Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Neo-Enstitüsyonalizm  (Okunma sayısı 1738 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 28, 2007, 10:12:20 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Amerikan ekonomik düşünce tarihinde, Thorstein Veblen, John Commons ve Wesley Clair Mitchell’in kurmuş oldukları kurumcu (enstitüsyonalist) ekonomi okulunda, kurucuları izleyen ekonomistlerin oluşturdukları kuşaklardır.

En tanınmış neo-kurumcular (neo-enstitüsyonalistler) Richard Ely, J.M. Clark, Rexford Guy Tugwell ve Gardiner Means’tir. Walton Hamilton, Robert Hoxie, Selig Perlman, A.B. Wolfe, Morris Copeland ve Edwin Witte gibi diğer bazı ekonomistler de bu akıma dahildir.

1972 yılında Allan Gruchy, neo-kurumcular kelimesini ikinci kuşak kurumcular olan John Kenneth Galbraith, Clarence Ayres, Gunnar Myrdal ve Gerhard Colm için kullanmıştır. Bugün Evrimci Ekonomi Derneği’nin çıkarmakta olduğu "Journal of Economic Issues" adlı degiyi çıkaranlar ve yazı yazanların büyük bir kısmı kurumcu görüşleri açıklamaya ve geliştirmeye çalışmaktadırlar.

Bazı kimseler, bugünkü kurumculuğun bir anlam ifade etmediğini, esas olarak ilk üç kurumcunun gerçek hareketi temsil ettiğini iddia etmektedir. Paul Samuelson, bu görüşü savunmakta ve gerçek kurumculuğun 40 yıl önce sona ermiş olduğunu iddia etmektedir. Diğer taraftan kurumcuların birçok fikirlerinin ve konularının ekonomik düşünce akımına girmiş olduğunu iddia edenler de vardır.

Ekonomik kalkınma ile ilgilenen ekonomistlerin ekonomik kararların çerçevesini oluşturan kurumsal yapı üzerinde durmaları, kurumcuların ekonomik analizde görmek istedikleri gelişmelere uygun bulunmaktadır. İnsan hayatının değeri, kalkınma ve büyümenin çevreye maliyeti, ekonomik faaliyetin moden dünyaya verdiği şekil kurumcuların ekonomik kalkınma büyümeden ziyade ekonominin ilerlemesi ve düzelmesi üzerinde durmalarının isabetini doğrulamıştır.

Gerek ilk kurumcular, gerekse neo-kurumcular, ekonomik karar verme sürecini kültürel ve toplumsal çerçevenin içinde incelemektedir. Kurumculuk, aynı zamanda klasik ve neo-klasik ekonomik teorinin varsayım ve perspektiflerine cephe alan bir hareket sayılmıştır. Bu bakımdan başta Gustav Schmoller olmak üzere akımın savunucuları, Alman Tarihçi Okulu’nun ve Ütopist Sosyalistler’in fikirlerini yansıtmaktadır. Neo-kurumcular ise kurumculuğun yalnız muhalefet olmadığını iddia etmektedirler.

Kurumculuğun esası, kaynakların nasıl kullanılacağı konusunda toplumda oluşan tercihleri şekillendirmeyi ve ifade etmeyi ekonomiye dahil etmeleridir. Toplumsal değerlerin oluştuğu ve kaynaklarla ilgili kararların alındığı bu karşılıklı etkileşim süreci kurumculuğun en ayırıcı özelliğidir. Öteki ekonomi okullarında bu özellik yoktur.

Kurumculuk, statik ve denge üzerinde değil, süreçler ve evrim üzerinde durmaktadır. Ekonomik karar vermeye katkıların doğal şlartı uyum değil, çatışmadır. Kurumculara göre politik ekonomi, piyasaları ve fiyatları yüzeysel bir şekilde incelemekte, modern toplumsal değerlerin kaynak dağılımı sürecinde yansıtılmasını ihmal etmektedir.

Kurumculara göre önemli olan fiyatların nasıl oluştuğu değil, değerlerin nasıl oluştuğu ve değerlendirme sisteminin zaman içinde nasıl değiştiğidir. Bu itibarla kurumcular, kalkınma ve büyümeden çok, ekonomik ilerlemenin, ilerleme fikirlerinin nasıl oluştuğu ve nasıl değiştiği ile ilgilenirler. Bu fikirler, toplumun kurumsal yapısının bütününü ilgilendirdiği için, kurumcular adı yerleşmiştir. Ancak evrimci ekonomi çok daha uygun bir addır. Aynı zamanda kurumcuların kalkınma ekonomisinde başarılı olmalarının nedenini de açıklamaktadır.