Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: BİR MASON ÖRGÜTÜNDEKİ OLASI SORUNLAR - 6  (Okunma sayısı 2974 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 12, 2010, 12:42:54 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay





İnsan doğal yaşam süresi içinde kendisine yönelik olarak yapması gerekenlerin tümünü yapıp bitiremeyebiliri. Dolayısıyla masonlar da gerek bilgilerini artırmak gerekse erdemlerini geliştirmek için ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar, kullandıkları simgesel terimle tam ve yetkin bir küptaş olamayabilirler.

Ancak bu böyledir diye bu yolda çalışmayı bırakmaları bence en büyük yanılgı olur. Ne mutlu onlara hamtaşlarını yontarak onu tam ve yetkin bir küptaşa yakınlaştırabilirlerse!

Fakat masonların görevi salt kendileriyle bitmeyip, yakın çevrelerinden başlayarak tüm insanlığa dek uzanan toplumsal bir nitelik de taşımaktadır.

Peki, masonlar topluma yönelik olarak ne yapmalıdır?

Dediklerine göre, asal görevlerinden biri bilgisizlikle ve bağnazlıkla savaşmaktır.

Bunu söylemek yetmez. Bu işi nasıl yapacakları, nasıl yapmaları gerektiği de çok önemlidir.

Her şeyden önce bir mason, yapacağı bireysel çalışmalarda çevresinin tepkisini almamalıdır. Aksine, çevresiyle bütünleşmelidir. Görüşleri ve düşünceleriyle çevresinde yadırganmamalıdır. Aksine saygı görmelidir. Çevresinde yaygın ön yargılar nedeniyle, katı tutum ve yaklaşımlarla daha baştan kendisini başarısızlığa tutsak etmemelidir.

Masonlar genel olarak bilgili kişiler. Ancak bilmediklerinin bildiklerinden daha çok olduğunu da bilmeliler. Çoğu bağnaz değil. Bunu kendilerine kanıtlamak için sürekli olarak kendi kendilerini sorgulamaları da gerek. Bilgilerimizi sürekli yenilemeleri, geliştirmeleri gerek.

Çevrelerindekilerin de onlar gibi olabilmesi hatta onları aşmaları bakımından ellerlinden geleni esirgememeliler.

Bilgisizlik ve bağnazlıkla savaşmak, etken (aktif) bir çalışmayı gerektirir. Fakat bunun çok özenle izlenecek bir yolu ve yöntemi vardır.

Bilgisiz bir insanın bilgisizliğini, bağnaz bir kişinin bağnazlığını yüzüne vurmak, bu savaşımı daha baştan yenilgiyle bitirmek demektir. Bilgisizlik ve bağnazlıkla savaşım, gerek bilgisizlikten gerekse bağnazlıktan, ayrıca dogmalardan, kör inançlardan ve ön yargılardan hiç söz etmemeyi gerektirir.

Siz ne düşünürsünüz bilmem. Ben öyle düşünüyorum.

Bu savaşım, her şeyden önce, alçak gönüllülüğü elden bırakmaksızın, bilgili olduğunu sezdirmeyi, hatta göstermeyi zorunlu kılar.

Alçak gönüllülük insanın kendini olduğundan noksan ya da aşağı görmesi ve göstermesi değil fakat olduğundan çok ya da yüksek göstermeye de kalkışmamasıdır. Bu nedenle masonların bilgili olduklarını göstermesi, gereksizcesine bilgiçlik taslamadıkları sürece bir masona yaraşan alçak gönüllü tutum ve davranışa aykırı değildir.

Fakat bilgili olduklarını gösterebilmek için gerçekten de bilgi edinmiş olmalılar. Eğer bir mason üzerinde durmayı tasarladığı konu üzerinde kendini yeterince bilgili bulmuyorsa, böyle bir konuyu gündeme getirmeden önce, böyle bir konu onun isteminin dışında gündeme getirilirse görüş belirtmeden önce, onun üzerinde yeterince bilgi edinmeli.

Bir mason, bilgisini karşısındakine doğrudan ve zorlamayla değil, onun bu doğrultudaki istemi üzerine aktarmalı. Bir diğer deyişle, ondan daha az bilgili olan kişi, onun ondan daha bilgili olduğunu kavradığında, kendisini de bilgilendirmesini istemeli.

Alma istemi olmazsa, bilgi aktarımı boşuna harcanan bir emektir.

Bilgiyi aktarmak kolaydır. Fakat bunun gerçekten alınıp edinilmesini sağlamak zordur. Kişinin söyleneni duyması yetmez; Dinlemesi, anlaması, kavraması, soru sorması, hatta tartışmaya girişmesi gerekir.

Karşımızdakinin bilgi edinmeyi istemesini sağlamanın en etkili yöntemi kuşku yaratmak, onun merakını kamçılamaktır. İnsan, bildiklerine sarılmayı, bir yere tutunmayı çok sever ama daha fazlasını edinmek, daha başka türlüsünü de görüp elde etmek için hep açtır. İşte bir mason, ona açlığını duyumsattırmalı.

Fakat yanılgılarını, bildiklerinin yanlışlığını ortaya serip onu küçültmesi çoğu kez ters tepki yaratır. Bunu hiç unutmamalı. Yanılgılarını giderip doğruları bulmayı kendisine bırakmalı. Hani Masonlukta herkesin kendi hamtaşını kendisinin yontacağı söylenir ya! Bunu kulağına küpe etmeli. Kimsenin hamtaşını yontmaya kalkışmamanın, fakat herkese hamtaşını yontabilmesi için yardımcı olmanın anlamı, onlara kendi doğrularını kendilerinin bulmasına yöneltmektir.

Masonlar tüm bunları hangi toplumda hangi çevrede yapmalı? Toplum içinde bilgisizlikleri olduğunu sandıkları, dogmalara kapılmış, bağnazlığa sapmış olduğunu düşündükleri kişiler mi arayacaklar?

Bu kişiler öylesine çoktur ki, böylesine bir arayışa hiç gerek yok. Kimden, nereden, hangi çevreden başlayacaklarını saptamaları bakımından bir önerim var:

İşe kendi ailelerinden başlasalar nasıl olur?... Sonra hısım ve akrabaya, arkadaşlarına, üyesi oldukları bir diğer sosyal kurum ya dernekte sık sık birlikte oldukları kişilere, iş yerlerinde çalışanlara ulaşsalar… Onlarla her günkü olağan konuşmalarının dışında, bilgisizliklerini giderebilecek, dogmalarından arınabilecek, kör inançlarından kurtulabilecek, bağnazlıktan tümüyle uzaklaşabilecek oldukları konuları da zaman zaman gündeme getirseler... Ötekilerin de kendi kendilerinden kuşku duymalarını, sonra da kendi kendilerini sorgulamalarını, bir çözüme ulaşamadıklarında onlara baş vurmalarını sağlasalar…

Yapamazlar mı?

İsterlerse yapabilirler.

Bence yapmalılar.





Bir mason örgütündeki olası sorunlardan söz etmeye çalışırken, haddim olmayarak masonlara birtakım öğütlerde bulundum galiba… Galiba falan değil, öyle… Parmaklarım klavyenin üzerinde dolaşırken ortaya bunlar çıktı. Öğüt vermeyi de sevmedim değil hani… Bu başlık altındaki bir sonraki yazımda havayı biraz değiştireyim.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
3849 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 05, 2010, 06:37:51 ös
Gönderen: Asi
1 Yanıt
3308 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 06, 2010, 12:37:09 ös
Gönderen: ceycet
8 Yanıt
4992 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2010, 05:26:53 ös
Gönderen: Asi
2 Yanıt
3410 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 09, 2010, 05:10:20 ös
Gönderen: aashooter
1 Yanıt
3315 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 10, 2010, 04:37:01 ös
Gönderen: aashooter
0 Yanıt
2892 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 13, 2010, 11:50:22 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2905 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 15, 2010, 08:53:02 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2669 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2010, 08:04:50 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
2604 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 18, 2014, 08:14:29 ös
Gönderen: davut
5 Yanıt
9210 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 19, 2015, 08:45:18 ös
Gönderen: Risus