Cumhurbaşkanlığı sürecinde yaşanan krizi aşmak için yapılan erken seçim gerçekleşti ve aslında beklenen sonuç da alındı.
Özellikle CHP’nin aldığı oylar düşük görünse bile, sonuç şaşırtıcı olamadı.
Seçimden bir gün önce, bana çok ilginç bir soru yöneltildi. Tayyip Erdoğan’ı mı başbakan olarak görmek istersin yoksa Baykal’ı mı? Son derece zor bir soruydu açıkçası. Soru, oyumu değiştirebilecek nitelikteydi. Baykal, nasıl olsa olamaz dedim.
Son dört sene içinde iktidar beğenilse de, beğenilmese de icraatlarını gerçekleştirirken gerek ana muhalefet CHP gerekse de merkez sağı ayağa kaldırma iddiasındaki partiler, seçmene duymak istediklerini bile veremediler.
Genel olarak muhafazakar olan Türk halkı, DP ve ANAP birleşmesi gerçekleşmeyince oylarını artık merkez sağ partisi olarak gördükleri AKP’ye verdi. Bundan da doğal bir sonuç olamazdı zaten.
Sağ partilerin veya merkez sağın bu kadar güçlü olması şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı ve düşündürücü olan hiç şüphesiz merkez solun, demokratik solun kelimenin tam anlamıyla çökmüş olması.
Deniz Baykal’ın seçim hezimetine rağmen, CHP gibi Türkiye’yi kuran bir partinin başında kalması hangi demokratik eğilime uygundur acaba?
Acaba tıpkı Cumhuriyet mitinglerinde olduğu gibi bir miting düzenleyip “Baykal istifa” mı demek lazım?
Bu arada Başbakan Erdoğan’ın, Baykal’ın istifasıyla ilgili seçim meydanlarındaki söylemlerinin aksine seçim sonrasında konuyla fazla yorum yapmaması son derece akılcıdır.
AKP kendi elleriyle birini seçip CHP’nin başına geçirseydi, herhalde bundan daha uygun aday bulamazdı. Baykal ve yönetimi CHP başında olduğu müddetçe bu partinin AKP’ye sıkıntı yaratmayacağı ve ciddi bir rakip olamayacağı aşikar.
GP, ANAP, SP gibi partiler artık siyasi arenadan tamamen silinirken sol kanattaki boşluğun kısa süre içerisinde doldurulması kaçınılmaz.
Merkez sağ oyların desteğiyle tebrik edilmesi gereken bir seçim başarısı kazanan AKP’nin önünde ise önemli bir yol ayrımı var. AKP icraatlarında merkez sağ uygulamalara yer verirse DP ve ANAP’ın tamamen önünü kapatır ve Turgut Özal’ın kurduğu hayali gerçekleştirir.
AKP’nin başarısının devamı CHP’nin başında olsa da, olmasa da Deniz Baykal’ın tasfiyesini, daha dinamik daha icraatçı Mustafa Sarıgül gibi liderlerin ön plana çıkma sürecini hızlandıracak. Bir veya iki seçim sonra ise merkez solda ve merkez sağda birer partinin kalacağını görmek şaşırtıcı olmayacak.
Geçtiğimiz salı günü “Teşa be av” idi . Teşa be av, Bet Amikdaş’ın yıkılmasının anısına bir yas ve oruç günü. Bu tarihi günden sonra dünyanın birçok yerinde Yahudiler birçok kez yıkımlarla karşı karşıya kaldılar.
Bir daha yıkımlar yaşanmaması dileğiyle…