Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: RUH ÖLÜMSÜZDÜR  (Okunma sayısı 4374 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 05, 2009, 12:16:09 öö
  • Ziyaretçi

Zaman ve mekân dışı bir varlık olan ruh, duyularımızla anlaşılamaz ve anlatılamaz. Çünkü o elle tutulan, gözle görülen bir şey değildir. Bu bakımdan ruh için yapılabilecek her türlü tarif, eksik ve yetersiz kalacaktır. Ruh ancak etki ve tezahürleriyle bilinebilir. Bir örnek verirsek, elektiriğin kendisini göremeyiz ama, onun ısı ve ışık şeklindeki etkilerini biliriz. Ruhu da göremeyiz ama, onun bedene can ve şuurluluk veren etkilerini biliriz.

Ruh, Tanrı tarafından mükemmel bir “öz” olarak yaratılmıştır. Ölümsüzdür. Tanrısal bilgiye sahiptir ama, Tanrı değildir. Tanrı’nın bir yansımasıdır. Özü bakımından sonsuz güç sahibidir; bu güç asla azalmaz ve yok edilemez. Şuur, irade ve tahayyül (imajinasyon) ruhun özellikleridir. Ruh, beş duyu ile sınırlı olmayıp, sonsuz duyulara ve yeteneklere sahiptir.

Bizim bir “Öz ruh”, bir de “Eren ruh” tarafımız vardır.

Öz ruh; Tanrısal olan tarafımızdır. Mükemmeldir. Öz ruhta akıl vardır. Ve devamlı bilgi biriktirerek gelişir.

Eren ruh ise; Tekamül etmesi gereken tarafımızdır. Bu tarafı başlangıçta nefis (ego) olarak görebiliriz.. Bencilce istek ve arzuların, duyguların bulunduğu yer.

Esas amaç, öz ruhta bulunan gelişmiş akılla, eren ruhu terbiye ederek onu gönül’e dönüştürmektir. Öz ruh, Eren ruhu iyice olgunlaştırıp gönül haline getirdiği zaman ikisi bir olmaktadır. Buna aklımızla gönlümüzü bir etmek de diyebiliriz. Gönülle beraber dengede çalışan bir akıl, ruhsal gelişim için çok önemlidir.

Ruhun amacı, maddi ve manevi alemlerde tekamül ederek, yani kendini geliştirerek, kendi özüne doğru yol almaktır. Sonuçta, Tek Olan’a, Bir Olan’a, Yaradan’a kavuşmaktır.

Ruh, kendini yönetebildiği gibi, maddeyi de yönetir. Maddesel evren, ruhun eseridir. Ruh sonsuz faaliyette bulunmak zorunda olan bir varlıktır. İrade ve güç sahibi olan ruh, sürekli olarak maddeye şekil verir ve onu dağılmaktan korur. Beden de ruhun eseridir. Ruh bütün bu işleri belirli evrensel kanunlara uyarak yapar. Tanrı yaratır, ruh ise, yaratılana şekil verir.

Ruh dünya gelmeden önce öte alem veya ruhlar alemi denilen yerde bulunur. Bu alemin kendine özgü maddesel bir yapısı vardır. Orası kabadan inceye doğru değişen enerjilerden meydana gelen bir yapıdadır. Ruh varlıkları öte alemde kendi enerji titreşimlerine uygun olan ortamlarda bulunurlar. Biraz açarsak, her ruh varlığı kendi olgunluk derecesine göre bu alemde yerini alır. Bu alemin zamanı ve maddesi kendine göredir. Ruh varlıkları tekamüllerine burada da devam ederler. Oradaki yaşam dünyadakinden farklıdır. Bu ortamda imajinatif faaliyet geçerlidir.

İnsan dediğimiz varlık, ruh ve beden’ den meydana gelmiştir ve bir bütünlük arzeder. İnsan bu sebeple hem maddesel, hem de ruhsal özellikler taşır. İnsanın üstün ve her şeye hakim olan yönü ruhudur, beden ise sadece geçici bir araçtır. Bedeni canlı tutan ve yöneten ruhtur. Bir örnek verirsek, ruhu bir arabanın şöförüne, bedeni de arabaya benzetebiliriz. Ruhun etkisi olmazsa, beden hiçbir şekilde çalışmaz. O halde insan, ruh sahibi bir beden değil, beden sahibi bir ruhtur. Ayrıca ruh, ne bedenin içinde nede onun dışındadır. Ruh, bedeni dolduran mekanizmadır ve enerjisi ile bedeni yönetir. Her an iletişim içindedirler. Ruhun amacı, maddi ve manevi alemlerde birçok deneyimler yaparak bilgisini arttırmak, dolayısıyle olgunlaşmaktır. Dünya da bir olgunlaşma yeridir. Bunun için bir beden kullanır.

Bedenimiz ve dolayısıyla beş duyumuz, ruhun dünyaya açılan pencereleridir. Ruhsal gelişme bedenin ve ruhun uyumu ile olur. Onun için beş duyuyu çok iyi kullanmak gerekir. Çünkü bedendeki beş duyu ile alınan bütün izlenimler, zihin aracılığı ile ruhu gönderilir. Ayrıca ruhtan gelen bütün emirler de zihin aracılığı ile bedene ulaştırılır. Birçok insan, zihnini, ruh olarak düşünür. Zihin kesinlikle ruh değildir. Çünkü zihindeki düşünceleri yönlendiren, değiştiren bir şey vardır. O da ruhun kendisidir. Sonuçta zihin ve beden ruhun ifade aracıdır.

Ruh, bedeni kullanarak, dünyadaki bilgilenmesini ve görevlerini yapar. Sonra bedeninden ayrılarak, tekrar öte aleme, (ruhlar alemine) geri döner. Ruh ve beden ilişkisinin kesin olarak kopmasına da ölüm denir. Ölüm, doğum kadar olağan bir doğa kanunudur ve sadece beden için geçerlidir. Ruh için değil. Çünkü ruh ölümsüzdür.





Erol YURDERİ





Kaynak ; http://bilgelikyolu.wordpress.com/category/ruhsal-gelisim/ruh-olumsuzur/


Nisan 05, 2009, 01:05:51 öö
Yanıtla #1
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 386

Ruh diye bir şey yoktur, ruh denen şey bilinçtir ve ölümle son bulur.


Nisan 05, 2009, 02:39:47 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Ruhun tekamülünü ve ölümsüzlüğünü,İslamla bağdaştıramayanlar kendileriyle çelişirler her zaman...Kur'an'da buna çok açık deliller var ve büyük zatların yorumlarında da bunu görürüz Yunus gibi Mevlana gibi,Şah Hatayi gibi... Bu yazıya gelince Erol Yurderi'nin ruh ve elektirik karşılaştırması her ne kadar  doğru bir benzetme olmasa da geriye kalan her şeyde hemfikirim...


Nisan 05, 2009, 09:56:24 ös
Yanıtla #3
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 386

Ruhun tekamülünü ve ölümsüzlüğünü,İslamla bağdaştıramayanlar kendileriyle çelişirler her zaman...Kur'an'da buna çok açık deliller var ve büyük zatların yorumlarında da bunu görürüz Yunus gibi Mevlana gibi,Şah Hatayi gibi... Bu yazıya gelince Erol Yurderi'nin ruh ve elektirik karşılaştırması her ne kadar  doğru bir benzetme olmasa da geriye kalan her şeyde hemfikirim...

Bilimsel bir kitap tavsiye derseniz bakayım.


Nisan 05, 2009, 11:11:03 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Bilimsel bir kitap...


Nisan 05, 2009, 11:57:41 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

Ruhun tekamülünü ve ölümsüzlüğünü,İslamla bağdaştıramayanlar kendileriyle çelişirler her zaman...

Sizi bukadar kesin ve emin kanıya vardıran nedir? İslam haricinde de tüm felsefe biçimlerini biliyorsunuz sanırım. Ben islamla bağdaştırmıyorum. Bana göre ruh; bir enerjidir ve bedenden çıktığında serbest kalır, gerekirse yeniden dönüşür yada kaynagıyla birleşir.

Şimdi size soruyorum, ben kendimle nasıl çelişiyorum?


Nisan 06, 2009, 01:57:50 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

 Efendim ruhun ispatı olmaz ama vardır ruh isterseniz kalbi bir olay olarak algılayalım isterseniz beyinsel bir enerji ama şu manevi alimler tarafından kesin vurgulanmıştır ruh vardır.Bence yani deneyimlerim çerçevesinde şunu söyleyebilirim ki kalbi bir şeydir,bağlantısı da zihindir.İstem dışı çalışan kalbin böyle bir fonksiyonu olması doğal olabilir.Ruh beyinde şuur bulur.Beyini de yabana atmamak lazım gelir.

 Ama hemen ruhu islam düşüncesiyle ilişkilendirmeye karşı çıkıyorum.Bizi yanlış yere götürür.İslam özü itibarıyla maalesef felsefe açısından sakat bir dindir.Dinleri önemseyen biri olarak yahudilikte hristiyanlıkta sakattır.Çünkü Tanrı şeytan mucadelesi ve kul olma psikolojisi güçlü bir Tanrının dünyadaki savaşlara göz yumması şeytana muhlet vermesi insanın veya ruhun güzelliğiyle bağdaşmaz.

 Ruh elbetde bir yaratıcının eseridir.Ama bu yaratıcı dualite inancının gereği saf temiz ve güçsüzdür.Çoğunluk müslüman diye yazdıklarımdan bir şey anlayamayabilirsiniz ama sanırım ben haklıyım ve gidince göreceğiz. ;D

  Tanrı inancı mısırda bulunmuş tek tanrı inancı bir uydurmadır.Güçlüye tapma seronomisidir.Ayrıca kötü ve iyi ruh vardır.Kötü ruh etrafını dunya şartlarında pisliğiyle mahveder.Örnekleri yazmıyorum ama çokça siz bir kaç devlet adamını hemen kafanızdan geçirebilirsiniz.

  O yüzden bizim görevimiz kararmadan doğru için çalışmaktır.Ancak bu şekilde bu dünya hapisanesinden kurtulup sonsuzluğa kanat açabiliriz.İnsan öldürenle,zina yapanla,tefeciyle konuşulmaz bunlar kararmış ruhlardır.Benim fikirlerim böyle gün gelir dinlerin ve yaşantılarımızın saçma olduğunu görürsek çok üzülmeyelim aman gün geçmiş olmasın kimselere zarar vermiş olmayalım.

 Saygılarımla...


Haziran 26, 2009, 02:04:07 ös
Yanıtla #7
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Ruhun varlığı ve ölümsüzlüğünün bilimsel  olarak kanıtlandığı gün,ruhun deşifre edildiği an olacaktır ki,o zaman bilim e de ihtiyaç kalmayacaktır.
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Haziran 26, 2009, 05:44:43 ös
Yanıtla #8
  • Ziyaretçi

ben bu konuya yazılan cevapları görmemiştim ruhun ölümsüzlüğü islamla ilişkilendirmek başka birşey bu islamdan öncesi olan bir inanç.Ama İslam'ın buna aykırı olmadığını hatta büyük islam düşünürlerinin bu görüşü savunduğunu söyledim ki bu benim verdiğim bir bilgi değil açık bir bilgidir.


Haziran 27, 2009, 12:44:21 ös
Yanıtla #9
  • Ziyaretçi

Ruh Kuran'da ve Tevrat'ta da gerek bazı ayetlerde gerekse havadislerde bahsedilmiş.İncil de rastlayamadım belki de yeterince araştıramadım.Birçok din görevlisi ki hatta inkar eden din görevlisi göremedim,hepsi kabul ediyor.Varlığı şüphesizdir.Maddi bedeni yönlendirir ve ölümle maddi bedenden ayrılır.İslamdan önceki dönemlerde de bu tür düşünceler ve buna katılan düşünürler vardır.Mısr dönemi düşünce akımları,Gnosisler vb.
Ruhun bedenden ayrımı yani kurtuluşu şunu ifade eder ki Ruh Vardır ve Ölümsüzdür...