Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İnsanın İnsanı Öldürmesi Dinen Uygun mudur? Değil midir?  (Okunma sayısı 25590 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 09, 2007, 01:53:32 ös

Malum yeni konu açarak bu konu üzerinde başlatmış olduğum bir Tartışma Paneli oluşturmak istedim ve Sn. skullgla öne sürmüş olduğu kendi tezi üzerine....
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 09, 2007, 02:04:37 ös
Yanıtla #1

Evet, ''ÖLDÜRÜRKEN BİLE EN İYİ ŞEKİLDE ÖLDÜRÜN!!!'' Tezini savunan ve kaynağını İslama dayandıran Sn. skullgun bu konuda derin bir dayanağının olması gerekiyor diye düşünüyorum. Çünkü ona göre bunun asıl kaynağı: ALLAH   
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 09, 2007, 02:21:34 ös
Yanıtla #2

Çünkü benim Kaynağım: İnsanı Sev diyor!
Benim İnancım: SEVGİ üzerine temellendirilmiştir.
Temel Dayanağım: Her ne olursa olsun Canlı_Cansız herşeyi bütün varlıkları kayıtsız şartsız ve koşulsuz hatta karşılıksız Sev ve Say diyor! Çünkü ancak bu sayede Yaratıcı'nın yaptıklarıyla ve yarattığı herşeye zarar vermeden Koşulsuz Sevgi'yle Yaratıcı'ya yakınlaşabiliriz diyor!
Bencillikten kurtul diyor!
Çünkü Benim Temel Dayanağım: TANRI'dır_
Bana Hümanizmi öğütleyen İnancımdır_
Benim Tanrı'm bana bunları söylerken, senin Allah'ın sana insanları öldür mü diyor hatta öldürürken bile en iyi şekilde mi öldür diyor???

Söyler misin? Yeryüzünde İnsanlık Sevgi'si varken nefreti uyandıran şey niye? Biliyorum ki Hepimizin Yaratıcısı Tek ve Sonsuz Güç'e sahip Yüce Varlık Evreni ne için yaratmıştır? SEVGİ için değil mi? 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 09, 2007, 02:50:45 ös
Yanıtla #3
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Sn. bayan,


neyi tartışmak istediğiniz anlamış değilim. eğer diğer başlıktaki ifadeleri dikkali analiz ederseniz, yazılanların savaşın hukukyla ilgili olduğunu göreceksiniz.

romantik yaklaşımlarla dünyaya bakmak gerçekleri görmezden gelmek sonucunu doğurur. insanın toplumsal yaşama geçişiyle birlikte savaş da insanın yaşamında yerini almıştır. yerleşik hayatı seçenlere karşı barbarların saldırılarıyla felan başlar bu, sonra yerleşiklerin topraklarını genişletme dürtüleriyle yani mülkiyetle devam eder. daha da ileride bu mülkiyet olgusu savaşın kutsanmasını, savaşanın kutsanması ve yüceltilmesi sonucunu doğurmuştur.

dolayısıyla savaş insanın doğası gereği var olan bir şeydir. ancak savaşın da bir hukuku olmak zorundadır. ilk zamanlarda savaşan taraflardan mağlup olan taraf tamamen imha ediliyordu, kadınları çocukları hayvanlarıyla birlikte, işe yararlar köle olarak zapt ediliyordu.

diğer tarafta d beyan ettiğim üzere eski ahit'te savaş ile ilgili olan düzenlemeler bugün için -gözünüzde canlandırırsanız- gayat vahşi ve kabul edilemez düzenlemelerdir.

kutsallaşma da bir evrimsel süreç olarak işlemiştir. nuh'un yasalarından ibrahim'in hanifliğine, musa öğretisinden isa sözlerine ve nihayetinde muhammedin getirdikleriyle bu süreç evrimsel bir biçimde süregelmiştir.

insan fıtratında var olan savaş olgusu, nihayetinde onun belli bir düzene sokulmasını da gerekli kılmıştır ve İslam dini bu noktada kendinden önceki dinsel öğretilerden çok daha ileri bir seviyede hükümler koymuştur. Gerek ayetler ve gerekse hz. muhammed'in uygulamalarını dikkatle analiz ederseniz bunun ayırdına varacaksınızdır.

günümüzde gelişen bir disiplin olarak İnsancıl Hukuk'un pek çok kuralını İslam uygulamasında kendini göstermiştir. ki bunların neler olduğu da diğer tarafttaki mesajımda mevcuttur. burada tekrar etme gereği hissetmiyorum.



Ekim 09, 2007, 02:58:13 ös
Yanıtla #4

Evet, öncelikle açıklamalarınız ve daha da önemlisi nazik teklifimi kabul ettiğiniz için size çok teşekkür ediyorum, tahmin edersiniz ki bu Site Kamuya açık bir yönü bulunması nedeniyle Tartışmamızı seviyeli bir şekilde gerçekleştireceğimizi umud ediyorum.

Ama benim İnancım bana savaşmayı öngörmüyor! Barışı ve Güzelliği Öngörüyor!!!
Savaşmak bir din için neden önemlidir? Dinin Yayılması için mi? Biliniyor ki yeryüzünde yaşanan her savaşın bir amacı vardır ve gene biliniyor ki bazı dinler yeryüzüne yayılmak için savaşma yolunu tercih etmişlerdir. Bu yöntemin uygulanması sizin dininizde varolan dinde zorlama yoktur ilkesiyle çelişmiyor mu? 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 09, 2007, 03:30:23 ös
Yanıtla #5
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

benim inancımda barışı ve güzelliği öngörüyor.

şimdi düşünün ki, bir hasta ameliyat masasında yatıyor ve doktor bu hastayı kesiyor. şimdi birisi ameliyathaneye girse be katiller adamı kesiyorsunuz diye doktorlara hucum etse, hasbel kader hasta da o an naarkozun etkisinden kurtulsa ne yapar? herhalde o saldırana karşı taarruza geçer neden?

hz. peygamberin savaşlarını bu nokta açısından değerlendirmek daha doğrudur. yani bircerahatı ortadan kaldırmak için girişilmiş operasyonlardır bunlar.

gelelim yayılmacı olan din midir yoksa başka bir şey midir ? yukarıda azıcık da olsa perdesini açtığım bir kavram var mülkiyet, doğulu tipi bir ortak mülkiyet anlayışı vardır. (marx'ın grundrisse kitabında bu analiz edilmektedir). her savaşın temel amacı aslında mülkiyettir. bunu kutsallaştırabilirsiniz ya da "demokrasi getiriyoruz" şeklinde başka bir paravanın ardına da saklayabilirsiniz.

dinde zorlama yokur ilkesiyle savaşın çelişen hiçbir yanı yoktur birisi hanya ise diğeri konya. eskiden kurulu olan bir devletin devam edebilmesi için öyle ya da böyle bir şekilde yayılması gereklidir, toprağa bağlı bir hayat süren yerleşikler için yeni verimli topraklar gereklidir. ayrıca hazineye altın gereklidir ki bunun en kolay kazanım yeri savaştır, ayrıca belli ticaret yollarına sahip olmak isteği vesaire de var tabiki. sonuçta herşey ekonomiye dayanıyor.

böyle düşünürsek daha rahat yol alabiliriz.

kaldı ki fethedilen topraklardaki insanlar üzerinde herhangi bir dinsel baskı uygulanmamıştır. inançlarına devam edebilmişlerdir. eğer tersi olsaydı bugün ortadoğu da süryanilerin, yezidilerin, zerdüştlerin devam etmemesi gerekirdi. ancak bu saydığım tüm dinin mensupları halen ortadoğuda yaşamaktalar.




Ekim 09, 2007, 03:50:47 ös
Yanıtla #6

Alıntı
şimdi düşünün ki, bir hasta ameliyat masasında yatıyor ve doktor bu hastayı kesiyor. şimdi birisi ameliyathaneye girse be katiller adamı kesiyorsunuz diye doktorlara hucum etse, hasbel kader hasta da o an naarkozun etkisinden kurtulsa ne yapar? herhalde o saldırana karşı taarruza geçer neden?

hz. peygamberin savaşlarını bu nokta açısından değerlendirmek daha doğrudur. yani bircerahatı ortadan kaldırmak için girişilmiş operasyonlardır bunlar.

Sn SkullG,

Kesinlikle doğru meslek seçmişsiniz.Süper bir savunma :) Konuya bir yorum yapmayacağım sadece bu enteresan tartışmayı ilgiyle izlediğimi belirtmek istedim.

Saygılarımla,

Omnia mors aequat


Ekim 09, 2007, 03:52:27 ös
Yanıtla #7

Vermiş olduğunuz örnek hiç de açıklamalarınızı doğruğunu arttıracak ya da kanıtlayacak bir örneklem değil bunu baştan söyleyeyim; savaş ve din politikasını da havada kalmış etkenlerin üzerine oturtmanız ise geçmişten günümüze kadar süregelen fikirlerin kalıplaşmış halinden başka birşey değil yani anlayacağınız üzere bir ''İnsanı Öldürürken En İyi Şekilde Öldürün'' Tezini Allah'a dayandırmanız bile işin boyutunun ne kadar büyük bir derecede olduğunun göstergesidir. Açıklamamı daha da genişletecek olursam bana hiçbir sebep bir İnsana değil ölüm en ufak bir zarar vermeyi bile gerekçe göstermez.
Ayruca Ortadoğuda yaşayan farklı dinlere mensup İnsanların varlığını göstermeniz bile dininizde zorlama yoktur ilkesini kuvvetlendirmediğinin kanaatindeyim, çünkü geçmişte yaşanan dinsel savaşların hepsi şunu göstermiştir ki kazanç sağlamak ve yayılmak amacını taşımıştır. Öyleki bütün bu savaşların dinin yayılması için yapıldığını hepimiz gayet açıkça biliyoruz.
Savaşmanın gerekli olduğunu ileri sürerken bir taraftan da Barışı öngörmeniz kendinizle de çeliştiğinizi ifade etmektedir.
Neyi ortadan kaldırırsan kaldır sen bir İnsanoğlusun bu nedenle de Yaratıcı'nın Gücü'ne asla karşı koyamazsın!
Mülkiyet üzerine temellendirilmiş bir dinin savunucusu olarak maddiyata düşkünlükle Tanrı'ya olan İnancın arasında hiçbir bağlantı kuramadım açıkçası!
Biz burada dinden ve inanış biçiminden bahsediyoruz Devletçi Politikadan değil! Ve mülkiyetin kutsallaştırılması ile Demokrasi nerde kaldı din nerde kaldı lütfen konuyu allandırıp bullandırmayınız farklı yollara saptırmayınız!
Herşeyin ekonomiye dayandığını iddia ediyorsunuz iyi de siz burda din devletinin kurulmasının ya da hakimiyetinin devam etmesinden mi yana olduğunuzu iddia ediyorsunuz ? Şahsım adına benim İnancım Laikliği öngörmektedir. Yani din ve devlet işlerinin ayrı ayrı yürütülmesi_
Geçmişte yaşananları unutup bugünkü Modern Çağa dönelim lütfen, ki günümüzde ganimet, köle pazarcılığı hatta sıcak savaş kısmen de olsa yaşanmamaktadır.
Belirli bir yerde şeriatçılık uygulanması durumunda Bireysel Özgürlük yerini başka bir şeye bırakmaktadır bu nedenle de öne sürdüğünüz baskı sisteminin olmayışı bana pek de gerçekçi gelmedi doğrusu!!!
  
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 09, 2007, 04:08:01 ös
Yanıtla #8

Ve benim İnancım; bana kapalı kapılar ardında İman Et diyor! Sokak ortasında namaz kılarak dinci kimliğinin arkasına sığınarak değil!
Benim İnancım; İnsanı olduğu gibi kabul et diyor, sahip olamadıkları şeylerden ötürü onu rencide etmek, küçük düşürmek değil çünkü ben sahip olduklarımla ya da olamadıklarımla değil sadece İnsan olma vasfını taşıyarak hareket etmemi öngörmektedir.
Benim İnancım başkalarına ne olursa olsun yardım et diyor! Kişisel kazanç sağlamak için değil kişisel kimlik için değil kişisel imajını arttırmak için değil tam tersine bir elinin yaptığını diğer elin görmesin diyor!
Benim inancım sana zulmedenler için dua et diyor! Kaldı ki bir İnsana zarar vermek kişinin Tanrı İnancı'yla asla uzaktan yakından hiçbir ilgisi olamamaktadır.
Benim İnancım hiçbirşeyinle övünme diyor çünkü sana verilen herşey geri alınmak içindir de buna göre hareket et diyor!
Son olarak acıların içinden geçerek Bana Ulaş diyor hiçbirşeyin asla aramıza girmeyeceği ve hiçbir zaman da giremeyeceği Kaidesine istinaden_     
« Son Düzenleme: Ekim 09, 2007, 04:09:41 ös Gönderen: SEVİL »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ekim 09, 2007, 04:14:40 ös
Yanıtla #9
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

bakın bayan,

eğer sosyalist okumalarınız yoksa niçin ekonomik temelli yaklaştığımı algılayamazsınız.

Mülkiyet herşeyin temelinde yatan olgulardan birisidir. Üretim güçleri gibi. bunlar arasındaki ilişki kutsallaştırmaya bile el atmıştır.

yine sözlerimi tam algılayamıyorsunuz. mülkiyet temelli olmayan bir ilişki gösteriniz. ilkel komünal toplum sonrası insanın hayatı mülkiyet temellidir. kutsallaştırma da bundan ayrıksanamaz.

eğer şu ifadeniz bile aslında benim dediklerimi anlamadığınızın en bariz ispatı olsa gerektir. "Herşeyin ekonomiye dayandığını iddia ediyorsunuz iyi de siz burda din devletinin kurulmasının ya da hakimiyetinin devam etmesinden mi yana olduğunuzu iddia ediyorsunuz ? Şahsım adına benim İnancım Laikliği öngörmektedir. Yani din ve devlet işlerinin ayrı ayrı yürütülmesi". benim dediklerimden laikliğe nasıl bir yol aldığınızı ve mülkiyet ilişkisiyle laiklik arasında nasıl bir bağ kurduğunuzu ve mülkiyet ilişkisiyle benim din devleti istediğimi nasıl çıkardığınızı açıklamanızı istirham edeceğim.

Devrim dişe diş - göze göz savaşçıl bir direniş - saldırı ruhu ister. Hele Antik çağda çünkü bu çağ tarihsel devrimler çağıdır: Bilinçten çok bilinç altıyla komünlerin savaşçıl akınlarıyla olur.

Bu medeniyetlerin yerle bir edilmesiyle ve yerine ya orjinal ya da rönesans (yeniden diriltilmiş) medeniyetlerin doğuşuyla sonuçlanır.

Tarihsel devrimler, yumurtalamayla çoğalışa benzer. Sosyal devrimler ise medeniyeti yıkmadan sosyal sınıflarla daha bilinçle geliştirmeyi getirirler. Memeli hayvanların doğurarak çoğalmalarına benzerler.

İslam Devrimi de bir tarihsel devrimdir. Kendinden öncekiler gibi uykuda gezer bilinçaltı atılım ve akınlarından kurtulamamıştır.

Devrimde düşmana zılgıttan vazgeçilemez. O günün dili büsbütün böyledir. Lafile öğüt ile uslanmayanın hakkı kötektir.

Ancak o günkü koşullarla bugünkü insanlaşmış kitleşelleşmiş, bilimselleşmiş devrim koşullarını karıştırmamak gerekir. Ayetleri skolastikçe anlayıp her koşulda uygulamak isteyenler baş üstü düşmeye mahkumdurlar..

eğer bugünden bahsedeceksek yukarıdaki paragraf herhalde görüşümü açıklayacaktır.

günümüzde Ganimet de, kölecilik de sıcak savaş da devam ediyor. ganimet sadece tip değiştirdi. kölecilik de öyle. sıcak savaşla ilgili olaraksa dünyanın dört bir yanındaki durumu görmek yeterlidir.

p.s.: bakın ben diğer taraftaki ifadelerimi tamamen İNSANCIL HUKUK temelinde gerçekleştirdim.



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
6918 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 27, 2008, 04:25:29 ös
Gönderen: nietzsche
8 Yanıt
10934 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 01, 2010, 10:16:59 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
3473 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 17, 2009, 07:10:55 ös
Gönderen: popperist
0 Yanıt
2479 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 18, 2011, 11:46:25 ös
Gönderen: malygos
27 Yanıt
10072 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 13, 2012, 05:16:10 ös
Gönderen: peacewings
0 Yanıt
3524 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 22, 2012, 02:22:11 ös
Gönderen: peacewings
4 Yanıt
9572 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 28, 2012, 12:46:51 ös
Gönderen: asimov
14 Yanıt
9004 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 25, 2014, 09:21:53 ös
Gönderen: yazbenide
4 Yanıt
3121 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 08, 2014, 11:32:32 ös
Gönderen: MysticMind
8 Yanıt
4844 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 27, 2015, 07:28:29 öö
Gönderen: ruzber