Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Fizik - Doğabilim => Konuyu başlatan: Risus - Şubat 08, 2015, 09:04:09 ös

Başlık: Sır Dolu Hayatlar | Isaac Newton
Gönderen: Risus - Şubat 08, 2015, 09:04:09 ös
Merhabalar. Sır dolu hayatlar ismiyle bir biyografi serisi hazırlıyorum. Ünlü bilim adamları,düşünürleri,filozoflar ve dahası kişilerin hayatlarına dair bilinen/bilinmeyenleri araştırıp derleme tarzında hazırlıyorum. Bu yazı serisi www.masonlar.org (http://www.masonlar.org) sitesine özeldir.

Bir önce ki Sır Dolu Hayatlar yazıları:
Sır Dolu Hayatlar | Galileo Galilei ( http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17437 (http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17437) )
Sır Dolu Hayatlar | Wolfgang Amadeus Mozart  ( http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17474 (http://masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=17474) )



Isaac Newton


(http://i.hizliresim.com/lkLroJ.jpg)

(http://i.hizliresim.com/YvMWGa.jpg)


Isaac Newton (d. 25 Aralık 1642 – ö. 20 Mart 1727), İngiliz fizikçi, matematikçi, astronom, mucit, filozof, ilahiyatçı.


24 Aralık 1642'de annesi Hannah'ın doğum sancıları başladı. Gece yarısından bir veya iki saat sonra, Noel sabahında, 25 Aralık 1642 tarihinde bebek Newton doğdu. İngiltere'nin Grantham şehrinin yakınlarındaki Woolsthorpe’da bir erken doğum sonucu dünyaya geldi. Newton oldukça zayıf bir çocuktu ve hatta ilk günlerinde hayatta kalacağı beklenmiyordu.



Grantham / England

(http://i.hizliresim.com/WV41NL.jpg)



Bir çiftçi olan babası, Newton doğmadan üç ay önce öldü. Newton 4 yaşındayken annesi başka biri ile evlendi ve yeni kocasının yanına yerleşti. Annesi Newton'u anneannesine bıraktı ve Newton yedi yıl anneannesinin yanında kaldı. Annesi kocası yedi yıl sonra ölünce, kendisine oldukça yüklü bir miras kalarak geri döndü.12 yaşında Grantham'da King's School'da (Kralın Okulu) eğitime başladı ve 1661'de bitirdi.


Grantham'da King's School

(http://i.hizliresim.com/JpX2po.jpg)

(http://i.hizliresim.com/9VRL25.jpg)


Aynı yıl Cambridge Üniversitesi’ndeki Trinity Kolej’e girdi. Nisan 1665’te bu okuldan lisans derecesini aldı. Okula "sizar" olarak girmişti, hem okulda çalışıyor hem de okuyordu. Cambridge'de Copernicus ve Kepler'in teorileri göz ardı ediliyor, Galileo'nun çalışmaları tanınmıyordu ve Aristoteles felsefesi hakimdi. Cambridge'deki üç yıl boyunca cebir, geometri ve trigonometri dersleri aldı, Latince ve Eski Yunanca'yı öğrendi. Bu dönemde Galileo ve Kepler'in eserleri ile tanıştı ve oldukça etkilendi. Ayrıca Descartes, Gassendi, Hobbes ve özellikle Boyle'ın felsefi çalışmalarını okudu. Fikirlerini yazdığı Quaestiones Quaedam Philosophicae (Bazı Felsefi Sorular) adlı defterinin başına Latince şu notu düşmüştür: "Plato arkadaşım, Aristoteles arkadaşım, ama en iyi arkadaşım gerçek." Lisansüstü çalışmalarına başlayacağı sırada ortalığı saran veba salgını yüzünden üniversite kapatıldı.


Cambridge Üniversitesi / Trinity Koleji

(http://i.hizliresim.com/Lp2Q2z.jpg)

1665 Ağustos'ta Londra'da başlayan veba salgını nedeniyle Cambridge kapatıldı ve Newton 1667 Mart'a kadar Woolsthorpe'taki çiftlikte kaldı. Çiftlikte geçirdiği bu iki sene oldukça verimliydi ve bu dönemde kütle çekimi üzerinde düşünmeye başlamıştı. Çiftlikteki çalışmalarında diferansiyel ve integral hesaplamalarının temelini attı. Geçmişte alan, yay uzunluğu, tanjant bulma gibi eskiden kullanılan yöntemleri diferansiyel hesaplamayı temel alarak birleştirdi. Çiftlikte karanlık bir odada güneş ışığını bir prizmaya tutarak ışık tayfı oluşturmuş ve beyaz ışığın tek başına bir birim olmadığını fark etmiştir. Annesi Newton'u çiftlik işleri ile uğraşıyor zannederken Newton aslında sürekli gökyüzünü inceliyor, kitaplar okuyor ve notlar alıyordu. Sonunda annesini okula gitmesi ve üniversiteye hazırlanması gerektiğine ikna etti.


(http://i.hizliresim.com/nAkJ3g.jpg)


1667'de Newton üniversite tekrar açılınca Cambridge'e geri döndü ve iki yıl sonra matematik profesörü oldu.19 yaşındayken yerel bir eczacının üvey kızı olan Miss Storey ile nişanlanmış, fakat Newton'ın yoğun dersleri nedeniyle ilişkileri sonlanmıştır. Newton hayatı boyunca hiç evlenmemiştir, başka bir ilişkisi bilinmemektedir ve bu ilişkiyi hep hatırladığı söylenir.


 Newton yaklaşık 30 yıl Cambridge'de kaldı ve mektuplar yoluyla diğer bilim insanları ile konuşarak tek başına çalışmalarına devam etti. Bu yıllar boyunca en büyük eseri olan Principia kitabını hazırladı ve tamamladı. Işık ile ilgili çiftlikte yaptığı deneyler sonucu mercekli teleskopların kusurlar yarattığını fark etti ve kendisi bir yansıtmalı teleskop geliştirdi. 1668'de bu teleskop ile bilim dünyasının ilgisini çekti ve 1672'de Royal Society'nin üyesi oldu.


Principia

(http://i.hizliresim.com/zmg3a9.png)


KISA BİR HİKAYE

Isaac Newton’ın başına düştüğü rivayetiyle bilim tarihine geçen ünlü elmanın hikayesi artık ‘ilk ağızdan’ okunabiliyor.

Newton’ın yerçekimini keşfetmesini tasfir eden anekdotu ve izleyen bilimsel çalışmaları anlatan el yazması, titiz bir tarama süreci sonunda dijital ortama aktarıldı ve internete kondu.

Bilim adamının yaşıtı William Stukeley tarafından kaleme alınan notlarda, elmanın Newton’ın başına düştüğüne ilişkin bir bilgi bulunmuyor. Ancak olaydan sonra Newton’ın sürekli düşen cisimleri incelediği ve ‘çekim’ (gravitation) sözcüğünü ilk kez kullandığı görülüyor.

El yazmasında anlatıldığına göre elma olayı 1660’ların ortalarında, Newton’ın kuzey İngiltere’deki malikanesinin bahçesinde gerçekleşmiş. Olayı Stukeley’e 1726’da anlatan Newton, “elma ağaçlarının gölgesinde oturduğunu ve yere düşen elmaları izlediğini” söylüyor.

Stukeley devam ediyor: “Düşünceli halde bahçede otururken düşen elmaları izliyor ve neden elmaların sağa veya sola değil de her zaman aşağıya, dünyanın merkezine doğru dik şekilde düştüğünü anlamaya çalışıyor.”

“Bariz ki” diyor Stukeley, “bunun nedeni dünyanın elmayı kendisine çekmesi. Maddede bir çekim gücü olmalı...”

Royal Society kütüphanecisi Keith Moore’a göre elma hikayesinin yüzyıllarca anlatılmasının nedeni, modern bilimcinin ‘nasıl çalıştığını’ gösteriyor olması.



(http://i.hizliresim.com/yPmjjk.jpg)


Newton tarihin en önemli bilim eserlerinden biri olan Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica (Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri) kitabını Latince yayınladı. Kitapta ispatlar geometri ile yapılmış, evrensel kütle çekimi açıklanmış ve cisimlerin kütleleri ile doğru orantılı, mesafeleri ile ters orantılı birbirlerini çektiklerini açıklamıştır.

Kitap Newton tarafından üç ana bölüme ayrılmıştır.Birinci bölümde Galileo'nun deneylerinden övgü ile söz eder ve Kepler kanunlarını matematiksel olarak ispatlar. Bu bölümde kendi ismi ile anılan Newton hareket yasalarını açıkladı. İkinci bölümde akışkan içindeki hareketleri incelemiştir ve en iyi gemi tasarımı için öneriler koymuştur. Bu bölümde dalga hareketlerini matematiksel incelemesi ilgi çekmiştir.

(http://i.hizliresim.com/M6XvD2.jpg)

1675’de optik konusundaki iki bildirisi yeni tartışmalara yol açtı. Hooke makalelerdeki bazı sonuçların kendi buluşu olduğunu, Newton’un bunlara sahip çıktığını öne sürdü. Bütün bu tartışma ve eleştiriler sonucunda 1678’de ruhsal bunalıma giren Newton ancak yakın dostu ünlü astronom ve matematikçi Edmond Halley’in çabalarıyla altı yıl sonra bilimsel çalışmalarına geri döndü.



Edmond Halley

(http://i.hizliresim.com/39Nq52.jpg)


Cambridge Üniversitesi’nde Katolikliği yaygınlaştırma ve egemen kılma çabalarına karşı başlatılan direniş hareketine öncülük eden Newton, kral düşürüldükten sonra 1689’da üniversitenin parlamentodaki temsilciliğine seçildi. 1693’de yeniden bir ruhsal bunalıma girdi ve yakın dostlarıyla, bu arada Samuel Pepys ve John Locke ile arası bozuldu. İki yıl süren bir dinlenme döneminden sonra sağlığına yeniden kavuştuysa da bundan sonraki yaşamında bilimsel çalışmaya eskisi gibi ilgi duymadı. Daha sonra 1699’da Fransız Bilimler Akademisi’nin yabancı üyeliğine 1703’de Royal Society’nin başkanlığına seçildi.


Samuel Pepys

(http://i.hizliresim.com/VlA3an.jpg)


John Locke

(http://i.hizliresim.com/8lkNa1.jpg)


Gelmiş geçmiş bilim adamlarının en büyüklerinden biri olarak kabul edilen Newton, matematik ve fizikte çok önemli buluşlar gerçekleştirdi. Matematikte (a+b)ª ifadesinin üstel seriye açınımını veren genel iki terimli teoremini buldu. Newton’un bilime en büyük katkısı mekanik alanındadır. Merkezkaç kuvveti yasası ile Kepler yasalarını birlikte ele alarak kütle çekim yasasını ortaya koydu. Newton hareket yasaları olarak bilinen eylemsizlik ilkesi, kuvvetin kütle ile ivmenin çarpımına eşit olduğunu ifade eden yasa ve etki ile tepkinin eşitliği fiziğin en önemli yasalarındandır.


(http://i.hizliresim.com/dnoOzp.jpg)


Newton yaptığı çalışmalarda bazı hesaplamaların içinden çıkamayınca kendi bulduğu formüllere uyması için bazı varsayımlar ortaya atmak zorunda kalmıştır. Kendisi de bu varsayımların hatalı olduğunu bilmesine rağmen bunları kullanmak zorunda kalmış. İlerleyen yıllarda yapılan bilimsel araştırmalarla Newton’un bu hataları tespit edilmiştir. Ama yine de yaptığı çalışmalara kıyasla bunlar göz ardı edilmiştir…


1696'da Newton'a Kraliyet darphanesinin müdürlüğü teklif edildi ve Newton kabul ederek Londra'ya yerleşti. Bu işini çok ciddiye almıştı ve özellikle sahte paralara karşı büyük bir mücadele başlattı. Newton Londra'daki yaşamı sevmişti ve artık akademik çalışmalar ile çok ilgilenmek istemiyordu.1703'te Royal Society'nin başına getirildi ve ölümüne kadar bu görevde kaldı. 1705'te şövalyelik unvanı aldı.


Royal Society

(http://i.hizliresim.com/XByPl3.jpg)


Newton 31 Mart 1727'de hayatını kaybetti ve Westminister Manastırı'nda gömüldü.


Westminister Manastırı

(http://i.hizliresim.com/WV47LN.jpg)


Başlıca Eserleri:


Method of Fluxions (1671)

(http://i.hizliresim.com/gkn6yN.jpg)

De Motu Corporum in Gyrum (1684)

(http://i.hizliresim.com/ZLW390.jpg)

Philosophiae Naturalis Principia Mathematica (1687)

(http://i.hizliresim.com/4LDz3G.jpg)

Opticks (1704)

(http://i.hizliresim.com/pRjnOn.jpg)

Arithmetica Universalis (1707)

(http://i.hizliresim.com/AAEDYp.jpg)

An Historical Account of Two Notable Corruptions of Scripture (1754)

(http://i.hizliresim.com/39N6o9.jpg)



Ancients


www.masonlar.org (http://www.masonlar.org)


Kaynaklar:

http://tr.wikipedia.org/ (http://tr.wikipedia.org/)
http://www.bilgiustam.com/ (http://www.bilgiustam.com/)
http://www.mailce.com/ (http://www.mailce.com/)
http://www.yasambu.com/ (http://www.yasambu.com/)
http://www.ntv.com.tr/ (http://www.ntv.com.tr/)
Başlık: Ynt: Sır Dolu Hayatlar | Isaac Newton
Gönderen: ADAM - Şubat 08, 2015, 10:31:39 ös
Büyük emek, güzel bir derleme.

Sayın Ancients, Foruma bu katkısıyla hem kutlanası hem de kendisine çok teşekkür edilesi.

Fakat...

Fakatı ne?

Fakatı Newton'un stardart ansiklopedilerde anlatılmayan özellikleri ve yönleri.

Sonra da bunun Masonluk ile bağlantısı.



Başlık: Ynt: Sır Dolu Hayatlar | Isaac Newton
Gönderen: Waldow - Şubat 09, 2015, 12:13:39 öö
Sır olan bir şey açıklanmamış bu yazıda. Başlık ilgi çekici ama içerik o kadar değil.
Başlık: Ynt: Sır Dolu Hayatlar | Isaac Newton
Gönderen: asimov - Şubat 09, 2015, 12:43:17 öö

Güzel bir derleme ancak anlatılanlar standart bilgiler.

Newton'ın daha başka ilgi alanları da var.
Hatta bilimsel yaşamının önemli bir kısmını bu işlere harcıyor.
 Newton'ın incil üzerine çalışmaları gibi...
Başlık: Ynt: Sır Dolu Hayatlar | Isaac Newton
Gönderen: mbulut - Şubat 09, 2015, 01:07:37 öö
Güzel bir çalışmanın daha güzel bit çalışma olması için Sayın ADAM birtakım bilgiler vermiş.

Vermiş olduğu bilgilerin ilk bölümü ile alakalı Sayın asimov'un ipucuna ek olarak ; Newton'un masonluk ile bağlantısından bahsedilse daha iyi olurdu.Forumun bazı bölümlerinde bulunan anlatımlar ile aynı olsa bile bu çalışmanın altına yakışırdı.

Emeğinize sağlık, teşekkürler.
Başlık: Ynt: Sır Dolu Hayatlar | Isaac Newton
Gönderen: Risus - Şubat 09, 2015, 08:57:42 öö
Eklemeleriniz için ben teşekkür ederim. En kısa zamanda bu bilgileri de temin edip, ekleyecegim.

Saygılar...
Başlık: Ynt: Sır Dolu Hayatlar | Isaac Newton
Gönderen: Risus - Şubat 09, 2015, 09:25:31 öö
Büyük emek, güzel bir derleme.

Sayın Ancients, Foruma bu katkısıyla hem kutlanası hem de kendisine çok teşekkür edilesi.

Fakat...

Fakatı ne?

Fakatı Newton'un stardart ansiklopedilerde anlatılmayan özellikleri ve yönleri.

Sonra da bunun Masonluk ile bağlantısı.


Sır olan bir şey açıklanmamış bu yazıda. Başlık ilgi çekici ama içerik o kadar değil.



Güzel bir derleme ancak anlatılanlar standart bilgiler.

Newton'ın daha başka ilgi alanları da var.
Hatta bilimsel yaşamının önemli bir kısmını bu işlere harcıyor.
 Newton'ın incil üzerine çalışmaları gibi...



Güzel bir çalışmanın daha güzel bit çalışma olması için Sayın ADAM birtakım bilgiler vermiş.

Vermiş olduğu bilgilerin ilk bölümü ile alakalı Sayın asimov'un ipucuna ek olarak ; Newton'un masonluk ile bağlantısından bahsedilse daha iyi olurdu.Forumun bazı bölümlerinde bulunan anlatımlar ile aynı olsa bile bu çalışmanın altına yakışırdı.

Emeğinize sağlık, teşekkürler.


Bazı Bilinmeyen Karakteristik Özellikleri:

Neşeli olduğunu,güldüğünü gören yoktu.Herkese şüpheyle bakıyordu.

Dalgınlığı dillere destan olacak şekildeydi.

Bazı sabahlar uyanınca eğer aklına bir fikir gelmişse saatlerce yataktan çıkmazdı.

Üniversitede kendi laboratuvarında acaip deneyler yapıyordu.

Bir keresinde sadece merak ettiği için bir çuvaldızı gözyuvasına sokmuştu.

Niyeti gözle kemik arasında kalan bölgeye,yani gözün arkasına dek ulaşmaktı.

Mucize eseri bir şey olmadı.Ancak gözüne eziyet etmeye kararlı gibiydi.

Nitekim bir gün,görüşünü nasıl etkileyeceğini anlamak için dayanabildiğince Güneş’e baktı.

Tabii ki sonra karanlık bir odada günlerce kalmak zorunda kaldı.

Ama bunların yanısıra üstün bir aklı vardı.

Daha öğrenci iken,o günlerin matematiğini kısıtlayıcı olarak niteliyordu.

Tamamen yeni bir biçim olan diferansiyel ve integral hesaplarını buldu.

Garip huyları gençliğinde de olduğu için bu hesaplarından 27 yıl kimseye bahsetmedi.

Aynı şekilde optik alanında ışığı incelemiş,spektroskopi biliminin temellerini atmıştı.

Özel ilgisinin sadece bir kısmı gerçek bilimle ilgili olmuştu.

Hayatı boyunca çalışmaya harcadığı zamanın yarısı simya ve dinsel uğraşlardı.



Orijinal metinleri daha iyi tarayabilmek için kendi kendisine İbranice öğrenmişti.

NEWTON VE MASONLUK

17. yüzyıl sonları ile 18. yüzyıl başlarının ünlü bilim adamı.
Isaac Newton'un Operatif Masonluk döneminde bir "kabul edilmiş mason" olup olmadığı bilinmemektedir. Londra Büyük Locası'nın kuruluşundan sonra da herhangi bir locaya üye olmadığı sanılmaktadır. Bununla birlikte Spekülâtif Masonluğun oluşumunda çok önemli bir yer tutmuş olduğu kuşkusuzdur.
Newton, "Süleyman Mabedi" ile ilgili olmak üzere de başlı başına bir çalışma yapmıştı. Felsefî yazılarında, evreni bir "ulu makine"ye benzetip bunun bir "göksel mühendis" tarafından yapılmış olduğunu ileri sürmüştü. Çağdaş Masonluktaki "Evrenin Ulu Mimarı" kavramının bu görüşün geliştirilmesiyle doğmuş olabileceğini savunanlar vardır.
Öte yandan, Spekülatif Masonluğun ilk örgütü olan Londra Büyük Locası kurulurken, Isaac Newton Priéure de Sion adlı gizli örgütün büyük üstadıdır. Londra Büyük Locası'nın aslında bu örgütün amaçları paralelinde kurulduğu da ileri sürülmektedir. Böyle olunca, masonik yazın kapsamında adından söz edilmekte olmasa bile Isaac newton'un Spekülatif masonluğun ilk oluşumunda önemli bir yeri olduğu ortaya çıkmaktadır.

Yukarıda ki karakteristik özellikler karışık derleme, masonluk hakkında ki yazı ise, ÖMBL resmi sitesinden alıntıdır.


Saygılar...
Başlık: Ynt: Sır Dolu Hayatlar | Isaac Newton
Gönderen: propulsion - Şubat 09, 2015, 09:53:11 öö
Güzel bir derleme denemesi olmuş.

Forum üyelerinin katkısıyla daha da genişlemiş.

Foruma farklı ve güzel bir soluk getirmiş.

Elinize, emeğinize sağlık Sayın Ancients.
Başlık: Ynt: Sır Dolu Hayatlar | Isaac Newton
Gönderen: Risus - Şubat 09, 2015, 09:57:51 öö
Güzel bir derleme denemesi olmuş.

Forum üyelerinin katkısıyla daha da genişlemiş.

Foruma farklı ve güzel bir soluk getirmiş.

Elinize, emeğinize sağlık Sayın Ancients.


Güzel yorumunuz için ben teşekkür ederim sayın propulsion.


Saygılar...
Başlık: Ynt: Sır Dolu Hayatlar | Isaac Newton
Gönderen: Risus - Şubat 09, 2015, 10:05:39 öö
Sayın mbulut'un hatırlatmasıyla, sayın ADAM'ın, Ekeir 20.bölümünde, Newton hakkında ki bölümü de eklemek isterim.





Newton’un özel yaşamı baştan sona koyu bulutlarla örtülüdür. Londra’da, aynı zamanda kabul idilmiş mason olan tanınmış kişilerden birçoğunun loca dışında buluştukları “Gentlemen’s Club of Spalding” (Spalding Beyefendiler Klübü) adlı derneğin üyelerinden biri olduğu da bilinir. Masonluğa da girmiş olup olmadığı ise bilinmemektedir.

Newton’un etkin üyelerinden biri olduğu bilinen bir diğer kurum daha vardır: “The Philadelphians (Filadelfiyalılar). Sanırım daha önce yer yer hem Rozkracılığa hem Masonluğa benzer nitelikler taşıyan bu ezoterik örgüte Andrew Michael Ramsay’ın da üye olduğunu belirtmiştim.

Newton’u makrokozmos boyutunda yerçekimi kuramını oluşturan ünlü fizik bilgini olarak tanırız ama onun bir bilim adamı olduğu kadar felsefeyle de ilgilenmiş olduğunu pek bilmeyiz. Bize anlatılmamıştır, ansiklopedilerde onun bu özelliğine pek değinilmemiştir de ondan… Ünlü bilimsel kuramını, Katolik Kilisesi’nin dogmalarıyla çelişkili, Deizm (Nedentanrıcılık) ilkelerine yatkın, kendine özgü bir “Tanrı inancı” ile bağdaştırdığını duymamışızdır.

Newton, felsefesel yazılarında, evreni bir “ulu makine”ye benzetip bunun bir “göksel mühendis” tarafından yapılmış olduğunu ileri sürmüştür. (Bunun çağdaş Masonluğa değişik bir yönden yansımış olduğundan hiç kuşku yok.) Müzik, Mimarlık, Hermetizm, Kabala ve Pisagor öğretisi üzerinde yapmış olduğu çalışmalar vardır. Bunlardan çoğu günümüze kadar gelebilmiştir.

Newton “Süleyman Tapınağı” ile ilgili olmak üzere de başlı başına bir çalışma yapmıştır. Fakat Spekülâtif Masonlukta Süleyman Tapınağı’nın özellikli bir yeri oluşundan ötürü Newton’un böyle bir çalışma yapmış olması onun Masonluğa girmiş olduğunu gene de kanıtlamaz. Nitekim bu konuda çok değerli çalışmalar yapmış olan kişilerin hepsi mason değildir.

Newton, bu tapınağın varsayımsal bir modeli üzerinden mimari yapısını ve ölçülerini çıkarıp, bunları alşimik (simyasal) formüllerle incelemiş, bir zamanlar orada mutlaka yoğun alşimi deneyleri yapıldığı sonucuna varmıştır.

Newton’un bu gibi konular üzerinde daha birçok çalışma yapmış olduğu bilinmektedir. Ancak, ölümünden birkaç gün önce, kimi dostlarını çağırarak onlarla birlikte notlarından birçoğunu yakarak ortadan kaldırmış olduğu için, tüm çalışmaları günümüze kadar gelememiştir.

Şimdi sakın «Mason olup olmadığı bile bilinmeyen Sir Isaac Newton’un Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti ile ne ilgisi var?» demeyin. Bu ilgi, bu bağlantı doğrudan değildir ama dolaylı da değildir. Bir zincirleme bağlantı söz konusudur. Nitekim bu zincirleme bağlantının daha öncekti halkaları da vardır. Bunun için gelin şu Prieuré de Sion adlı örgüt ya da kurumun dönüm noktalarına şöyle bir bakalım.

Bunlardan ilki 1290’lı yıllarda Büyük Üstat Guillaume de Gisors’un bu kuruma “masonik” olarak da nitelendirilen, fakat “hermetik” denilmesi daha doğru bir öğreti sokuşudur.

İkinci dönüm noktası 1398 yılında kitap kopyacısı Nicolas Flamel’in büyük üstat oluşuyla birlikte kurumun genel kültüre yönelmesidir.

1493 yılında “Botiçelli” adıyla tanıdığımız Sandro Filipepi’nin büyük üstat oluşu ile birlikte bu kurumun sanat ile de yakından ilgilenmeye başlaması üçüncü dönüm noktasıdır.

1595 yılında Robert Fludd büyük üstat olunca, bundan öncekilerin hepsi Rozkruacılık altında birleşmiştir. Bu da dördüncü dönüm noktasıdır.

Bu dönüm noktalarının tarihlerine bakılınca, bunların aşağı yukarı yüzer yıllık dönemlere bağlandığı görülüyor.

Bu bakımdan, Sir Isaac Newton’un Prieuré de Sion’un büyük üstatlığını üstlendiği 1691 tarihi, bir diğer dönüm noktası olarak benimsenebilir. Nitekim Spekülâtif Masonluk bu tarihten sonra Prieuré de Sion’un yoğun ilgi ve kullanım alanı kapsamına girmiştir.

Fakat Prieuré de Sion’un politikasındaki asıl değişim, ancak Newton’un 1727 yılında ölümünden sonra bu kurumun başına geçen yeni büyük üstat ile belirgin olarak ortaya çıkar.
Başlık: Ynt: Sır Dolu Hayatlar | Isaac Newton
Gönderen: Waldow - Şubat 09, 2015, 06:16:12 ös
Gizli ilimlerin en dikkat çeken dalı hiç kuşkusuz, Alşimi yani Simyacılıktır. Simya ustası gerçekten de ilginç bir karakterdir. Öncelikle yalnız bir kişidir, hiç kimseyi kendi öğretisini kabule zorlamaz. Araştırmalarında istese de istemese de Gizlilik (Occult) kurallarına uymak zorundadır. İnsanların gözünde bazen Esrarengiz Adam, bazen Deli, bazen de Zavallı olarak kendine yer açmıştır ama bunların hiçbirini de umursamamıştır. Simyacılık, öte yandan uğraşılması en güç ve meşakkatli çalışmadır; çoğunlukla aradığını değil bulduğunu kabullenmek zorunda kalınır. Örneğin bir Alman Simyacısı, altın yapacağım derken seramiği keşfetmiştir ama bunun cezasını tutuklanarak ve işkence çekerek ödemiştir. Ne var ki seramik, çanak, çömlek ve tabak yapımında kullanılmaya başlayınca çok büyük paralar kazandırmıştır ama Simyacı bu büyük gelirden sadece bir konuda kazançlı çıkmıştır; Kendisini hapsettiren Kral ona artık işkence yapılmamasını buyurmuştur, o kadar!

Sir Isaac Newton’un Simyacılığı ve Gizli İlimlere olan düşkünlüğü Bilimcilik pazarlayan akademik çevrelerde hemen hiç duyulmamıştı. Öyle ki Newton’u fizik, optik ve matematik dışında değerlendirmeye kalkışan akademisyenler de, yukarıda anlattığım Simyacı gibi, susturulmuşlar ve adlarını ve sanlarını yitirmek zorunda bırakılmışlardır. Newton’un yaşamının neredeyse tamamını Okült, Alşimi ve Kadim Kutsal Metinleri ve onlarda şifrelendiğine inandığı Gizli bilgileri çözmekle geçirdiği 1936 yılına kadar hiçbir akademisyen tarafından cesaret edilerek dile getirilememiştir. Zaten Newton’un gizli hayatını bilen de pek olmamıştır. 1886’da kimlikleri bilinmeyen kişiler Cambridge Üniversitesi’nin en üst düzey yöneticilerine ellerinde Newton’a ait belgeler bulunduğunu ve bunları üniversiteye bağışlamak istediklerini bildirdiklerinde; Üniversite yöneticileri bu büyük koleksiyona şöyle üstün körü bir bakış atfettikten sonra, “Bunlar Newton’un eğlenmek için yazdığı metinlerdir. Bunları bizdeki fizik ve matematik külliyatının eki olarak arşivimize almak Bilimin Tanrısı Sir Isaac Newton’a hakaret olur,” diyerek ellerinin tersiyle itmişlerdir.

1936’da aynı Newton Külliyatı bu kez Sotheby’s müzayede şirketi tarafından satışa çıkarıldı. Üniversiteler bu külliyatla yine ilgilenmediler. Öyle ya, Newton sadece Bilim ve Akıl’dan oluşmuş bir dahiydi, onun böyle Hokus-Pokus işleriyle uğraşmış olması düşünülemezdi ve düşünülmesi teklif bile edilemezdi. Ama çok ilginç iki bilim adamı böyle düşünmüyorlardı. Bunlardan birincisi Newton’a ait olan dev külliyatın Simya ve Hermetizm ile doğrudan bağlantılı bölümünü, diğeri de 800 büyük dosyadan (folio) oluşan İncil ve Eski Ahit araştırmalarını kapsayan bölümleri satın aldılar.



Newton’un Alşimi alanında yaptığı çalışmaları altı yıl süreyle inceleyen alıcı, kapitalist iktisat anlayışının ünlü kuramcısı ve matematik dehası John Maynard Keynes’ti. Keynes altı yıl süreyle Newton’un külliyatı üzerinde çalışmıştı. 1942’de, II. Dünya Savaşı’nın en yoğun yaşandığı günlerde ünlü Royal Society Club’da Newton’un Gizli Hayatı Alşimi başlıklı bir konferans verdi. Üniversite yöneticileri Keynes’in böyle bir konferans vereceğini duyunca çok şaşırdılar ama onu cezalandıramadılar. Keynes konferansında mealen şöyle konuştu:

“18. yüzyılda Newton, çağdaş bilim adamlarının en büyüğü ve öncüsü bir dahi olarak tanıtılmış, sadece Bilim ve Akıl’dan oluşmuş bir Buz kalıbı gibi lanse edilmiştir. Ben Newton’u bu ışık altında görmedim. Bu külliyatı okuyan başkaları da eminim benim gibi düşüneceklerdir. 1696’da bu yazdıklarını sandıklara doldurup Cambridge’den ayrıldığı günden bu yana hiç okunmamış olan bu yazılar şimdi okuyan biri, Newton’un gerçekte Akıl-Çağı’nın ilk Tanrısı ve Öncüsü değil, tam tersine Babil ve Sümerlerden beri yaklaşık 10.000 yıldır var olan gizli entellektüel dünyanın SON TEMSİLCİSİ BİR MAJİSYEN olduğunu anlayacaktır. Magi, Newton’a saygın ve samimi bir ziyarette (homage) bulunabilir (Magi, İsa Mesih doğduğu zaman onu ziyarete gelen üç Kahin’den birincisi, Baş-Kahin veya sihirbaz (İncil’e göre)

Keynes, aynı konferansında Newton’un gerçekte Bilim adamı olmaktan çok bir Beyaz Majisyen (White Magician) olduğunu ve tüm Evreni, Baş Alşimist olarak gördüğü Tanrının belirli bir şifreleme (chyrptography) yöntemiyle yarattığına inandığını da hiç çekinmeden anlatmıştı. Anlatmıştı da ne olmuştu diyeceksiniz. Üniversite yönetimleri Newton’un bu yönünün genç bilim adamlarına ulaşmasını, onlar tarafından bilinmesini ve Newton’un bu gizli çalışmalarının onun bilimsel çalışmalarını nasıl etkilediğini öğrenmelerini engellemişlerdi. Keynes, bu durumu öğrenince Newton Külliyatını kendi miras listesinden çıkardı ve belki de inat olsun diye onun adına kurulmuş olan Cambridge Kings College’daki arşive bağışladı. Halen de oradalar.

Newton’un İncil ve Kadim Kutsal Metinlerle ilgili çalışmalarını satın alan kişi ise bu külliyatı 1948’de İngiltere’den yeni kurulan İsrail Siyonist Devleti‘ne kaçırdı ve MS15 kod adıyla kayıtlı olan bu 800 dosyalık külliyat 2009 yılına kadar sadece İsrailli Tanrıbilimcilerin ve araştırmacıların denetiminde kaldı. 2009’da israil, Newton’un bu külliyatını bir yıl süreyle sergileyeceğini duyurdu ve öyle de yaptı. Newton’un  ikinci yaşamında yaptığı gizli Din araştırmalarının bir kısmı da böylece ortaya çıkmış oldu.

Üniversitelerin Newton’un kendi çizdikleri sanal portrenin dışında başka açılardan bilinmesi ve tanınmasını engellemeleri çok etkili olmuştu. Keynes’in ünlü konferansından yaklaşık kırk yıl sonra bir akademisyen, Sylvie Girard, Newton’un Alşimi ile olan bağlantısını dile getiren bir tez yazdı. 1981’de Les fondements de l’Alchimie de Newton / La Chase au lion vert adlı bu kez de, tahmin edebileceğiniz gibi, sadece çok dar bir çerçeveye mensup akademisyenler tarafından okundu ve geleneksel “Duymadım, Görmedim, Söylemedim” (Üç Maymun) sahnelendi. Sadece Mason Localarında Üstadlar bu tezi kendi aralarında tartıştılar ama okuyan ve duyan başka kimse olmadı.

Girard’ın okunmamış çalışmasından dört yıl sonra hiç beklenmedik bir yayın yapıldı. 1985’te, Newton’un İncil’in şifrelerini çözmek amacıyla yazdığı notlardan oluşan, Prophecies of Daniel and the Apocalypse of St John adlı kitabı, ilk baskısından tam 212 yıl sonra Faksimile lüks bir baskıyla yayınlandı (İlk baskısı 1733 tarihliydi ve sadece 100 adet Mason Locaları için basılmıştı. Newton sağlığında bu kitabını yayınlamak istememişti. Ölümünden altı yıl sonra bir akrabası tarafından Limited Edition olarak bastırıldı.)

Tarafımdan(Aytunç Altındal) yönetilen ve Zurich’de faaliyet gösteren Modus Vivendi yayınevinin ilk kitabı olan Newton’un bu İncil analizleri, değişik bir şekilde yayına sokulduğu ve Üniversite izinlerine takılmadığı için çok ilgi gördü. Dünya basınında yer aldı. İngiliz Times gazetesinden tutun NZZ‘ne kadar birçok ciddi gazete ve dergide özgüler yayınlandı. Böylece Newton’un bu hiç bilinmeyen yönü, yaklaşık 220 yıl sonra entellektüel dünyanın dikkatine sunulmuş oldu. Bu yayınlarda ilginç bir övgü yer almıştı: “Newton’un hiç bilinmeyen bu yönünü bize Aytun Altindal tanıttı. Bize kendi kültür-tarihimizi tanıttığı için ona teşekkür borçluyuz”

 

Sir Isaac Newton’un kütüphanesinde 1752 kitap kayıtlıydı. Bunlardan 170’i dorudan doğruya Okült, Simya ve Hermetizm’le bağlantılıydı. Kadim Kutsal Metinler ve bunlarla ilgili kitaplar da bir o kadardı. Newton’un kütüphanesindeki sadece 369 kitap Bilim kategorisindeydi.

Newton, Kadim Mısır ve Mezopotamya Metinlerine aşırı derecede düşkün bir bilim adamıydı.  Ünlü İskenderiye Kütüphanesi’nden kaçırılarak yok edilmekten kurtarılmış olan bazı Hermetik metinleri okumuştu. Kendi döneminde kadar gelmiş tüm Antik literatüre vakıftı. Aristo’nun ve Ptoleme’nin Geocentrik kuramlarının karşısında adı Kilise tarafından unutturulmuş yeraltı Aristarchus’un Heliocentric (Güneş Merkezli) Kozmogonisini  özgün metinlerden izlemişti. Aristarchus’un Dünya’nın Güneş’in etrafında döndüğünü  iddia ettiği görüşleri, tabii ki, Aristo’nun “Dünya Merkezde, Güneş Döngüde” tezini savunan Kilise’nin hiç işine gelmemişti, onun için de Aristarchus’un  adı tam 1.800 yıl duyurulmamıştı. Aristarchus’un tezini doğrulayan üç bilim adamı, Kepler, Kopernik ve Newton’dur. Günümüzde Ay’daki bir kratere Aristarchus’u ölümsüzleştirmek için onun adı verilmiştir. Onun adını sildirenleri ise bugün kimse tanımıyor ve anmıyor.

Benzer şekilde Newton, çağının en ünlü filozofları arasında adını Agora’ya yazdırmış olan kadın filozof Hypathia’nini yerçekimi konusunda bilinen ilk (basit) deneyleri anlatan tezlerini de okumuştu. Gerçekte Yerçekimi konusu Aristarchus tarafından dile getirilmiş bir olguydu ama YASASI bulunmamıştı. Kafasına Elma Düşen Adam Isaac Newton, bu Kadim Bilgi’yi Yasalaştırdı. Bunu da Simyacıların kullandıkları yöntemleri Bilim’e uygulayarak yaptı.

 

Newton Matematik Profesörü olarak atanabilmesi için gereken ve Katolik Tarikatları da kapsayan Yemini etmeyeceğini yazılı olarak bildirmesine rağmen bizzat Kral’ın emriyle bu yemini etmeden profesör yapılmıştır. Böyle bir uygulama o güne kadar işitilmiş değildi.

Newton’un Simyacılarla ve Gizli İlimler ile yakın ilişkileri olduğu Kral’a ihbar edilmiş ama Kral, 1504’te çıkartılan ve Simyacıların İdamla cezalandırmalarını öngören yasayı görmezlikten gelerek onu idam ettireceğine kendi Darphane’sinin başına geçirterek çok yüklü bir maaşa bağlamıştır. Nedir ki, bu terfide 1540’larda VIII. Henry döneminde bizzat Kral Henry’nin ve sonra da kızı Kraliçe I. Elizabeth’in Alşimistleri koruma politikası rol oynamış olabilir. Tarihçilere göre, VIII. Henry Hazine’de altın kalmayınca -ve borç batağına batınca- kendi zamanının ünlü Alşimistlerini kendi koyduğu yasağı çiğneyerek gizlice Saray’a sokmuş ve onlardan Yeşil Aslanı (Altın) üretmelerini istemişti. Bu işleri o dönemde Ripley adlı Alşimist yönetmişti. Onun kızı I. Elizabeth de gelmiş geçmiş en ünlü Alşimistler’den sayılan John Dee‘yi kendisine başdanışman yapmıştı. Newton’u en çok etkilenmiş olan Okült ustalarından biri de John Dee olmuştu.

Belirtmek gerekir ki, Newton Darphane’nin başına atandığında İngiltere Hâzinesi’nde altın kalmamıştı ve onun döneminde İngiltere Hâzinesi nasıl olduysa birdenbire hem borçları ödedi hem de altın stoklarıyla ünlendi. Newton, eldeki belgelere göre, ikinci yüzyıldan kalma bir Simya elyazmasında anlatılan ve Simyacılar tarafından Kleopatra kod adıyla bilinen formülün şifrelerini çözmüştü ve arsenik kullanarak baz metalleri altına dönüştürebiliyordu. Bu dönemde Kral gibi Newton da olağanüstü bir zenginlik elde etmişti ki, bu da çok manidardır.

Newton tüm yaşamı boyunca gizliliğe çok düşkün olmuştu. Bu nedenle hiçbir zaman dost ve sırdaş edinmemişti fakat yine de onun sırdaşı sayılabilecek iki unsurdan söz edilebilir. Bunlardan birincisi Clavis adını verdiği bir anı defteriydi. Newton aynı anda dokuz defter tutuyordu. Kimisine gözlem ve deneylerini, kimisine harcamaların -ki kuruşu kuruşuna yazmıştı- kimisine de Simya formüllerini yazıyordu. İşte Clavis de onun bu Sır defterlerinden biriydi. Newton’un niçin bu adı seçtiği belki de onun Simyacılık yanını en iyi gösteren delildir. Çünkü Clavis, Latince Anahtar demekti ama sadece Simyacıların kullandıkları özel bir deyimdi. 16. yüzyılda Müslüman Simyacılar İbn Hayyam ve Cabir’in eserleri Latinceye çevrilmişti ve bu eserlerden Arapça İlm-i Miftah (Anahtar/Şifreler İlmi) diye söz edilmişti. Bu ilim gizliydi ve sayılar ve harflerle bağlantılı şifreleri çözmekte kullanılıyordu.


Kaynak:

En.wikipedia.org
Aytunç Altındal – Bir Türk Casusunun Mektupları
Başlık: Ynt: Sır Dolu Hayatlar | Isaac Newton
Gönderen: Risus - Şubat 09, 2015, 10:47:00 ös
Ekleme için teşekkürler sayın Waldow.

Saygılar...