Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İnsan / Üstüninsan: Hem Komedya Hem Felsefe  (Okunma sayısı 1336 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 15, 2017, 09:08:23 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

İnsan / Üstüninsan: Hem Komedya Hem Felsefe

2017-10-13 14:16:15

Bernard Shaw’un “Hem Komedya, Hem Felsefe” olarak adlandırdığı İnsan / Üstüninsan, Shaw’un eşsiz zekâsı, alaycı üslubu ve düzene başkaldırısının bütün izlerini taşıyan ünlü bir komedisi. Shaw oyundaki karakterleri oluştururken Mozart’ın Don Giovanni adlı yapıtından esinlenmiş ancak beş saati geçen dört perdelik bir oyunun bu haliyle sahnelenmesi pek mümkün olmadığından İnsan / Üstüninsan daha çok kitap olarak okurlarına ulaşmış.
1903 yılında “Man And Superman” adıyla yayımlanıp 1949 yılında Halikarnas Balıkçısı tarafından İnsan / Üstüninsan olarak Türkçeye çevrilen oyun, Bernard Shaw’un modern çağa ışık tutan en önemli yapıtlarından birisi. Felsefe, siyaset, kadın hakları, sosyalizm gibi konulara değinen kitabın her sayfasından Bernard Shaw’un zekâ pırıltıları yansıyor.
Kitabı okurken oyunun ana karakterlerinden devrimci Tanner’ın, tutucu Ramsden ve uçarı Ann ile diyalogları, yaşananlar günümüzde geçiyormuş gibi düşünmenize neden olacak. Kitapta geçen kadın-erkek, insan doğası, sanat, ahlâk, evlilik, cennet-cehennem konularındaki konuşmalar, başka yazarlar tarafından bugüne dek yüzlerce kez alıntılanmış olduğundan size çok tanıdık gelecek:
Babasının otorite ve gücünden beslenen erkekle anasının otorite ve gücünden beslenen kadın, özgür bir toplumun bireyleri olamazlar.
Gerçek bir sanatçı, sanatından başka bir iş görmektense karısının açlıktan ölmesine, çocuklarının yalınayak ve baldırı çıplak sokaklarda sürünmesine ve yetmişi geçkin anasının kapı kapı dilenmesine tamamen razıdır.
Yarım saatlik bir mutluluğu satın almak için son meteliğimi bile esirgemezdim. Ancak bir ömür sürecek mutluluğa, dünyada öyle bir şeye katlanacak adam yoktur.
Yeryüzünde hüküm süren güç, yaşamın değil, ölümün gücüdür.
İnsanlar her şeyden bıkıp usanırlar. Cennetten de, cehennemden bezdikleri kadar bezerler.
Güzellik, namus, ahlâk, sanat, vatanperverlik, din ve cesaret, bugün anlaşıldıkları manada, ben ve benden başka herkes tarafından bir eldiven gibi içi dışına çıkartılabilecek kuru laflardan ibarettir. Bunlar bir şeye yararlarsa o da bu laflara kulak asacak kadar boş kafalı barbarları kabule yarar. Yahut zavallı medeni fukaraların, hâkim sınıf tarafından soyulup soğana çevrilmelerine yarar. İşte bu, hâkim sınıfın aile sırrıdır.
Oyunun üçüncü perdesinde, Shaw’un karakterleri 16. yüzyıldaki öncüllerine dönüşür ve cennet-cehennem kıyaslaması üzerinden insanı sorgulamaya başlar. Devrimci Tanner öbür dünyada çapkın Don Juan’a, Ann Whitefield Ana de Ulloa’ya, babası ise canlı bir heykele dönüşmüş olarak çıkar karşımıza. Usta yazar Bernard Shaw, karşıt karakterlerin diyaloglarıyla, her yeni sayfada üstün insanın portresini çizer.
1900-1902 yılları arasında yazılan kitap 1903’te yayımlanmıştır, yani Nietzsche’nin “Üstün İnsan”ı ele aldığı Zerdüşt Böyle Buyurdu (1891) kitabından tam on iki yıl sonra. Bernard Shaw, Nietzsche’nin “Üstün İnsan”ını kendi bakış açısıyla sahneye taşımış ve birçok tartışmanın da konusu haline getirmiştir. Nietzsche’nin Darwin’den etkilenerek gündeme getirdiği üstün insan kavramının Hitler’in üst insan kavramıyla bir benzerliği yoktur. Evrim süreci hayvandan, üstün insana doğru giderken Darwin’in evrim teorisindeki uyum ve seçilim kavramları Nietzsche’de tümüyle farklıdır. Üstün İnsan, kendisini ahlâk, toplumsal kurallar, gelenekler ve devletin yasalarından kurtarmış, bunların üstüne çıkarak özgürleştirmiş insandır. Tanrıdan kurtulmuş, günahtan ve sevaptan arınmış, zaman kavramını aşmıştır. Üstün İnsan, insanın bir üst aşamasıdır, ancak bu aşamaya geçerken insan kendi doğasından da vazgeçmez. Tam tersine ona yönelir. Bu anlamda Üstün İnsan, insandan daha iyi ya da daha kötü değildir, insandan daha özgür ve öz doğasına daha yakındır.
Yirminci yüzyılın en önemli kitapları arasında gösterilen İnsan / Üstüninsan’ı -eğer bugüne kadar okumadıysanız- mutlaka okumalısınız. 1925 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü, 1938’de En İyi Yazar Oscarı’nı kazanan Bernard Shaw, Bob Dylan Nobel ödülü de alıncaya dek bu iki büyük ödüle birlikte sahip olan tek kişiydi. Bu önemli kitabı Balıkçı’nın çevirisiyle okumak ise ayrı bir zevk. Halikarnas Balıkçısı’nın çevirisi yer yer eski sözcükler içerse de, oyunu okurların karşısına şiirsel bir dille getirme açısından eşsiz. 
Sosyalizm, kadın hakları, sanat konularında çığır açan, devrimci düşünceleriyle yirminci yüzyıla yön veren, ‘Ben dostlarımı yemem’ diyerek vejetaryenliği seçen İrlandalı büyük yazara merhaba demek için çok güzel bir fırsat, İnsan/Üstüninsan.

https://l.facebook.com/l.php?u=https%3A%2F%2Fbuff.ly%2F2ykdY9e&h=ATNdb1KtUfZcnaN-poP0bdMH0930-EGS4NniepJob8JtlfIpGsZuNlVatv2ZbwMKuvLB3uxHHfML38evk-qT-qNzBVbD5Zh17XSwwacqX47MXG4-DCFeW9WK_LDBRWsuXYgl6s5fMaeuMTNx7P1XSLotKDV338byMJBeQhxBdR7xv_xh8Q1Bc7IP6pnu4CT5fbHoWYitsgZsjk8pVPTw2cF-8EdSey8C5_-cwOSGPxaR2KhOWJNeHLPKo5rBbz-fZt5N-IDj2VJb6NzT1wugUnZQlazaC1k83A


http://www.bilgiyayinevi.com.tr/u/bilgiyayinevi/news/a/1-1507893375.jpg
« Son Düzenleme: Ekim 15, 2017, 09:23:59 ös Gönderen: NOSAM33 »
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus