Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Menderes'in Son Mektubu!  (Okunma sayısı 29185 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 15, 2007, 01:37:55 öö
Yanıtla #10
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1091
  • Cinsiyet: Bay

''Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz ''  Bunu derken ne demek istediğini bile anlyamamışsınız. Orda demek istediği halk ne isterse onu yaparım ben halkın sesiyim demek istiyor.
''Kızıl elmada buluşalım''


Eylül 18, 2007, 02:41:45 ös
Yanıtla #11

Halkın sesi olduğunuza inanabilirsiniz ama verdiğiniz örnekler bu ülkenin temel değerlerini değiştirmeye yönelik olmamalı verilecek başka örnekler varken hilafeti getirirsiniz lafı son derecede gereksizdi.
ars longa, vita brevis...


Eylül 25, 2007, 06:43:55 ös
Yanıtla #12
  • Ziyaretçi

ülkemizde malasef birçok konu aydınlığa kavuşamadı ve sanırım karanlığa kalmaya mahkum bu konular.
şimdi bir düşünelim..
saaddam hüseyin asılırken nasıl bir tavır içindeydi??kendisini """olduğundan büyük""" görmekte hala etrafındakilere beddua edip intikamdan bahsediyordu.....
adnan menderes ise mahkemeler boyunca tabiri caizse  sürekli bir ""anlatış"" ve suçlamalara ""açıklama"" içerisindeydi...
herşeyden öte idam edilmek yerine intihar etmeyi tercih etmişti...

1-kendisini olduğundan büyük gören adam anlatmaya cevap vermeye yeltenmezz,,,kaldıki bir idam mahkumu tek birşey için intihar eder..kırılan gururunu kurtarmak ve o iğrenç asılma sahnelerinin bir objesi olmamak için.....
2-demokrasi dediğimiz şey ülkemizde her zaman demokrasi diye bağıran insanlar tarafından yokedilmiştir
elbetteki birkaç kişinin her ne kadar ülke çıkarlarını bahane ederekte olsa kendi şahsi durumlarınca yapmış olduğu bir ""SİLAHLİ EĞLEMİ""bütün bir kuruma mal etmek yanlıştır...kaldıki o kurum ülkemizin tek ve yegane savunucusudur
fakat bakınızki bu birkaç şahıs demokrasiyi mermilerken aynı zamanda demokrasi sövalyesi hali içindeler.....
eğerki illa belge olarak konusmamız gerekirse birkaç kere duyumlar halinde aldığım ve gazetede yayınlandığını bildiğim bir belgeden sözedeyim...
amerika her zamanki gibi A.Menderes dönemindede ülkelerin ekonomik anlamda silahlanma anlamında ve yapılanma bazında raporlar hazırlatır...
çeşitli değerlendirmelerden sonuçla amerika türkiyenin aynı kalkınma hızıyla süper güç olma konumunda ilerlediği sonucuna varır.
şahsen fazla katılmasamda birçok kesim de adnan menderesin idamının ülkenin hızını kesmek amacıyla yapıldığını savunuyor hala...
ki adnan menderesin idamının ardından aynı suçla yargılandıkları halde idamları gerçekleştirilmeyen ve idam cezası almayan şahıslarda var...ve bu darbenin ülkemizin önünü kestiğide çok kesin bir gerçek

ayrıca hatırla sevgili örneğninn verildiği yorumu okurken aklıma kurltar vadisinin ilk serisinin son bölümü geldi....
   
     anayasal düzeni değiştirmekle beni suçluyorsunuz bu suçlamanın muhatabi ben değil 1960 da 1980 de anayasayı silah zoruyla değiştirenlerdir.anayasayı yıkıp iktidarı ele geçiriyosan kahramansın eğer ele geçiremiyosan hainsin...
kahramanla haini ayıran ""MAHKEMELER"" değil TARİHTİR

kim kahraman kim hain???
kanımca idamından sonra yollara havalimanlarına adı verilen bir Başbakan'ınmı yoksa ülkeyi demokrasi adı altında ülkemizi senelerce geriye götüren birkaç şahsın mı kahraman olduğu milletin vicdanında benimsenmiştir.
halen idamının yıldönümlerinde anılmakta adına programlar yapılmaktadır.

Saygılarımla


Eylül 25, 2007, 11:41:06 ös
Yanıtla #13
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Bu konuyla ilgili düşüncelerimi madde madde yazacağım zira arkaplanı epey geniş bir konu ve bu sebepten çok dallanıp budaklanmaya müsait.

1-) Hiç bir kuvvetin demokratik, sosyal bir hukuk devleti olduğu iddia edilen Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanını asıp da ülkenin itibarını iki paralık etmesine hakkı olmamalıdır.

2-) 1960 darbesi öncesi seçimler her ne kadar demokratik gözükse de iki partili bu dönemde sadece CHP'yi geride bırakarak tek başına iktidar olan DP'nin 10 senelik saltanatı o kadar da demokratik değildir. Karşı taraf ne kadar oy alırsa alsın her zaman sadece daha fazla oy aldıkları için iktidar onlara kalmıştır.

3-) "Ben odunu bile mebus seçtiririm" sözü bazılarına göre kendine güven, halktan olma olarak anlaşılabilir ama bana ülkenin siyasetine yapılmış bir terbiyesizlik gibi gelir daha çok.

4-) Malatya'dan CHP'nin birinci çıkmasından sonra bir şehrin cezalandırılıp, ikiye bölünmesini doğru bulanlar olabilir, yönetimde çabukluğa sebep olduğunu savunabilirler. O halde Kırşehir ilimizin ilçe statüsüne düşürülüşüne ne cevap bulunabilir?

5-) 6-7 Eylül olaylarında Atatürk'ün evinin bombalandığı haberi Demokrat Parti tarafından yayılmış ve olaylara iştirak eden halk şaşılası bir organizasyonla yağma eylemlerini gerçekleştirmiştir.

6-) A.B.D.'den alınan Marshall Yardımı sayesinde kısa bir süre hareketlenen Türk ekonomisi, akabinde hızlı bir çöküş yaşamıştır. Türk Lirası, A.B.D. Doları önünde 3 kat değer kaybetmiştir.

7-) İsmen Demokrat olan bu Parti, cismen hiç de demokrat olmadığını Tahkikat Komisyonlarını kurarak göstermiştir. Bu komisyonlar en üst merciydi; yargısal, askeri ve sivil hiç bir merci tarafından denetlenmiyordu. Amaç CHP'yi fesh etmekti. İşte İsmet İnönü "sizi artık ben bile kurtaramam" lafını bu komisyonların açılması üzerine söylemiştir.

8-) Tahkikat Komisyonları üzerine öğrenci ayaklanmaları başlamış ve Cumhurbaşkanı Celal Bayar bu ayaklanmalardan birinde askere ateş açın emri vermiştir. Fakat öğrenciler askerleri omuzlarına almışlar ve ateş açılmamıştır. Bu gösterilerde yer alan üniversite hocaları için Adnan Menderes o meşhur lafını söylemiştir; "kara cübbeliler"

9-) DP'den çok daha uzun süre iktidarı elinde bulunduran CHP'nin sonradan çok canını yakacak olan bu anti demokratik seçim sistemini değiştirmeye tenezzül etmemesi çok büyük bir hatadır. Zira DP 1950 seçimlerinde %54 oy alarak meclisteki sandalye sayısının %84'ünü almıştır. Fakat bu zamana kadar tek parti olarak kendisine bir rakip bulunmayan CHP bu durumu öngörememiştir.

10-) DP zamanında yapılan köy yolları %918 artış göstermiştir, II. Dünya Savaşı'nın bitişinden 5 sene geçmesine rağmen halka yardım yapmak CHP'nin önceliği olmamış olsa gerek. Üstelik Türk Milleti, II. Dünya Savaşı sırasında çektiklerine rağmen CHP'nin tutumunu anlamayı başarmış ve yine onları iktidara getirmiştir. CHP ise köylüyü son seçimlerde epey ihmal etmiştir.

27 Mayıs'ı hazırlayan süreç iki partinin de olgunluktan çok uzak tavır alması fakat özellikle Adnan Menderes'in kendini boyunu aşan, cüretkar hareketler içine girmesi sonucu olmuştur. Ardından da T.C.'nin en demokratik anayasası olan 1961 Anayasa'sı ilan edilmiştir. 

İtikadimce Demokrat Parti, CHP'den daha fazla demokrat bir parti olmamıştır hiç bir zaman. Belki de adı Popülist Parti olsa daha çok gerçeği yansıtırdı. Fakat tekrar ediyorum asılmaları bana kalırsa çok yanlıştır ve bunun müsebbiblerine o zamanki hukuk sisteminin öngördüğü en ağır ceza verilmelidir. Allah rahmet eylesin.
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Eylül 26, 2007, 12:01:10 öö
Yanıtla #14
  • Ziyaretçi

    tek bir konuda size katılıyorum sn.Veritas;
hem demokrasi diyerek demkrasiye aykırı bir davranış olan idam cezasını uygulayamazsınız.
aslında çok çok basit bir ağızla belirtmek istiyorum;
demokrasi--kendi yönetimimizi kendimiz belirleriz kendimiz seçimle "demokratik"bir şekilde yönetimi belirleriz--
sonra kötü bir yönetim sergilenir(?) bu sefer darbe olur
darbe demkrotaik bir çözümmü? -hayır
bu sorunun çözümü nedir?halkin seçtiği bir yönetimi daha sonra bir kesim beğenip bir kesim beğenmezse ne olur?
onları asmak demokrasi gereğimidir?
darbe olmasa bile onları cezalandırmak veya hükümete son vermek demokratik bir girişimmidir?
yada onlara dokunmamak demokrasiye aykırı bir tutum mudur??
    aradan yıllar geçti ki hala kesimlere göre adnan menderes ve idamı konusnda herkz aynı tutumda değildir yani kendilerine mal edilen suçlar halk vicdanında kanıtlanmış ve geçerliliği hatrı sayılacak biçimde gösterilememiş olan suçlarbunlar
öyleki hala idam günü tarihi bir gün olarak anılmakta hersene o günde bu olaya ve adnan menderese ilişkin tv programları çeşitli yayınlar ve belgeseller çekilmektedir

öyleyse ;;
     
tamamiyle objektif bir şekilde kendi benliğime ve düşünenelere sorarım ki;

onları asanlar kimdi?
neyin savunucusu olarak ve kim(?) olarak ceza verme yetkisini gördüler
madem ki suçları T.C aykırı bir tutum ve yönetim sergilemekti hatta kimilerince "hainlikti"
buna nasıl birkaç kişi karar verebildi?
karar verenlere göre bu kadar mı haindiki bu insan intihar ettikten sonra sağlığı bozulan acı çeken bir adam daha sağlığına kavuşmadan  subay kollarında neredeyse sürüklenerek idama götürüldü??

ya sistem çok yanlış ya sistem eksik


Eylül 26, 2007, 12:11:17 öö
Yanıtla #15
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Bilmeliyimgalilei, acaba katılmadığınız fikirlerime neden katılmadığınızı da yazar mısınız? Bu şekilde ikimiz de fikrimizi daha iyi ifade edebiliriz kanısındayım...
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Eylül 26, 2007, 12:33:56 öö
Yanıtla #16
  • Ziyaretçi

Sayın Veritas;
bir hükümet bir yönetim daima ve daima kapalı bir kutudur.
aslında kanımca özellikle darbe yemiş bir hükümet hakkında tartışırken yapabildiğimiz tek şey şahsi bakış açımıza bağlı olarak yorum yapmaktır.
Kanımca kesin bir gerçeğe ulaşamayacğımızda ayrı bir gerçektir.
neden derseniz mesela tahkikat komisyonlarının kurulma amacı sizce nedir??
eğer bakarsanız tahkikat kurmunu oluşturan hükümetin bir açıklaması vardır mutlaka
amaç kötü bile olsa bir şekilde yorum ve bu kurumun neden gerekli olduğu hakkında bir açıklama hükümetçe yapılmıştır.
sanırım gayet doğal olan görüş ayrıılıklarıda bundan kaynaklanmaktadır.
örneğin ben verilen gerekçeye inanırım,samimi bulurum,,fakat bir başkası bulmaz vs.
yani bu asla açığa kavuşturulacak bir gerçek değildir...şahsi olarak buna inanmaktayım
Bu konuya asıl bakış pencerem ise ceza şekli ve uygulanış biçimidir.
Tüm dünyaya tabiri caizse "göstere göstere" yürümeye bile hali olmayan bir "İNSAN"ı hemde ülkesinin başbakanı olan insanı subay kollarında idama götürürseniz bu muhakkak bir antipati oluşturacak aynı zamanda da cezanın verilme amacı ile kesinlikle ters düşecektir
eğer toparlamam gerekirse burada ki asıl savunduğum anatema;
her bireye göre değişen bir idda ortaya atılmış,farklı kesimler faklı belgelerle karşıt görüşleri desteklemişlerdir ve bu sorgulama günümüzdede devam etmektedir.ama hala halkin temeilnde adnan menderes ne tam bir kahraman ne tam bir hain olmuştur.yani kesin kanıtlanabilrliği olmayan ve de yıllarca halk vicdanında tamamiyle karara bağlanmamış bir kararı bir cezayı  tartışmak artık yersidir.
o yüzden tek bakış pencerem cezanın veridiği mahkemeler,cezanın amacı((demokrasye aykırı oluşu bakımından)) ve cezanın tam anlamıyla barbarca uygulanısıdır..


Eylül 26, 2007, 02:00:06 öö
Yanıtla #17
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Verilen cezanın niteliği, içeriği ve uygulanışı hakkında aynı şeyleri düşünüyoruz öyleyse. Fakat ben size ek olarak o dönemin siyasi gerçeğinin bu kadar da öznel olmadığını düşünüyorum.

Tahkikat Komisyonlarına bir açıklama getirilmiştir diyorsunuz; oysa bizzat bildiride "CHP'nin ülkedeki bütün yıkıcı grupları çevresinde topladığı, halkı, orduyu iktidara karşı ayaklanmaya kışkırttığı" öne sürülmektedir. Bu komisyon üç ay boyunca basın ve CHP'nin eylemlerini neredeyse sınırsız, kimseye hesap vermeden soruşturacaktı. Bu konu artık subjektif olmaktan çıkmamış mıdır? Emin olun Hitler de Endlösung'u kendince bir nedene dayandırmıştı, Kristallnacht'a da bir kılıf bulmuştu. Ona subjektif bakıp geçmek zor değil mi? Tabi ki Menderes ve Hitler'i karşılaştırmak yanlış olsa da bazen uç örnekler vermek fikri anlatmakta daha başarılı bir araç olabiliyor.

Tek başına CHP'yi savunmadığım yeteri kadar anlaşılamamış olabilir, tekrar ediyorum DP zamanında açılan üniversiteler, liseler ve yapılan köy yolları CHP iktidarınınkinden kat kat fazladır. Fakat A.Menderes de çok hümanist bir adam değildir. Sayın eski başbakanın ve yardımcılarının yaşamaya ne kadar hakkı varsa Kunuri Savaşı'nda şehit düşen Türk askerlerinin de o kadar yaşamaya hakkı vardı. Fakat sayın Menderes NATO'ya girme adına bu askerleri meclise doğru düzgün danışmadan göndermişti. Bu bana kalırsa politik anlamda doğru bir harekettir ve doğru sonuçlar doğurmuştur. Fakat ortada yine de ölü insanlar gerçeği var.

A.Menderes ve ekibinin asılması ise politik anlamda yanlış bir harekettir fakat beraberinde getirdiği Anayasa T.C. tarihinin en demokratik anayasasıdır. Saygılarımı sunarım.
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Eylül 26, 2007, 12:09:03 ös
Yanıtla #18
  • Ziyaretçi

Peki sayın vertias;
chp nin denetlenmesi yanlışmıdır?
veya eylemlerini sınırlamak dönemin chp si için bir zorunluluk sayılamazmı?
fikrimce yanlış değil ki tek partili dönemin ardından yapılan ilk seçimde halk chp yi değil DP yi seçmiştir.

dönemin ekonomi anlamında bir eleştirisini yapacak olursak rahmetli sn.Bülent Eceviti neden asmadılar.
onun hükümetinde de ülkemiz tamanlamıyla bir ekonomik çıkmaza girmiş aynı zamanda çeşitlikonularda ülkemiz diğer devletler tarafından neredeyse komik sürekli para isteyen çıkışı olmayan bir ülke konumuna düşmüştür.
sizce rahmetli sn Bülen Ecevit hükümetinden daha kötü bir yönetimmidir DP yönetimi?

sevgilerimle


Eylül 26, 2007, 01:32:37 ös
Yanıtla #19
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Tek partili dönemin ardından yapılan ilk seçimde halk DP'yi değil CHP'yi seçmiştir sayın bilmeliyimgalilei, DP iktidarı 1950 seçimiyle beraber başlamıştır.

Üstelik hala sanki ben Menderes'in asılmasını doğru buluyormuşum gibi düşünüp, "niçin Bülent Ecevit'i asmadılar?" diye soruyorsunuz. Bülent Ecevit'in "Siz isterseniz şeriatı bile getirirsiniz", "Ben odunu aday göstersem mebus seçtiririm", "Karacübbeliler" demediğini, Köy Enstitüleri'ni kapatmadığını göz önünde bulundurmak gerekir.

Tahkikat Komisyonu'na gelince; Bu komisyon, askeri ve sivil tüm savcı ve yargıç yetkilerine sahiptir. Anlaşılması için biraz daha açmak gerekirse, bu komisyon hem davayı açar hem de kendisi yargılardı. Peki hatalı ya da taraflı bir karar verirse? Bu komisyonda alınan kararın temyizi yoktu. İyi de ne malum DP'ye hizmet için kurulduğu derseniz de bu komisyondaki herkes DP üyesiydi. CHP'ye karşı kurulduğunu da bizzat kendi kuruluş bildirgesinden çok rahat anlayabilirsiniz. Hala bunun anti-demokratik ya da hukuğa aykırı olmadığını düşünüyorsanız bu konuyu fazla uzatmaya gerek yoktur, sadece farklı frekanslarda düşünüyoruz demektir.

Bakınız bir daha tekrar ediyorum, A.Menderes bir demokrasi şehididir kendisi kanaatimce demokrattan çok popülist bir adam olsa da. Asılması yanlıştır ve yazımın en başında da belirttim bunun müsebbibleri vatana ihanet sebebiyle yargılanmalıdır. Fakat yine de 1961 Anayasası en demokratik anayasamızdır.

Saygılarımı sunarım...
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
5912 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 03, 2007, 06:27:02 ös
Gönderen: Ittihatci
8 Yanıt
11333 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 19, 2009, 08:58:49 ös
Gönderen: cardiffmonster