Masonlar.org - Harici Forumu

Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: Metatron - Ekim 03, 2014, 04:48:21 ös

Başlık: Kurban Bayramı
Gönderen: Metatron - Ekim 03, 2014, 04:48:21 ös
Başta forum üyeleri olmak üzere, tüm Müslüman Aleminin Kurban Bayramını kutlar. Huzura ve mutluluklara vesile olmasını dilerim.

Saygılarımla


Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: MEDUSA - Ekim 03, 2014, 05:29:36 ös
Sayın Metatron,

Güzel paylaşımınız için kendi adıma teşekkür ediyorum ve sizin de Kurban Bayramınız kutlu olsun diyorum.
Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: Dor - Ekim 04, 2014, 02:02:33 öö
Bu bayram , islam coğrafyasının içinde oldugu karanlıgı daha iyi görmek adına  tüm inanalara bir fırsat sunsun .


Kesilen hayvanlarla beraber ;  sabit fikirlerin , egolu benliklerin ve  değişmeyen bilinçlerin de  kurban edilmesi dileğiyle .



Düşünce Dolu Bayramlar
Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: Tij - Ekim 04, 2014, 07:47:18 ös
Meshur atasözünü herkes bilir, hani su `kilavuzu karga olanin ..` diye baslayan.

Meseleyi yine hepimiz biliyoruz sanirim; Ibrahim isimli peygamber hic cocugu olmuyor diye bir gün Allah`a  kendisine bir cocuk versin diye yalvarir ve bu dilegi yerine gelirse olacak cocugu kendisine kurban edecegine söz verir.

Uzatmayalim gün gelir ve bir oglu olur ( kimine göre adi Ismail kimine göre Ishak ) ve bir süre gectikten sonra Allah tarafindan elci gönderilir ve Ibrahim isimli peygambere verdigi söz hatirlatilir.

Ibrahim peygamberde oglunu alir ve bir daga cikip orada Allah´a kurban etmek icin hazirlar ve tam oglunun bogazina bicagi vuracakken olan olur.

Nemi olur, bütün bu olan biteni , bir babanin oglunu nerdeyse bogazlamasini, oglu ateslendiginde bütün gece uyuyamayan bu babaya nerdeyse cocugunu bogazlatmayi izleyen Allah son saniyede insafa gelir ve......... gerisini biliyorsunuz.

Ve bu gün Suriye´de Irak´ta yukarda ismi gecen olayi kendilerine kilavuz alan ISID isimli insanliktan cikmis bir örgütün yine insanliktan cikmis insanlari sokak ortasinda, kendisinden geldiklerini savunduklari peygamberleri gibi insan bogazliyorlar.

Hemde bunu Ibrahim denilen peybamber oglunu bogazlamaya kalkisirken son saniyeye kadar izleyen ayni Allah´in adina ve O´nun adini bagirarak yapiyorlar.

ISID bayraminiz kutlu olsun.
Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: Nicolus - Ekim 04, 2014, 08:27:09 ös
"Kötülük yoktur, "iyiliğin" yokluğu vardır."

Konuya pek mesaj yazasım gelmemişti ama müsaadenizle Sayın Tij'e hitaben bir şeyler söylemek istiyorum.

Sayın Tij, bir grubun hareketleriyle kocaman bir topluluğu suçlamak çok yanlış bir harekettir. Bu yaptığınız; içerisinde saf neşe, sevgi, saygı, merhamet taşıyan Müslümanlara bir hakarettir.
Bu gibi yorumlarda bulunmadan önce, konuyu daha objektif bir şekilde ele almanızı tavsiye ederim.

Hazır konuya elimiz değmişken, tüm Müslüman aleminin bayramını kutlarım. Nice bayramlara...

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: MEDUSA - Ekim 04, 2014, 09:43:58 ös
Sayın Tij,

Düşüncelerinize kesinlikle katılmıyorum. Allah gibi 'YÜCE BİR VARLIKTAN' bahsederken daha dikkatli olmalısınız. Yüce Allah, insanları daima sınar. 'Bakalım benim kulum, ona yaşattığım zorluklara karşın bana inancını kaybedecek mi yoksa kaybetmeyecek mi ? ' diye. İbrahim Peygamber de Allah tarafından oğluyla sınanmıştır. Bu olayı 'İbrahim Peygamber oğlunun boğazını kesmek için bıçağı onun boğazına dayadı.' şeklinde anlatmanız bence çok yanlış. Her insanın kaderini Allah bilir fakat Allah insana akıl ve iradesi doğrultusunda seçimler yapabilme hakkı vermiştir. İbrahim Peygamber, oğlunu kurban etmeye kalkışmaya da bilirdi fakat Allah'a olan inancı doğrultusunda ve Allah'a bir söz verdiği için bunu yapmak zorunda kalmıştır. Evet Allah, kullarını 'ne yaptıkları konusunda' izler fakat yanlışa düşen kullarına sevinmez.

Ayrıca bu sitede Işid ve katil ordusundan bahsetmenizi kesinlikle doğru bulmuyorum.

Kurban Bayramı dinimizde vardır ve bazılarının söylediği gibi 'bir katliam' DEĞİLDİR. İspanya'da boğa güreşleri yapılıyor ve boğalara mızraklar saplanıyor, bu konuyla ilgili internette vahşice videolar var. Ona bakarsanız asıl bu vahşet, hayvanlara işkenceler yapılıyor.

Kurban Bayramın'da hayvanlar vahşice kesilmiyor. Kesimine uygun bir şekilde yapılıyor her şey, hayvan vahşice öldürülmüyor. Ayrıca isteyen kurbanını bağışlayarak bir veya birden fazla fakirin karnını doyurabiliyor. Kurban kesmek istemeyen, kurban parasını bir hayır kurumuna bağışlayabiliyor. Çoluğuna çocuğuna et yediremeyen insanlar, kurban bayramında, yılda bir kez bile olsa çoluğunu çocuğunu sevindiriyor. Bunun büyük sevabı vardır. Kurban Bayramı'na katliam diyenlerin 'sığ' olduklarını söylemek zorundayım.

Kurban Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım.

Saygılarımla

Fay Frin
Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: Anzagot - Ekim 04, 2014, 10:06:40 ös
Ben de ailenizle ve sevdiklerinizle birlikte mutlu ve huzurlu bayramlar geçirmenizi dilerim.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: Melina - Ekim 04, 2014, 10:13:43 ös
İslam dininde kurban kesme vaciptir. Bu uğurda borçlanarak hacca gidenler gibi, sıkıntı çekerek, sırf sünnet diye kurban kesmek ne kadar doğru bunu tartışmayacağım. Günümüzde din bir sömürü aracı haline geldi. O yüzden kes(tir)ilen kurban sayısı ne kadar fazla olursa o kadar iyi. Kurban kesmede Allah rızası gözetilmiyor artık maalesef. Kesilen kurbanın etini yoksulların yemesinden çok, hayvanın derisinden cilt, postundan da kürk elde etme rekabeti mevcut. Dolayısıyla burada Allah rızası ve fakirin adı kullanılarak aslında söz konusu olan bu sektörler beslenmektedir.

Diğer bir nokta ise şu; hayvanlar acı çektirilerek kesiliyor. Böyle sünnet mi olur ? Kaldı ki, hakları ihlal edilen hayvanların Allah huzurunda  davacı olacaklarını söyleyen ilk insan Hz. Muhammed'dir.

Ne yazık ki İslam dünyası, ibadet ettiğini sanarak kasılmakta. Çünkü İslam dünyası, özü arayacak erdirici kaygıdan uzaktadır.

Bu yüzden kurban bayramı kutlu olmasın.

Saygılarımla
Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: ADAM - Ekim 04, 2014, 10:22:04 ös
Özellikle, bu forumda sadece bu sitenin asal amaç ve işlevi gereğince bulunan benim gibi kişiler açısından, bu tarz başlıklardan uzak durmakta yarar var. Çünkü çok güzel şeyler yazılsa, çok verimli paylaşımlar yapılsa da, bazı zaman bir tek tümce işi şirazesinden çıkarıveriyor. Aslında o çıkıntı, konuyla bağlantılı olmayabiliyor da...

İşte Sayın Fay Frin'in yazısına da öyle bir durum var.

Allah gibi yüce bir varlık...

Demek Allah bir valık!... Farklı, çünkü yüce ama varlık!... İnsanları sınayan bir varlık!... Kimileri de bu sınamayı biliyor; görmüş, anlatıyor.

Öyle mi? Yoksa ben yanılıyor muyum? Yoksa dil sürçmesi, kalem sürçmesi gibi klavye sürçmesi mi var?

Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: Nicolus - Ekim 04, 2014, 10:29:27 ös
Bana göre var olduğuna inanılan her şey varlıktır sayın Adam, fakat bu konu üzerine gidecek olursak dediğiniz gibi konu rayından çıkacak.

Konumuza dönelim...

Sayın Melina'ya katılıyorum. Artık bu işi, gösteriş için veya "Bak şuna, parası var kurban kesmiyor! Nasıl Müslüman bu?!" yargılarından sakınmak için yapıyorlar diyebiliriz. İşkence edilerek öldürülen hayvanlar cabası... Dini tarihe bakacak olursak, tanrılarla alışveriş için yapılan Kurban ayinleri, daha sonralarında peşi sıra gelen diğer dini inançlara da sıçramış, keşke sıçramasaymış... Fakat inanç gereği kesilmenin yanı sıra bir de tüketim için kesiliyorlar. Kurban Bayramında yapılan kesimleri "vahşet" kategorisine eklememizin sebebi toplu bir şekilde kesilmeleridir. Tüketim, doğanın döngüsü içerisindedir. Bir aslan, bir ceylanı hiç acımadan yiyebilmekte... Bizim de onlardan farkımız yok, biz de doğanın bir parçasıyız ve tüketmek zorundayız... Ne kadar canice gelse bile bu bir gerçek, fakat bunu "bayram" olarak kutlayanları pek anlamıyorum.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: Arais - Ekim 04, 2014, 10:55:04 ös
Basit bir bayramlasma seranomisi nasil olurda. Bole rayindan cikar anlayamiyorum.

Tüm İslam aleminin kurban bayramini kutlar  hayirlara vesile olmasini dilerim.

Saygi ve sevgilerimle

Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: ihboz - Ekim 04, 2014, 11:04:39 ös
Sayın Adam,
Bu foruma, masonluk ve Ezoterizm gibi konularda Engin katkılar sunan birinin, Tanrı konusunda   "İnsanları sınayan bir varlık!... Kimileri de bu sınamayı biliyor; görmüş, anlatıyor." Şeklinde kesin ıspatlar araması, en hafifinden biraz komik kaçıyor. Allah'a inanmayabilirsiniz; ancak, islamiyet de dahil olmak üzere tüm dinlere inananlar, bir dogma olarak önce kabul ediyor dini kavram be anlatımları. Müslüman olanlar  Allah'larını görmedikleri gibi, maalesef Hristiyanlar da rablerini ve İsa'yı ve Yahudilerde kendi tanrılarını görmediler.

Sayın Tij'e ise, başkalarının inançlarını aşağılamayı hak görenlerin inançları aşağılanır diyorum ve Işid'i asıl yaradanın gerçek Müslümanlar değil, aynen Sayın Tij gibi nefret söylemini kendisine doğuştan verilmiş hak görenlerin yarattığını ve kendi doğrusu dışında inanca sahip olanlara karşı hoşgörüsüz olanların bu katliamlara neden olduğunu söyleyebilirim.
Biz her dinin Bayramı'nı kutluyoruz, siz kutlamayınız Tij, bu onlarda birşey eksiltmeyecek ama sizin hoşgörüsüz olduğunuzu anlamış olacağız.

Selam ve saygılarımla,
Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: hayalet - Ekim 05, 2014, 02:41:15 öö
sayin melinda  hayvanlari koruyon insanlar oldunu bilmenizi isterim.Onlarca hayvan besleyen arkadaşim var ev değil sokakta yaşayan.Etrafimda yine kurban kesip durumu olmayan insanlara dağitildinida bilmenizi isterim.Bunlari sizi eleştirmek için sölemiyorum karamsar olup üzülmeyin diye sölüyorum.
Para için hertürlü yola başuran insanlarda görüyorum hayvanlara zarar veren insanlarda ben elimden geldi kadariyla tabikide engellemeye çalişiyorum.
Tabi butür insanlar olmasaydi yaşadimiz dünyanin bir anlami olmazdi anlami olmayan bir şey içinde yaşamak saçmalik olurdu.

Sayın Tij dini kitaplari okumanizi tavsiye edicem eğer bulamazsaniz netten araştira bilirsiniz netiniz yoksa çevrenizde dini bilgili insanlarla dialoğa
giriniz oda yoksa işid'e üye olunuz.

Saygi ve sevgilerimle herkesin bayramini içdenlikle kutluyorum





Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: MEDUSA - Ekim 05, 2014, 03:33:12 ös
Sayın Adam,

Allah, kâinatın ve kâinatta bulunan tüm varlıkların yaratıcısı, koruyucusu olan tek varlıktır.

En yüce varlık olarak inanılan, bütün kemâl sıfatları şahsında bulunduran ve her türlü noksan sıfatlardan uzak olan gerçek İlah, ALLAH'tır.

Varlık iki kısımdır ;  birincisi, sonradan var olanların varlığıdır. Bütün yaratıkların varlığı bu türdendir. Sonradan var olanların hepsi, var olmak için başka bir varlığa muhtaçtır. Hiçbir yaratık kendinden var olmamıştır, olamaz da.
   
   Diğer varlık mutlak varlıktır ki, Allah’ın varlığıdır. Allah’ın varlığı kendindendir, yani ezelîdir.

   Allah'ın varlığı için Vacibül -Vücut denilir. Yani, varlığı kendinden olup ve başka bir varlığa muhtaç olmadan, varlığını ezeli ve ebedi olarak devam ettiren demektir ki, bu sıfat da yalnızca Allah’a mahsustur.

Varlıklar, maddi ve manevi olmak üzere ikiye ayrılır. Yüce Allah, manevi bir varlıktır.

Saygılarımla

Fay Frin
Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: ADAM - Ekim 05, 2014, 03:51:57 ös

Sayın Arais'in dediği gibi; basit bir bayramlaşma seremonisini rayından çıkarmayalım.

Bayramlar gerçekkn BAYRAM olara nitelenirse, ucuna birtakım inançsal dogmalar, kurallar, kutsal saymalar, başkalarının sözlerine ve yazılarına kapılmışlıklar bağlanmazsa; iyilikler ve güzelliklerle donanması, insanın önemli ve öncelikli tutulması benimsenirse hiç sorun çıkmaz.

Öyle bir tutumla bayram hepimizindir, tüm insanlarındır; hem kutlar hem kutsarız.

(Bugün Bayram. Bize açık mektup yazanlara da, adımızı yanlış yazsalar da mutlu bayramlar dileriz.) 
Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: Alşah - Ekim 08, 2014, 12:47:55 öö
      sayın Fay Frin , yani !!!..
 
      Saygılar-sevgiler
Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: yazbenide - Ekim 16, 2014, 01:11:04 ös
Olayları ve yaşananları bu kadar basite indirgediğiniz sürece neye ulaşabileceğinizi sanıyorsunuz ki. Her konuda olduğu gibi üzerine eğilmediğiniz hiç bir konuda uzman olamazsınız ve anlayamazsınız . İnanç yönünden bir şeyler kazanmış ve hisseden insanlara yapılan bir hakarettir bu. Sayın Adam belirli paylaşımlarda insanların inançlarını sorgulayamazsınız derken, burada kendi düşüncesini destekler yorumlara aynı tepkiyi göstermiyor. Tarafsız olmadığı sürece kimsenin samimiyetine güvenilmiyor.
Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: Selim - Ekim 16, 2014, 02:52:05 ös
Alıntıdır:
"Hayvanlar kesilsin,
halkıma etin en iyi yerleri,
En iyi şaraplar sunulsun

Ata hükümdarlığını devraldığım zaman, dindarlığımın bir sonucu olarak, tahtıma bağlı Krallığı tüm tanrıların ortak yurdu yaptım. Onları, şekli temsillerini kendi soyumun talihli köklerinin geldiği Pers ve Hellenlerin eski usullerine göre çesitli biçimlerde yapmak suretiyle, kurbanlar keserek ve şölenler düzenleyerek, eskiden beri insanlar arasında ortak bir adet olduğu üzre, onurlandırdım. Onursal duyguları somut ifadeye dönüştürmek ise benim hakbilir düşüncemin bir buluşudur.

...

Zamanın tahribine dirençli bu tapınaksal mezarın temellerini göksel tahtların yakınında atmaya karar verdiğimde, bu kutsal mekan, sadece ileri yaşıma rağmen hâlâ sıhhat ve selamet içinde olan bedenimi saran kılıfa, tanrının sevdiği ruhum Zeus Oromasdes in göksel tahtlarına yolcu olduktan sonra, ebedi bir istirahatgâh olsun istemedim; buranın aynı zamanda bütün tanrıların ortak tahtları olmasını da kararlaştırdım. Çünki benim çabalarım sonucunda orada sadece kahraman atalarımın ßu gördüğün resim dizeleri bulunsun istemedim; daha çok da, bu kutsal tepe üzerinde tanrıları temsil için kutsanarak dikilen ilahi bir figür, artık ıssız kalmayacak bu mekanı tanrılar karşısında ifa ettiğim dindarlığın bir kanıtı olarak görsün istedim.


Kurban törenlerinin çeşitli biçimlerde yapılmasını sağlamak amacıyla kafi derecede arazi ayırdım ve onlardan sağlanacak gelirlere el sürülmemesini buyurdum. Sürekli bir kurban hizmeti kurdum ve seçkin rahipler tayin ettim; onları Pers giysileriyle donattım; tören ve tüm onursal hizmetleri benim sanıma ve tanrıların yüceliğine yaraşır biçimde düzenledim.

Kurban hizmetlerinin sürekliliği için, eskiden beri varolan ve müşterek bir hukuka dayanan kurban törenlerinin yanısıra, Krallığımda yaşayan tüm insanların, hem tanrılara karşı vecibelerini yerine getirmeleri hem de bizi onurlandırmaları maksadıyla yeni ihdas edilen bayramları kutlamalarını kural olarak koydum. Böylece bedenimin doğum günü olan Audnaios ayının 16. gününü ve taç giydiğim Loos ayının 10. gününü yüce tanrıların yeryüzüne zuhur edişlerine vakfediyorum; çünkü bunları ben talihli hükümranlığımın menşei ve tüm Krallığımdaki genel saadet ve refahın sebebi olarak telakki ettim. Bunlardan başka kurbanların daha zengin ve şölenlerin daha mükemmel olması için ve yılda bir kutlanmak üzere iki günü daha bayram olarak tahsis ettim. Ülke halkını toplantı, yani şölenlere katılım amacıyla, köy ve kentlere göre gruplara ayırdım ve bayramları herkesin en kolay erişeceği en yakın kült yerlerinde kutlanmak üzere düzenledim. Geri kalan zamanı, yani doğum günüme tekabül eden 16. ve Diademi takdığım güne tekabül eden 10. günü, her ay tekerrür etmek ve rahipler tarafından sürekli kutlanmak üzere tören günü olarak düzenledim.
 
Bu düzenlemelerin daimi olması için, tanrıların buyrukları doğrultusunda kutsal bir kanun vakfettim ve bunu dokunulmaz kıldığım steller üzerine yazdırdım; çünkü bunların sürekli korunması aklıselim sahibi kişiler için dindarca bir iştir; sadece bizim onurumuz için değil, aynı zamanda her ferdin kendi talihi uğruna bel bağladığı en aziz beklentiler için de bu böyledir. Sonsuz zaman kaderin bir cilvesiyle tüm insanlar arasından hangi soyu bu ülkenin mirasına oturtursa, o insan soyu için bu kanunu korumak bir vecibe olmalıdır; şunu bilerek ki, kraliyetin rahmete kavuşmuş soyunun intikamı ağırdır, ihmal ve cürümden gelen din düşmanlığını eşit derecede cezalandırır ve takipçisi olur; kutsanmış atalarımın kanunu hakarete uğramışsa, merhamet tanımaz cezalar verir. Zira dindarca yapılan her iş kolaydır; ama dinsizliğin sonu zorunlu olarak sefalettir. Bu kanun benim sesimi duyurdu, tanrıların vahyi ise ona geçerlik kazandırdı.
 
Kanun tarafımdan hem tanrılar ve hem de resimlerini Toros uçurumlarının zirvesine, bedenimi saran bu kutsal mezarın yanıbaşına çepeçevre kutsayarak dizdiğim rahmete kavuşmuş atalarım için tayin edilen halihazırdaki rahip ve gelecekte bu görevi devralacak olan rahip, bütün diğer görevlerinden azad olunmalı, engel olunmadan ve bahane bulunmadan bu kutsal tapınak mezardaki görevini kült törenlerine ve kutsal heykellerin uyarınca süslenmelerine vakfederek ifa etmelidir. Her ay ve her yıl tüm yıl boyunca sürekli kutlanmalarını emir buyurduğum tanrıların ve benim doğum günlerimizde bu rahip, kendisine benim ve soyumun ata geleneği icabı takdir edilmiş olan Pers giysisini giyerek, tanrıların dindar onurlarına vakfettiğim bütün heykelleri altın çelenklerle süslemelidir. Rahmetli soyumun aziz menfaatlerine adadığım köylerden sağlayacağı gelirle bu sunaklar üzerinde bol bol tütsü ve kokulu otlar sunmalı ve besili kurbanlıkları tanrıların ve bizlerin onuruna yaraşır biçimde kurban etmeli, kutsal masaları uyarınca bol ziyafet malzemesiyle donatmalı ve testileri suyla karıştırılmış bol miktarda şarapla doldurmalıdır. Buraya gelen yerli ve yabancı bütün ahaliyi büyük bir ihtimamla karşılamalı ve bir araya gelen cemaate herkesin eşit derecede keyf alacaşı bir şölen hazırlamalıdır. Kendisi için de, adet olduğu üzere, rahiplik makamının onursal hakkı olarak pay ayırmalıdır. öyle ki, her bir kimse, kutsal günlerde kafi miktarda yiyecek içecek alabilmek için, gözetildiği hissine kapılmaksızın şölenin keyfini çıkarsın ve dilediği köşede, istediği kadar yiyip içsin. Tapınak hizmetine sunmuş olduğum içki kupalarını ise, ancak kutsal alanda birlikte bulundukları sürece kullanabilirler.
 
 
Aynı şekilde, şurdaki tanrılara adadığım köyleri kendi mülkiyetine geçirmek, satmak ya da bir başka kurala bağlamak, ya da bu köylere veya bunların tanrıların dokunulmaz mülkü olarak vakfettğim gelirlerine herhangi bir şekilde zarar vermek, kimsenin hakkı ve haddi olmayacaktır. O halde, cürümün bir başka türüne ya da bir hakarete veya kendi vakfettiğim kurban şölenlerinin ve toplantılarının şan ve şöhretimiz aleyhine bertaraf edilmesine vesile olacak uygulamalarda bulunmak, hiç kimsenin yanına kâr kalmayacaktır.

 
Her kim ki ama, bu düzenin kutsal geçerliğini ya da ölümsüz iradenin teyid ettiği rahmet abidesini bozar ya da zarar verir ya da gerçek anlamını değiştirmeye yeltenirse, yalnız kendisi değil, aynı zamanda tüm soyu sopu rahmetli atalarımın ve tüm tanrıların hışmına uğrasın, taki cezasını tamamiyle çekinceye kadar.

Pers ve Makedonya ve Kommagene ülkesindeki bütün tanrıların ilgi ve rahmetinin böyle hareket edenlerin üzerinde olmasını niyaz ediyorum. "

Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın.

Ruhun bedenden ayrılması, kurban törenleri o yıllarda da varmış demekki abartmamak lazım, bayramlar insanoğlunun 365 günlük rutinden çıkma günleri olarak belirlenmiştir diye düşünüyorum. Eğlenmek insanın rahatlaması için gerekli imiş demek ki, e o zamanlar bar veya meyhaneler olmadığına göre, rakı da yok, vur şarabın dibine.

Allah Hz İbrahimden razı olsun. Tanrılara kurban edilecek insan bulunmazdı herhalde. Kurban olmaktan kurtulduk bari bunu bozmayalım. Ses etmeyin kurbanımızı keselim, eğlenelim. Hayvanı kurbanda kesme, mezbahanede kesme, kasaplar et satmasın ben nasıl protein ihtiyacımı karşılayacağım. Hakeza et yemz isen hafıza gidiyormuş, ben söylemiyorum, memleketimin güzide doktorları böyle buyuruyor.

Herhalde kurban olayının orjini insanın kan akıtma isteğini dizginleyebilmek için gelmiştir.

Hem Allah a ibatetini yerine getiriyor, hem kan akıtıyor, hem et yiyor. Eksik olan ise eğlence, şarap veya rakı.

Adam yaklaşık 2100 yıl önce Bayramları eğlenmenin önündeki tüm engellerin kalktığı muafiyet günü olarak adam ilan etmiş.

Afiyet olsun.

 




 
Başlık: Ynt: Kurban Bayramı
Gönderen: Tij - Ekim 16, 2014, 09:18:07 ös
(http://www.sendika.org/wp-content/uploads/2014/10/kurban-ic.jpg)

Kurban kültüründen yaşatma kültürüne – Prof. Dr. Gazi Çağlar
Gazi Çağlar 4 Ekim 2014

İnsanlık, artık “kurban” bayramlarına değil, özgürlük, eşitlik, yaşama ve yaşatma, doğa bayramlarına acilen ihtiyaç duymaktadır

kurban-icİnsan kurban etmekten hayvan kurban etmeye geçiş, oğlu İshak’ı tanrı için kesmeye yeltenen tevratın İbrahim’inin çağı için pazifize edici ileri bir adım olarak görülebilir: Kurban isteyen tanrı koç göndererek insanı onurlandırmış, bundan böyle kendisine tapıldığının gösterisi için koç kesilmesini yeterli sayacağını ilan etmiştir. Kuran, mitosu alıp İbrahim’in oğlunun adını İsmail yapmıştır: Muhammed de İsmail’in soyundan sayılır. Yani tüm İsmail’ler kıl payı kurtulmuştur. Onları kurtaran hayvanların sayısı ise genişlemiştir: Koyun, koç, inek, deve…

İbrahim’in mitolojik çağı için ileri olan, artık düşünen vicdanlı insan için olumlu herhangi bir anlam taşıyamaz. İçinde yaşadığımız çağ, insan ve tüm canlıların doğal yaşam koşullarını hızla tahrip eden yıkıcı kapitalizm çağıdır. Dünyada her yıl binlerce tür, evet tek tek örnekleri değil, türler yok edilmektedir. İnsan kendisine Tevrat’ta, İncil’de, Kuran’da atfedilen “tanrının ayrıcalıklı kulu” özelliğini çoktan keybetmiş ve şimdi hızla tüm yaşamı kendisiyle birlikte yok etme sınırında endişeyle dolaşmaktadır.

Günümüzde yaşam hakkı, sadece insan haklarının değil, hayvan ve bitki aleminin, insanın da parçası olduğu tüm doğanın can alıcı meselesidir. Yaşatmatı değil, kurban etmeyi baz alan tüm eski ve yeni ideolojiler, artık yaşamın değil halen aşılamamış sınıflı toplumların tahripkar ve ölümcül makinasının parçasıdırlar.

Denilebilir ki, kapitalizm hayvan üretimi ve katliamını fabrikalaştırmıştır, sorun Kurban “bayramı”mıdır?  Doğru, bugün doğanın tahribinde hiçbir dini ideoloji kapitalizmle yarışamaz. Hatta kapitalizm bu dinlerin ritüelleini de değiştirmiş, kendisine uyarlamıştır, sömürü alanı yapmıştır: İslamcı sözde “sivil toplu kurulluşlarının” kurban satış reklamlarına rastlamışsınızdır: “Tam kurban şu fiyat, yarısı şu, üçte biri şu fiyat vs. Basın parayı keselim kurbanınızı.” “Sizin için dağıtalım” da demektedirler. Bu kısmı şüpheli olmakla beraber gerçektende özellikle islam dininin de kutsadığı kapitalizmin her gün yarattığı insan kurbanlarının düzen aşılmazsa her gün “sadakaya” ihtiyacı vardır. Dinler, yoksulluğa karşı değildir, yoksulluğu zengin dindarların vicdanlarını rahatlatmalarının, cenneti sadakayla satın almalarının zorunlu aracı olarak görürler ve yaşatırlar. Her ne kadar tarihte dine dayalı alt sınıf hareketleri olsa da kural olarak dinler egemenler lehine, onların baskı ve disiplin aracı ve “halkın afyonu” olarak işlev görmüştür. Kapitalizm ise savaşlarıyla ve gündelik işçi ruhu ve fiziği katliamlarıyla kurban kesmeye devam etmektedir. Bu katliamcı kurban pratiğini kutsamasının yol ve temaları da en az dinlerinki kadar sihirlidir.

Kurban “bayramı” kutlayan coğrafya, sistemin en vahşi katliam biçimlerinin halen uygulandığı coğrafyadır da. Milyonlar katledilmiştir Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Somali’de, Filistin’de. Özünde kaynak ve jeostratejik egemenlik rekabetlerinin yol açtığı bu savaşlara İslam’ın yeşil rengi katıldıkça daha da vahşileşmiş, adeta en modern teknoloji ile en arkaik katliam tarzları aynı anda yaşanır olmuştur. Savaş katliamcı kasapçılık olarak değil cennete gitmenin ve tanrıya kavuşmanın kutsal yolu olarak kutsallaştırılmıştır. Bu yoldan ise ne emperyalizmi ne kapitalizmi aşmak mümkündür. Cihat, emperyalist-kapitalist sitemin yöntemlerinin alternatifi değil, parçasıdır.

İnsanlık, artık “kurban” bayramlarına değil, özgürlük, eşitlik, yaşama ve yaşatma, doğa bayramlarına acilen ihtiyaç duymaktadır. Çocuk ve karınca bayramlarına, coşkulu emek bayramlarına, kendi varlık koşullarını bilince çıkaran bayramlara… Gerisi tüm insanlığı hızla kurban eden düzeni dolaylı kutsamaya hizmet eden sürü manipülasyonlarıdır.

Her ne kadar çocuklar İshak ve İsmail ile birlikte kesilmekten kurtulmuş olsalar da çocuklarınızı “kurban” bayramlarından gözünüzün nuru gibi saklayın: Ruhları incinmesin, katilliğe heveslenmesinler.

[email protected]

Sendika.org