Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Bilgi Nedir? … 1  (Okunma sayısı 15945 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 12, 2012, 09:38:28 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Böyle bir başlık açınca herkes bu terimi kendi anlayışına, kendi eğilimine göre tanımlamaya ve açıklamaya başlayabilir. Nitekim forumda buna eğilimli çok üyemiz var. İstediklerini yapmalarına bir engel de yok. Hatta kimisi bu konuya aşırı agnostik bir açıdan yaklaşıp, “Bilgi diye bir şey yoktur ki bunun bir tanımı olsun.” bile diyebilir.

Ben ise bu sorunun yanıtına olgucu (pozitivist) bir yönden bakmak istiyorum. İsteyen de benim bakış tarzımı eleştirip tartışabilir.

Bu açıdan bakıldığında bile bu konu üzerine hayli uzun bir anlatımda bulunulabilir. Fakat ben kısa keseceğim.

Bu bakış açısıyla bilgi, bir bilen ile bir bilinen arasındaki ilişkidir.

Bilen ile bilinen birbirlerinin diyalektik karşıtıdır. Bu karşıtlık, ikisi arasında bir devinim oluşturur. Bilen olma eğilimi gösterebilen varlığın, daha önce bilinmeyip şimdi bilenin o etkinliği ile bilinen olmayı bekleyen nesneyi kavramasını sağlar. İşte bunun sonucunda da ortaya o ilişki, bilgi çıkar.

Biz bu konuya genellikle evrensel açıdan ve çok boyutlu olarak değil de, kendi açımızdan ve tek boyutlu olarak baktığımız için, bilen yerine kendimizi koyarız. Bir diğer deyişle, bileni insan olarak alırız.

Nitekim bu konu başlığını forumun bu bölümünde açışımın gerekçesi de bu...

Kuşkusuz bilen olmak sadece insana özgü değildir. Üstelik birçok dinde her şeyden önce insanın hiçbir şey bilmediği, ona ancak belirli bir düzeyde bilgi ihsan edildiği, asıl bilenin tanrı(lar) olduğu belirtilir.

Elbette eğer biz asıl bilenin tanrı(lar) olduğunu biliyorsak, on(lar)dan daha iyi bilgi sahibi olduğumuzu ileri sürmekteyizdir; bu da ayrı bir sorun. Hele «Tanrı(lar) şöyle istiyor.» falan demeye başladık mıydı, işi çığrından çıkarırız.

Yapmadığımız şey değil.

Fakat bir gene de bilen olarak insanı alalım. Çünkü bu bize bu konuyu olgucu bir tutumla incelemekte kolaylık sağlıyor.

Dolayısıyla bilgiyi “insan ile doğa arasındaki ilişki” olarak tanımlayabiliriz.

Ancak şunu da biliyoruz artık yüzyılların bize taşımış olduğu deneyimle: Bilinen, bizim yakın çevremizden algılayabildikleriyle sınırlı değil. İnsan, duyu organlarıyla algılayamadığı birçok şeyin de bilgisine ulaşma becerisine sahip.

Bu böyle ama her insan bunu böyle değerlendiremiyor. Dolayısıyla bilginin aşamaları ya da türleri ortaya çıkıyor. Bu aşama ya da türler açısından kimileri diğerlerine olanla daha bilgili oluyor.

Bu aşamalara ya da bilginin türlerine geçmeden önce burada durup, bu konu başlığına katkıda bulunacak olanlara fırsat vermek isterim.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Nisan 12, 2012, 06:05:16 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 187
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
Bu bakış açısıyla bilgi, bir bilen ile bir bilinen arasındaki ilişkidir.

Bilen ile bilinen birbirlerinin diyalektik karşıtıdır. Bu karşıtlık, ikisi arasında bir devinim oluşturur. Bilen olma eğilimi gösterebilen varlığın, daha önce bilinmeyip şimdi bilenin o etkinliği ile bilinen olmayı bekleyen nesneyi kavramasını sağlar. İşte bunun sonucunda da ortaya o ilişki, bilgi çıkar.

Bilgi sadece bilinebilir mi ?
Bilinemeyen bilgi olamaz mı ?

Saygılarımla


Nisan 12, 2012, 06:28:41 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Alıntı
Bilen ile bilinen birbirlerinin diyalektik karşıtıdır. Bu karşıtlık, ikisi arasında bir devinim oluşturur. Bilen olma eğilimi gösterebilen varlığın, daha önce bilinmeyip şimdi bilenin o etkinliği ile bilinen olmayı bekleyen nesneyi kavramasını sağlar. İşte bunun sonucunda da ortaya o ilişki, bilgi çıkar.


Sayin ADAM beni bagislayin ama ben birsey anlamadim biraz benim anladigim dilden anlatirmisiniz.
Arti, Bilgi soyut birseymidir yoksa somutmu, yoksa soyuttan baslayip somuta gecen oradan tekrar soyutlasan bir seymidir??

Bilgi doganin icindemidir?
Insan emegi bilginin olusmasinda nasil bir rol oynar?
Dogada veya pratikte kanitlanmayan bilgi "bilgi"midir?

Saygilarimla


Nisan 12, 2012, 06:43:12 ös
Yanıtla #3
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 301
  • Cinsiyet: Bay

Epistemolojik konuşunca biraz karışıklık olmuş tabii :)

Evrende ontolojik varlığı bulunan her şeyin bir bilgisi var, ancak potansiyel haldeler, ta ki bu bilgiyi edinmek isteyenin etkileşimine kadar. İşte o zaman bu potansiyel aktüele geçiyor ve bilgi haline geliyor, bu etkileşimin sonucunda da bilen ve bilinen arasındaki ilişki kuruluyor.

İnsanoğlunun homo sapiens diye adlandırılması da buradan çıkmakta. "Bilen insan" demek. Aslında bu da bir kısaltma, doğrusu homo sapiens sapiens, yani "bildiğini bilen insan" anlamına geliyor. Bilgiye ulaşma yeteneğinin farkında olmak, insanı diğer tüm canlılardan ayıran özellik.
"Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır."
Ludwig Wittgenstein


Nisan 12, 2012, 06:52:13 ös
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Alıntı
Epistemolojik konuşunca biraz karışıklık olmuş tabii


Su okumuslara kanim isinmadi gitti.
 :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D

Saygilarimla


Nisan 12, 2012, 07:06:24 ös
Yanıtla #5
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 301
  • Cinsiyet: Bay

Estağfurullah sayın Tij,

Saygıyla takip ettiğim sosyal demokrat ve emek yoğun tavrınız muhtemelen benden çok okumuş olduğunuzu gösteriyor, sadece terminolojik açıklamaların karışıklık yaratabileceğini düşünmüştüm, dile getirmem benim hatam. Kusura bakmayın.

Sorularınıza bildiğim kararıyla yanıt vermeye çalıştım demin;

"Bilgi doğanın içinde midir?"
"Insan emegi bilginin olusmasinda nasil bir rol oynar?"
"Bilgi soyut bir şey midir yoksa somut mu, yoksa soyuttan başlayıp somuta geçen oradan tekrar soyutlaşan bir şey midir?"

Evrende ontolojik varlığı bulunan her şeyin bir bilgisi var, ancak potansiyel haldeler, ta ki bu bilgiyi edinmek isteyenin etkileşimine kadar. İşte o zaman bu potansiyel aktüele geçiyor ve bilgi haline geliyor, bu etkileşimin sonucunda da bilen ve bilinen arasındaki ilişki kuruluyor.
« Son Düzenleme: Nisan 12, 2012, 07:12:01 ös Gönderen: gnothi »
"Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır."
Ludwig Wittgenstein


Nisan 12, 2012, 07:54:21 ös
Yanıtla #6
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Merhaba,

Herşeyin Tanrı'nın bilebileceği ya da bilginin tanrıya ait olduğu fikri aslında insanlık tarihi kadar eskidir. Yani aslında tam anlamıyla bu doğa karşısında çaresiz kalan, doğa ve evreni anlayanayan insanların ve toplumların düşüncesi olarak ortaya çıkmıştır. Semavi dinlerde, diğer inanışlarda, mezopotamya uygarlığından başlayarak diğer uygarlıklarda hep bu şekilde işlenir.

Peki günümüzde de öyle mi olmalı? Evet herşeyi bilebilmek olanaksız ama aydınlanma ve insan aklındaki reform ile birlikte doğaya ve bilgiye bakış açımızda değişti. Bilgi ve bilim dogma ve dinin baskısından kurtuldu. (Sahi gerçekten öyle mi?). İdeadan ( tanrısal bilgi), bilimsel bilgiye ( öğrenilmiş, kazanılmış, insana ait bilgi) geçildi. Toplumlar ve yönetenler hala idealist bilgiden yana tavır koysa da, başka bir mecrada ilerleyen aydınlar ve bilimadamları dünyaya ve insanlara farklı bir açıdan bakmaktadırlar.

Artık bilgi kazanılmış, emek verilmiş, deneylenmiş, tekrarlanmış, yanllışlanmış hatta bazen kabul edilmiş şekilde önümüzde duruyor.

Buradan geriye dönüş yoktur. Bilim tarihi eski ve yeni anlayışın insanlık ve medeniyet üzerindeki etkilerini anlatacak binlerce örnekle doludur. Binlerce örnek verebiliriz.

Bilgi bir başka yönüyle artık günümüz dünyasında güçtür. Para ve medeniyettir. Nasıl bakarsanız aslında öyledir.

Saygılarımla
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Nisan 13, 2012, 07:38:43 öö
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Şahane!…

Sayın neumann ve Sayın Tij tetiklediler; Sayın gnothi ve Sayın Asimov çok güzel, özet açıklamalar yaptılar.

Hele Sayın gnothi’nin homo sapiens konusunu ortaya koyarak “insan”ı bildiğini bilen olarak vurgulayışı çok önemli. Diğer tüm canlıların hatta cansız varlıkların bile belli bir düzeyde bilgi edinebildiğini biliyoruz. Fakat bunu biz, onlar değil, sadece homo sapientia…

Bu “sapientia” da çok önemli bir sözcüktür Masonlukta… Mason Sözlüğü’nde anlamı bilgeliğin çokluğu ya da tüm bilgelik olarak veriliyor.

Ancak. bu böyle diye hemen kendini beğenmişliğe geçmeyelim; hemen böbürlenmeye başlamayalım. Şunu da bilelim: Kim bilir evrende belki de bildiğini bilen başka varlıklar da vardır bizim henüz varlığını bilmediğimiz. Öyle varlıklar ki, kim bilir belki onlar homo sapiensin bir türlü beceremediğini, o kendini bilmeyi de biliyordur. 

İşte bilgi konusuna bıkışımız tam da böyle olmalıydı. Bu foruma yakışanı böylesi.

Aslında bu gün bu konu üzerindeki ikinci başlığa, bilgiyi kategorize etmeye geçmeye niyetliydim. Fakat bu genel değerlendirme öyle güzel oldu ki, belki biraz daha durup beklemek başka değerli katkılar da getirir.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Nisan 13, 2012, 05:48:50 ös
Yanıtla #8
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Selamlar,

sayin ADAM herzamanki uzakgörüslülügü ile bekleyeyim demis ve dogru yapmis cünkü bir konu beni pek tatmin etmedi.

Konu "insanin bildigini bilmesi" meselesidirki benim aklima pek yatmadi ve bunu ortaya atan arkadaslarin, biraz daha aciklik getirmelerini rica ediyorum.

Biz dogarken neyi biliyoruzki, büyüyünce bu bilgiyi bildigimizin bilincine variyoruz??

Saygialrimla


Nisan 13, 2012, 06:01:29 ös
Yanıtla #9
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 301
  • Cinsiyet: Bay

"Bildigini bilmek" meselesi dogarken bir seyi bilmekle alakali degil sayin Tij, a priori bilgi / a posteriori bilgi der felsefeciler buna, dogustan gelen bilgi / sonradan edinilen bilgi farkliligi olarak.

Ancak burada bahsedilen bilgiyi edinme metotlari. Yukarida da belirtmistim, dikkatinizi cekememis olacagim, "Bilgiye ulaşma yeteneğinin farkında olmak, insanı diğer tüm canlılardan ayıran özellik." cumlesiyle aciklamaya calistim 'bildigini bilen insan'i...

Saygilarimla
"Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır."
Ludwig Wittgenstein


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
4036 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 27, 2011, 02:09:06 ös
Gönderen: Don Corleone
1 Yanıt
3310 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 09, 2013, 12:12:29 ös
Gönderen: Melina
2 Yanıt
4892 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 22, 2012, 08:14:00 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3084 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 01, 2012, 09:19:37 öö
Gönderen: ADAM
Susmak … 1

Başlatan ADAM « 1 2 3 » Kavramlar

21 Yanıt
10234 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 01, 2012, 08:35:30 ös
Gönderen: karahan
5 Yanıt
4270 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 08, 2012, 05:12:58 ös
Gönderen: Rohani
7 Yanıt
4816 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 15, 2015, 09:50:29 öö
Gönderen: İNSAN
4 Yanıt
3449 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 21, 2012, 08:26:47 öö
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
3336 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 26, 2012, 10:37:21 ös
Gönderen: Alşah
0 Yanıt
1999 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 13, 2014, 05:56:37 ös
Gönderen: MysticMind