54 ös
http://www.youtube.com/watch?v=8IZprnQ1XjM

http://www.youtube.com/watch?v=cC33gLeoak4

http://www.youtube.com/watch?v=Ef3AYgMLP0o

http://www.youtube.com/watch?v=7pj0pJ9hySw

deniz gezmiş kimdir?nedir?
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Ocak 16, 2008, 08:02:57 ös
çok güzel bir belgesel

paylaşım için teşekkür ederim.

Acıyorsam sana anam avradım olsun ama
Aşkolsun sana çocuk aşkolsun
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Ocak 16, 2008, 08:05:26 ös
http://www.youtube.com/watch?v=pFa75OStKo8
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Ocak 16, 2008, 08:06:17 ös
Ben teşekkür ederim sevgili SkullG
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: shemuel - Ocak 16, 2008, 08:09:50 ös
Ben teşekkür ederim sevgili SkullG
bu  güzel konu için bende sana teşekkür ediyorum
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Ocak 16, 2008, 08:15:04 ös
Bana göre bu konularda objektif ve tarafsız kaynaklar bulmak çok zordur.Objektif olmayan kaynaklarda bizi gerçeklerden kesinlikle uzak tutar.Bende gerçekten objektif olan tarafsız olan kaynaklar bulmakta çok zorlanıyorum.
Deniz gezmiş ve dönem hakkında objektif olmaya yakın bir kaynak adres vb. olanlardan paylaşmalarını rica ediyorum
Saygılarımla.
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: paragon - Ocak 16, 2008, 08:52:40 ös
Nerede o kendini bilmez çocuklar .
Bir sabah, ansızın  çekip gittiler .............Yaa kederi kimlere kaldı??

Paylaşım için teşekkürler sn. bilmeliyimgalilei..
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Ocak 16, 2008, 10:18:14 ös
Ben teşekkür ederim sevgili paragon ve shemuel.
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Anatolic - Ocak 16, 2008, 10:29:56 ös
Sn. bilmeliyimgalilei,

bu güzel paylasim icin tesekkür ederim. Objektif degerlendirilmesi gereken bir konu.


Nerede o kendini bilmez çocuklar .
Bir sabah, ansızın  çekip gittiler .............Yaa kederi kimlere kaldı??

Paylaşım için teşekkürler sn. bilmeliyimgalilei..


Sn. Paragon,

sürekli dinledigim bir parca.:)

Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: paragon - Ocak 16, 2008, 10:33:00 ös

Sn. Paragon,

sürekli dinledigim bir parca.:)


Bende çok severim sn anatolic.
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Ocak 16, 2008, 10:36:09 ös
diyor ki hüseyin avukatına:
yarın babam eşyalarımı almaya geldiğinde bu koşu ayakkabılarımı spor,lastik ayakkabılarımı görecek söyleyin oğlumun bir kundurası yokmuydu diye üzülmesin.Bizi aceleyle getirdiler giyemedim.......
üzücü...
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Ocak 16, 2008, 10:41:20 ös
Sn.Anatolic daha öncede söylediğim gibi kesinlikle size katılıyorum.
Her farklı kaynakta farklı şekilde anlatılan bir insanı bir dönemi anlamak çok güç ve bence bir o kadar da üzücü.En son paylaşımda bulunduğum videoyu izlediğimizde sarfedilmiş cümleler bir hayli dokunaklı ve anlamlı.
fakat bunlar da bir insanı heleki (dorğu söylüyorsam) bir düşüncenin "lokomotifi" olmuş bir insanı anlamaya yetmiyor ne yazık ki.

Yakın tarihimiz hakkında keşke daha objektif verilere ulaşabilsek.
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: paragon - Ocak 16, 2008, 10:50:52 ös
 Aslolan Deniz gezmiş,Hüseyin ,Yusuf kimdi sorusu degil.Elbette insandılar.Kimine iyi kimine kötü ...
 Asılolan onlar nasıl bir mirasla günümüze geldiler .İşte bu yüzden isimlerinden kalan miras; kişiliklerinden ve hatta İyi yada kötü oluşlarından çok daha  önemlidir ......
Deniz gezmişlik, Deniz gezmişten de  önemlidir haklı davalarda....
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Isis - Ocak 16, 2008, 11:02:14 ös
CNN'in yaptigi belgeseller genelde objektif oluyor ama CNN icin bu buyuk bir cesaret dogrusu. Tebrik ederim..


muhabbetle
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Ocak 16, 2008, 11:03:34 ös
haklısınız sn.Paragon peki soru şu olsa Deniz gezmişlik nedir?Şöyle bir oturup düşündüğümde bana çok karanlık gelen yerler var hala kendisi hakkında idam edildiği yol hakkında.
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Ocak 16, 2008, 11:10:23 ös
bir belgesel varmı ki anlattıkları içinde bir karateri ne yüceltsin ne alçaltsın...biraz kaba tabirle desinki "kardeşim şu oldu o olunca bir kesim şöyle dedi bir kesim şöyle dedi"sonuç çıkartmayı bizlere bırakan bir anlatım veya bir kaynak istiyorum açıkçası.
Mesela ben yukarıdaki videoları izlediğim zaman çok farklı duygular hissettim ama eminim ki karşıtı bir video izlesem içimdeki bu yargı değişir.Bu bence çok yanlış bir durum
ve sevgili Kirlangiç cnn genelde objektife yakın davranıyor diyebiliyorum ama düşününki bir dönemi yansıtıyorsunuz.mesela yukarıdaki videolar "ORADAYDIM"programından.biraz tek taraftan yansıtmak olmuyor mu?
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: paragon - Ocak 16, 2008, 11:18:25 ös
haklısınız sn.Paragon peki soru şu olsa Deniz gezmişlik nedir?Şöyle bir oturup düşündüğümde bana çok karanlık gelen yerler var hala kendisi hakkında idam edildiği yol hakkında.
Mesele yol mevzu ise eger sn galilegi bi merak olmasın hangi yoldalardı diye .Kalsik seksenlerin aykırı ve uç noktadaki sol görüşü diye aysbergden hallice bir tabir yakıştırılabilir....Fakat Gazmişin ve arkadaşlarının idamlarından bize kalan miras sadece davalarındaki kişileri ilgilendiren mevzular degildir .Onların haksız idamları,sagcısı ile ,solcusu ile topyekün bir millet iradesine karşı durmaya çalışan katı ve despot bir yönetimin hezeyanıdır ....
 
Bu gün birçok eski sag kesimden siyasi suçlu deniz gezmişi ve arkadaşlarını davalarında haklı bulmasada .Onları ellerinden gelse idamdan kurtarmak  işin birlikte bile hareket edebileceklerini söylemiştir ......Konu bu açıdan ele alındıgında dahi deniz gezmişliğin kalasik sol kesimdeki simgelerden ayrı bir yönünün oldugu ortaya çıkar ..
Başlık: Re: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Ocak 17, 2008, 12:00:19 öö
kesinlikle katılıyorum sevgili paragon.Herşeyden öte bir insanın bu zulümleri görmesi bir insanlık ayıbıdır.Bugüne kadar çok zıt ve uç noktalarda yaşamış birisi olarak çok fazla araştırma imkanım olmadı Deniz gezmiş'i.Okuyup araştırdıkça biraz daha ilerledikçe hayrete düşüyorum.
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Şubat 24, 2008, 08:18:43 ös
boş boş işlerle uğraşıp kendini bi saf yapıp bide milleti kargaşaya sürüklemiştir.

okuyup adam olup siyasete girseydi ya.komedi vallaha.
macerayı çok seven yabancı özentisi sovyetler birliği özentisi biriydi ayrıca bunun grubundakiler 17 Mayıs 1971 de İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Ephraim Elrom kaçırmıştır.teroristten farkları yoktur.Aynı şey bizim başımıza gelseydi artık İsrail'e düşman olurduk.

ayrıca bu kişinin ne olduğunu anlmak için ufak bir şey: filistinde gerilla kamplarında eğitim görmüştür.
Bizim ülkemizin tek yalnışı bu adamı asarak yüceltmesidir.

Çünkü bu işler okuyup adam olarak olur öyle macera oyunu gibi kavga dövüşle olmaz.
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Veritas - Şubat 24, 2008, 08:56:00 ös
Damat Ferit, Ali Kemal gibi kişiler de Atatürk ve silah arkadaşları Anadolu'ya çıktıklarında sizin cümlelerinize benzer cümlelerle onlara karşı çıkmışlardı. Fikrinizce eylem planları ve düşünceleri doğru olmayabilir ama "okuyup adam olsaydı" cümlesini birisi hakkında kullanabilmek için bence insan biraz daha düşünmeli.

Darağacında sallanan bir ölüde komedi unsuru ben bulamıyorum, bu hususta sizi bir kez daha takdir ettim. Bir de Ephraim Elrom'u kaçıranlar Deniz Gezmiş, Yusuf İnan ya da Hüseyin Aslan değil Mahir Çayan ve Ulaş Bardakçı'dır. Hani okuyup adam olmak güzel şey, okuduğunu anlamak da güzel bir şey.
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Şubat 24, 2008, 09:58:40 ös
"Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim. Ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz. Onu ancak işbirlikçiler düşünsün. Ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye’nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum. Bu bağımsızlık düşüncesini mezara kadar götüreceğiz... " Deniz GEZMİŞ

yukarıdaki sözler çok mu komik bilemeyeceğim... ya da yukarıdaki sözler çok boş işlerin sözlerimidir yine bilemeyeceğim

bildiğim bir şey var ki o da

emperyalizme karşı DENİZ olunmalı!

"türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük kıpırtı ve davranış duydumu, 'bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır' demeyecektir. hemen araya girecektir. elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. polis gelecek, asıl suçluları bırakıp suçlu diye onu yakalayacaktır. genç, 'polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir' diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. mahkeme onu yargılayacaktır. yine düşünecek, 'demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek!' onu hapse atacaklar. yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, ismet paşa'ya ve meclis'e telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. diyecek ki, 'ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. araya girişimde ve eylemimde haklıyım. eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek benim görevimdir!' işte benim anladığım türk genci ve türk gençliği!''   M. Kemal ATATÜRK (bursa nutkundan)
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Şubat 24, 2008, 10:37:21 ös
"macerayı çok seven yabancı özentisi sovyetler birliği özentisi biriydi " gibi bir cümleyi kuran kişinin aslında Türk Sol Tarihi hakkında pek bir şey bilmediğini, THKO'nun THKP-C'nin TKP'nin TİP'in bir kılsatmadan öte anlam taşımadığını düşündüğünü,  MDD'nin PASS'ın Kesintisiz Devrim'in, Kapitalizm yoluyla devrimin ne olduğunu bilmediğini, ÇKP- SBKP arasındaki görüş farklılığı, anarşist-marksist komünist arasında nasıl bir ayrım olduğunu, Troçki ile Stalinin niçin farklı olduklarını Hruşçev Revizyonizminin ne demek olduğunu dahi bilmediğini, fokoculuğu duymadığı gibi oportünizmin ne demek olduğu hususunda görüşünün olamayacağını şıppadanak anlarız... şimdi oturup ağrısız başımıza dert almak istemediğimizden bunların hepsini anlatma derdine de düşmeyiz :)

ama en azından bir Milli dEmokratik Devrim ne demektir bari bunu bilseydi diye iç geçiririz... ülkemiz üniversite gençliğinin bu engin bilgi birikimi karşısında ise duvar var mı duvar kafayı vuracağım da deriz...

Mahir Hüseyin Ulaş...
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Şubat 27, 2008, 02:38:00 öö
nasılda okumuşsunuz ben şöyle yazdım:bunun grubundakiler 17 Mayıs 1971 de İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Ephraim Elrom kaçırmıştır.
yani deniz gezmiş kaçırmıştır demedim.lütfen dikkatli okuyalım.

Damat Ferit, Ali Kemal gibi kişiler de Atatürk ve silah arkadaşları Anadolu'ya çıktıklarında sizin cümlelerinize benzer cümlelerle onlara karşı çıkmışlardı. Fikrinizce eylem planları ve düşünceleri doğru olmayabilir ama "okuyup adam olsaydı" cümlesini birisi hakkında kullanabilmek için bence insan biraz daha düşünmeli.

Darağacında sallanan bir ölüde komedi unsuru ben bulamıyorum, bu hususta sizi bir kez daha takdir ettim. Bir de Ephraim Elrom'u kaçıranlar Deniz Gezmiş, Yusuf İnan ya da Hüseyin Aslan değil Mahir Çayan ve Ulaş Bardakçı'dır. Hani okuyup adam olmak güzel şey, okuduğunu anlamak da güzel bir şey.
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Şubat 27, 2008, 02:49:22 öö
ne oldu neye ulaştı yazık günah değilmi annesine babasına bukadar boş şeylerle uğraştı.gitti filistinde pis arapların militan terorist arapların yanında eğitim gördü ne eğitimi bu merak ediyorum.
arkadaşlar fikirler çatışsın ama insanlar çatışmasın cahil insanlar bunları yapar.kaç kişi öldü haberiniz varmı.
Eğer ülken için birşey yapmak istiyorsanız bırakın bu maceraları bunlar filmlerde oluyor.yapacağınız tek şey okumak okumak okumak daha sonra zaten yolunuzu bulacaksınız.devlet memuru olun bir yerlere gelmeye çalısın.başbakan olun cumhurbaşkanı olun Cumhuriyetimizin yılmaz bekçisi olan Genelkurmay Başkanlığının bir personeli olun yani asker olun ozaman birşeyleri düzeltebilirsiniz ama böyle ülkelerde (filistin gibi yani) gerilla eğitimi görerek olmaz bu işler.
heleki bu insan arapların bizi arkadan vurduğunu bilmiyormu önce biraz tarih okusaydı keşke.bizim düşmanımız falan yok güçlü olan kazanır.
bide şeye çok gülüyorum ABD askerlerini denize itmişler ya.sanki çok iyi birşey gibi.sanki burası muz cumhuriyeti.bizi nasıl küçültüyorlar haberi yok kavgayla dövüşle olmaz bu işler

güçlü olanın dostu, güçsüz olanın düşmanı çok olur.yani artık yıkın kafanızdaki gecekonduları

"macerayı çok seven yabancı özentisi sovyetler birliği özentisi biriydi " gibi bir cümleyi kuran kişinin aslında Türk Sol Tarihi hakkında pek bir şey bilmediğini, THKO'nun THKP-C'nin TKP'nin TİP'in bir kılsatmadan öte anlam taşımadığını düşündüğünü,  MDD'nin PASS'ın Kesintisiz Devrim'in, Kapitalizm yoluyla devrimin ne olduğunu bilmediğini, ÇKP- SBKP arasındaki görüş farklılığı, anarşist-marksist komünist arasında nasıl bir ayrım olduğunu, Troçki ile Stalinin niçin farklı olduklarını Hruşçev Revizyonizminin ne demek olduğunu dahi bilmediğini, fokoculuğu duymadığı gibi oportünizmin ne demek olduğu hususunda görüşünün olamayacağını şıppadanak anlarız... şimdi oturup ağrısız başımıza dert almak istemediğimizden bunların hepsini anlatma derdine de düşmeyiz :)

ama en azından bir Milli dEmokratik Devrim ne demektir bari bunu bilseydi diye iç geçiririz... ülkemiz üniversite gençliğinin bu engin bilgi birikimi karşısında ise duvar var mı duvar kafayı vuracağım da deriz...

Mahir Hüseyin Ulaş...
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Şubat 27, 2008, 02:52:26 öö
filistinde araplarda ne buldu gerilla eğitimi alacak.arapların arkamızdan vurduğunu bilmiyormu.
onun bu söylediklerini Hrant dinki öldürenlerde söylüyor onlarıdamı seviyorsunuz.
eğitim eğitim eğitim.
fikirler çatışsın insanlar değil

"Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim. Ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz. Onu ancak işbirlikçiler düşünsün. Ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye’nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum. Bu bağımsızlık düşüncesini mezara kadar götüreceğiz... " Deniz GEZMİŞ

yukarıdaki sözler çok mu komik bilemeyeceğim... ya da yukarıdaki sözler çok boş işlerin sözlerimidir yine bilemeyeceğim

bildiğim bir şey var ki o da

emperyalizme karşı DENİZ olunmalı!

"türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük kıpırtı ve davranış duydumu, 'bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır' demeyecektir. hemen araya girecektir. elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. polis gelecek, asıl suçluları bırakıp suçlu diye onu yakalayacaktır. genç, 'polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir' diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. mahkeme onu yargılayacaktır. yine düşünecek, 'demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek!' onu hapse atacaklar. yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, ismet paşa'ya ve meclis'e telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. diyecek ki, 'ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. araya girişimde ve eylemimde haklıyım. eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek benim görevimdir!' işte benim anladığım türk genci ve türk gençliği!''   M. Kemal ATATÜRK (bursa nutkundan)
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: kure - Şubat 27, 2008, 03:10:09 öö
ne oldu neye ulaştı yazık günah değilmi annesine babasına bukadar boş şeylerle uğraştı.gitti filistinde pis arapların militan terorist arapların yanında eğitim gördü ne eğitimi bu merak ediyorum.
arkadaşlar fikirler çatışsın ama insanlar çatışmasın cahil insanlar bunları yapar.kaç kişi öldü haberiniz varmı.
Eğer ülken için birşey yapmak istiyorsanız bırakın bu maceraları bunlar filmlerde oluyor.yapacağınız tek şey okumak okumak okumak daha sonra zaten yolunuzu bulacaksınız.devlet memuru olun bir yerlere gelmeye çalısın.başbakan olun cumhurbaşkanı olun Cumhuriyetimizin yılmaz bekçisi olan Genelkurmay Başkanlığının bir personeli olun yani asker olun ozaman birşeyleri düzeltebilirsiniz ama böyle ülkelerde (filistin gibi yani) gerilla eğitimi görerek olmaz bu işler.
heleki bu insan arapların bizi arkadan vurduğunu bilmiyormu önce biraz tarih okusaydı keşke.bizim düşmanımız falan yok güçlü olan kazanır.
bide şeye çok gülüyorum ABD askerlerini denize itmişler ya.sanki çok iyi birşey gibi.sanki burası muz cumhuriyeti.bizi nasıl küçültüyorlar haberi yok kavgayla dövüşle olmaz bu işler

güçlü olanın dostu, güçsüz olanın düşmanı çok olur.yani artık yıkın kafanızdaki gecekonduları

"macerayı çok seven yabancı özentisi sovyetler birliği özentisi biriydi " gibi bir cümleyi kuran kişinin aslında Türk Sol Tarihi hakkında pek bir şey bilmediğini, THKO'nun THKP-C'nin TKP'nin TİP'in bir kılsatmadan öte anlam taşımadığını düşündüğünü,  MDD'nin PASS'ın Kesintisiz Devrim'in, Kapitalizm yoluyla devrimin ne olduğunu bilmediğini, ÇKP- SBKP arasındaki görüş farklılığı, anarşist-marksist komünist arasında nasıl bir ayrım olduğunu, Troçki ile Stalinin niçin farklı olduklarını Hruşçev Revizyonizminin ne demek olduğunu dahi bilmediğini, fokoculuğu duymadığı gibi oportünizmin ne demek olduğu hususunda görüşünün olamayacağını şıppadanak anlarız... şimdi oturup ağrısız başımıza dert almak istemediğimizden bunların hepsini anlatma derdine de düşmeyiz :)

ama en azından bir Milli dEmokratik Devrim ne demektir bari bunu bilseydi diye iç geçiririz... ülkemiz üniversite gençliğinin bu engin bilgi birikimi karşısında ise duvar var mı duvar kafayı vuracağım da deriz...

Mahir Hüseyin Ulaş...

Sn.M akyol söylediklerinize göre  Deniz Gezmiş araplarla birlikte Filistin de eğitim gördü.

Bu içerikli yazıyı daha çok irdeliyebilmem için kaynak gösterebilir misiniz acaba

Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Şubat 27, 2008, 05:25:54 ös
Sn. M. Akyol,


siz devlet memuru olun bir yerlere gelmeye çalışın, cumhurbaşkanı olun, hatta BM Genel Sekreteri olun, yetmezse üstüne Amerikan Başkanının sağ kolu olun, ne olursanız olun... ama Allah'ınızı severseniz DENİZLERE laf atmayın... Denizlerin Savunmalarını alıp okuyun bir bakın bakalım Kemalizm'in ideallerinin dışında tek bir şey var mı ? Oligarşinin katlettiği gençlerdir Denizler. adam mı öldürmüşlerdir hayır, bir polise ateş mi etmişlerdir? yoo.. ONLAR TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE diyorlardı... hala da diyorlar... sizin küçümsediğiniz o amerikan askerlerini DEFOL eylemleri bizim onurumuzdur. Daha 20li yaşların başındaki bir gençsiniz, oturun önce siz ve asıl siz okuyun! ne demektir sosyalizm? ne demektir MDD? ne demektir PASS? niçin Denizler THKO'yu kurmuştur Mahirler neden THKP-C demişlerdir? ne istemişlerdir? sonra gelin burada filistinli araplardan eğitim almıştır felan deyin...

Evet Deniz Filistine gitmiştir... Filistin Kurtuluş Örgütü saflarında yer almıştır... Bu Deniz'in emperyalizme karşı verdiği mücadelenin bir bölümüdür... siz beğenin veya beğenmeyin bu böyledir.  Deniz FKÖ’nün (Filistin Kurtuluş Örgütü) Arapça yazılı kimliğini taşıdı, Filistin’e gitti. Kimi buna bir macera diyebilir. Bizce böylesi görüşler dünya çapında yaşanan mücadeleyi idrak kabiliyetinden yoksunluğun eseridir. Yapılan yanlıştır veya doğrudur farketmez; işin esası Deniz’in bir Türk genci olarak ezilen dünyanın bir çocuğu olmasından kaynaklanır. Deniz o gerçeği yaşamış, onu teneffüs etmiştir. Deniz’i yaratan mücadele hiç şüphesiz emperyalistlerle ezilen uluslar arasında yaşanan Ulusal Kurtuluş Mücadelesidir.

Denizin tarih bilgisi hiç şüphe etmeyiniz ki sizinkinden fersah fersah üstündür...

Halklar arasında kin tohumları ekenleri, Şoven milliyetçiliği, Faşizmin piyonlarıyla Deniz'i aynı cümle içinde geçirmeniz bile üzüntü vericidir...


"Büyük Türk Milleti!

Atatürk için toplanalım!

Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluş idealini yaşatmak için,

Mustafa Kemal devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için,

Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için,

Tam bağımsız geçekt-en demokratik Türkiye için,

Gazi Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluşçu saflarında toplanalım.!

Yaşasın Türkiye! Yaşasın yarının bağımsız Türkiyesi için mücadele! "

DENİZ GEZMİŞ

(Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü düzenleyen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Türk halkına çağrısı)
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Şubat 27, 2008, 05:36:54 ös
ne oldu neye ulaştı yazık günah değilmi annesine babasına bukadar boş şeylerle uğraştı.gitti filistinde pis arapların militan terorist arapların yanında eğitim gördü ne eğitimi bu merak ediyorum.
arkadaşlar fikirler çatışsın ama insanlar çatışmasın cahil insanlar bunları yapar.kaç kişi öldü haberiniz varmı.
Eğer ülken için birşey yapmak istiyorsanız bırakın bu maceraları bunlar filmlerde oluyor.yapacağınız tek şey okumak okumak okumak daha sonra zaten yolunuzu bulacaksınız.devlet memuru olun bir yerlere gelmeye çalısın.başbakan olun cumhurbaşkanı olun Cumhuriyetimizin yılmaz bekçisi olan Genelkurmay Başkanlığının bir personeli olun yani asker olun ozaman birşeyleri düzeltebilirsiniz ama böyle ülkelerde (filistin gibi yani) gerilla eğitimi görerek olmaz bu işler.
heleki bu insan arapların bizi arkadan vurduğunu bilmiyormu önce biraz tarih okusaydı keşke.bizim düşmanımız falan yok güçlü olan kazanır.
bide şeye çok gülüyorum ABD askerlerini denize itmişler ya.sanki çok iyi birşey gibi.sanki burası muz cumhuriyeti.bizi nasıl küçültüyorlar haberi yok kavgayla dövüşle olmaz bu işler

güçlü olanın dostu, güçsüz olanın düşmanı çok olur.yani artık yıkın kafanızdaki gecekonduları

"macerayı çok seven yabancı özentisi sovyetler birliği özentisi biriydi " gibi bir cümleyi kuran kişinin aslında Türk Sol Tarihi hakkında pek bir şey bilmediğini, THKO'nun THKP-C'nin TKP'nin TİP'in bir kılsatmadan öte anlam taşımadığını düşündüğünü,  MDD'nin PASS'ın Kesintisiz Devrim'in, Kapitalizm yoluyla devrimin ne olduğunu bilmediğini, ÇKP- SBKP arasındaki görüş farklılığı, anarşist-marksist komünist arasında nasıl bir ayrım olduğunu, Troçki ile Stalinin niçin farklı olduklarını Hruşçev Revizyonizminin ne demek olduğunu dahi bilmediğini, fokoculuğu duymadığı gibi oportünizmin ne demek olduğu hususunda görüşünün olamayacağını şıppadanak anlarız... şimdi oturup ağrısız başımıza dert almak istemediğimizden bunların hepsini anlatma derdine de düşmeyiz :)

ama en azından bir Milli dEmokratik Devrim ne demektir bari bunu bilseydi diye iç geçiririz... ülkemiz üniversite gençliğinin bu engin bilgi birikimi karşısında ise duvar var mı duvar kafayı vuracağım da deriz...

Mahir Hüseyin Ulaş...

bu arada o bizi asıl küçültenler, bu ülkeyi muz cumhuriyetine çevirenler Denizler değildi... kimler ki 6. Filo gelecek diye İSTANBUL GENELEVLERİNİ beyaz badanayla boyadı, kim ki Amerikan yardımları için binlerce genci KORE'de ölüme gönderdi kimler ki bir gece ansızın geliverdi ve geldiklerinde "bizm çocuklar" olarak adlandırıldılar birileri tarafından... kimler ki ülkede siyaset yapmak için gidip USAde icazet aldı, kimler ki Atatürk'ün TAM BAĞIMSIZLIK fikrini hiçe sayıp bu ülkenin nesi var nesi yok peşkeş çekip sattı İŞTE ASIL ONLARDI(R) BİZİ KÜÇÜLTENLER... Denizler değil

Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Santander - Şubat 27, 2008, 08:04:31 ös
Deniz Gezmiş aksiyon yönüyle saygıyı hakeden bir şahsiyet amma velakin aksiyondan ibaret bir şahsı büyük fikir adamı olarak göstermek kanımca pek saygıyı haketmiyor.Deniz Gezmiş'in konuşmalarını ve çeşitli yazılarını okursanız daha doğru düzgün türkce kullanmayı bile beceremediğini görürsünüz.Skullg'ye hitaben söylemiyorum bunları türkiyedeki marksist-sol kesimde genel olarak Deniz Geçmiş-Mahir Çayan gibi şahsiyetleri yüzyılın en önemli fikir adamları arasında gösterme eğilimi var bunu yanlış buluyorum.Yoksa milli mücadelelerine verdikleri savaşa eyvallah
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Şubat 28, 2008, 01:24:22 öö
araştırmanı önerirdim ama küçük hemen sıradan bi kaynak buyur 1 eylül 1969'a bakabilirsin: http://tr.wikipedia.org/wiki/Deniz_Gezmi%C5%9F

ne oldu neye ulaştı yazık günah değilmi annesine babasına bukadar boş şeylerle uğraştı.gitti filistinde pis arapların militan terorist arapların yanında eğitim gördü ne eğitimi bu merak ediyorum.
arkadaşlar fikirler çatışsın ama insanlar çatışmasın cahil insanlar bunları yapar.kaç kişi öldü haberiniz varmı.
Eğer ülken için birşey yapmak istiyorsanız bırakın bu maceraları bunlar filmlerde oluyor.yapacağınız tek şey okumak okumak okumak daha sonra zaten yolunuzu bulacaksınız.devlet memuru olun bir yerlere gelmeye çalısın.başbakan olun cumhurbaşkanı olun Cumhuriyetimizin yılmaz bekçisi olan Genelkurmay Başkanlığının bir personeli olun yani asker olun ozaman birşeyleri düzeltebilirsiniz ama böyle ülkelerde (filistin gibi yani) gerilla eğitimi görerek olmaz bu işler.
heleki bu insan arapların bizi arkadan vurduğunu bilmiyormu önce biraz tarih okusaydı keşke.bizim düşmanımız falan yok güçlü olan kazanır.
bide şeye çok gülüyorum ABD askerlerini denize itmişler ya.sanki çok iyi birşey gibi.sanki burası muz cumhuriyeti.bizi nasıl küçültüyorlar haberi yok kavgayla dövüşle olmaz bu işler

güçlü olanın dostu, güçsüz olanın düşmanı çok olur.yani artık yıkın kafanızdaki gecekonduları

"macerayı çok seven yabancı özentisi sovyetler birliği özentisi biriydi " gibi bir cümleyi kuran kişinin aslında Türk Sol Tarihi hakkında pek bir şey bilmediğini, THKO'nun THKP-C'nin TKP'nin TİP'in bir kılsatmadan öte anlam taşımadığını düşündüğünü,  MDD'nin PASS'ın Kesintisiz Devrim'in, Kapitalizm yoluyla devrimin ne olduğunu bilmediğini, ÇKP- SBKP arasındaki görüş farklılığı, anarşist-marksist komünist arasında nasıl bir ayrım olduğunu, Troçki ile Stalinin niçin farklı olduklarını Hruşçev Revizyonizminin ne demek olduğunu dahi bilmediğini, fokoculuğu duymadığı gibi oportünizmin ne demek olduğu hususunda görüşünün olamayacağını şıppadanak anlarız... şimdi oturup ağrısız başımıza dert almak istemediğimizden bunların hepsini anlatma derdine de düşmeyiz :)

ama en azından bir Milli dEmokratik Devrim ne demektir bari bunu bilseydi diye iç geçiririz... ülkemiz üniversite gençliğinin bu engin bilgi birikimi karşısında ise duvar var mı duvar kafayı vuracağım da deriz...

Mahir Hüseyin Ulaş...



Sn.M akyol söylediklerinize göre  Deniz Gezmiş araplarla birlikte Filistin de eğitim gördü.

Bu içerikli yazıyı daha çok irdeliyebilmem için kaynak gösterebilir misiniz acaba


Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Şubat 28, 2008, 01:39:51 öö
siz buraya yazı yazmışsınız ama siz kopyala yapıştır yapıyorsun:
http://denizgezmis.turksolu.org/yazilar/asil_kan.htm

ayrıca filistindeki araplar yani teroristlerin İsrail'de yaptıkları terorislikleri biliyoruz.
hiç filistin pkk'ya karşı birşey yapmışmıdır?
herkez kendi işine baksın.kimsenin haddine değil okul işgal etmek.bunlar maceracı


Sn. M. Akyol,


siz devlet memuru olun bir yerlere gelmeye çalışın, cumhurbaşkanı olun, hatta BM Genel Sekreteri olun, yetmezse üstüne Amerikan Başkanının sağ kolu olun, ne olursanız olun... ama Allah'ınızı severseniz DENİZLERE laf atmayın... Denizlerin Savunmalarını alıp okuyun bir bakın bakalım Kemalizm'in ideallerinin dışında tek bir şey var mı ? Oligarşinin katlettiği gençlerdir Denizler. adam mı öldürmüşlerdir hayır, bir polise ateş mi etmişlerdir? yoo.. ONLAR TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE diyorlardı... hala da diyorlar... sizin küçümsediğiniz o amerikan askerlerini DEFOL eylemleri bizim onurumuzdur. Daha 20li yaşların başındaki bir gençsiniz, oturun önce siz ve asıl siz okuyun! ne demektir sosyalizm? ne demektir MDD? ne demektir PASS? niçin Denizler THKO'yu kurmuştur Mahirler neden THKP-C demişlerdir? ne istemişlerdir? sonra gelin burada filistinli araplardan eğitim almıştır felan deyin...

Evet Deniz Filistine gitmiştir... Filistin Kurtuluş Örgütü saflarında yer almıştır... Bu Deniz'in emperyalizme karşı verdiği mücadelenin bir bölümüdür... siz beğenin veya beğenmeyin bu böyledir.  Deniz FKÖ’nün (Filistin Kurtuluş Örgütü) Arapça yazılı kimliğini taşıdı, Filistin’e gitti. Kimi buna bir macera diyebilir. Bizce böylesi görüşler dünya çapında yaşanan mücadeleyi idrak kabiliyetinden yoksunluğun eseridir. Yapılan yanlıştır veya doğrudur farketmez; işin esası Deniz’in bir Türk genci olarak ezilen dünyanın bir çocuğu olmasından kaynaklanır. Deniz o gerçeği yaşamış, onu teneffüs etmiştir. Deniz’i yaratan mücadele hiç şüphesiz emperyalistlerle ezilen uluslar arasında yaşanan Ulusal Kurtuluş Mücadelesidir.

Denizin tarih bilgisi hiç şüphe etmeyiniz ki sizinkinden fersah fersah üstündür...

Halklar arasında kin tohumları ekenleri, Şoven milliyetçiliği, Faşizmin piyonlarıyla Deniz'i aynı cümle içinde geçirmeniz bile üzüntü vericidir...


"Büyük Türk Milleti!

Atatürk için toplanalım!

Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluş idealini yaşatmak için,

Mustafa Kemal devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için,

Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için,

Tam bağımsız geçekt-en demokratik Türkiye için,

Gazi Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluşçu saflarında toplanalım.!

Yaşasın Türkiye! Yaşasın yarının bağımsız Türkiyesi için mücadele! "

DENİZ GEZMİŞ

(Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü düzenleyen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Türk halkına çağrısı)
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Şubat 28, 2008, 01:29:04 ös
siz buraya yazı yazmışsınız ama siz kopyala yapıştır yapıyorsun:
[url]http://denizgezmis.turksolu.org/yazilar/asil_kan.htm[/url]

ayrıca filistindeki araplar yani teroristlerin İsrail'de yaptıkları terorislikleri biliyoruz.
hiç filistin pkk'ya karşı birşey yapmışmıdır?
herkez kendi işine baksın.kimsenin haddine değil okul işgal etmek.bunlar maceracı


Sn. M. Akyol,


siz devlet memuru olun bir yerlere gelmeye çalışın, cumhurbaşkanı olun, hatta BM Genel Sekreteri olun, yetmezse üstüne Amerikan Başkanının sağ kolu olun, ne olursanız olun... ama Allah'ınızı severseniz DENİZLERE laf atmayın... Denizlerin Savunmalarını alıp okuyun bir bakın bakalım Kemalizm'in ideallerinin dışında tek bir şey var mı ? Oligarşinin katlettiği gençlerdir Denizler. adam mı öldürmüşlerdir hayır, bir polise ateş mi etmişlerdir? yoo.. ONLAR TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE diyorlardı... hala da diyorlar... sizin küçümsediğiniz o amerikan askerlerini DEFOL eylemleri bizim onurumuzdur. Daha 20li yaşların başındaki bir gençsiniz, oturun önce siz ve asıl siz okuyun! ne demektir sosyalizm? ne demektir MDD? ne demektir PASS? niçin Denizler THKO'yu kurmuştur Mahirler neden THKP-C demişlerdir? ne istemişlerdir? sonra gelin burada filistinli araplardan eğitim almıştır felan deyin...

Evet Deniz Filistine gitmiştir... Filistin Kurtuluş Örgütü saflarında yer almıştır... Bu Deniz'in emperyalizme karşı verdiği mücadelenin bir bölümüdür... siz beğenin veya beğenmeyin bu böyledir.  Deniz FKÖ’nün (Filistin Kurtuluş Örgütü) Arapça yazılı kimliğini taşıdı, Filistin’e gitti. Kimi buna bir macera diyebilir. Bizce böylesi görüşler dünya çapında yaşanan mücadeleyi idrak kabiliyetinden yoksunluğun eseridir. Yapılan yanlıştır veya doğrudur farketmez; işin esası Deniz’in bir Türk genci olarak ezilen dünyanın bir çocuğu olmasından kaynaklanır. Deniz o gerçeği yaşamış, onu teneffüs etmiştir. Deniz’i yaratan mücadele hiç şüphesiz emperyalistlerle ezilen uluslar arasında yaşanan Ulusal Kurtuluş Mücadelesidir.

Denizin tarih bilgisi hiç şüphe etmeyiniz ki sizinkinden fersah fersah üstündür...

Halklar arasında kin tohumları ekenleri, Şoven milliyetçiliği, Faşizmin piyonlarıyla Deniz'i aynı cümle içinde geçirmeniz bile üzüntü vericidir...


"Büyük Türk Milleti!

Atatürk için toplanalım!

Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluş idealini yaşatmak için,

Mustafa Kemal devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için,

Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için,

Tam bağımsız geçekt-en demokratik Türkiye için,

Gazi Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluşçu saflarında toplanalım.!

Yaşasın Türkiye! Yaşasın yarının bağımsız Türkiyesi için mücadele! "

DENİZ GEZMİŞ

(Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü düzenleyen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Türk halkına çağrısı)



 o kadar yazdığım içinde üç cümleye de alıntı gösterecek değildim di mi?

evet onlar SERÜVENCİydiler... Mustafa Kemal de öyleydi... yani ne var ki bunda... serüvenci olmak kötü bir şey mi?

filistin PKK için ne yaptı diyorsun? Filistin kendisi için bir şeyler yapma derdinde... Sen Yugoslayvanın bölünmemesi için ne yaptın ? 

İsrailin öldürdüğü bebelerde terörist değil mi ? terorizm üstüne seninle saatlerce konuşabilirim... terör nedir tedhiş nedir? terörist devlet nedir? terörü sadece örgütler mi yapar yoksa en büyük terörü aslında devletler mi gerçekleştirir?

araplar teröristtir ne basit çıkarsama ... ne var şimdi ben de Arab'ım ben de mi Teröristim yani?
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Şubat 28, 2008, 01:58:05 ös
Deniz Gezmiş aksiyon yönüyle saygıyı hakeden bir şahsiyet amma velakin aksiyondan ibaret bir şahsı büyük fikir adamı olarak göstermek kanımca pek saygıyı haketmiyor.Deniz Gezmiş'in konuşmalarını ve çeşitli yazılarını okursanız daha doğru düzgün türkce kullanmayı bile beceremediğini görürsünüz.Skullg'ye hitaben söylemiyorum bunları türkiyedeki marksist-sol kesimde genel olarak Deniz Geçmiş-Mahir Çayan gibi şahsiyetleri yüzyılın en önemli fikir adamları arasında gösterme eğilimi var bunu yanlış buluyorum.Yoksa milli mücadelelerine verdikleri savaşa eyvallah

zaten ben Denizin teorisyenliği hakkında hiçbir şey söylemedim... pek söyleyen de yoktur kanımca...

ama Mahir için aynı şeyleri söyleyemeyiz... hani türkçeyi kulanamama vesaire açısından... Mahir aynı zamanda bir teorisyendir de ... özellikle Kesintisiz Devrim 1-2-3 eserlerinde bu çok belirgin bir biçimde görülebilir.


edit: ayrıca deniz - filistin ile ilgili olarak şunu belirteyim... hani buradaki yazıları okuyup da bilmeyenler deniz'in yıllarca filistinde kaldığınıfelan zannedebilir... deniz Haziran 1969 sonunda filistine gitmiş ve eylül 1969e kadar orada kalmıştır.
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 05, 2008, 09:57:34 ös
zaman çok mu önemli orada gerilla eğitimi almıştır.bunu kabullenip bu size doğru geliyorsa sizin düşünce yapınız zaten bizim dışımızda.

Deniz Gezmiş aksiyon yönüyle saygıyı hakeden bir şahsiyet amma velakin aksiyondan ibaret bir şahsı büyük fikir adamı olarak göstermek kanımca pek saygıyı haketmiyor.Deniz Gezmiş'in konuşmalarını ve çeşitli yazılarını okursanız daha doğru düzgün türkce kullanmayı bile beceremediğini görürsünüz.Skullg'ye hitaben söylemiyorum bunları türkiyedeki marksist-sol kesimde genel olarak Deniz Geçmiş-Mahir Çayan gibi şahsiyetleri yüzyılın en önemli fikir adamları arasında gösterme eğilimi var bunu yanlış buluyorum.Yoksa milli mücadelelerine verdikleri savaşa eyvallah

zaten ben Denizin teorisyenliği hakkında hiçbir şey söylemedim... pek söyleyen de yoktur kanımca...

ama Mahir için aynı şeyleri söyleyemeyiz... hani türkçeyi kulanamama vesaire açısından... Mahir aynı zamanda bir teorisyendir de ... özellikle Kesintisiz Devrim 1-2-3 eserlerinde bu çok belirgin bir biçimde görülebilir.


edit: ayrıca deniz - filistin ile ilgili olarak şunu belirteyim... hani buradaki yazıları okuyup da bilmeyenler deniz'in yıllarca filistinde kaldığınıfelan zannedebilir... deniz Haziran 1969 sonunda filistine gitmiş ve eylül 1969e kadar orada kalmıştır.
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 05, 2008, 10:14:27 ös
muhterem bakınız siz elma ile armudu karıştırıyorsunuz yugoslavya için ben birşey yapmadım başka hiç bir ülke içinde ben birşey yapmam neden biliyormusun çünkü benim işim değil bu siyasetçilerin işi.ben kendi ülkeme bakarım ve kendi işimle uğraşırım.he diyelimki illaki başka ülkeler için birşey yapacaksam ya orada yaşarım ya da siyasetçi olurum.
ama gidip bizi arkadan vuran arapların hemde İsrailde terör olayı yapan terorist arapların yanında gerilla eğitimi almam.

ayrıca çok komik birşey var siz Kemal Atatürk'ü serüvenci olarak mı görüyorsunuz.siz bence Atatürk2ü tanımıyorsunuz zaten sağdan soldan kopyala yapıştır yapmayla anca bu kadar olur.
şunu okumanızı öneririm. orada kendisi de demiştir : Atatürk'e göre "Bugünkü Türkiye halkı ve hükümeti, tükenmez emeller peşinde koşup kendi evini unutan ve harap bırakan serüvenci insanlardan değildi."

T.C. BAŞBAKANLIK ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI
http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=FikirDusunceler&IcerikNo=21

siz buraya yazı yazmışsınız ama siz kopyala yapıştır yapıyorsun:
[url]http://denizgezmis.turksolu.org/yazilar/asil_kan.htm[/url]

ayrıca filistindeki araplar yani teroristlerin İsrail'de yaptıkları terorislikleri biliyoruz.
hiç filistin pkk'ya karşı birşey yapmışmıdır?
herkez kendi işine baksın.kimsenin haddine değil okul işgal etmek.bunlar maceracı


Sn. M. Akyol,


siz devlet memuru olun bir yerlere gelmeye çalışın, cumhurbaşkanı olun, hatta BM Genel Sekreteri olun, yetmezse üstüne Amerikan Başkanının sağ kolu olun, ne olursanız olun... ama Allah'ınızı severseniz DENİZLERE laf atmayın... Denizlerin Savunmalarını alıp okuyun bir bakın bakalım Kemalizm'in ideallerinin dışında tek bir şey var mı ? Oligarşinin katlettiği gençlerdir Denizler. adam mı öldürmüşlerdir hayır, bir polise ateş mi etmişlerdir? yoo.. ONLAR TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE diyorlardı... hala da diyorlar... sizin küçümsediğiniz o amerikan askerlerini DEFOL eylemleri bizim onurumuzdur. Daha 20li yaşların başındaki bir gençsiniz, oturun önce siz ve asıl siz okuyun! ne demektir sosyalizm? ne demektir MDD? ne demektir PASS? niçin Denizler THKO'yu kurmuştur Mahirler neden THKP-C demişlerdir? ne istemişlerdir? sonra gelin burada filistinli araplardan eğitim almıştır felan deyin...

Evet Deniz Filistine gitmiştir... Filistin Kurtuluş Örgütü saflarında yer almıştır... Bu Deniz'in emperyalizme karşı verdiği mücadelenin bir bölümüdür... siz beğenin veya beğenmeyin bu böyledir.  Deniz FKÖ’nün (Filistin Kurtuluş Örgütü) Arapça yazılı kimliğini taşıdı, Filistin’e gitti. Kimi buna bir macera diyebilir. Bizce böylesi görüşler dünya çapında yaşanan mücadeleyi idrak kabiliyetinden yoksunluğun eseridir. Yapılan yanlıştır veya doğrudur farketmez; işin esası Deniz’in bir Türk genci olarak ezilen dünyanın bir çocuğu olmasından kaynaklanır. Deniz o gerçeği yaşamış, onu teneffüs etmiştir. Deniz’i yaratan mücadele hiç şüphesiz emperyalistlerle ezilen uluslar arasında yaşanan Ulusal Kurtuluş Mücadelesidir.

Denizin tarih bilgisi hiç şüphe etmeyiniz ki sizinkinden fersah fersah üstündür...

Halklar arasında kin tohumları ekenleri, Şoven milliyetçiliği, Faşizmin piyonlarıyla Deniz'i aynı cümle içinde geçirmeniz bile üzüntü vericidir...


"Büyük Türk Milleti!

Atatürk için toplanalım!

Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluş idealini yaşatmak için,

Mustafa Kemal devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için,

Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için,

Tam bağımsız geçekt-en demokratik Türkiye için,

Gazi Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluşçu saflarında toplanalım.!

Yaşasın Türkiye! Yaşasın yarının bağımsız Türkiyesi için mücadele! "

DENİZ GEZMİŞ

(Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü düzenleyen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Türk halkına çağrısı)



 o kadar yazdığım içinde üç cümleye de alıntı gösterecek değildim di mi?

evet onlar SERÜVENCİydiler... Mustafa Kemal de öyleydi... yani ne var ki bunda... serüvenci olmak kötü bir şey mi?

filistin PKK için ne yaptı diyorsun? Filistin kendisi için bir şeyler yapma derdinde... Sen Yugoslayvanın bölünmemesi için ne yaptın ? 

İsrailin öldürdüğü bebelerde terörist değil mi ? terorizm üstüne seninle saatlerce konuşabilirim... terör nedir tedhiş nedir? terörist devlet nedir? terörü sadece örgütler mi yapar yoksa en büyük terörü aslında devletler mi gerçekleştirir?

araplar teröristtir ne basit çıkarsama ... ne var şimdi ben de Arab'ım ben de mi Teröristim yani?

Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 05, 2008, 10:21:25 ös
siz sadece bizim ülkemizdeki bazı kanalları izliyorsunuz sanırım ismi önemli değil.siz biraz terorist arapların israilde canlı bombalı eylem yaptıklarını araştırın.
bence kafanızdaki gecekonduları yıkın ve daha çok kitap okuyun.Çünkü Atatürk serüvenci değildir bence bunuda başka birine söylemeyin gülerler
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 05, 2008, 10:29:16 ös
TARİH YENENLERİN TARİHİDİR

eğer Sakarya'da M. Kemal yenilseydi ne olacaktı, o aktardığınız adrete yazılanlar olacak mıydı?

evet Mustafa Kemal SERÜVENCİYDİ... Herkesin Mandacılığı, Sömürge olayı, Sevri savunduğu bir zamanda BAĞIMSIZLIĞI savundu...

ayrıca tartışıyorsak bunu HAKARET ETMEDEN de yapabiliriz... sağdan soldan kopyala yapıştır tarzı söylemleriniz hiç hoş değil...

tamam  canım, tamam aslanım, deniz gezmiş teröristti... tamam mı?

deniz, dangalak araplarla yanyanaydı... tamam mı?

deniz sovyet uşağıydı...

deniz öyle böyle değildi... az kalsın koca devleti amerikanın elinden alıverecekti... asılmalıydı...

BÜYÜK AŞKLAR YOLCULUKLARLA BAŞLAR
ve SERÜVENCİLER DÜŞER BU YOLLARA ANCAK

siz lütfen kendi işinizle uğraşın... siyasetçi olun mesela...

DENİZ GEZMİŞ'ten SİZE NE?

sen git kıytırık üniversiteni bitirmeye çalış...



Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 06, 2008, 12:29:13 öö
beyefendi siz olayı başka yönlere çektiniz ama ben aynı seviyeye inmiyecem ve herzaman size ben kendime olan saygımı koruyacağım.
1-ben deniz gezmişin asılmasına karşıyım çünkü onu asarak yüceltmiş olduk.
2-benden kimse terorislerden gerilla eğitimi alan bir insanı savunmamı beklemesin
3-bizimde ülkemizde terör olayları canlı bomba olayları varken İsrail devletinide çok daha iyi anlıyabiliyorum ve hakda veriyorum.
4-kıytırık üniversite dediğiniz üniversiteyi tanımadığın belli olsun zaten bilenlerle bilmiyenler bir olmaz.kopyala yapıştırla hiç olmaz hele hele kaynak belirtmeden.:)
kıytırık üniversite dediğiniz okulda şuan sadece benim dersime giren 3 hocam mason diğerlerine bakmadım.Haliç üniversitesi boğaziçi ve istanbul üniversitesi hocalarına sahiptir.tabii bunlar size göre kalitesiz olabilir.
ama tabi masonlar sizin hoşunuza gitmiyorsa o ayrı çünkü bir masondan ders almak çok ayrıcalıklı çünkü çok saygılılar ve bilgililer: http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=3383.0 bakabilirsiniz.
5-üniversitede 1. sınıfda bir hocamız demiştiki bir yazı yazıyorsanız ve başka bir yerden alıntı yaptıysanız mutlaka bunu belirtmelisiniz demişti.ama size  bunu okuduğunuz yerde eminim ki gösterdiler ama siz özümsiyemediniz.Olsun bundan sonra kıytırık üniversite de okuyan birinden öğrenmiş oldunuz.

Atatürk serüvenci değildi akılla ve mantıkla ilerledi.Birazdaha okuyunuz

saygılar
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 06, 2008, 12:33:58 öö
siz bu kadar denizi savunuyorsunuz peki onun yolundan niye gitmiyorsunuz?
hadi görelim sizide tvlerde.ama yapamazsınız çünkü o kadar gözünüzde büyültmüşsünüz ki denizin birşey yaptığını zannediyorsunuz.
boş işler bunlar okuyun okuyun ve kopyala yapıştır yapmayın anlaşılıyor komik oluyor
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 06, 2008, 12:49:56 öö
arkadaşım burada akademik bir yazı yazmıyorum ki buraya eğer öyle bir yazı yazıyorsam kaynağını, atıfları da ekliyorum...

atıf hususunda sizden bilgi alacak değilim...

küçük çıkarsamalarınızla, "kıytırık üniversite" tabirinden Masonlara kadar gelebiliyor olmanız beni ziyadesiyle dehşete düşürdü...

mal bulmuş mağribi gibi sadece 4 cümlelik bir bölüm hakkında konuşmanız esefle takip ediliyor...

okuyun gibi bir emir veya tavsiye cümlesini en azından sizin bana vermenize ne yaşınız ne bilgi birikiminiz ne de eğitim seviyeniz müsait değildir... halen bir lisans öğrencisi olduğunuza göre bir lisans öğrencisi gibi hareket ediniz... her yıl sizin statünüzdeki binlerce öğrenciyle muhatap olmaktayım ve evet ben de istemiş olduğumuz ödev çalışmlarında akademik yazım usullerine riayet edilmesi gerekliliği üzerinde durmakta ve bunu özenle istemekteyim. ancak başta da belirttiğim üzere buradaki konu başlığı altında yazdıklarımın akademik bir çalışmayla uzak-yakın bir ilişkisi bulunmamaktadır...

israile gerçekleştirilen saldırılar hakkındaki görüşlerimi site sakinlerinin az çok bildiğini tahmin ettiğim için yenilemeyeceğim... ancak bir milleti toptan karalayan hepsini hain, terörist vs. gibi gören şoven milliyetçi anlayışı hayatımın bu evresine kadar anlayamadığımı ve bundan sonra da anlayamayacağımı bilmekteyim...

sizin eğer ki dersinize 3 Mason giriyorsa bunun iyi ya da kötü olmasını düşünemem, onların akademik birikimleridir önemli olan, o zaman ben size şöyle söyelerim benim doktora yeterlilik sınavımdaki jürimde 4 tane mason prof. vardı ve halen doktora tez izleme jürimde (3 kişiden müteşekkildir) 2 tane mason hoca bulunmaktadır veya şöyle devam ederim, ben hergün en az 2 masonla beraber oluyorum ve bunlar benim ailemden kişiler, şimdi bunun böyle oluyor olması ne benim tez çalışmalarıma ne de hayatıma itibar kazandırmaz.

siz de hocalarınızın mason olup olmadığı ile değil Haliç Üniversitesinin ve genelde vakıf üniversitelerinin eğitim seviyeleri üzerinde düşünmenizi öneririm. bkz. sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=halic+universitesi

işi kişisel atışma seviyesine indirme becerisini gösterdiğiniz için sizi hassaten tebrik ediyorum.

yine tekrar ediyorum; DENİZ GEZMİŞ'ten SİZE NE?

siz gidip kıytırık üniversitenizi bitirmeye çabalayın sonra siyasete atılın işte yapın bir şeyler...

barışla... kardeşlikle...
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 06, 2008, 07:21:12 ös
beyefendi ben sizin üniversitenizde mason varmı yokmu demedim veya sizin üniversitenize hakarette etmedim.neyse ben sizi seviyemde bulmuyorum size hayatta başarılar.:)

farkındaysanız bi gereillayı övüyorsunuz iyi övmeler.

yüreğiniz varsa sizde denizin yaptıklarını yapında görelim.yapabilirmisiniz deniz gibi gerillalık gösterin ozaman kendiniz.konuşmakla olmuyor. yoksa benim gibi sıradan bi lisans öğrencisinin karşısında durabilirdiniz.

daha kaynak bile göstermeden yazı yazıyorsunuz çok komik.bide kaç öğrenci falan yanıma geliiyor diyorsunuz.
bizim okuldaki hocalar ve yönetim sadece kaliteli olanları alıyorlar.onun için bizim okulda değilsiniz.
sizin gibi biri hangi üniversitede merak ettim doğrusu?hangi üniversite??
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 06, 2008, 07:24:34 ös
ayrıca ben siyasete girmem benim işim değil herkez kendi işine baksın yani deniz gibi kendi işi olmayan şeylere girmesin.

birşey sormak istiyorum belliki siz ya asistan ya dr ya da doc. sunuz?çok da başarılısnız.

sorabilirmiyim hangi dergide kaçtane makaleniz var?bunu söyleyinde kalitenizi anlayalım?cevap verebilirseniz helal olsun

birde üniversite takıntınız var sanırım bunu bırakında birazda akademik anlamda Türkiyeye ne kazandırdınız?başarılarınız neler?
bunlardan bahsedin.başkalarının üni. laf söyliyebiliyorsanız belliki çok başarılısınız.
yoksa üni. sizi kadrosunda bulunduracak kadar kıytırıkmı?

cevap verinde görelim şimdi.
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 06, 2008, 08:50:44 ös
sn. akyol,

işi iyice kişiselleştiriyorsunuz...

ya anlamamakta ısrarcısınız ya da benim dediklerimi tam zıttı bir biçimde anlama telaşındasınız...

ayrıca gittikçe çirkinleşiyorsunuz ki bunu size -en azından buranın bir üyesi olduğunuz için- yakıştıramıyorum...

"kıytırık" üniversite lafım halen geçerli... ancak orada siz okuduğunuz için kıytırık demedim... halbuki siz hakaretlerinize katlayarak devam ediyorsunuz.

yine ve inatla söylüyorum DENİZ GEZMİŞ'ten size ne?

ayrıca üniversite takıntım falan yok... ve burada bulunan hiç kimseye akademik serüvenim hakkında bilgi verme yükümlülüğüm veya gerekliliğim de yok. kaldı ki yapmış olduğumuz yayınlar yayın kurulları tarafından incelenmiş hakemlerin denetiminden geçmiş ve yayınlanmış... bölümünüz hukuk değilse yazdıklarımın da size hiçbir faydası yoktur...

eğer illaki bir cevap istiyorsanız buyurun gelin Ankara'ya sizi fakültemde ağırlayayım
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 06, 2008, 09:02:54 ös
sunay akın'ın Deniz Gezmiş ile ilgili ufuk açıcı röportajı için bkz. http://www.turksolu.org/03/akin3.htm

DEVRİM

Temiz kalan tek yerdir devrim
bütün bir yıl
kirlenen duvarda
ama görebilmek icin
asıldığı çividen indirilmelidir
yapraklari biten takvim


Zorbalara direnmektir devrim
bir çocuğun
annesinin çantasından aldığı paraları
altına gizlediğini
söylememiştir dövülen
hiçbir hali


İçinde yaşamaktır devrim
dikiş kutusunun
ve toplu iğneler gibi
bir arada olmayı gerektirir
karşı koyabilmek icin zulmüne
makas denilen patronun


Gece ışıklar arasında koşmaktır devrim
ateş böceklerini
yakalamak isteyen çocukların
peşine takılır gün gelir
yanıp sönen mavi ışıkları
polis arabalarının


Kağıt bir gemidir devrim
bütün gemiler
hurdaya çıksa da sonunda
taşıdığı özgürlük şiiriyle
batmadan yüzer nicedir
dünya sularında


Kim bilir kaç yunus görmüş
kaç Deniz Gezmiş...

Sunay AKIN
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 06, 2008, 09:05:56 ös
DENİZ GEZMİŞ DARAĞACLARI MEYVA VERMİYOR

Düşünceler bile göz altındaydı.
her kitap sakıncalı,her öğrenci şüpheliydi.Sol anahtarı bile yasaklıydı,notaların altında bir halt karıştırmasınlar diye.
Dünyadaki en ucuz ve en ağır emekçiler bizdeydi.Maden işçileri,dokumacı işçiler.....

Sömürüye karşı özgürlüğün svaşçısı olmak,Deniz GEZMİŞ gibilerine nasip olmuştu.onu yalnız bırakmak da işçilere nasip oldu.

Deniz GEZMİŞ,sofradaki yeri öküzlerden sonra gelen kadınlarımız için vardı.
Analar,babalar,çocuklar için vardı.
Sırtında işçiliğin yeşil parkası,saçlarında rüzgarın deli hırkası.
Ölümden birkaç kez terhis olmuş bir hayat askeri.
Ayakları zincirliyken başı göklerdeydi de,güneşi zaptedecek yürek bile vardı onda.
Aydınlık düşlerini,karanlık gerçeklerin yerine koyamadı.
Doyamadı gençliğinin hayrına bile...

Şimdi futbolu din bellemiş gençliğin,Deniz GEZMİŞ'i anlamasına imkan yok
Dün Deniz GEZMİŞ'i yolda bırakan işçilerin,işçi düşmanlarına oy vermesinin bir açıklaması varsa da kendilerine kalsın.
Onlar televizyon dizilerindeki soytarıları kahraman belleyerek,duvarlarını süslesinler.

Haramileri,hayali ihracatçıları ve insanları otel odalarında diri diri yakanları bile özel kanunlarla koruyanlar Deniz GEZMİŞ ve arkadaşlarını astılar.
Zor büyüttüğümüz insanlarımızın kolay öldürülmesine izin verdik.
Tıpkı,bugünkü ihanet palazlanmasına izin verdiğimiz gibi.
Tıpkı ''muteber ailelere'' geçit verdiğimiz gibi.

''Demokrasilerde rejim sadece halkın korumasındadır'' deyip,birbirlerini koruyan politika dünyasında,nice masum insanı bizler astırdık.
Darağaçlarında asılan o fidanların yaşamalarına izin verilseydi,onlar da bizim çocuklarımızın harika ders kitapları olurdu.
Ama ne yazık ki,DARAĞAÇLARI MEYVE VERMİYOR!!!

Yılmaz Erdoğan
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 06, 2008, 09:07:27 ös
bir çift güvercin havalansa,
yanık yanık koksa karanfil,
değil,unutulur gibi değil
çaresiz geliyor aklıma.
sevdiğim çiçek adları gibi,
sevdiğim sokak adları gibi,
bütün sevdiklerimin adları gibi,
adınız geliyor aklıma

M. Cevdet ANDAY
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 06, 2008, 09:10:03 ös
Mare Nostrum

En uzun koşuysa elbet Türkiyede de Devrim,
O, onun en güzel yüz metresini koştu
En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak...
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi...
Acıyorsam sana anam avradım olsun,
Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!

Can YÜCEL
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 06, 2008, 09:10:56 ös

KARŞIYAKA'NIN ÜÇ GÜLÜ

Asılmış bir al umuttan
Karagücün korku dalında
Şu can topraktaki üç fidan ölü.
Ve artık ölmezliğin son boyutundan
Göverir yeşil bahar yağmurlarında
Denizgülü, Yusufgülü, Hüseyingülü.

   Ölümdür kimileyin kavganın tek ödülü.

Kançiçeği sökünü arkalarından...
Açmış böğrünü, hepsine ana sıcaklığında
Devrimin kankalesi Karşıyaka gömütlüğü.
Ve gençlik günlerine doymamışlık dağından
Bakar, alınlar mavide ve göğüs hep namluda
Gezmişgülü, Aslangülü, İnangülü.

   İnanç bir deliçay ki yeşertir bir gün çölü.

      Karşıyakanın üç gülü
      Yürek dalıma gömülü
      Karşıyakanın üç gülü
      Tüm kançiçekleriyle
      Göz pınarıma gömülü.

Tahsin SARAÇ

Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 06, 2008, 11:26:09 ös
beyefendi ben kişiselleştirmiyorum siz deniz gezmişle ilgili sorularıma cevap vermeyip benim okuduğum üni. laf attınız.çok komikti.bende ona göre devam ettim.

yani lütfen ayıp oluyor artık hem lafları değiştirip kişiselleştiriyorsunuz sonrada beni suçluyorsunuz.
bi bilginiz varsa yazın.ayrıca makelede sadece kaynak gösterilmez.internet ortamında yazdığınız herşey resmidir yani kaynak göstermeden yazılmaz.mesela siz bir suç gösterecek şey yazarsanız bundan tutuklanırsınız çünkü remidir internet.
mesela bir buluşunuz var bunu dünyada kendinizin olduğunu resmileştirmek istiyorsanız tek yapacağınız şey bi arkadaşınıza mail atmak.
yani öyle kopyala yapıştırla olmaz bu işler önce biraz bilgi sahibi olmak gerekir.

1-soruyorum aynı soruyu deniz gezmiş neden filistinde eğitim görmüştür?açık ve net.
2-bu kadar seviyorsanız siz niye aynı yolun yolcusu olmuyorsunuz?
3-hangi üni. hocasınız ve akademik anlamda kaçtane yabancı dilde hangi dergilerde yayınınız var?
4-bunlara cevap verin ki münazaramız karşılıklı olsun




sn. akyol,

işi iyice kişiselleştiriyorsunuz...

ya anlamamakta ısrarcısınız ya da benim dediklerimi tam zıttı bir biçimde anlama telaşındasınız...

ayrıca gittikçe çirkinleşiyorsunuz ki bunu size -en azından buranın bir üyesi olduğunuz için- yakıştıramıyorum...

"kıytırık" üniversite lafım halen geçerli... ancak orada siz okuduğunuz için kıytırık demedim... halbuki siz hakaretlerinize katlayarak devam ediyorsunuz.

yine ve inatla söylüyorum DENİZ GEZMİŞ'ten size ne?

ayrıca üniversite takıntım falan yok... ve burada bulunan hiç kimseye akademik serüvenim hakkında bilgi verme yükümlülüğüm veya gerekliliğim de yok. kaldı ki yapmış olduğumuz yayınlar yayın kurulları tarafından incelenmiş hakemlerin denetiminden geçmiş ve yayınlanmış... bölümünüz hukuk değilse yazdıklarımın da size hiçbir faydası yoktur...

eğer illaki bir cevap istiyorsanız buyurun gelin Ankara'ya sizi fakültemde ağırlayayım
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 06, 2008, 11:27:49 ös
he yok saptıracaksanız olayları o başka.
4 soru 4 cevap çok basit.
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 06, 2008, 11:51:12 ös
ya güzelim amma uzattın mevzuyu p.m. yolluyorum sana kabak tadı verdirdin yani... kıytırık üniversiteni oku derkenki kastımı bile anlamadın hala bir şeyler geveliyorsun... şu anda emnim ki yüzünde hafif bir gülümseme vardır... böyle çok akıllıca hareketettiğini düşünen yeniyetme gençlerde olan o kendinden geçmişliğin remzi gülümseme... cidden sakin sakin yazdıklarımı okusan farklı bakmaya yeltensen bayağı farklı göreceksin dediklerimi ama yok buldun ya o gülümsemeyi bırakmak da istemiyorsun... :D... bırakma zaten hayatta tutunduğun dalı...

1. Deniz Gezmiş neden filistinde eğitim görmüştür? Git ona sor...

2. Eşitliğin, özgürlüğün ve kardeşliğin hüküm sürdüğü bir dünya hayaline sahip olmakla aynı yolun yolcusuyum... bu hayale ulaşmanın da bir tek yolu yoktur...

3. Eğer akademisyenliği yabancı dilde yayın ile kısıtlarsan olmaz... Bir ülkenin bilimi kendi diliyle gelişir... Kaldı ki Danıştay'da yabancı dilde yayın koşulunun hukuka aykırı olduğu kararını vermişken... şimdilik 6 yayınım var... hoca değilim... doktorantım... Ayrıca istediğin bilgileri vermem kimliğimi de ifşa etmem demektir ki, onu isteseydim skullG yerine kendi ismimle üye olurdum.

4 soruya 4 cevap demişsiniz ancak ben sadece 3 soru gördüm

"4-bunlara cevap verin ki münazaramız karşılıklı olsun" diyorsunuz bu bir soru olmasa gerektir :)

hem karşılıklı ve hem de münazara olsun istiyorsunuz madem :)

benim de size sorularım var

1. Resmi ile resmi olmayan arasındaki fark nedir? "mesela siz bir suç gösterecek şey yazarsanız bundan tutuklanırsınız çünkü remidir internet." diyorsunuz Hukuk bilginiz kimin eseridir? Tutuklanmanın şartları nelerdir? Acaba Tutuklanma yerine başkaca bir güvenlik tedbiri var mıdır? varsa bunlar uygulanabilir mi? uygulanması için gereken şartlar nelerdir ve bunların tutuklanma müessesesinden ayırtları nelerdir? sizin ifadenizle Her "suç gösterecek şey yazan" tutuklanır mı?

2. İntihal ile ilgili verilmiş kaç mahkeme kararı hakkında bilginiz vardır ki burada hala aynı şey üzerinde diretiyorsunuz? İntihalin sınırları nedir? Bir gazete yazısında örneğin kaynak alıntılanır mı? Alel usul bir yazıyla akademik bir yazı arasındaki fark nedir? Ders Notlarında kaynak belirtilmeli midir? Ders Notu ya da Ders Kitabı olarak yazılan bir eser ile bir monografi arasındaki fark nedir? Eğer bir ders kitabında kaynak gösterilmez ise bu intihal olarak kabul edilebilir mi?

3. Hangi Bölüm öğrencisisiniz? Bölümünüzden mezun olduktan sonra ülkeniz için ne yapmayı düşünüyorsunuz? Yoksa iyi bir iş bulsam yeter diye mi düşünüyorsunuz?

4.  Terör nedir? Terörist nedir? Tedhiş nedir? İsrail'in uyguladığı şiddet hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Araplar niçin haindir? Arapların hepsi hain midir? İsrailin en son operasyonunda katledilen bebekler terörist midir?

4 başlık altında yönelttiğim sorulara içtenlikle cevap vereceğinizi düşünüyorum.
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 07, 2008, 12:01:15 öö
soru ekliyorum;

"mesela bir buluşunuz var bunu dünyada kendinizin olduğunu resmileştirmek istiyorsanız tek yapacağınız şey bi arkadaşınıza mail atmak" diyorsunuz

madem bu kadar basit PATENT HUKUKU diye bir hukuk dali niçin ortaya çıktı Türk Patent Enstitüsü ne iş yapar? Bir mail atıp biterse haise TPE'ye ne gerek Patent ve Marka Hukukuna ne gerek? Patent - Marka Vekilleri nasıl para kazanıyor, arkadaşlarına mail atarak mı?

bol keseden sallamadan "önce biraz bilgi sahibi olmak gerekir" :)
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 07, 2008, 12:30:10 öö
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=59742&cat=180&dt=2008/03/07

çok sevdiğiniz araplar
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 07, 2008, 12:35:37 öö
ya siz harbiden bilmiyorsunuz.neyse ben konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum bilmiyen insanlarla tartışmam.
 1. soruma cevabınızda çok komik git ona sor.siz savunduğunuz adamı nasıl bilmezsiniz.adam gerilla eğitimi alıyor ve siz hala onu savunuyorsunuz

2.ben size patent yerine geçiyor demedim ki daha yazımı bile düzgün okumamışsınız.
kıytırıktan dergilerde yazınız yayınlamış.

3.ayrıca korkuyorsunuz ne var üni. söyleseniz ben sizin ismini sormadım ki.çok komik ya.samki çok gizli bir yerdeyiz.

4.ayrıca ben sizin güzeliniz değilim siz burayı çarpık ilişkiler sitesi zannettiniz sanırım

soru ekliyorum;

"mesela bir buluşunuz var bunu dünyada kendinizin olduğunu resmileştirmek istiyorsanız tek yapacağınız şey bi arkadaşınıza mail atmak" diyorsunuz

madem bu kadar basit PATENT HUKUKU diye bir hukuk dali niçin ortaya çıktı Türk Patent Enstitüsü ne iş yapar? Bir mail atıp biterse haise TPE'ye ne gerek Patent ve Marka Hukukuna ne gerek? Patent - Marka Vekilleri nasıl para kazanıyor, arkadaşlarına mail atarak mı?

bol keseden sallamadan "önce biraz bilgi sahibi olmak gerekir" :)
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 07, 2008, 12:40:30 öö
bakın siz elma ile armutu karıştırıyorsunuz.

siz üniversitem ilgili laf söylediğiniz için ben size soru sordum bakın ben korkmuyorum çünkü kötü veya çok gizli bir yerde değilim

ama sizin niye korktuğunuzu biliyorum çünkü daha doğru Türkçeyle yazamıyorsunuz kopyala yapıştır yapıyorsunuz.ya öğrencilerim öğrenirse diye korkuyor olabilirsiniz.öğrencilerede böyle anlatırsınız.

soruma cevap bile veremiyorsunuz bi de karşıma geçmiş denizi savunuyorsunuz.
net sorumu cevaplıyamıyorsunuz

1-deniz niye filistinde eğitim görmüştür?kimler tarafından ne eğitimi?

2-hangi üniversitedensiniz?
korkmadan yüreklice
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 07, 2008, 12:41:54 öö
ya siz harbiden bilmiyorsunuz.neyse ben konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum bilmiyen insanlarla tartışmam.
 1. soruma cevabınızda çok komik git ona sor.siz savunduğunuz adamı nasıl bilmezsiniz.adam gerilla eğitimi alıyor ve siz hala onu savunuyorsunuz

2.ben size patent yerine geçiyor demedim ki daha yazımı bile düzgün okumamışsınız.
kıytırıktan dergilerde yazınız yayınlamış.

3.ayrıca korkuyorsunuz ne var üni. söyleseniz ben sizin ismini sormadım ki.çok komik ya.samki çok gizli bir yerdeyiz.

4.ayrıca ben sizin güzeliniz değilim siz burayı çarpık ilişkiler sitesi zannettiniz sanırım

soru ekliyorum;

"mesela bir buluşunuz var bunu dünyada kendinizin olduğunu resmileştirmek istiyorsanız tek yapacağınız şey bi arkadaşınıza mail atmak" diyorsunuz

madem bu kadar basit PATENT HUKUKU diye bir hukuk dali niçin ortaya çıktı Türk Patent Enstitüsü ne iş yapar? Bir mail atıp biterse haise TPE'ye ne gerek Patent ve Marka Hukukuna ne gerek? Patent - Marka Vekilleri nasıl para kazanıyor, arkadaşlarına mail atarak mı?

bol keseden sallamadan "önce biraz bilgi sahibi olmak gerekir" :)

Artık edebini takın TERBİYESİZ...


Sorduğum soruları bile çarptırıyorsun... Varsa kırıntı bilgi namına işte sorular hala orada duruyor yaz da görelim boyunun uzunluğunu...

sana efendi efendi cevap veriyor seni adam yerine koyuyoruz... ama öyle çaktırmazdan altan alta laf sokuşturma yaparak hiçbir şey elde edemezsin.

Güzelim dedik kötü bir şey mi? ne demek çarpık ilişki? sen kimi kimle itham ediyorsun?

Bir buluşun resmileşmesi için ne yapılması gerektiğini öğren önce sonra resmiyetten bahset...

kıytırık dergilerde mi yayınlandı bunun derecesiniverecek olan da sen değilsin...



Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 07, 2008, 12:42:46 öö
ben kaynaklarla savunurum savunucağımı öyle atmasyonla olmuyor bu işler beyefendi.
burada birçok kişi bilgi alıyor.

size soru soruyorum daha cevap bile veremiyorsunuz.
çünkü daha neyi savunduğunuzu bilmiyorsunuz
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 07, 2008, 12:44:59 öö
önce benim sorularıma cevap verin ki ben de sizinkilere cevap vereyim.

siz daha benim 2 sorumu cevaplamadınız
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Mart 07, 2008, 12:46:53 öö
Sevgili uyeler simdi bu yorumumun ardindan eminim ki sana ne oluyor diyeceksiniz fakat yine de belirtmek istedim bence biraz daha guzel tabirler kullanalim,hem konu anlaminda sizin yorumlarinizla aydinlanmis olalim(bunu kendi adima soyluyorum cunku konu hakkinda cok fazla bilgi sahibi degilim)hem de aydinlanmak yerine yaptirim uygulanmasi vaziyetinde kalmalayalim.
Umarim yorumumu sadece samimiyetimin bir gostergesi olarak degerlendirirsiniz
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 07, 2008, 12:48:16 öö
sorunuzun cevabı PM yoluyla size iletişmiştir... şimdi lütfen sorduğum soruların cevaplarını veriniz.


sn. galilie,

size katılıyorum.
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 07, 2008, 12:49:06 öö
ama ben sizi yine saygıyla karşılıyorum beyefendi siz terbiyesiz değilsiniz buna inanıyorum.
sadece şunu hatırlatmak isterim sinirlenmek kolestrolü arttırır.


ayrıca kesin çözümüde sadece öyle atmasyon bilgiyle veya araştırmadan değil iyice araştırarak öğrenmeniz.
böylelikle benim gibi kıytırık üni. okuyan biriyle tartışabilme posizyonuna gelip sorulara cevap verebilme kabiliyetine erişebilirsiniz
yani veremeyince böyle sinirlenmezsiniz.
ufak bir hatırlatma burası öyle sizin bildiğiniz forumlar değil önce saygı yani öyle herkeze güzelim falan denmez.güzel hitap ediniz herkeze karşı
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 07, 2008, 12:51:23 öö
tamam işte bukadar yani korkulaak birşey yok.yalnız şunu bilin dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasında bile değilsiniz.buda zaten sizin yazışlarınızdan tahmin ediliyor.

başkalarının üniversitelerine laf söylerken siz kendinizi unuttunuz sanırım

saygılar
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 07, 2008, 12:54:53 öö
şimdi tekrardan konuyu dağıtmadan sorumu soruyorum
deniz niye filistinde eğitim görmüştür?kimler tarafından ne eğitimi?
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 07, 2008, 01:01:45 öö
cevabını aldın tatmin oldun...

hadi bakalım sendeki cevheri görelim biz de... sorular orada duruyor cevap verecek misin?

"Cumhuriyetin müeyyidesi olacak bu büyük müesse­senin küşadında hissettiğim saadeti hiç bir teşebbüste duymadım ve bunu izhar ve ifade etmekle memnunum" M. K. ATATÜRK

ben de böylesi bir Fakültenin mensubu olduğum için gururluyum...

son mesajınızla bana HAKARET etmenin de ötesinde KOPMAZ BAĞLARLA BAĞLI olduğum TÜRKİYE'nin en seçkin bilim insanlarını içinde barındıran bir kuruma da HAKARET ettiniz...

benim Fakültemini koridorlarından HIRSCH'ler geçti... Bozkurt'lar geçti... ANSAY, HAFIZOĞULLARI, TOROSLU, Münci KAPANİ, B. N. ESEN, TOPÇUOĞLU, ONAR... isimlerini yazmaya başlasam sayfalar sürecek bilim insanlarının yuvasıdır benim KURUMUM... her biri alanında ekol olmuş isimler,  o isimlerle aynı Fakültede olmaktan ONUR DUYARIM, onlardan ve onların öğrencilerinden ders almış olmaktan da ... 500müş 1000miş tırıvırı bunlar...
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 07, 2008, 01:06:04 öö
beyefendi siz hala orada takıldınız siz benim yazılarımı okumuyorsunuz sanırım.ben zaten sizin okudunuz üniversiteye kıytırık gibi kelimeler kullanmadım kötülemedim.hatta eminim iyi bir üni. dedim.ama siz takılı kaldınız.tabiki üni. iyi bir üniversite ama siz başka bir üni. laf söylerken ilk 500'ün bile içinde olamadığınızı bilmeniz gerekir.bende önce zannettim herhalde bu şahıs başka bir üni. kaıytırık diyorsa ilk 500'ün içinde olan bir okulda okuyordur dedim ama yanıltınız beni.
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 07, 2008, 01:06:47 öö
şimdi tekrardan konuyu dağıtmadan sorumu soruyorum
deniz niye filistinde eğitim görmüştür?kimler tarafından ne eğitimi?


bırakın kişisel şeyleri anladık üniversiteniz çok iyi
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 07, 2008, 01:08:00 öö
ayrıca benimde puanım yetiyordu gittiğiniz üni. ama tercih etmedim.
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 07, 2008, 01:09:22 öö
şimdi tekrardan konuyu dağıtmadan sorumu soruyorum
deniz niye filistinde eğitim görmüştür?kimler tarafından ne eğitimi?


kaldın orada, ya da orada kalmak senin için daha rahat... çünkü zordur soruya cevap vermek :)

sizin gibilere istihbaratçılar objektif ajan diyor...
(kendini bir şeye saplamış ordan ayrılamayan bu bağlamda sıkışıp kalmış at gözlüklü ve değerleri kullanılarak başkaları tarafından piyon olarak kullanılan tip yani)

ya arkadaşım anlama melekelerine felç mi indi senin?

bak arkadaşım benim sorularıma cevap verme cesaretinden yoksunsan bu başlık altında yazma... 2 sayfa geçti hala cevaplayacaksın

madem senin tabirinle karşılıklı bir münazaradan söz ediyorsun ... ozaman şu karşılıklılık ilkesi gereği ödevini yerine getir.
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 07, 2008, 01:10:14 öö
ayrıca benimde puanım yetiyordu gittiğiniz üni. ama tercih etmedim.


sadece Üniversitem adına mutlu oldum... neyse sorularıma cevap bekliyorum ...
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 07, 2008, 06:40:14 ös
bey efendi siz beniz yazdıklarımı okumuyorsunuz çünkü ben o soruyu sizin sorularınızdan önce sordum.
birşeyi savunuyorsanız bilmeniz gerekir.
bilmiyorsanız zaten bilmediğiniz birşeyi savunmak nasıl oluyor ondan bahsedin.
Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Genius Loci - Mart 07, 2008, 06:51:44 ös
sorunuzun cevabı THKO ORTAK SAVUNMASInda AYRINTILI OLARAK İZAH EDİLMİŞTİR...

BUYURUNUZ OKUYUNUZ;

sayın yargıçlar,

bu savunma, mahkemenizde, anayasayı tağyir, tebdil ve ilgadan yargılanan türkiye halk kurtuluş ordusu (thko) savaşçılarının ortak savunmasıdır.

içinde bulunduğumuz şartlar, geniş bir savunma yapmamızı, ve şahıslarımızda zincire vurulmak istenen bilimi ve gerçekleri savunmamızı gerektiriyor.

amacımız, aleyhimize verilecek cezayı önlemekten çok, doğruluğuna inandığımız doğa ve toplum kanunlarının, insanlık tarihine nasıl yön verdiğini açıklamaktır.

toplumların tarihi, ezenler ve ezilenler arasındaki mücadelelerin tarihidir. çağımıza kadar, bu mücadelelerde ezilenler daima yenilmişlerdir. fakat 20. yüzyıl tarihimiz, ezenlerin barbarlığına ve bütün baskılarına rağmen, ezilenlerin kurtuluşuna sahne olmaktadır.

günümüzde ezenleri temsil eden ve çıkarı uğruna yoksul ulusları, boyunduruğu altında tutan emperyalızm’dir. insanlık tarihi gericiliğin, barbarlığın ve vahşetin son kalesi olan emperyalizmin de sonunu müjdeliyor.

bütün ezilen uluslar, emperyalizme, her gün darbe üstüne darbe vuruyorlar. asırlardır ezenlere karşı mücadelelerde hayatlarını feda edenlerin çabaları boşa gitmemiştir. dünyamız zafer türkülerini söylemek üzeredir.

ezenlere karşı verdikleri mücadelelerde ölen tüm ezilenlere selam olsun!

türkiye, emperyalizme karşı ilk kurtuluş savaşı veren ve onu dize getiren ülkedir. bütün ezilen uluslara ışık tutan ve kurtuluş bayrağını dalgalandıran türkiye halkı, bundan elli yıl önce görevini yapmıştır. ne yazık ki, o zaman yurdumuzu terk etmek ve yenilgiyi kabul etmek zorunda kalan emperyalist ülkeler, sonradan bir avuç satılmışın menfaati uğruna tekrar yurdumuza girdiler. ve kurtuluş savaşında gerçekleştiremedikleri emellerini bugün gerçekleştiriyorlar.

ulusumuz, amerken emperyalizminin sömürüsü altında ezilmektedir. kurtuluş savaşımızda şehit düşen yüz binlerin onurları ve cesetleri üzerinde yabancı pençesi cirit atmaktadır.

dünyanın ve orta-doğu’nun en eski devletlerinden biri olan türkiye hâlâ kalkınamamış olup, yarı bağımlı durumdadır. bir avuç sermaye çevresi amerikan doları uğruna ulusumuza ihanet etmiş ve bağımsızlığımızı yabancılara ticaret konusu yapmıştır. yurdumuzun bağımsızlığı için giriştiğimiz bu kavgada kurtuluş savaşımızda şehit olanların onurlarını ve ulusumuzun kaderini korumaya kararlı olduğumuzu bildiriyoruz.

kurtuluş savaşımızın tüm şehitlerine selam olsun!

amerikan emperyalizmi, sadece ulusumuzun değil, dünya uluslarının çoğunu ezmekte ve sömürüsünü sürdürmektedir. tüm ezilen uluslar bağımsızlık ve kurtuluş için silaha sarılmış olup, çağımızın canavarı emperyalizme karşı mücadele etmektedirler. bugün ezilen halkların tek ve ortak düşmanı emperyalizmdir. dünyanın dörtbir tarafında bağımsızlık savaşı veren halkların kimi kurtulmuş, kimi ise zaferin arifesindedirler. emperyalizme karşı verilen kurtuluş mücadeleleri, bütün kıtalarda gericileri ateş çemberi içine almışlardır.

asya kıtasında, vietnam, laos, kamboç, tayland, birmanya, filipinler, filistin, bengal, ve daha birçok halkların emperyalizmi ve onların emrindeki uşaklarını alt etmeleri an meselesidir.

afrika’da, latin amerika’da ve başka yerlerde bağımsızlık savaşı veren halkalar, bütün baskılara ve katliamlara rağmen mücadeleye yılmadan devam ediyorlar.

artık amerikan emperyalizmini, dolarlar, yalanlar, atom bombaları kurtaramaz. emrindeki uşak olarak kullandığı gericilerle tarih sahnesinden silinmeye mahkûmdur. çünkü dünyada bağımsızlık savaşlarını durduracak ve ulusları ezebilecek hiçbir silâh yoktur. çağımıza damgasını vuran en güçlü silâh bağımsızlık ve kurtuluş savaşlarıdır.

emperyalizme karşı verdikleri mücadelelerinde başlarını eğmeden kahramanca savaşan tüm ezilen uluslara selâm olsun!

türkiye halkı kurtuluş savaşımızda, emperyalizme ve uşaklarına, gerekli dersi nasıl verdiyse, bu defa da onurunu çiğnetmeyecek ve bağımsızlığını elde edecektir. o zaman, emperyalizmin silâhları, uçakları, denizaltıları, emrindeki uşakları dize geldi. bu defa da dize gelecek ve türkiye halkı, dünya ulusları arasındaki onurlu yerini alacaktır.

bugün halkımızı sömüren emperyalizme ve emrindeki bir avuç satılmışa karşı, verilen bağımsızlık ve kurtuluş mücadelemizin bayrağı dalgalanmaya devam edecektir. şimdiye kadar bu kavgada şehit düşen kardeşlerimiz, gözlerini kırpmadan, hiç bir menfaat gözetmeden, alınları açık görevlerini yapmışlardır.

işçiler, köylüler, öğrenciler ve tüm yurtseverler gericilere kahramanca karşı koymuşlar ve bu uğurda birçokları şehit olmuştur.

emperyalizme ve onun emrindeki uşaklara karşı verdiğimiz kutsal bağımsızlık kavgamızın şehitlerine selam olsun.

emanetiniz olan bağımsızlık ve kurtuluş bayrağını, alnımız açık, yiğitçe dalgalandırdık, bundan sonra da dalgalandırmaya devam edeceğiz.

bu kutsal kavgada türkiye halk kurtuluş ordusu olarak yaptıklarımızı savunmamızda açıklayacak ve ulusumuzun nasıl sömürüldüğünü anlatarak, yurdumuzu yarı-bağımlı duruma getiren bir avuç satılmışın yaptıklarını belgelerle ispatlayacağız.

savunmamızı geniş olarak hazırladık. osmanlı imparatorluğundan bugüne kadar geçmiş tarihimizin ekonomik, askerî, siyasî ve kültürel gelişimi alarak inceledik.

amacımız belgelerle türkiye’nin amerken emperyalizminin sömürüsü altına girdiğini açıklamak ve türkiye halk kurtuluş ordusu’nun bir örgüt olarak neden mücadeleye başladığını anlatmaktır.

savunmamızda şu temel noktalara ağırlık veriyoruz.

1) türkiye 50 yıl önce kurtuluş savaşı vermesine rağmen neden kalkınamamıştır?
2) tekrar emperyalizmin sömürüsü altına nasıl girmiştir?
3) türkiye halk kurtuluş ordusunun amacı nedir?

bu konuları bütün ayrıntılarıyla açıkladığımız zaman, şimdiye kadar verdiğimiz ifadelerin ve söylediğimiz sözlerin anlamı daha kolay anlaşılır olacaktır.

türkiye’de, emperyalizme karşı yürüttüğümüz bağımsızlık savaşımızın anlamını kavramak için ülkemizin sosyo-ekonomik yapısını bilmek zorunludur.

bu arada bizim açımızdan fazla önemli olmayan iddia makamının iddianame ve mütalâasına geniş yer vermeyeceğiz. çünkü, toplum gerçeklerimizden uzak ve bilime aykırı olan iddia makamının görüşlerine önem vermek dahi, toplum bilimini gereksiz bir yoruma sokmak olur.

osmanlı imparatorluğundan başlayarak yapacağımız geniş tahliller, düşüncelerimiz ve eylemlerimiz açısından, sağlam bir kararın verilmesini ve amacımızın doğru değerlendirilmesini mümkün kılar.

osmanlı imparatorluğu:

malazgirt zaferinden sonra, osmanlı boyu’ndan türklerin, büyük yığınlar halinde anadolu’ya akmasıyla önce selçuklular, sonra osmanlılar olmak üzere anadolu’da türk devletleri kuruldu.

batı’da feodalizm (derebeylik) hüküm sürerken ortaya çıkan osmanlı devleti, çağına göre ileri bir toplum düzenine dayanmaktaydı. o tarihlerde biz batı’ya değil, batı bize el açmaktaydı.

devleti yönetenler; saray adamları, ulema ve asker üçlüsüydü. bu üçlü sınıf üretimin herhangi bir kolunda görev almazdı. çalışan sınıfların üstünde süper bir sınıf durumundaydı. bu sınıfın belirgin özelliği kazançlarını üretime yatırmamalarıdır. gelecekleri padişahın ağzından çıkacak söze bağlı olan bu sınıf, ellerinde toplanan serveti, padişah ve efradı ile birlikte saray alemlerine harcardı.

çalışan sınıfları reaya ve zanaatkârlar meydana getiriyorlardı. reaya (köylü) toprağın sadece tasarruf hakkına sahipti. bu hak her ne kadar babadan oğula devredilmekte ise de köylü hiçbir zaman toprağın sahibi olamamıştır. çünkü padişah tasarruf hakkını kaldırabilirdi. reaya, gelirinin belirli bir bölümünü vergi (aşar)olarak sipahi’ye verirdi. sipahi beyi de topladığı vergi oranında asker besler ve herhangi bir sefer sırasında bu askerlerle savaşa katılırdı.

kasaba ve şehirlerde elsanatları oldukça gelişmişti. ipekli dokuma, dericilik, keçecilik ve demircilik bu elsanatlarının başlıcalarıdır. bunlardan avrupa’ya ihraç edilen halı ve ipekli kumaşlar önemli gelir kaynaklarıydı.

16. yüzyıla kadar asya ile avrupa’yı bağlayan ticaret yolu osmanlı devletinden geçer. ve bu işi yapan tacirlerden belli vergi alınırdı. yerli tüccar ve zanaatkârlar da devlete belli bir vergi verirdi.

fakat devletin asıl geliri fetihler neticesinden elde edilen savaş ganimetleri, hediyeler ve işgal edilen bölgelerden alınan haraç ve cizyelerdi. devlet, kervansaray, köprü, karayolu, çeşme vs. gibi kamu hizmetlerini de kurduğu vakıflar sayesinde yapardı. tamirat vs. masrafları da yine vakıflardan sağlanırdı.

görüldüğü gibi, düzenin başarısı fetihlere bağlıydı. savaşlarda galibiyet devam ettikçe düzen de başarısını sürdürdü.

düzenin bozulması:

16. yüzyılın sonralarına doğru düzenin isleyişi hem düzenin iç çelişkileri, hem de dış etkenlerle bozuldu ve süratli bir çöküş dönemine girdi. biraz aşağıda sosyo-ekonomik nedenlerini anlatacağımız bu çöküş, tarihi, devlet adamlarının cengâverlik hikâyeleri olarak kabul edenlerin anlattıkları kadar basit değildir. bu çöküşün nedenleri de kahraman ve akıllı padişahların yerine beceriksizlerin işbaşına geçmesi şeklinde yorumlanamaz.

bu çöküşün nedenlerini anlamak için avrupa’da meydana gelen önemli değişiklikler bilmek zorundayız. bu yüzyılda avrupa’da iki önemli olay yer aldı.

amerika’nın keşfi ve avrupalı denizcilerin karaya hiç ayak basmadan dünyayı dolaşmaları. 15. yüzyıl ortalarına kadar uygarlık dünyasının temeli asya kıtasındaydı avrupa, para, servet, endüstri açılarından asya’ya daima borçlu idi. doğu ülkeleri ile olan ticaretin de elinde-avucundaki nakit parayı, aldığı mallar karşılığında yitiriyordu. amerika’nın keşfi ile yağma edilen aztek ve inka hazineleri, peru, bolivya ve meksika’da işletilen madenlerden elde edilen altın ve gümüşler avrupa’ya akmaya başladı. 1500-1550 yılları arasında avrupa’daki altın ve gümüş miktarı dört misli arttı. altın artık mücevherat eşyası olmaktan çıkıp değişim aracı haline geldi. nakit paranın çoğalması ticareti geliştirdi, tüccarlar, bankerler zenginleşti. feodal bey sınıfı köylüyü sıkıştırmak suretiyle feodallikten kapitalist tarım üreticiliğine geçme yoluna girdi.

zenginleşen bu sınıf (burjuvazi) hükümetlerle el ele vererek ticareti gittikçe geliştirdi, elinde biriken fazla servetleri de endüstriye yatırmaya başladı. bu suretle durumu değiştiren avrupa, dışarıya mamul madde satıp, hammadde satın almaya başladı. böylece 16. yüzyıla kadar asya’ya akan altın yön değiştirdi.

avrupa’nın bu durumunu gördükten sonra tekrar osmanlı devletine dönebilir ve çöküşü hazırlayan iç nedenleri inceleyebiliriz. 16. yüzyılda devletin sınırları son derece büyümüş ve merkez iç eyaletlerine söz geçiremez olmuştu. bu durum sipahilerin ekonomik ve siyasi gücünün artmasına sebep oldu. bu güçlenme, bazı eyalet valilerinin devlet merkezine başkaldırmasına kadar gittii.

seferler de merkezden uzaklaştıkça pahalı olmaya başlamıştı. ateşli silâhlarla donanmış batı devletlerini yenmek de eskisi kadar kolay olmuyordu. ve bir an geldi ki, seferlerin masrafları ganimetlerden fazla olmaya başladı. avrupa ile uzak-dogu’yu birbirine bağlayan ticaret yolu da artık eskisi gibi geçerli değildi. çünkü avrupalılar daha az masraflı olan deniz yolunu kullanıyorlardı.

gelirler azalan saray, arazileri bir veya birkaç seneliğine tüccar ve bankerlere kiralamaya başladı. bu kiracılara “mültezim” denilirdi. mültezimler, saraya belli para vermekte, karşılığında ise sipahinin topladığı vergiyi toplamaktaydı. daha çok para kazanmak için köylüyü sıkıştıran mültezimler sipahi sisteminin bozulmasına ve köylülerin göçüne sebep oldular. 16. yüzyıla kadar mamul madde ihraç ederek, karşılığında o günlerin dövizi olan altın ve gümüş stok eden devletin bu durumu da tersine döndü. altın ve gümüş rezervi çoğalan ve fiyatların çok arttığı avrupa devletleri artık osmanlı devletinden hammadde satın almaya başladılar, karşılığında ise mamul madde satıyorlardı. bu durum bir yandan altın ve gümüşün azalmasına öte yandan elsanatlarının yok olmasına sebep oldu.

16. yüzyılda başlayan osmanlı devlet düzenin çöküşü, 19. yüzyıla kadar devam etti. düzenin çözülmeye başlamasına rağmen 2 yüzyıl dayanmasının iki nedeni vardır; osmanlı devletini çevreleyen sınır devletleri arasında osmanlıları yıkacak askerî güce erişmiş bir devletin bulunmaması ve avrupa kolonyalizminin (sömürgeciliğinin) dünyanın başka bölgelerinde bakir ve sömürülmesi kolay olan başka ülkeleri tercih etmesi.

bu iki yüzyılda devletin durumunu gören bazı devlet adamları bir takım reformlar yapmaya çalıştılar. fakat düzenin bozukluğunun asıl nedenini göremiyorlardı.

bu nedenle yaptıkları reformlar hep yüzeyde kaldı. askerlikte, idarî işlerde, kıyafette, davranışlarda bir takım değişiklikler olduysa da bunlar avrupa’ya özenti olmaktan ileri gidemedi.

ve nihayet osmanlı devleti 1838′de avrupa emperyalizminin karşısına şu manzarayla çıktı.

• devletin gücünün devamı ve savaşlar için gerekli finansmandan yoksun bir idare…
• belirli yasaları olmayan rejim…
• dış ticareti yabancılara, iç ticareti azınlıklara bağlı olan bir ekonomi…
• içinde türk’ten gayrı milletlerin doğuş halinde olduğu bir siyasi toplum…
• siyasi güçleri saray, bab-ı ali, asker, ayan, ağa ve derebeyi arasında çekişmeli bir devlet.

bu tarihe kadar avrupalı emperyalist devletler bazı imtiyazlarla osmanlı devletinin içine girmişlerdi. 1838’de imzalanan ticaret anlaşması osmanlı devletini emperalistlerin oyuncağı haline getirdi. nihayet ekonomik sömürü askerî işgal şekline dönerek osmanlı devleti tarih sahnesinden silindi.

1838′e kadar yabancılara bir çok imtiyazlar verilmişti. kapitülasyonlar dediğimiz bu imtiyazlar kanunî sultan süleyman zamanına kadar dayanır. bu imtiyazlar evvelden sadece venedik ve fransız tüccarlarına verilirdi. kanunî zamanında ise ilk defa bir devlete, fransa’ya verildi. bu imtiyazlar iki taraflı olmasına rağmen, o sıralarda osmanlı devleti kendini kuvvetli saydığından ve avrupa’ya gidecek tüccarı bulunmadığından daima tek taraflı islemiştir.

emperyalizmin girişi:

imparatorluğu açık pazar haline getiren “ingiliz ticaret anlaşmasının önemli maddeleri”

1. kapitülasyonlar, -anlaşma ile tanınan yeni imtiyazlar eski yerine eklenecekler
2. gerek iç, gerek dış ticaret amacıyla ingiliz tüccarları, ortakları ve adamları , memleketin her tarafında, her çeşit emtiayı (malı) serbestçe alıp satabileceklerdir. yedi-i vahit usulü tamamıyla terk edilecektir. (yedi-vahit usulüne göre, imparatorluk sınırları içindeki yer altı kaynakları devlet tarafından işletilirdi. )
3. emtia alımı ve nakli için teskere istenmeyecektir. teskere isteyen vezirler, memurlar şiddetle cezalandırılacaklar ve ingiliz tüccarlarının bu yüzden uğrayacakları zararları tanzim edilecektir.
4. ingiliz tüccarları, ortakları ve adamları iç ticarette en imtiyazlı yerli tüccarlardan daha fazla vergi ödemeyecekler.
5. ihraç mallarında ihracatın yapılacağı iskeleye kadar hiç bir vergi alınmayacak, , iskelede%9 vergi alınacaktır. iskeleden ihracında ayrıca %3 gümrük resmi verilecektir.
6. ithalatta yalnızca%3 ithal resmi ödenecektir. ayrıca %2 oranında ek vergi alınacaktır. bunun dışında ithal malları memleketin her tarafına vergisiz gidecek, bir yerden öbür yere tekrar götürülüp getirilse dahi vergi ödenmeyecektir. (buna göre bir osmanlı tüccarı içerdeki bir yerden öbür yere götürüp satacağı emtia için %12 vergi öderken, yabancı tüccar ortakları ve adamları %5 vergi vereceklerdi. )
7. yabancı emtia, boğazlardan serbestçe geçebilecek, osmanlı limanlarında bir gemiden ötekine aktarma edilebilecek, transit serbest olacak, bu muamelelerden ayrıca hiç bir resim alınmayacaktır. bu anlaşma neticesinde sanayileşme için gerekli olan kapital birikimi yerli tüccardan yabancı kapitalistlere aktarılmış, belli bir gelişme süreci içindeki el sanatları, tezgahlara ve fabrikalara dönüşememiştir. imparatorluk açık pazar haline getirilerek bütün zenginlikler yabancılara peşkeş çekilmiştir. bu antlaşma olayları iyi değerlendiren bir insan için vatanın satış senedidir. bugünkü antlaşmalar daha kurnazca fakat nitelik olarak 1838 ticaret antlaşması ile aynıdır.

1838 antlaşması serbest ticaret şartını hatırladığı, tazminat ise batı kapitalizmi yararına kurulan bu açık pazar düzeninin gerekli kıldığı, idari, mali vb. reformları getirdi.

1878′de imzalanan berlin antlaşması ile müdahale hakı hasiyet kırıcı biçime girdi. bu antlaşma da yabancı müdahale şöyle ifade etmektedir. (bab-i ali bu babta ittihaz olunan tedbirleri muayyen zamanlarda devletlere bildirecek ve antlaşmaya imza koyan devletler bu tedbirlerin icrasına nezaret eyleyeceklerdir.

“(. . ) son derece para sıkıntısında olan devlet borç para almak zorunda kaldı… çoğu yabancı olan galata bankerleri bu duruma hemen ayak uydurdu ve yabancılarla ortaklık kurmaya başladılar… . nihayet bu borçlanma o kadar çoğaldı ki, 1874 -75 senesinde 25 milyon liralık devlet bütçesinin 13 milyon lirası dış borç oldu. devlet bu durumu ödeyemeyecek hale gelince, avrupa devletleri, istanbul’da osmanlı maliyesini ödeyecek bir mali komisyon kurulmasını kabul ettiler. bu komisyonun adı düyun-u umumiye’dir. düyun-u umumiye zamanla gelişerek, kendi adına bazı kaynaklar işletmiştir. düyun-u umumiye ile ilgili borçlar cumhuriyet dönemi de devam etmiş ve tamamı ancak 1930′da ödenebilmiştir. düyun-u umumiye’ye benzerlikler gösteren kuruluşlara bugünün türkiye’sinde de rastlanır. 1950-58 döneminde alınan ve ödenmeyen borçlar nedeniyle 1958′de bazı tedbirler alınmış ve milletlerarası kuruluşların temsilcileri zaman zaman ankara’ya gelerek alınan tedbirleri denetlemişlerdir. 1963 yılında kurulan türkiye ‘ye yardım konsorsiyumu ve amerikan yardım teşkilatının (aıd) düyun-u umumiye’ye benzer yanları&cc düyun-u umumiye ile birlikte emperyalist devletler sonradan kendilerine karlar ve nüfuz bölgeleri sağlayan demiryolu inşaatlarına da başladılar. almanya’nın “bağdat hattı” ise, anadolu ve mezepotomya’yı bir alman kolonisi haline getirmek amacını taşıyordu.

vatansever örgütler ve hareketler:

osmanlı devletindeki vatanseverler aydınlar tanzimat uygarlığı oyununun asıl niyetini kısa zamanda anladılar. gizli örgütler kurarak iç ve dış düşmanlara karşı savaşmaya karar verdiler. bu örgütlerin başlıcaları jön türkler, yeni osmanlılar, ittihat ve terakki idi. namık kemal’in önderliğinde kurulan yeni osmanlılar, tanzimatın getirdiği sömürü düzenini şiddetle eleştiriyorlardı. yayınladığı bildirilerle vergi eşitsizliğini, memurların zulmünü, yabancı sermayenin girişiyle çöken yerli sanayi ve ticaretin yabancılara bırakılmasını konu ediyorlardı. amaçları milli bir iktisat politikasının uygulanması ve hürriyetin ilanı idi. abdülhamit, jurnalciler sayesinde örgüt üyelerinin çoğunu yakalamış, namık kemal sürgün edilmiştir. namık kemal ve arkadaşlarının ortaya attığı görüşler, harbiye, tıbbiye, mülkiye gibi okullarda”vatan ve hürriyet” ideolojisini kökleştirdi.

çoğunluğunu yüksek okullu aydınların meydana getirdiği jön türkler de yeni osmanlıların tezlerine benzer öneriler getiriyorlardı. istedikleri reformların gerçekleşmesine engel olan abdülhamit istibadını devirmek en büyük amaçları idi. bu sırada hemen bütün okullarda yurtsever gençler cemiyetler kurdular…

ihtilalci askerler cemiyeti, cemiyet-i ınkilabiye bunlardandı. bütün cemiyetler çıkardıkları gizli dergilerle abdülhamit istibadını yeriyordu…

abdülhamit aylıklı ihbarcıları boşa çıktı ve emperyalistler kendi kazdıkları kuyuya kendileri düştüler. en güçlü anti-emperyalist direnmelerden birisi de bu konuda yürütüldü. vietnam’da bağımsızlık mücadelesi veren halkın amansız düşmanı, insan kasabı commer’in arabası yakılarak kendisi yurdumuzdan kovuldu.

(… )

ittihat ve terakki’ye yön verenler vatansever subaylar ve hem kendi durumlarından hem de vatanın durumundan şikayetçi olan küçük memurlar olmuştur. (… )

mesrutiyet’in ilanından sonra ortaya çıkan hürriyet ve itilaf partisi ingiliz yanlısı idi. hürriyet ve itilafçılarla, ittihatçılar arasındaki vatansever unsurların çatışması yakın tarihimize kadar dayanır. ittihatçılar arasındaki vatanseverler, kurtuluş savaşında, istanbul’da karakol cemiyetini, anadolu’da müdafa-i hukuk cemiyetlerini kurarak emperyalistlerle silahlı mücadele ederken, itilafçılar yabancılarla işbirliği yapıyor, vatanı yabancılara peşkeş çekiyorlardı. ıtilafcılar, daha sonra da serbest fırkada ve demokrat parti içinde çöreklenmişlerdir. (… )

kurtuluş savaşı:

kurtuluş savaşı. türkiye halkının emperyalizme ve onun emrindeki dahili güçlere karşı verdiği bir direnme savaşıdır. kurtuluş savaşı ezilen uluslar adına türkiye halkının emperyalizme ilk ve güçlü şamarıdır. (… )

kurtuluş savaşı, subay ve aydınların öncülüğünde, köylüler, işçiler, esnaf ve zanaatkarların omuz omuza yürüttükleri bir mücadeledir. (…) silah altındaki ordunun bel kemiğini ve çetelerin hemen hemen tamamını köylüler teşkil etmiştir. toprak ağaları, şeyhler, tefeciler ve istanbul hükümetinin anadolu’da görevli devlet memurlarının büyük bir kısmı mücadeleye katılmamış veya karşı çıkmıştır. savaşa katılan güçlerden, subay, aydın ve esnaflar örgütü, işçi ve köylüler ise örgütlü değildir. oysa savaşın bütün yükünü köylüler çekmiştir. işçiler istanbul’daki yabancı şirketlerde grev ve işgaller yaparak, mücadeleye katkıda bulunmuşlardır. (… )

meclis yapısına bakınca da aynı manzara görünür. milletvekilleri osmanlı meclisinin milletvekilleri olup, kökenleri itibariyle ağa, şeyh ve eşraf kesimindendir. nitekim kurtuluş savaşı dönemindeki bütün meclis çalışmalarında ve anlaşmazlıklarda bu açıkça görülür.

cumhurıyet dönemi:

türkiye, emperyalizme karşı mücadele ederek bağımsızlığını kazanan ilk ülkedir. fakat bu bağımsızlık askeri alanda oldu ve düşmanlar yurttan atıldı. buna teorik anlamda, türkiye bağımsız oldu diyebileniz. . sonrası askeri alanda kazanılan bağımsızlığın iktisadi reformlar ve girişimlerle devam ettirilmesiydi.

(. . ) cumhuriyet başlangıcındaki ekonomik yapı, osmanlı devletinden arta kalan türkiye’nin bozulmuş ve dejenere olmuş iktisadi durumudur.

1) tarım.
tarımda kapitalizm öncesi üretim ilişkisi hakimdir. toprakların-büyük bir kısmı ağaların elindedir. ekilmeyen devlet arazisi büyük orandadır. 14 milyon nüfusun %70′i topraksız ve az topraklı köylüdür. üretime katılan aletler ilkel olup verim düşüktür.

2) sanayi.
sanayi kesimi, küçük sanayi ve büyük sanayi olmak üzere ikiye ayrılıyordu. büyük sanayi başlıca dört kolda gelişmişti. a) madencilik. b) elektrik. c) tütün ve tekel. d) imalat sanayi. bu dört sanayi kolu da yabancı şirketlerin kontrolündeydi.

liberal dönem:

türkiye1923-1931 dönemini liberal dönem olarak tanımlayabiliriz. bu dönemde temel iktisadi politikanın esası şudur. devlet , ekonomik girişimler sağlayacak, tüccar ve sanayici takımına her türlü imkanı verecek ve yardım edecektir… cumhuriyet hükümetinin desteğiyle özel sanayici yaratma politikası, zenginler, şeker kralları yaratmış, ama büyük sanayiciler yaratamamıştır. tüccarlarda kolay ve garantili yolu seçmişler ve sanayi yatırımı yerine ithalatçılığı tercih etmişlerdir. rum ve ermenilerin yerini alan bu tüccar çevresi geniş ortam bulmuştur… tekel bir amerikan şirketine verilmiş, sonra da devletleştirilmiştir.

böylece devlet desteği ile sanayi kalkınmasını yürütmek mümkün olmamıştır. eski lövantenler, rum ve ermeni yabancı uyruklular yerine kolay kar peşinde koşan ve yabancı komisyonculuğunu tercih eden türk tüccarları almıştır. yabancı firmalar da mevcudiyetleri için türk tüccarlarıyla ilişkiye girmeyi uygun bulmuşlar. sonuçta liberal politika başarıya ulaşamamıştır. . bir taraftan iç şartlar, diğer taraftan 1931 dünya buhranının yarattığı durum dolayısıyla devletçilik politikasına geçilmiştir.

devletçilik dönemi. (1931-1945)

devletçilik politikasının ciddi girişimi 193-37 ilk beş yıllık plan dönemidir. bu plan bugünkü gibi karma ekonomiye dönük geniş bir plan değildir, dar anlamda sanayi yatırımlarını kapsar… bu dönemin belirgin özelliği yabancı şirketleri millileştirilmesidir. 1930 yılından 1939′a kadar devam eden bu millileştirmeler, osmanlı devleti zamanında verilmiş imtiyaz ve imkanların tasfiyesidir. bu millileştirmeler olurken muhalefet sesleri yükseliyordu. politika ve iş çevrelerinde yabancı sermaye olmadan kalkınmanın sağlanamayacağı yolundaki görüş hakim durumdaydı. devletçilik politikasının en hızlı yılı 1935 yılıdır. bu hız1 937′ye kadar devam etmiş, ondan sonra da yavaşlamış.

ikinci emperyalist dünya savaşı:

ikinci emperyalist dünya savasının patlak vermesiyle türkiye’de savaş ekonomisi dönemine gidilmiştir. savaş ekonomisinin özel teşebbüs tarafından önemi büyüktür. bu ekonomi devlet müdahalelerini artırmıştır. ve bu politika iki temel üzerinde yürütülmüştür.

1) iç ve ticarette fiyat kontrollerine gidilmiş, sanayi mamullerinden bir kısmına devlet el koymuştur. bunlar tekstil ve çimentodur.

2) politikanın diğer yönü özel teşebbüsü besleyici, teşvik edici ve koruyucu yol izlemesidir. devlet bu işi iki değişik yollardan yapmıştır.
a. işçilerin grev hakkını kaldırmış, işçi ve işveren ilişkilerinde kuvvet tamamen işveren lehine olduğu için iş uyuşmazlığı söz konusu olmamıştır.
b. özel teşebbüs mamullerini devlete satabilecektir.
c. kar getirmeyen, özel teşebbüse ait kurum ve şirketler devlete devredilebilecektir.
d. gerekli malları ithal için devlet her türlü yardımı yapacaktır. bu anlayışla yürütülen savaş politikası kıtlık ve enflasyonla birlikte tüccar ve ağanın zenginleşmesine yol açmıştır… . nihayet savaş dönemini açlık ve sefaleti köylülerden gelen tepkiler devleti toprak reformu yapmaya itmiştir. fakat bu girişim toprak ağaları ve onların destekçisi tüccarlar tarafından engellenmiştir.

toprak reformunu engelleyenlerin başında iş bankasının başı celal bayar ve aydın’lı toprak ağası adnan menderes gelmektedir. (…) 1945 yılında birleşmiş milletler anayasası imzalanmış, çok partili rejime geçilmiş ve işçilere kısmi demokratik haklar tanınmıştır. birleşmiş milletlere girdikten sonra truman doktrini vasıtasıyla türkiye yardım istemiştir. fakat o günün amerikasında türkiye aleyhinde şiddetli bir propaganda vardır. bilhassa ermenilerin başını çektiği ve kışkırttığı çevreler amerikanın türkiye’ye yardım etmesini engellemişlerdir. (…)
böyle bir ortamda halk su sözlerle kandırılıyordu: “sovyetler ülkemiz üzerinde ciddi tehlike durumuna geldi ve bizden boğazları istiyordu ve demokrasiyi kurtarmak için amerika ile iktisadi ilişkilere girilmiştir.” şunu bilmek gerekir; o sırada sovyetlerin türkiye için cidden tehlike teşkil ettiğini söylemek savaş sonrası söylenen yalanlar açısından normaldi. halbuki sovyetler yurdu istila edecek dedikler zaman iran’ı istila eden kızıl ordu geri çekiliyordu ve sovyetler savaşın bütün yıkıntıları içinde yıpranmış ve 20 milyon insanı ölmüştür.

1947-1971 dönemi amerikan emperyalizminin türkiye’ye giriş ve gelişme devresidir. kurtuluş savaşında milyonların canı ve kanı pahasına kazanılan bağımsızlığımız adım adım çiğnenmiştir.

amerikan emperyalizmi:

tarihin bir gerçeği olarak kavramak gerekir ki, amerika dünya üzerinde sistemli bir şekilde yayılmayı kararlaştırdığı zaman ne sovyetler birliği vardı ne de doğu bloku. sosyalizm ya da komünizme karşı durmak amerika için söz konusu değildi. deniz aşırı yayılması, başka bir devletten tamamen bağımsız, kendi içinde doğan bir ihtiyaçtı. amerika’nın bu ihtiyacı duyuşu 18. yüzyılın başlarına rastlar.

(. . ) ancak 1917′de sovyet devriminden sonra ortaya sosyalist blok çıkmış ve ikinci emperyalist dünya savaşından sonra 700 milyon nufüslu çin’inde devrimini gerçekleştirip sosyalist olmasıyla dünya nüfusunun üçte biri sosyalist düzende yasamaya başlamıştır. bu şartlar altında emperyalist devletlerin kendi aralarındaki çelişki ikinci plana düşmüş. sosyalist bloka karşı birleşmeleri gerekmiştir. alman faşizminin yenilgiye uğramasından sonra amerikan emperyalizmi yalnız geri bıraktırılmış ülkelere değil, yüzyıllardan beri dünyayı sömürmekte olan kapitalist avrupa ülkelerine de girmiştir. böylece mağrur avrupa burjuvazisi, sonradan görmekle itham ettiği amerikan emperyalizminin uşaklığını kabul etmek zoruna kalmıştır.

avrupa’da savaş patlak verdiği zaman amerika geçirmekte olduğu krizi atlatmamıştır 1937 yılında bir gerileme olmuş , 1938 yılında 10 milyondan fazla işsiz kaydedilmiş, 1939′da bu rakam 9 milyona inmiş , 194 0′da 8 milyon 120 bin, yani çalışan nüfusun % 15′ini bulmuştur. dış ticaret, 1920′ye oranla, çok zayıf bir düzeye inmiş, 1939′da 1930 buhran yılındaki düzeye ulaşabilmek üzere yavaş yavaş artmıştır. aynı birinci dünya savaşında olduğu gibi, ihracatı üç misline çıkaran ve ithalatta da %50 artış sağlayan bu yeni hızı ona verecek olan, gene emperyalist savaştır. ikinci dünya savaşı amerika’ya birinci emperyalist dünya savaşı sayesinde girilen 1913-1914 ekonomik krizinden çok daha ciddi bir ekonomik krizi atlatma olanağı sağlamıştır.

emperyalist kültür:

emperyalizm bir beynin dolar olarak, zengin bir maden ocağından daha çok kar getireceğini bilmektedir.

emperyalist amerika bütün dünya dilerine çevrilen burjuva edebiyatıyla, bütün dünya perdelerinde gösterilen beyin yıkayıcı filmleriyle, bütün dünya basın ajanslarıyla geniş ölçüde yayınlanan haberleriyle, dünyayı baştan başa dolaşan konferansçılarıyla, barış gönüllüleri ve kültür elçileriyle kendini şirin gösterme çabasındadır.

emperyalizm, şüphesiz iş adamlarına, mühendislere, bankacılara, askerlere ihtiyacı vardır. ama beyni yıkanmış yazarlara ve sanatkarlara en az onlar kadar ihtiyacı vardır. yabancı ülkelerde kültür merkezi en az askeri üsler kadar önemlidir. filmlerin dış pazarlara sürülmesi, silah satışı kadar gereklidir. başka alanlarda olduğu gibi, emperyalizm kültür alanında da kendi gücüne katkıda bulunan değişim akımını destekleyip kolaylaştırmıştır.

amerikan emperyalizmi ve türkiye:

türkiye’de bugün acil, temel ve halledilmesi zorunlu ve önemli mesele, amerikan emperyalizmi meselesidir.

yurdumuzun kalkınamaması, dünya devletleri arasında en geri sırada oluşumuz ve bugün mahkemede sanık sandalyesinde bulunuşumuz bu yüzdendir. (… )

bizler, amerikan boyunduruğu altındaki yoksul türkiye’nin çocuklarıyız. açlık ve sefaletin içinden bu yaşa kadar gelmemiz şans eseridir. yaşadığımız sürece bağımsızlık ve kurtuluş bayrağını elimizde taşıyacağız. ölürsek, kurtuluş bayrağı biraz daha yükselecektir. hem görevimiz, hem de varlığımız sebebi olan bu kavgaya boynumuzu eğmeden devam edeceğiz.

amerikan emperyalizmi, patronlar, ağalar, onların emrindeki uşaklar dinleyiniz. kurtuluşa kanla, ateşle varılacaktır. talan ettiğiniz vatan, esaretinizden mutlaka kurtulacaktır. . geri kalmamızın, sefaletimizin sebebi sizlersiniz. menfaatiniz için yaptığınız antlaşma ve ittifaklarla türkiye halkını esaret altına soktunuz.

mücadelemizin yolu:

ülkemiz, bugün bütün anlattıklarımızın ışığında, yarı -bağımlı, yari -sömürge, geri kapitalist bir ülkedir. türkiye’yi bu duruma getiren güçler, aynı durumun devamını, sonuna kadar sağlamaya çalışacaklardır. bu güçler, ulusal olmayan, çıkarlarıyla türkiye halkıyla çelişen, ulusal olmayan gayri milli sınıfsal ve zümrelerdir. bir de türkiye’nin yarı bağımlı ve sömürge durumuna son vermek isteyen yurdumuzu, kurtuluş savaşı sonrası, onurlu, hasiyetli türkiye durumuna getirmek isteyen güçler var. bu güçler, milli olan çıkarları ulusun çıkarlarıyla bir olan, ulusal sınıf ve zümrelerdir. bu sınıf ve zümreler, bugüne kadar kavramlarını demagojik olarak ağızlarından düşürmeyen, aslında gayri-mili olan güçlere karşı, birleşip savaşmak durumundadırlar. bunu yapmadan, türkiye’yi emperyalizmin vesayetinden, içinde bulunduğu cağ nedir “ulus” ve “ulusun karakteri”

A. dil birliği
aynı ulusun üyeleri aralarında, ortak dil aracılığı ile, ulusal dil aracılıyla anlaşırlar. dil bir zümrenin değil tüm ulusun malıdır.

B. toprak birliği.
ulus ayni zamanda bir toprak bütünlüğüdür. her ulus bir tarihin ürünüdür. . aynı topraklar üzerinde beraberce yaşanan uzun bir hayat olmadıkça ulus olmak mümkün değil. topraklarının bir bölümünün yabancılar tarafından işgaline, halklar bunun için karşı koyar.

C. iktisadi bütünlük.
ulusal toprağın ayrı ayrı parçaları arasında, bir iktisadi bağlantının bulunması zorunludur. bir ulus aynı zamanda bir pazardır da. pazar, toprağın ayrı ayrı bölümlerinden gelen üretimler arasında değişimi, mübadeleyi sağlar. bu şekilde yaratılan, ortak iktisadi yaşantı birliği, ulaşım, yol ve araçların gelişimi ile güçlenir… (kurtuluş savaşında, yurdumuzu işgal eden düşman güçler ve onların yerli ortakları, bu nedenledir ki, türkiye’yi birkaç ayrı parçaya bölmek istiyordu. halkımızı köleleştirmek için toprak bütünlüğümüzün ve iktisadi yaşantı birliğimizin bozulması gerekiyordu.) bu durumda ulusal, olmayan şey sınıf mücadelesi değildir. çünkü sınıfların varlığı iktisadi gerçeğe dayanır. sınıf mücadelesi, ne denli keskinleşirse keskinleşsin, toplumun dağılmasına sebep olmaz.

D. ortak ruhi şekillenme.
hayat şartlarının sürekli birlik ve beraberlik sonucu bir ulusun bireylerinde, ortak psikolojik özellikler ortaya çıkar. dil birliği de bunu aynı zamanla yaratacak en önemli unsurlardandır. bu durum her ulusu diğer uluslardan ayıran niteliklerden birisidir. ruhi şekillenme birliği, en yüksek ifadesini kültür birliğinde bulur. her ulusun, özgün durumunu yansıtan bir kültür mirası vardır. bu ortak kültür mirası ulusun bireyler arasında güçlü bir bağ yaratır.

E. tarihi olarak teşekkül etmiş istikrarlı birlik.
ulusun diğer öğeleri, tarih boyunca gelişir oluşurlar. milli birlik de tarihi bir üründür. (…) ırk, ulusal birliği meydana getiren öğelerden biri değildir. biyolojik bir etkendir. hiçbir biyolojik etken, toplumların tarihi evriminde belirleyici bir rol oynamaz. (…) ırkın ulusal karakterden sayılamayacağı gibi, din ve devlet de bu karakterden değildir. örneğin israil bir devlet olarak vardır ama bir israil ulusu yoktur. israil devlet sınırları içinde, arap halkı ve ibrani halk yaşamaktadır.

“dil, toprak, iktisadi yaşantı birliğinin ve ortak kültür biçiminde beliren ruhi şekillenme birliğinin hüküm sürdüğü, tarihi teşekkül etmiş istikrarlı bir topluluktur.”

şimdi kimler ulusçudur türkiye’de, kimler ulusa karşıdır, halka karşıdır, gayri millidir? buna gelelim.

türkiye toprağının, 35 milyon metrekaresi a.b.d emperyalizminin silahlı gücüne terk edilmiştir. sahiller yabancıların yağmalarına açık tutulmuştur. köylüler ağalarca topraklarından edilmişlerdir. nato antlaşması bir savaş halinde, yurdumuzun tüm halkımızla birlikte, bir kaç dakika içinde yok olmasını bünyesinde taşıyor. çünkü 20. yüzyıl savaşı nükleer, termo nükleer bir savaştır. ve nato stratejik olarak, her hangi bir savaşında türkiye’yi yem olarak kullanacaktır.

amerikan askeri üsleri milli güvenliğimizi ortadan kaldırıcı bir nitelik taşımaktadır. ekonomide , milli bir ağır sanayi yerine, dışa bağımlı yabancı büyük tröstlerle bütünleşmiş, montaj sanayii, lüks eşya fabrikaları kurulmuş ve desteklenmiştir. . bu ulusal sanayinin canına okuduğu gibi, çıkarı ulusun çıkarıyla çelişen gayri milli bir sınıf yaratmıştır. bu sınıf azınlık olmakla birlikte, korkunç bir sekil misak-i milli içinde bir halk olan, türk halkıyla tarihi bir kardeşlik sınavı vermiş bulunan kürt halkının dili, kültürü ortadan kaldırılmak istenmiştir. bugünkü ve yarınki kuşakları kendi yaşamlarına öz değerlerine ve ulusal sorunlarına yabancı kılmak geniş anlamı ile kuşakları, sömürüye yatkın hale getirmek, ulusal kültürü temelden etkilemek için de elden gelen yapılmıştır. meşhur “bin temel eser” bunun içindir. sel gibi gelen çeviriler, kovboy filmleri, yabancı müzikaller, fotoromanlar, ekstra magazinler, red-kit benzeri kitaplar bunun içindir hep. (… )

işte bunları yapanlardır gayri milli olanlar!. bunlardır hain olanlar. bu çizgiyi itirazsız ve yanlışlığını bile bile kabul edip izleyenlerdir. türkiye’de bugün iki cephe vardır:

birincisi, yurtseverlerin, devrimcilerin cephesi.

ikincisi de, emperyalizm, işbirlikçi sermaye, feodal mütegalebe, ittifakı gerici cephesi. (… )

işçi sınıfı ve yoksul köylülük, sınıf bilincine vardığı ölçüde bağımsız ve demokratik türkiye’nin en tutarlı savunucuları olacaklarından toplumumuzun gerçek anlamıyla en millici güçleri de olacaklardır ulusal varlığımızı yok etmek isteyen emperyalizm ve yerli ortaklarına karşı, millici ve devrimci sınıfları takip etmeleri gereken milli demokratik devrim stratejisi, hareketimizin çizgisidir. diğer bir anlamıyla bütün millici sınıf ve tabakaların ortak devrim anlayışı, milli kurtuluş savaşı’nın, bu savaşı ve onun başındaki mustafa kemal’i yok edici, ortadan kaldırıcı bir düzen kuran, karşı devrimci-gerici ittifaka karşı yapılmış olan 27 mayıs ihtilalinin ve 1961 anayasa’sının bir devamı ve tamamlayıcısıdır.

bunu içindir ki, bizler; türkiye toplumunun tarihi geçmişinde sağlam olan ulusal ve devrimci olan ne varsa onun mirasçısıyız.

ve bizler, emperyalizmin, yerli işbirlikçilerinin ve onların ittifak kurduğu çağ dışı, bilim dışı kurumların tasfiyesinin ancak, tüm yurtsever sınıf ve tabakaların ortak devrim stratejisi olan “milli demokratik devrim”le olabileceğine inanıyoruz. yurdumuzun bu noktaya, çok güç ve zor şartlar altında ulaşabileceğinin de bilincindeyiz. en az atatürk’ün kumanda ettiği milli kurtuluş savaşı kadar zor ve çetin. ama mümkün. şimdiye kadar ki şartlar bizi mücadelemizden yıldıramadı, bundan böyle de yıldıramayacak.

sonuç:

toplumuzun bir ferdi ve bir vatandaşı olarak düşünmek zorundayız… başlarımızı ellerimiz arasına alarak ciddî ciddî düşünelim ve kendimize şu soruyu soralım: “türkiye neden kalkınamıyor?” (… )

amerikan emperyalizmi var oldukça bu talan devam edecektir.

türkiye’nin kalkınması için tek ve zorunlu şart, amerika’nın yurttan atılmasıdır. hem amerika, hem kalkınma olmaz. kalkınma toplumsal bir sorundur. amerika türkiye’de var oldukça, toplum kalkınamayacak, fakat büyük zenginler komisyoncular ve uşaklar olacaktır amerika yurdumuzda var oldukça, kalkınma değil, tam tersine açlık ve sefalet olacaktır.

türkiye’nin kalkınması ve halkın kurtuluşu amerikan emperyalizminin yurttan atılmasına bağlıdır. (… )

bizler amerikan emperyalizmine karşı mücadeleyi ilk şart gördüğümüz için, bu işin de mutlaka silahla kazanılacağına inandığımız için silaha sarıldık ve mücadele ediyoruz. tek amacımız budur, bunun için nurhak dağlarında mücadeleye başladık. yoksa sayın savcının dediği gibi anayasayı ortadan kaldırmak için değil… bu sırada sırası gelmişken iddia makamındaki kişiye birkaç sözümüz var:

“sayın savcı,

1. amerikan emperyalizmi gayrı millîdir.
2. ona ortaklık edenler ulusumuza ihanet etmişlerdir.
3. emperyalizme karşı mücadele suç değildir
4. gayrı milli olan emperyalızm ve ortaklarının sömürüsü, anayasaya aykırıdır.

buna göre iki şey var:

1. eğer belli bir hata sonucu, iddianame ve mütalayı hazırladınızsa, dikkatli olunuz; idamını istediğiniz kişiler kasaplık koyun değildir ve siz savcısınız…
2. yok eğer yaptığınızın bilincinde iseniz: yolunuz açık olsun.

Başlık: Ynt: DENİZ GEZMİŞ
Gönderen: Mozart - Mart 07, 2008, 09:41:33 ös
burda yazmıyor öyle birşey.:) onu cevabı yok