Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Fizik - Doğabilim => Konuyu başlatan: hypatia - Ağustos 28, 2015, 12:39:13 ös

Başlık: Denge
Gönderen: hypatia - Ağustos 28, 2015, 12:39:13 ös
" Kuvvetin asla doğru çizgide hareket etmediğini söyleyen okült gerçek, Einstein'in araştırmalarıyla doğrulanmıştır. Buna göre, kuvvet asla doğru çizgide ilerlemez, evrenin büyüklüğü ölçüsünde kıvrılır, evren o yola çıktıktan sonra, genişlemeye devam ettiği için, başlangıçtakinden  daha büyük bir eğri çizerek kaynağına geri döner.  Buradan şu sonuç çıkar, nihayet birbirleriyle kesişen vurgular veya bir tür denge haline gelecektir.
Bu denge zamanla yeni kuvvetlerin tezahüre gelip, yeni etkenlerin işin içine karışmasıyla tekrar dengelenmek zorunda kalacak olan bir kuvvettir. "

(Yukarıda ki alıntıya burada ara veriyorum çünkü aklıma gelen bir yorumu paylaşmak istiyorum.
Evrenin yapısı insan psikolojisi gibi; yaşamımızın ve davranışlarımızın getirdiği durumları dengelemek zorunda kalmamız gibi..O halde aklıma şu geliyor; İlk Olan kendini, kendinde tezahür edende mi  deneyimliyor?..Tıpkı bireylerin davranışlarının sonucunda deneyimlendikleri gibi!..Sonuç'da kendimizden yansıyan la yüzleşmiş olmuyor'muyuz? )

"Denge hali birbirleriyle ilişki içindeki karşıt kuvvetlerin etki tepkiyle bir durma noktasına gelmesidir. Ki o formun temelidir. Örneğin, atomda bu form ve denge durumunu görürüz. Çünkü atom her biri bir burgaç, bir dönüş halinde olan bir elektron adasıdır. Bu şekilde elde edilen istikrar, dikkat edilmelidir ki, bir kendinden şey değil, bir haldir, tıpkı Kabalistlerin Binah, Üçüncü Sefira dediği şey gibi.  Nerede bir denge durumuna ulaşmış etkileşim halinde kuvvetler varsa, Kabalistlere göre orada Binah hali vardır.  Örneğin, fiziksel planın istikrarlı birimi olan atom Binah türü bir kuvvetin tezahürüdür.
İlerlemenin görülmediği bütün sosyal örgütlenmeler , örneğin devrimden önceki Çin medeniyetleri veya kadim üniversitelerin Bina'ın etkisi altında olduğu söylenir."

( burada şahsi fikrim:  Binah, Kuvvetin akışına set olduğundan yani dengeleme açısından bunu yaparken, Mikrogozmos yapıda yani insanın form yapısında ilerlemeye engel teşkil ediyor.)

"Binah'a Yunan Tanrrı'sı Kronos ( Zamanın Babası) ve Romalı Tanrı Satürn  (Binah) tayin edilmiştir. Burada Zamana, bir başka deyişle yaşa atfedilen önem gözden kaçırılmamalıdır; saygı duyulan beyaz saçlardır, yetenek çok az bir öneme sahiptir. Yani, böyle bir ortamda ancak Kronos'a  ait özellikler taşıyanlar başarılı olabilir. "

( Burada yine aklıma gelen şunlar:
Yaşlı olana eylemlerinden dolayı değil sadece beyaz sakallarına hürmet ediliyor ve sonuçta onun sakalının doğrultusunda gidilmiş oluyor. Ben buna affınıza sığınarak kaba bir tabir getiriyorum; dinozor kafayla sürülen bir eylem Kronos kafalı bir toplumda başarılı olabilir ama bu sadece bireysel olarak; toplumsal olarak sadece geri kalmışlığa mahkum eder. Böyle bir toplumun başına Kronos kafalı bir devlet olursa düşünün neler olur. Demokrasiden yoksun, sadece Dikte bir devlet olur; tüm yeniliğe ve sadece kendi fikirleri doğrultusunda, sadece geçmiş zamanda kalmış zihniyetle..İlerleme, geri kalmış fikirlerle adım atılarak değil, ama o fikirlerin tecrübelerine bakıp yeni fikirler edinerek  olur. Bu eklediklerim okuduklarımdan dolayı aklıma gelen acizane fikirlerdir sadece. ) alıntıya devam ediyorum.


" Bazen Yüce  Deniz dene Yüce Ana Binah, kuşkusuz, Bütün Canlıların Ana'sıdır. O hayatın tezahüre geldiği arketipik rahimdir.  Hayata bir form sunarak hizmet eden her şey Binah'ın bir aracıdır.  Hatırlanması gerekir ki, formla sınırlandırılmış hayat, her ne kadar bu formun içinde örgütlenme ve evrim geçirme özgürlüğüne sahip olsa da, sınırlanmamış ( dolayısıyla örgütlenmemiş) hayata göre, çok daha az özgürdür. Bir forma dahil olmak ölümün başladığı yerdir. Form engeller, sınırlar, bağlar. Form hayatı zapt eder ve böylece onun örgütlenmesini mümkün kılar. Sebestçe hareket eden kuvvetin açısından bakıldığında form hapsedilmek yok olmaktır. Form acımasız bir şiddetle disipline eder.

( Bence burada anlatılan kontrolsüz yada dengesiz bir disiplinin kölelik getirdiğidir !..)

" Bedensiz ruh ölümsüzdür; onda yaşlanan ve ölen bir şey yoktur. Fakat bedenlenmiş ruh ölümü daha en baştan, kendi şafağında görür."

Buraya kadar yapmış olduğum alıntıyı sizlerle paylaştım; acizane fikirlerimle. Eminim daha çok fikirler doğacaktır okuyan arkadaşlarda; sonuç'da düşünce ve fikir hapsedilemezler ama sadece şahsın kendi tarafından disipline edilebilir :)

Paylaştığım bu alıntıda kullanılan bazı terimler  okült bilgilere  aşina olmayan arkadaşlara anlamsız gelebilir; ama mason arkadaşlar anlayacaktır. Umarım benim gibi acemi bir araştırmacıya yararlı olabilecek katkılar sunabilirler.
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: Etimolog - Ağustos 29, 2015, 12:08:35 öö
Çok faydalı bir yazı olmuş teşekkürler. Aklıma iki soru geldi formların , kuvvetlerin iradesi var mıdır  , ayrıca ölümsüzlüğün yolu nedir ?
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: propulsion - Ağustos 29, 2015, 12:26:30 öö
Fizik-Doğabilim konusu altında açılan bu başlık ile ilgili paylaşım yapmadan önce  tanımları vermenin uygun olduğunu düşünüyorum.

Öncelikle okültizm ne demektir. Sayın ADAM tarafından forumumuza kaandırılmış olan Mason Sözlüğünde verilen aynen aşağıdaki gibidir.

Okültizm: Evrene ilişkin gerçekleri, kendilerine özgü birtakım bilim dışı ve yer yer gizli tutulan yöntemlerle araştırmayı öngören öğreti ve sistemlerin genel adı.

Wikipedia'da verilen tanım da forumumuzdaki tanımla benzerlik göstermektedir.
Okült:  Bilimsel yöntem dışındaki yollar ile "gizli" bilginin araştırılması demektir

İkinci olarak kuvvet ne demektir. Bir fizikçi olarak derslerimde de anlattığım gibi;
Kuvvet: Hareket eden bir cismi durduran, duran bir cismi hareket ettiren, cisimlerin şekil, yön ve doğrultularını değiştiren etkiye denir.

Dengenin tanımını daha önce başka başlık altında vermiştim (http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17858.0 (http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17858.0) adresindeki 2 numaralı ileti). Burada kısa bir özet verilmek istenirse;
Denge kelimesi sözlükte sistemin/cismin halini muhafaza etmesi yahut istikrarını sürdürmesi olarak tanımlanır. Fiziksel olarak ise sistemin/cismin herhangi bir kuvvet veya döndürme etkisi (tork) etkisi altında olmaması demektir.

Atom ile ilgili yazılanlara gelmek gerekirse. Bunu için de bir takım tanımlamalar yapmıştım vakti zamanında. İstenirse http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17064.40 (http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17064.40) adresindeki 43 numaralı iletiye bakılabilir. Bunların da Sayın hypatia'nın yazdıkların farklı olduğu aşikardır.

Tanımları verdikten sonra acaba Einstein'ın ortaya attığı düşünce neydi?

Sayın hyptia'nın söylediğinden biraz farklıdır aslında Einstein'ın ortaya attığı düşünce.  Genel Görelilik Kuramı çervesinde Einstein der ki: Işık büyük ölçekte yani uzayda (bu nedenle teorinin adı Genel Görelilik)  hareket ederken büyük kütleli yıldızların ve ya karadeliklerin yanından geçerken bu yıldızın veya kara deliğin çekim alanından etkilendiği için bükülerek geçer. Bunun açıklması olarak ise bu büyük kütlenin uzayı eydiği (Kafamızda canlanması açısından büyükçe bir bowling topunu genişçe ve iyice gerilerek açılmış bir balık ağının ortasına koyduğmuzda ağ başlangıçta ne kadar gergin olursa olsun bowling topu tarafından yine de çökertilir yani eğilir) söylenir.

Bu noktada kavramlar ve konular doğru bilindiğinde hata yapılma riski en aza iner. Fizikle uğraşan bir bilim insanı olarak Fizik-Doğabilim konusu altında yazılan konuların pozitif bilimlerle ilgili olması gerektiğini düşünüyorum. Yukarıda tanımını verdiğim gibi okültizm konusu bilim dışı bir konudur ve dolayısıyla fizik dışıdır da aynı zamanda. Bilimsel olmayan yöntemler kullanılır.

Bu başlık içinde geçen fizikle olduğunu düşündüğüm ve aslında bilgi eksikliğinden olsa gerek yanlış kullanıılan noktaları yukarıda sıraladım. Geride kalanlar fizikle ilgili olmadığından yorum yapmayacağım.

Siz sayın üyelerimize iki adet tavsiyem olacak: 
1. Net ve tam olarak bilimediğimiz konular hakkında paylaşım/yorum yapmamalıyız.
2. Başlık açarken doğru yerde başlık açmalıyız.

Çünkü yazdığımız herşey elektronik anlamda tarihe bir iz bırakmaktır. Sonraki nesiller de bunlardan faydalanacaklardır.

Bu sayede forumumuzu daha verimli bir şekilde kullanmış oluruz. 
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: hypatia - Ağustos 29, 2015, 12:50:49 öö
Sn. Etimolok, teşekküre değer bir şey yapmadım. Burada bir konuda birbirimizi bir nebze aydınlatabilir umuduyla yapılan bir paylaşım sadece. Dion Fortune adlı bir yazarın Sefirot hakkında detaylı bilgilerden sadece kısa bir alıntı.
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: hypatia - Ağustos 29, 2015, 01:57:21 öö
Sn. propulsion
Öncelikle yanlış bir sayfa olduğunu sanmıyorum, çünkü evren içerikli konu başlıklarına rastladım ki bu konu da evrensel bir paylaşım sanırım. Neyse gelelim yanlış bulduğunuz meseleye.

Burada siz beni sorgulamıyorsunuz aslında. Ben bir fizikçi değilim ve bir bilim adamı adına da iddialarım yok sonuçta bir şey keşfetmedim; bende herkes gibi kaynaklardan yararlanmaya çalışıyorum. Sizin sorguladığınız alıntı yaptığım kaynak adıdır; yani buradakiler Sn. Hypatia'nın sözleri değil,Kitabın yazarı olan Dion Fortune adında Altın Şafak Cemiyetinin eski üyelerinden ve Işık Kardeşliği cemiyetinin kurucusu olan İngiliz bir bayanın dır :) Ve bu bayanın hatta kendisinin de bilim adına aldığı alıntının insanları yanılttığı suçlaması cemiyeti de kapsar; ve bir bilimci olarak onları da suçlama hakkını kazanırsınız bu durumda...Uzatmak istemiyorum ve gerek de yok. Sadece beni aydınlatın Sn fizikçi, hatta burada bu sayfayı okuyan arkadaşları da; size minnettar oluruz bilim adına.

Şu soruma yanıt verirseniz sevinirim madem ki bir cemiyetten yanlış bilgi çıkıyor biz doğruyu bulalım.
Kuvvetten bahsetmişsiniz. Sizin bahsini yaptığınız kuvvet konusunda nasıl bir yanlışlık olmuş ?
Kitap, Kuvvetin asla doğru çizgide hareket etmediğini söylemiş. Bu doğrumu, yanlış mı? sadece sizden bunun cevabını Dion Fortune adına alayım.
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: propulsion - Ağustos 29, 2015, 03:22:23 öö
Evet söylediklerim Sizin ifade ettiğiniz gibi bir Sn fizikçinin bilim insanının söyledikleridir. Dikkatle okunması iyi olacaktır.

Kimseyle polemiğe girerek vakit kaybetmek ve forumu meşgul etmek istemem. Hem vakite hem de foruma yazık. Ama doğru bildiklerimizi de söylememiz lazım.


Sn. propulsion
Öncelikle yanlış bir sayfa olduğunu sanmıyorum, çünkü evren içerikli konu başlıklarına rastladım ki bu konu da evrensel bir paylaşım sanırım. Neyse gelelim yanlış bulduğunuz meseleye.

Burası yanlış yerdir. Bu konu tartışma götürmez. Böyle bir paylaşımın yeri Fizik-Doğabilim değildir. "Sanarak" paylaşım yapılmamalı.

Evrensel kelimesinin tanımına gelirsek (bu da yanlış kullanılmış): Bu kelime evrenin tamamı için geçerli olan demektir.

Bir örnek verelim insan kalbi kan pompalar, aksi halde insanda hayat olmaz.  Bu evrensel bir gerçektir. O halde biyoloji ve tababet ile ilgili olan bu konu da fizikle ilgillidir diyecekmiiyiz?. Tabii ki hayır. 

Bu başlıkta yazılanların bir pozitif bilim olan fizikle ilgisi yoktur.

Burada siz beni sorgulamıyorsunuz aslında. Ben bir fizikçi değilim ve bir bilim adamı adına da iddialarım yok sonuçta bir şey keşfetmedim; bende herkes gibi kaynaklardan yararlanmaya çalışıyorum. Sizin sorguladığınız alıntı yaptığım kaynak adıdır; yani buradakiler Sn. Hypatia'nın sözleri değil,Kitabın yazarı olan Dion Fortune adında Altın Şafak Cemiyetinin eski üyelerinden ve Işık Kardeşliği cemiyetinin kurucusu olan İngiliz bir bayanın dır :) Ve bu bayanın hatta kendisinin de bilim adına aldığı alıntının insanları yanılttığı suçlaması cemiyeti de kapsar; ve bir bilimci olarak onları da suçlama hakkını kazanırsınız bu durumda...Uzatmak istemiyorum ve gerek de yok.

Kimsenin sorgulandığı falan yok. Sayın hypatia veya diğer üyeler istediği kaynaktan yararlanabilir.

Forum üyeleri de foruma koyulanlar ile ilgili yazılaz yazar. Benim hakkında yazı yazdığım Sn hypatia tarafından foruma koyulan ve fizikle yakından uzaktan ilgisi olmayan paylaşımdır. Sanırım bu kitabı yazan da Sizin iletinizde yazılanların bir pozitif bilim olan fizikle ilgili olduğunu iddia etmeyecektir.

Sadece beni aydınlatın Sn fizikçi, hatta burada bu sayfayı okuyan arkadaşları da; size minnettar oluruz bilim adına.

Sn hypatia burada hafifen bir alaycı ifade kullanmış sanırım Sn fizikçi diyerek. Ama ben gerçekten fizikçiyim.  Bu noktada bir şey demek istemiyorum.

Şu soruma yanıt verirseniz sevinirim madem ki bir cemiyetten yanlış bilgi çıkıyor biz doğruyu bulalım.
Kuvvetten bahsetmişsiniz. Sizin bahsini yaptığınız kuvvet konusunda nasıl bir yanlışlık olmuş ?
Kitap, Kuvvetin asla doğru çizgide hareket etmediğini söylemiş. Bu doğrumu, yanlış mı? sadece sizden bunun cevabını Dion Fortune adına alayım.

Kuvvetin hareket etmesi diye bir husus YOK. İletimde Einstein'ın neden bahsettiğini yazdım. Doğrusunu yazdım.  İsteyen benim dediklerim çerçevesinde kısa bir araştırma yapar ve biraz daha bilgi edinir.

Buraya kadar  Sn hypatia'nın son iletisinden alıntılar yaparak paylaşım yaptım.  Bu noktadan sonra okültizm ve Sizin bahsettiğiniz yazar üzerinden bir şeyler yazmak istiyorum.

İlk olarak Okültizm ile ilgili yazmak isterim.

Wikipedia der ki:

Okültizm: Geçmiş çağlarda doğa, evren, tesirler, insan ve evren ilişkileri ve gelecek hakkında gerek medyumnik yollarla gerekse aktarılagelen ezoterik tradisyonlar yoluyla edinilmiş derin bilgiler bütünü olarak tanımlanır.

Terimin etimolojik kökeni: Terim Latince’de "gizlemek, saklamak" anlamına gelen "occulere" sözcüğünden gelen, “gizli, saklı” anlamındaki occultus sözcüğünden türetilmiş olup, “gizli ve saklı olanın bilgisi” anlamına gelir. Buradaki “gizli ve saklı olan” ifadesi hem görünmeyen aleme, hem doğaüstü denilen fenomenlere ilişkindir. Okült sözcüğü okültizm adının sıfatı olup günümüzde "okültizm ile ilgili" anlamında kullanılır.

Kapsamı: Gizlibilimler de denilen okültizmin kapsadığı alanlar arasında maji, simya, astroloji, nümeroloji, sembolizm, teürji, psişürji , kahinlik veya falcılık türleri sayılabilir.

Burada yazılanların hangisi bir pozitif bilim olan fizikle ilgili? HİÇBİRİ

Yazar ile ilgili olarak ise yine herkesin ulaşabileceği bir kaynak olan Wikipedia derki:

Dion Fortune: Violet Mary Firth Evans (d. 6 Aralık 1890, ö. 1946) ya da bilinen adıyla Dion Fortune, İngiliz okültist ve yazar. Takma adı, aile sloganı olan "Deo, non fortuna" (Latince: "tesâdüf değil, Tanrı tarafından") sözünden gelmektedir. Görüldüğü gibi yazar bir okültisttir. Okültist tanımsal olarak okultizm ile ilgilenen demektir. Az evvel söylediğim gibi bu konu bir pozitif bilim olan fizikle ilgili DEĞİLDİR.
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: MEDUSA - Ağustos 29, 2015, 03:44:36 öö
Sayın hypatia'ya bu güzel ve bilgilendirici yazısı için ben de teşekkür ederim.

Fakat şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Sayın propulsion, 'şu konuyu oraya açtın buraya açtın' tavrından vazgeçmediği sürece anlaşılan canımız çok sıkılacak. Neden Forumumuzdan başka bir kimse bununla ilgili bir şey yazmıyor da hep siz yazıyorsunuz merak içerisindeyim. Sanırım kendinize iş edinmeye çalışıyorsunuz. Dikkat ederseniz, iletilerime yazdığınız son sözlere yanıt vermeye tenezzül bile etmedim ve hatta doğru düzgün okumadım bile. Boşu boşuna ileti kirliliği yapıyorsunuz. Yanlış bir yerde yanlış bir bilgi paylaşılıyorsa eğer, zaten gerekeni Sayın Arais yapacaktır. Bence bu size düşmez Sayın propulsion. Ve ayrıca da Fizik Doçenti olmanızla ilgilenmiyoruz. Bu Forum, Masonluk ve diğer eğitici dallarla veya gündemle ilgili paylaşım yapma alanıdır, bilim adamlığı taslama alanı değildir.

Ona bakarsanız ben de arkeoloji biliminin bilim adamıyım. Ancak arkeoloji ile ilgili yanlış bir yerde yanlış bir paylaşım yapanın gözüne sokmuyorum 'sen yanlış yapmışsın, doğrusunu ben biliyorum ben biliyorum' diye.

Lütfen bilim adamlığı taslamayınız.
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: ADAM - Ağustos 29, 2015, 08:48:57 öö
Burada birtakım sezgiciler, hayaller dünyasında yaşayanlar, beyinlerini bilim dışı varsayımlarla dolduranlar, gizemcilik ve ve okült bilgiler gibi şeylere kendilerini kaptırarak, gerçeklerden olasıya ulaşıp bununla tatmin arayanlar, oradan buradan alıntılara dayanarak yazdıklarıyla  kendilerinin Forumda boşuna kirlilik birikimi yarattıklarının farkında değiller galiba.

Sayın propulsion haklıdır.

Forumda bir konu açılırken bunun açıldığı yer ÇOK ÖNEMLİDİR. Bunun düzeltilmesi moderatöre bırakılamaz. Üyelerin buna kendilerinin özen göstermesi gerekir.

Altın Şafak ve benzeri tarikatları neyle ilgilendiği, nasıl ırva zırvalarla uğraştıkları tüm pozitif düşünenler ve değerlendirenlerce bilinmektedir. Fakat bu o gibi uğraşıların değersizliği ya da gereksizliği anlamına gelmez. Sadece o tür düşünüler ve anlatılar, BİLİM kapsamına girmez; o kadar.

Masonluktaki çalışmaların temelinde BİLİM öncelikli bir yer tutar. Bilimin yanı sıra elbette gizemcilik (misitisizm) de vardır, gizlicilik (okültizm) de vardır, parapsikoloji de vardır. Fakat Masonluk bunları bilimsel gerçeklerin yansıması olarak değil, sadece bilimsel yöntemle inceleme alanına alınabilecek konular olarak değerlendirir.

O gibi bölümlerin bu Forumda bulunuşu da bundandır.

Kimse burada okült bilgileri ve düşünüleri doğabilim ve fizik çerçevesine sokuşturarak yutturmaya kalkışmasın.

Bu, yanlışı bir davranıştır.

Biz de yanlışı düzeltiriz.

Yanlış yapanlar tutumlarında diretirse bu kez biz de tutumumuzu bireyselleştirerek onlara yüklenmeye başlarız.

Bu böyle biline. İtirazı olan varsa beri gelsin. Söyleyeceği bir söz varsa bana söylesin.

Şayet Forumda böyle bir konu gündeme getirilecekse, bunun yeri “Parapsikoloji” bölümü olabilir. “Denge” konusunu parapsikoloji alanında irdelemekle Fizik-Doğabilim alanında irdelemek arasında çok büyük fark vardır ve bu ÇOK ÖNEMLİDİR.

Bu yanlışı yapmakta diretenlerin canı çok sıkılabilir, doğru. Nitekim sıkıldıklarını görüyoruz. Diretirlerse daha da çok sıkılabilirler.

Ötesi hiç kimse Sayın propulsion’a bilim adamlığı taslamak gibi bir hakarette bulunamaz. Böyle bir şey yapmaya kalkışmış olan Fay Frin adlı kullanıcıya haddini bilmesini öneririm. Gitsin kendi Arkeoloji alanında bilim adamlığını göstersin. Bunun için de Forumda bir bölüm var.
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: hypatia - Ağustos 29, 2015, 12:11:46 ös
Bilimin pozitifliği ve negatifliği üzerindeki tartışma yapmak ve noktayı koymak  kimsenin henüz harcı değildir. Okültizm alanı büyücülük değildir bunu bir türlü anlamak istemeyenlerin kendi tercihleridir ve başkalarının tercihleri üzerinde de karar verme yetisi asla yoktur.
 
Okültizm bilimi ret etmez sadece elde olanın sınırlarını zorlar;bunun neresi büyücülük? sadece elde olanın daha derinine ve ötesine gitmeyi amaçlar ve deneyler. Şimdiye kadar bilimin yaptığı bu değil mi?
Kitaplarda öğretilen ve tamam hepsi budur diyerek daha ötesini düşünmeye gerek görmeyen ve ona ekleme yapmayan  bir bilim adamı benim gözümde hazırcı'dır..Toplum olarak bilime en son katkımız ne olmuştur? Tartıştığımız konularda hangi bilim adamı yetişmiştir?..Biz sadece kabaran egolarımız tatmin için tartışırız. Okültizm'i merak eden arkadaşlar yeni bir bulgunun peşinde değiller, binlerce yıl önce üzerinde çalışılmış ve yazılmış bilgilerin yeniden ele alınıp  incelenip incelenmemesi hususu kimsenin tekelinde değildir. İsteyen okur istemeyen kendi işine bakar. Burada beyni yıkanacak çocuklar yok hepimiz belli bir yaşa gelmişiz, çekince duymanın alemi yok. Neyin daha yanlış ve neyin daha doğru olduğunu, evren yapısının nerede negatif olup nerede pozitifleştiğini ve yine evrendeki kuvvetin nerede düzleşip nerede kıvrıldığını farklı bilgiler içersin de  bakalım; sonuçta aynı yere çıkacağımızdan eminim sadece farklı yaklaşımlar olabilir; nereye çıkarız denemek gerekir.
Yukarıda paylaştığım konu içinde geçen sınırlamadan bahsediliyor;işte aynı şu anda kişilerin  psikolojisinde olan durum bu.
Sözlerimi şurada sonlandırmak istiyorum ama bu konuda paylaşımlara devam edeceğim ve eden arkadaşları da takip edicem.

Bilim adına yetişmiş akademisyen arkadaşlarla asla alay etmem; ki varlığı olanların maddi katkılarla desteklemesi taraftarıyım.
Ama her bilim adına çalışan ve yeni teoriler peşinde ciddi anlamda eylemde bulunanlara da saygım sonsuz. Bilim böyledir; gerçeğin ve gerçeğe en yakın olanın meydana çıkması için bir çok teoriler peşinde gidilir bu bir emektir ve zihin zenginliğidir. Hatırlanmalıdır, zamanında hiç bir teknolojinin olmadığı  yıllarda gök biliminde çığır açmış bilim adamları da büyücülükle itham edilmişti.
En yakın örneği takma adım olan Hypatia mesela. 
Başka söylenecek bir şey yok.


Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: propulsion - Ağustos 29, 2015, 12:49:55 ös
Aslında bu ileti ile ilgili yanıtımı yazmıştım ve o iletimin başında da polemik ve kişisel tartışmaya girmeyeceğimi söylemiştim.

Bu düşüncem de ısrarlıyım. Sayın Fay Frin tarafından yazılmış olan iletiye, yine hep yaptığım gibi, kavramlarla cevap vereceğim.

Öncelikle "forum" nedir? Bunun iyi bilinmesi faydalıdır. Forum kelimesi TDK sözlüğünde:
"Eski Romalılar zamanında, Roma'da ve diğer şehirlerde kamu işlerini konuşmak için katılımcıların toplandığı ve sorunların görüşülmesi amacı ile toplu tartışma toplantılarının yapıldığı ve karara bağlandığı alan"
olarak tanımlanmaktadır.

Bu anlamda, bu başlık için,  masonlar.org forum sayfamızın ve Masonluğun bu konudaki tavırını  Sayın ADAM iletisinde net olarak açıklamıştır.

Sonrasında "bilim adamı" nedir? Okuduğum bir kaynakta:
"Gerçek bilim adamı, bilimsel çalışmalarının yanında, yaşadığı çağa ve topluma karşı da sorumludur. Toplumda gördüğü birçok sorunu çözümlemeyi de kendisine görev edinmelidir. Böylece bilimsel kimlik yanında, bir aydın ve uzman kişi olarak topluma karşı da sorumluluğunu yerine getirir."
şeklinde bir tanımlama vardı.  Bu doğru bir tanımlamadır.

Tanımları verdikten sonra, Sayın ADAM'ın söylediklerine ek olarak, Sayın Fay Frin'in iletisinde yazdıklarına gelinirse... Sırayla;
"Can sıkıcı olduğum" belirtilmektedir. Bu ve bunun gibi ifadeler foruma zarar verir. Forumu aşağılara çeker. Yaptığım, yukarıdaki tanımlar çerçevesinde, bilgilerimle foruma katkı sağlamaktır.

Ben bir bilim insanıyım yani işim bu. Kendime İŞ EDİNDİĞİM UĞRAŞ BU.

"İleti kirliliği" konusunda Sayın ADAM'ın iletisinde yazdıklarıyla paralel düşünüyorum.  Yanlışa ve yanlış yerde olana YANLIŞ DEMEK "İLETİ KİRLİLİĞİ" DEĞİLDİR.

"Bilim adamlığı taslama" konusuna gelince. "Taslamak" anlam itibarı ile "gibi davranmak veya gibi göstermek" anlamına  gelir. Benim yaptığım yukarıdaki tanım çerçevesinde, gibi davranmanın tersine, BİLİM ADAMLIĞI'dır. Her BİLİM İNSANI'nın yaptığı gibi...

Son olarak Sayın Fay Frin "tenezzül" kelimesini kullanmış ve tenezzül etmeyeceğini söylemiş. Anlamsal olarak bu kelime yine TDK sözlüğünde "Kendi durumundan daha aşağıdaki bir iş veya bir durumla ilgilenme" biçiminde tanımlanır. Eğer yanlışlar düzeltilecek ise, bazen tenezzül etmek gerekir. Tıpkı şu an benim yaptığım gibi.

Bu başlık altında yazılması gerekenleri yazdığımı düşünüyorum. Sonrası polemik olur ki; bu benim tarzım değildir.
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: hypatia - Ağustos 29, 2015, 01:05:17 ös
Üslup hatası olabilir ben yeniden sorayım; Kuvvetin hareket ettirdiğini yazmışsınız ki doğrudur; hareket düz çizgi olarak mı yoksa eğri olarak mı meydana geliyor? umarım doğru sormuşumdur. Sonuçta siz anlamışsınızdır.önemli olan bu konuda alacağım cevap. Çünkü bilime tek yönden bakmıyorum, ve bu tek yönlülüğün dışına çıkıyor ve gerek sizlerden gerek farklı kaynaklardan pekiştirmeye çalışıyorum. Düşünen ve sorgulayan tüm insanlar gibi. Çağrışımlar la bütüne varmaya çalışıyoruz. Çünkü Evrenimizde daha keşfedilmemiş o kadar yerler ve işleyiş planlar var. Tepkiler bizi sadece sorgulamalarımız 'da   çekincelik yaratır; bırakalım  ufkumuzun cevabını farklı bilgilere açılsın, sonuçta okul sıralarda oturmuş çocuklar değiliz ve tüm bilim adına çalışanlara saygılıyız;yenilere de, kadimlere de
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: asimov - Ağustos 29, 2015, 01:28:20 ös
Konu başlığı yanlış yerde açılmış ve bazı kişilerin saçmalıklarıya doldurulmuş durumda.

Bu konu parapsikoloji bölümünde açılırsa katkı yapamam ancak yeri burası ise ben de yerbilimsel açıdan "İzostatik" dengeden bahsedebilirim.

Ama o zaman bir sürü boş laf çöpe gitmeli, silinmeli.

Sayın propulsion bir bilim adamına yakışan ölçüde çok güzel katkılar yapmış çünkü konu fizik ve Doğabilim başlığında açılmış.

Onun yazdıkları teşekkürü hak ediyor.

Bilim adamlarını hazmedemeyenler ise kendi boşluklarında debeleniyorlar, saygısızlıklarıyla komik duruma düşüyorlar.

Gerisi boş laf...

Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: hypatia - Ağustos 29, 2015, 01:47:11 ös
Sn etimolog ve Fay Frin. Bu çıkışların ardından size açmış olduğum Hermes'in Kehanetleri başlıklı konuya uğramanızı söyleyebilirim. Ayrıca Mason arkadaşlardan konunun buraya yakışıp yakışmadığı halinde alabileceğim önerilere de uymaya hazırım; ve bu içerikli bilgilerin yasak olduğu konusunda uyarılara da. Ama sanmıyorum ki yasak olduğu, sadece bu tür bilgilere içerleyenlerin  sayfa bahanesiyle gösterdikleri taşkınlık sonucu olduğunu sanıyorum.

Buna rağmen yinede sorumun cevabını samimiyetle bekliyorum. Teşekkürler.
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: ADAM - Ağustos 29, 2015, 02:11:15 ös
Hermes'in kehanetlerinin olup olmadığını bir yana koyalım. Belki vardır.

Tarihte Hermes diye bir kişinin yaşamış olup olmadığını da bir yana koyalım. Belki yaşamıştır. Yaşamış olsa da olmasa da "Hermetizm" diye bir şey var ve bu Bilim alanında da, Felsefe alanında da Masonlukta da çok önemlidir.

Fakat söz kehanete gelince...

Fizik ve diğer doğabilimlerinde kehanetten söz edene sadece bir garip gülümsemeyle bakarlar.

Sayın Hypatia'nın dertlendiği üzere, o gibi içerikler bu Forumda hiç de yasak değil. Burası özgür bir ortam.

Fakat Forum öylesine tüm konuların gelişigüzel bir şekilde yazılabileceği tarzda düzenlenmemiş. Her bir alan için ayrı bir bölüm konmuş.

Sayın Hypatia'nın o çok meraklı olduğu konular için de alanlar var. İsterse gider orada yazar. Bir katkıda bulunabileceksek bulunmaya çalışırız. Bilmediğimiz konulara ise bulaşmayız.

Bu nedenle de, burada, bu bölümde okült bilgilerden falan söz edenler gülünç duruma düşer. Onlar öyle sanmasa da biz, pozitif bilimciler onlara gülünç duruma düştüklerini hatırlatırız.

Onlar için üzülürüz. Gülünç duruma düşmelerini istemeyiz.

Ancak kendileri, kendilerini gülünç duruma düşürmek için diretiyorlarsa, eh, kendi düşen ağlamaz.

Ben de şimdi burada Michel Gauquelin'in bulgularından söz edecek olursam, gülünç duruma düşerim. Fakat o bulguları Parapsikoloji bölümünde anlatırsam, kimse bana yanlış yerde olduğumu söylemez.

Burada bir şiir yazar ya da bir edebiyatçının yapıtını aktarırsam, o da farksız bir yanlıştır. Çünkü burası, bu alan, Fizik konusundaki görüşme ve paylaşma alanıdır. Burada Kimya konusu bile gündeme getirilmemelidir çünkü onun için de ayrı bir bölüm vardır.

Sayın propulsion çok önemli bir söz etti. Bu foruma üye olmak yetmiyor. FORUMU KULLANMAYI ÖĞRENMEK DE GEREKİYOR.



Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: hypatia - Ağustos 29, 2015, 02:30:20 ös
Sn Adam! dertlenen yok dertlenen sizlersiniz, ve üslubunuza dikkat edin. Buradaki konumunuz beni hiç ilgilendirmez ama saygı çerçevesin de epey yol kaydetmeniz gerekicek. Yaşınıza istinaden, bu gibi çıkışlarda asıl komik olanlar belli. İstediğiniz üslubu kullanın bu kişilerin mührüdür.
Burada söz konusu sayfa ise sadece bunun ifade edilmesi yeterlidir fakat anlaşılan paylaşılan konularda bir iki kelime can acıtmış olacak ki yazılara tepki, sayfadan daha çok oluştu. Bunu anlamayacak kadar aptal değil buradaki arkadaşlar ama kendilerini daha akıllı sananların akıllılığı tartışılır;ki konu da bu değil konu başka yerlere çekiliyor.

Ben yine de sorumun cevabını alabilirmiyim? Birazda soru cevap hakkıma burnunuzu sokarsanız memnun olurum.


Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: İNSAN - Ağustos 29, 2015, 05:48:38 ös
Bu başlık, iki gündür Masonlar. org forumunun gündemi haline geldi. Ve iki gündür muhtemelen birçok ziyaretçi bu bölüme şöyle bir göz gezdirdi. 

Kimisi gruplarda bu tür şeyler olabilir derken kimi de 'bu ne hal' dedi.

Sadece ziyaretçiler mi ; değil.  Ben de belki bir şeyler kaparım diye girip okudum iki gün.   Ama üzülerek söylemeliyim ki , başlığa dair bir şey öğrenemedim. 

Konu dışında ise bir kalbin nasıl kırıldığını,  bunun profesyonelce  (bilim adamca) nasıl izah edilebildiğini öğrendim.

Öğrenmez olaydım.


Onun için derim ki, kalp kırmak kabeyi yıkmak gibidir. Kelimelerden balta yapıp cellat olacağımıza birbirlerimizin feryatlarını kardeşçe duymaya çalışalım..  Birbirimizi sevelim, birbirimize müsamaha gösterelim.

Bu, işin sadece manevi tarafı.  Bir de bu işin  fark edilmeyen maddi tarafları var. O taraflar da forum direncini her gün biraz daha düşürüyor. .Çünkü  bizler burada kişisel kusmuklarla uğraşırken,Forumun vitrinini bunlarla doldururken önemli sayabilecegimiz konular geride kalıyor ve üstü uzun süre açılmamak üzere kapanıyor. 

Allah bilir o önemli konular bir daha nasıl gündeme gelecek.

Hatta birileri benim bu yapılan bilek yarışına Karışmamın yanlış olduğunu,  kendi işime bakmam gerektiğini çıkıp söyleyebilir. Ancak unutmayalım ki, bu forum hepimizin.

Onu bu tür bilek güreşleri ile yormayalım,bu tür ucuz şeylere kurban etmeyelim derim.

Derim de, duyan olur mu bilmem...


Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: MEDUSA - Ağustos 29, 2015, 06:56:40 ös
Sevgili hypatia,

Hermesin Kehanetleri konu başlığına şimdi bakacağım. Teşekkür ederim.  :)

Sevgiler... Fay Frin
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: karahan - Ağustos 29, 2015, 07:50:43 ös
Sn.İnsan'ın feveranlarına katılıyorum.

Forumda Başta sn.adam olmak üzere konu başlığı ile alakalı bir çok uyarı aldım bende,normaldir dikkatten kaçabilişr anlayamayabiliriz.
Sn.Arais yahut mason arkadaşlar hemen müdahale edip konuyu ilgili yere açarlar.

Çokta dert edilmemesi gereken bir durum aslında konuyu açan için.
Bu forumda tıpkı masonluk gibi bir düzen içerir ve herşeyi kapsar.
Birbirimizin dilinden anlamamak,yanlış anlamak,yahut yanlış anlamaya meyilli olmak,bir ara bende hepsi vardı.

Kavgva dövüş ede ede milletle evrildim biraz.Kavga edip kalp kırmakla bir yere varılmıyor.

Sn.Adam her hali ile forumda belirli bir ağırlığı olan ve bir saygıyı hakeden bir kişilik.
Onun sözleri eleştirel(bazan biraz ağır)oluyor ama o kadar kişisel didişmeye pek enerjisi yok,çünkü yaşlı ve onu bundan uzak tutmak lazım.

Forumda işi doğru yapıp uyarıları ciddiye alıp konunun özüne inilmesi daha doğru.
Açılan başlık çok iyi söylenecek bir kaç lakırdı bulunur lakin biraz hanımların sakinleşmesi lazım sanırım.
Sn.Propolsion'uda ilgi ile takip mettiğimi söylemeliyim,sn.asimov dan sonra bir bilim adamının daha olması ve bilgilerini bize aktarmaları çok hoş,
karahan
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: hypatia - Ağustos 29, 2015, 08:20:09 ös
Konunun başlığında bir şeyler anlaşılması için zaman bırakılmadı. İnsanların, özellikle toplumumuzun duymak istemedikleri yada kendi fikirlerine ters konulara karşı tahammülsüzlük ve saygısızlık diz boyu şu an. Üzülmekten çok tiksinti duydum.
Alın birilerini hakaretvari yerlere vurun diğerini göklere çıkarın;alın size dengesizliğin tam göstergesi. Burada söylenecek çok güzel bir söz var ama elimden sadece acımak geliyor. Bilim adamı yada adam adına sığınıp bu vahim davranışlar ne bana ne başkalarına bir şey kaybettirmez ama ardından giden genç nesle çok şey kaybettirir.  Bu nesile örnek olacak en önemli öğreti sabır ve hoşgörü..Evrensel ahlak diye bir şey var, bunu hice saymanın hiç bir haklı sebebi yoktur.
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: MEDUSA - Ağustos 29, 2015, 08:26:09 ös
Sevgili karahan,

Ben gayet sakinim. Bana yazılanların hepsini okudum ve bakın tartışmayı uzatmadım bile. Sorun olan şey bilimsel şeyler paylaşmak değil ki. Bilimsel şeyleri ben de paylaşıyorum.

Sorun olan şey, 'ben bilirimcilik' yapmak. Karakterim gereği, 'ben daha iyi bilirim' tarzından hiç hoşlanmıyorum. Herkes bilmediği oranda cahildir, her birimiz bilgiye açız ve bir şeyler öğrenmek istiyoruz. Bilimsel bir konuda paylaşım yaptığımda yanlış bir bilgi paylaşmışsam eğer 'istenilen eleştiri, gerekirse en ağır şekilde' yapılabilir. Ama 'konuyu oraya açtın, yok buraya açtın.' Bunları vakit kaybı olarak nitelendiriyorum. Sevgili hypatia'nın konusuyla ilgili tartışamadık bile.

Forumda gruplaşma var. Paylaşımları beğenilen üyelere övgü veya eleştiri yapılıyor. Ben de bilimsel şeyler paylaşıyorum. Bana neden övgü veya eleştiri yok ? Geçenlerde mitolojik bir hikaye paylaştım, bir Allah'ın kulu da kalkıp bir şey yazmadı. İlgilenmek istediğiniz insanlarla ilgileniyorsunuz. Benim Masonluk ile ilgili bilgisizliğim ortada. Ben sürekli Masonlukla ilgili bir şeyler paylaşamam. Ama Sayın ADAM'ın bir gün olsun bir tane yazımın altına bir şey yazdığını görmedim fakat iş eleştirmeye geldiğinde herkes burada.

Bir seneyi aşkındır bu Forumdayım. Kiminle bir olayım çıkmış, kime hakaret etmişim, kime saygısızlık yapmışım ben ? Bir kişi bunun örneğini veremez. Çünkü saygısızlık kavramı, benim karakterimde yok. Kendi doğrularımı söylediğimde herkes karşı cepheye geçiyor.

Ben eleştiri yaparken bile 'aman karşımdaki beni yanlış anlamasın, kırılmasın' şeklinde davranıyorum. Ancak bu Forumda bir avuç insan dışında bunu göremedim ben. Foruma ilk geldiğimde 'dini içerikli paylaşımlar' yaptım diye neler neler söylendi bana, edebimle cevabımı verdim, şikayet bile etmedim. Ben haddimi bilen bir insanım. Sizler istediğiniz insanı, istediğiniz gibi eleştirince oluyor ama ben eleştiri yaptığımda Forum ayağa kalkıyor. Bireysel yüklenme mi yapılacakmış bana ? Peki, öyle olsun.

FAY FRIN...
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: karahan - Ağustos 29, 2015, 08:46:45 ös
Sevgili karahan,

Ben gayet sakinim. Bana yazılanların hepsini okudum ve bakın tartışmayı uzatmadım bile. Sorun olan şey bilimsel şeyler paylaşmak değil ki. Bilimsel şeyleri ben de paylaşıyorum.

Sorun olan şey, 'ben bilirimcilik' yapmak. Karakterim gereği, 'ben daha iyi bilirim' tarzından hiç hoşlanmıyorum. Herkes bilmediği oranda cahildir, her birimiz bilgiye açız ve bir şeyler öğrenmek istiyoruz. Bilimsel bir konuda paylaşım yaptığımda yanlış bir bilgi paylaşmışsam eğer 'istenilen eleştiri, gerekirse en ağır şekilde' yapılabilir. Ama 'konuyu oraya açtın, yok buraya açtın.' Bunları vakit kaybı olarak nitelendiriyorum. Sevgili hypatia'nın konusuyla ilgili tartışamadık bile.

Forumda gruplaşma var. Paylaşımları beğenilen üyelere övgü veya eleştiri yapılıyor. Ben de bilimsel şeyler paylaşıyorum. Bana neden övgü veya eleştiri yok ? Geçenlerde mitolojik bir hikaye paylaştım, bir Allah'ın kulu da kalkıp bir şey yazmadı. İlgilenmek istediğiniz insanlarla ilgileniyorsunuz. Benim Masonluk ile ilgili bilgisizliğim ortada. Ben sürekli Masonlukla ilgili bir şeyler paylaşamam. Ama Sayın ADAM'ın bir gün olsun bir tane yazımın altına bir şey yazdığını görmedim fakat iş eleştirmeye geldiğinde herkes burada.

Bir seneyi aşkındır bu Forumdayım. Kiminle bir olayım çıkmış, kime hakaret etmişim, kime saygısızlık yapmışım ben ? Bir kişi bunun örneğini veremez. Çünkü saygısızlık kavramı, benim karakterimde yok. Kendi doğrularımı söylediğimde herkes karşı cepheye geçiyor.

Ben eleştiri yaparken bile 'aman karşımdaki beni yanlış anlamasın, kırılmasın' şeklinde davranıyorum. Ancak bu Forumda bir avuç insan dışında bunu göremedim ben. Foruma ilk geldiğimde 'dini içerikli paylaşımlar' yaptım diye neler neler söylendi bana, edebimle cevabımı verdim, şikayet bile etmedim. Ben haddimi bilen bir insanım. Sizler istediğiniz insanı, istediğiniz gibi eleştirince oluyor ama ben eleştiri yaptığımda Forum ayağa kalkıyor. Bireysel yüklenme mi yapılacakmış bana ? Peki, öyle olsun.

FAY FRIN...

Sn.Fay frin

Sanırım sn.propolsion ve sn.adam'ı kast ediyorsunuz ben bilirimci diye.

Tasavvufta çok sevdiğim bir deyim vardır,hatta peygamber efendimizinde sözüdür;
BİLGİ ÖNDEN GİDER denir.

Sn.Adam forumda genelde masonluk dışındaki paylaşımlara pek bulaşmaz.Bilgisinide belgeye ve bilgiye dayandırmayı seviyor.Bilim dışı konulara pek meraklı değil.Sn.propolsion ise sizinle paylaşımlarında seviyeyi bence hiç düşürmedi.Onların savunulmaya ihtiyacı yok kaldıki yaptığımda bu değil.

İnsan bazen öfke ile yazınca yazılanları pek anlayamıyor.Daha sakin bakmak lazım.Forumda bayanların oluşu ve yazması çok iyi.
İnsanların iyi bildiği konulsrı paylaşması bilgiçliği ve bildiğini gösterir bu yerilecek bir durumdan öte saygı duyulası bir durum bence.Bir konuyu ehli ile tartışmak cahili ile uğraşmaktan daha iyidir.

Bilenin bilgisiğni sömürmek ondan faydalanmak ve bildiğini kabul ederek saygı çerçevesinde yapmak daha iyi değilmi?
Pek uzun edilecek bir konu ve sorun değil bence burada kesmeli ve önyargılardan uzak durmalıyız.

karahan
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: MEDUSA - Ağustos 29, 2015, 08:50:24 ös
Eleştirimi yaparken Sayın ADAM'ı konunun dışında tuttum. Yazdıklarımın hiçbiri onun için değil. 'Ben bilirimci' sözümü Sayın ADAM için söylemedim.

Bu yanlışı düzelttikten sonra ben, konuyu burada kapatıyorum. Sizin de dediğiniz gibi.

FAY FRIN...
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: hypatia - Ağustos 29, 2015, 10:03:27 ös
Sevgili Etimolog! sorunuzun yanıtını malum sebeplerden dolayı geciktirdim; özür dilerim.
Sorduğunuzun cevabı  hem karmaşık hem açıklanması gereken  mevzular var. Sadece insan formunun iradesi vardır. Bahsedilen kuvvet fizik kanunuyla ilgilidir.Yani fizik ve doğa kanunuyla pekiştirerek yazacaktım ama sayfanın halini gördünüz. Kabala'yı ve ana teması olan Sefirot'u elimden geldiğince öğrenmeye çalışıyorum;yani evren yapısıyla fizik ve doğa şemalı bir çalışma. Ama gördüğünüz üzere fizik ve doğa konulu sayfaya kabul edilmedi;edilmediği gibi açıklama yapılamaz durumuna geldi. Oysa bu çalışmalarımın ne kadarı ve nereye kadarı mantıklı yada mantıksız olduğunu pekiştirmek için fizik ve kimya hakkında uzman arkadaşlardan yardım talebinde bile bulunmayı düşünmüştüm...Sonuçta bu konuyla ilgileniyorum öyle veya böyle.

Aynı konuyu işlemek için bu kez daha detaylı olmak üzere başka bir konu adı altında yazmayı düşünüyorum. Umarım yararlı olabilirim ve umarım daha bilgili arkadaşlarla karşılaşabiliriz de bize yararlı olur.Ben Kabala ve Sefirot çalışmalarında çömezim.
Ama gerek Makro gerek mikro, insan psikolojisi hakkında çok yararını gördüm. Benim ufkumu açıyor ve göreceliğin ardındaki enerjiyi ve doğanın ardında ki psikolojik yapıyı daha iyi anlayabiliyorum;Tasavvufu, mitolojiyi ve simyayı öğrenmek zorunda kalıyorum. Açık söylemem gerekirse Tek'ten Bütüne, Bütünden Teke olan yolculuğu tanıyorum. Bilgi Eşeği olmaktan, hayatıma geçirip İnsan olmaya çalışıyorum; umarım birazda olsa başarırım.
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: hypatia - Ağustos 30, 2015, 11:19:30 öö
Okültizm ise, gizli öğretilerin hayata geçirilmesine yönelik bir çalışmadır . Fizik ,doğa kanunlarının hangi ince çizgide insanın yararına sunulabileceğini araştırır.
İnsanı, doğayı ve aralarındaki ilişkileri inceleyen bazı uygulamalarla bunların etkilenebilir olduğunu savunan ve Hermetizm'i gelenek olarak yola çıkan gizli öğretilerin bir sanat halinde çalışılıp, uygulanması ise, okültizm anlamına gelir.(Hermesin varlığı ve yokluğu tartışılırsa, bu pek çok şeyin varlığını tartışır hale getirir ve içinden çıkılmaz. Küçük bir misal;biri kalkar şöyle der ki diyene rastlıyorum; "gerçekten aya gidildi  mi?" diğeri şunu söyler " bilmem öyle diyorlar! şahsen tanışmadım."

Okült bilgi caziptir, ne var ki; görünenin ardındaki derin gerçek ve yaşamın amacı anlaşılmaya başlamadan, (gizli ilimler) (güç) kazanmak ve etkilemek için önerilmeye çalışılırsa, bir yetersizlik ortaya çıkacaktır. Büyücülük ve falcılık adına yozlaşmaları ardından getirecektir.
Hele ki otla samanı birbirinden ayırma yeteneğinde  yoksun olan toplumlar ..

Teozofi  üç ilkesini şöyle açıklar:

1. İnsanlığın evrensel birliği için ırk, renk, inanç ve cinsiyet ayrımı yapmamak.
2. Din kuralları, felsefe ve bilim sınırlarının ötesinde çalışabilmek.
3. Doğanın keşfedilmemiş yönlerini ve insanın bilinmeyen yönlerini araştırmak.
 
Wikipedia.org

Tüm kadim bilginler ve peygamberler dahi ruh ve yaratan kavramını benimsemişler bu bilim üzerine çalışmışlardır. Bazı sınırları zorlayamaz, sadece görecelik kavramlarında kilitlenirsek insan doğasının ardına çıkamaz ve sadece günlük ihtiyaçlarını görmekten öte bir varlık olamayız.
Zor iştir, ÇOOK ZOR bir iştir.

Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: hypatia - Ağustos 31, 2015, 12:35:04 ös
Evrenin genel yapısının tüm yaratıma denk düştüğü ima edilmiştir yazımın başında.Makro evren ve Mikro evren. Büyük evren Küçük evren yani insan; diye bahsi vardır.
-------------
Termodinamik denge, açıklaması bilinmese bile sezgisel olarak bilinen bir şeydir. Isı alış verişi veya bir sistemdeki dinamik değişimle ilgilidir. Doğada ki her faktör bu dengeye ulaşabilmesi i.in sistemlerin değişimine sebep olur.
Termodinamik, fiziğin doğada oluşan tüm enerji çeşitlerinin değişimini inceleyen en büyük branşlarından birisidir. Özellikle ısı enerjisinin mekanik işe dönüştürülmesini ve fiziksel ya da kimyasal değişimlerin her türden enerji davranışlarının çalışmalarını içerir. Aynı zamanda doğadaki sistemlerin makroskopik parametreleri olan sıcaklık, basınç ve hacimleriyle de ilgilenir.

Denge, bir durumdaki karşıt kuvvetlerin birbirini tam olarak yok ettiği ve artık herhangi bir değişimin oluşmayacağı bir durumdur.Dengenin iki hali vardır. Birinci statik bir denge, ikincisi dinamik dengedir.Burada bahsetmek istediğim Kabala'nın Evrensel şeması olan Sefirot'taki  her bir sefiraya karşılık gelen yapıdır. Birçokların hatta bazı bilim adamlarının bilmediği ve inanmadığı yapı. Bu çok geniş bir açıklama getiriyor ve ben çok kısa olarak açıklamaya çalışacağım...Bu arada toparlamaya çalışırken yapabileceğim bir yanlışlık asla Kabalaya mal edilmemelidir. Benim hatam onun dışındadır; çünkü ben hiç bir konuda uzman değilim. Sadece toparlamaya çalıştığım konu çok zor ve karmaşık ama bir o kadar gerçek ve bir o kadar tepki alacak bir konu. Tarihler boyu karşıt tepkiler olmuştur ve dünyanın yuvarlaklığı bile ölümcül kabul edilmez hal almıştır yüz yıllar önce.

Kabala'da Sefirot'un başında olan KETER İLE başlamam gerekirken bunu atlıyorum çünkü yanlış bir yorum getirmek istemiyorum ve her şeyin başlangıcı yani Yaratımın ilk vuku bulduğu yer. Bu sadece en basit benzetmesi çünkü evrenin yapısının bugün henüz tam açıklanamadığı ama Kadim olanların bunun hakkında mutlaka söyleyeceği şeylerin olduğu bir  konu.

Keter, sanırsam statik durumda ama tüm potansiyeli barındıran bir Sefira olarak geçer.Dini  yorumu her şeyin barındığı, her şeyin geldiği yer. Burada tam bir şey söylemem çok zor.Büyük patlamayla ilgili..

Hokmah, İkinci Sefira yani her şeyin geldiği yerden ilk tezahür olan Kozmos; yanlış hatırlamıyorsam Evrenin çatısı olarak ta geçer. Dinsel karşılığı: Göksel Baba, Göksel Adem ve sıfatları sevgi ve merhamet erg gücü.Çünkü her şeyin geldiği o sınırsız potansiyel her iki cinsi barındırır ve bir cinsyeti yoktur. Saf ve Arı dır. İlk ayrışımdan Hokmah zuhur ediyor yani erk gücü ve dinsel tabiri İbranice olan Abba yani Baba.

Hokmah, yani ilk hareket fizik yasasında Kuvvet olarak yorumlanır.Evrenin ilk aktif yanı.Fizikçiler buna daha iyi açıklamalar getirir; dediğim gibi açıklanması uzun ve bizler için daha zor. Burada kısaca deyiniyorum elimden geldiğince kaynaklarla karşılaştırıyorum zihnimin aldığı kadar..,

Binah, Üçüncü sefira Pasif ve dişil. Astronomi de Satürn'e karşılık gelir ve mitolojide Yüce Ana, Ölümün Kapısı, Göksel Havva, vs vs..Her bir sıfatın anlamı vardır ve farklı kuvet ler değil aynı kuvvetin içindedir ;yani birbiri ile çelişkili görünse de, öyle değildir.
Buraya kadar yeterli bence, çünkü dediğim gibi çok geniş ve Arketipik fizik, doğa kanununu içinde barındırıyor. Boşuna dememişler Kabalayı çalışmak bir ömrü alır. Fakat burada asıl açıklamak istediğim farklı bir bilginin nasıl  anlaşılmasına ya da farklı bir araştırmaya ayrı bir pencereden bakmaya çalışmaktır; sonuçta buda ne kadar gerçeğe yakındır diye düşünmek?..

Evet tepki alacak bir konu;ayrıca dini karşılıklara da konduğu için dini çevrelerin " bu da ne böyle" diyeceği bir yazı. Göksel Adem ve Havva ya deyindiğinden   özellikle hıristiyan kardeşler kızabilir. Akıllarına gelen ilk şey şu olacaktır. Baba,Oğul ve Kutsal ruh adına çıkarılan haç'ın,  Evren yapısındaki karşıt oluşumların etki ve tepki yasasına karşılık olduğu bilgisi. Makro ve Mikro arasındaki benzerliği insan psikolojisi ile karşılaştırılarak  üzerinde binlerce yıl önce çalışılmıştır. Boşuna dememişler Yukarıdaki aşağıdaki gibidir.

Asıl önemli olan sırların başlangıç yeri, ucu yukarı bakan üçkendir ve Sefirot'un üstte ilk üçken şeklidir. Bir Keter, Baş Olmayan Baştır. Hokmah, göksel Baba dır. Peki, yaratımın başlangıcının dinsel yorumu Göksel Baba ve Göksel Ananın olduğu yerde bir de Göksel oğul olmalı..peki o nerde? Hıristiyan arkadaşların kafası belki daha çok karışacaktır. Bunu ben söylemiyorum kendileri Baba , Oğul ve Kutsal  Ruh diyorlar. Göksel Baba ve Ana'dan bahsederken bir oğul çıkıyor ve sıralamada Ana yok! Kadın Evrenin ilk yapısından itibaren yok edilmiş;yani Makrokosmoz'da var olan dişi enerşi, Mikrokozmos'da insanların koyduğu felsefede yok edilmiş.
Oysa okült bilgiler Ana'yı koyuyor; hatta Doğanın yaratıcısı olan Tanrıçayı ilk tarihinden,  evrenin başlangıcından itibaren varlığını koruyor...Ama dini inanışlar Makro Anayı yok edip Mikro anayı anlatıyor o da şeytan olarak; Ademi günaha sokan Havva;..
Peki İllede bir suçlu ararsak Ademin suçu ne oluyor, yada asıl suçlu?.. Ademin omurgasından oluşturduğu yani ademden tezahür olan Havvan'nın bu oluşumdan ne kadar sorumlu olduğu araştırılmış mı?  Ne acınası büyük bir cehalettir bu?...İşte astronomi , miteloji ve hermetik bilgilerin sevilmediğinin ve bu bilimin üzerine gidilmesinin ıvır zıvır ve bilim kirliliği denilip hışma uğramasının sebebi bu olabilir mi? Makrokozmos Erg gücünün,  Mikrokozmos'da eşini ne hale soktuğu, dünya yönetiminin  bu hale geldiğinden   sorumlu tutulabilir mi  acaba :) 

Şimdilik benden bu kadar. Sadece farklı bir yoldan yürüyüp, konulan sınırların dışında biraz gezinelim istedim. Bu da farklı bilgilerin, farklı yorumları ve ben söylemiyorum. Sonuçta Kadimlerden gelen kaynaklar.

Uzmanların gözünde bir hatam olduysa özür dilerim; ve bu hatalar bilinçli değildir kesinlikle. Sadece bir aceminin toparlamaya çalıştığı satırlarda kalan eksiklerdir.


dip not:Doğa strateji  gütmediği, plan yapmadığı için ağaçların bu günkü durumları gayet anlaşılabilirdir. Ama insanlardan da akıllarını kullanıp çok daha az maliyeti denge noktalarına ulaşmalarını beklemek sadece  idealistlik değil aynı zamanda naiflik de olur zira insan, kendisine layık gördüğü aklilikten çok uzakta,karmaşalığının ve varlığının büyüsüne kapılmış bir sarhoşluk içersindedir hala. Fakat insanda dinamik dengenin bir parçasıdır.








Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: ozkann - Ağustos 31, 2015, 08:09:13 ös
Alıntı yaptığınız kaynağı yazmanız doğru olmaz mı?
Serkan Taşkın sanırım.

https://www.google.com.tr/search?q=Termodinamik+denge%2C+a%C3%A7%C4%B1klamas%C4%B1+bilinmese+bile+sezgisel+olarak+bilinen+bir+%C5%9Feydir.+Is%C4%B1+al%C4%B1%C5%9F+veri%C5%9Fi+veya+bir+sistemdeki+dinamik+de%C4%9Fi%C5%9Fimle+ilgilidir.+Do%C4%9Fada+ki+her+fakt%C3%B6r+bu+dengeye+ula%C5%9Fabilmesi+i.in+sistemlerin+de%C4%9Fi%C5%9Fimine+sebep+olur.&oq=Termodinamik+denge%2C+a%C3%A7%C4%B1klamas%C4%B1+bilinmese+bile+sezgisel+olarak+bilinen+bir+%C5%9Feydir.+Is%C4%B1+al%C4%B1%C5%9F+veri%C5%9Fi+veya+bir+sistemdeki+dinamik+de%C4%9Fi%C5%9Fimle+ilgilidir.+Do%C4%9Fada+ki+her+fakt%C3%B6r+bu+dengeye+ula%C5%9Fabilmesi+i.in+sistemlerin+de%C4%9Fi%C5%9Fimine+sebep+olur.&aqs=chrome..69i57&sourceid=chrome&es_sm=122&ie=UTF-8 (https://www.google.com.tr/search?q=Termodinamik+denge%2C+a%C3%A7%C4%B1klamas%C4%B1+bilinmese+bile+sezgisel+olarak+bilinen+bir+%C5%9Feydir.+Is%C4%B1+al%C4%B1%C5%9F+veri%C5%9Fi+veya+bir+sistemdeki+dinamik+de%C4%9Fi%C5%9Fimle+ilgilidir.+Do%C4%9Fada+ki+her+fakt%C3%B6r+bu+dengeye+ula%C5%9Fabilmesi+i.in+sistemlerin+de%C4%9Fi%C5%9Fimine+sebep+olur.&oq=Termodinamik+denge%2C+a%C3%A7%C4%B1klamas%C4%B1+bilinmese+bile+sezgisel+olarak+bilinen+bir+%C5%9Feydir.+Is%C4%B1+al%C4%B1%C5%9F+veri%C5%9Fi+veya+bir+sistemdeki+dinamik+de%C4%9Fi%C5%9Fimle+ilgilidir.+Do%C4%9Fada+ki+her+fakt%C3%B6r+bu+dengeye+ula%C5%9Fabilmesi+i.in+sistemlerin+de%C4%9Fi%C5%9Fimine+sebep+olur.&aqs=chrome..69i57&sourceid=chrome&es_sm=122&ie=UTF-8)
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: hypatia - Ağustos 31, 2015, 11:42:54 ös
Daha doğru olur ama Geniş kapsamlı toparlamalar farklı kaynakları  ve eldeki notları da gerektirir.
Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: egeran - Eylül 01, 2015, 02:13:19 ös
Değerli Arkadaşlar, Kıymetli Kardeşlerim;

Sn. Adam " Çekici Vurmuş ", en azından biraderlerimizin forumda da olsa buna saygı göstermesi gerekir.

Başlık: Ynt: Denge
Gönderen: hypatia - Eylül 05, 2015, 02:37:32 ös
Kozmoloji veya (evren bilimi[1]), bir bütün olarak Evren'i konu alan bilim dalının ismidir.

Kozmoloji sözcüğü Türkçeye Yunanca κοσμολογία (cosmologia, κόσμος [kozmos] düzen, bütün + λογια [logia] söylev) sözcüğünden türemiştir[2]. Her ne kadar kozmoloji sözcüğü nispeten yakın zamanlı bir sözcük olsa da Evren, tarih boyunca bilim, felsefe, ezoterizm ve din gibi farklı disiplinler tarafından araştırma konusu olmuştur. Kozmoloji ise bir sözcük olarak ilk kez 1730 yılında Christian Wolff'un Cosmologia Generalis isimli eserinde kullanılmıştır.[3]

Kozmoloji ile uğraşan bilim insanlarına kozmolog veya evren bilimci denir. Çağdaş yazında kozmoloji veya evren bilimi ile genelde fiziksel kozmoloji kastedilmektedir. Bu bağlamda kozmologlar, kozmoloji çalışmaların içerisinde astronominin yanı sıra biyolojiden matematiğe kadar birçok bilim dalını da kullanırlar. Kozmoloji, Evren'in yapısını, tarihini ve geleceğini inceler. Fiziksel Evren'in bir bütün olarak kavranıp anlaşılmasını sağlamak amacıyla doğa bilimlerini, özellikle gök bilimi ve fiziği bir araya getirir.


Farklı dallarda kozmoloji[değiştir | kaynağı değiştir]
Yakın zamanda fiziksel kozmoloji olarak adlandırılan ve Evren'in bilimsel gözlem ve deney yoluyla anlaşılmasını konu edinen fizik ve astrofizik bilimleri merkezî bir konumdadırlar. Fiziksel kozmoloji, Evren'in Büyük Patlama (Big Bang) sonrası yaklaşık olarak 13,7 ± 0,2 milyar (109) yıl önce ortaya çıktığını ve Evren'in tarihinin başlangıcından sonuna kadar tamamen fizik kanunları tarafından idare edilen düzenli bir süreç olduğunu ortaya koyar.


Anonim Flammarion gravürünün elle boyanmış bir sürümü. (1888)
Felsefî bir açıdan Evren'i inceleyen metafiziksel kozmoloji ise çok eski bir disiplin olup Evren'in, insanın, tanrının veya onların ilişkilerinin doğasını aklî ve ruhânî deneyimler veya gözlemler sonucu açıklamaya, sezgisel çıkarımlar bulmaya çalışır.

Dinî kozmoloji ise fiziksel kozmolojiden ziyade metafiziksel kozmolojiye yakın olan ve Evren'in tarihi ve doğasının belirli bir dinî bağlamda incelenmesinden ibarettir. Farklı dinlerin inanç yapıları oldukça farklı olduğu gibi Evren'e bakış açıları da oldukça farklıdır. Bu sebeple her dinin bir veya daha fazla farklı dinî kozmolojik görüşleri bulunmaktadır. Ayrıca kozmoloji, sıklıkla dinlerin ve mitolojilerin var oluş ve gerçeğin doğasına dair görüşlerinde de önemli bir rol oynar. Bâzı durumlarda Evren'in yaratılışı (kozmogoni) ve yok edilişi, son buluşu (eskatoloji), dinî bağlamda insanın Evren'deki konumu ve kimliği açısından önemli bir yer işgal etmektedir.

Daha ziyade çağdaş bir ayrışık disiplin de ezoterik kozmolojidir ki bu, dinî ve felsefî bağlamdaki kozmoloji anlayışlarına yakın olsa da geleneklerden daha ayrık ve belirli bir dogmatik itikattan bağımsız, sıklıkla inançtan ziyade özellikle çağdaş entelektüel anlayışa dayanan ve ruhâniliği sadece biçimlendirici bir kavram olarak gören bir kozmoloji anlayışı tanımlamaktadır.

Vikipedi, özgür ansiklopedi


Yazımın ilk başında paylaştığım alıntılarım bunu kapsıyor. Bazı anlaşılmayan kavramlar form ve faaliyet dışında herhangi bir varoluş halini bilmeyen insan zihni, kesinlikle varlık-olmayan, tümüyle biçimden yoksun bir edilgenlik durumu için uygun bir kavram elde etmede büyük bir zorluk içindedir. Kişiler anlayamadığı şeyden korkar ve saldırır. Fakat Kozmik felsefeyi anlamak istiyorsak, korkup saldırmanın dışında bunu kavramanın çabasını göstermek zorundayız. İnsan evriminin kaçınılmazlığıdır bu.