Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Klasikler Ve Öteki  (Okunma sayısı 2354 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 21, 2009, 06:06:19 ös
  • Ziyaretçi

Klasikler neden okunmalı diye bir soru sormuş, Italo Calvino. Modernizmin Serüveni adlı kitapda da, neden okunması gerektiğine değgin, ilk sayfalarda, ilk satırlarda şunu demiş:.. "Yeniden okuyorum...," denildiğini duyduğumuz, ama hiçbir zaman "şu sıra okuyorum..." denilmeyen kitaplardır...

Klasikleri genelde okuruz/okurlar/okunur, ancak klasikler üzerine çok ender düşünürüz, bir yapıt neden klasik olmuştur, kim belirlemiştir diye. Günümüzde çok basit bir yöntem vardır, bir yapıtın, klasik olduğunu belirleme de. Bu yönteme göre, elli yıllık bir süreyi dolduran her yapıt klasik olarak nitelendirilebilir, tamamen zamanla ilgili bir sorudur klasik olması için gereken.

Bir arkadaşla, bu konuda anlaşamamıştık. Klasiklerin başka etkilerle beslendiğini ileri sürmüştüm, arkadaşa göreyse bu yeterli bir sav değildi. Klasikler her zaman her koşulda etkili olan yapıtlardır, zamanla nasıl bir bağı olabilir ki ? Modernizmin, yetkelerin belirledikleri kurallara göre, elli yıllık süreç yeterlidir.

Eskiden beri, Klasik olarak nitelendirilen yapıtlardan çok azı ile aram iyi oldu. Rilke, Goethe, Kafka, Avrupa Yazını'ndan ilk aklıma gelenler. Biz de ise Tanpınar, Atay, Anday... İyi de bu adamların bazıları, özellikle bizim yapıtlarımızdan sayılanlar genelde zamana karşı duran yapıtlar, neden zaman onların "yetke"lerini belirlesin.

İkinci sav ise, klasiklerin, en az beş dile çevrilmesi ile ilgilidir, diğer koşula göre bu, daha tuhaf bir yaklaşımdır. Şimdi şu klasik tanımını yapta kurtul der gibiyim kendime. Tanımı yapmadan önce, sayacağım başka kurallar var. Beş dile çevrilmedin, elli yılı geçmedin, klasik değilsin diyenler de olabilir, bu şaka da kurtarmaz...

Üçüncü sav ise çok okunma, örneğin Orhan Pamuk, Yaşar Kemal şimdiden klasiktir. Peki Kafka klasik değil midir? Bu görüşe göre Kafka Klasik değildir. Dördüncü görüş, bir ideolojinin öne çıkardığı yapıtlardır, ardına bir ideolojiyi alıp ondan beslenen ürünlerdir. Sovyet Rusyası'nda örnekleri vardır. İdeolojinin ötesine geçebilmişlerdir, geçebilmiştir, bu ürünlerden kimileri. Ancak gene klasik için yeterli bir görüş değildir.

Klasikler, genelde türünün ilk örneği olması ile bağlantılıdır. Kafka bir çok dile çevrilmiştir, Kafka'yı Kafka yapan yazdıklarının ilk örneğidir. Tanpınar bir dile çevrildi mi, bilemiyorum, türünün ilk örneğidir. Kendisi iken öteki olmayı başaran yapıtlar klasiklerin arasında yer alır. Resimde, müzikte diğerlerinde, başka yöntem yoktur, öykünmeler/taklitler, klasik olma sırasını savmışlardır.

Bu yaklaşım Modern sonrası yapıtları da içine alır, Dada, Sürrealizm ve diğerleri. Her yapıtın ilk örneğinin "kaliteli" bir örnek olma olasılığı düşükte olabilir, bu onun klasik olma özelliğini belirlemez diyebilirsiniz, haklısınız, baştan beri saydıklarım işte burada devreye girer, (zaman, çok okunma... vd.) öncelikli koşulun, kafa karıştırmadan, bir yapıtın modern klasikler olduğunu belirlemektir. Buradaki "modern" sözcüğü biraz fazla gelebilir.

Klasikler her zaman çağın ötesindedir, ilk olmaları bunu belirleyen en önemli ögedir. Keşifler sizleri bekliyor...


İtalo Calvino alıntısı: Enis Batur, Modernizmin Serüveni, YKY., 1997, İstanbul., syf:15
« Son Düzenleme: Aralık 09, 2010, 02:58:35 ös Gönderen: dogudan »


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
7 Yanıt
14756 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 19, 2009, 10:42:57 ös
Gönderen: Veritas
3 Yanıt
8091 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 22, 2010, 10:42:13 öö
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
2858 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 15, 2010, 07:13:20 ös
Gönderen: Texan
24 Yanıt
10912 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 10, 2012, 08:48:45 ös
Gönderen: NOSAM33
1 Yanıt
2558 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 30, 2015, 08:41:15 öö
Gönderen: ADAM