Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: MEROVENJLERİN SOYU - 2  (Okunma sayısı 2231 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 29, 2009, 09:19:01 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Merovenjlerin atası olarak benimsenen Merovech I (Mérovée I) hakkında hayli ilginç bir efsane anlatılır.

Bu efsaneye göre; Merovech’in iki babası varmış. Bunlardan biri Frankların o sıradaki kralı Clodion, diğeri ise okyanustan gelen ve olağanüstü güçleri olan, hatta “tanrısal” bile denilebilecek nitelikli bir yaratıkmış.

Merovenjlerin kökeni ile bağlantılı olarak, Frank krallarının daha eskiye uzanan soyundan çok, bu doğaüstü yaratık üzerinde durulur.

O, bir “dünya yaratığı” değilmiş. Merovech’in annesi gebeyken, bir gün yüzmek için okyanusa girmiş. “Quinotaur” adlı bu yaratık ile cinsel ilişkide bulunmuş. Kimileri bunu bir “tecavüz” olayı olarak da nitelendirir ama aslında iyi niyetli olduğunu da eklemekten geri kalmaz.

Merovech’in anasının karnındaki cenine Quinotaur’un dölü de geçmiş. Doğduğu zaman her iki babasının da genlerini taşıyormuş.

Bu efsane, eski bir “doğa kurgu” öyküsü gibidir. Fakat salt Merovenjlere özgü değildir. Çok daha önceki tarihlerde Fenikelilerde, hatta Sümerler başta olmak üzere Mezopotamya ve Eski Mısır uygarlıklarında buna pek benzer efsaneler vardır. Daha sonra Batı Anadolu ve Antik Yunan uygarlıklarında da görülmüştür. Hepsinin ortak yanı, deniz bağlantısı oluşudur.

Merovech efsanesinde sözü edilen yaratığın nasıl bir şey olduğu hatta konmuş adın anlamı bile kesin olarak bilinmiyor. Kimileri bu konuda birçok etimolojik inceleme yaptıktan sonra, Quinotaur’un sözlük anlamını “boğa kral” olarak vermiş, gerek Tevrat’ın “Tekvin” başlığını taşıyan ilk kitabında anlatılanlar gerek Orta Doğu çevresinin antik mitleriyle bağlantılar kurmuştur. Bu bağlantıları doğuya, Hindistan’a kadar bile uzandıranlar vardır. Bu gibi anlatımların bazılarında tarih öncesi çağların efsanesel ülkesi Atlantis de gündeme getirilir.

Kimileri Quinotaur’un “beş başlı bir deniz yaratığı” olduğunu söyler.

Kimileri daha belirgin bir tarif yaparak, “yarı balık ve yarı boğa” biçiminde bir mitolojik yaratık olduğunu belirtir.

Birçok mitolojide, gerek balık gerekse boğa çok önemli yer tutar. Bu bakımdan Quinotaur, tarih öncesi çağlarda Filistinliler ile Fenikelilerin inançlarında çok önem verilen “balık tanrı” Dagon ile de özdeşleştirilir.

Avrupa kıtasının adının bile bu mitolojilerle ilgisi vardır. Bir Fenike mitinde, “Europa” adlı güzel bir kızın denizde yaşayan bir boğa tarafından kaçırılışı anlatılır. Mitolojiye göre; bu ilişkiden Avrupa’nın oğulları doğmuş ve her biri “kral” olmuştur.

İskoçya’nın kuzeyinde, su altından denize bağlantısı olan “Loch Ness” adlı gölde öteden beri bir canavarın görüldüğü anlatılır. Arada sırada su yüzüne çıktığı bile söylenir. Bu, yüzyıllardan beri süregelen bir söylencedir.

Yakın geçmişimizde birçok araştırıcı bu konuyu öylesine ciddiye almıştır ki, bu canavarın resmini çekebilmek için göl kıyısında kamp kurarak orada yıllarını harcayanlar olmuştur. Modern aygıtlarla gölün dibi tarandığında, canavar ile ilgili hiçbir bulguya rastlanamamıştır.

Çevre halkına göre; “Nessie” adı verilen bu yaratık tarih öncesi çağlardan beri oralardadır ama hep gölde durmaz. Arada sırada gelerek şöyle bir dolaşır; su yüzüne çıkarak kendini gösterdiği de olur. Sonra çekip gider. Bir daha ne zaman uğrayacağını kendi bilir; belli olmaz.

Bu göl canavarı söylencesi sayesinde Loch Ness, İskoçya’nın hayli turist çeken yerlerinden biri olmuştur.

Quinotaur efsanesiyle Loch Ness ile ilgili söylence arasında da bir bağlantı var gibi görünüyor. Nitekim İskoçların ataları olan Keltler ile Merovenjler arasında hayli güçlü tarihsel bağlar olduğu bilinmeyen bir şey değil.

Dendiğine göre; denizden gelen ikinci babasının doğa üstü güçleri Merovech’e, sonra da kalıtım yoluyla onun ardından gelenlere geçmiş. Bu nedenle Merovenj hanedanından gelenlerin sadece sıradan bir “kral” değil, aynı zamanda “büyücü” olduğu söylenir. Medyumluk yaptıkları, birtakım doğaüstü varlıklarla iletişim kurdukları belirtilir. Hepsinin birer “tılsımlı kolye” takıp birer “sihirli bilezik” taşıdığına değinilir. Kürek kemikleri arasında yer alan bir doğum lekesinin, soylarının belirgin kanıtı olduğundan söz edilir.

Romantik anlatımları bir yana bırakırsak, çağımızın deyişiyle Merovenjlerin birer “okültist” olduklarını söylemek daha doğru olabilir.

Merovenjlerin ölümsüz olduğu bile ileri sürülmüştür ama bunu ancak anısal ya da simgesel bir anlamda düşünmek gerekir.

Merovenjler için bir de “uzun saçlı krallar” denmiştir. Hepsi kızılımsı sarışındır. Birçok sanat yapıtına konu olmuş, bir kahraman olarak nitelenmiş, Tevrat’ın Hakimler başlığını taşıyan kitabında öyküsü anlatılan Samson gibi olağanüstü yeteneklerinin korunmasını sağlayan saçlarının kesilmemesi gerektiği üzerinde de durulmuştur.




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2425 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 28, 2009, 07:40:04 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2573 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2009, 10:39:09 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2106 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2009, 09:52:10 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2890 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 01, 2009, 08:18:49 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2055 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 02, 2009, 08:28:32 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2195 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 03, 2009, 09:36:49 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
1965 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 04, 2009, 07:42:44 öö
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
5737 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2019, 10:38:19 öö
Gönderen: Mandıra Filozofu