Konu başlığıyla birlikte Sayın Bilge ve Sayın Agnusdei'nin tartışmasını okudum. Her iki üyenin de haklı ve haksız olduğu tarafların olduğunu düşünüyorum.
Bir kere şunu kabul etmek gerek: Ortadoğu, sadece siyasi haritalara bakılarak anlaşılamaz. Aynı şekilde iklim ve ekolojik koşulların belirleyici rol aldığı bölge haritalarına bakılarak da anlaşılamaz. Şu kabul edilmeli ki, Ortadoğu'da bir devleti olmayan bir millet var. Bunlar da Kürtler.
Eskiden 80 ihtilali döneminde, Kürtlerin varlığı inkar edilirdi. Dağ Türkleri denirdi Kürtlere. Kart kurt seslerinden ayrı bir isimle anıldıklarından bahsedilirdi. Peki neden? Çünkü o dönemin bürokrat-politikacısı Türkiye'nin bir ulus devlet olduğunu biliyordu, ve daha da önemlisi ulus devletin ne anlama geldiğini biliyordu. Eğer bir ulus varsa, onun devleti de olması gerekirdi. Ulus devlet bu anlama geliyordu. E öyleyse, Türkiye'nin üniter bütünlüğünün korunması açısından, içinde büyük bir azınlığın olması bir sorun yaratırdı. İşte o yüzden o dönemin politikacısı Kürt varlığını görmezden gelmeyi tercih etmiştir.
Günümüzde de bu sorun devam ediyor. Ama daha tuhaf bir şekilde. Artık bir Kürt varlığı kabul ediliyor. Fakat kendilerinin federasyon veya bölünme vb. gibi taleplerde bulunmaları çok garipseniyor. Ulus iseler, onların da böyle şeyleri seslendirmeye hakları vardır. Biz ulus devletçiliği savunuyorken, başkalarının ulus devletçiliğini susturmak kendi tezinin köküne dinamit koymaktır. Ve zaten bu düşünce safçadır. Kürtler, bölgenin bir gerçeğidir. Kürtler bu bölgede yaşadığı sürece sorun da devam edecektir. Hoş, toplumsal evrim devam ediyor, istense de istenmese de, bölge, şartlar böyle giderse (ulus devletçilik bir fetiş olmaya devam ederse) ileride çok büyük çatışmalara sahne olacak. İstense de istenmese de, süreç, bir dengede sonlanacak. Sorun, bu dengenin kanlı mı yoksa demokratik yollarla mı gerçekleşeceği. Ulus devletçilikle yola devam edersek, bu dengenin kanlı bir şekilde devam edeceğinden emin olabiliriz. Eğer fetişizmden kurtulursak, bu denge demokratik yollarla sağlanacaktır.
Sancılı bir süreç. Ama başka çare yok. Türkiye'nin Türkiye olarak kalmasını isteyen biri, önce kendi milliyetçiliğinden feragat etmesini bilmelidir. Yok kendisi milliyetçiyse, başkalarının milliyetçiliğine de saygı göstermelidir. 30 yıldır bu sorun devam ediyor, ve Türkiye, aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemeye devam ediyor. Çok büyük bir değişim, bölge haritasını olduğu gibi bırakabilir. Aksi halde bu harita ileride ister istemez değişecektir.
Kürtlerin sorunu Pkk'dır. Silahla ulus devletçilik olmaz. Bölgesel temsili Bdp, Tbmm'de, ne istiyorlarsa söylemelidir. Federasyonsa federasyon, Özerklikse özerklik, bölünmeyse bölünme. Ama onlar da bunları söylemek yerine Pkk'ya arka çıkmaya devam ediyor. Belki doğrudan Pkk'nın ürünü bu parti. Bilmiyorum ama yanlış yolda ilerlediklerinden eminim. Onlar da Pkk'ya destek verdiği sürece, bu sorun çözülmeyecek. Dinlenecekleri bir statü varken, dinlenmeyecekleri bir statüde kalmayı herkesten önce kendileri tercih ediyor.
Saygılar