Kardeşim Pinokyo
Pietre – Stones web sitesinde, Giovanni Malevolti Kardeşin makalesinden derlenmiştir.
Pinokyo’nun yaratıcısı Carlo Collodi 1848 ‘de “ II Lampione ”
( Fener ) adında ve “ karanlıkta kalanları aydınlatmayı amaçlayan ” bir dergi çıkarıyordu. Collodi, 1848 ve 1859 özgürlük savaşlarına gönüllü olarak katıldı, Garibaldi ile birlikte İtalyan Birliğini gerçekleştiren Mazzini’nin müridi olarak tanınır. Collodi 1881 yılında Pinokyo’yu yayınlar.
Çocuk hikâyesine başka bir gözle bakarsak, Pinokyo özgürlük, eşitlik ve kardeşlik duyguları ile dolu bir kukladır. Kitabı açtığımızda bir Masonik mâbede giriyoruz. Usta marangoz Antoine’ın (Üstadı Muhterem) elinde bir ağaç parçası vardır. En keskin baltası ile ağaç parçasının kabuğunu soyar ve onu yontmaya başladığında, o şekilsiz malzemenin aslında canlı olduğunu fark eder. O esnada, Mâbedin kapısına vurulur. Aday Geppetto içeri girer. Geppeto çabuk öfkelenen, tolerans hissi gelişmemiş bir ihtiyardır, ama, aslında iyi bir insandır. Antoine Üstat elindeki canlı odunu yontma işini Geppetto’ya verir. Geppetto odunu odasına getirir:“ bodrumda, tepedeki pencerenin kenarından hafif bir ışığın sızdığı küçücük bir oda, bir ayağı kırık bir sandalye, eski bir masa, duvarda yanan ateş resmi. . . ” bu tefekkür hücresinden başka bir şey değildir.
Geppetto vasiyetnamesini yazar: “ağaçtan bir kukla yaratacağım, adını Pinokyo koyacağım, bu ad ona şans getirecek. . . ”
Geppetto basit aletlerle ve büyük bir azimle işe koyulur. Çok doğru düşünen ama mükemmel olmadığından, zaman zaman yanlışa düşen Pinokyo ile Geppetto simbiyoz içinde yaşarlar. Yaratan yarattığı ile birdir. Biri diğerinin ıstıraplarından acı çekerken, karşılıklı ümitlerle beslenirler, aynı amaçların peşinde koşarlar. Kitabın 6. bölümünde, Geppetto hapiste yatarken, Pinokyo güçlü ve soğuk rüzgâra, suya ve ateşe karşı mücadele eder. Ham taş yontulduktan sonra, Geppetto Kalfa derecesine geçer. İdeallerinin yolunda ilerlemiştir, ama yapacak daha çok şey vardır. Artık eskisi kadar öfkeli değildir, Pinokyo da insan gibi düşünmeye başlamıştır. Pinokyo yaratıcısına okula gideceğini, çok çalışacağını, şerefli bir yaşam süreceğini, iyi bir meslek sahibi olacağını ve bu sayede de yaşlılığında kendisine bakacağını vaat eder. Geppetto eski paltosunu satar, parasıyla Pinokyo’ya bir alfabe satın alır. Bundan sonra Pinokyo’nun okul maceralarını, kötülüklere, bâtıl düşüncelere karşı boğuşmasını izliyoruz. Artık düşüncelerine koyu bir rasyonalizm hâkimdir. Pinokyo rastladığı bir periye gerçek bir insan olmak istediğini, peri de yeni sınavlardan geçmesinin gerekeceğini söyler. Bir köpek balığı ile mücadelesinde keçi kılığına giren peri onu korumaya çalışır ancak, dev balığın Pinokyo’yu yutmasını önleyemez.
Ölüm saati gelmiştir. Pinokyo, balığın karnında, karanlıklar ve korku içinde hazmolmayı beklerken uzakta hafif bir ışık görür. Işığa doğru yönelir, yürüdükçe ışık güçlenir, sonda elinde bir mum tutan, güçsüz, yaşlı Geppetto’nun yanına varır. Yıldızlı gök kubbenin altında, Pinokyo Geppetto’yu sırtına alıp güvenli bir yere götürür. Yaratan sanatçı, eseri ile hayata dönmüştür. Ham taş yontulmuştur, yalnız cilâsı eksiktir. Kukla insan olmaya yaklaşmıştır. Pinokyo okulda çok çalışır, başarılı olur. Bir sabah uyandığında artık bir erkek çocuğu olduğunu görür, yandaki odaya koşar. Geppetto da sağlıklı, enerji dolu bir insan olmuştur. 3. dereceye yükseliş, inisiyasyon tamamlanmıştır. Pinokyo, “bir kukla iken ne kadar gülünçmüşüm, şimdi iyi bir çocuk olmaktan çok mutluyum” diyerek tekris öncesi haliyle, varmış olduğu hali kıyaslar.