Forumun arşivinde şu eski tarihli sorular ve yanıtlar kimi zaman pek ilginç oluyor.
İşte bu da bir yıl önce ortaya atılmış bir soru. Konuyu başlatan Sayın akasya; aylardan beri forumda görünmüyor. Ancak sorusu, üzerinde durulmaya değer; çıraklara locada nasıl eğitim verildiğini sormuş özetle. Sayın MASON da gayet iyi yanıtlamış.
Peki ber niçin işe karışıyorum bunca zaman sonra? Pişmiş aşa su katmak için mi?
Hayır. Bir iki noksan var. Onları elimden geldiğince giderebilmek için.
Önce şunu belirtmeli: Türkiye'deki localarda, 1. derecedeki toplantılarda çıraklara, 2. derecedeki toplantılarda kalfalara, sınırlı düzeyde de olsa eğitim verilir. Fakat yetmez. Hele çoğu Batı ülkelerindeki localarda, toplantılarda eğitim verilmesi gibi bir uygulama yoktur. Bunun yearine eğitim locaları vardır. İsteyenler gider, orada eğitim alır. Sanırım Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nda da böyle bir loca var İstanbul'da (bu konuda yanılmakta olabilirim) fakat diğer illerde yok.
Locaların olağan oturumlarının gündemleri çırakların ve kalfaların gerektiğince bilgilendirilmelerine yetmez. Oysa zaman da değerli. Kimi masonlar da Masonluğa girmeden önce neredeyse "hiç" denecek ölçüde bilgileniyor bu kurum ile ilgili olarak. Dolayısıyla Sayın MASON'un belirtmiş olduğu üzere ilgili çırak ya da kalfa masonun rehber ya da önderine çok iş düşüyor. (Bence keşke önericisi bu işi önceden yapmış olaydı yapabildiğince.)
Anrcak şu da unutulmamalı: Her locada o localırın 1. Nazırı topluca kalfalardan, 2. Nazıor da topluca çıraklardan sorumludur. Dolaüyısıylaü bu iki görevli, -görevlerini gerektiğince iyi yerine getiriyorlarsa eğer- kendi gruplarıyla loca dışında zaman zaman eğitim ve söyleşi toplantıları düzenlerler. Bu toplantılar, ayrı ayrı rehber ya da önderlerin kendi çırak ya da kalfalarına vereblecekleri bilgilendirme ve eğitimden çok daha verimlidir.
Bu işin asıl önemli olan noktası şu ki, bir çırak mason çıraklık döneminde Masonluğun bu derecede kendisine gerekli tüm bilgilerini edinmek dileğindeyse, ona ne rehber ya da önderi ne de locanın 2. Nazırı yetişebilir. Loca toplantılarında verilebilecek eğitim, bunların bile yanında pek azımsanabilecek düzeyde kalır.
Dolayısıyla aslında her mason, öncelikle kendi kendisini yetiştirmek durumundadır. Tıpkı kendi hamtaşyını ancak kendisinin yontabileceği gibi. Ne var ki işte bu bakımdan önemli bir sorunun başgösterdiği görülüyor; özellikle de bizim ülkemizde. Bizim eğitim almadaki alışkanlığımız, bunu kende yapacağımız çalışmalarla ve bu çalışmaların başkalarının çalışmalarıyla da birleştirmek yöntemiyle değil, bir öğretmen ya da eğitmenin gelip anlatmasıyla. Biz ülke çapında aktif ağitime geçemedik, hep o köhnemiş Fransız tarzı pasif eğitimde kaldık. Bu nedenle de bir mason ile karşılaştığınızda bir bakıyorsunuz ki Masonluğa iliştin temel bilgileri pek zayıf, pek yüzeysel. Onu bundan ötürlü kusurlu, noksanlı görebilirsiniz elbette ama asıl sorun, asıl kusur, asıl noksan yurdumuzdaki temel eğitim sisteminde.
Sonuç: bielgilerini artırmak, kendine geliştirmek isteyen çırak mason için bu olanak var. Yeter ki o olanağı değerlendirmeyi bilsin. Aynı konu bir kalfa mason için de geçerli.
Olmadı mı?... Zaman mı yetmedi. Bu arada ilgili mason çıraklık süresini ve gereklediriyerine getirdi, kalfalığa geçti ve sonra bir de üstat mı oldu? Yok hayır. Üstat olmadı da üstat derecesini aldı sadece. Eksiklerini bundan sonra gidermeye devam etsin, ne olur? Büyük olaüsılıkla önünde Masonylukta geçireceği daha çok yıl var. Elbette isterse... Kimse onu zorlayamaz. İsteyen alır, istemeyen yoksun kalır.