Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Sabiilik  (Okunma sayısı 7268 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 07, 2007, 11:59:45 ös

Sabiilik

 Aslında saf ve makul bir mezheptir.
 Derece derece saflığını ve sadeliğini kaybetti
 Yayıldığı memleketlerde değişikliklere uğradı.
 Çocukları öldürme ve kurban etme gibi fena adetler ortaya çıktı.

 Sabiilierden bahseden kaynaklar milattan sonraki dönemlerden bahseder.
 İlk harici kaynaklarda M.S. I. Yy. da Filistin bölgesinde ikametine dair bilgiler vardır.
 Mecusi Rahip Kartir’in kitabesinde Mecusiliğin İran Krallığının resmi dini olmasından sonra iran’dan çıkarılanlar arasında sabiiler’de varlığını yazmıştır M.S. 275.
 Süryani ve İslami kaynaklar geç dönemlere aittir M.S. 7. yy.

İslam Kaynaklarında Sabiiliğin Kökeni
 Keşşaf Yahudilikten döneüp meleklere ibadet eden bir grup olduklarını nakleder.
 İmam Azam Hıristiyanlardan olduklarını söylemiştir.
 El-Milel ve’n-Nihal’de ruhaniyet üzere taassub etmiş oldukları ve hak yoldan ayrılmaları nedeniyle Sabii denilmiştir.

 Keşşaf Yahudilikten döneüp meleklere ibadet eden bir grup olduklarını nakleder.
 İmam Azam Hıristiyanlardan olduklarını söylemiştir.
 El-Milel ve’n-Nihal’de ruhaniyet üzere taassub etmiş oldukları ve hak yoldan ayrılmaları nedeniyle Sabii denilmiştir.

 İbn Kesîr’e göre bu konuda en doğru görüş, Mücâhid ve Katâde’nin görüşüdür: Sâbiîler, ne Yahûdî, ne Hıristiyan, ne mecûsî, ne de müşrik olmayan, kendi yaratılmış bulundukları doğal halleri üzere kalan bir toplum idi, belli bir dinleri yoktur.

 Hz. Peygamber zamanında ve daha önce Araplar, sâbiî kelimesini, atalarının dininden ayrılan kimseler için kullanırlardı. Nitekim Hz. Peygamber ve ilk mü’minler için de “sâbi’î” demişlerdi. Bir bedevî kadın, Hz. Peygamber hakkında: “Şu kendisine sâbi’î denilen adam” demiştir. (Buhârî,Teyemmüm: 7)
 Hz. Ömer de müslüman olduğu zaman kendisine: “Ömer sâbiî oldu” demişlerdi. Buhârî, Menâkıbu’l-ensâr: 35

 İslam kaynaklarında Şit (a.s.)ın oğlu Sabi’den geldiği rivayeti vardır.
 Bazıları Sabii isminin ibranice yıldız manasına gelen Sabe kelimesinden geldiğini ve bu yıldızlardan bilgi edinme yöntemi Keldani Rahiplerince bir mezhebe çevrildiği yazılmıştır.
 Ya da Tufandan önce var olan bir mezhep olduğuda söylenir.

Kur’an’da Sabiiler

َBakara Suresi 2/62- “Şüphe yok ki, iman edenler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler, bunlardan her kim Allah’a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve salih amel işlerse elbette Rabbleri katında bunların ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur, bunlar mahzun da olacak değillerdir.”

Maide Suresi 5/69- “Muhakkak ki inananlar, Yahudiler, Sabiiler ve Hıristiyanlardan kim Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve güzel amel işlerse, onlar için bir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.”

Hac Suresi 22/17- “Şüphesiz o iman edenler, Yahudi olanlar, Sabiîler (yıldıza tapanlar), Hıristiyanlar, ateşe tapanlar ve (Allah’a) eş koşanlar (yok mu?) Allah, kıyamet günü bunların arasını şüphesiz ayıracaktır. Çünkü Allah her şeyi hakkıyla görüp bilendir.” (E.H.Y. Meali)

 Muhammed Esed Bakara Suresi 69. ayette şöyle açıklıyor:

 Sâbiîler, Yahudilik ile Hristiyanlık arasındaki tek-tanrılı bir dinî grup olarak bilinmektedir. İsimleri (bu isim, “kendini (suya) daldırdı” anlamındaki Ârâmîce tsebha‘ fiilinden türetilmiştir), onların Hz. Yahya’nın takipçileri olduklarına işaret etmektedir -ki bu durumda, bugün hâlâ Irak’ta yaşayan ve Mandeliler diye tanınan bir topluluğa mensup olabilirler. Ancak onları, İslam’ın ilk çağlarında mevcut olan ve Müslümanlarca bütün tek tanrılı din sâliklerine tanınan avantajları elde etmek için gerçek Sâbiîlerin ismini bilinçli olarak kabullenmiş olmaları muhtemel bir ‘bilinemezci’ (gnostic) mezhep olan “Harran Sâbiîleri” ile karıştırmamalıyız.
 Suat Yıldırım ve Elmalılı H. Yazır Yıldıza tapanlar şeklinde açıklama eklemişler.
 Yaşar N. Öztürk ve Süleyman Ateş yorum eklememiştir.

Sabiilik
 Proto-Din nedir?
 Senkretizm
 Gnostik ve düalizm nedir?
 Sabii- Mandani veya Vandani
 Kendilerini Mandeye, Mandenler (arifler, bilenler) ya da Nasuralar (kutsal öğretileri koruyup gözetenler) olarak adlandırırlar.
 Haran Gawaita’da Sabiilerden Nasurai kelimesi ile bahsedilir.
 Yaşadıkları bölge Filistin-Ürdün bölgesidir.
 Heretik Yahudilik?

Sabiilik
 Mandence (mandaic)
 Aramcanın bir lehçesi
 Yardna ve Hauran
 İlk dönemlerde Yahudler ile yakın ilişkiler vardır.Adonai (Yahve )

Sabiiliğin Kökeni Hakkında Fikirler
 Eski Babil geleneksel inancına dayanır.
 İran dini geleneğinden doğmuştur.
 Sabiiliğin temel inanç ve ibadetlerinin İran geleneğinden alındığını savunurlar.
 Çünkü ışık ve ateş Sabiilerde de kutsal kabul edilir.
 Mitraizm ve Parsizm’in bir senkretizmi sonucu oluşan İran kültü olduğu düşünülür.
 Sabiililiğin Filistin-Ürdün bölgesinde Heretik Yahudi bir mezhep olarak ortaya çıktığı tezi doğruya en yakın olanıdır.
 Hıristiyanlığın doğuşuna ortam hazırladığı ve Gnostik unsurlara kaynağı olduğu da kabul edilir.

 Sabiilikte mevcut olan vaftiz, ayin yemekleri ve benzeri ibadetlerin prototipleri, Adem’e yaratıldığında ilahi varlıklar tarafından öğretilmiş ve tatbikatı bizzat onların gözetiminde yaptırılmıştır.
 Sabiililer dini literatürlerini Hz. Adem’e dayandırırlar.
 Bir din kurucusu (peygamber) yoktur.
وَعَلَّمَ آدَمَ الأَسْمَاء كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلاَئِكَةِ
فَقَالَ أَنبِئُونِي بِأَسْمَاء هَؤُلاء إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ 2/31
2/31- Ve Âdem’e isimlerin hepsini öğretti, sonra onları meleklere gösterip:
“Haydi davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin.” dedi.

Nasurai
 Nasurai terimi İbranice nsr fiil kökünden türetilmiş Mandence bir isimdir.
 Nasurai çoğuu Nasuraiia’dır ve “gözetleyen, koruyan veya muhafaza eden” anlamlarına gelir.
 Sabii literatüründe kendilerini ifade etmek için kullanılan en eski isimdir.
 Günümüzde daha gizli bilgi ,ve sırlara erişmiş Sabiiler için kullanılır.

İlk Hıristiyanlar ve Nasurai

Kutsal Kitapları

 Sabiiler kutsal kitaplarının, yaratılışta yüce Tanrı tarafından ilk insan Âdem’e vahy olunduğuna inanırlar.

 Sabii literatürü M.S. 2. ya da 3. yüzyılda derlenmiştir.

 Sabii kutsal metinlerinin yazılı olduğu dil Aramca’nın doğu lehçelerinden birisi olan Mandence’dir.

 Günlük hayatta Arapça konuşan Sabiiler, bu dili anlamadan sadece ibadet dili olarak kullanırlar. Bu dili okuyup yazabilme ayrıcalığı ise yalnızca rahiplere aittir.

 Yazılı Metinler
 Yazılı metinler kendi aralarında temel kitaplar, esoterik (gizli) özelliğe sahip metinler, divan, şerh ve tefsirler, astrolojik metinler ve büyü ve sihir yazmaları şeklinde çeşitli gruplara ayrılabilir.

Ginza
 İki ana kısma (Sağ Ginza ve Sol Ginza) ayrılır.
 “Hazine” anlamına gelen Ginza yaklaşık 600 sayfadan oluşur.
 Adem ‘in Kitabı diye de adlandırılan bu kutsal kitap, çeşitli dualar teoloji, mitoloji, ölüm ve ölüm sonrası hayat ve benzeri konuları ihtiva eder.

Daşia d Yahya (Yahya’nın Öğretileri)
 Büyük ölçüde Yahya’yı, onun hayatı ve öğretilerini konu alır.
 Kolasta (Koleksiyon ya da Övgü) ise gusül, ayin yemekleri ve benzeri ibadetlerle ilgili dua ve uygulamaları içerir.

Sır Metinler
 Sır metinleri çeşitli dönemlerde hastalık, kara büyü, sihir, bela, afet ve benzeri kötülüklere karşı çanak, çömlek gibi eşyalar üzerine ya da metal veya papirüs sayfalara yazılan kısa muskalar ve sihir metinleridir.

Ruhban Sınıfının Kutsal Kitapları
 Aif Trisar Şualia (Bin oniki Soru)
 Alma Rişaia Rabba (Büyük İlk Alem)
 Alma Rişaia Zuta (Küçük İlk Alem)

 İlahiyat konularıyla çeşitli mitolojik tasavvurlar yer alır.
 Yalnızca rahipler ve rahip adaylarınca kullanılmasına izin verilen gizemli kitaplardır.
 Divan, şerh ve tefsirler çeşitli konularla müstakil olarak ilgilenen kitaplardır.

Tanrı Tasavvurları
 Sabiilerin tanrı tasavvurlarının temelinde gnostik bir düalizm mevcuttur.
 Bu dualizme göre bir tarafta ışık ve nur alemi, diğer tarafta ise karanlık alemi bulunur.
 Işık aleminin başında “Yüce Hayat”, “Kudretli Ruh” ve “Yüceliğin Efendisi” gibi isimler de verilen Malka d Nhura (Işık Kralı) bulunur.
 Malka d Nhura, en üstün niteliklerle mücehhez ve bütün eksikliklerden münezzeh olan yüce varlıktır.

Işık Alemi
 Işık aleminde yüce varlık Malka d Nhura’nın etrafında sayısız nurani varlık bulunur. Uthria (zenginler) ve Malkia (krallar) diye adlandırılan bu varlıklar Malka d Nhura’yı takdis ve tesbih ederler.
 Bu âlemin varlıkları kötülükten tamamıyla münezzehtirler. Bu âlem yokluk, eksiklik, fanilik ve yanlışlık gibi sıfatlardan da tamamıyla uzaktır.
 Kutsal kitaplarda, kuzey yönünde olduğuna inanılan Işık âleminin düzen, varlık ve verimliliği sembolize eden Hayat (Hiia) prensibinden oluştuğu ifade edilir.

Karanlık Alemi

 Karanlık alemi yokluk, eksiklik ve düzensizliği sembolize eden kaos ya da Kara Su’dan oluşmuştur.
 Güneyde olduğuna inanılan bu alemin başında zaman zaman Ur ya da “Büyük Canavar” diye de adlandırılan Malka d Hşuka (Karanlık Kralı) bulunur.
 Malka d Hşuka, karanlık alemindeki sayısız kötü varlığın yaratıcısı ve yayıcısı olarak nitelenir. Birçok olağanüstü nitelik ve güçlere sahip olan bu varlık, kötü ve karanlık vasıfların tümüne sahiptir.
 Ruha, âlemin ve insanın yaratılışı mitolojisinde kötü varlıkları harekete geçirmesi konusunda Malka d Hşuka’yı kışkırtan bir varlık olarak nitelenir.

 Işık âlemiyle karanlık âlemi arasında Yuşamin,Abatur ve Ptahil (maddi alem ve insanın yaratıcısı) gibi figürler de karanlık alemine atılmış varlıklar arasındadır.
 Malka d Nhura gibi Malka d Hşuka da ezeli ve ebedidir.

Kainat Tasavvurları
 Kainatın ve yeryüzünün oluşumu ile ilgili tasavvurları baştan sona mitolojiyle iç içedir.
 Dünyanın yaratılışı olayında yaratıcı güç, yüce Işık Tanrısı değil, düşmüş ışık varlığı olan demiurg Ptahil’dir.

İnsan Tasavvurları

 Demiurg Ptahil, hiç olmazsa dünyada kendisine vekalet edecek bir varlık oluşturmak ister ve insanı yaratmayı planlar.

 Ceset maddi varlığı itibarıyla kötülük ve karanlığı, ruh ise iyilik ve nuru temsil eder.

Kurtuluş Tasavvurları
 Sabiilere göre kurtuluş yalnızca ruh için geçerlidir.
 Kurtuluşun tek yolu ilahi kurtarıcı bilgiye sahip olmaktır. Bu bilgi ise kazanılan veya öğrenilen bir bilgi değil, bahşedilen, verilen bir bilgidir.

Ahir Zaman ve Mehdilik

 Gökten bir yıldızın okyanusa düşmesi
 Yedi denizde kırmızı suların akması
 Büyük bir fırtınanın çıkması

 Ahir zaman kahramanı ve mehdi Praşai Siva (“son savaşçı” ya da “son kral”) ortaya çıkar ve yeryüzüne kıyamete kadar hakim olur.

Kıyamet Ahiret
 Kıyamet ve hesap günü inancı vardır.
 Fakat hesap Abatur’un terazisinde yalnızca günahkar ruhlar için yapılacaktır.
 Ölen kişi eğer Salihlerden ise cennete (Mşunai Kuşta’ya) gider.
 Sabii olmayanlar günahlarından dolayı ebedi cehennem olan Saf Denizine atılırlar.

Temel İbadetleri
 En önemli ibadet Vaftiz’dir.
 Tigris Nehri’nde her yıl kutsal vaftiz törenleri yapılır.
 Masbuta, tamaşa ve rişama şeklinde üç çeşit vaftiz vardır.
 Vaftiz ibadet yapmak için, günah işledikten sonra arınmak için ve bayramlar gibi durumlarda yapılır.
 Kutsal günlerde tavuk kurban edilir.
 İhtida yoktur. Bu yönü ile Yahudiliğe benzer.

İbadetler ve törenler
 Masikta en önemli törendir.
 Bu törende yemek dağıtılır.
 Ölüm sebebiyle yada Rahiplerin ayin için özel isteği ile tertip edilirler.
 Bu sayede ölülerin Işık alemine hızla geçtiğine inanılır.
 Ayin yemeklerine hazırlık aşamasında güvercin ve koç kurban ederler.

Dini Bayramlar
 Panja ya da Parvania denilen Bahar Bayramı en önemli bayramdır.
 Beş günlük bayramıdır. Bu bayram, ayın hareketlerine göre hesaplanan Sabii takviminin son ayı ile yeni yılın başlangıcı arasında oluşan beş günlük ara zamanda kutlanır.
 Bu süre zarfında duaların kabul olunacağına ve günahların affolunacağına inanılır.
 Ayrıca Dihba Rabba, Dihba Hnina ve Dihba Daimana ismli birkaç bayram daha kutlanır.

Ruhbanlık
 Toplumda Kast şeklinde bir sınıf ayrımı yoktur.
 Fakat Rahipler özel bir yere sahiptir.
 Babadan oğula geçmektedir.
 Rahip olacak kişi evli olmalıdır.

Mabetler
 Mabetlerine Mandi adı verilir.
 Kıble kuzeye doğru gelecek şekilde yapılırlar.
 Nehir kenarına yapılır. Ve nehirden güney taraftan gelen bir su mabet içinde bir havuza dolar ve kuzeyden tekrar nehre dökülür.
 Buraya ancak rahipler girebilir.
 Mabetlere kült kulübesi de denir.


Daha fazla bilgi için Sinasi Gündüz 'ün Sabiiler-Son Gnostikler adlı kitabından yararlanabilirsiniz.

Saygılarımla.


Mayıs 08, 2007, 12:16:33 öö
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 788
  • Cinsiyet: Bay

elinize sağlık,güzel bir paylaşım..ve ilginç:"Rahip olacak kişi evli olmalıdır."
Vostede é vostede. . Nunca perder o caducidade. .


Mayıs 08, 2007, 12:29:45 öö
Yanıtla #2

Sabiiler 'in Yahudiler arasından sürüldükten sonra bugün Ürdün Nehri olarak bilinen bölgede toplandıkları vaftiz nedeni ile herzaman su kaynaklarına yakın yaşadıkları bilinmektedir. Daha sonraları Dicle ve Fırat vadisinede yerleşmişlerdir. Ölülere dokunulmaz ölü olan beden kötüdür. Bu yönü ile totemik inançlara örnek sayılabilir. Güvercin kurban etme inancı vardır. Sabiilikte güvercin barışı değil ölüm ve şiddeti simgeler. Bugün bu simge ters olarak kullanılmaya devam edilmekte bu özellik ise genelde pek az kişi tarafından bilinmektedir.

Saygılarımla.


Mayıs 08, 2007, 12:32:19 öö
Yanıtla #3

elinize sağlık,güzel bir paylaşım..ve ilginç:"Rahip olacak kişi evli olmalıdır."

Bu kural bildiğim kadarıyla Yahudilik içinde geçerli. Toplum içinde 13 yaşını doldurmuş erkekler evlenmelidir. Sabiilik , Yahudilik ile sürekli bir çatışma içerisinde yaşamış gözüksede pek çok benzer yönleride bulunmaktadır.Bu durum uzun süre içiçe yaşamalarından kaynaklanıyor olabilir.
« Son Düzenleme: Mayıs 08, 2007, 12:39:25 öö Gönderen: Fraternis »


Mayıs 08, 2007, 12:36:06 öö
Yanıtla #4
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 788
  • Cinsiyet: Bay

bugünde geçerli mi acaba yahudilikte bu..değil sanırım çünkü tanıdığım yahudilerde böyle birşey görmedim ama..
Vostede é vostede. . Nunca perder o caducidade. .


Mayıs 08, 2007, 12:38:33 öö
Yanıtla #5

Bugün geçerli olup olmadığını bilmiyorum. Aslında geçmiş dönemlerde bu kuralın varlığı hakkındaki bilgimde Dan Brown 'un Da Vinci Şifresi kitabından hatırladığım bir örnekti kesinmidir bilemiyorum.


Mayıs 08, 2007, 12:48:47 öö
Yanıtla #6
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 788
  • Cinsiyet: Bay

anlıyorum..
Vostede é vostede. . Nunca perder o caducidade. .


Mayıs 08, 2007, 01:39:13 öö
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Sabiilik gerçekten çok ilginç bir dindir. İçinde bir dinden öbür dine geçen insanlar olduğu içinde İslam'la kısmen ortak yönleri vardır ama Sabiilerin arasında bazı Güneşe, Yıldızlara falan tapınanlarda vardı... Hz. Muhammed'in de İslamiyet bildirilmeden önce bu inanışta olduğu söylenmişti.

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Mayıs 08, 2007, 03:28:50 öö Gönderen: Ittihatci »


Mart 09, 2008, 06:17:54 öö
Yanıtla #8

Kuran' da sayılan diğer üç dinden biridir. Kitabı ve kurucusu olmamasına rağmen öğretici ve temsilcisi olarak Vaftizci Yahya ''John Baptist'' önderi ve öğreticisi sıfatındadır. Bu dinin inananları bugün Kumran halkı ya da Naziriler olarak anılan halk ile aynı olabilir. Buda bize ilk Kudüs Kilisesi'nin inananları ile bugün Sabii olarak anılan bu insanlar hakkında ortak noktalar gösterebilir. Günümüzde Irak ve Fırat havzasında yaşayan Gnostik bir topluluk olarak anlatılmaktadır.


Mart 09, 2008, 03:09:39 ös
Yanıtla #9

Sabiiler 'in Yahudiler arasından sürüldükten sonra bugün Ürdün Nehri olarak bilinen bölgede toplandıkları vaftiz nedeni ile herzaman su kaynaklarına yakın yaşadıkları bilinmektedir. Daha sonraları Dicle ve Fırat vadisinede yerleşmişlerdir. Ölülere dokunulmaz ölü olan beden kötüdür. Bu yönü ile totemik inançlara örnek sayılabilir. Güvercin kurban etme inancı vardır. Sabiilikte güvercin barışı değil ölüm ve şiddeti simgeler. Bugün bu simge ters olarak kullanılmaya devam edilmekte bu özellik ise genelde pek az kişi tarafından bilinmektedir.


Anlaşılan çok Ters İnanışlara sahipler, ancak her halukarda Fikirlerin Özgürlüğü nispetinde Saygıyla karşıladığımı belirterek; Güvercin İnanışsal olarak bir Barış sembolüdür. Beden'e gelince kötü olarak anılmasına gerçek anlamda üzülmeme rağmen olayın bir başka boyutsal açıdan ele alındığında ise Ruhsal ve Bedensel Denge'nin sağlanmasının yararlı olabileceği görüşündeyim. Çünkü hiçbir zaman Bedeni önemseyip, Ruh'u geride bırakmanın bizlere yarar değil zarar getireceği düşüncesindeysek aynı şekilde Ruh'a önem verip de Bedeni küçümsemek doğrusu çok yanlış bir tutumdur.

Unutulmamalıdır ki Bizleri görünür kılan Beden'dir (!).... Ruh'un ayrılmaz bir Parçası hatta Bütünleştirici Kapsamında Bütünsel olarak  değerlendirilmelidir, diye düşünüyorum.

Sevgiler;)   
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.