Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Kürt Açılımı:  (Okunma sayısı 8822 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 22, 2009, 01:49:40 ös

İlgili konu başlıklarıyla birçok yorumlar yapılmış olup ister olumlu ister olumsuz anlamda yapılan görüşlere derin bir Saygı çerçevesinde mantıklı olarak düşündüğüm ancak kendi konu başlığım adı altında yorum yapmak istediğimi bilmenizi istedim.

Açılım hakkında birtakım bireysel yorumlarım sözkonusudur. Ama bunları paylaşırken amacım üzerime tepki almak değil ki böyle birşeyi kimsenin isteye-(bile)-ceğini sanmıyorum. Ama kendi irademle yaraya tuz basmak yerine kanayan bu önemli sürecte pansuman yaparak her kafadan bir ses çıkması yerine- olaya düşmanlıkla yaklaşmanın hiç kimseye bir yarar getirmeyeceğini düşündüğümden sadece bir dost olarak paylaşıma sunmak istedim.

Tamamen Sürece olan Katkısını düşündüğümden genel çapta olan çalışmalarımın bir getirisi olarak sadec dünya genelinde eksik kalan ve düzeltilmesi gereken yönlerde de araştırma yaptığımı ve tuhaf ki mensubu olduğum bir Irkın da bu süreçte önemli bir proplem yaşadığı en başta Ülkemizi ve Devletimizi zor durumda bırakan düşmanca tavırlara bir dur demek adına Barış, Sükunet, Saygı ve Seviyeli tamamiyle Kardeşçe yaşanılacak düzeye gelinecek bir Toplum oluşturulması adına Insanlığın atlatacağı- atlatması gereken önemli badirelerden sıkıntılı bir biçimde de olsa geçmek zorunda olduğumuzu daha çok Uyanmış Kişilerin hassasiyetlikle olaya ya da olaylara dhaa ılımlı olarak yaklaştıkları ve daha Insancıl olarak yaptıkları değerlendirmelerde Süreci biraz daha hafifleterek geçirildiği saptanmıştır.

Konuya sessiz kalabilirdim. Geçmişte olduğu gibi bir birey olarak düşündüklerimi paylaşmam bana zaman zaman pahalıya da mal olsa böylesi girişimlerin sonuç vediğini düşündüğümden kendimi saygı ve insani haklar çerçevesinde öyle bir konuma koyabileceğim gibi ki bunun bana hiçbir faydası olmayacağını düşündüğümden bazan riskleri alarak tahlikeye dönüştürmeden tepki almanın da zaman zaman kişiyi bir anda daha ileri safhalara götürebileceğine bizzat tanık olduğumdan herşeyin bir bedeli olduğunu da gözardı etmememiz gerekmektedir, düşüncesindeyim. Bu arada zaman zaman Konu öncesinde böylesi detaylı bir açıklama yapmamın tek nedeni kendime ve herkese karşı bir sorumluluk taşıdığım içindir. Art niyetle, hele hele bazı arkadaşlarımızın aşırı tepkil vermesine yol açan bir görüş olarak görülmesi anlayışından tamamiyle uzak kaldığıma inanmaya davet ediyorum.

Barış, şu süreçte hepimizin ihtiyacı olan bir durumdur. Kimileri buna saldırganlıkla karşı çıkıyor ve bu sürecin bazı keismlerine çıkar amaçlı yaradığı ve menfaatlerinin tükenmesine sebep olacak Barış sürecinin başlamasını istemeyenlerdir. Lütfen dikkat edelim kelle koltukta yaşadığımız bir dönemdeyiz. Her an herşey olabilir. Şuan o kadar çok hassas bir durumdayız ki en uzakta olan kişimiz bile bu süreçte çok zarar görebilir. Kimin adına konuştuğum önemli değil. Taraf tutucu bir yanım olmamakla birlikte burada fikirlerimi bir birey olarak, görüşlerimi ise günce olarak yaşananları sadece mantıklı bir biçimde olaya yansız olarak yaklaşmam ve bunun sonucunda elde ettiğim birtakım sonuçlara sahip olduğumdan Sizlerle paylaşmak istedim.

İstenilen koşullardan bahsetmeyeceğim. Ya da düzenin getirilmek istendipi durumdan da .. Buarada kimlik peşinde olmayıp doğrusu bir Kürt olarak kendi haklarımın gayesinde de değilim. Amacım sadece olayı etraflıca düşünüp, bu olaydan en az zararla çıkmanın tabi Insanlık adına- kendimi bir hiçe sayarak- faydası olabileceğini düşünüyorum. Unutmayınız ki Dünyamızın en uzak yerinde kanayan bir yaranın bütün hepimizi etkilediği ve etkileyeceği bir Gerçektir. Öncelikle bütün bu sorunları aramızda Kardeşçe hallederek bir Toplum Bilincini düzeyli bir Seviyeye oturtturmak adına hepimizin yapabileceği önemli görevler bulunmaktadır ki hepimizin üzerine düşen sorumluluk şimdiye kadar çoktan yapılmış olsaydı günümüze kadar bu çok önemli sorun süregelmediği gibi bizlere de yapabilecek bişey kalmazdı. Elbette Sitede bir paylaşım adı altında Sürece olan katkımızın olabileceğini düşünmenin kimilerimize mantıksız olarak gelebileği gibi gülünç bir şekilde karşılanabileceği de söz konusudur. Ancak kişinin ya da kişilerin kafalarındaki çelişkileri bir an olsun en aza indirgemek adına yapılan her hareketin Insanlık adına bazan ileri ve ön safhalara taşınabilineceği de yadsınamaz. Bazan öyle durumlarla karşılaşıyoruz ki işleyen sürecin gerek Insanlık lehine sonuçlanabilediği gibi gerekse de aleyhine sonuçlanabilmektedir. Burada bir bireyin düşüncesinde dahi gerçekleştirebileceği bir filin hayat sürecinde gerçekleştiği ve kendini değiştir-e- (bil)- n her insanın rahatlıkla Dünyayı da değiştirebileceği birçok metafizik ve ruhsal bilimlerde saptanmış, kanıtlanmıştır. Olayı etraflıca almamın tek nedeni sadece bireysel önyargıların yıkılması ve her açıdan açıklama yapmam hususuunda bir gereklilik olduğunun özellikle de hiçbir açıdan çekincemim olmadığı ancak gelişen sürece paralel olarak sadedce olayı ters açıdan değil düz açıdan gerçekleşmesi adına dikkatlice davranıp, olayı detaylarıyla açıklamanın daha yararlı olacağı düşüncesindeyim.

Öncelikle, Ülkemizin Tarihine -yakın sürece- dikkat çekmek istiyorum. Geçmişte PKK'nın neden ortaya çıktığı, yıllardır oynanan tüm politikaların perde arkasını, başa gelen yönetimcilerin sadece keselerini doldurmak adına buradan bir rant elde ettikleri ve olan her zamanki gibi masum ve ölen Insanlarımıza olmuştur. Yıllardır terör bitti diyerek bizleri uyutan insanların iç yüzlerini görme zamanı gelmiştir. Yıllardır birbimizi  kanlı katil olarak düşmanca yaklaşarak öldürme pozisyonuna getirenlerin oynadıkları ve bizleri düşürdükleri durumlara hatta bunu başarabildiklerini, geldiğim konuma baktığımızda ise bizlerin kullanılan bir kukladan farkımızın olmadığı görülmüştür.

Toplumsal derneklerin adına konuşanlar anında cezaevlerine atılıp susuturulmak istenmiştir. Öldürülenlerin yaşamına kastedilerek Gerçeklerin su yüzüne çıkarılmaları engellenerek kendileri katil olmuş ve kan gözlerini bürüyerek şehitler ölme sloganıyla yaklaşarak bazı kesimleri kışkırtma politasıyla ölen kişilerin hakkını savunmalarına bile müsaade edilmemiştir. Kimin çocuğu ölüyor, Halkın değil mi? Bu olaya sebebiyet verenlerin doğru dürüst askere bile gitmedikleri gözlenmemiştir? Neden Barış çağrılarına olumlu cevap verilmeyip hala savaşın devam etmesine ve habire şehit vererek bir yandan Halkı buna adapte edip sırtından geçindikleri açıkça görülmüyor mu? Acaba karşı tarafı bu kadar katil, terörist olarak damagalamaları karşısında neden bir an olsun yüzümüzü onlara çevirerek barışın yerine savaşı neden tercih ettiklerini sormaya kimin cesareti oldu? Ölenler gene bizim Evlatlarımız değil mi ?

Ortada oynanan çok büyük bir oyun var ve bunun farkında olan Erdoğan Hükümeti ise, şimdiye kadar yapılamayan Insanlık adına açılmış bu yaranın dur durak demeden devam eden kanı durdurma çalışmaları yine açıkça görülmektedir ki bazı kesimleri gene saldırganlığa itmiş ve bu yumuşatma faaliyetlerine bir engel oluşturmak istemişlerdir. Neden çünkü kendi pislikleri ortaya çıkacak, şimdiye kadar uyuyan Halkı bir koyun sürüsü gibi güttükleri gerçeği ortaya çıkacak ve Halk onlara karşı herhangi bir faal anlamda tepki verilmesini engellemek adına sadece 'örtbas etme' yolunu seçmişlerdir. Binlerce - onbinlerce Insan öldü, öldürüldü, faiili meçhullerden tutun Aydın Insanlarımıza kadar. .. Peki bunun hesabı kim tarfından ve nasıl verilecek?

Gelelim açılım meselesine, başlıktan anlaşılacağı üzere bu açılımın üzerinde durulan koşullardan söz etmeyeceğim gibi bunun üzerinde de durmayacağım gibi peki neden böyle bir yazı yazma ihtiyacını hissetmemin sadece görülmesi gerekenleri artık  görüp herkesin kendi vereceği karar doğrultusunda işleyen Sürecin kendi yararımıza mı yok sa zararımıza dönüştürüleği hususunda daha dikkatli olunması ve tedbiri hiçbir zaman elimizden bırakmayarak sadece olayı yansız olarak ele alıp biraz da Insan gibi yaklaşıp düşünme seçeneğini işaretlenmesini istediğimden dolayı yazdığımı beliritiyorum.

Ben, seçeneğimi BARIŞ'a işaretliyorum ve bu hususta Dünyamızın her alanı için büyük kazançlar getireceğine inanıyorum. Ama Barışı işaretlemeyenlerin de ne büyük tehlikelerle karşılacağı da herkesçe bilinmelidir.

Saygılar, Sevgiler.


 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ağustos 22, 2009, 02:51:43 ös
Yanıtla #1

Devam ediyorum, Olayı çift açıdanetraflıca  düşünüp, üzerine bireysel bir hakkımız olan Özgür Düşünme hakkımızın şimdiye kadar kendi elimizden insafsızca alınarak Halk adına hareket ediyormuş gibi davranan geçmiş Türkiyesinin Adaletsiz Yöneticilerinin yapmış oldukları bu Insan dışı uygulamalarının bedelini Ülkemiz şimdiye kadar çok ağır ödemiştir. Ülkemiz derken buna Kürt-Türk ve diğer Irkları içeren bütünsel bağlamda kastediyorum, Amerikan Yönetimi ve benzeri Yönetimlerin Adilce, başarılı bir şekilde sergilendiği ve kendi içinde Halkın bütünleştiği gözönünde bulunan önemli Gerçeklerden bir tanesidir ki şuanda ben de dahil olmak üzere kendini Insanlığa adayanların Feodalite bir Yönetim biçimlerini isteyeceğini düşünmüyorum . Daha çok Evrim ve Tekamül üzerinde yoğunlaşarak Dünyamızın gelişim safhasında yer almak istenildiği için Insanlık adına daha Sağlıklı Kararlar alabilme gücüne sahip Bireylerin Mantıklıca hareket etmeleri geçirilecek olan bu zor ve 'Son' Dönemden başarılı bir şekilde geçirileceğimiz düşünülmektedir.

Burada öncelikle şu sorun halledilmelidir: Neden Kürt Kardeşimin hakkını tanımayayım? Herkese belirli Kurallar dahilinde haklar verilmişse aynı şekilde verilen-verilmiş Toplumsal Haklardan da kimse kimseyi mahrum bırakamaz. İstediği şekilde hareket edemez. Düzeni istediği şekle getirme hakkı da kimseye verilmemiştir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesine yapılan geç atılımların, yatırımların bir getirisi olarak Ülke bütünleş-(tiril)-meye çalışılmıyor mu?

MHP partisinin ben daha lise dönemlerimde yaşadığım bir olayı aynen ve yansız olarak aktarıyorum, para hükmüyle kişi ya da kişileri satın alarak Kürt Kardeşlerimize karşı düşmanca kışkırtıp onları rahatlıkla kullanarak bir katil durumuna düşürmeleri bizlerin sadece bu olayda olaya kışkırtma amaçlı yaklaşanları değil ama buna kolaylıkla hele de para gibi benzeri menfaat-çıkar için alet olmuş-olanların düştükleri durum karşısında duyduğumuz büyük üzüntüyü de yaşadığımız bir Gerçektir.

Çıkar, menfaat için kullanılan tüm insanların en başta kendilerine karşı büyük saygıszlığı olmuş olup, kışkırtılan bir kukla pozisyonda yer almalarının kendilerini büyük suçlara doğru sevketmelerine yol açılmıştır.

Bir birey olarak; kişinine kendine karşı öz saygısı olanların bu duruma kesinlikle alet olmadıkları, psikoloji ve gelişim bilimlerince de anlaşılacağı üzere açıkça görülmüştür. Kolaylıkla başkaları tarafından yönlendirilen düşük kapasiteye sahip iradesiz, mantığını kullanamayanların teşkil ettikleri Insan dışı davranışlar neticesinde Toplumsal yaralara sebebiiyet verilmiş ve her geçen gün Dünyamız ve Insanlık, buna Toplumumuz da dahil büyük zararlarla atlatmaktadır.

Ben, her kişinin özgür iradesi bağlamında vermiş olduğu bütün kararlara saygı duyarken böyle ucuz şeyler için kötü emellere alet olanların kendilerine verilmiş olan Aklı ve Mantığı doğru düzgün kullanamadıklarını gördükçe gerçekten bir birey olarak durumu acı bir biçimde karşılıyorum. Elbette benim üzüntüm sadece onların adınadır ama Sevincim; Mantığını ve Aklını Insanlık adına kullananlaradır. Benim düşüncelerim genelde Evrim ve Insanlık üzerine olduğu için bireysel haklardan kendim isteyerek feragat edip, kullanmadığım -sosyal yaşantımda- Ulusal Kimlik adına alacağım haklarımı da kullanma peşinde değilim. Bunu açık yüreklilikle söylemek istedim. Yazımın sadece bencilce yazılmayıp sadece içinde bulunduğum koşullarda ve kendi bölgemde yaşanılması sebebiyle silahlara, savaşa pek uzak kalmadığım için bizzat gördüklerimi yazdım. Kimseyle de polemiğe girecek kadar kendimi küçültmek istemiyorum. Herkes kendi fikrinde özgürdür ama tabiki farklı düşünenlerin Insanlık aleyhine hareket edenlerin içinden çıkılamaz bir kaosa da sürüklenecekleri aşikardır.

Açılımın içeriği hakkında birçok Bilgim var ama bunları paylaşacak ve rahatlıkla dökebileceğim ( bu Siteden özür diliyorum- rahatlıkla paylaşılanilecek bir ortam olmasına rağmen bazılarının çılgınca ve kendilerini frenleyemediklerinden dolayı kaynaklandığı için ) bir ortam değildir. Ben, düşmanıma bile gül atmasını bilen insanlardan olmama rağmen bunu türlü türlü -kendileri yapamadıkları için - bizleri yok etmeye çalışan ve gözleri kanla bürümüş olanların rahatça kol gezdiği ve her istediğini yapabilecek bir düzende mi yer aldıklarını sanıyorlar acaba? Bunu çok merak ediyorum :D

Toplum Bilincinin yükseltilmesi adına belirli bir bedel verilmesi elbetteki gereklidir, verdiğimiz ziyan değil daha korkunç bir şekilde vereceğimiz ziyanı düşünerek kendimizi bir Insan sınıfına sokarak Insanca yaşamak adına hareket etmemiz bizim için en makul yol ve yöntem olarak düşünmemiz bağlamında bu şekilde hareket edilmesi bile maalesef bu gibi düşünce sahip olan Insanları terörist olarak adlandırılıyor, üstüne üstün sosyal yaşantının bir kargaşaya, kaosa dönüşmesi için ellerinden gelen herşeyi yapmaktadırlar.

Geçen televizyonlarda gördüğüm olay beni gerçekten çok duygulandırdı, her iki Annemizin birbiriyle sarılmaları ve ağlaşmaları şuanda görülmesi gereken çok güzel bir tablo olup, bunun dışındakiler de ancak ve ancak istenilmeyen ve takdir edilmeyen olaylar olması itibariyle artık akan kanı durdurma faaliyetlerin gerçekleştirilmesi gerekli diye düşünüyorum.

Ben böyle düşünerek olayı ılımlı olarak değerlendirmem bile beni sanki yan tutuyor gibi görmelerine de yol açabilir. Ama onlara cevabım: ben sadece bu ve benzeri olaylarda kendimi kullandırmadan ve alet olmadan koruduğum için kendime karşı bir özsaygım olduğu ancak sizlerin de daha çok düşünecek ve kafanızı durmadan duvara vuracak bir poziyona geldiğinizde ise kullanıldığınızın farkına er ya da geç varacağınızı düşünüyorum.

Tekamül anlamında ise bazı olaylar sık sık tekrarlanmaktadır. Nedeni ise, bireyin yaşadığı olaydan kendi adına bir pay çıkarması ve toplumsal bağlamda da olsa bir ders çıkarması için yaşandığı hesaba katılırsa kişinin kendi yaşamından örnek vermem gerekirse, anlayacağı zamana kadar bu durum sıklıkla tekrarlandığı gibi olayı anlayana kadar daha şiddet kazanır ve deyim yerindeyse kişiyi yerden yere vuracak duruma gelir. İşte bu durumun yaşanmaması adına bu şekilde dikkatli ve temkinli davranılması gerekliliğinden sıklıkla bahsetmemin ve altını çizmemin tek nedeni budur.

Yoksa banane diyerek işin içinden çıkar ve ne düşündüğüm varsa yazar ya da yazmaz o bileceğim iş ama dediğim gibi Ülkemizde yaşayan çok Değerli ve Saygın Insanlar bulunmaktadır. Masum Insanlarımızın da Insanca yaşamaları hakkıdır. Ve üç beş çapulcunun gözü dönmüşlüğ yüzünden ister terörist olarak ister bebek katili olarak adlandırılan Kişiler ölüm ve veza gibi yaptırımlara rağmen hiçbir taviz vermeden yoluna devam etmişler ve uğraştıkları Barış ve Kardeşliği de yanlış algılayıp bunu Kimliğe, Kimlik peşindeymiş gibi ucuz şeyleri düşünenler ve uygulayanların ne kadar acınası durumda oldukları görülmektedir. Bir Kişinin kaybı hepimizin kaybıdır. Bir Insan bile çok Değerliyken Türkiyenin konumunun Dünya yüzeyinde taşıdığı büyük önemi sayesinde odak merkezi olması icabında Tanrı'nın ve Düzeni'nin istediği düzeye gelecek ve Barış'ın gerçekleşmesi adına hiç kimse buna engel olamayacaktır.

Sorunlar çözülecektir.  Eğer çözülmezse bizim yapamayacağımız şeyleri bizden sonra gelenler hatta belki de Çocuklarımız yapacaktır.

Buradan Erdoğan Hükümetine gerçekleştirdikleri bu inanılmaz Başarının, Insanlığa ve Toplumumuza ne kadar önemli ölçüde yarar sağladığı ve Toplum Bilincinin ve Seviyesinin yükseltilmesi adına yaptıkları bu önemli Girişim sayesinde gerçekleşeceği için Insanlığın yarınlarında rahat, huzurlu ve Barış dolu günlerde yaşamasının önünün bir hayli açıldığını gözlemleyebiliyorum.

Savaşı isteyenler kendi savaşını yaşayarak Kutsal Kitaplarda bahsedildiği gibi her ne durumda olunursa olsun bu gibi Insanlık dışı davrananların görecekleri tutumlarının karşısında yaşayacakları ayn tutumların kendi yaşantılarında korkunç bir cehennemin içersinde bulunacakları da unutulmaması gereken bir düşüncedir. Bu yorumuma biraz da dinsel açıdan bakarak yaklaştım ve her zaman için Insanlık merkezde olmak üzere Dünya genelinde olan bütün sorunların ve savaşların bitmesi adına, çözümlenmesi gerekliliği bağlamında gitgide güzel bir Dünyanın ve ortamının yaşnılacak hale getirilmesi adına yapılan bütün çalışmaların sonuç vereceği kanısındayım.

Açıkça görülüyor ki, bu hassas Konuyu ben merkezli ele almayıp olaya Ulusalcı bir Kimlikle yaklaşmayıp kendi hak ve sorumluluklarımdan tamamiyle feragat ederek yazdığım, belirttiğim görüşlerde de sadece Insanlık dışı davrananları eleştirdiğim ve böyle davrananlar karşısında sürekli yer alacağımı, beni ne şekilde algılamaları benim için önem taşımayıp, sadece benim için önemli olan Inancım doğrultusunda gelişen ve yepyeni bir Dünya Düzeninin Kurulması'nın yanındayım :)

Değerli Paylaşımlar..   
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ağustos 22, 2009, 02:54:59 ös
Yanıtla #2

Eğer Barışı salt kendi Ülkemizde kastemiyorum, Dünya genelinde bunu gerçekten Tanrı istiyorsa, ''Tanrı'nın Dediği Olur'' diyerek olay karşısında tamamiyle rahat olup kendi düşüncelerimi bu şekilde noktalamak istedim.

En Derin Saygılarımla..:)  
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ağustos 23, 2009, 12:53:38 öö
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Dünyadaki tek gerçek savaştır, savaş her zaman vardır malesef...Barış aradaki küçük

molalardırr...


Ağustos 23, 2009, 01:26:43 öö
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

İnancınız doğrultusunda gelişen nasıl  bir yeni Dünya Düzeninin Kurulmasını bekliyorsunuz?
Düzen içerisinde güce sahip oldukça inançsızlaşılır çünkü sömürmek mecburiyetindesiniz, yahut dünyanın parası bol lejyoneri belki şovalyesi olursunuz. Umutsuz değilim her açıdan, lakin 5 sene içerisinde kimsenin ummadığı, hedeflenen tüm emellerin dışında çok daha farklı yerde tepetaklak olacağız. iyi mi oldu kötümü oldu kara kara düşünücez.
sade bir teori..



Ağustos 23, 2009, 11:33:08 öö
Yanıtla #5

Dünyadaki tek gerçek savaştır, savaş her zaman vardır malesef...Barış aradaki küçük

molalardırr...

:) Aslında evet haklısın, yalnız yeryüzünde uzun süre hüküm sürecek bir Barış düzeninden bahsetmek istedim. Belki kulağa garip gelebilir ama zamanla toplumsal sorunlar ( nasıl ki bireysel sorunlar muhakkak ki söz konusuysa aynı şekilde toplumsal sorunların da olması kaçınılmazdır ) giderilerek tek tip dünya devleti bilincine hazırlayarak bütün toplumları aynı seviyede tutmak gereklidir. Öncelikle her toplumun kendi bünyesinde taşıdığı yaralar sardırılacak, bunun sonucunda ise dünya yüzeyinde yer almış bütün toplumların -toplumlararası- farklılıklar en aza indirgenerek, sorunlar da bir şekilde çözümleneceğine inanıyorum. Buradan kastım sadece içinde bulunduğumuz toplum değil elbette.. Ama önce her toplumun kendi içinde çözmek zorunda olduğu birtakım sorunların üstesinden gelinmesi gereklidir. Bunun dışında şuan belki bu söylemim - dünya yüzeyindeki toplumların aynı seviyeye getirilmesi - belki bir ütopya olarak görülebilir ancak dünya bilincinin 3. boyut bilincini aşmasıyla paralel olarak daha üst boyutun bilincine hazır olmamız için şart ve gerekli olan bir durumdur.

Saygılar,   
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ağustos 23, 2009, 11:43:20 öö
Yanıtla #6

İnancınız doğrultusunda gelişen nasıl  bir yeni Dünya Düzeninin Kurulmasını bekliyorsunuz?
Düzen içerisinde güce sahip oldukça inançsızlaşılır çünkü sömürmek mecburiyetindesiniz, yahut dünyanın parası bol lejyoneri belki şovalyesi olursunuz. Umutsuz değilim her açıdan, lakin 5 sene içerisinde kimsenin ummadığı, hedeflenen tüm emellerin dışında çok daha farklı yerde tepetaklak olacağız. iyi mi oldu kötümü oldu kara kara düşünücez.
sade bir teori..



Pardon :) Size atfen yazdığımı Sevgili Ozak1977 Arkadaşımıza yazdım. Yanlışlık için özür dilerim. Neyse sorun değil sanırım.

Kısaca yeni dünya düzeni için atlatılması zorunlu olan birçok aşamaların yeraldığı dünya planında Insanlığın geçirmesi gereken önemli bir badirenin olduğu hepimizce bilinmektedir.  

Yalnız bu konudaki düşüncelerime geçmeden önce Insanlığın alması gereken en önemli tedbirin kim olursa olsun, ne olursa olsun karşımızdaki kişinin sahip olduğu konuma bakılmaksızın sahip olunan düşüncelerin paylaşılması gerekliliğinden yanayım.

Bence Ortadoğunun Kilit Anahtarı: Abdullah ÖCALAN.

Bakınız amacım yer yerinden oynatacak türden açıklamalar yapmak değil elbette.. Ama sahip olduğu görüşler itibariyle Ortadoğunun asıl çözümü Sn. ÖCALAN'da bulunmaktadır. Insanlık şuanda bilindiği gibi dünya genelinde çok zor bir süreçten geçirilmekte.. Kimimiz bunun az çok farkında, kimimiz değil.. Olayı hafife alarak sorunları çözemeyeceğimiz gibi üstesinden gelmek bile hayalidir. Sanıldığı gibi medyanın provakatör amaçlı faaliyetleri ve basının kışkırtmalı politikalarıyla halka ve dünyaya yanlış lanse edilen bu Kişi aslında kendi bünyesinde birçok önemli Bilgiyi ihtiva eden aynı zaman Kilit Anahtardır. Bence olayı mantıklıca değerlendirip neyin ne olduğunu çok zaman geçmeden anlamamız ve son pişmanlığın fayda vermediği hesaba katılırsa çok geç olmadan sorunu en azami zararla halletmek hepimizin yararınadır. Oyuna lütfen gelinmesin!

( burada önemli derecede bir yanlışlık hakim. Kimsenin olayı mantıklıca değerlendirdiği yok. Yapılan sadece büyük bir hata ve bu hatanın da bedelini eğer olumsuzlukla sonuçlanırsa hepimiz ödeyeceğiz. _ Peygamberlerimizi unutmayalım lütfen _ Insanlık yapmış olduğu bu çok önemli hatalar neticesinde bedeli ağır sonuçları gördü ve yaşadı ama şu son süreçte daha dikkatli davranılması gerekliliğinden yanayım ).

Burada bahsı geçen Kişinin konumu ve önemi itibariyle özellikle görüşleri, fikirleri doğrultusunda aslında Yeni Dünya Düzeninin projesinin de çizildiği ve sahip olduğu -Insanlık yararına- önemli görüşleri itibariyle de Toplumumuzu ve Dünya genelini ilgilendiren çok önemli Bilgilere sahip olduğu da bilinmelidir.

Ben böyle düşünüyorum, aksi düşünen yoluna devam edebilir. Benim onu ilgilendirmediğim gibi kendisi de beni ilgilendirmemektedir. Herkes fikrinde ve yaptıklarında özgürdür. Beni ve kimseyi bağlamaz. Bu arada düşüncelerimi yazmamam hususunda - tabi bu konuda - bir talimat gelirse anında durduracağımı da bilmenizi isterim. 

Saygılarımla,    
« Son Düzenleme: Ağustos 23, 2009, 11:48:57 öö Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ağustos 23, 2009, 04:09:36 ös
Yanıtla #7
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 211
  • Cinsiyet: Bayan

Ülkemizde "suçu ve suçluyu övme suçu" artık suç değil bilakis modadır.

BKZ: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) m.215: “İşlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”. Madde Gerekçesi: Madde metninde, suçu veya suçluyu övme suçu tanımı yapılmıştır. Buna göre suçun oluşması için, failin işlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen övmesi gerekmektedir. İşlenmiş olan bir suçun failinin veya kanuna uymayan kişiliğini, sırf suç işlemesi sebebiyle övme hali de cezalandırılmaktadır. Suç işlemiş olan kişinin övülmesi halinde, aslında bu kişi aracılığıyla işlenmiş olan suç övülmektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 215. maddesi, suçu ve suçluyu övme fiillerini “Kamu Barışına Karşı suçlar” kapsamında suç olarak tanımlamıştır. Bu hükmün, şu an yürürlükte olmayan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’ndaki karşılığı 312. maddenin birinci fıkrasıdır . Kendimizi ifade ederken elbette özgürlüklerden istifade edelim ancak "Kamu Barışı'na Karşı Suçlar" konusunda özenli olalım .

« Son Düzenleme: Ağustos 23, 2009, 08:33:59 ös Gönderen: Nueva »
Quality has no fear of time ..


Ağustos 23, 2009, 09:06:02 ös
Yanıtla #8
  • Ziyaretçi

A. Ö. isimli terör örgütü lideri ( reklamı olmasın diye açık adını yazmıyorum.) kişilik bozukluğu olan bir

zavallıdır...Maşa olmak için kullanılanlardan en uygun olanıdır; zira epileptik hastalığı , kişilik

bozukluğu , cinsel problemleri , şizofreni ve diğer psikozları olan yani duygu  durumu labil olup dışa

bağımlı olmaya yatkın kişilikler bu tür meslekler ( örgüt liderliği , bakanlık , başbakanlık vs....) için

biçilmiş kaftandır ki ; kolay idare edilsin , kolay maşa olsun...

Bugün Altemur Kılıç 'ın çok güzel bir yazısını okudum ; A. Ö. ' ın geçmişteki siyasi görüşleri ve

bocalamaları ile ilgili...Yakında mebus yapılacak ( belki de bakan ) olan bu katil ki ben Altemur Bey gibi

katil olduğunu söylemekten çekinecek değilim ; tam bir zavallıdır  bütün maşalar gibi ; kendinden güçsüz

olana zalim ; kendinden güçlü olana ise kul köledir...Ve bütün Caligulalar gibi işi bitince katledilecektir...

Ve bütün Caligulalar gibi Cumhuriyet ' in baş düşmanıdır...


Ağustos 24, 2009, 01:08:36 öö
Yanıtla #9
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

Böyle yürekli eleştiri gördünüz mü?





 

'Posta' Gazetesinin Ankara temsilcisi Hakan Çelik'in yazısı:
BİR TÜRK OLARAK  KÜRTLERE SORUYORUM


Bir TÜRK olarak Kürtlere soruyorum; ''Kürtler bu ülkeye ne vermiştir ?'' Kürtlerin, Türkiye'ye bugüne kadar ne katkıları olmuştur ? Sosyal, bilimsel ve sanatsal anlamda yaşamımıza neler katmışlardır ?
 


Kendilerini etnik kökenlerini ön plana çıkararak tanımlayan ve kendilerine verilmiş en büyük hak olan ''BU GÜZEL ÜLKENİN, TÜRKİYE'NİN VATANDAŞI OLMAK HAKKINI'' bir kenara iterek, etnik köken üzerinden ırkçılık yapmayı tercih eden bu kitle, bu ülkeye ne vermiştir ve bu sapkın anlayışla ne verebilir ?

Kürtlere soruyorum; neden terör sizde, beşik kertmesi sizde, kız çocuklarını başlık parası adetiyle adeta bir eşya gibi alıp-satmak adeti sizde, her türlü yasadışı işin altından çoğunlukla Kürtler çıkmakta, kapkaç sizde, gasp sizde, ''NAMUS CİNAYETLERİ'' sizde, kaçakçılık sizde, uyuşturucu ticareti sizde, bu ülkenin vatandaşı olmayı sindirememek hastalığı sizde, vur-kır-gasp et anlayışı sizde, ÖZELEŞTİRİ yapmamak sizde, nedensiz aşağılık kompleksi sizde, başına kuş pislese devleti ve diğer insanları suçlamak sizde, herşeyi devletten beklemek sizde, asimile edildiği yalanını söyleyip, 21. yüzyıl Türkiyesi'nde tek kelime Türkçe bilmeyen milyonlarca insan sizde, emperyalist devletlerin size sahte bir mazi yapıştırması neticesinde Anadolu'da hiçbir zaman varolmayan, sözde gasp edilmiş hayali bir anavatanınız olduğu yalanını yaymak yine sizde.

Bu ülkeye hiçbir şey vermeden, kaba kuvvet ve vandalizmle, terör ile toprak gasp etmeye çalışma ahlaksızlığı sizde, diyaloğu ve insani ilişkileri es geçip, yakıp yıkarak bu ülkeyi bölmeye çalışmak sizde, Avrupa'ya gidip Türkiye Cumhuriyeti ve onun şanlı ordusu Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında her türlü asılsız yalanları söylemek, bana işkence yaptılar, baskı yaptılar, dilimizi konuşamıyoruz, fırsat eşitliği yok gibi mesnetsiz yalanları söyleyerek siyasi mülteci statüsüyle o Avrupa ülkelerine kapağı atmak, bir parazit gibi yaşayıp oralarda da suç işlemek sizde, sizlerde....

Avrupa'da Türkiye'yi şikayet etmek sözkonusu olunca ''ben Kürdüm'' demek, ama cebinde Türkiye Cumhuriyeti kimliği ile Avrupa ülkelerinden herhangi birinde suçüstü yakalandığınızda ''ben Türküm'' demek üçkağıtçılığı sizde, çapulcu terör örgütüne her türlü desteği verip, demokrasi ve insan haklarından bahsetmek, ''şiddeti kınıyorum'' demek sizde, bu yalanları söyleyip bizleri de enayi zannedip, aptal yerine koymaya çalışmak terbiyesizliğ i ve alçaklığı sizde, bu ülkede yaşayan onlarca farklı etnik kökenden milyonlarca insan, etnik kökenleriyle ilgili en ufak bir sıkıntı çekmezken, özgürce siyaset yapabilirken, milletvekili ve hatta Başbakan bile olabilirken, verdiğimiz Kurtuluş Savaşı mücadelesi sonucu elde edilmiş Cumhuriyetimizin kazanımlarını içlerine sindiremeyen sömürgeci, etnik soykırımcı, emperyalist devletlerin maşası ve tetikçisi olmak düzenbazlığı NEDEN hep sizde ?

Lütfen bu sorulara yanıt verin, tabii verebilirseniz. ..

Bu memlekete bugüne kadar ne verdiniz de, ne istiyorsunuz ?

Eğitim diyorsunuz; öğretmen öldüren terör örgütünün katillerini ve elebaşını lider, siyasi irade kabul ediyorsunuz.

Dilimizi konuşamıyoruz diyorsunuz; o halde bugüne kadar Türkiye'nin çeşitli kentlerinde açılmış ''Kürtçe Kursları'' sözde dil öğrenmeye susamış sizlerin ilgisizliği sonucunda neden kapandı ?

Siyasi platformda temsil hakkı diyorsunuz; siyasetinizi etnik ırkçılığa ve bölücülüğe dayalı söylemler, eylemler ve politikalar üzerine kuruyorsunuz.

Yarattığınız terörden 30 bin insan can veriyor... En ufak bir özeleştiri, en ufak bir günah çıkarma yapmıyorsunuz.

Sizlerin canı can da, bu ülkeyi ve içinde yaşayan masum insanları terörden korumak için hayatını hiçe sayıp şehit olan ana kuzularının, evlatlarımızın canı patlıcan mı?

İstanbul'da sokaktaki vatandaşlara saldırmak, molotof kokteyli atmak, otobüs yakmak, polise ve sade vatandaşlara, kadınlara, ufacık çocuklara ''kaldırım taşları'' atıp kafalarını yarmak neyin protestosu? Hangi köhne düşüncenin, hangi barbar anlayışın dışavurumu?

Bugüne kadar hangi ''Kürt kökenli'' Türk vatandaşına; hop! sen Kürtsün şu şehre giremezsin, şu işi yapamazsın, şu mesleği icra edemezsin denmiş veya denmekte?

Bu ülkenin en çok para kazanan insanları çoğunlukla Kürt kökenli şarkıcılar, eğlence yeri sahipleri, işadamları, ticaret erbabı, turistik otel sahipleri, eğlence dünyasında; tv'de, gazinolarda iş yapan isimler (İbrahim Tatlıses, Özcan Deniz, Ceylan, Yılmaz Erdoğan vs.) değil mi?

Hani ne oldu ''fırsat eşitsizliği yalanınıza?'' İşin doğrusu, sizin sorununuz bu ülkeyi terör ile, vurarak, kırarak bölmek! Bir oldu-bitti yaratarak bu güzelim memleketi parçalamaktır. Bu kadar basit. Şu çıplak gerçeği artık ilkokula giden küçücük çocuklar bile anlayabilmektedirler.

''KÜRT'' kökenli vatandaşlarımız, eğer bunca kan ve gözyaşı dökülmesine sebep olan bu BÖLÜCÜ IRKÇI TERÖRİSTLERİ hala destekliyorlarsa, KUSURU DEVLETTE DEĞİL, KENDİLERİNDE ARAMALIDIRLAR!

Meydanlarda eller hep zafer işareti, ellerde 30 bin insanımızın katili kanlı terör örgütü PKK'nın afişleri, terörist başı Apo'nun posterleri, yakarız-yıkarız tehditleri ve herkesin malumu ülkemizdeki büyük kentlerde meydana gelen şu terör olayları...

Çapulcu terör örgütünün hazırladığı ''Şemdinli fiyaskosundan' ' sonra, ellerine para vererek sokaklara salıp polisimize, güvenlik güçlerimize, halkımıza taş ve molotof kokteyli attırdığı küçücük çocuklar...

Çocuğunu terör örgütünün militan olarak kullanmasına müsade ediyorsan, bu kaos ve terör yöntemlerinden medet umuyorsan ve bu yolla bu ülkeyi böleriz, sözde ülkemizi de kurarız diye düşünüyorsan, canın yandığında veya meydanlara saldığın, yak-yık-kır-dök evladım dediğin çocuğunu kendi ellerinle ateşe attığında da bunu devlete fatura edemezsin.

Demokrasiden bahsedip, teröre yol açmak ? İnsan öldürüp hak talep etmek? Bu ne yaman çelişki...

Hak isteyen, hukuk isteyen önce bu ülkenin bütünlüğüne, bu ülkenin insanlarına, toplum kurallarına SAYGI gösterecek. Ülkesine katkıda bulunacak. İNSAN gibi davranacak, yakmayacak, yıkmayacak.

Kısacası; TERÖRİST ile arasındaki farkı yine bizzat KENDİSİ ortaya koyacak. Bu ülkenin güzel insanlarını kendisine inandıracak.

Kürt toplumu yüzyıllardır kendisini sömüren, geri bıraktıran, kulun kula kulluk ettiği ''FEODAL DÜZEN'' denen ilkel sistemden ne zaman vazgeçecek? Ne zaman HANIM FERTLERİNE gereken ''ÖZGÜRLÜĞÜ'' teslim edecek? Ve neden ülkede en yüksek kadın intiharları Batman'da? Neden aile içi şiddet sorununda ve TÖRE CİNAYETİ denen illette ekseriyetle Kürt kökenli insanların yaşadığı iller  başı çekmekte? Büyük şehirlerde kapkaç ve bu tür illegal suçları işleyip, elde edilen yasadışı geliri Terör örgütüne aktarma suçu neden hep Kürt kökenli çocuk ve gençlerde görülmekte? Neden, neden, neden?
 

Kürdüm diyen sizler, acaba bu KUSURLARINIZI hallettiniz mi ki, TÜRKLERİ pervasızca eleştiriyorsunuz? Size yer, yaşam hakkı, hak-hukuk vermekten başka ne yapmış bu ülkenin vatandaşları?
 

Güzel bir atasözü vardır. ''GÖZÜNDEKİ ÇÖPÜ GÖRMEZ, ELALEME ŞAŞI DER!''
 
 

Bu özlü söz ülkemizin içine düşürülmeye çalışıldığı ''Kürt fesadını'' ne de güzel anlatıyor değil mi?

HAKAN ÇELİK

 


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
4693 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 08, 2007, 11:31:40 ös
Gönderen: Supeluta
8 Yanıt
5336 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 27, 2009, 05:23:19 ös
Gönderen: Nueva
3 Yanıt
4383 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2009, 10:22:26 ös
Gönderen: ozak1977
14 Yanıt
8785 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 01, 2011, 03:19:08 ös
Gönderen: agnusdei
2 Yanıt
4126 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 05, 2010, 07:31:13 ös
Gönderen: Texan
1 Yanıt
4466 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 09, 2011, 10:11:41 ös
Gönderen: Alşah
4 Yanıt
4299 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2012, 09:54:26 ös
Gönderen: NOSAM33
Arkadaşım Kürt Talat

Başlatan Özer Baysaling Guncel Konular

3 Yanıt
4545 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2012, 09:10:35 ös
Gönderen: NOSAM33
31 Yanıt
15036 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2012, 09:46:26 ös
Gönderen: NOSAM33
19 Yanıt
6809 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 01, 2013, 08:55:24 ös
Gönderen: NOSAM33