Masonlar.org - Harici Forumu
Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: Caliper - Temmuz 09, 2013, 07:33:03 ös
-
Evet, maalesef bu günleri de gördük.
İnsan sağlığını korumanın, en kutsal ve en önemli görevi olacağı üzerine yemin etmiş bir doktor, üstelik bir akademisyen...
Hiç bir dinde, dini kuralların insan sağlığının üstünde olabileceğini kabul etmiyorum, dinlerde (özellikle semavi dinlerde), ön planda olan insandır (sağlığı, yaşantısı, ahlakı vs.). Hukukta "hiç bir yasanın anayasanın üstünde olmaması" kuralı gibi, dinlerde de insan sağlığını geri plana atan kurallar, insan hayatının kutsal olduğu gerçeğiyle çelişmektedir.
Yehova Şahitleri'nin kan nakline izin vermemesi, bazı Müslüman din adamlarının organ naklini haram kabul etmesi gibi.
Günümüzde bir çok hayvan dokusu, modern tıbbın çeşitli alanlarında kullanılmaktadır. Bunun en bariz örneği domuzdan alınan kalp kapakçıklarının insana naklidir. Bu örnekleri şu an buraya yazmaya kalksam sayfalar yetmez. Ben şimdi kalp kapak nakli gerektiren bir hasta olsam, bu doktora başvursam, bana en uygun seçenek de domuz kalp kapakçığı nakli olsa, bu arkadaş muhtemelen bana daha az uygun olan bir seçeneği tercih edecek ve kendi dogmaları yüzünden benim sağlığımla oynayacak, hem de bunu yapmayacağına dair yemin etmiş bir doktor.
Ben bu zihniyetle, kadavra üzerinde çalışmalar yapan anatomistleri, aforoz eden Ortaçağ kiliseleri arasında bir fark görmüyorum.
Saygılarımla
-
Bu hususta anlayamadıklarım:
Sizin de belirttiğiniz gibi, hani nerede ettikleri hipokrat yemini ?
İlacın haramı helali nasıl oluyor ?
Buna benzer sorular var cevap bulmadıklarım..
-
Merak ettim bende kaynağı nedir kim demiş?kim yazmış? haber doğrumudur? pek bilgi yok .
-
Sn. Caliper
Güzel bir konuya değinmişsiniz. İlaçların var olma amacı insanları iyileştirmektir. Kutsal bir amaç için vardırlar. Bununla ilgili olarak "helal veya haram" tarzında bir konu bile açılmaması gerekir. Ayrıca dünya üzerinde üretilen bütün ilaçlar (Buna SSK'nın ürettikleride dahil). uluslararası izinler ve standartlar ile üretilir. Bazı ilaçlarda zararlı tesbit edilmesi durumunda toplatılması bunlara en temel örnektir. Gerçekten çok çok yazık. Tıp eğitimi almış, hayatını insanların hayatına adamış Hipokrat yemini etmiş bir doktorun ağzına hiç yakışmamış böyle bir ayrım. CERN deki HIGGS Bozonu araştırmaları sırasında da birçok bilim insanı, siyasetçı ve din adamı bu yapılan çalışmaların "dini anlamda yapılmaması gerektiğine dair" açıklamalarda bulunmuştu. İnsan oğlu gelişmek istiyor. Kendi sınırlarını evrenin sınırlarını öğrenmek istiyor. Anlamak, araştırmak istiyor. Neden bu şekilde engellenmeye çalışılır. Gerçekten mantığım almaz.
Saygılarımla,
-
Marmaris gibi sıcak bir bölge de Turizm yapan biri olarak konuya biraz daha sert yaklaşıyor olabilirim.
Orucunu bozmamak için, sağlıkları ile oynayan personellerimizi görmek beni üzüyor. Kaba bir tabir ile Puan toplamak için sağlıkların dan oluyorlar. Hele Tur teknelerin de ve denizin üzerinde çalışıp da sıvı tüketmeyen kaptanlar, kendi hayatının dışında yolcularının da hayatlarını tehlikeye atmaktalar.
-
Marmaris gibi sıcak bir bölge de Turizm yapan biri olarak konuya biraz daha sert yaklaşıyor olabilirim.
Orucunu bozmamak için, sağlıkları ile oynayan personellerimizi görmek beni üzüyor. Kaba bir tabir ile Puan toplamak için sağlıkların dan oluyorlar. Hele Tur teknelerin de ve denizin üzerinde çalışıp da sıvı tüketmeyen kaptanlar, kendi hayatının dışında yolcularının da hayatlarını tehlikeye atmaktalar.
Sert değil ama sığ bakıyorsunuz bence.İlişkilendirdiğiniz bakış açıları çok sığ,orucu bozmamak için?
söylenecek bir şey yok.
-
Sayın Karahan, bilerek isim kullanmadım, ama arama motorlarına "helal ilaç" yazarsanız bir çok haber sitesinde bu haberin yayınlandığını görürsünüz, doktorun ismini de öğrenebilirsiniz.
Diğer bir bakış açısıyla da (aslında hiç girmek istemiyordum bu konuya fakat bilinmesi gerektiğini düşünüyorum) doktorumuzun bu konudaki dini samimiyetini sorgulamak lazım. Cidden inandığı dini değerlerden dolayı mı böyle bir açıklama yaptı yoksa farklı bir amacı mı var? Ne olabilir bu bakış açısı:
1- Siyasi bir beklenti olabilir,
2- Ben helal ilaç kullanıyorum diye hasta toplayıp maddi bir beklenti içine girebilir,
3- İlaç firmaları bu işin içinde olabilir; pazar payı iyi olan bir firmayı normal rekabetle geçemeyen bir firma, bu şekilde bir karalama kampanyası başlatmış olabilir,
4- Günümüz siyasetinin klasik gündem değiştirme aracı olarak kullanılmış olabilir (3 çocuk, kürtaj açıklamaları gibi).
Maddeleri çoğaltabiliriz. Bana en mantıklısı 2. ve 3. maddeler geliyor.
Saygılarımla
-
Diğer bir bakış açısıyla da (aslında hiç girmek istemiyordum bu konuya fakat bilinmesi gerektiğini düşünüyorum) doktorumuzun bu konudaki dini samimiyetini sorgulamak lazım. Cidden inandığı dini değerlerden dolayı mı böyle bir açıklama yaptı yoksa farklı bir amacı mı var? Ne olabilir bu bakış açısı:
1- Siyasi bir beklenti olabilir,
2- Ben helal ilaç kullanıyorum diye hasta toplayıp maddi bir beklenti içine girebilir,
3- İlaç firmaları bu işin içinde olabilir; pazar payı iyi olan bir firmayı normal rekabetle geçemeyen bir firma, bu şekilde bir karalama kampanyası başlatmış olabilir,
4- Günümüz siyasetinin klasik gündem değiştirme aracı olarak kullanılmış olabilir (3 çocuk, kürtaj açıklamaları gibi).
Maddeleri çoğaltabiliriz. Bana en mantıklısı 2. ve 3. maddeler geliyor.
Saygılarımla
Sayın Caliper, izninizle ben de görüşlerimi belirtmek istiyorum. Sayın proxima'nın da belirttiği üzere 'ilacın insana olan yararı ve zararı' söz konusu olabilir bu anlamda. Helal ilaç, insanlığa faydalı ilaç; haram ilaç ise insanlığa zararlı, bağımlı hale getiren ilaçlar olabilir. Tabi eğer art niyetsiz bir konuysa fikir yürütülebilir. (Art niyetten kastım; oyalama amaçlı ortaya atılan bir konu değilse şayet)
Öte yandan yukarıda belirttiğiniz seçenekler de söz konusu olabilir bu hususta; 1. ve 4. maddeler benzer olduğu gibi, 2. madde de söz konusu olabilir.. 3. seçeneğinde, arkaplanda mümkün olabileceğini düşünüyorum.
Selamlar
-
Bu kişi belki yarın bir üniversite de öğretim üyesi olacak, düşünsenize yetiştirdiği doktorları....
Belki bir hastaneye başhekim olacak, nasıl uygulamalar getirir o zaman acaba?
Bilimsel bir dergiye editör olabilir, hakem olabilir, Sağlık Bakanlığı'nda Etik Kurul üyesi olabilir, bu açıklamalarından sonra nasıl güvenebiliriz bilmiyorum.
Belli yerlere gelmiş kişilerin, bin düşünüp bir konuşması lazım. Söyledikleri kitleleri etkileyebilir. Telafisi zor durumlara neden olabilir.
Bir hasta ve hasta yakını, doktora müracaat ettiği zaman, çoğu çaresizdir, bir çare bekler doktordan, ağzından çıkacak iki çift söze bakarlar, hayatlarını, mahremlerini emanet ederler ona. Ne karşılığında, elinden gelenin en iyisini yapması için, modern tıbbın en güncel tedavilerini uygulaması için. Aksi takdirde üfürükçüye gider okuturlar kendilerini veya falcıya giderler, onlar doktordan hurafe, dogma değil çağdaşlık beklerler.
Saygılarımla
-
İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı bir Prof, "Dekolte giyene tecavüz sürpriz olmaz" şeklinde çirkin bir söylemde bulunduysa; yarın, milletimize hayırlı olacakların da bu tür iddialarda bulunmalarına şaşırmamak gerekir.
Sayın Caliper, bu gibi durumlar ziyadesiyle üzücü. Biçarelerin çaresizliklerinden faydalanamak doğru değil ama maalesef olan şeyler.
Bizlerden merhametini esirgemeyene şükürler olsun.
-
Bence olayları değerlendirirken konuları birbirine karıştırmamalıyız.
Eğer böyle bir doktor varsa gereği yapılacaktır,yapılmıyorsa da ilahi adaletin tecelli edeceğini ummak durumundayız.
Cehaletin nelere yol açabildiğini defaatle gördük,görüyoruz fakat oruç tutan insanları da hemen bu konuyla ilişlilendirip onların niyetlerine de karışmak doğru değildir çünkü kimin ne niyetle ibadet ettiğini bilmemiz mümkün değildir.
Konunun dışına çıkmak istemiyorum fakat ülkemizde maalesef siyasi sorunların arkasında bir parça bu durum yatıyor gibi geliyor bana.
Dini gereklerini kendi bildiğince yaşayan insanlarımıza tolerans göstermeyi pek bilemedik sanki.Aslında laikliği savunurken çoğu zaman karıştırdık din ve devlet işlerini birbirine mesela imam hatipli bir devlet adamına tahammülümüz yoktu.
Beri yandan her museviyi,hristiyanı hatta ne acı bir cehalettir ki din bile olmamasına rağmen masonu vatan haini ilan ettik.Bir insan hem musevi hem de vatansever olamazmış gibi musevi vatandaşlarımız ve hatta ülkemizdeki azınlık vatandaşlarımızın tümü aynı muameleye maruz kaldı.E hani İslami hoşgörü?
Sonuç olarak kişiler kendi düşüncelerinden ve hareketlerinden sorumludur her insan aynı karakterde olmadığı gibi her dindar da yobaz değildir.
Biraz hoşgörü bizim ilacımız.
-
Haberi ben de okudum. Bilime inanan biri olarak böyle bir şey olabilir mi diye sordum kendi kendime ama gördüm ki maalesef oluyor. Ver bu insanlar tıp doktoru olarak görev yapıyorlar. NE ÜZÜCÜ. Ama unutmayalım ki toplumumuz artık bu şekilde yönlendiriliyor. Bir gün bir bakıyorsun akademisyen bir kadın ortaya çıkıyor, "erkeklerin dört eşle evlenmesi gereklidir" diyor, bir başka gün bir bakıyorsunuz hiç bir önlem almadığınız bir yerde bir kaza meydana geliyor bir çok insan ölüyor ve ardından devlet yetkilileri çıkıp "Allah'ın takdiri "diyorlar. Maalesef bilimden uzaklaştıkça hurafenin kucağına düşülüyor.
İlacın haramı-helali mi olur ? Bir tıp doktorunun böyle bir sözü UTANMADAN nasıl söylediğine şaşıyorum. Çok yazık çok yazık.
Saygılar-sevgiler.
-
Domuz etini ilaç olarak yesen ilaç olduğu için helaldir.
Hatta gerektiğinde hayatta kalmanı sağlayacak kadar ölü insan eti yemen bile islam açısından uygundur.
-
İslamiyette domuz eti ve ürünleri yenmez ibaresi cok abartılıyor.Sebebi,cift toynaklı hayvanların yenebildiği
Söylenmesine karşın.Domuzunda cift toynaklı olmasından dolayı ,ekstra belirtilmesinden doğmuştur.
hz muhammedin kişisel bir deneyimde. Bir akbabanın domuz leşini yedikten sonra kurtlanarak ölmesinden ve cift toynaklı hayvanlar yenebilir ibaresinden sonra bu deneyimi Yaşadığı için domuzu ayrı olarak belirtmiştir.
Burdanda domuzun islamiyette her şeklde kullanılmaması gereken bir canlı olduğu görüşü yanlıştır
Balığa benzemeyen denizden cıkan ürünlerinde yenilmemesi sölenmiştir
-
Domuz etini ilaç olarak yesen ilaç olduğu için helaldir.
Hatta gerektiğinde hayatta kalmanı sağlayacak kadar ölü insan eti yemen bile islam açısından uygundur.
Yumurta büyüklüğü kadar, insan eti belirtilmiştir.Ama Homo safiyen yani insanlarında neandartelleri yediği
bilinmektedir
Ama domuz eti yenmemesi ve beslenmemesi sıtma tarzı hastalıkların arap yarım adasında coğalmasına sebep olmuştur
Avrupada vebayı engellemek için, büyücü adı altında kedilerin öldürülüp vebayı taşıyan farelerin coğalmasıyla vebanın dahada yayılmasına sebep olduğuda görülmüştür.Fareli köyün kavalcısı hikayesinin Bilge bir kişinin fareleri uzaklaştırmak için.
yaptığı işlemler.Hikayeyede dönüşmüştür