Masonlar.org - Harici Forumu
Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Psikoloji - Ruh bilimi => Konuyu başlatan: MASON - Aralık 17, 2006, 12:19:31 ös
-
OGRENILMIS GUCSUZLUK
Bir laboratuvarda deney yapiliyor. Icinde bir buyuk ve cokca kucuk baligin oldugu kocaman bir akvaryum konuyor. Haliyle, buyuk olan aciktikca kucukleri yiyor... Daha sonra akvaryumun ortasina dikey bir cam yerlestiriliyor.Boylece akvaryum ikiye ayriliyor.Buyuk balik bir tarafa kucuk baliklar da diger tarafa yerlestiriliyor. Buyuk balik cam bolmeyi gecmek ve kucuk baliklari yemek icin defalarca deneme yapiyor. Bu durum tam 28 saat boyunca suruyor. 28 saatin sonunda buyuk balik artik diger tarafa gecmek icin mucadele etmeyi birakiyor. Deneyin sonunda cam bolme kaldiriliyor. Cok ilginc bir sey oluyor !!! Buyuk balik kucukleri yemek icin hicbir hamle yapmiyor. Saatler gectigi halde onlari yemedigi goruluyor. Buna psikolojide "Ogrenilmis Gucsuzluk" deniyor. Istatistiklere gore bir cocuk ergenlik yasina gelinceye kadar ortalama 148.000 defa anne babasinin, "yapma; elleme, dokunma," gibi sozlerini duyuyor. Boyle olunca da cocukta buyuyunce "yapamama", "edememe" ozellikleri gelisiyor ve ozguvenini yitiriyor.
-
ben bunu başka bir yerde de okumuştum. çok ilginç.
-
Bana email ile gelmisti. Kimin oldugunu bilmiyorum. guzel bir yazi.
-
Ilginc hakikaten. Pavlov'un kopek deneyi gibi.
-
Hayvan davranışlarıyla insanın doğasını açıklamak büyük bir yanılgı olsa gerek kategorik bir hata.İnsan doğası itibariyle hayvandan donanımlı ve agnostik bir varlıktır ki psikoloji bilimiyle ilgilenenler ellerindeki litaratürün ne kadar eksik olduğunu gayet iyi bilirler.Fakat psikolojinin temel misyonlarından biri kaygı,travma ve kayıplarla sarsılıp özgüven ve inancını yitirmiş kaostaki bireye savaşma yetisini yeniden kazandırmaktır...
-
Hayvan davranışlarıyla insanın doğasını açıklamak büyük bir yanılgı olsa gerek kategorik bir hata.İnsan doğası itibariyle hayvandan donanımlı ve agnostik bir varlıktır ki psikoloji bilimiyle ilgilenenler ellerindeki litaratürün ne kadar eksik olduğunu gayet iyi bilirler.Fakat psikolojinin temel misyonlarından biri kaygı,travma ve kayıplarla sarsılıp özgüven ve inancını yitirmiş kaostaki bireye savaşma yetisini yeniden kazandırmaktır...
Bu da güzel bir yazı....
-
Ben bu konuyu Mümin Sekman'ın yazdığı "Her şey seninle başlar" adlı kitapta okumuştum. Öğrenilmiş başarısızlık diye anlatıyordu ya da öğrenilmiş çaresizlik diye. Bunun gibi daha bir çok örneğe değiniyor kendisi. Ayrıca kitapta bence okunması gereken bir kitap. Saygılarımla sayın Mason
-
Sayın Mason ,
Güzel bir örnekleme ancak insan farklı olarak , sonradan yaşadıklarıyla güçlü olmayı tekrar öğrenebilir,
ki , saldırmamayı öğrenen balığa herhangi başka stres unsuru werilerek tekrar saldırganlığı
öğretmek de mümkün olabilir ; belki de balıklarla bu konuda hiçbir farkımız yoktur...
Ancak şunu da düşünmeden edemiyorum , neden katiller ,hırsızlar , tecawüzcüler uzun süre hapis de yatsalar , yani
engellenseler de ; dışarı çıktıklarında tekrar eski eylemlerine dewam ediyorlar ? Tekrar içeri tıkılacaklarını bile bile...
Demek ki belli bir eşik noktası var ; o aşıldı mı hiçbir yeni stres unsuru beyinde meydana gelen değişimi düzeltemiyor...
Hatta hapiste yattığı süre içinde daha da bilewlenip saldırganlaşabiliyor insanoğlu ...Acaba gerçekten insana güçsüzlüğü
öğretebiliyor muyuz? Ya da şöyle diyelim ,'' belli bi yaşa kadar öğretilebiliyorsa öğreniyor '' mu acaba ya da '' insandan insana
şartlardan şartlara değişebiliyor '' diyebilir miyiz ?
Saygılarımla
-
Değerli yöneticiler ve üyeler,
Mümin Sekman'ın kitabını bende okudum çok güzel bir kitap ama balık veya pavlov örneğindekiler insanoğlu için ne kadar doğru?
Sn. Ozak1977 dediği gibi cezalar bazen suçu caydırmaktan ziyade suç işlemeyi dahada arttırabiliyor. Yasak olanlarda daha çekicide olabiliyor...
-
Hayvan davranışlarıyla insanın doğasını açıklamak büyük bir yanılgı olsa gerek kategorik bir hata.İnsan doğası itibariyle hayvandan donanımlı ve agnostik bir varlıktır ki psikoloji bilimiyle ilgilenenler ellerindeki litaratürün ne kadar eksik olduğunu gayet iyi bilirler.Fakat psikolojinin temel misyonlarından biri kaygı,travma ve kayıplarla sarsılıp özgüven ve inancını yitirmiş kaostaki bireye savaşma yetisini yeniden kazandırmaktır...
Ben buna katılmıyorum. Canlı türlerinden hayvan olarak nitelendirilen canlılarda tek farkımız mantığımız ki bu da düşüncelerimizi konuşarak ifade edebilme yeteneğini bahşediyor biz insanoğluna. Yani bana göre hayvan olarak nitelendirdiğimiz canlılardan tek üstün yanımız mantığımız. Ki bu yetenek de bizi doğanın en üstün canlıları haline getiriyor.
Saygılarımla
-
Bu biraz da insanları kısıtlama gibi oluyor
-
Sayın Mason'un bu yazımından ben mecazi anlamda insanoğlunun alışkanlıklarından korkması gerektiğini anlıyorum. Alışkanlıklar, her ne olursa olsun insanın gelişimini ve farkındalığını engeller. Size belki ters gelebilir ama anlam bakımından bir mahkumun yıllar boyu hapiste yattıktan sonra tekrar aynı suçu işlemesindeki azmini (suç işleme kavramına katılmasam ve karşısında dursamda) başarılı buluyorum. Çünkü bizler yaptığımız işlerde karşımıza çıkan engellerde hemen pes etmeye alışığız. Ancak bu kırılma noktasını geçen kişiler hayatta başarılı olabiliyor. Bana göre hayatta kötü diye bir şey yok sadece bakış açısı var eğer bir mahkuma yukarıda bahsettiğim gözle bakabilirsek yani alışkanlıklarımızı aşabilirsek hayattan ne büyük dersler çıkartırız.
Saygılarımla.
-
Sayın Mason ,
Güzel bir örnekleme ancak insan farklı olarak , sonradan yaşadıklarıyla güçlü olmayı tekrar öğrenebilir,
ki , saldırmamayı öğrenen balığa herhangi başka stres unsuru werilerek tekrar saldırganlığı
öğretmek de mümkün olabilir ; belki de balıklarla bu konuda hiçbir farkımız yoktur...
Ancak şunu da düşünmeden edemiyorum , neden katiller ,hırsızlar , tecawüzcüler uzun süre hapis de yatsalar , yani
engellenseler de ; dışarı çıktıklarında tekrar eski eylemlerine dewam ediyorlar ? Tekrar içeri tıkılacaklarını bile bile...
Demek ki belli bir eşik noktası var ; o aşıldı mı hiçbir yeni stres unsuru beyinde meydana gelen değişimi düzeltemiyor...
Hatta hapiste yattığı süre içinde daha da bilewlenip saldırganlaşabiliyor insanoğlu ...Acaba gerçekten insana güçsüzlüğü
öğretebiliyor muyuz? Ya da şöyle diyelim ,'' belli bi yaşa kadar öğretilebiliyorsa öğreniyor '' mu acaba ya da '' insandan insana
şartlardan şartlara değişebiliyor '' diyebilir miyiz ?
Saygılarımla
Cezaların suçuı öekiciliğinden ziyade caydırıcı cezalar mı gereklidir?
Yahut uzun felsefi tartışmalar açabilecek bir nokta, cezai ehliyet nedir, sınırları ne olmalıdır, buna hukukçuların yanısıra toplumbilimcilerinde katkıda bulunduğu bir süreç işletilmedikce verimli sistem kurulması çok zor kanaatindeyim. Ancak, sizin belirttiğiniz gibi, mesele, aynı suçu işleyen insanın sonraki suçları daha kolay işleme potansiyelinden kaynaklanıyor şeklinde düşünüyorum....
saygılar