Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Devlet cinayete adeta izin verdi.......  (Okunma sayısı 44262 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 28, 2010, 12:27:02 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

    1,5 yıl önce eski eşini dövüp tecavüz eden adam, kadının savcılığa yaptığı onca suç duyurusuna ve emniyete ilettiği şikayetlere rağmen tehditlerine devam etti. Daha önce eşine attığı dayak basına da yansıyan adam sonunda kadını öldürdü. Ankara'da Ayşe Paşalı isimli bir kadın göz göre göre eski eşi İbrahim Yetkin tarafından öldürüldü. Kadının mahkemeye yaptığı onca başvuru sonunda koruma talebi karşılanmayınca cinayet adeta geliyorum dedi.

    1,5 yıl önce eski eşinin yanına giderek tekrar beraber olmak istediğini belirten İbrahim Yetkin, reddedilince eski eşini dövdü ve tecavüz etti. Ardından çıkarıldığı mahkemede ise "pişmanım" dedi ve serbest bırakıldı. İbrahim Yetkin serbest kalınca, eski eşini tehdit etmeye devam etti. Ayşe Paşalı onlarca kez savcılığa suç duyurusunda bulundu ancak yanıt alamadı. Emniyete şikayet dilekçeleri iletti ancak sonuç yine olumsuz oldu.

    Ayşe Paşalı, avukatı Elif Kabadayı Tatar aracılığıyla da mahkemeye başvurarak "koruma" talebinde bulundu ancak yine reddedildi.Devlet Ayşe Paşalı'nın koruma talebini karşılamadı ve 20 gün önce İbrahim Yetkin Ayşe Paşalı'yı evinin yakınında öldürdü.2009 yılında İbrahim Yetkin'in Ayşe Paşalı'yı acımasızca dövdüğü görüntüler basına yansımıştı.......

IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......

Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


Aralık 28, 2010, 08:36:07 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 223
  • Cinsiyet: Bay

Ankara'da bir kadını koruyup sahip çıkacak babayiğid kalmamış,burda olsa ben korurdum.Asıl gerçek şu bu tarz olayla yakından karşılaştım yardım etmek istediğim de ''kadın korkup kocam o benim döverde severde'' demişti.Aynı şeyleri bu adam için söylemediyse ve sahip çıkılmadıysa bu kadına ne kadar ışıktan yoksun insanlar var apaçık görülüyor.(SAHİP ÇIKILMADIYSA)
MAY THE FATHER OF UNDERSTANDING GUIDE US...


Aralık 28, 2010, 09:02:06 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi



Aralık 28, 2010, 09:11:19 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1091
  • Cinsiyet: Bay

Onlarca kez savcılığa suç duyurusunda bulunmuş cevap gelmemiş çok ilginç. Böyle saçma bir şey hayatımda duymadım. Telefon kayboluyor savcılığa bildiriyorsun hemen cevap geliyor onlarca kez suç duyurusunda bulunulmuş. Haberde baya bir mübala var.
''Kızıl elmada buluşalım''


Aralık 28, 2010, 09:50:26 ös
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Insan olduren kisinin ahlaki, moral, hukuki birikimi diyelim ki yok,  o anda acaba aklina, kisa zamanda yakalanip uzunca bir muddet hapishaneden cikmayacagi, hatta maktulun ailesi tarafindan kisasla hapishanede bile olsa oldurulebilecegi hic gelmiyor mu ki? Yani maktulu tamamen ortadan kaldirinca kendisinin ebediyyen huzur bulacagini mi dusunuyor?

O anda muhasebe dumura ugruyor diyenlere, peki o halde sadece deliler mi katil olur?


Aralık 29, 2010, 11:22:06 öö
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

   Kadın cinayetleri son 8 yılda yüzde 1400 arttı ama Başbakana göre kadına yönelik şiddete ilişkin yapılabilecek her şey zaten yapılmış!

   Elif Kabadayı Tatar (Öldürülen Ayşe Paşalı’nın Avukatı): Başbakanlık açıklamasını kabul etmek mümkün değil. Hem yapılması gereken birçok yasal düzenleme var, hem de mevcut yasal düzenlemelerin uygulanması konusunda yargı mensuplarının, kolluk görevlilerinin, kamu görevlilerinin eğitilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına karşı ayrımcılık yapılmaması, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konusunda farkındalık ve duyarlılık kazandırılması gerekiyor. Üstelik bu meslek içi eğitim olarak kalmamalı, okullarda ders olarak okutulmalı.

   CEDAW Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi daha geçtiğimiz temmuz ayında, Türkiye’nin 6. CEDAW Ülke Raporu’na karşı nihai yorum ve tavsiyelerini açıkladı. Bu raporda, kadına yönelik şiddetin ülkemizde çok yaygın olmasını endişe verici olduğu, 4320 sayılı yasaya rağmen kadına yönelik şiddete ilişkin kapsamlı bir yasa bulunmadığı, sığınmaevlerinin sayısının çok çok az olduğu, mevzuatta kadına yönelik her türlü şiddetin yasak olduğunun açıkça vurgulanması gerektiği, kadına karşı her türlü ayrımcılığı yasaklayan ve ayrımcılıkla mücadeleye ilişkin düzenlemelerin bulunmadığı vurgulandı. Raporda hükümete, gerekli adımların atılması konusunda parlamentoyu teşvik etmesi uyarısı da yapılarak, CEDAW sözleşmesinin bağlayıcılığı da hatırlatılıyor. Yani söylendiği gibi uluslararası taahhütlere de uyulmamaktadır.

   Hemen her gün 3-5 kadının kocası, eski kocası, erkek arkadaşı, abisi, babası tarafından öldürüldüğü ortada iken, kadın cinayetlerine verdiğimiz kurbanların sayısı teröre veya trafik kazalarına kurban verdiğimiz insanlarımızdan fazla iken, bunları “münferit olaylar” diye tanımlamak mümkün müdür? Açıkçası “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen bir Başbakan adına yapılan bu açıklamaya çok şaşırdığımı söyleyemeyeceğim.

   25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde hazırladıkları dosyalarla Başbakanlık’ın kapısını çalan kadınlara cevap, bir ay sonra nihayet geldi. Başbakanlık’tan “Ankara Kadın Platformu Derneği Başkanlığı’na” hitaben gönderilen yanıta göre, her gün en az 3 kadının öldürüldüğü ülkemizde, kadına yönelik şiddete ilişkin yapılabilecek her şey zaten yapılmış.

   Ankara Kadın Platformu üyesi kadınlar tarafından hazırlanan dosyada, kadın cinayetlerine ilişkin rakamlar ve kadınların yetkili makamlara başvurdukları halde neden korunmadıklarına ilişkin sorular vardı. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin son 8 yılda yüzde 1400’lük artış oranıyla rekora koştuğu ülkemizde, kadınların göreve çağırdığı Başbakan’ın cevabında ise şöyle deniliyor: “Ülkemiz uluslararası taahhütlerini de göz önünde bulundurarak kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve mağdurların korunması amacıyla her alanda yasal ve idari tedbirler alarak topyekun mücadele başlatmıştır” deniliyor.

   SIFIR TOLERANS!

   Kadına yönelik şiddetin “ilgili tüm tarafların destek ve işbirliğini alarak devletin sorumluluğunu üstlendiği sıfır tolerans gösterilen bir konu” olduğu iddia edilen altı sayfalık yanıt yazısı boyunca, TCK maddelerinden, 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’dan, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’ndan, Aile İçi Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı’ndan, eğitim protokollerinden, atölye çalışmalarından, hazırlanan raporlardan bahsediliyor.

   Ancak neden her gün en az 3 kadının şiddet nedeniyle hayatını kaybettiğinden; şiddet mağduru kadınların neden devlet korumasından yararlanamadığından; eğitim alan polis, sağlık görevlisi, hakim, savcı, din görevlisi gibi personelin şiddet gören kadına yönelik tutumlarının neden değişmediğinden bahsedilmiyor. Cezai yaptırımların yeterli oranda uygulanmadığına, kadın katillerinin haksız tahrik indirimleriyle ödüllendirildiğine hiç değinilmiyor.

  “Ülkemizde şiddet mağduru kadınların korunması ve desteklenmesine yönelik mekanizmalar da önemli olup, bunların başında kadın sığınma evleri-konukevleri gelmektedir” denilen cevapta toplam 65 sığınma evi bulunduğu bilgisi yer alıyor ama, olması gerekenin 3 bin 800 olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi yok.

   İlke Acar (Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu): Kadınlar şikayette bulundukları, koruma istedikleri halde sokak ortasında katledilirken Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf kadın cinayetlerinin münferit olduğunu söylüyor. Başbakan cevabında “sorun yok, her şey çok güzel” diyor. Bunu bize verilmiş bir yanıt olarak alıyor ve kadın cinayetlerinin münferit olmadığını rakamlarla açıklıyoruz; kadın cinayetleri son 7 yılda yüzde 1400 artmıştır. Bu coğrafyada kadın cinayetleri münferit değil, sistematiktir. Bu sistematik saldırıya karşı gerekli yasal düzenlemeleri gerçekleştirmek zorundadırlar. Kadın cinayetlerini, basıncımızı her geçen gün daha da arttırarak durduracağız.

   BU AKIL TUTULMASI DEĞİLSE NEDİR?

   Candan Dumrul (Ankara Kadın Platformu): Gelen cevaba önce çok öfkelendik, sonra bu ciddiyetsizliğe güldük. Yanıtta bize “Ankara Kadın Platformu Derneği” olarak hitap edilmiş olması örgütlü kadınlardan ve kadın mücadelesinden ne denli bihaber olduklarını ortaya koyuyor. Biz dernek değiliz, üstelik dilekçeyi Başbakanlık’a teslim ederken “Başkanınızın imzası eksik” dediklerinde bunu ayrıntılı biçimde izah etmiştik.

   Gelen yanıtta taleplerimize dair tek bir cümle yok, yasal düzenlemeleri alt alta yazıp yasak savmışlar. Sağolsunlar biz bütün o düzenlemelerden zaten haberdarız, boşuna yorulmuşlar. Biz aynı zamanda, kâğıt üstündeki o hakların uygulamada hiçbir anlam ifade etmediğinden, her gün 3 kadının öldürüldüğünden, katillerinin komik cezalarla salıverildiğinden, “haksız tahrik” kalkanıyla devletin erkeği koruduğundan, bizzat devletin kendisinin bir şiddet mekanizması olduğundan da haberdarız.

   Başbakan’ın cevabının sanırım en can alıcı kısmı “haksız eylem varsa haksız tahrik uygularım” savunusu ile 81 ilde toplam 65 sığınmaevi olduğunun utanmadan yazılmış olmasıdır. Bir kente bir sığınmaevi dahi düşmemesinden övünerek söz edilmesi akıl tutulması değilse nedir? Bu yanıt bizi şaşırtmadı, sadece yolun ne denli başında olduğumuzu hatırlattı bir kez daha. Bundan sonra yapacağımız belli; sağır kulaklara duyurmak için daha çok bağıracağız, daha çok sokakta olacağız.......


IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......

Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


Aralık 29, 2010, 06:05:56 ös
Yanıtla #6
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 223
  • Cinsiyet: Bay

SN.OASİS
Çok üzücü bir durum bu.  http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=3202  2002 yılına ait bir haber.Bu konuda gelişme son yıla göre hiç iyi artış gösterememiş.
MAY THE FATHER OF UNDERSTANDING GUIDE US...


Aralık 29, 2010, 09:30:10 ös
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Eğitim şart. Klasik bir söz. Salt eğitim, para, pulla da olmuyor ne yazıkki


Ocak 13, 2011, 03:33:58 ös
Yanıtla #8
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 223
  • Cinsiyet: Bay

Ankarada yaşayan bir bayan arkadaşım şu an böyle bir olay ile karşı karşıya savcıya demiş beni dövüyor tehdit ediyor,beni bırak sana neler yapıcam diyor   diye şikayet etmiş ankara savcısı yeterli kanıt yok deyip salmış .Eğer bir cinayete sebebiyet oluşsun bu yüzden daha türkiye cumhuriyeti kanunlarını tanırsam banada bu sitedeki herkes küfür etsin.
MAY THE FATHER OF UNDERSTANDING GUIDE US...


Şubat 10, 2011, 12:47:22 ös
Yanıtla #9
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

Ümraniye'de Mustafa Metin Çilingir, imam nikahlı eşi ve iki çocuk annesi Arzu Yıldırım'ı sokak ortasında öldürdü. Yıldırım'ın cenazesi Adli Tıp'a kaldırıldı. Yıldırım, iki gün önce "öldürülebilirim" diye savcılığı uyarmış... bugün kamuoyu Ümraniye'de iki çocuk annesi Arzu Yıldırım'ın, geçim sıkıntısı yüzünden ayrılmak istediği dini nikahlı eşi Mustafa Metin Çilingir tarafından öldürülmesini konuşuyor.

Yıldırım kendisine şiddet uyguladığı gerekçesiyle Aralık 2010'da Çilingir'den şikayetçi olmuş; iki gün önce de Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek hayatının tehlikede olduğunu belirten bir dilekçe sunmuştu.

Cinayet, Ümraniye Atatürk Mahallesi Mandıra Caddesi'nde sokak ortasından yaşandı. Bir görgü tanığına göre, Çilingir'den kaçmaya çalışan ve bağırmaya başlayan Yıldırım kaldırımda kurşunla öldürüldü.

"Öldürebilir" dedi; devlet seyretti

Yıldırım, üç yıl önce Ümraniye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Çilingir ile dini nikahlı olarak birlikte yaşamaya başladı. Bir çocukları da olan çift geçim sıkıntısı da yaşıyordu.

Çilingir'in Yıldırım'a şiddet uygulamasına kadının ailesi çare olamayınca savcılığa taşındı. Eşinin tehdit ve tacizlerinin devam etmesi üzerine Yıldırım, darp iddiasını geri çekmek zorunda kaldı.

Yıldırım, kendi el yazısıyla yazdığı dilekçede, "Mustafa Metin Çilingir'den konuşarak ayrıldığım halde tarafıma yapılan tehdit ve taciz edici telefonlarla kendimin, çocuklarımın ve ailemin can güvenliğinden endişe duyuyorum. Benim, çocuklarımın ve ailemin başına herhangi bir şey gelmesinden Mustafa Metin Çilingir ve ailesi sorumludur" diyordu.

Otomobilden inen Çilingir, Yıldırım'ı silahla vurduktan sonra aracını olayın yakınında bulunan Güneş Sokak'ta terk edip yaya olarak kaçarken Yıldırım, ambulansla Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldığı sırada yolda hayatını kaybetti.

Yıldırım'ın cenazesi Cumhuriyet Savcısı'nın incelemesinin ardından otopsi için Adli Tıp Kurum Morgu'na gönderildi.


IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......



Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
8 Yanıt
7816 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 14, 2009, 08:34:27 öö
Gönderen: hewal73
0 Yanıt
3644 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 15, 2007, 01:41:56 öö
Gönderen: Supeluta
0 Yanıt
3029 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 17, 2007, 07:14:30 öö
Gönderen: Isis
2 Yanıt
4451 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 14, 2008, 06:56:38 öö
Gönderen: farmason82
1 Yanıt
7235 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 29, 2008, 11:32:23 öö
Gönderen: naval
1 Yanıt
3305 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 03, 2008, 08:01:48 ös
Gönderen: amurdad
18 Yanıt
11181 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 19, 2009, 10:59:08 ös
Gönderen: dogudan
0 Yanıt
3891 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 10, 2009, 12:34:51 ös
Gönderen: karahan
Devlet

Başlatan kudüs prensi Gece Cenapları

1 Yanıt
3780 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 08, 2010, 12:52:31 öö
Gönderen: Isis
7 Yanıt
5631 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2013, 08:44:02 ös
Gönderen: evvah