15 Nisan 1931 kurulan Türk Tarihi Tetkik Cemiyetine bir kardeş olarak oluşan kuruluş tarihi 13 Temmuz 1932 olan Türk Dili Tetkik Cemiyeti, o zamanki Dernekler (Cemiyetler) Yasasına göre kurulmuştur. Dernek Tüzüğünün birinci maddesine göre Atatürk Derneğin kurucu ve koruyuc Genel Başkanıdır. "Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Hazretlerinin yüksek koruyucu başkanlığı altında 12 Temmuz 1932’de Türk Dili Tetkik Cemiyeti adlı bir cemiyet kurulmuştur.” Dernek 1940'ta KAmu yararına çalışan Dernek statüsüne alınmıştır.
Dernekle ilgili olarak Atatürk'ün vasiyeti ise şöyledir:
"Dolmabahçe: 5-9- 1938
Malik olduğum bütün nukut ve hisse senetleri ile Çankaya'daki menkul ve gayri menkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisine atideki şartlarla, terk ve vasiyet ediyorum:
1) Mevkut ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır.
2) Her seneki nemadan, bana nispetleri şerefi mahfuz kaldıkça, yaşadıkları müddetçe Makbule'ye ayda 1000, Afet'e 800, Sabiha Gökçen'e 600, Ülkü'ye 200 lira ve Rukiye ile Nebile'ye şimdiki gibi 100'er lira verilecektir.
3) Sabiha Gökçen'e bir ev de alınabilecek ayrıca para verilecektir.
4) Makbule'nin yaşadığı müddetçe Çankaya'da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.
5) İsmet İnönü'nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.
6) Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil Kurumlarına tahsis edilecektir. K. Atatürk"
Görüldüğü üzere Atatürk'ün belirttiği isimlere yapılacak ödemeden sonra geriye kalan miktar bu iki Dernek arasında pay edilecektir. T. İş Bankasının kurucularından olan Atatürk’ün bu bankadaki kurucu pay oranı %27,57’dir. CHP'nin görevi sadece korumadır. Herhangi bir gelir elde edemez. Bu hisse 1981'e dek Banka sermaye arttırımı yapsa bile korunmuştur. Milli Güvenlik Konseyi, bankadaki Atatürk hisselerinin hazineye geçtiğine karar vermiştir (çok hukuki (!)). 1981'de partiler kapatıldıktan sonra yapılan sermaye arttırımı sonrası Atatürk'ün hisseleri %0,9'a düşürülmüştür. Devlet Denetleme Kurulu, 1982'de Kenan Evren emriyle TDKyı denetler. TDK denetleme sonucu temiz çıkar. Ama değerlendirmelerde "üllerin dağıtımında Türk Dil Kurumu’nun çeşitli saldırılara neden olmasına yol açacak tercihlerin yapılmasını önleyecek önlemler alınmadığı, dilin doğru ve güzel kullanımı yanında ulusal bütünlüğü zedeleme kuşkusu uyandıracak düşünce ve duygulara yer veren yapıtların değerlendirme dışı tutulmasına özen gösterilmediği gözlenmiş bulunmaktadır.” gibi ifadelere de yer verilir. Derneğin denetçilere göre suçu, Solculara ödül vermişler diye kısaltayım.
1982 Anayasasında 134. maddeyle TTK ve TDK ile ilgili şu hükme yer verilir:
“Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılaplarını, Türk kültürünü, Türk tarihini ve Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak ve yaymak ve yayınlar yapmak amacıyla; Atatürk’ün manevi himayelerinde, Cumhurbaşkanının gözetim ve desteğinde, Başbakanlığa bağlı; Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezinden oluşan, kamu tüzelkişiliğine sahip ‘Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’ kurulur.
Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu için Atatürk’ün vasiyetnamesinde belirtilen menfaatler saklı olup kendilerine tahsis edilir.
Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun; kuruluşu, organları, çalışma usulleri ve özlük işleri ile kuruluşuna dahil kurumlar üzerindeki yetkileri kanunla düzenlenir.”
bu maddeye dayanarak 2876 SAYILI ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KANUNU (RG. 17/8/1983 Sayı: 18138) yayınlandı. Kanuna göre;
Türk Dil Kurumunun yeniden düzenlenmesi:
Madde 35 - "Ulu Önder Atatürk'ün kutlu eliyle ve O'nun yüce kurucu ve koruyucu Genel Başkanlığı altında kurulmuş olan" Türk Dil Kurumu; tüzelkişiliğe sahip, bilimsel hizmet ve faaliyetlerde bulunacak bir kurum olarak Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun kuruluşuna dahil edilmiş ve yeniden dezenlenmiştir"
bunun hukuki anlamı gaspetmeden başka bir şey değildir. Derneği al bir Kurumun içerisine monte et. E dernek statüsü gidince ne olur. Kurumun görevlileri olur.
Türk Dil Kurumunun üyeleri:
Madde 38 - Türk Dil Kurumunun üyeleri, bu Kurumun organlarını oluşturan,hizmet ve faaliyetlerinde görev alan kişilerdir.
Türk Dil Kurumunun asli üyeleri:
Madde 39 - Türk Dil Kurumunun kırk asli üyesi vardır. Asli üyeler; bu Kanunda belirlenen amaç ve ilkeleri benimsediğini tutum ve davranışları, bilimsel eserleri, çalışma ve faaliyetleri veya eğitim ve öğretim hizmetleri ile kanıtlamış;
a) Yükseköğrenim görmüş, idari tecrübeye ve Devlet memuru olabilmek için gerekli niteliklere sahip adaylar arasından Yüksek Kurulca seçilen yirmi,
b) Türk Dil Kurumunun amaçlarının gerçekleştirilmesinde yararlı olabilecek ögretim elemanları arasından Yükseköğretim Kurulunca seçilen yirmi, Üyeden ibarettir. Asli üyelik süresi altı yıldır. Süresi biten üyenin yeniden seçilmesi mümkündür. Herhangi bir sebeple belirtilen süreden önce üyelik sıfatının sona ermesi halinde, yeni seçilen üye eski üyenin süresini tamamlar.
Önceden Dernek üyeleri tarafından seçilen Dernek Organlarının yerini de işte bu görevliler alır.
Bunların gelirleri nedir?
Gelir kaynakları:
Madde 100 - Yüksek Kurum ve bağlı kuruluşlarının gelir kaynakları aşağıda gösterilmiştir.
c)Türk Dil Kurumunun gelir kaynakları:
(1) Atatürk'ün vasiyetine dayalı gelirler,
(2) Türk Dil Kurumunun hizmet ve faaliyetlerinden elde edilen gelirler,
(3) Türk Dil Kurumu mal varlığından elde edilen gelirler,
(4) Türk Dil Kurumuna yapılan bağış ve yardımlar,
(5) Döner sermaye karları ve diğer gelirler,
(6) Zorunlu hallerde, Başbakanlık Bütçesinden Yüksek Kurum kanalıyla yapılan yardımlar.
Geçici madde 1'e göre " Yüksek Kurum Başkanının atanması ile birlikte Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu yüksek Kurum Başkanlığına bağlanır. Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumunun planlanan faaliyetleri 1933 yılı sonuna kadar eski mevzuatlarına göre yürütülür. Bu Kurumların 1984 yılı faaliyetleri bu Kanunda öngörülen esaslara göre planlanır."
personel kadrolarının ilk tespiti Bakanlar Kurulu kararı ile yapılır. Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunda çalışanlar,(Türk Tarih Kurumu Matbaasında çalışanlar hariç), 31 Aralık 1983 tarihi itibariyle memur statüsüne geçirilerek ve bu tarih esas alınmak suretiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine göre ve yazılı müracaat şartı aranmaksızın intibakları yapılır.
İşin akçalı yönü konusunda haklısınız. 2009 yılında Atatürk'ün vasiyeti üzerine bu iki kuruma düşen kar payı tutarı 131.473.045,95 TL'dir.