53- fussilet suresi 9,10,11 ve 12. ayetler şöyledir; “9- de ki: “siz gerçekten, yeryüzünü iki günde yaratanı inkar edip duracak, hâlâ ona ortaklar koşacak mısınız?” o, bütün alemlerin rabbidir. 10- hem orada, onun üstünde dağlar yaptı, arayanlar için eşit olmak üzere orada yaşayanların azıklarını belirledi. (bütün bunlar) dört günde (oldu). 11- sonra, o bir duman iken, göğe yöneldi. ona ve yeryüzüne, “haydi, ikiniz de ister istemez gelin!” dedi. “isteye isteye geldik!” dediler. 12- bu şekilde onları iki günde, yedi gök olmak üzere yerine koydu, her göğe de işini (kendisinde nelerin meydana geleceğini) vahiy etti. yakın göğü, kandillerle donattık ve koruduk.
işte bütün bunlar, o çok güçlü olan ve her şeyi bilenin belirlemesi ile olmaktadır.” bu ayetlere göre iki günde yeryüzü yaratılmıştır, dört günde yeryüzünde dağlar yapılmış ve arayanların azıkları eşit olarak dağıtılmıştır, iki günde de yedi gök olmak üzere gökler yaratılmıştır, yani toplamda evren 8 günde yaratılmıştır. ancak araf suresi 54. ayet, hud suresi 7. ayet, yunus suresi 3. ayet, furkan suresi 59. ayet, secde suresi 4. ayet, kaf suresi 38. ayet ve, hadid suresi 4. ayette evrenin 6 günde yaratıldığı söylenmektedir. bunların hangisi doğrudur? evren kaç günde yaratılmıştır? ve gene fussilet suresi 12. ayette konuşan hz. muhammed midir yoksa allah mıdır?
54- fussilet suresi 44. ayet şöyledir; “eğer onu yabancı dilde bir kur’an yapsaydık, “ayetleri açıklansaydı ya! araba, acemce(farsça) (yabancı dilde) bir kur’an mı?” diyeceklerdi. de ki: “o iman edenler için bir rehber ve şifacıdır. iman etmeyenlerin ise, kulaklarında bir ağırlık vardır. o, onlara karşı körlüktür. (bu kur’an), onlara uzak bir yerden bağırılıyormuş (gibi gelir).” bu ayette allah kur’an’ı arapça indirmesinin sebebini, araba arapça bir kur’an indirdiği şeklinde açıklamaktadır. başka bir dilde indirseydik araba yabancı dilde bir kur’an mı? şeklinde sorular sorulacağı için arapça indirildiği söylenmektedir. peki aynı soruyu günümüz insanları sormaz mı? türk’e arapça bir kur’an mı? japon’a arapça bir kur’an mı? hindu’ya arapça bir kur’an mı? şeklinde sorular sorulmaz mı? allah kur’anı araplara arapça indirmiştir. peki neden türklere türkçe, ya da fransızlara fransızca bir kur’an indirmemiştir?
55- şura suresi 32 ve 33. ayetler şöyledir; “32- denizde o dağlar gibi akıp giden (koca koca gemiler de) onun varlığının delillerindendir. 33- dilerse o, rüzgarı durduruverir de, (gemiler) onun üzerinde sabit kalıverirler. şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükredenler için, (onun varlığı hakkında) deliller vardır.” bu ayetlerde rüzgar olmazsa gemilerin ilerleyemeyeceğinden bahsedilmektedir, ama günümüzdeki motorlu gemiler rüzgardan bağımsız hareket etmektedirler. rüzgar kesiliverirse bu motorlu gemiler de ilerleyemezler mi?
56- şura suresi 40. ve 41. ayet şöyledir; “40- kötülüğün cezası, onun benzeri bir kötülüktür. kim de kendisine kötülük yapanı affeder ve (onunla arasındaki ilişkilerini) düzeltirse, bunun ödülü allah’a aittir. o kesinlikle zalimleri sevmez. 41- kim zulmedildikten sonra öcünü alırsa, bunlara ceza için bir yol yoktur.” bu ayetlerde kötülüğün cezasının bunun benzeri bir kötülük olduğu ve bunun bir günahı olmadığı söylenmektedir. buna göre bir kişinin eşine tecavüz edilse, onun da o kişinin eşine tecavüz etmesinde bir günah yok mudur? peki tecavüz edilen kişinin hakkı nerededir?
57- gayişe suresi 6. ayette günahkârlar hakkında şöyle denilmektedir; “onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur.” hakka suresi 36. ayette ise gene günahkârlar hakkında şöyle denir; “irinden başka yiyeceği de yoktur.” ancak duhan suresi 43. ve 44. ayetler ise şöyledir; “43,44- muhakkak ki zakkum ağacı, günahkârın yemeğidir.” bu ayetler neden birbiriyle çelişir? gayişe suresinde günahkârlar kuru dikenden başka bir şey yemeyecek denilirken ve hakka suresinde “irinden başka yiyeceği yoktur.” denilirken, neden duhan suresinde “zakkum ağacı günahkârların yemeğidir.” denilmektedir?
58- zariyat suresi 49. ayet şöyledir; “düşünesiniz diye her şeyden iki çift yarattık.” ancak günümüzde bilinmektedir ki, iki cins olmayan, sadece bölünerek üreyen binlerce canlı türü vardır. allah bunları bilmemekte midir?
59- kehf suresi 50. ayet şöyledir; “bir zamanlar meleklere, “adem’e secde edin!” demiştik de, iblis’in dışında hepsi secde etmişlerdi. o, cinlerdendi. rabbinin emrinden çıktı. “onlar size düşman iken, şimdi siz, beni bırakıp onu ve soyunu koruyucular mı ediniyorsunuz?” bu, zalimler için ne kötü bir karşılıktır!” bu ayette meleklere “adem’e secde edin!” denildiğinden ve iblisin secde etmediğinden bahsedilmektedir ve ardından iblis için “o cinlerdendi.” denilmektedir. iblis meleklerden midir yoksa cinlerden midir?
60- kehf suresi 86. ayet şöyledir; “sonunda güneşin battığı yere vardığı zaman, onu balçıklı bir suda batıyor buldu. bir de onun yanında (inkarcı) bir topluluk buldu. biz, (ona şöyle) dedik: “ey zülkameyn! ya onları cezalandırırsın veya onlara güzelce davranırsın!” bir insan güneşin battığı yere nasıl varabilir? dünyanın yuvarlak oluşu ve kendi etrafında dönüşü sebebiyle güneş her an bir yerlerde batıyor, bir yerlerde ise doğuyor olarak görünür. allah dünyanın yuvarlak olduğunu ve döndüğünü bilmemekte midir? ve güneş akşamları dünya üzerinde balçıklı bir suya mı batar?
61- nahl suresi 79. ayet şöyledir; “(allahın emrine) boyun eğerek göğün boşluğunda uçan kuşlara bakmazlar mı? onları orada allah’tan başka ne tutmaktadır? elbette iman edecek bir topluluk için bunda ibretler vardır.” bu ayette gökteki uçan kuşları allah’ın gökte tuttuğu söylenmektedir. peki günümüzdeki uçakları gökte kim tutmaktadır?
62- nahl suresi 67. ayet şöyledir; “hurma ve üzümlerin meyvelerinden, hem sarhoşluk veren bir içki, hem de güzel, hoş bir rızık edinirsiniz. şüphesiz bunda aklı olan bir topluluk için elbette bir ders ve ibret vardır.” bu ayette hurma ve üzümlerden sarhoşluk veren bir içki edinirsiniz diyor ve bunun hakkında kötüdür, haramdır gibi bir şey söylenmiyor. gene nahl suresi 115. sure de ise şöyle deniliyor; “allah size sadece ölü etini, kanı, domuz etini, allahtan başkası adına kesilmiş hayvanları haram kıldı.” hacc suresi 30. ayet de de şu cümle geçmektedir; “... size okunup bildirilenlerin dışındaki bütün hayvanlar, size helal kılındı. ...” bu ayetlere göre içki haram değil midir? ve gene bu ayetlere göre eşek eti, köpek eti ..vs. haram değil midir?
63- müminün suresi ilk 6 ayeti şu şekildedir; “1- müminler gerçekten kurtuluşa ulaştılar. 2- onlar, namazlarında huşu içindedirler. 3- onlar, yararsız sözden uzak dururlar. 4- onlar zekat vermek için çalışırlar. 5- onlar (meşru olmayan cinsel ilişkiye girmeyerek) namuslarını korurlar 6- (onlar) ancak, eşleri ve ellerinin altındaki cariyeleriyle (cinsel ilişkide bulunurlar). onlar elbette (bu meşru olanlarla bulundukları ilişkiden dolayı) kınanmazlar.” mearic suresi 29. ve 30. ayetler de şöyledir; “29- onlar, apışlarını, ırzlarını korurlar. 30- ancak eşleri ve elleri altında bulunan cariyeler hariç. çünkü onlar, bunda kınanmazlar.” müminün suresi 6. ayette geçen eşleri ve ellerinin altındaki cariyeleriyle cinsel ilişkide bulunurlar sözü ne anlama gelmektedir? cariye: dişi köle demektir. allah köleliği yasaklamamış mıdır? kendinden güçsüz, sahipsiz bir kadını zorla köle yapmak islamda günah değil midir? allah’ın katında tüm insanlar eşit değil midir? üstünlük ancak takvada değil midir? allah neden köleliği kaldırmamıştır? ve neden cariyelerle cinsel ilişkiye girmeyi helal kılmıştır?
64- bakara suresi 106. ayet şöyledir; “biz, bir ayetten her neyi nesh eder veya unutturursak, ondan daha hayırlısını veya benzerini getiririz. allah’ın her şeye gücü yeten olduğunu bilmez misin?” nesh: "kaldırma, hükümsüz kılma" anlamına gelmektedir. allah yanlış yapar mı ki sonradan o ayeti nesh ederek yerine yenisini gönderir? ayrıca kadr suresi 1. ayette yazdığı gibi kur’an-ı kerim kadir gecesinde inmemiş midir? yani toptan bir şekilde inmemiş midir ki allah sonradan üzerinde değişiklik yapar? kur’an’ın birçok yerinde belirtildiği gibi kur’an-ı kerim allah katında bir kitap olan “levh-i mahfuz”(bkz: soru 21) da yazılıdır. burada ezelden beridir yazılı olan bir kitap neden hz. muhammed zamanında değiştirilmektedir? allah hata yapar mı? ayrıca bu ayetler fatır suresi 43. ayette yazan “sen allah’ın kanununda bir değişiklik bulamazsın. sen, allah’ın kanununda bir başkalaşma da bulamazsın.” sözleriyle neden çelişmektedir?
65- bakara suresi 178. ayette şöyle denilmektedir; “ey iman edenler! öldürülenler hakkında üzerinize kısas farz kılındı: özgüre özgür, köleye köle, dişiye dişi.” kısas: “bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü kendisine aynı biçimde uygulayarak cezalandırma” demektir.
(kaynak:
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.51633720700da0.55240907)
yani allah burada diyor ki, bir kişi sizden birisini öldürürse, sizinde ondan birisini öldürmeniz size farzdır. surede ayrıca “özgüre özgür, köleye köle, dişiye dişi” denilmektedir, yani birisi sizin kölenizi öldürürse siz de onun kölesini öldürün denilmektedir. burada öldürülen kölenin suçu nedir? allah köleliği kaldırmamış mıdır? tüm insanları eşit saymamış mıdır? allah köleleri insan yerine koymamakta mıdır ki, birisi sizin kölenizi öldürürse siz de onun kölesini öldürün diye emretmektedir? günümüzde karısı öldürülen bir insanın, öldüren kişinin karısını öldürmesi farz mıdır?
66- bakara suresi 187. ayette oruç şöyle tanımlanmaktadır; “ta fecrin beyaz ipliği siyah iplikten sizce seçilinceye kadar yiyin, için. sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun.” kısaca denilmektedir ki güneşin doğuşundan batışına kadar oruç tutun. ancak dünyanın yuvarlak olması sebebiyle, ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe güneşin doğuş ve batış süresi değişir, hatta kutuplarda 6 ay gece, 6 ay gündüz olmaktadır. kutuplarda yaşayan bir insanın oruç tutması nasıl mümkün olabilir? bir kişi nasıl 6 ay boyunca yemek yemeden ve su içmeden durabilir? ve bunu senede 30 defa yapması gerekir! bu nasıl mümkün olabilir? allah kutuplarda gece ve gündüzün 6 ay sürdüğünü bilmemekte midir? yoksa enam suresi 92. ayette söylendiği gibi kur’an yalnızca mekke ve çevresindekilere mi gönderilmiştir?
67- bakara suresin 191, 192 ve 193. ayetleri şöyledir; “191- onları nerede yakalarsanız öldürün. sizi çıkardıkları yerden onları çıkarın. fitne öldürmeden daha ağırdır. yalnız mescid-i haram yakınında onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. ancak sizi öldürmeye kalkışırlarsa, hemen onları öldürün. kâfirlerin cezası böyledir. 192- artık şirkten vazgeçerlerse şüphesiz ki allah çokça bağışlayandır, çokça acıyandır. 193- hem bir fitne kalmayıp din yalnız allah’ın oluncaya kadar onlarla çarpışın. vazgeçerlerse, artık düşmanlık ancak zalimlere karşıdır.” kâfirlerin cezası ölüm müdür? günümüzde nerede bir kâfir görülse öldürülmeli midir? dünya nüfusunun %19.6 sını kapsayan 1.3 milyar müslümanın dışında kalan ve dünya nüfusunun %80.4 ünü kapsayan 5.6 milyar insanın hepsi öldürülmeli midir?
68- bakara suresi 29. ayet şöyledir; “o yeryüzünde her ne varsa, hepsini sizin için yaratandır. sonra iradesini göğe yöneltip onları yedi gök halinde düzene koydu. o her şeyi çok iyi bilendir.” allah burada önce yeri sonra göğü yarattığını söylemektedir. ancak naziat suresi 27,28, 29 ve 30. ayetler ise şöyledir; “27- sizi yaratmak mı daha zor, yoksa gökyüzünü mü? o allah, onu yarattı. 28- ona, boyuna yükseklik verdi ve onu bir düzene koydu. 29- gecesini kararttı, kuşluğunu çıkardı. 30- ondan sonra da yeryüzünü döşedi.” naziat suresinde ise önce göğü daha sonra yeri yarattığını söylemektedir. allah önce gökleri mi yaratmıştır, yoksa yeri mi yaratmıştır? ayrıca enbiya suresi 30. ayette şöyledir; “inkâr edenler, göklerin ve yerin bitişik olduğunu, sonra bizim onları ayırdığımızı görmediler mi? biz hayatı olan her şeyi sudan yarattık. hâlâ inanmıyorlar mı?” bu ayette ise başlangıçta göklerin ver yerin bitişik olduğu ve allah’ın onları ayırdığı yazılmaktadır. bu ayetler birbiriyle neden çelişir?
69- enfal suresi 1. ayet şöyledir; ”sana ganimetlerin (nasıl bölüşüleceğini) soruyorlar. de ki: “ganimetler, allah ve rasulünündür. onun için siz müminlerseniz, allah’tan korkun da birbirinizle aranızı düzeltin, allah’a ve rasulune itaat edin.” bu ayette savaş ganimetlerinin allah ve rasulune ait olduğu söyleniyor. allah’ın savaş ganimetlerine ihtiyacı mı vardır? gene enfal suresi 41. ayette ise şöyle denilmektedir; “biliniz ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri, allah’a, peygambere, ona yakınlığı olanlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlaradır.” 1. ayette ganimetlerin hepsi allah ve rasulünündür denirken, 41. ayette karar değiştirilmiş, ganimetlerin beşte biri allah’ın, peygamberin, ona yakın olanların, yetimlerin, yoksulların ve yolda kalmışlarındır denmiştir. allah neden ilk başta ganimetin hepsi allah ve resulünündür derken sonradan karar değiştirmiştir?
70- enfal suresi 65. ayet şöyledir; “ey peygamber! müminleri cihada teşvik et. eğer sizden sabredecek yirmi kişi olursa, iki yüz kişiye galip gelirler. eğer sizden yüz kişi olursa, inkâr edenlerden bin kişiye galip gelirler. çünkü onlar, hakkı ve sonucu iyi kavrayamayan, anlayışsız bir topluluktur.” bu ayette görüldüğü gibi allah sizden bir kişi onlardan on kişiye bedeldir diyor. enfal suresi 66. ayet ise şöyledir; “şimdi allah, sizden yükü hafifletti. sizde bir zayıflık olduğunu bildi. şimdi sizden sabredecek yüz kişi olursa, iki yüz kişiye galip gelirler. eğer sizden bin kişi olursa, allah’ın izni ile iki bin kişiye galip gelirler. allah, sabredenlerle beraberdir.” bu ayette ise sizden bir kişi onlardan iki kişiye bedeldir denilmektedir. allah neden ilk başta bir müslüman on kişiye bedel derken sonradan karar değiştirmiş ve bir müslüman iki kişiye bedeldir demiştir? allah ilk başta bir müslümanın kaç kişiye bedel olacağını yanlış mı hesaplamıştır? allah hata yapar mı?
71- secde suresi 3. ayet şöyledir; “yoksa “onu uydurdu” mu diyorlar? hayır, o, rabbinden gelen gerçeği (anlatan bir kitaptır). (bunu sana), kendilerine senden önce bir uyarıcı gelmemiş olan bir topluluğu uyarasın diye (gönderdik). belki doğru yolu bulurlar.” allah burada bu topluluğa daha önce bir uyarıcı göndermediğini söylüyor. ancak al-i imran suresi 183. ayet ise şöyledir; “onlar şöyle dediler: “allah bize şöyle ant verdi: bize ateşin yiyeceği bir kurban getirinceye kadar hiçbir rasule inanmayacağız.” de ki: “size benden önce bazı rasuller mucizelerle gelmiş ve o dediğinizi de getirmiş idi. sözünüzde doğruysanız, onları niçin katlettiniz.” bu ayette ise allah’ın daha önce rasuller gönderdiği ve o topluluğun onları katlettiği söyleniyor. bu ayetlerin hangisi doğrudur?
72- uhud savaşından önce allah müslümanlara al-i imran suresi 125. ayette şu sözü vermiştir; “evet, siz sabreder, itaatsizlikten sakınırsanız, onlar da şu dakika üzerinize geliverirlerse, rabbiniz, işaretli beş bin melekle size destek çıkacaktır.” allah neden destek olarak melekler gönderir? eğer allah müslümanların kazanmasını istiyorsa, sadece bir sözüyle bir anda tüm kâfirleri helak edemez mi? ayrıca uhud savaşını müslümanlar kaybetmişlerdir. allah söz verdiği beş bin meleği göndermemiş midir? ya da gönderdiyse beş bin melek de kâfirleri yenememiş midir? allah kaybedilen savaştan sonra şu ayeti göndermiştir, al-i imran suresi 153. ayet; “o sırada siz boyuna uzaklaşıyordunuz, kimseye dönüp bakmıyordunuz. peygamber ise, arkanızdan sizleri çağırıp duruyordu. bunun üzerine allah sizin elinizden kaçıp giden zafere ve başınıza gelen musibete üzülmemeniz için, sizi keder üstüne kederle cezalandırdı. allah, ne yaptığınızı bilmektedir.” allah kullarını üzülmemesi için mi keder üstüne kederle cezalandırmıştır?
73- ahzab suresi 50. ayet şöyledir; “ey peygamber! biz, sana şunları helal kıldık: mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altındaki cariyeyi, amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları. bir de mümin bir kadın, kendini (mehirsiz olarak) peygambere hibe eder, peygamber de onu nikâh etmek isterse, onu, diğer müminlere değil sadece sana (helal kıldı). onlara, eşleri ve elleri altında bulunan cariyeleri hakkında ne farz kıldığımızı biz biliriz. bunları, sana darlık olmasın (diye yaptık). allah, çok bağışlayan, çok acıyandır.” allah burada “allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altındaki cariyeyi” sözüyle hz. muhammede savaşta esir aldığı kadınları helal kılmıştır. savaşta bir kadını esir alıp onu köle yapmak allah katında helal midir? allah savaşta esir alınan kadınları ganimet olarak mı görür? o kadınların hakları yok mudur ki, doğrudan peygambere helal kılınmıştır? ayrıca günümüzde bilinmektedir ki akraba evliliklerinde sakat doğum olma oranı çok yüksektir. peki allah neden hz. muhammede akrabalarının kızlarını helal kılmıştır? ahzab suresi 52. ayette şöyledir; “bunun dışındaki kadınlar sana helal olmaz. bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz. isterse güzellikleri çok hoşuna gitsin. ancak elinin altında bulunan cariyeler, (bu hükmün) dışındadır. allah, her şeyi gözetleyendir.” gene bu ayette de cariyeler normal insanlardan farklı görülmektedir, cariyeler her türlü helaldir ve istenirse başka cariyelerle değiştirilebilir. allah köleliği neden serbest bırakmıştır? o köleler de allah’ın kulu değil midir? günümüzde kimsesiz bir kadını yakalayıp onu köle yapmak, ve kendisiyle istenilen şekilde cinsel ilişkiye girmek helal midir?
74- ahzab suresi 53. ayet şöyledir; “ey iman edenler! vaktine bakmaksızın, size yemek için izin verilmedikçe, peygamberin evlerine girmeyin, fakat çağırıldığınız zaman da girin. yemeği yediğinizde, hemen dağılın. söz, sohbet için de izinsiz girmeyin. çünkü bu (davranışınız), peygambere sıkıntı veriyor, (ancak bu rahatsızlığını) size (söylemekten) utanıyor. ancak allah, hakkı söylemekten sıkılmaz. hem onlara (eşlerine), gerekli bir şey soracağınız zaman, bunu onlara bir perde arkasından sorun. böyle yapmanız, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temizdir. sizin, allah’ın rasulüne sıkıntı vermeniz olamaz. o (öldükten) sonra, ebedi olarak eşlerini nikâhlamanız da olamaz. çünkü bu günah, allah katında çok büyüktür.” allah neden tüm insanlığa ve ahiret gününe kadar gelecek olan herkese gönderdiği kitabına peygamberin evine olur olmaz girmeyin, o sıkılıyor, gibi ayetler eklemektedir? bugün bu ayeti okuyan kişiye hitap etmediği apaçık ortadadır. peki neden kur’an-ı kerime yazılarak bu ayet tüm insanlara gönderilmiştir? bu ayet de “levh-i mahfuz”(bkz:soru 21) da yazılı mıdır? ayrıca neden hz. muhammed öldükten sonra eşlerinin başkalarıyla evlenmesi haram kılınmıştır?
75- ahzab suresi 60 ve 61. ayetler şöyledir; “60- yemin olsun, münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde dedikodu çıkaranlar (yaptıklarından) vazgeçmezlerse, seni onların başına musallat ederiz. sonra orada, senin yanına çok az yanaşabilirler.” 61- onlar, lanete uğramışlardır. nerede ele geçirilirlerse, tutulurlar ve öldürülürler.” bu ayetlere göre şehirde dedikodu çıkaranları öldürmek farz mıdır? günümüzde dedikodu yapan birini gördüğümüzde onu öldürmek üzerimize farz mıdır? öldürmezsek günaha girmiş olur muyuz?
76- nisa suresinde miras paylaşımının anlatıldığı 11, 12 ve 176. ayetler şöyledir; “11- allah size çocuklarınızla ilgili miras paylaşımında şunu emrediyor: erkeğe, iki kadının payı kadar. eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden fazla iseler, bunlara terekenin üçte ikisi. eğer bir tek kız ise, o zaman ona yarısı. eğer çocuğu varsa, anne-babanın her birine ölenin terekesinden altıda bir. ama çocuğu yok da anne-babası varis bulunuyorsa, annesine üçte bir. eğer ölenin kardeşleri de varsa, o zaman annesine altıda bir. (bunlar) hep, (ölenin) yaptığı vasiyet yerine getirildikten veya borcu ödendikten sonradır. babalarınız ve oğullarınız, onların hangisinin fayda bakımından size daha yararlı olduğunu bilemezsiniz. bütün bunlar allah’tan size bir emirdir. kesinlikle allah, her şeyi en iyi şekilde bilendir, yaptığını sağlam yapan ve yaptığında bir hikmet bulunandır.
12- eğer bir çocukları yoksa eşlerinizin terekesinin yarısı sizindir. yok, eğer bir çocukları varsa, o zaman terekesinin size (düşen payı) dörtte birdir. (bunlar), ettikleri vasiyet yerine getirildikten veya borcu ödendikten sonradır. onlara da, eğer çocuğunuz yoksa, sizin terekenizden dörtte bir. yok, eğer bir çocuğunuz varsa, o zaman onlara terekenizden sekizde bir. (bunlar), ettiğiniz vasiyet yerine getirildikten veya borcu ödendikten sonradır. eğer bir erkek veya kadına (çocuğu ve babası olmadığından) kelale yoluyla (yan koldan) varis olunuyorsa bir erkek kardeşi veya kız kardeşi bulunuyorsa, her birine altıda bir. eğer bundan fazlaysalar, o zaman üçte birine ortaktırlar. bunlar, zarar verme kastı olmaksızın, edilen vasiyet yerine getirildikten veya borcu ödendikten sonradır. bunların hepsi allah’tan fermandır. allah hem her şeyi en iyi şekilde bilendir, hem de kullarına merhametle davranandır.
176- senden fetva istiyorlar. de ki: babası ve çocuğu olmayanın (mirasıyla) ilgili fetvayı size allah veriyor. bir kişi ölür de, çocuğu olmayıp bir kız kardeşi varsa, buna terekenin yarısı verilir. eğer onun, (kız kardeşinin) çocuğu yoksa o, buna (tamamen) varis olur. eğer onlar iki kız kardeşseler, bunlara onun terekesinden üçte ikisi verilir. eğer (ölenin) erkekli kadınlı kardeşleri varsa, o zaman erkeğe iki kadın payı kadar (verilir). allah, bunu size şaşırıyorsunuz diye açıklamaktadır. allah, her şeyi çok iyi bilendir.” şimdi bu ayetlere göre birkaç farklı şekilde miras paylaşımı yapmaya çalışalım,
örnek 1: 120.000 lira parası olan, çocuğu, anne-babası, kardeşleri olmayan bir kadın vasiyet ve borç bırakmadan ölür ve geride sadece kocasını bırakırsa yukarıdaki ayetlerden “eğer bir çocukları yoksa eşlerinizin terekesinin yarısı sizindir.” sözüne göre paranın 60.000 lirası kocaya verilir, ama geri kalan 60.000 lira hakkında bir hüküm yoktur. kalan para ne yapılmalıdır?
örnek 2: 120.000 lira parası olan, çocuğu, kardeşleri ve babası olmayan bir kadın vasiyet ve borç bırakmadan ölür ve geride sadece kocası ve annesini bırakırsa “çocuğu yok da anne-babası varis bulunuyorsa, annesine üçte bir.” sözüne göre 40.000 lira anneye verilir, “eğer bir çocukları yoksa eşlerinizin terekesinin yarısı sizindir.” sözüne göre de 60.000 lira kocaya verilir, bu durumda kalan mirasın 40.000 + 60.000 = 100.000 lirası paylaştırılmıştır, peki kalan 20.000 lira ne yapılmalıdır?
örnek 3: 120.000 lira parası olan, kardeşleri olmayan bir adam, vasiyet ve borç bırakmadan ölür, geriye üç kız çocuğu, annesi, babası ve karısı kalırsa; “eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden fazla iseler, bunlara terekenin üçte ikisi.” sözüne göre 80.000 lira kalan üç kız çocuğuna vermelidir. “eğer çocuğu varsa, anne-babanın her birine ölenin terekesinden altıda bir.” sözüne göre 20.000 lira anneye, 20.000 lira da babaya verilmelidir. “yok, eğer bir çocuğunuz varsa, o zaman onlara(eşlerinize) terekenizden sekizde bir.” sözüne göre 15.000 lira da eşlere verilmelidir. bu durumda 80.000 (kız çocuklarına) + 20.000 (anneye) + 20.000 (babaya) + 15.000 (eşlerine) = toplamda 135.000 liraya ihtiyaç vardır, ancak ölen adamın sadece 120.000 lirası vardır, 15.000 lira eksik çıkmaktadır. böyle bir miras paylaşımını yapmak matematiksel olarak imkansızdır.
örnek 4: 120.000 lira parası olan, çocuğu ve babası olmayan bir kadın vasiyet ve borç bırakmadan ölür, geriye annesi, kocası ve bir öz kız kardeşi kalırsa; “çocuğu yok da anne-babası varis bulunuyorsa, annesine üçte bir.” sözüne göre 40.000 lira annesine verilmelidir. “eğer bir çocukları yoksa eşlerinizin terekesinin yarısı sizindir.” sözüne göre kocaya 60.000 lira verilmelidir. “bir kişi ölür de, çocuğu olmayıp bir kız kardeşi varsa, buna terekenin yarısı verilir.” sözüne göre 60.000 lira da kız kardeşe verilmelidir. bu durumda 40.000 (anneye) + 60.000 (kocaya) + 60.000 (kız kardeşe) = toplamda 160.000 liraya ihtiyaç vardır, ancak ölen kadının sadece 120.000 lirası vardır. 40.000 lira eksik çıkmaktadır. kur’anın emrettiği şekilde mirası paylaşmak yukarıdaki durumlarda imkansızdır. allah nasıl böyle bir yanlış yapabilir? allah matematik hatası yapabilir mi?
77- nisa suresi 24. ayette şöyle denilmektedir; “bir de savaş esiri olarak ellerinizin altında bulunan cariyeler dışında, evli kadınlar (da size haram kılındı).” bu ayete göre savaş esiri olarak alınan kadınlar evli de olsa, onlar müslümanlara helaldir. normalde evli bir kadın müslümanlara haram iken savaşta esir olarak alınan evli bir kadın müslümanlara neden helal kılınmıştır? allah esir alınan kadının hakkını gözetmez mi?
78- nisa suresi 82. ayet şöyledir; “hâlâ kur’anı iman ile düşünmezler mi? eğer o, allah’tan başkası tarafından gönderilmiş olsaydı, elbette içinde birçok karşıtlık bulacaklardı.” allah burada kur’anda karşıtlık bulamazsınız demektedir. peki yukarıdaki sorularda sorulanlar birer karşıtlık değil midir?
79- nisa suresi 89. ayet şöyledir; “onlar, kendilerinin inkâra saplandıkları gibi, sizin de sapıp onlarla beraber olmanızı isterler. onlar, allah yolunda hicret edinceye kadar, içlerinden hiç kimseyi dost edinmeyin. yok, eğer aldırmazlarsa, o zaman onları bulduğunuz yerde tutun, öldürün. onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı edinin.” bu ayete göre, müslüman olmayan herkes öldürülmeli midir? eğer bir kâfir görüp de onu öldürmezsek allah’ın emrini uygulamadığımız için günaha mı girmiş oluruz?
80- muhammed suresi 7. ayet şöyledir; “ey iman edenler! eğer siz allah’a yardım ederseniz, o da size yardım eder, ayaklarınızı sağlamlaştırır.” bu ayette allah iman edenlerden yardım istemektedir. allah insanların yardımına muhtaç mıdır? allah insanlardan yardım ister mi?
81- talak suresi 4. ayet şöyledir; “hayızdan kesilmiş kadınlarınız, eğer şüphelendiyseniz, onların iddeti de üç aydır, hayız görmeyenler de öyle. hamile olanların süreleri, doğumlarını yapmalarıdır. her kim allah’a (karşı gelmekten) korunursa, allah onun için işinden dolayı bir kolaylık verir.” bu ayette “hayız görmeyenler de öyle.” kısmı ne anlama gelmektedir? islamda daha hayız (adet) görmeye başlamamış çocuklarla evlenmek serbest midir ki onları boşamak hakkında ayet vardır?
82- münafikun suresi 4. ayet şöyledir; “sen onları gördüğün zaman, vücutları, görüntüleri senin hoşuna gider. (bir şey) söylerlerse, dediklerine kulak verirsin. onlar (birbirlerine) dayanmış keresteler gibidirler. her bağırmayı, yüksek sesi kendi aleyhlerine sanırlar. onlar düşmandır. onun için onlardan sakın. onları allah gebertsin! (haktan batıla) nasıl döndürülüyorlar!” bu ayet allah’ın kelamı mıdır, yoksa hz. muhammed’in kelamı mıdır? eğer allah’ın kelamıysa allah neden “onları allah gebertsin!” demektedir?
83- mücadele suresi 12. ayet şöyledir; “ey iman edenler! peygambere gizlice bir şey söylemek istediğiniz zaman, bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka sununuz. bu, sizin için hem bir hayır, hem de daha iyi bir temizliktir. ancak gücünüz yetmezse, şüphe yok ki allah, çokça bağışlayandır, çokça acıyandır.” bu ayette görüldüğü gibi allah insanlara peygamberle konuşmadan önce sadaka sunulmasını emretmiştir. ancak bir sonraki ayet olan mücadele suresi 13. ayet ise şöyledir; “ya! gizlice bir şey söylemeden önce sadakalar sunmaktan korktunuz mu? madem ki yapmadınız, allah da size tövbe lütfetti, artık namaza devam edin, zekatı verin, allah ve rasulüne itaat edin. allah her ne yaparsanız, haberdardır.” bu ayette ise denilmektedir ki, madem ki sadaka sunmadınız, allah sizi affetti diyerek bir önceki ayette emredilen sadaka sunma şartı kaldırılmıştır. allah gönderdiği emirlerde değişiklik yapar mı? allah bir önceki ayeti yanlış mı göndermiştir de bir sonraki ayette verdiği hükmü değiştirmiştir? eğer kur’an-ı kerim ahiret gününe kadar ve tüm insanlara gönderildiyse bugün bu ayetleri okuyan kişi bundan ne anlamalıdır? günümüzde yaşayan insanların peygamberi ziyaret etmesi ihtimali yoktur. o zaman bu ayet neden kur’an-ı kerim’e eklenmiştir?