Merhabalar. Sır dolu hayatlar ismiyle bir biyografi serisi hazırlıyorum. Ünlü bilim adamları,düşünürleri,filozoflar ve dahası kişilerin hayatlarına dair bilinen/bilinmeyenleri araştırıp derleme tarzında hazırlıyorum.
Bu yazı serisi www.masonlar.org sitesine özeldir. Diğer Sır Dolu Hayatlar yazıları:
Sır Dolu Hayatlar | Galileo Galilei (
http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17437 )
Sır Dolu Hayatlar | Wolfgang Amadeus Mozart (
http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17474 )
Sır Dolu Hayatlar | Isaac Newton (
http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17496 )
Sır Dolu Hayatlar | Ayhan Işık (
http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17520 )
Sır Dolu Hayatlar | Namık Kemal (
http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17526 )
İbrahim Şinasi İstanbul’un Cihangir semtinde dünyaya gelen İbrahim Şinasi’nin doğum tarihi tam olarak bilinmez. Bu hususta üç farklı (1824-1826-1827) yıl verilmektedir. Mustafa Nihat Özön, Ömer Faruk Akün, Ahmet Rasim, Ali Canip Yöntem gibi araştırmacı ve yazarlar doğum yılı olarak 1824'ü esas alırlar fakat yakın dostu ve araştırmacı yazar Ziyad Ebüzziya Tevfik doğum yılının 1826 olduğunu dile getirir. Bazı araştırmacılar doğum yılı bile belli olmayan Şinasi için 5 Ağustos 1826 tarihini verseler de belgeyle sabit olmadığından bu tarihin doğruluğu kesin olmaktan uzaktır. Bununla birlikte bugün sahip olunan belge niteliğindeki iki kaynağa göre doğum yılının 1826 olduğu tahmin edilmektedir.
Cihangir / İstanbul Ziyad Ebüzziya TevfikTopçu yüzbaşısı olan babası Mehmet Ağa, 1829’da Osmanlı-Rus Savaşı sırasında vurularak şehit olunca, annesi onu yakınlarının desteğiyle büyüttü. Şinasi, ilköğretimini Mahalle Sıbyan Mektebi’nde ve Fevziye Okulu’nda tamamladıktan sonra Tophane Müşiriyeti Mektubî Kalemi’ne kâtip adayı olarak girdi.
Burada görevli memurlardan İbrahim Efendi’den Arapça ve Farsça öğrendi. Aynı kalemde görevli eski adı Chateauneuf olan Reşat Bey’den Fransızca dersi aldı. Bu görevindeki çalışkanlığı ve başarısı nedeniyle, önce memurluk sonra hulefalık derecesine yükseltildi. Tophane Müşiriyeti’ne verdiği bir dilekçe üzerine 1849'da maliye alanında eğitim alması için devlet tarafından Paris'e gönderildi fakat burada edebiyat ve dil konularındaki çalışmalarını sürdürdü. Oryantalist De Sacy Ailesi ile dostluk kurdu. Ernest Renan'la tanıştı, Alphonse de Lamartine'in toplantılarını izledi. Oryantalist Pavet de Courteille'e çalışmalarında yardım etti. Ünlü dilbilimci Paul Emile Littré ile tanıştı. 1851'de Société Asiatique'e üye seçildi.Ernest Rena Alphonse de Lamartine Pavet de CourteilleSociété Asiatique1854'te Paris dönüşünde bir süre Tophane Kalemi'nde çalıştı. Daha sonra Meclis-i Maarif Üyeliği'ne atandı. Encümen-i Daniş'te (ilimler akademisi) görev yaptı. Koruyucusu Sadrazam Mustafa Reşit Paşa’nın görevinden ayrılması üzerine üyelikten çıkarıldı. Reşit Paşa, 1857'de yeniden sadrazam olunca, Şinasi de eski görevine döndü. 1858’de Mustafa Reşit Paşa’nın ölümünden sonra Yusuf Kamil Paşa’nın koruyuculuğunu kazanmıştı .Sadrazam Mustafa Reşit PaşaYusuf Kamil PaşaŞair EvlenmesiEdebiyatımızda ilk tiyatrodur. Tek perdelik bir komedya olan bu yapıtta yazar, görücü usulüyle evlenmeyi eleştirir. Bir töre komedyası özelliği taşıyan yapıt, görücü usulüyle evliliğin sakıncalarını anlatmaktadır. Batılı tutum ve davranışı, kılık ve kıyafetiyle pek sevilmeyen, eğitimli olmasına rağmen saf bir yapıya sahip olan Şair Müştak Bey, sevdiği Kumru Hanım’la kılavuz ve yenge hanımlar aracılığıyla evlenmiştir. Nikâh sonrasında kendisiyle evlendirilen kişinin Kumru Hanım’ın çirkin ve yaşlı ablası Sakine Hanım olduğunu görünce önce bayılır, sonra itiraz eder. Mahallelinin de işe karışmasıyla başına gelenleri kabul etme mecburiyetinde olan Müştak Bey’in imdadına arkadaşı Hikmet Bey yetişir. Hikmet Bey’in mahalle imamına verdiği rüşvetle olay çözülür, yapılan hile sonuçsuz kalır.
1860'da Agah Efendi ile birlikte Tercüman-ı Ahvâl Gazetesi'ni çıkardı. Altı ay sonra Tasvir-i Efkâr adlı bir başka gazeteyi tek başına yönetmeye başladı. Devlet işlerini eleştirmesi ve Sultan Abdülaziz'e karşı girişilen eylemin düzenleyicilerinin yanında yer alması nedeniyle 1863'teki Meclis-i Maarif'teki görevine son verildi. Gazeteyi Namık Kemal'e bırakarak, 1865'te Fransa'ya gitti. Orada sözlük çalışmalarına yöneldi.
Société Asiatique Üyeliği'nden ayrıldı. 1867'de İstanbul'a döndü. Kısa bir süre sonra yeniden Paris'e gitti. Burada kaldığı iki yıla yakın sürede, Fransa Milli Kütüphanesi’nde araştırmalar yaptı. 1869'da İstanbul'a dönünce bir matbaa açtı ve eserlerinin basımıyla uğraşmaya başladı.
Tercüman-ı AhvâlNamık KemalAyrıca; Sır Dolu Hayatlar | Namık Kemal (
http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17526 )
Edebî YaşamıŞinasi, Fransız şairlerinden manzum olarak yaptığı ilk ve basit tercümeleri, 1858’de Tercüme-i Manzume adıyla yayımladı. Bunlar, Batı şiiri hakkında Türk okuyucusuna ilk bilgiyi veren çok küçük denemelerdi. Şinasi, bu denemelerden önce şekil bakımından değilse de anlayış bakımından Divan şiirinden tamamıyla farklı denemeler yapmıştı. Sanatçı, daha sonraları birçok türde eser vererek kendisinden sonra gelecek olan genç sanatçılara da örnek olmayı amaçlamıştır. Şinasi her şeyden önce ilklerin sanatçısıdır. İlk tiyatro, ilk şiir çevirisi, ilk özel gazete onun eseridir. Edebiyatımızda ilk defa noktalama işaretlerini kullanan da odur.
Şinasi'nin ÖlümüŞinasi, 1871 yılında eşinden ayrılarak çocuğu ile yalnız yaşamanın verdiği acıya dayanamayarak 13 Eylül 1871'de beyin tümöründen vefat etti.Kısa Bir ÖzetBatı etkisindeki Türk edebiyatı ve Tanzimat Edebiyatının kurucularındandır.
Batı edebiyatı yolunda eser veren ilk Türk sanatçısı ve Tanzimat Edebiyatında yeniliklerin öncüsüdür.
Klasisizm akımından etkilenmiştir.
Ethem Pertev ile ilk şiir çevirilerini yapmışlardır.
Türk şiirini söz oyunlarından kurtararak şiire konuşma dilini getirmiştir.
Şiirde divan edebiyatı nazım biçimlerini kullansa da nazım biçimlerinde bazı değişiklikler yapmıştır.
Genellikle “didaktik” şiirler yazmıştır.
Şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır.
Şiirde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir.
Şiirin konusunu genişletmiştir. Akıl, medeniyet, hak, adalet, kanun gibi kavramları şiirde kullanan ilk şairdir.
Gazete ve edebiyatı halkı eğitmede bir araç olarak görmüştür.
Divan edebiyatı nesrini yıkmış, nesri (düz yazı) düşünceleri yaymada bir araç olarak görmüştür.
Divan nesrinin uzun cümlelerini kısaltmış, mazmunların ve söz sanatlarının yerine düşünceyi getirmiştir.
Düşüncelerini yalın ve açık bir anlatımla söylemeye, konuşma dilini yazı dili haline getirmeye çalışmıştır.
Agâh Efendi ile birlikte 1860’ta ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’i çıkarmıştır. Türk basınının ilk başyazarı sayılır.
Türk edebiyatında ilk makale örneği olan Mukaddime-i Tercüman-ı Ahval’i bu gazetenin ön sözü olarak yayımlamıştır.
1862’de tek başına Tasvir-i Efkâr adlı gazeteyi çıkarmıştır.
NOT: Şinasi, roman ve öykü alanında eser yazmamıştır.Şinasi’nin Türk Edebiyatına Getirdiği Yenilikler:Batılı anlamda ilk tiyatro eseri olan Şair Evlenmesi’ni yazdı.
Noktalama işaretlerini kullanan ilk yazardır.
Batılı anlamda ilk fabl örneklerini yazmıştır.
İlk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’i çıkarmıştır.
İlk makale olan Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi’ni yazmıştır.
Atasözleri üzerine ilk incelemeyi yapmıştır.
Şiire hak, adalet, eşitlik ve kanun gibi yeni kavramlar getirmiştir.
Şiire ve şiir kitabına isim veren ilk sanatçıdır.EserleriTercüme-i Manzume (Çeviri şiirler)
Şair Evlenmesi (Bir perdelik komedi, 1860. Türk edebiyatında yazılan ilk tiyatro eseridir, fakat oynanmamıştır.)
Müntehebat-ı Eş’ar (Şiirler)
Durub-ı Emsal-i Osmaniye (Atasözleri)
Müntehebat-ı Tasvir-i Efkar (Seçme makaleler, 2 cilt)
Tercümân-ı Ahvâl Mukaddimesi (Tanzimat edebiyatındaki ilk makale)Risus
www.masonlar.orgKaynaklar:
www.masonlar.orgwww.tr.wikipedia.orgwww.edebiyatogretmeni.orgwww.bilgiustam.comwww.aymoli.comwww.youtube.com