Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İnsanlar neyi neden yaptıklarını biliyorlar mı?  (Okunma sayısı 7258 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 02, 2020, 01:08:01 ös
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 8
  • Cinsiyet: Bayan

 Dini görüşümü tam anlamıyla şu ana kadar hiçbir yerde konuşmadım ve paylaşmadım. Bu tarz muhabbetlerde bir kaç yorumlama, onaylama veya sorgulama da bulunan deyişlerim geçtiyse de bunları her zaman kısa tutarak bir tartışma içerisine girmedim. Ancak kendimi deneylemek adına burada dini görüşümü açıkça belirtmek isterim ki bu konuya tam anlamıyla felsefik yaklaştığımdan dolayı bu başlık altında yazmak istedim.

 Öncelikle beynimi tamamen yeni doğmuş bir bebek gibi saf tutarak ancak zekamı baz alarak düşünüyorum ki her şey bir düzen içinde yahut bir dönencede ilerliyor olması, her şeyin (atomlardan evrendeki her maddeye) bir bağlantı da olması beni kesinlikle bir tanrının varlığına inandırıyor. Ancak dinleri her zaman baza alamıyorum. Çünkü dinlerin her birinde bir bağlantı noktası var neredeyse hepsi birbiriyle aynı konumda. Öğütler, ödüller, cezalar...
 İnsan ahlakı yasasına inanıyorum. İnsan psikolojisinin ters düştüğü şeylerin yapılmaması ve düzeni sağlayacak şeylerin yapılması tamamen insan ahlakıdır. Bunun dinle bağdaştırılması bağnaz insanların bir sebep olmadan insan ahlakı yasasına uymayacağı için veya devletlerin köleleştirme sistemidir.
 İnsan ahlakına herhangi bir dini inançta kendimi bulundurmayarak uyduğumda benim adıma şöyle bir düşünce şekli oluştu:

 Evreni yaratan, düzeni sağlayan tek ve yüce olandır. Ben etrafımda olup bitenleri görebilirken o, bütün evreni görüp bilen ve yüce olandır. Bu yüzden en adaletli olandır. Genelde bir tanrının varlığına inanmayan insanlar; sizin tanrınız diye başlayarak, tanrıya insani bir takım görüşler atfetderek tanrıyı gözden düşürme eyleminde bulunurlar. Ancak tanrının bizler gibi bir insan olmadığını her daim göz önünde bulundurmak gerekir. Tanrı oluşturduğu düzende ben sana bunu emrettim sen bana taparak bunu yapacaksın dediğinde kimi insanlar der ki tanrı egosunu okşamamızı mı istiyor?
 Dinlerde tanrının söylediklerinde; hırsızlık yapan şüphesiz azap görecektir ya da inanmayıp da inanıyorum diyenler sonsuz cehhennem azabından kurtulamayacaktır gibi şeyler geçer. Bana kalırsa bunlar bir bebeğin ateşe yaklaştığında annesinin söylediği cıss yanarsın demesi gibi bir şey. Aklını kullanan her birey kötülüğün ve iyiliğin ayrımını yapabilir. İnsanlar o kadar aptallaşıyor ki onları yaptıkları kötülüklerin sonucunda kendilerine ve etrafına verecekleri zararlardan uzak tutmak için buna inandırmaya çalışılmış. Hırsızlık yaptığında başkasından çaldığın şey belki de onun ölümüne mal olacak, belki de hayatının geri kalanında yaşadığı ızdıraba neden olacak bu senin başına gelseydi yapar mıydın, yerine eğer hırsızlık yaparsan cehennem var demek o insanı hırsızlıktan alıkoyacak mı? Tanrının adaletine inandığım için ben hiçbir durumun sebepsiz yere gerçekleştiğine inanmıyorum. Bilimin var olmasıysa bu sebepleri aklıyla insanların çözebilmesi içindir. Ne kadar okursan o kadar bilirsin ve bir gün bildiklerin seni kurtaracaktır.

İnsanların yaşam içinde yapması gereken tek ibadet sisteminin olduğuna inanıyorum. Temel ihtiyaçlarının dışında fazlasına gözlerini kapatmak, temel ihtiyaçların karşılanmasından sonra geri kalan bütün vaktini tamamen bilime yönlendirmek. İnsanın zekası kuvvetlidir ve her bilimde okuması şarttır. Eğer her bilim gözden geçirilmeyerek sadece bir bilimde ustalaşmaya kalkılırsa diğer bilimlerdeki yeteneklerini hiçbir zaman bilemezler ve toplumsal fayda tamamen sona erer. Her bilim gözden geçirildikten sonra herhangi bir bilimde fark edilen ustalık ya da geliştirilmeye değer bir yetenek üzerine gidilir. Bu da yeni buluşlara yol açar. Bu sayede bilim gelişir.

 Artık gençlerin ben bir şeyleri bilsem okusam ne olacak ki zaten öleceğiz bakış açısını değiştirmek için önce aslında bilimin neden var olduğunu anlamak gerekiyor.


Bunu okuyup değerlendirecek forum okuyucularına saygılarımla