Bilimin İspatladığı 8 Kur'an Mucizesi (Taha Talan)

[Zaharoff]

http://youtu.be/zrBiNcvyxhI

[burakc]

Din ve bilimin karşılaştırılmasını doğru bulmasam da videoyu ilgi çekici buldum

[Risus]

Sayın Zaharoff'a paylaşımından ötürü teşekkür ederim ancak bu vb. videolara sıcak bakmıyorum. Yani bu kişiler bu ayetleri bilime ispatla yorumlarken, birebir alırken ancak şiddet içeren ayetleri ''hayır o öyle yorumlanmıyor aslında'' diyerek bambaşka mecralara çekmektedirler. Bağnazlığın her türlüsünü karşı olmak ve yanlışları düzeltmek bir müslümandan öte bir ''insan'' olmanın görevidir. Şimdi videoyu tekrar ele alalım;


1) Burada göreliliğe atıfta bulunulmuş ancak bilinmelidir ki görelilik zamanın ve maddenin 3 boyutlu evreninde geçerlidir. Yani fiziki madde ve yer çekiminin boyutuna bağlı olarak zamanı da çekme gücünden dolayı görelilik ortaya çıkar ve zaman bir başka 3 boyutlu evrene göre farklı işler. Ayette geçen Allah katıyla kastedilen kat, lahut alemdir ve bu alem, zamandan ve mekandan münezzehtir. Zamandan münezzeh olan bir alem zamanla işleyen bir aleme göre 1 anı 1000 yıl olabilir ancak orada zaman yoktur.


2) Verilen bilgi yanlış tarafa çekilmekte. Sanki insanlar 20.yüzyıla kadar acının sadece beyinlerinde olduğunu düşünüyormuş da 20.yüzyılda keşfedilmiş gibi. Öyle bir şey yok. Aksine acının beyinde olduğu fikri zaten 19-20.yüzyıllarda ortaya atıldı ondan önce de insanlar acıyı, deride hissettikleriyle biliyordu.


3) ve 4) Erkek ve kadın tanımlarına tekil halde baktığımız zaman tam tamına 23 defa geçtiğini görüyoruz diyor ve neymiş bunlar 23 erkek kromozomu 23 dişi kromozomu temsil ediyormuş. İşte bu duyduğum en saçma yalan. Aynı gün kelimesinin 365 defa geçmesi gibi. Öncelikle kadın kelimesi 23'den fazla geçmektedir. Erkek kelimesi pek geçmemektir. Ve gün kelimesinde ise izlenen sahtekarlık şudur;

Ayet 1: Gün kelimesi          = BUNU SAYAR

Ayet 2: Gün kelimesi          = BUNU SAYAR

Ayet 3: Gündüz kelimesi    = BUNU SAYAR

365 Sayısına ulaştıktan sonra

Ayet 4: Gündüz kelimesi    = BUNU SAYMAZ

Ayet 5: Günü ve Geceyi kelimesi = BUNU SAYMAZ


Yani işine gelen 365 sayısına ulaşana kadar içinde ''gün'' kökü geçen her kelimeyi alır ve sonrasını kabul etmez. Bunu görmek isteyenler arapça kuran-ı kerim pdf olarak açıp ctrl + f sayfada arama tuşuna basıp arapça ''gün'' yazarak 365'den çok daha fazla olduğunu görebilirler.



5) Ayette geçen ''demiri indirdik'' sözü ancak bu kadar çarpıtılabilirdi. Aynı ayette kitabı ve mizanı da indirdik der. Başka bir ayette mahsulleri indirdik ki faydalanın diye der. Burada ''indirmek'' kelimesi uzaydan gönderdik değil ''yaratmak/ulaştırmak'' anlamındadır. Örneğin Kuran, kitap olarak gökten inmemiştir. Ayet olarak peygambere bildirilmiş ve peygamber öldükten sonra kitap haline getirilmiştir.



6) Altıncı maddede gösterilen ayet bilimsel yorumlanmıştır ve gerçekten dönemi düşünülürse oldukça güzel ve şaşırtıcıdır.


7) Burada alakasız bir ayeti yanlış yorumlamışlar. Düzelteyim doğrusu;

O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler. / ENBİYA /33


8 ) Sekizinci maddedeki ayet de tıpkı altıncı maddedeki gibi bilimsel yorumlanmıştır ve kabulümdür.


Saygılarımla

[Tık-Tik-Tak]

"Kaos' ta düzen aramak,yada Karmaşa da, tanıdık figür aramak" İnsan beyninin en temel özelliğidir.Konuyu biraz daha açar isek: Bulut kümesini bir canlıya benzetmek, ya da Karmaşık bir ay fotosun da, yüz görmek.
Bu yoldan devam ederek, geri kalan benzetmeleri,siz düşüne bilirsiniz.

Bu durum, Beynimizin algılama mekanizmasının bir parçası olduğu için; Yalanlama ve yahut "Anti-tez" üretmek faydasızdır.Yukarı da saydığım sebepler den dolayı, bu durumlara inananlar her zaman var olucaktır.

Kur-ãn-ı Kerim'de, cok daha anlamlı ayetler vardır ki; Ne yazık!!! gözler den sürekli bu tip şaklabanca bilgiler yüzün den kaçar.

Esnek, eski, uzun yıllar evel yazılmış bir kitap'a cımbız ile saldırılmaz! Ayıptır Günahtır!!!

[Tık-Tik-Tak]

Sayın @Risus' un, bahsettiği 6'ncı madde hakkın da, bir kaç aklım da kalmış bilgiden bahsetmek isterim:
Eski Mısır'da Gök bilimciler; Sabit bir lahitin içine girerek, belli zaman aralıkların da, lahitin içine açılmış bir delikten sabit bir yıldızı gözlemliyerek, belli gök haritaları cıkarırlardı.Bu haritalar zaman için de üst üste koyularak, "yıldızların bir birlerinden uzaklaştığını fark ettiler".Tabiki bir cok yöntem ve alet bu işlemlere eşlik ediyordu.Zaman için de bu eylemler kutsal değerler kazandı.Kısaca, bahsedilen 6'ncı madde,şaşırılacak bir mevzu değil gibi duruyor.

[kurt]

Çok güzel bir söz duymuştum birkaç hafta önce. İnancına bilimsel ispat arayanların imanı pamuk ipliğine bağlıdır diyordu. Gerçekten de çok doğru bir söz. Bu tarz nurcu videoları bana gereksiz ve antipatik geliyor. Tabi ki çeken arkadaşları kötüleyecek değilim. Sonuçta herkes bir şey üretiyor, üretmeyen birisi olarak üretene dur diyemem. Fakat şunu da belirtmek lazım ki nurcu arkadaşların din anlayışını tasvip etmiyorum.

Burası yeri değil tabi ama Hanefilik en doğru mezhep gibi geliyor bana. Mezhepçi yapım yoktur ama Hanefilik bir denge unsuru bana göre. Nurculuk gibi akımlar belki 3-5 tane kişiyi İslam'a getiriyor ama bununla birlikte binlerce kişiyi de Selefilik hatta Vahhabilik gibi akımlara itiyor. Bu yüzden Hanefilik mezhebi bana en dengeli düşünce yapısı gibi geliyor.

Tabi Hanefilik son yıllarda radikal akımların tehdidi altında. Bence gençlere din eğitimi verilirken Ebu Hanife anlatılmalı. Böyle bir adamın İslam dininde bulunması bence büyük bir nimettir. Çünkü dini görüşleri hem dini muhafaza eder hem de kişileri aşırılığa yöneltmez. Hem rey ehli olarak bilinir hem de İmam'ı Azam. Şimdi Hanefilikten dem vuran birisine bu iki kavramın aslında birbiriyle örtüştüğünü anlatmak bile imkansız. Ne yazık ki günümüzde ya hep ya hiç anlayışı hakim.

[Zaharoff]

Videoyu hangi kuruluşun yaptığına dikkat etmedim. Paylaşmamda ki amaç ilgi çekici olmasıydı.
Sayın @kurt verdiğinız sözden iki anlam çıkardım:
1. İnancına bilimsel ispat arayan o inanca mutlak bir inançla bakmıyordur.
2. İnancına bilimsel ispat arayan ilmi yetersizlikleri olduğu için inançdan inançsızlığa savrulabilir.

İnsan Allah'a yaklaştıkca dünya da yarattığı herşeye onu görerek bakar. Kendimden örnek vereyim. Ben Allah'a yaklaştıkca kainattaki herşeye Allah'ı düşünerek bakıyorum. Dünya bakmasını bilene bir çok güzellikler sağlıyor.
İnsanlar din ile bilimin birbirine karışmaması gerektiğini söylerler. Yakın tarihde dini istismar eden öyle olaylar olmuş ki bu düşünceyi yeri gelir haklı bulurum.

Şuan genellikle dünyada hep yabancı bilim adamlarını ve yaptıkları buluşlarını biliyoruz. Neden müslüman bilim adamları konuşulmuyor, bilinmiyor bu ülkede? Bu insanların ilham kaynağı her daim Kuran-ı Kerim olmuştur. Allah Kuran-ı Hakim'de birçok ayette "düşünen topluluk için ibretler vardır fakat onlar bilmezler" der.
Benim savunduğum görüş bilime Kutsal Kitaplar aracılığı ile bakılsa daha yararlı olabileceğidir.
Zira başarı ayrıntılarda gizlidir..

Nurculuk akımının neler yapıp yapmadığı hakkında bilgi sahibi değilim. Fakat Said Nursi'nin kitaplarını okumuş, incelemiş birisi olarak söylüyorum. Günümüzde birçok ruhsal hastalıklara ilaç olacak yazıları var. Kitabın dezavantajı yazıldığı tarih gereği osmanlıca kelimelerin ağırlıklı olması.