Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine-17 (Son)  (Okunma sayısı 1125 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 08, 2016, 06:15:04 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

SEÇKİNLİK VE SIRADANLIK ÜZERİNE AKTARACAKALARIM BU KADARDI.

ŞİMDİ SIRA, SAYIN ADAM'IN ON YEDİ BÖLÜM ÖNCE, HATIRLATILMASI İÇİN BİZDEN RİCA ETTİĞİ O "TAKSİM-TARLABAŞI" ANLATISINA GELDİ.

DİNLİYORUZ...





Fizyonomi bilimi(yahut yüzden kişiliği okuma sanatı) insanlık bilgisinin en başta gelen araçlarından biridir. İkiyüzlülük yahut riyakârlığın sanatları fizyonominin menziline erişemez, pathognomi* ve taklitçiliğin eşiğinde kalır. İşte bu yüzden bir insanın fizyonomisinin yalnızken ve kendi düşünceleri ile baş başa iken ve sohbete girişilmezden evvel, incelemesini tavsiye ediyorum. Bunun nedeni kısmen, ancak o zaman fizyonomisinin saf ve basit haliyle görülebilmesidir. Çünkü sohbet halinde iken pathognomi davetsiz bir misafir olarak derhal dahil olur ve o zaman elde ettiği riyakârlık sanatlarına başvurur ve kısmen de kişisel ilişkinin, en önemsiz çeşidinin bile, bizi önyargılı hale getirmesi ve neticede yargımızda karışıklık çıkarmasıdır.

Entelektüel nitelikler jest ve hareketlere göre yüzde, alnın biçim ve genişliğinde,çehredeki kıvrımların büzülmesi ve hareketinde ve özellikle gözlerde çok daha kolay ayırt edilirler. Bütün renk ve tonlarıyla,domuzun küçük,sönük, uykulu gözlerinden, bir dehanın ışık saçan, pırıltılı gözlerine kadar.  Sağduyulu ve ihtiyatlı birisinin görünüşü, hattâ en iyi türü bile, dehanın görünüşünden ayrılır, çünkü birincisi iradeye boyun eğmenin, ikincisi ise ondan özgür olmanın damgasını taşır.

Dolayısıyla Squarzahichi'nin, Petrarca'nın hayatıyla ilgili, bir çağdaşından, Joseph Brivius'dan naklen anlattığı anektoda inanabiliriz:

Petrarca birgün Visconti'nin sarayında iken ve bir sürü adam ve saray erkânı arasında, Visconti henüz bir çocuk olan ve daha sonra birinci Milano Dükü olacak oğlundan, orada hazır bulunanlardan en akıllı adamı bulup seçmesini ister. Çocuk kalabalığa bir süre bakıp her birini ayrı ayrı süzdükten sonra, kalabalığın hayran bakışları arasında, Petrarca'nın elinden tutup onu babasına götürür.

Çünkü tabiat insanlar arasındaki bu imtiyazlıya vakarının-asaletinin damgasını o kadar açık bir şekilde vurmuştur ki onu bir çocuk bile ayırt edebilir.

Bu yüzden akıllı, basiretli yurttaşlarıma, eğer bir daha sıradan bir kimseyi büyük bir dâhi diye ilan etmek isterlerse, bunun için Hegel gibi, tabiatın, yüzüne en anlaşılır harflerle ve kolayca okunabilecek bir yazıyla "sıradan kimse" damgasını bastığı birahaneci kılıklı birisini seçmemelerini öneririm.

*çok özel belirti, tanı koydurucu.


« Son Düzenleme: Ağustos 08, 2016, 06:29:38 ös Gönderen: İNSAN »