bu konuda haklısınız tabiki sn belial ,benim sormak istediğim ezoterik bilgilere istem dışı girebilirmi kişi farkında olmadan.
Devletlerin ve/veya dünyayı yöneten birtakım güçlü olanların, okumuş-yazmış ve okuyan-yazan kesimi, mecburi istikamet olarak materyalizme yönlendirmesi durumu mevcuttur.
"Açık görüşlü" ve "düşünen" kişi olmak demek, günümüzde büyüye ve bilimle açıklanamamış diğer şeylere inanmamak demektir.
Sistem şöyle işler: Küçüklüğünüzde dahi çizgi film ve masal olarak size büyücüler ve periler anlatılıp durulur. Ve biraz büyüyünce size ilk ve en keskin darbe iner: "böyle şeyler yoktur, büyümüş ve artık mantıklı olan siz, böyle şeylerin asla olamayacağını bilirsiniz". Bu darbeden çoğu insan ömrü boyunca kurtulamaz.
Daha sonra toplumu yönlendirmek için kullanılan, o halkın dini -Türkiye'de İslam/Musevilik- gelir. Siz o dine belki girersiniz, belki de girmezsiniz. Ama girene de, girmeyene de, büyü ve benzeri olaylar "olağanüstü olaylar" olarak öğretilir ve kabul ettirilir. (Oysaki bunlar olağanüstü olaylar değildirler; henüz açıklanamamış doğal olaylardırlar sadece.) İkinci darbe de tam burada gelmiştir: Az biraz okumuş ve düşünen hiç kimse, o toplumun dinini mantıklı bulmaya devam edemez. Bu 'din'i reddediş, bizim kendi sınıfımızdan saydığımız, düşünen kesimin büyük kısmında esas olan tavırdır. Bence iyi bir tavırdır, ama Şeytan ayrıntıda gizlidir. Dini reddedenler, psişik hertürlü yeteneklerini de reddetmektedirler. İşte bu hatanın kendisidir.
(not: musa ve isa adlı iki vatandaş ile ilgili bir hikayecik kullanarak, buradaki olayı anlatmaya çalışayım: musa ve isa rakip partilerin liderleridirler. musa baya zekidir ve isa'nın neler yaptığını iyi bilmek için isa'nın partisine ajanlar yerleştirir. bu esnada da isa'nın partisinden olanlar, musa'nın bir kamu ihalesinde çok büyük bir dolandırıcılığı başarıyla gerçekleştirdiğini görmüşlerdir. bunu halka açıklamak üzeredirler. ama musa zekidir... hemen önlemini alır.. isa'nın partisine yerleştirdiği adamlara emir verir, ve kendisine gelen ilk suçlamalar, aslında kendi adamları olan o ajanlarından gelir. ama o ajanlarına demiştir ki, "beni suçlayan haberleri ilkönce siz açıklayın, ama kanıtları çoook zayıf tutun ve araya birsürü saçmalık sıkıştırın-doldurun!" ve isa'nın partisindeki musa ajanları aynen böyle yaparlar; ve bu sayede, suçlamaları kimse önemsemez, çünkü kanıtları azaltılmıştır ve araya birsürü saçmalık sıkıştırılmıştır.. bu yöntem politikada da uygulandığı gibi, toplum mühendisliği -ve bu yüzden mecburen 'din mühendisliği' de- yapanlarca da uygulanmaktadır. bunu asla akıldan çıkarmamakta büyük fayda görüyorum. aynı şekilde, büyü ve diğer psişik yetenekler de dinlere eklemlenmiştirler. ama bu dinler çok saçma olduğundan, düşünen insanlar bu psişik yetenekleri de dinleri reddetmeleriyle beraber reddetmektedirler. kim bu sistemi kurmuş ise, insanlığa karşı büyük bir komployu yaratmıştır.)
Psişik yeteneklerin, dinlerden ve hatta yaratıcı varlıklardan dahi bağımsız/alakasız olarak var oldukları gerçeği önemlidir.
Sonuç olarak, sorunuza dönersek, daha çocukluktan başlatılan "büyü gibi yeteneklerin olmayışı" yönlendirmesinin ağlarına takılmayan insanlara sahipsek, neden olmasın?
Ki zaten kayıtlarda kendiliğinden yetenekleri ortaya çıkmış nice insanlar mevcuttur.