Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Önlüklü Hariciler  (Okunma sayısı 12274 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 13, 2011, 05:38:13 ös
Yanıtla #10
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 342
  • Cinsiyet: Bayan

Çok kelime oyununa girildi.sanırım denen su ki bu masonluk bir okulsa her önlük giyen bu okulun ögrencisi degildir.burada kaydı olacak ..buranın önlugunu giyecek .ki dahil olsun..kaydı olan de ne kadar haylaz da olsa disiplinlikte olsa ögrencimizdir....mezun olamayabilir ..sınıf gecemez ama okuldan atılmaz  ..
Tasdikname verilmiyor mu? yoksa  burada ki kaydı her gittigi yerde onun nerden cıkıs yaptıgını belgeler gibi mi?
Şöylede bir durum varki dunya okulundan mezun olmak icin belirli mufredat var ....hangi okulllardan ,hangi belgelerle geldigine bakılmazsın kazanılması gereken degerlere sahipsen buradan mezun olursun.

Dunya okulundan,  buradaki en ıyı dahılı  dıye bılınenın ,yada en ıyı mursıt dıye bılınenın bıle  mezun olacagının garantısı yoktur ..



Temmuz 13, 2011, 06:57:30 ös
Yanıtla #11
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Pek ilginç bir değerlendirme bu Sayın Smyrnali'nin yapmış olduğu.

Ancak iki karşıtlık söz konusu olabilir.

Birincisi Masonluk okul değildir ama burada "okul" sadece anlatımı kolaylaştırmak amacıyla bir örnek öğe olaerak kullanılıyor.

İkincisi ise ondan daha önemli... "Bu okuldan mezun olmak" diye bir şey yok. Kişileri biraz ccoşturmak amacıyla belirli aşamalarda (derecelerde) masonlara bir sertifika verilir ama bu o derece ya da aşamayı ya da ondan öncemkileri başarıyla bitirmiş olduğunu değil, sadece oraya kadar gelimş ve öncesi üzerinde çalışmış bulunduğunu gösterir. Hani birçok kurumda bir organizasyon yapılınca bunu izlemiş olanlara verilen "katılma belgesi" gibi bir şey...

Bu açıdan baktığımda masonlar için üzülüyorum. Hiçbir zaman sonuna varamayacaklarını bildikleri bir süreç içinde didinip duruyorlar. Bundan ötürü onları kutlamalıyım da; her babayiğidin harcı değil böyle bir direniş.

     
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 13, 2011, 07:49:59 ös
Yanıtla #12
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 342
  • Cinsiyet: Bayan

Bence dunya okulundan mezunıyet var,dunya alemı madde alemdır,mana aleme gecıs yapılınca orada goksel ögretı mı dıyelım artık ruhsal calısmalarmı ....burayı acık bırakıyorum ,bu bolume ölum öncesı gecıs yapabılenler (ölmeden ölmek gibi diyelim artık)hem arzda hem arşta gorev ıcra ederler..arşa gecısı bır mezunıyet kabul edıyorum..hanı su meşhur muhur varya onun ötesınde ıste butun sır baslıyor..
yınede hıc bellı olmaz kımın nereden ne kazanım yapacagı ,nereden ısık yakacıgı degılmı :=)
SEVGILERLE


Temmuz 13, 2011, 08:27:22 ös
Yanıtla #13
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay


 Bu başlığı gerçekten merak ettiğim bir konu olduğu için açmıştım. Bir hariciye çok şey öğretebilecek bir soru olduğunu düşünüyorum. Nitekim değerli üyelerin katılımlarıyla, haklı olduğumu da görüyorum.

 Bu noktada hem kendi açmış olduğum konuyu zenginleştirmek, hem de konuya ilgi duyan üyelerimize fikir vermesi açısından, forum üyelerimizden sayın Mustafa Kemal'in başka bir başlık altında yayımladığı ve başka bir mason tarafından yazılmış aşağıdaki yazıyı alıntılıyorum. Konumuzla çok alakalı ve çok güzel.




                                                        Aramızdan Yanlışlıkla Gelip Geçen Kardeşime

“Şuraya altı ayda bir geliyorum, ondada ayaklarım geri geri gidiyor... Bir oyun salonu bile yok... Bari bir saunası olsa yüreğim yanmaz. O ne biçim yemekhane? Teybe bir kaset koymadan kafa çekilen yer kaldı mı? Şöyle hafif yollu kafayı bulup da, kalkıp bir oynamayı dene bak oynatırlar mı? Kaç defa geldik buraya boşu boşuna... Bir şey öğrendiysem, bir faydasını gördüysem Arap olayım!

Yok şöyle duracakmışsın, böyle oturacakmışsın, yok selâmı şöyle çakacak, yürüyüşü böyle yapacakmışsın Bir edebiyat parçalama ki, yeter artık sıktı yahu! Sanırsın Dünyayı bunlar yaratmış...

Uğraş didin, bu günkü seviyene gel, herkes sana iki büklüm, sonrada burada bir sürü martaval dinle: Yok acemiymişsin, yok daha yeni doğmuşsun, yok çırakmışsın, yok kalfaymışsın...

Bir de devamsızsın lafları, dudak bükmeler... Beş kuruşluk menfaatim olsa bari.

Keyfim, rahatım yerindeyken, öyle kimsenin oyuncağı olmaya niyetim yok. ilk anlattıklarında bu işin bu kadar yavan olacağını anlamalıydım, ismi sağda solda bu kadar şişirilmiş olmasa, aidatını bile ödemeye değmez. Daha da sıkarlarsa alsınlar başlarına çalsınlar, sokağının köşesinden geçersem kör olayım...”

Aramızdan yanlışlıkla gelip geçen arkadaş, kardeşimiz.

Üzgünüz sana Masonluğu beğendiremedik, aradıklarını bulamadın bu çatıda. Seninde Masonluğa bizim gibi ölümden öteye bağlanmanı isterdik ama zorla güzellik olmaz. Tutmayalım, sıkmayalım seni, hayatını kendi değerlerinle dilediğin gibi yaşa, yolun açık olsun, uğurlar ola... Yok, sende bir kabahat yok, sana gücenmiş değiliz. Çünkü sende olmayanı senden isteyemeyiz.

Yok illaki bir kabahatli aranacaksa, kabahat önce seni aday gösteren kardeşimizde, ola Seni yeterince elemeden, tartmadan, denemeden, sende Masonik değerlerin yeterli olduğuna iyice kanat getirmeden, kim bilir belki de sana iyilik yapmış olmak için, koluna takıp, seni ünlü bir kulübe üye yapar gibi buralara getiren kardeşimizde ola. Kabahatin bir kısmı hepimizde, senin olsa olsa, hoşça vakit geçirilecek bir bekârlar kulübü arayışında olduğunu fark edemediğimiz için.

Haklısın, senin buraya gelmene gerek yok. Sen duyduğuna inanmış, sormaya gerek duymamış, işi bitirmişsin. Sen küçücük Dünyacığımızdaki tüm canlılar gibi sadece yaşamaya, belki onlardan biraz farklı olarak iyi yaşamaya çalışıp, geçip gideceksin. Senin kendinle alıp veremediğin yok, oysa bizim var. Bizim kendimizi kendimize sormaya, Evreni kendimize sormaya, düşünmeye ihtiyacımız var.

İnsan dediğin egoizmi, tutkuları, ihtiras ve zaafları, öfke ve nefreti, kompleksleri ile tıpkı bir vahşi at Sen o ata, bir inanç sistemindeki terbiye emirlerini, nasihatler, ceza tehditlerini, mükafat vaatlerini aktarmışsın, senden günah gitmiş... Biz atı binerek terbiye ediyoruz. Onun tüm reflekslerini hissederek, baş kaldırışlarını kontrol ederek, ama yıllar sürse onu terbiye azminden vazgeçmeyerek işte, bunun için kendimizle alıp veremediğimiz var. Bilincimiz, muhakememiz, irademiz, tüm zaaflarımızla amansız bir savaşta. Küçük Dünyamızda yaşayan diğer canlılarda hiç olmadığı gibi, seninde, içinde yaşadığın Evrene soracağın soru yok.

Kafanda sorularla dolu olması gereken boşluğa, insanın sahip olduğu bilgi kırıntısı üzerine inancı basmış, hava boşluğu bile bırakmamışsın. Oysa bizim kafamız suallerle dolu ve tek tek onların cevabını, gerçeği ve yalnız gerçeği arıyoruz.

Eğer gerçeği ve bilincimizi bir heykelde resmediyorsak, sen hayali, düzmece bir kalıba alçıyı dökmüş, aynı kalıptan çıkmış milyarlarca eşi gibi heykeli bitirmişsin. Oysa biz taştan yonttuğumuz heykele, her bir vuruşumuz için, bilincimizde gerçeğin biraz daha aydınlanışını bekliyoruz Heykelimiz nesilden nesile yavaş yavaş şekillenecek, ama hiç bir zaman bitmeyecek, zira bitmesi için Evrenin Ulu Mimarı ile eşleşmek gerek. Ancak hiç bitmese de her çağda, gerçeği arayan, soran ve düşünen insanın, Evrende ulaştığı noktayı gösterecek.

Kardeşim, seni buraya çekecek oyunları, eğlenceleri tertipleyemedik, tertiplemedik. Çünkü biz bu mabede kendimizi tanımaya, düşünmeye ve gerçeği sormaya geliriz, insanlık için, Masonluk için ettiğimiz yemini hatırlamaya, tazelemeye geliriz. Buradaki üçgen aynada bedenimizden öte görüntümüze bakmaya, eğer önceden göremediğimiz bir çirkinlik varsa, onu güzelleştirmeye geliriz.

Mesleğimizin oto kontrolü bu.

Ama sen kardeşim, buraya yanlışlıkla geldiğini, burada aradığın bir şey olmadığını söylüyorsun. Bir ayağın mesleğimizin dış alemdeki isminin etkisiyle kapının içinde, diğeri mantaliten, inançların, istek ve beklentilerinle kapının dışında, mütereddit bekliyorsun Çık kardeşim, seni aramıza aldığımızda sevinmiştik ama, biz gerçeği kabul ederiz, kendini sıkma. Sana hayatta mutluluk dileriz, güle güle... Çıkmadan şunu da bilesin ki, elindeki alçıdan heykeli atıp, aramıza, çekiç ve kalemle katılmayı içtenlikle dilediğinde, sana kalbimiz sevgi, kollarımız sevinçle açık, bunu unutma...

Bizler böyle bir insanın aramıza gelmiş olabileceğine inanmıyoruz. Ama bu hiç gelmeyecek demek değildir.

Ne demişler : Kıssadan hisse...


Şakül Gibi – Sayı :9, Aralık 1988
enelsır


Temmuz 13, 2011, 09:01:34 ös
Yanıtla #14

Bizler böyle bir insanın aramıza gelmiş olabileceğine inanmıyoruz. Ama bu hiç gelmeyecek demek değildir.

:)
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Temmuz 13, 2011, 09:49:34 ös
Yanıtla #15
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 243

Sayin smyrnali gercekten guzel bir ornek bulmus. Ifade ettigi okul metaforunu kullanarak kendisine sunu diyebilirim.

Mason olan kisi, harici aleme iade edilse de, hayati boyunca Mason olarak kalir. Bu ornegin bir universite mezunu kisi gibidir.

A bolumunden mezun olup universite diplomasi aldiginiz andan itibaren, B meslegine de gecseniz, uzerinden 50 yil da gecse, sonradan 2 farkli universite daha da bitirseniz, mesleginizi icradan omur boyu men de olsaniz veya edilseniz, butun bunlar sizin A bolumunden universite mezunu olma ozelliginizi geri alamayacaktir.

Masonlukta da Tekris, Kardesi Mason yapar. Geri alinabilen birsey degildir, ancak Masonluk meslegini ne kadar ciddiyetle ve ne kadar surdurecegi, Kardesin kendi takdiridir.

Sevgi ve Saygilarimla,
Eureka
The mason square doth clear the air of folly and deception
The rule is straight, the angle clear, for greatness has direction


Temmuz 14, 2011, 01:49:08 öö
Yanıtla #16
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 342
  • Cinsiyet: Bayan

Eureka  net bir acıklama olmus ,
TEŞEKURLERRRRRR.....


Mart 11, 2014, 01:59:20 ös
Yanıtla #17
  • Ziyaretçi

Sayın Forumdaşlarım;

Bu konu başlığını henüz okumaya fırsat bulabildim ve değerli yorumlarınızı okurken aklıma bir soru geldi. Her ne kadar bu konu direkt alakalı değil ancak konuya paralel olsa da müsaade ederseniz soruyu bu konu başlığı altında paylaşmayı uygun buldum.

Sürekli öğrenme ve masonluk hakkında fikirlerimi geliştirme yani bir anlamda ışığın arayışı içerisindeyim. Bu yüzden ham taşa daha yakınım yazılarımda eksiklik veya ufak yanlışlıklar olursa şimdiden özür dilerim.

Şimdi konuya geri dönelim. Masonlar ve hariciler olmak üzere iki kavramımız var. Bir de harici olduğu halde mason bir kimse gibi bilgi birikimine sahip ve sürekli ışığın arayışında olan önlüksüz mason diye  tabir edilen kişiler var. Bu kişiler kendisini ve çevresini aydınlatmaları nedeniyle "takdirle bakılan harici" diye tanımlanıyor.

Forum vasıtası ile sürekli bir kaç başlık altında hariciler için masonlar ,"  haricilerin masonları mason olmadıkça anlayamayacağını" (özellikle anlatılmaz yaşanır örneğiyle) dile getiriliyor.

Önlüksüz masonlar da nihayetinde inisiye olmadıklarına göre ve ritüellere katılmadıklarına göre masonluğu anlamaları ne kadar mümkündür?

Buradan hareketle her ne kadar hayranlıkla da bakılsa da önlüksüz masonlar bir mason kadar masonluğu içselleştiremez, mason kadar bilgi edinemez ve resmiyette harici olan kişidir tezini çıkartabilir miyiz?

Sevgi ve saygılarımla...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
8 Yanıt
15072 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 02, 2013, 08:16:32 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
7569 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 06, 2019, 12:51:58 ös
Gönderen: burakc
10 Yanıt
5743 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 12, 2012, 10:25:31 ös
Gönderen: Smyrna
25 Yanıt
9582 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 27, 2013, 04:15:56 ös
Gönderen: yazbenide
6 Yanıt
3214 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 22, 2013, 08:28:33 ös
Gönderen: BT
11 Yanıt
6878 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 05, 2014, 11:57:58 öö
Gönderen: ayilmaz92