Masonlar.org - Harici Forumu

Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: oasis - Temmuz 08, 2011, 11:24:38 öö

Başlık: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: oasis - Temmuz 08, 2011, 11:24:38 öö
“Başbakan miting alanlarında sık sık dile getiriyor, nüfusunuzu arttırmalısınız, çok çalışmalı yani çok çocuk yapmalısınız, en az 3, anlaştık mı, durmak yok... Örneğin Sincan’da 16 Mayıs’ta şöyle diyordu:

“Bizim başarımız, bizim gücümüz nereden geliyor? Genç nüfusumuzdan. Yıllarca bu ülkede doğum kontrolünü teşvik ettiler. Şu anda CHP aynı şeyi yapıyor.. Bu millete doğum kontrolüyle, ne yazık ki dünya sahnesinde, yaşlı bir nüfusa sahip ülke olması için hep telkinler yaptılar… Sakın bu oyuna gelmeyin. En az 3 çocuk...”
 
Bu “talimatları” Gül’den tutun Davutoğlu’na kadar hepsi yineliyor! Türkiye’de çevre katliamlarını gözetmekle görevli bakan Veysel Bey, Başbakanından aldığı feyzle seçmenlerine en az beş çocuk yapmalısınız diyerek çıtayı yükseltti! Eh, Başbakanı en az 3 diyor, yani ucu açık! Belki 10’a kadar yolu var!
 
AKP’nin bu çok çocuk politikasının anlamı nedir?
 
Fransız sosyal bilimci Emmanuel Todd, Arap ülkelerindeki demokratik başkaldırıyı yorumluyor. 2007 yılında yazdığı “Durdurulamaz Devrim” kitabıyla, bu gelişmeleri öngörmüş ender bilimcilerden!
 
Todd’a göre bu devrimin ayak sesleri, nüfus göstergelerinde önceden duyulmuştu: Kadınlar arasında okuryazarlık hızla artmış, doğum oranları düşmüş ve yaygın olan akraba evliliklerinde önemli bir azalma olmuştu!
 
Diyor ki: “Her türlü modernleşmenin koşulu demografik modernleşmedir. Onunla birlikte, dindarlık zayıflıyor. Arap toplumlarında daha şimdiden laikleşme anlamında, bir anti-İslamlaşma yaşanıyor, tıpkı bir zamanlar Avrupa’da anti-Hıristiyanlık gibi... Değişmez İslam ve değişmez Müslüman tamamen Batı’nın hayali tasarımlarıdır.”
 
Devam: “Bu gelişimin sonunda, politik sistemin değişimi, gitgide yayılan demokratikleşme dalgası ve tebaalıktan vatandaşlığa geçiş var... 1975’te kadın başına 7.5 çocuk, 2005 yılında 3.5’a düştü. Tunus doğum oranları artık Fransa’ya yaklaştı. Fas, Cezayir, Libya ve Mısır’da kadın başına üç çocuk sayısının altına inildi. Yani genç yetişkinler anne ve babalarının aksine okuma yazma biliyor, doğum kontrolü uyguluyor...”
 
Peki, Arap/İslam dünyasında çağdaşlaşmada neden geri kalındı?
 
Sıkı durun, önemli bir yanıtı var:
 
“Kuzey Hindistan ve Çin için de geçerli olan, yani İslam, Hinduizm ve Konfüçyanizm farklı üç din bölgesi için basit bir açıklama var. Bu üç bölgenin ortak noktası, kadının küçük görülmesi ve haklarının kısıtlanmasına dayanan geleneksel bir aile yapısıdır. Bu yapı Mezopotamya’da İslam öncesine kadar uzanıyor. Hatta Hz. Muhammed, günümüze kadar birçok Arap toplumundaki kadının sahip olduğundan fazlasını sunmuştu kadınlara...”
 
Ataerkil düzen “her türlü toplumsal gelişmeyi engellemekte. Hakları kısıtlanan kadın, çocuklarını daha ilerici ve dinamik bir şekilde yetiştiremiyor. Toplum kemikleşiyor ve adeta uykuya dalıyor, bireylerin güçleri gelişemiyor. Özgür eş seçimine dayanan aşk evliliği hakkı 19. yy. Avrupası’nda toplumsal hiyerarşiyi dağıtarak, özgürlük gereksinimini doğurdu...”
 
Arap ülkelerindeki gösterilerde en önde kadınlar ve kızları görüyoruz!
 
Türkiye Arap ülkesi değil ve hiç olmadı! Atatürk’ün bu ülkeye yaptığı en büyük devrim, belki de kadınların üzerindeki yüzyılların zincirini parçalayıp atmasıdır! Bu açıdan kadınlar devinim ve değişimin motorudur, çünkü toplumun en baskı altındaki ezilen kesimidir, üstelik toplumun yarısıdır!
 
Dinciler, AKP ve diğerleri için kadını türbanlamak, klasik-modern çuvalın içine sokmak, tarihsel geçmişlerinden aldıkları bir görev! Kadını dini-erkek toplumun klasik çocuk doğuran ve erkeğine hizmet eden figürü olarak tutmak. Türban, hiçbir zaman kadın veya insan hak ve özgürlüklerinin bir unsuru olmamıştır! Her zaman en gerici erkek ideolojisinin yaptırımıdır!
 
Erdoğan ve adamları, kadını toplumsal sahneden ve yaratıcılıklarından geri çekerek, evde çocuk doğurma makinesi olarak çalıştırmak istiyor!
 
Bol çocuk, zavallı bir anne, sürünen ama üç kuruş sadaka alan bir aile.. gereğince toplum hayatına entegre olamamış milyonlarca çocuk-genç...
 
Ve her türlü siyasal, ideloojik, dinsel iktidar manipülasyonlarına açık oy depoları!
 
Türkiye çok yol aldı kadın özgürlüğünde. Önemli bir kesim özgür...
 
Ama Erdoğan’lara, özgür olmayan milyonlarca kadının varlığı gerekmektedir!
 
Dört yılda bir “milli irade” aracı olarak kullanacağı...
 
Fakat kadınların mücadelesi, tarihin tekerleğini ileri doğru çeviriyor...” ( Orhan Bursalı )


IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Alşah - Temmuz 09, 2011, 02:00:38 öö
       Sayın oasis, (Orhan Bursalı'dan aldığınız) bu paylaşımın büyük bir bölümüne katılmakla birlikte özellikle son paragrafa "Fakat kadınların mücadelesi, tarihin tekerleğini ileri doğru çeviriyor..." ifadesine asla katılmıyorum. Bu konu ile ilgili geçmişte düşüncelerimi belirtmiş idim,  bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum. Şöyle ki; (ülkemiz için geçerlidir) Cumhuriyetten önce Türk kadınının hangi konumda olduğunu sanırım hepimiz çok iyi biliyoruz. Ayrıntıya girmeden kısaca söylemek gerekirse, kimliksiz, kişiliksiz, alınıp satılabilen bir mal durumundaydı  Türk kadını. Mustafa Kemal , adeta mal konumunda olan kadınlarımıza hem de bütün dünyaya örnek olabilecek şekilde "İNSAN KİMLİĞİNİ VERDİ" Türk kadını dünyadaki bir çok uygar ülke kadınlarından çok daha evvel bir çok haklara kavuştu. Pekiyi ne oldu sonunda, Türk kadını , "ben uygar olarak yaşamak istemiyorum, ben bir mal gibi alınıp satılmak istiyorum, çağdaş kadın kıyafetleri bana göre değil, ben Türk değil Arap kadınının kıyafetleriyle yaşamak istiyorum, "İNSAN OLARAK " kocamın tek eşinin ben değil benden başka bir kaç kadının da olmasını istiyorum demedimi. Şimdi tarihin tekerleği ileri mi? yoksa geri mi? çevrilmiş oluyor bütün bunlardan sonra.
       Ne yazık ki, Türk kadını kendisine "İNSAN OLMA " erdemini veren Mustafa Kemal'e karşı bence ihanet içindedir. Yazık. Çok yazık...
       Konuyu çok daha detaylı olarak anlatmam mümkün olmakla beraber, bu kısa anlatımımın birilerine bir şeyler anlatabildiğini düşünüyorum.
       Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Hacamat - Temmuz 09, 2011, 03:19:59 öö
Kadın denince bazen aklıma uzaylılar gelir...
Kadınlar çok enteresan ve hiç bir erkeğin kadını anlayabildiğini düşünmüyorum. sanki telepatiyle bile anlaşa biliyorlar, aralarında.
Uzaylı dan kastım, içlerinden insan çıkartıyorlar... seni, beni çıkartıyorlar :). belkide atalarımız bundan korktuğu için''kadının sırtından sopayı,
karnından sıpayı eksik etmicen'' diyordu. Hisleri de çok kuvvetli, senin nereye adım atacağını önceden kestiriyor ve belli etmiyor...
Her yönüyle bizden 3-0 öndeler. Kadınları bastırmak lazım. Onlara hak,mak yok :)
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Laus Deo - Temmuz 09, 2011, 06:00:11 öö
Sayin Hacamat, uzaylilarin icinden insan cikartigini bilmiyordum, enteresan... Ayrica bastirilmasi ve hak verilmemesi gereken kisiler bence bizzat belli kesimlerin bastirilmasini ve onlara hak verilmemesini isteyen kisiler olmalidirlar. Bilmem anlatabildim mi? :)

Herneyse...

Sayin Alsah'a katildigimi belirtmek isterim. Tabii ki toplumun belli kesimleri bu bahsedilen "carki" ileriye degil, geriye dogru dondurmek istiyorlar.

Fakat Mustafa Kemal Ataturk'un kendisine getirdigi bu buyuk sansin farkina varamayan da kendi kaybeder. Demek ki bazi insanlar "insan" olmayi hak etmiyorlar ki, olamiyorlar, kaciniyorlar bu durumdan.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: popperist - Temmuz 09, 2011, 03:46:41 ös
Orhan Bursalı, Akp'nin her söylemini gericilik formatına dönüştürmeye çalışıyor herhalde. Kendisi gitsin Almanya'nın yaşlanan nüfusunu gençleştirmek için hangi tür söylemlere girdiğine bir baksın önce. Türkiye'de sadece Kemalist gözlüklerle, Kemalist bir matriks içinde yaşayınca böyle oluyor. Ne o, yoksa Batı Avrupa devletleri de mi gerici olmak istiyor ne? :)

Erdoğan, Türkiye'nin genç nüfusunu korumak istiyor. Hepsi bu. Bunun altında gericiliğe özlem, kadınlara şiddet, baskı vb. gibi motivasyonlar yok. Kadının türbanını aynı yazıda "çuval" olarak gören bir yazardan, Erdoğan'ı ideolojik gözlüklerinden farklı değerlendirmesini bekleyemeyiz zaten. Dinime küfreden bari müslüman olsa.

Ben de Erdoğan'ın 3 çocuk tavsiyesini eleştiriyorum. Ama eleştirim hep ekonomik düzeyde kalıyor. Böyle gericileşme arzusu ile arada bir bağ kuramıyorum. Arap devrimlerini "laikleşen halk"a bağlamak da tuhaf. Mısır'daki, Suriye'deki Müslüman Kardeşleri bu anlatımda nereye koyacaksınız merak ediyorum. Devrimin motoru oldular. Üstelik fitili ateşleyen Tunus Liderinin, tam bir laisist olduğu gerçeğini, camilere namaz vakitleri dışında girilmesini yasak eden bu laisist adamın nasıl bir seküler tepkiye maruz kaldığını da açıklarsınız diye umuyorum. Şu yabancı sosyolog bunları görememiş mi? Hadi o göremedi, başkası da mı göremiyor?

Akp 10 yıldır iktidarda. Acaba şeriat ne zaman gelecek... Her seçimde bekliyoruz, ama bir türlü gelmiyor. Kendi matrikslerinde yaşayanların tuhaf zihinlerinden başka bir yerde şeriat paranoyası yok.

Saygılar



Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Laus Deo - Temmuz 09, 2011, 04:02:46 ös
Sayin Popperist,

Alıntı
Erdoğan, Türkiye'nin genç nüfusunu korumak istiyor. Hepsi bu. Bunun altında gericiliğe özlem, kadınlara şiddet, baskı vb. gibi motivasyonlar yok.

Demissiniz. Peki nasil bu kadar emin olabiliyorsunuz? 15 sene once "Egemenlik kayitsiz sartsiz milletinmis! Yok oyle birsey! Egemenlik kayitsiz sartsiz Allah'indir!" diyen bir adam bugun gelip "Egemenlik kayitsiz sartsiz milletindir " diye bagiriyorsa hic mi bu sizin kafanizi kurcalamaz? Erdogan, yalan soyluyor, degismedi demiyorum. Umarim gercekten degismistir. Fakat ben nasil bu kadar emin olabiliyorsunuz ve guvenebiliyorsunuz onu pek anlayamiyorum. Hani paranoya diyorsunuz ya, keske arkasi dayanaksiz bir paranoya olsa bu. Yani keske AKP'lilerin gecmiste yaptiklari ve soylediklerini bilmesek veya unutabilsek de sizin kadar guvenebilsek bu sahislarin niyetlerine...

Konuyu baska yere cekmek istemiyorum. Sadece nasil bu kadar emin oldugunuzu ogrenmek istedim.

Esenlikler,
Laus Deo.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: popperist - Temmuz 09, 2011, 04:39:21 ös
Nasıl bu kadar emin olabiliyorum?

Çünkü Akp'nin az çok ne olduğunu görecek kadar uzun bir süre onları iktidarda gördük. "Şeriat gelecek" temalı paranoyaları haklılaştıracak bir yasal düzenleme getirmediler. Türkiye dış işlerinde, özellikle AB yolunda önemli yollar katedildi. Ekonomi için yabancı sermaye çekildi. Türkiye'yi dışa açan bir yönetim mi bu ülkeye kapalı bir düzen getirecek? Ben Akp'nin klasik bir sağ politika uyguladığını düşünüyorum. Abdullah Gül 1996'da AB'ye "Hristiyanlar, girmemiz mantıksız" diye karşı çıkıyordu. Fakat dış işleri ve cumhurbaşkanlığı döneminde, dışarıyla ilişkileri geliştirmeye çalıştığını görüyoruz. Söylemleri de bu yönde. "E ama eskiden böyle böyle demişlerdi" argümanı da "şimdi ise böyle diyorlar ve bu da pratiğe yansıyor" diye cevaplayabilirim. Radikal bir islami partiden ayrıldılar, evet. Ama bu ayrılığın nedenlerinden biri, Türkiye şartlarında eski ideolojilerini devam ettirmelerinin mümkün olmadığını, ve klasik sağ politika yapmaları gerektiğini, yani değişmeleri gerektiğini, ve geçmişte yanlış yaptıklarını anlamış olmalarıdır.

Ben sorumu cevapladım. Şimdi cevaplama sırası sizde.

Siz neden Akp'nin her söylemini, klasik "şeriat geliyor" argümanıyla düşünüyorsunuz? Bunların değişmemiş olduğuna yönelik kanılarınız nelerdir? Akp, kimleri neyle zorladı? "3 çocuk yapın" gibi nüfusun yaşlanmamasına dair bir söylemi bile, nasıl nüfus demografiğinin ileride değişmemesi amacından çok, kadınları baskılama aracı olarak görüyorsunuz. Ben de bunu öğrenmek istiyorum.

Saygılar
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Hacamat - Temmuz 09, 2011, 06:06:49 ös
      kadınlara özgürllük verilmesin :=)... ''sırtında sopa ,karnında sıpa'' eksik olmasın :) Tepemize mi çıkartalım... Kendi adıma, kadınlardan çok korkuyorum... Çok tehlikeliler. Uzaylılar gelse, kadınları muhattap alır heralde :)
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: popperist - Temmuz 09, 2011, 11:39:26 ös
Sayın Hacamat, kullandığınız smileyler sandığınız gibi söyleminize espri katmıyor. İnsan haklarının şakası olmaz. Şakası kötü. Şaka değil de samimiyseniz bu daha kötü.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Alşah - Temmuz 10, 2011, 12:24:24 öö
     Sayın popperist,  konunun başlığı "kadınlar ve özgürlük" AKP'yi nereden çıkardınız. Konumuz AKP veya politikaları değil ki. Hem sonra gösterdiğiniz örnekleri  lütfen doğru seçin. Batı Avrupa ülkelerindeki kadınların kimliklerine hiç baktınız mı ? Bazı şeyler davulla zurnayla gelmez. Anladığım kadarı  ile İran İslam devrimi hakkında yeterli bilgi sahibi değilsiniz. Diğer taraftan Kemalizm karşıtı da olabilirsiniz  ama Kemalizmin kadınların kimliklerini kazanmalarındaki katkıyı önemsemezseniz size ne söyleyebilirim .  Mısır ve Suriyedeki Müslüman Kardeşlerin nereye oturtulacağı zaman içinde görülecektir. Yukarıda da belirttiğim gibi,  şahsen , burada siyasi parti propogandasından çok konularla ilgili düşüncelerin yansıtılmasını tercih ederim.
        Saygılar-sevgiler. 
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: popperist - Temmuz 10, 2011, 07:02:45 öö
Sayin Alsah, konu kadinlar ve ozgurluk evet ama ilk mesaji okursaniz konunun ayni zamanda akp politikalari oldugunu goreceksiniz. Nereden cikti? Orhan Bursali nereden cikardiysa oradan. Orada akp elestirilirken iyi. Sorun benim akpyi savunmam mi ? :)

Ben sadece kendisinin yanlislarini gosterdim. Yazdiklarim konu butunluguyle dogrudan ilgilidir. Tum mesajlari okuyun, benim sadece cevap verdigimi goreceksiniz. Kemalist degilim evet, ama bu Ataturk e saygi sevgi beslemiyorum onun devrimlerini onaylamiyorum dmek degildir. Sadece liberalizmin daha iyi oldugunu dusunuyorum hepsi bu.

saygilar.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: ozkann - Temmuz 10, 2011, 09:59:28 öö
AKP toplumun kendisine karşı beslediği şüpheden sıyrılamamıştır.(1)

Şüphe ile bakıldığından dolayı herhangi bir eylemine şüpheler ile bağıntı kurarak bakılmasını da normal karşılamanız lazım.
Çünkü şüphe oluşturacak cümle, davranşı ve geçmişi biz yaftalamıyoruz, kendileri yaşadılar, yaşattılar ve açıkça ifade ettiler.

Üç çocuk ısrarı nedir Sayın Başbakan'ın diye düşününce bu ve benzeri yazıların doğal karşılanması gerekir.
Şiddetle karşı çıkmak yerine aynaya bakıp, evet biz bunu hak ediyoruz. Geçmişimiz dolayısı ile bize şüphe ile yaklaşıyorlar denilmesi daha anlamlı olurdu. Şu anda izlenen tavır daha önce, geçmişte, AKP kadrolarının bu şüpheleri haklı çıkaracak hiçbir tavır ve davranış içinde bulunmadıkları, herşeyin tamamen yakıştırma olduğunu iddia eder nitelikte. Ama hayır bu kısmına katıılmıyorum.
Hatta fanatik değil iseniz siz de katılmamalısınız. Bu bir gerçek.

Olabilir, AKP'yi savunuyor, oy veriyor, parti çalışmalarına dahi katılıyor olabilirsiniz.
Eğer haklı şüphelerimizi destekleyecek unsurlar ve hareketler tespit ederseniz o partinin saflarından dönün.
Kendinizi, önceki söylediklerinizi yenin de dönün.
Tanıyabildiğim kadarı ile bunu siz yaparsınız da.
Ama kanunlar ve şartlar öyle değişmiş olabilir ki, geri dönüşü olmayan bir yola çoktan girmiş olabiliriz.

Bunca şüpheli geçmişlere ve eylemlere sahip kişileri barındıran bu partinin işte bu kusuru yüzünden demoktarik adımları atması mümkün değildir.

Bir teknede 4 kişi olsak ve birimiz yirmi kere hırsızlıktan sabıkalı; sahildeki unutulan içi para dolu çantayı almaya giden, faydalı iş yapacağını iddia eden hırsız kıyıya yüzmek için atladığında, bir ikimizin 'hayır dur' demesi antidemokratik değildir.
Çantanın oradan alınması adımını faydasız gördüğümüz için de değildir.
İş doğru, kadro yanlış ve şüphelidir.

O yüzden Sayın Başbakan'ın üç çocuk söylemine şüphe ile bakma hakkını saklı ve haklı görüyorum.
Neden bu adam kıyıya gitmek istiyor. Niyeti ciddi mi? Bile bile lades olmayalım....

Saygı ve Sevgilerimle

1) Evet, oy oranını söyleyeceksiniz belki. Bir başka parti yoktur ki oy vermeyenleri ciddi şüpheler taşısın o parti hakkında.
Ben DYP'ye oy vermedim AKP'ye de vermedim. Ama DYP'ye karşı bir şüphe taşımıyorum. Şüphenin varlığını yok kabul etmek eşittir güneşi balçıkla sıvamak.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 10, 2011, 12:03:18 ös
Sayın Ozzkan, insanlar neden Akp'ye oy veriyorlar? Bana sorarsanız bu soruyu size
*evdeki musluktan su aksın diye
*elektrikler her gün ortalama 10 kez kesilip elektronik cihazlar bozulmasın diye
*işe ve okula gitmek için otobüse binebilmek için
 vb. Akp, Özal vb. gibi kendilerini bir türlü beğendirmek konusunda başarı sağlayamamış muhafazakar kafa yapılarının hizmet farkı nedeniyle çağdaş addedilen politikacıların ortalığı kıtlık havasına sokmalarından korktuğu için halk onlara oy veriyor. Tabi ki bu havaya bakıp neden bizim gibi çağdaş kafa yapılarına oy vermiyorlar diye  halkın %60'ı aptal deniliyor. Halk aptal değildir her insan sadece kendisini düşündüğü için kaliteli hizmete oy veriyor. Yolsuzluk olmuyor mu bence mutlaka oluyordur fakat tahminen çağdaş kafa yapılıların çalma oranlarıyla karşılaştırırsak yüzde 1 hizmete gidiyorken bunların yaptığı hizmete bakarak yüzde 1 ini çaldıklarını tahmin ediyorum. Ve bir zamanlar çalabildikleri %99 un mahrumiyetinden dolayı çağdaşların depresyona girmeleri de doğaldır.

Benim şahsi kanaatim Akp hakikaten de iyi çalışıyor. Fakat ben Chp'nin güçlenmesini arzuluyorum. Çünkü hırsızın evini kimse soyamaz diye bir kaba tabir vardır. Chp güçlü olmaz ise Akp çalışmaz ve çalma oranı da artış gösterir.

Saygılarımla.


Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: popperist - Temmuz 10, 2011, 12:28:06 ös
Kimse kimsenin bir parti hakkında ne düşündüğüne "şiddetle" karşı çıkmıyor. (Gerçi ben bu forumda onlarca kez Akp'li olduğum için hakarete maruz kaldım. Başka bir partilinin maruz kalmadığı kadar. ;) )

Akp hakkında şüpheleriniz olabilir. Ben buna bir şey demiyorum.

Ben, Akp hakkındaki şüpheleri ilgisiz söylemlerle yamamaya kalkışmanın mantıksız olduğunu ilan ediyorum sadece.

3 çocuk istemenin, gericilik yapmak olduğunu iddia eden bir yazar var. Arap baharının, sekülerleşen halk tarafından yazıldığını iddia eden bir yazar var.

Yazdıklarım yukarıda bellidir. Ben Akp'den şüphe edemezsiniz, böyle şey olmaz demiyorum. Sadece şüphelere temel olan olgularla, şüphenin arasında bir bağlantı olmadığını söylüyorum. Bunları yanlış temele oturtulmuş bir paranoya olarak görüyorum. Kabul edersiniz veya etmezsiniz. Bu benim için çok önemli değil. Ama ne arap baharının arkasında sekülerizm motivasyonlu az doğurganlık vardır, ne de Türk nüfusunun Kürt nüfusuna göre yavaşladığını görerek 3 çocuk istemek gericiliktir. Benim demiş olduğum ve diyeceğim şey bu başlık için sadece bunlardır. Genel politika konuşmak istemiyorum. Başlığı değil.

Saygılar
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 10, 2011, 12:38:41 ös
3 çocuk yapmanın gericiliği ve Akp politikaları konu başlığıyla alakasız oldu fakat Avrupa görmemiş biri olarak bu yaklaşımım yanlış da olacak. Fakat Antalya'da masörlük yaparken; genelde  sadece fransız ailelerinin geldiği bir tatil köyünde masaj yaparken fransız misafirlerde şu dikkatimi çekmişti. Baba bebek arabasını itiyor, hamile bir anne ufak bir çocuğun elinden tutmuş sahile doğru yürüyorlar. Genel tablo buydu. Merak edip oradaki çalışanlara sorduğumda ailelerin 3 çocuk yapmak için yarıştıklarını, minimum 3 çocuk yapan ailelere her çocuk için 500 euro maaş verdiğini izah etmişti.

Ayrıca masaj yaptıran ve en az 3 çocuk doğuran ennelerin vucutlarının çok sağlıklı olması dikkatimi çekmişti. Genelde çok doğum yapan kadınların özellikle karın bölgesi çok kötü görünüyor. Fransızcam olmadığı için bunun sırrını sorma şansım olmadı fakat fazla doğum yapmanın kadın vücudunun güzelliğini deforme etmediğine şahit oldum.

Aklıma geldiği için paylaşmak istedim.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Hacamat - Temmuz 10, 2011, 02:44:15 ös
Kadınlara özgürlük verilsin mi verilmesin mi?

Sanırım Nefertiti dönemlerinde dünyaya kadın hakimmiş.'' Belki daha eski yıllarda '' demek doğru olacak. Kısaca kadının hakim olduğu dünya,bir dönem oldu. Fakat kadınlar ne yaptılarsa artık, özellikle tek tanrılı dinlere geçildiğinde ''Tanrı erkektir'' denilip kadının elinden hakimiyet alındı. Bildiğiniz gibi elçilerinde erkek olması kadının hükümdarlığına son verdi. Çeşitli kaynaklarda yazılanlara göre kadınlardan o kadar korkulmuş ki doğan kız çocukları bile diri diri gömülür olmuş. Örneğin erkeğe ''cadı'' denmez kadına ''cadı'' denir. Bu sebebepleri topladığımızda kadınla ilgili çok çarpıcı tarih içinde gerçekleri göre biliriz. Kısaltarak yazıyorum, her bir cümlemi paragraf yapabilirim.
Toparlarsam, Kadının egemenliğine son vermişken binlerce yıl sonra, giderek kadın egemen toplum haline dönüşüyoruz... Eski insanlardan aldığımız tecrübeler ışığında haraket edersek '' Kadının aklını boşbırakmaya gelmez '' diyebiliriz.
Dünya ilk dönemlerinde kadın erkin di, sonra erkek egemen oldu, kısa bir dönem çocuk erkin toplumu yaşadık, buradan tekrar kadının egemen olduğu bir dünyaya geçiş yapılıyor. Cadılar hortluyor :).
Sayın popperist,sanırım askersiniz ve genç yaşdasınız, dolayısıyla kadınların ne denli tehlikeli olduğunu henüz farkedememiş olabilirsiniz. Bakın bir kadın beni 14 yıl kandırabildi. Hem de beni... Sayın popperist kadınları birazdaha gözlemlemenizi tavsiye ediyorum. Ondan sonra espiri mi yapıyorum?, nazire mi yapıyorum? tartışırız...
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: enelsır - Temmuz 10, 2011, 04:13:12 ös
 
 Sayın Hacamat'ın yazdıklarına bakıyorumda... Tebessüm etmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Şu ondört yıl kandırılma mevzuu...Ne garip... Sayın Hacamat'tan ilk duyduğumda onun adına çok üzülmüştüm. Hala da öyle. Keşke böyle bir olayı hiç yaşamasaydı...Fakat bunu yaşamış olmanın kendisini daha dikkatli ve sağlam yaptığını düşünüyor... İşte ben tam da bura da tebessüm ediyorum... Çünkü ( bütün kalbimle olmamasını isterim ) , bırakın ondört yılı, bir yirmidört yıl daha bu şekil de geçirebilir... Çünkü ''dünyada ki yalanların en tatlısıdır aşk'' ( alıntıdır).

 Sayın popperist'e kadınları biraz daha tanımasını salık veriyor... Ben de bunun imkansız olduğunu iddaa ediyorum. Kadınları tanımaya çalışmak nafile bir çaba gibi geliyor. Oysa kişinin kendini tanımaya yönelmesi ve enerjisini bu yönde kullanması daha makul ve daha mantıklı. Çünkü '' ben olmadan, biz diye birşey olamaz''.

 Kadınları tanımak mı? Yanılmıyorsam Freud' un ölmeden önceki son sözleri şunlarmış: '' Bütün ömrümü insanların neyi neden yaptıklarını araştırmakla geçirdim, fakat şu soru hala bütün bilinmezliğiyle karşımda duruyor: Kadınlar ne ister? ''

 Erkek veya kadın farketmez, kişi önce kendini bilecek...Bulacak.

 En içten sevgi ve saygılarımla.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Alşah - Temmuz 11, 2011, 12:37:51 öö
      Sayın popperist, ben her hangi bir siyasi parti adını telafuz etmedim. Sayın Orhan Bursalı'nın yazısını kastederek yaşadığımız gerçekle çelişkili olduğunu belirttim. Sanırım çelişkinin ne olduğunu siz de fark etmişsinizdir.
       Diğer taraftan,  Kemalist olmadığınızı  ama devrimlerini takdir ettiğinizi bildiriyorsunuz. Doğrusu bu durumdan pek memnun oldyğumu söyleyemeyeceğim ama her şeye rağmen takdir etmeniz  en azından kadirşinaslıktır diye düşünüyorum. Zira , günümüzde bırakın takdir etmeyi Mustafa Kemal'in adını dahi duymaya tahammülü bulunmayan sözde aydınlar var. Şu kadarını söyleyebilirim ki, bu günkü varlığınız Mustafa Kemal'in eseridir. Size önerim O'nun "Türk Gençliğine Hitabı"nı sindire sindire okumanızdır. Mustafa Kemal zamanındaki Türki'ye ile bu günkü Türkiye'yi zamanı gelince kıyaslama yoluyla tartışabiliriz , bu ayrı bir konu.
Bir de  Arap baharı diye bir şeyden bahsediyorsunuz. Göreceğiz bakalım neler olacak. Siz  Tunus'ta , Yemen'de , Mısır'da olanları, Suriye'de olacakları bahar olarak mı görüyorsunuz?. Ve ne yazık ki, bu kadarla da kalmayacak, çok yakında çevremizde ve ülkemiz deki oluşumları da göreceğiz.
       Siz mensubu olduğunuz parti için tabiiki iyi şeyler düşünebilirsiniz. Benim zorum o veya bu parti değil,  Ülkem ve Ülkem insanı. Ben Ülkemi ulu önder Mustafa Kemal'in dediği gibi " Muassır medeniyetler seviyesinde " , Ülkem insanlarını da çağa yakışan bir yaşam içinde görmek isterim.
       Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Alşah - Temmuz 11, 2011, 01:17:14 öö
       Sayın Hacamat, ben de sayın enelsır gibi düşünüyorum. Yanlız tebessüm edemiyor üzülüyorum (Her ne kadar sayın enelsır bunun gerekçesini çok iyi açıklamış olsa bile). Muhakemem,  kadın olsun erkek olsun " İHANET"e asla izin vermiyor. Bilemiyorum. Bu da benim zaafım  herhalde. Ne diyeyim senin canın sağ olsun. Bunda da bir hayır ara.
      Saygılar-sevgiler.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 11, 2011, 01:34:50 öö
Sayın Alşah haklı. İnsanlar genelde 1. katın penceresinden bakıyor fakat Atatürk gibi şahıslar yüzlerce kat yukarıdan bakıyor. Derinden inceleyen her antikemalist, Atatürk'e hak vermek zorunda kalacaktır. Bu nedenle Atatürk'ü koruma kanunun kalkmalı ve Atatürk özgürce araştırılabilmelidir diye düşünüyorum. Bu şekilde Atatürk'ü ilahlaştıran ve lanetleyen aşırı gruplar yok olacaktır.

Gerçi Allah bilir geleceği fakat sayın Alşah'ın korkularına ben de katılıyorum yani çevre ülkelerde çok ciddi anlamda kan gövdeyi götürecek gibi duruyor. Fakat tam tersi de olabilir. Ciddi bir barış ve refah rüzgarı da doğabilir.

Sayın Hacamat'a katılmıyorum dersem yalan olur fakat para için erkeklerin de yapamayacağı şey yok. Yani sadece kadınlara faturayı kesmek çok doğru değil bence İnsanoğlu kadın olsun erkek olsun karşısındaki insanı sömürebiliyorsa genelde elinden geldiğince sömürür. Hatta örneğin aklı tam oturmamış bebekler bile anneyi sömürebilmek için ağlama silahını kullanırlar.

Sayın Alşahın ihanet yaklaşımı da çok doğru değil. Hiç kimse aldatılmak istemiyor fakat her ne hikmetse çok az insan hariç her kez aldatıyor..

Saygılarımla....
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: popperist - Temmuz 11, 2011, 07:56:49 ös
Bir insan bir insanı kandırmışsa bunun adı kandırılmak olur. Kandırılmak faktörünü sadece karşıdaki kişinin cinsiyetine bağlamak bana çok sağlıklı bir bakış açısı gibi gelmiyor.

Öte yandan kadınların içten pazarlıklı veya kandırmaya yatkın olmuş olmasını bir varsayım olarak ele alsak bile, bu belki de kadınların erkek kadar egemen olamayışı dolayısıyla, hal ve duruma karşı geliştirdiği bir çözüm olarak düşünebiliriz.

Bir de şu var ki, toplumumuzda kadınlardan sürekli klasik rolde kalmaları isteniyor. Dünya artık klasik değil ki kadınlar klasik olsun. Bir erkek de bir erkeğe pek ala kazık atabilir ama bir kadın attığında nevrimiz dönüyorsa, bu biraz da bilinçaltımızda onlara biçtiğimiz "anaç" rolünün bir anda yok olmasından kaynaklanıyor.

Sayın Hacamat, beni de bir kadın kandırdı. Fakat o beni kandırmasaydı, ben yine eski ben olacak, şu anki halime asla ulaşamayacaktım. Bir erkeğe, hayatın gerçeklerini en iyi aldatan bir kadın öğretir. En büyük öğretmenlerdir.

Off topic oldu farkındayım ama buraya yazdım. :)

Sayın Alşah, benim varlığım Kemal Atatürk'ün eseri değildir. Anne babamın bile değildir.

Saygılar
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Laus Deo - Temmuz 11, 2011, 09:57:23 ös
Sayin Popperist,

Son iletinizinde bahsettiklerinizi kesinlikle destekliyorum. Ozellikle sunun altina imzami atarim :

Alıntı
Bir insan bir insanı kandırmışsa bunun adı kandırılmak olur. Kandırılmak faktörünü sadece karşıdaki kişinin cinsiyetine bağlamak bana çok sağlıklı bir bakış açısı gibi gelmiyor.

Saygilar ve esenlikler,
Laus Deo.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Prometheus - Temmuz 12, 2011, 03:27:59 öö
Bir insan bir insanı kandırmışsa bunun adı kandırılmak olur. Kandırılmak faktörünü sadece karşıdaki kişinin cinsiyetine bağlamak bana çok sağlıklı bir bakış açısı gibi gelmiyor.

Öte yandan kadınların içten pazarlıklı veya kandırmaya yatkın olmuş olmasını bir varsayım olarak ele alsak bile, bu belki de kadınların erkek kadar egemen olamayışı dolayısıyla, hal ve duruma karşı geliştirdiği bir çözüm olarak düşünebiliriz.

Bir de şu var ki, toplumumuzda kadınlardan sürekli klasik rolde kalmaları isteniyor. Dünya artık klasik değil ki kadınlar klasik olsun. Bir erkek de bir erkeğe pek ala kazık atabilir ama bir kadın attığında nevrimiz dönüyorsa, bu biraz da bilinçaltımızda onlara biçtiğimiz "anaç" rolünün bir anda yok olmasından kaynaklanıyor.

Sayın Hacamat, beni de bir kadın kandırdı. Fakat o beni kandırmasaydı, ben yine eski ben olacak, şu anki halime asla ulaşamayacaktım. Bir erkeğe, hayatın gerçeklerini en iyi aldatan bir kadın öğretir. En büyük öğretmenlerdir.

Off topic oldu farkındayım ama buraya yazdım. :)

Sayın Alşah, benim varlığım Kemal Atatürk'ün eseri değildir. Anne babamın bile değildir.

Saygılar


Eskilerden bir laf geldi posta kutuma...

Laf ola beri gele... yazmış bir bilge.

Bu yazı kime neyi veriyor?
Siz oportinistler, korkularınızı yol kenarlarımıza levha olarak dikmeyin artık.
Siz biteli bir yüzyıl geçti...

Akp ye oy veren adamın değeri para ile ölçülebilir...
Para her şeydir diyen, para için her şeyi yapar.
Savunduğun sistem içten çürüyeli çok uzun yıllar geçti.
Siz bize bin yılların meyvasını satamazsınız, onlar çürüdü.
Sizin değerleriniz maddiyat üzerine oldukça, bize neyi satacaksınız? Madiyatı mı?

Yunus ne anlar parada?
Ya mevlana demiş en değerli hazineler için
Ya ömerim Hyyyamın bir şraba tanrıya cenneti iade etmemiş mi?
Al demiş vadeli cennetini, cehennemini. Ben peşin peşin aşklar yaşıyorum.

Özgürlük için maddiyatı ortalara saldıkça, gözümüzdeki değeriniz düşmeye devam edecektir.
Liberalizm hem paraya bağımlılığı işlerken hemde aklı sıra özgürlüğü savunur.

Soruyorum bilgelere.

Paranın olduğu yerde sınırsız bir özgürlük olur mu?
Sınırsız olmayan bir özgürlük özgürlük olur mu?

Siz çok bilmişler, Siz bize yol gösterenler.
Madem biliyordunuz da, niye hala savaşıyorsunuz?

Sizin yolu gitmeyi bırak, yolu bile bilmediğiniz apaçık
Hem  maddiyatı savun, ham özgürlüğü
Hayır...

Hiç bir zeka, hem para hem özgürlük diyemez, paranın olduğu yerde bağımlılık hep vardır. En azından paraya bağımlısın?
Para sahibi olmayanda paraya bağlı kalır, en çok paraya sahip olanda kalır...

Özgürlük içseldir, özgürlük önüne çıkan her engeli aşmak, en iyiye ulaşmaya çalışmak değildir.

Özgür olmak için çalışmak aptallıktır. Var mı itiraz eden?

Özgürlüğün bedeli yoksa, o zaman çalışmakta özgürlüğün bedeli olamaz.

Özgür olmak için çalıştıkça batarsınız.
Özgür olmak, bütün bağımlılıklarını poşete koyup çöp kutusuna atmakla olabilir ancak..
O poşete koyduğunuz çöplerin içinde pırlantalar olabilir, O çöpe en pahalı aşkları da atabilirsiniz.
Budha bağımlıklarımızın, sahte doğrularımızdan kaynaklanan alışkanlılıklarımızı zorladığını söyler ve kimse de haksız bulamaz.

Sauyın popperist değil, aklı başında biri bana, Hem sınırsız para(maddiyat) hemde sınırsız insan özlüğünü her hangi bir felsefenin, mantığın, diyalektiğin sınırları içinde açıklar mı?
Keşke olsa?
Yok böyle bir geyik?
Hatta bu geyik muhabbeti değil, antilop sürüsü.

Dostum sen artık konuşma..



Saygılarım ve sevgilerimle...
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: ceycet - Temmuz 12, 2011, 03:31:35 öö
Bir insan bir insanı kandırmışsa bunun adı kandırılmak olur. Kandırılmak faktörünü sadece karşıdaki kişinin cinsiyetine bağlamak bana çok sağlıklı bir bakış açısı gibi gelmiyor.

Öte yandan kadınların içten pazarlıklı veya kandırmaya yatkın olmuş olmasını bir varsayım olarak ele alsak bile, bu belki de kadınların erkek kadar egemen olamayışı dolayısıyla, hal ve duruma karşı geliştirdiği bir çözüm olarak düşünebiliriz.

Bir de şu var ki, toplumumuzda kadınlardan sürekli klasik rolde kalmaları isteniyor. Dünya artık klasik değil ki kadınlar klasik olsun. Bir erkek de bir erkeğe pek ala kazık atabilir ama bir kadın attığında nevrimiz dönüyorsa, bu biraz da bilinçaltımızda onlara biçtiğimiz "anaç" rolünün bir anda yok olmasından kaynaklanıyor.

Sayın Hacamat, beni de bir kadın kandırdı. Fakat o beni kandırmasaydı, ben yine eski ben olacak, şu anki halime asla ulaşamayacaktım. Bir erkeğe, hayatın gerçeklerini en iyi aldatan bir kadın öğretir. En büyük öğretmenlerdir.

Off topic oldu farkındayım ama buraya yazdım. :)

Sayın Alşah, benim varlığım Kemal Atatürk'ün eseri değildir. Anne babamın bile değildir.

Saygılar




Eh....ne denir?...

Kelebek etkisi olabilir mi...
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: ceycet - Temmuz 12, 2011, 03:37:05 öö

Benim kanımca sayın popperist formumuzun en etkili ve yetili üyelerindendir.Lütfen kimse yanlış anlamasın,hiç boşa konuştuğunu görmedim.

Sözlerini yeterince dikkatli okumayanlara,söyledikleri anlamsız gelebilir...

O da o nu istiyor zaten....


Saygılar
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Prometheus - Temmuz 12, 2011, 03:41:29 öö
Sayın cevcet, Kimi nasıl istiyorsanız övebilirsiniz. Bu sadece sizin görüşünüzdür.
bana göre ise popperisten hiç bir şey olmaz. Bu sadece benim fikrim.
Size göre kutsal olabilir, Bana göre çöpe bile atılmaz. Kaç kere rezil oldu, kaç kere geri adım atıp özür diledi.
Yalan mı?
Forumda var., isteyene sunabilirim.
ha ne garip bana göre hep boş konuştu. tek işe yarar lafını görmedim. Veya ürettikleri benim işime bir saniye bile olsa yaramadı.

ha siz tapıyorsunuz, aşıksınız. Bana ne?
Siz değer verdiniz diye, ben değer verdiğim diye kimse hiç bir yere gelemez.

Bu sebeple, bize boşu boşuna sayın poperisti kakalamaya çalışmayın lütfen. Ben burada kimseyi kimseye övemedim. Tabiki sevdiklerimi seviyorum diye anlattım. Ama bu insan illa sevilmeli gibi bir tarzım, ilk günden bu yana asla bulunmaz/bulunamaz(Yunusum hariç)

Gülücüklerimle.....
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Prometheus - Temmuz 12, 2011, 03:49:49 öö
Bir erkeğe, hayatın gerçeklerini en iyi aldatan bir kadın öğretir. En büyük öğretmenlerdir.

Gülüyorum...

İnsan insan olmadıkça, sevgiyi nefreti bilmedikçe. Yeri gelip kızmadıkça, Yeri gelip tomazdıkça, 50 tane kadın olsa ne olur? Olmasa ne olur?
Alın en güzel örnek son dönem padişahlarımız. kadının kızın bini bir para. kaçı Yunus Emre olabilidi? Kaçı bir ATATÜRK'ün kaşındaki toz olabilidi? Hangi ermdemi nasıl görebildik bu rahmetliler de??
Sen sen olmadıkça, kimse seni sen yapamaz.
Yaa, en basit sufizm temellerini görmeyene neler anlatmaya kalkıyorum, şaşırıyorum.
Sanırım benim de en büyük hatam bu....

Çok çok ermişliklerimle...
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Masor1976 - Temmuz 12, 2011, 12:44:57 ös
Sayın Prometheus'un fikirlerine genel manada katılıyorum. Fakat bazı yaklaşım hataları var gibi geliyor bana. Örneğin parayla özgürlük alakasız değildir. Paranız yok ise kımıldayamazsınız. Maddiyatı çöpe atarak ulaşacağınız özgürlük manevi bir özgürlük alanı olabilir. Bu açıdan haklısınız. Genel manada insanların manevi hayatı olmadığı için para onların özgür hissetmeleri açısından mühimdir. Fiziksel dünyamızda özellikle siyasi yapılanma neticesinde devletin ekonomik zenginleşmesiyle halkın refah ve özgürlüğü de artacaktır. Amerika gibi zencileri köle olarak kullanan ve onmilyonlarcasını işkenceyle öldüren vahşi bir yapının kendi içindeki özgürlük yapısının gelişimini ve evrimini  örnek verebiliriz. Benzer şeyin tüm ekonomik dinamikler oraya taşınmaya başladığı için Çin'de de gerçekleşeceğini tahmin ediyorum.

Tabi ki bu durumda paranın Çin'e kayışıyla Amerika ve Avrupa'nın paradan mahrum kaldıklarında gelecekteki halini merak etmiyor değilim. Eğer Amerika ve Avrupa ülkelerinde çağdaşlık kavramı yaşamaya devam ederse benim bu yaklaşımım veya tezim çürümüş olacaktır.

Sizin savunduğunuz özgürlük anlayışını sonuna kadar ben de savunuyorum. Fakat gerçek insanlardan oluşan bir topluluk malesef yaratılamamıştır. Hayvansal içgüdülerle hareket eden ve ne kadar dindar görünse de maneviyattan haberi olmayan bir toplumda bu savunduğunuz özgürlük havada kalacaktır.

Kadın hakimiyetine doğru gittiğimiz ve kadınların fazlasıyla uyanık oldukları konusunda sayın Hacamat bence haklı. Kadın kavramı gün geçtikçe ekonomik ve siyasi açıdan güçleniyor. Ekonomik gücünüz arttıkça özgürlüğünüz de artacaktır. Kadınlar ezilen bir kavram olageldiklerinden ötürü sömürülen bir grubun özgürlüğünün artışı açısından güzel bir gelişmedir. Geçmişte kadının şeytani cadı olduğu iddialarıyla öldürülmeleri hatta çocukken diri diri toprağa gömülme adetlerine bir anlam veremiyorum. Muhtemelen erkekler kadınların baskın zeka ve cazibe gücünden korktukları için rakiplerini alt etme veya siyasi gücünü koruyabilme adına bu tarz örfler üretmiş olabilirler.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: popperist - Temmuz 12, 2011, 01:26:44 ös
Sayin Prometheus,

Yunus tan ne anladiginiz hakkinda bana yeteri kadar ipucu veriyorsunuz. Ben sizin yalanlarinizdan (nerede rezil oldum? Gosterin) ve hakaretlerinizden biktim usandim. Yunustan tasavvuftan kin ve ofkeyi mi ogrendiniz? Evet liberalim. Evet paranin muhim olduguna inanirim. Evet akp ye oy veririm. Evet para ile ozgurlugun refahin bir bagi olduguna inanirim. Icsel ozgurluk denen seyin para ile ilgisiz olduguna inanirim. Bunlarin hepsini de sizinle tartismaya hazirim. Ama siz dogrudan kimligimi bahis konusu ettiniz, ediyorsunuz ve korkarim edeceksiniz. Kafanizdaki nasil bir gunah kecisi varsa, onu goruyorsunuz bende. Yunus boyle miydi? Yunustan bunlari mi ogrendiniz? Ben yeterince kirici olamam mi zannediyorsunuz? Size ayni uslupla yaklasamam mi zannediyorsunuz? Bilakis bunu cok yaptim zamaninda. Sizin uslubunuzla cok cevap verdim eskiden. Ama cocuktum. Simdi 26 yasindayim. Buyudum. Cocuk degilim artik. Konu ile kisi ayrimini biliyorum. Yazilana cevap veriyorum. Niyet okumuyorum. Cocuk kalanlara yunus da ancak bu kadar yunusluk yapabiliyor herhalde. Huzur verin rahat birakin beni. Ben de cocuklasacagim yoksa.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Genius Loci - Temmuz 13, 2011, 10:32:15 öö
Sayın üyeler,

Daha evvel defaatle tekrar ettiğimiz üzere Forumun bir aşık atışması yeri haline getirilmesini hoş karşılamıyoruz. Fikirlerin tartışılmasına saygı duyarız. Ancak tartışmaların kişiselleştirilmesindeki gayeyi anlamayız ve kabul etmeyiz. Forumun devamlı moderasyon edildiği bir yer olmasını istemiyoruz. bunun olmaması da yine sizlerin yaklaşımlarınıza, gönderilerinize, tutumlarınıza bağlı olduğu aşikardır.

Bu başlık altındaki yazışmalar da buna dahildir ve buradaki iletiler yönetim tarafından inceleme altına alınmıştır. Gerekli görülmesi durumunda yaptırım uygulanacağını bildirmek isterim.

Sevgi ve Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Zagzagel - Temmuz 13, 2011, 10:55:55 öö
aha patronlar duruma el atti :D

konu bulanmadan evvel bir sorum olacakti.

erkegin ozgurlesmesi kadinin ozgurlesmesine baglidir. kadinin ozgurlesmesi de tum cinsel tercihlerin ozgurlesmesine baglidir. boyle deniyor. ama biri mumkunse ozgurlesme nedir bana anlatsin. kimse gore ozgurlesme? nasil ozgurlesme? vesaire vesaire
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Genius Loci - Temmuz 13, 2011, 12:07:47 ös
Sn. Prometheus,

Üyelerimizin paylaşımda bulunurken kendi öz-denetimlerini yapabildiklerine, Forum Kurallarına dikkat ederek mesaj gönderdiklerine inanıyoruz. Ancak ne yazık görüyoruz ki, son iletilerinizde ve gün geçtikçe dozu artar biçimde öz-denetimden yoksun, forum kurallarına aykırı mesajlar gönderiyorsunuz. Devamlı modere edilen bir forum olmasın düşüncemize rağmen gelinen noktada yönetim olarak müdahale etme gereği hissetmiş olmamızın önemini kavrayacağınıza inanıyoruz.

Forumda kişileri ya da kurumları hedef alıcı paylaşımlarda ya da yorumlarda bulunulamaz. Forum üyelerimizin birbirlerine karşı nezaketten yoksun bir biçimde yazılar yazması ya da saldırıda bulunması tasvip edilemez. Bu tip davranışlar hoş görülemez.

Konu hakkında görüşünüz varsa bunu karşıdaki kişiyi rencide etmeden, ona saldırmadan açıklamak zorundasınız. Bir kişinin olaylara bakışı, tahlili, siyasi/dini görüşü ya da oy kullandığı parti sizin hoşunuza gitmeyebilir. Ama bu o kişiye fütursuzca saldırabilmeniz için gerekçe teşkil etmez. Saygı sınırlarının zorlanması, nezaketten yoksun mesajlarla karşıdaki kişiye saldırma ve daha da kötüsü hakarete varan ifadelerin bu forumda yeri yoktur. Bunların yanı sıra sırf karşındakine saldırmak için konuyla alakası olmayan mesajlar da gönderilemez. Hiçbir üye başka bir üyeye her ne sebeple olursa olsun hele hele siyasi görüşü, olaylara bakışı gibi sebeplerle asla hakaret edemez. Bu tip davranışlar Masonlar.org tarafından korunmaz, göz ardı edilmez ve hoş görülmez.

Bugüne kadar kişilerin dini ve/veya siyasi görüşleri yüzünden hakaretamiz, saldırgan iletilerinize karşı yeteri kadar toleransla yaklaşılmıştır. Artık gösterilen toleransın sınırlarını zorladığınız bilmenizi isteriz. Bu uyarıdan sonra da eğer benzeri mesajları göndermeye devam ederseniz hakkınızda yaptırım uygulanmasından başka bir çıkar yol bırakmayacaksınız.

Foruma üye olurken kabul ettiğiniz Forum Kuralları ve Üyelik Sözleşmesi sınırları içerisinde paylaşımda bulunmanız aksi halde gerekli yaptırımın –hem de en ağır biçimde- uygulanacağı hususunda hiçbir tereddüt gösterilmeyeceği hususunu ihtaren bildiririm.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Hacamat - Temmuz 14, 2011, 12:34:37 öö
Sayın Prometheus da iyidir de bazen celalleniyor demek. Ölümlü dünya, hoş görmek gerek. Hem sonra neyi paylaşamıyorsunuz, anlamadım.
Mevzu kadınlara fazladan özgürlük verilsin mi? anladığım. Yani mevzu ''hatun'' siyasi değil, dini değil. Ynılıyormuyum?
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Mustafa Kemal - Temmuz 14, 2011, 12:59:51 öö
kesinlikle evet yine yanılıyorsunuz
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Hacamat - Temmuz 14, 2011, 01:04:46 öö
Evet busever yanıldım, arayı bulma adına yanılmak istedim :) mevzu hatun olurda din,siyaset işin içinde olmaz mı? Kadınlar, çağ açıp çağ kapatır... ''dikkat edin'' demem doğruymuş demek... sadece mevzusu bile siteyi birbirine soktu :)
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: Laus Deo - Temmuz 14, 2011, 02:45:33 öö
Tekrar soyluyorum, dikkat edilmesi gereken kadinlar degil, kadinlari tehlikeli goren "dar" zihniyetin ta kendisidir.

Hep zaten farkli olan tehlikelidir, degil mi? Kadin farklidir, baya farklidir hem de... Aman dikkat edelim.

Farkliliga acik olan toplumlarin ne kadar gelistiklerini goruyoruz. Peki ya farkliliga kapali olan toplumlar?

Ayrica Mustafa Kemal Kardesimin de soyledigi gibi, evet yaniliyorsunuz. Cunku kadina olan baskici tutum, korkak zihniyet, kendisini din ve siyaset adi altinda gosteregelmistir. Dolayisiyla bugun "kadin"i konusmak, maalesef din konusmaktir, siyaset konusmaktir.

Esenlikler,
Laus Deo.
Başlık: Ynt: Kadınlar ve Özgürlük.......
Gönderen: ceycet - Temmuz 14, 2011, 02:16:57 ös

Kadınlar için "Hatun"teriminin kullanılması bile forumun ciddiyetini önemli oranda zorlamaktadır.Konuyla ilgili yöneticilerin yaptığı açıklama,herbirimizin beklediği ölçünün bile altındadır.Bizler,yani forum üyeleri;özellikle de kişisel katılımlarıyla forumu yüceltmeye çalışan kimlikler,üyelerden katkı beklerken üreten bir bilincin katkılarını umuyoruz.Kavga etmek,muhalefeti hakarete dönüştüren iletiler,onca emek verilerek bu konuma getirilmiş bu ortamı,açıkça söylemek gerekirse kirletmektedir.

Haddim olmasa da,düşüncelerimi açıklamak zorunda kaldığım bu ortamda yapılan hakaretlere sayınSukullG tarafından yapılan müdahaleyi onamakla geçiştirmeyi şimdilik yeterli görüyorum.Ama bilinmesini isterim ki,peynir verince ekmek isteyecek kadar rahat olan kimliklere bu ortamda olmasa bile usluplarına yakışacak yanıtları verebilecek deneyime,yaşa ve asabiyete sahibiz.Töleransı,kişisel edinimlere dönüştürmek gayretiyle yapılan girişimlerin sahibi kişiliklerin yeri,burası değil psikiyatri servisleridir.

Hepimizin diyebileceğimiz bu ortam,zannımca kişisel gelişime meyilli kimselerce zaptedilmeyi haketmektedir.Kendilerini sorgulama yetisinden yoksun olanların,zaten bu ortamda paylaşılannlardan hiçbir kazanım elde edemiyeceklerini bliyoruz.Unutmamalı ki,burası ilk mektep değildir.Buraya ulaşabilenlerin büyük bir çoğunluğunun,yazılı olmasa da ziyadesiyle diploması mevcuttur.Dolayısıyla,kişisel saldırılara gerekli yanıtların verilmemesinin,kimilerinin egolarını tatmin etme mutluluğunu verecek kadar karşılarındakilerin eksikliğinden ziyade,olguluklarıyla anılmasını ve okunmasını yürekten dilerim.


Saygılarımla