Bakaraya ilaveten Yaratılış 3.bölümden de bir ilave yapalım
“Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”
“Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”
Peki o halde nasıl olur da elmayı yemek yasak olur, elmayı yedi diye Dünya'ya gönderilmek de bir ceza olur? Ya da olur mu? Yoksa aslında durum bundan farklıdır da yanlış mı anlaşılmış ve anlatılagelmiştir?
Bakara'dan devam edelim mi?
Bakara 30:
Bir zamanlar Rabbin meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım." demişti.
YORUM: O halde Yeryüzü zaten insan için tasarlanmış. Aksi takdirde Allah meleklere neden yeryüzünde bir halife atayacağım desin. O zaman Yeryüzüne gönderilmek pek de ceza olmasa gerek.
Melekler de cevaben şöyle demişler: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysaki bizler, seni hamt ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz." Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim."
YORUM: Yani melekler tam anlamıyla Allah'a biat etmiş, O ne derse sözünden çıkmayan, her arzusunu yerine getiren varlıklar. Sitem ediyorlar; yaratacağın insan sana biat etmeyebilir, bozgunculuk yapar diyorlar. Allah da onlara, ben sizin bilmediğiniz bir şey biliyorum diye cevap veriyor.
Bakara 31:
Ve Âdem'e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz."
Bakara 32:
Dediler ki: "Yücedir şanın senin. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim. Sen, yalnız sen Alîm'sin, her şeyi en iyi şekilde bilirsin; Hakîm'sin, her şeyin bütün hikmetlerine sahipsin."
YORUM: Allah, meleklere bir soru soruyor ama melekler cevabı bilmediklerinden cevaplayamıyorlar. Cevap olarak "sen bize cevapları öğretmedin, o nedenle biz bilmeyiz ama her şeye kadir olan sen elbette cevapları bilirsin" diyorlar.
Bakara 33:
Allah buyurdu: "Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını." Âdem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu: "Dememiş miydim ben size! Ki ben, göklerin ve yerin gaybını en iyi bilenim, A'lem'im. Ve ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim."
YORUM: Adem, meleklerin bilmediği/cevaplayamadığı şeyleri biliyor. Demek ki öğrenme kapasitesine sahip bu Adem.
Bakara 35:
Ve Âdem'e şöyle buyurmuştuk: "Ey Âdem, sen ve eşin cennete yerleşin ve orada dilediğiniz yerde, bol bol yiyin. Ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zulme sapanlardan olursunuz."
Bakara 36:
Bunun üzerine şeytan onların ayaklarını kaydırdı da onları içinde bulundukları yerden çıkardı. Biz de şöyle buyurduk: "Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak aşağıya inin. Belli bir süre kadar yeryüzünde sizin için bir bekleme yeri, bir nimet/bir yararlanma imkânı olacaktır."
YORUM: Fakat Allah Bakara 30'da "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım" dememiş miydi? Yeryüzü bu amaçla insan için yaratılmamış mıydı? O halde bu elma yeme olayı neyin nesidir? Allah daha önce meleklere "ben sizin bilmediklerinizi bilirim" derken insanın öğrenme kapasitesi dışında başka neyi kastetmiş olabilir? Yeryüzü de anlaşılan pek tekin bir yer değil. Tehlikeler var, düşmanlıklar olacak, vb. İnsan da öğrenebilen bir varlık... Başka neyi var insanın meleklerden farklı? Melekler Allah'ın her dediğini harfiyen uyguluyorlar. Ama Adem elmayı yedi. Yoksa bu bir test miydi? Bir hür irade testi. Çünkü insan hür iradesi olmadan, Yeryüzünde çok uzun dayanamaz sanki. Orası tehlikeli. O zaman insanın kendi kendine karar vereceği bir yapıda olması lazım ki, Yeryüzünde iyiyi-kötüyü ayırt etme şansına sahip olsun. Elma sakın insanın kendi kendine seçim yapabilme kapasitesini ölçen bir test olmasın? Sonrasında Allah Adem'i cezalandırmak için mi Yeryüzüne gönderiyor, yoksa hür irade testini geçip kendisini kanıtladığı için mi? Adem testi geçti. Tamam artık hazır Yeryüzüne inmeye ve oradaki tehlikelerle kendi seçimleriyle yüzleşmeye.
... ve evet “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”... Çünkü iyiyi ve kötüyü seçecek olan da yine sizlersiniz. Kendi hür iradenizle.
Bunları okuduysanız lütfen şimdi vakit ayırın ve matematikçi Prof. Jeffrey Lang'in bu konuşmasını seyredin. Türkçe altyazı mevcuttur.
https://www.youtube.com/watch?v=bLQ6pCDIKXg