Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Dünyada Olmak Ama Dünyaya Ait Olmamak  (Okunma sayısı 36880 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 11, 2008, 10:38:38 öö
Yanıtla #40
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Bu durumda kaybettiğim birisinin arkasından, cennette mi acaba, oradadır kesin iyidir şimdi diyip avunmuyorum. Bu ölen kişiyi alakadar eder
Sen hayatının bir parçasnı kaybetmemişsin...İsterse ortaya attığım fikir çürütülsün ama hiç bir zaman hayatının parçasını kaybetmeni istemem...


Ocak 11, 2008, 11:02:44 öö
Yanıtla #41
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Ama sevgili Şemuel, sen olaya materyalist bakıyorsun ben ise felsefi bakıyorum.
Bak doğru ben olaya Materyalist bakıyorum :)
Yeryüzünde tanrılardan önce tabular vardı; korkulan, dokunulmayan, sakı­nılan, yıkılmaz sanılan tabular... Za­manla yeryüzü değişti, tanrılar tekleşti, ama tabular inatla direndiler zama­nın akışına...ve tanrılaştılar zamanla...

Sevgili blossom Felsefenin belirli dalları ve bu dalların olaylara bakış açıları vardır.BU konuya Felfefi olarak değilde Metafiziksel olarak bakabilirsiniz.


Ocak 11, 2008, 11:04:58 öö
Yanıtla #42
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Felsefeyi başlatan, insanın sorduğu ve yanıt aradığı bazı sorulardır. Düşünen ve konuşan bir varlık olarak insanın merak ve bilme isteğiyle yaşayan bir varlık olduğunu söyleyebiliriz. Yüzyıllar öncesinden Aristoteles’in de, “insan doğası gereği bilmek ister” dediğini hatırlayabiliriz. Bir bakıma insan sorularıyla ve bu sorularına karşılık bulmak isteği yanıt arayışlarıyla insan olmaktadır. İşte felsefe de insanın yaşamına tam da bu noktadan girmektedir. Ya da başka bir deyişle insan düşünmeye, soru sormaya başladığı zaman, felsefenin kapısını da aralamaya başlamış olmaktadır.


Ocak 12, 2008, 12:55:57 ös
Yanıtla #43
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Eğer ölüm bir son olsa idi, Yüce Yaratıcı bizi dünya denen sahneye göndermezdi.
Sevgili blossom Ölüm bir son değildir.bir yaşamın son bulup  başka bir yaşamın başlamasıdır.Doğanın kanunlarından biride ölümdür.En kötü koşullarda bile başka türlerin yaşamasına vesile olacaksınız.Sizin için ölüm bir sondur ama tabiat için hiç bir şey değişmiyor.yaşam devam ediyor.Bir gün insan türü yok olsa bile başka türler bu yolculuğu devam ettirecektir

Yaratıcı konusuna gelince ise İlkel top­lumların tabularına ilişkin önemli ipuçları ve­ren bu notları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kıtada 40 bin yıldır yaşayan yerliler klanla­ra bölünmüş durumdalar. Her klan, kendi ta­pındığı totemin adını taşıyor. Totem, bazen korkulan bir hayvan, bazen fırtına gibi doğal bir güç olabiliyor ve kabilenin korunup kol­lanmasını üstleniyor. Aynı toteme tapan kabi­le üyeleri kandaş sayılıyor ve taptıkları toteme karşı korkuyla karışık bir saygı besliyorlar.Bu toteme  belirli bir zaman sonra insan oğlu tarafından gökyüzünde krallık kuruluyor.Sevgili kralımızın dinleri kabilelerin üzerine kara bulut gibi çöküyor ve Parçalanmış insanlığı dahada parçalıyor.
Sevgili blossom Dünya denilen sahnenin gerçek oyuncuları bizleriz .Kimimiz baş rolde kimimiz fgüran,
Tanrı ise Superman yarattığımız hem sevilen hemde korkulan bir kahraman ;)


Ocak 12, 2008, 01:45:19 ös
Yanıtla #44
  • Ziyaretçi

Bu durumda kaybettiğim birisinin arkasından, cennette mi acaba, oradadır kesin iyidir şimdi diyip avunmuyorum. Bu ölen kişiyi alakadar eder
Sen hayatının bir parçasnı kaybetmemişsin...İsterse ortaya attığım fikir çürütülsün ama hiç bir zaman hayatının parçasını kaybetmeni istemem...


Evet, canımdan olan birini kaybetmedim henüz ama benimde sevdiğim insanları kaybettiğim oldu. O cümlenin devamında dediğim gibi, o ölen kişinin sorunu sonuçta ben kaybettiğim kişiyi bir daha görememenin derin hüznü içerisinde olacağım...
İyi dileklerin için teşekkürler, bilmukabele...


Ocak 12, 2008, 01:45:45 ös
Yanıtla #45
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Sosyal antropologların araştırmalarına gö­re ilkel kavimlerde kaynağını totemden alan, çok sayıda yasak var. Kavim üyeleri bu ya­sakların neden konulduğunu bilmeseler de bunları sorgulamadan kabulleniyorlar. Tote­me itaat ödüllendirilirken, tabuya isyan en sert şekilde cezalandırılıyor.
Asırlar önceki bu gelenek günümüzde bir çok toplumda devam edip gitmektedir...


Ocak 12, 2008, 01:47:33 ös
Yanıtla #46
  • Ziyaretçi

Eğer ölüm bir son olsa idi, Yüce Yaratıcı bizi dünya denen sahneye göndermezdi.
Sevgili blossom Ölüm bir son değildir.bir yaşamın son bulup  başka bir yaşamın başlamasıdır.Doğanın kanunlarından biride ölümdür.En kötü koşullarda bile başka türlerin yaşamasına vesile olacaksınız.Sizin için ölüm bir sondur ama tabiat için hiç bir şey değişmiyor.yaşam devam ediyor.Bir gün insan türü yok olsa bile başka türler bu yolculuğu devam ettirecektir

Yaratıcı konusuna gelince ise İlkel top­lumların tabularına ilişkin önemli ipuçları ve­ren bu notları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kıtada 40 bin yıldır yaşayan yerliler klanla­ra bölünmüş durumdalar. Her klan, kendi ta­pındığı totemin adını taşıyor. Totem, bazen korkulan bir hayvan, bazen fırtına gibi doğal bir güç olabiliyor ve kabilenin korunup kol­lanmasını üstleniyor. Aynı toteme tapan kabi­le üyeleri kandaş sayılıyor ve taptıkları toteme karşı korkuyla karışık bir saygı besliyorlar.Bu toteme  belirli bir zaman sonra insan oğlu tarafından gökyüzünde krallık kuruluyor.Sevgili kralımızın dinleri kabilelerin üzerine kara bulut gibi çöküyor ve Parçalanmış insanlığı dahada parçalıyor.
Sevgili blossom Dünya denilen sahnenin gerçek oyuncuları bizleriz .Kimimiz baş rolde kimimiz fgüran,
Tanrı ise Superman yarattığımız hem sevilen hemde korkulan bir kahraman ;)


Bunlar inanış sistemleri, bir çok farklılığın dışında hepsinin ortak bir payesi var. Yaratıcı güç olarak düşündüklerini hem sevmeleri hem de korkmaları....


Ocak 12, 2008, 01:50:19 ös
Yanıtla #47
  • Ziyaretçi

Sosyal antropologların araştırmalarına gö­re ilkel kavimlerde kaynağını totemden alan, çok sayıda yasak var. Kavim üyeleri bu ya­sakların neden konulduğunu bilmeseler de bunları sorgulamadan kabulleniyorlar. Tote­me itaat ödüllendirilirken, tabuya isyan en sert şekilde cezalandırılıyor.
Asırlar önceki bu gelenek günümüzde bir çok toplumda devam edip gitmektedir...
Bana sorarsan bunun sebebi, bu eski alışkanlıkların bırakılamaması ve semavi dinlerede bunların karıştırılması...


Ocak 12, 2008, 01:58:24 ös
Yanıtla #48
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Sosyal antropologların araştırmalarına gö­re ilkel kavimlerde kaynağını totemden alan, çok sayıda yasak var. Kavim üyeleri bu ya­sakların neden konulduğunu bilmeseler de bunları sorgulamadan kabulleniyorlar. Tote­me itaat ödüllendirilirken, tabuya isyan en sert şekilde cezalandırılıyor.
Asırlar önceki bu gelenek günümüzde bir çok toplumda devam edip gitmektedir...
Bana sorarsan bunun sebebi, bu eski alışkanlıkların bırakılamaması ve semavi dinlerede bunların karıştırılması...
:D :D sevgili blossom senin dediğin o eski alışkanlıklar semavi dinlerin temelini oluşturuyor.Eski gelenekleri yok etmen semavi dinlerde büyük bir reform yapman demektir.Sen şu anda böyle bir liderliğe hazırmısın ;)


Ocak 12, 2008, 02:00:02 ös
Yanıtla #49
  • Ziyaretçi

Sosyal antropologların araştırmalarına gö­re ilkel kavimlerde kaynağını totemden alan, çok sayıda yasak var. Kavim üyeleri bu ya­sakların neden konulduğunu bilmeseler de bunları sorgulamadan kabulleniyorlar. Tote­me itaat ödüllendirilirken, tabuya isyan en sert şekilde cezalandırılıyor.
Asırlar önceki bu gelenek günümüzde bir çok toplumda devam edip gitmektedir...
Bana sorarsan bunun sebebi, bu eski alışkanlıkların bırakılamaması ve semavi dinlerede bunların karıştırılması...
:D :D sevgili blossom senin dediğin o eski alışkanlıklar semavi dinlerin temelini oluşturuyor.Eski gelenekleri yok etmen semavi dinlerde büyük bir reform yapman demektir.Sen şu anda böyle bir liderliğe hazırmısın ;)

Ben seni düşünmüştüm bu liderlik için ama :) Hiçte kolay değil bu sevgili Şemo, farkındayım...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
9 Yanıt
12500 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 01, 2017, 05:40:52 ös
Gönderen: gfeenatre
2 Yanıt
5629 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 21, 2015, 02:32:51 ös
Gönderen: ARARAT
9 Yanıt
25467 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 18, 2013, 09:58:36 ös
Gönderen: Makbenah
6 Yanıt
5749 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 23, 2011, 09:08:34 ös
Gönderen: baron
7 Yanıt
3776 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 27, 2013, 07:12:41 ös
Gönderen: Tij
4 Yanıt
3753 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 11, 2014, 01:42:22 ös
Gönderen: kerberos
2 Yanıt
2477 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2015, 09:41:48 ös
Gönderen: Risus
0 Yanıt
1924 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 10, 2015, 02:25:47 ös
Gönderen: Nestor
4 Yanıt
2990 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2015, 02:49:54 ös
Gönderen: ARARAT
8 Yanıt
3590 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2015, 11:28:11 ös
Gönderen: ruzber