Bildiğimiz gibi evrenin oluşumunda iki teori ile karşılaşırız;
1-Evren bir tesadüf sonucu vardır ve sonsuzdan gelip sonsuza gider.Bu felsefe Antik Yunan’da gelişmiş ve yeniçağda ise ilk olarak Alman filozof Immanuel Kant tarafından ortaya atılmıştır.
2-İlk olarak 1922’de Alexander Friedmann tarafından ortaya atılan ve günümüzden 10-20 milyar yıl önce Bing-Bang adı verilen büyük bir patlamanın gerçekleşmesiyle oluşmuştur evren.
2.teori tam bir fikir birliğiyle bilim adamlarınca kabul edilmiş teoridir. Ancak bu bilimsel gerçek evrenin bir Yaratıcı tarafından yaratıldığını öngördüğünden materyalist felsefe hala 1.ci teoriyi savunmaktadır.Ünlü astronom Edwin Hubble tarafından yapılan “evrenin sürekli genişlediği” araştırması sonucu 2. teori kesinlik kazanmıştır.Bilimsel gerçeklerden yola çıkarak yani 2.teoriyi esas alarak konumuza devam edelim.
Evet evren büyük bir patlamayla ortaya çıkmıştı.Albert Einstein şimdiye kadar yapılmamış bir evren tarifi yapmıştı bizlere.Bu tarife göre şimdiye kadar söylendiği gibi üç boyutlu değildi evren ve 4.boyut olan zaman vardı.Bu tarife göre karşımıza başka bir şey çıkıyordu ki zaman ve mekan büyük patlamayla ortaya çıkmıştı ve maddeyle birlikte ortaya çıkmıştı bu kavramlar yani büyük patlama öncesi tam bir “hiç”lik vardı ve bu ortama ait hiçbir bilgi bulunmamaktadır.Zamanın hızını Yaratan belirlemiştir.Uzayda farklı bir hıza ve dünyada farklı bir hıza sahiptir zaman.Bir örnek verecek olursak Güneş bizden 8 dakika-ışık hızı uzaktadır ve bunu söylerken aslında Güneş’in 8 dakika önceki halini görüyoruz.Bu da bilim adamlarınca şu şekilde açıklanıyor. “1987 yılında meydana gelen bir süpernova patlaması dünyadan 170.000 ışık yılı uzaklıktaki bir yıldızda gerçekleşmişti. Yani 1987 yılında görülebilen bu olay, aslında o günden 170.000 yıl önce gerçekleşmişti. Ama bu olayın görüntüleri uzaklık sebebiyle bize ancak o gün ulaşabilmişti.”
Zaman için söylenebilecek son sözü ise Stephan Hawking’e bırakalım; “…emin olabileceğimiz tek şey zamanın bir başlangıcı olduğu”
Ünlü fizikçi Julian Barbour;The End of Time (Zamanın Sonu) isimli kitabında zamanın sadece bir algıdan ibaret olduğunu söylüyor ve sadece maddeyle anlam kazandığından bahsediyor.Bunu Einstein’in İzafiyet Teorisine göre açıklayalım ve Einstein'ın bir örneğini verelim. Bu örneğe göre aynı yaştaki ikizlerden biri Dünya'da kalırken, diğeri ışık hızına yakın bir hızda uzay yolcuğuna çıkar. Uzaya çıkan kişi, geri döndüğünde ikiz kardeşini kendisinden çok daha yaşlı bulacaktır. Bunun nedeni uzayda seyahat eden kardeş için zamanın daha yavaş akmasıdır.
Kutsal Kitap’ta İzafiyet Teorisi
--- Ya da altı üstüne gelmiş, ıssız duran bir şehre uğrayan gibisini (görmedin mi?) Demişti ki: "Allah, burasını ölümünden sonra nasıl diriltecekmiş?" Bunun üzerine Allah, onu yüz yıl ölü bıraktı, sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki: "Ne kadar kaldın?" O: "Bir gün veya bir günden az kaldım" dedi. (Allah ona:) "Hayır, yüz yıl kaldın, böyleyken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış; eşeğine de bir bak; (bunu yapmamız) seni insanlara ibret-belgesi kılmamız içindir. Kemiklere de bir bak nasıl biraraya getiriyoruz, sonra da onlara et giydiriyoruz? dedi. O, kendisine (bunlar) apaçık belli olduktan sonra dedi ki: "(Artık şimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah, herşeye güç yetirendir." (Bakara Suresi, 259)
---Dedi ki: "Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız?" Dediler ki: "Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık, sayanlara sor." Dedi ki: "Yalnızca az (bir zaman) kaldınız, gerçekten bir bilseydiniz. (Müminun Suresi, 112-114)
---Sizi çağıracağı gün, O'na övgüyle icabet edecek ve (dünyada) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız. (İsra Suresi, 52)