Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Papağan  (Okunma sayısı 5192 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 18, 2012, 10:51:45 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Nasıl olur da papağan masonik bir terim olabilir?

Efendim, niçin olmasın ki?... Masonlukta bir masonik terim ya da kavram olarak birçok hayvan adı kullanılıyor.
Bunların arasında kuşlar da var. Her birinin ilgili derecenin ritüeliyle bağlantılı bir simgesel anlamı söz konusu.

Fakat papağana gelince sanırım durum pek öyle değil. Mason sözlüğü’ne göre Masonlukta papağan, mecazi olarak; ritüelleri, bunların kapsamında yer alan ritüelik diyalogları, varsa sorulu-yanıtlı öğretimi, bunların asıl anlamlarını yeterince kavramaksızın, ezberleyen mason anlamına geliyor.

Tam da İslâm dini dahil birtakım dinlere ve eski Fransız yönteminin etkisiyle oluşturulmuş Türk öğretim yöntemine uygun bir olay.

Ben Ortaokul ve Lisede iken, hangi derste birtakım şeylerin ille de ezbere bilinmesi istenirse o derse karşı içimde bir tür nefret duygusu kabarırdı. Bu nedenle üniversitede ezberlemenin devam ettirildiği birtakım branşlarda öğrenim görenlere kendi açımdan acıyarak bakardım. Hele bunlardan biri vardı ki, (hangi fakülte olduğunu söylemeyeyim de kimse alınmasın) hocalar kendi kitaplarını okutur ve sınavlarında da kitaplarındaki dipnotları sorarlardı mot-a-mot.

Masonluk da böyle mi olmalı. Ritüeller bilinmeli mi ezberlenmeli mi?

Masonluğunu hiç de gizlemeyen ünlü ve saygın sanatçımız Zeki Alasya, bir söyleşi programında, tiyatroda ezberlemenin çok sakıncalı olduğunu, yapılmaması gerektiğini söylemişti. Oysa herkes oyuncuların rollerini ezberlediğini sanır. Zeki Alasya rolü öğrenmek gerektiğini vurgulamıştı. Ben bunu biraz daha ileri götüreyim: Rolü yaşamak gerek. Ancak onun altında ezilmemeye de özen göstermeli. (Örneğin pek ünlü ve pek yetenekli sanatçılarımızdan Genco Erkal, ne yazık ki bir zamanlar olağanüstü bir başarıyla Ankara Sanat Tiyatrosu’nda sergilediği “Bir Delinin Hatıra Defteri”nin öylesine altında kalıp ezilmişti ki, sonra yıllar boyunca –İstanbul’da kendi Dostlar Tiyatrosu’nu açtıktan sonra bile- bambaşka karakterleri canlandırırken hala o deliyi oynamayı sürdürmüştü.)

Tiyatro üzerinde böylesine duruşumu hiç yadırgamayın. Daha önce kaç kez değindim; belki çok kez yine değinirim: Masonluktaki ritüelik uygulamalar bir tür epik tiyatrodur. Bu epik tiyatroda, locanın ya da ilgili masonik birimin görevlileri başta olmak üzere, birçok mason rol alır. Eğer bir inisyasyon türeni yapılıyorsa, adaylar da bu tiyatronun sergilenmesinde pay alır.

Böyle olunca, ritüeli ezberlemek, sonra uygulanmasına sıra geldiğinde kendi repliklerini bir papağan gibi söylemek bana sapa, olmaması gerekin bir iş gibi geliyor. Aslında papağanlık hem yetenek hem de çalışma gerektirdiği için, eskiden Masonlukta beğeniyle karşılanır, diğer masonlar da bu yönde teşvik edilirmiş. Fakat bence Zeki Alasya’nın dediği doğru. Nitekim sonraları Masonlukta da repliklerin ve mizansenin ezbere bilinişinden çok, anlamlarının kavranması önem ve değer kazanmış. Mecazi nitelik de bu nedenle kullanılır olmuş.

Bununla birlikte, günümüzde de bazı loca, obediyans ve diğer masonik birimlerde özellikle görevlilerden kimilerinin tüm derecelerin ritüellerini baştan sona ezbere bilmeleri zorunlu tutuluyor bildiğimce… Bence pek yanlış bir uygulama. Her biri kendine düşeni çok iyi öğrense ve paylaşımlı bir şekilde uygulamaya koysa sorun kalmaz. Çünkü uygulamalarda asıl önemli olan, ritüelin uygulanmasında hiçbir aksaklık olmamasıdır. Oysa ezber her zaman ne olduğu bilinmeden uygulandığı için unutma nedeniyle aksamaya uğrayabilir. Birisi ezberini unutur yani repliğini kaçırırsa, profesyonel tiyatrocu olmayan diğer görevlileri de etkileyip, ritüelik uygulamanın iyice çöküntüye uğramasına yol açabilir.

Papağan güzel bir kuştur. Akıllı bir kuş üstelik. Ancak ben masonlara papağan olmaya özenmemelerini öneririm.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Haziran 18, 2012, 05:30:19 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ADAM papağan kuşu üzerinden güzel bir açılımda bulunmuş... Üstünde durmaya ve düşünmeye değer.

Fakat bunu Masonluk ve masonlarla bağdaştırınca zihnimde bazı sorular oluşuyor:

Mesela Sayın ADAM üniversite yıllarında ezbere dayalı bazı branşlara devam eden  öğrencilerin durumlarına acıyarak baktığını yazmış... Demek ki sistem de eleştirilmeli... Ola ki Sayın ADAM'ın şu acıyarak baktığı öğrencilerden, hiç olmazsa biri, aslında şu an da bahsettiğimiz durumdan şikayetçi olsun, fakat şartlar gereği mecburen bu fakülteye girmiş bulunsun ( Ülkemizin eğitim sistemi malum).

Bunları şunun için yazıyorum; bazen sistemin kendisi kişiyi papağanlaşmaya zorlayabilir.

Bütün bunları bir soruyla bağlayayım da neden yazdığım daha iyi anlaşılsın: Dünyada sistem olarak " Masonu" papağanlaşmaya iten, işleyişi bu şekilde olan ( Hani Sayın ADAM'ın bahsettiği öğretim üyeleri gibi) Masonluk anlayışları/kurumları var mıdır?
enelsır


Haziran 18, 2012, 07:55:23 ös
Yanıtla #2
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Adam

Çok hoş hicivli ana bir okadarda cuk diye yerine oturan bir anlatım yapmış işin bırakın masonluk tarafını güncel hayatın her alanında bu papağanlık yokmu hiç okumadan araştırmadan sentezlemeden tez oluşturmadan sadece birinin anlattığını ezberleyip kendi fikri gibi bir başkasına sunan ve bundan kendine paye çıkaran o kadar fakir beyinli insanlar varki o yüzden papağan tam uyan bir terimdir.

Masonlukla etkileşimi ise mason olan insandan kendisini inşa etmesi istenir olması lazım buda ancak öğrenerek mümkün olabilmekte bir konunun ezberlenmesi öğrenildiği anlamına gelmez öğrenemedi isende o taş sıva tutmaz ham kalır.Aslolan öğrenmektir.

saygılarımla
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Haziran 20, 2012, 09:39:17 öö
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Başlığa katkılar güzel; teşekkür etmeden geçilemez.

Sayın enelsır'ın sorusuna yanıt: Kısaca evet!... Öyle olunca o masoın kuruluşunun anlayışı ve localarında masonlara ne kazandırdığı, masonların ne kazandığı ve topluma ne yanzıttığı  üzerinde yorum yapmanın gereği kalır mı?

Bir de tersi var bildiğimce. O da pek tatsız. Demiştim ya, Masonluğun ritüelik uygulaması tiyato gibidir diye. Kimi mason kuruluşlarında da bu tiyatroyaskatılan herkes, repliklerini hatta mizansenini bile yazılı ritüeli elinde taşıyarak, onu izleyerek yapıyor. Ne tatsız bir durum değil mi? Ezberleyenlere papağan dediğimize göre, bu uygulamayı yapanları hangi kuşa benzetmeli acaba?

Sonunda ötekinin de berikinin de yaptığı kuş beyinlilik.

Oysa bu işin akıllıcası da var. Kimi masonlar da onu uygular başarıyla.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
9 Yanıt
4282 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 18, 2012, 10:07:08 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
5165 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 31, 2011, 04:06:47 ös
Gönderen: Mustafa Kemal