Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Mason Sözlüğü => Terimler ve Kavramlar => Konuyu başlatan: ADAM - Mart 14, 2012, 08:18:53 öö

Başlık: Bilge - Bilgelik
Gönderen: ADAM - Mart 14, 2012, 08:18:53 öö


Forum’un Mason Sözlüğü bölümünde Sayın Bawaa, Bilge ve Bilgelik kavramları üzerinde ayrıca durulması isteminde bulundu. (http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php/topic,9610.msg89483.html#msg89483 (http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php/topic,9610.msg89483.html#msg89483) )

Bunu kim yapacak? Forum üyelerinden her isteyen yapabilir. Ben de açabilirim konuyu; sonra katkılarla geliştiririz.

Fakat ben şöyle düşündüm: Bu değerlendirmeyi orada yani sözlük başlığı altında değil de burada Terimler ve Kavramlar alt bölümünde yapmak çok daha doğru olur.

Bugünkü iletilerde dikkatimi çeken bir başka şey daha oldu. Anketler ve İstatistikler bölümünde Sayın NOSAM33 “Rozkruacılar” konusu üzerinde bir aktarımda bulunmuş. Ben de o aktarımın oradaki konuyla ilgili olmadığını belirterek, forum moderatöründen bir başka bölüme alınmasını rica ettim. Şu ana kadar belki alınmıştır bile uygun bulunmuşsa dileğim. Bunu belirtişimin nedeni ise şu: Anlaşılan NOSAM33’ün o aktarımda bulunduğu kaynakta terimler ve kavramlar burada, bizim forumda olduğundan çok daha geniş bir kapsamda veriliyor. Çünkü Rozkrua ve Rozkruacılar sözcükleriyle bağlantılı olarak bizim forumdaki sözlükte varsa yoksa iki buçuk satır var.

Acaba aynı işi bilge ve bilgelik sözcükleri için yapsak nasıl bir durum ile karşılaşırız?

Bunu elbette Sayın Bawaa kendisi de yapabilir. Hatta belki yapmıştır da… Ancak şurası kuşkusuz ki o kaynağa başvurulacak olursa bu iki terim üzerindeki açıklamalar salt masonik açıdan yapılmış olacaktır. Gerçi bunun sakıncası da olmamalı çünkü bulunduğumuz yer de masonlar sitesi. Ayrıca o kaynakta bu kavramlar ile bağlantılı açıklamaların değerlendirilişi, ilgili mason örgütünün tutumu nedeniyle öznel yani sübjektif de olabilir.

Ne fark eder ki?... Bu terim üzerinde ben de kendi kafamdan, kemdi birikimim uyarınca bir anlatımda bulunsam, o da öznel olmayacak mı?

Şimdi bakalım bu aktarımı kim yapacak ya da bu konuda bir aktarım yapılacak mı? Sonra konunun içeriği üzerinde bireysel görüş ve değerlendirmelerimize girişiriz.

Umarım Sayın Bawaa bana böyle bir iş ettiğimden ötürü kızmaz… Sanmıyorum kızacağını çünkü olasıdır ki o da bu başlığın aslında çok geniş açılımlara gidebileceğini biliyor.

Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: hypatia - Mart 14, 2012, 06:42:42 ös
Sn Adam ın terim hakkında kendi birikimlerinden bir anlatım sunmasını  bekliyorum, bunu kendi adıma istiyorum çünkü konuyu tam açıklığıyla anlamadım; belkide şu sıralar zihnen biraz yorgun olduğumdandır.
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: gnothi - Mart 14, 2012, 07:43:23 ös
"Felsefe yolda olmaktır" diyor Karl Jaspers...

Hepimiz açık olarak biliyoruz, bu felsefe yolunun, bilgi yolunun, ışık yolunun sonunda gelinen yer bilgelik. Ve yine biliyoruz ki bu yolun sonuna gelmek diye bir şey görülmemiş. Hani olmuş da yolun sonuna, bilgeliğe ulaşmış biri varsa da "Ben oldum artık" demeyecek kadar bilge olduğundan biz henüz görmemişizdir.

Sevgi ve saygılarımla.

Not: Sayın ADAM'ın aşağıdaki linkte bu konuda detaylı bildirimleri bulunmakta.
http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php/topic,8455.0.html?variant=anthracite (http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php/topic,8455.0.html?variant=anthracite)
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: asimov - Mart 14, 2012, 09:49:10 ös
Merhaba,

Bu konu ve bu kavramlar bu sitede tüm yazılanlardan, tüm felsefi akımlardan ve tüm düşünürlerden daha önemli.

Evet bilgi nedir. Bir insan bütün hayatını bu soru için harcayabilir. O ne yüce bir insan olacaktır. Bilgi bilinen midir? Bilgi bize öğretilen midir? Bilgi bize ait midir?

Şimdi bilginin peşinden koşan bu sitenin üyelerine sormak istiyorum. Bu zamana kadar öğrendiğimiz hangisi bize ait. Başkalarından öğrendiklerimiz, kitaplardan öğrendiklerimiz, öğretmenlerden ve dinden öğrendiklerimiz. Hepsi ama hepsi bize ait olmayanlar. O nedenle krishnamurti bize bilgi ve öğrenme üzerine düşünmemizi söylüyor. Zihnin olduğu yerde gerçek bilgi yoktur. Zihin dış süreçlerle şekillenir. Ve yine diyorki 'Tanrı ve gerçeklik yalnızca düşünce sona erdiğinde keşfedilebilir. Tanrıyı , bilgiyi anlatan herkes başkasından öğrendiklerini anlatıyor. Tanrı ise bütün bunların dışında saf aklın içinde.

Bilgelik nedir? Bilge çok bilen midir? Hayır. İşte yine aynı yerdeyiz. Bilge bütün bunların farkında olandır. Bilgelik farkında olmaktır. Dinin, ailenin, toplumun, öğretilenin, duvarların farkında olan bilgedir. Bilgelik için hiçbirşey bilmeye gerek yok. Bilgelik bir histir, kavrayıştır.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: bawaa - Mart 14, 2012, 10:11:12 ös


Umarım Sayın Bawaa bana böyle bir iş ettiğimden ötürü kızmaz… Sanmıyorum kızacağını çünkü olasıdır ki o da bu başlığın aslında çok geniş açılımlara gidebileceğini biliyor.



Sayın ADAM;
Sizin yorumlarınızı çok önemseyen biri olarak size kızmam söz konusu bile olamaz. Sizden öğreneceklerim daha çooook var.
Konuyu buraya almanıza gerçekten çok memnun oldum. Konu ne kadar geniş kitlelere ulaşabilirse ve ne kadar çok farklı yorumlar çıkarsa o kadar çok faydalı olur düşüncesindeyim.
Sevgiyle kalın.

Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: hypatia - Mart 15, 2012, 09:55:57 öö
Sn Asimov, açıklamanız net ve doğru. Bilgelik derin bir kavramdır ve dediğiniz gibi bilginin ve düşüncenin ötesinde olan, sadece hissedilen ve hissettirendirendir;tabii bunu anlayan için. Anlamak için de hissetmek, hissetmek için önce egodan inip saf bilinç te oturmaktır..Kendimce bir yorumum umarım yanılmıyorumdur,ama bu konuda sizinle bir ifade paylaşımı yürütebileceğimi hissediyorum :)
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: ADAM - Mart 15, 2012, 12:53:25 ös
Bu konuya gireceğiz girmesine, benim açımdan bir türlü giremedik.

Bu arada iki kısa iletiye birer kısa yanıt gerekti bence.

Bidrincisi Sayın asimov'un iletisi üzerine: Kapsamdaki konu bilgi (malûmat) değil, bilge (hakîm) yani bilgelik (hikmet) sahibi kişi... Bilgi konusunu apayrı bir başlık olarak alırız istenirse.

Bilgelik üzerine Sayın gnothi'nin dikkatli tanısıyla vermiş olduğu linkte birtakım sözler etmişiz gerçi. Konu başlığını dileyen Sayın Bawaa. Oradakileri yeterli görüşorsa bununla zaman yetirmeyelim. Fakat konuyu bir kez de bu başlık altında irdeleyelim istiyorsa, zaten yapacağımız o.

Sayın pypatia'nın değndiği nokta ise önemli... Bilgeliğin tanımı iki ayrı yaklaşımla yapılabilir ve bu iki yaklaşım biribirine zıt olduğu için ikisinin tanımları çok farklı olur. Bunlardan biri metafizik/tinsel diğeri diyalektik/bilimsel yaklaşımdır. Sayın hypatia'nın özetle dedikleri bunlardan sadece ilkiyle uyumlu. Kim bilir belki eskiden ya da belli bir açıdan bilgelik öyle bir çerçevede dünşünülebilir. Bu kimilerince uygun görülebilir ama Sayın hypatia beni bağışlasın, bana göre olan bilgelik insanın üst bilincinde ve buyrultusunu kullanarak, farkında olarak edinebileceği... Başkalarına göre buna bilgelik denmeyebilir.

Tanım ve açıklamalara girdiğimizde herhalde bu konuya geleceğiz.  O aşamada bir güzel tartışırız, kafa yarmadan, göz çıkarmadan.

Sevgiler.
   
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: asimov - Mart 15, 2012, 02:47:16 ös
Merhaba,
Sn Adam yazısından anladığım kadarıyla bu konuda oldukça dolu ve güzel bir başlangıç yapacak. Elbette sabırsızlıkla bekliyoruz. Bizimde söyleyecek şeylerimiz olabilir.

Konu başlığının farkındayım. Ancak aynı platformda yürümeliyiz. Başka bir ifade ile aynı dili konuşmalıyız.

Bilge, Bilgili, Bilen, Bilgin hep aynı kökten gelen ve temelinde bilgi olan kavramlar. Bu nedenle önce bilgi üzerine birkaç şeyden bahsetmek istemiştir.

Bilge kavrayan, bilen kişi olarak tabii ki metafizik bilgiden temekini almayacaktır. O zaman bu herkes tarafından aynı şekilde yorumlanmayacaktır.

Aynı kutsal kitaplar, aynı bilimsel sonuçlar, aynı olay ve olgularda birbirimizden nasıl da farklı davranabiliyoruz, düşünebiliyoruz.

Sonuç olarak metafizik bir temele oturtarak inceleyecek olursak bu konuda fazla bir katkım olamaz. Ancak diyalektik temelde bakacak olursak, bir başlasın bakalım neler söyleyebiliriz.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: hypatia - Mart 15, 2012, 02:47:18 ös
Sn Adam'ın, bilgeliğin  üst bilincin ve farkındalığın kullaılarak edinildiği ifadesine bende katılıyorum;ve oysa ki bunu ifademde  reddetmiş görünmüyorum.. Galiba ya yanlış algılandım yada ben kendimi ifade edemedim.
Bilgeliğin tarifini sn asimov 'un açıklamış şekli bana daha iyi oturdu. Bilgi ile bilgeliğin ayrı temalar içinde işlenmesi gerektiğini de vurgulamış olan yazısına göre ki buda gayet doğal,bu kavram geldi aklıma....Sn Adam'ın dediği gibi bu konu daha da açılım kazanıcak ve yorumlarımızla bu zor kazanılan niteliğin dışsal yada içsel kavrayışlardan hangisinin önceliği koruması gerektiği de ortaya çıkacak. Bakalım, umuyorum iyi bir yerlere yelken acıcaz .
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: ADAM - Mart 15, 2012, 04:08:13 ös
Peki... kısa bir süre sözcük kökleri üzerinde duralım.

Bilgi ve bilge, elbette her ikisi de bil temel kökü üzerine kurulu.Günümüz Türkçesinde bu böyle ama benim pek de yandaşı olmadığım eski Türkçeye gidersek, ilgilisizleştiklerini görüyoruz. Malûmat sözcüğünün kökü "ilm", Hikmet sözcüğünün kökü ise "h'km". Bunu Batı dillerinde alırsak da öyle. Örneğin İngilizcede bilgi "knowledge" ya da "information", bilge "wise"; Fransızcada "connaissance" ile "sage".

Bunların hep kök bakımından ilgisiz olduğunu görüyoruz. Demek ki sözcük köküne bakmamak gerek. Yalın Türkçede bu kavram bakımından yanıltıcı olabiliyor.

Fakat göz ardı edemeyeceğimiz bir şey var. Bilgelik kavramını tanımlamaya gelince, bunun kısa tanımını "bilgi ile erdemin birleşimi" diye yapacağız sanırım. İşte o zaman hemen bilgi hem erdem kavramlarını öncelikli olarak tanımlamak da gerekebilir.

Ben derim ki: Şimdilik o kavramlar üzerine elimizde güzel tanımlar olduğunu, bizim de onların üzerinde uyuştuğumuzu varsayalım.  Bilge ve bilgelik konusunu bitirelim; gerekirse bunun içeriğinde yer alacak öteki kavramlara geçelim. Çünkü bakarsınız iş erdem ile de bitmez!... 

 

Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: hypatia - Mart 15, 2012, 04:19:29 ös
Bana uyar...İlk açılımı bekleyelim.
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: Tij - Mart 15, 2012, 04:51:41 ös
Selamlar,
madem bu konuda biryerlere gitmek niyetindeyiz ben öncelikle bircok konuda kaynak kisi ve kitap olarak basvurdugum bence bir bilge olan
 ORHAN HANCERLIOGLU"nun  FELSEFE ANSIKLOBEDISI"nden bu iki deyimle ilgili bölümleri aktarmakla bir katkida bulunayim.

BILGE:Bilgili , ahlakli, olgun ve örnek kisi. Bilimsel bilgiyi bilen anlamindaki bilgin deyiminden farkli bir anlam tasir. Bu fark, Osmanlicadada birinciye hakim ve ikinciye alim denilmekle belirtilmistir. Bir bilgin uzmanca bilgililigi disinda örnek bir kisi olmaya bilir. Ama bilge herhalde örnek bir kisidir. Bilge tarihsel bir kisidir ve özellikle ilk cagda gecerli bir tip olmustur. Bilgisi yari Tanribilimsel, yari gizemli, yari metafiziksel, yari törebilimsel bir bilgidir. Ilk cag Hintlilerinin, Cinlilerinin, Yunanlilarinin bilgeleri ünlüdür.


BILGELIK: Bilgililik....Bilgelik terimi tarih boyunca cesitli anlamlarda kullanilmistir.  Felsefenin ilk adi BILGELIKti.  Antik cag Yunan felsefesinde bilgelik, akla uygun davranmak"ti. Sokrates bu terimi kendini tanimak anlaminda kullandi. Stoacilara göre bilgelik dogaya uygun davranmaktir. Törebilim bu terimi tutkulara kapilmama anlamina cekmistir. Bilgelik bilgenin niteligi oldugúna göre ayni zamanda ahlakliligi ve örnek insanligida icerir.  Epikuros"a göre de bilgelik erdem yoluyla varilan yüksek bir sarsilmazlik durumudur, salt dinginlik ve aldirmazliktir.  Tanribilimsel anlamda bilgelik, Tanrilik bir niteliktir ve Tanriya özgüdür. Felsefesel düsünceye ünlü yedi bilgesinin - ki ilk yunan düsünürü olan Thales de bunlardan biridir- özdeyisleriyle baslamis olan antikcag Yunan felsefesi bir bilgelik felsefesidir ve bilgelik aylayisina göre bilgelik erdemsel ülküyü gerceklestirir, en üstübn iyi"dir ve mutluluktur. Bilgelik tarihsel bir olgudur ve cagdas bilginlikle karistirilmamalidir..

Saygilarimla


Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: ADAM - Mart 15, 2012, 05:10:11 ös

Orhan Hançerlioğlu'nun Türk yazın ve düşün birikimine katkısı yadsınamaz. Hiç kimse onun kadar çok sözlük yazıp yayınlamamıştır. Ancak Sayın Tij'in dediğini yani onun bir bilge sayılıp sayılamayacağı konusunu biraz çekimserlikle karşılarım. Bilgisine bir diyecek yoktur ama erdemi sorgulanabilir. Zaten erdem kişiye göre değiştiğine göre, herkesinki sorgulanabilir.

Madem Orhan Hançerlioğlu'nun tanımlarıyla açtı Sayın Tij, Bugünkü Özgür Masonlar Büyük Locasının ilk büyük üstadı olduğunu da göz önünde tutarak, şu sitelerinde yazılanları alıp buraya getirmek farz oldu.     
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: ADAM - Mart 15, 2012, 05:19:29 ös

Gittim baktım ki, orada pek de fazla bir şey yazdığı yok. Hepsi hepsi şu:

Bilge (Hakîm)
Hikmet sahibi yani bilgileriyle erdemlerini ve aklıyla duygularını birleştirip, olgunluğa yükselmiş seçkin kişi.

Bilgelik  (Hikmet)
Bilgi ve erdemin birleşiminden oluşan olgunluk.
Bilgelik, insanın öz varlığını bilmesinden doğan bir içsel aydınlıktır. Şiddetli istek ve tutkulara gem vurmak suretiyle, ruhsal bütünlüğe kavuşabilmektir. Özveri ve tolerans ile egemenlik ve gelişme buyrultusunu bir araya getirebilmektir.

Bunları zaten biliyoruz ama şu öz varlığı bilmekten doğan içsel aydınlık dikkat çekici. Ardından ruhsal bütünlüğe kavuşmak… Sanki Sayın hypatia’yı doğrular gibi. Ben de zaten onun pek yanlış bir şey söylediğini ileri sürmemiştim ama konuya biraz daha diyalektik/bilimsel açıdan bakılabilir bence.

Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: hypatia - Mart 15, 2012, 08:01:55 ös
Konfüçyüs'ün şu sözlerini hep hatırlarım,özellikle arkadaşlarla sıradan konuşduğumuz yada bilimsel sohbetlerimiz arasında:

-"Gerçekleşmiş şeyler hakkında konuşmak, geçmişte kalmış şeyler hakkında pişmanlık duymak boşunadır." ve bilgi üzerine sözleri ise şöyledir, " adaletli olan şey, diğerine göre haksızlıktır, birine güzel olan diğerine çirkindir, birine göre bilgelik olan, diğerine göre çılginlıktır."

Bilgelik ve bilgi kelime anlamları arasındaki farklılıklarından çok her ikisinin birleştiği tanımlamalara bakmış olursam aklıma şu ders geliyor. Tabii şu an sesli düşünür gibi yazımsal düşünüyorum. Aslında hepimiz böyle yapabilirsek daha orji ve saf oluruz;komik de olabiliriz hiç sakıncası yok :)..evet şu an sesli düşünüyorum.

Haftalık toplantıların bir dersinde bilgiden çıktık yola ardından bilgeliğe dayandık;bilgi  hakkında şöyle bir tanımlama getirmiştim, ve benim kendimin de kulağıma  küpe oldu, hepimizin olması gibi;tabii sınıftakiler için diyorum. Peki bu tariflemeleri kendi içinde  yaşamadan ve özeleştiri getirmeden ifade edebilirmiyiz? Hayır.

  İnsan üç aşamadan geçer,
   birincisi cehalet,
   ikincisi bilgi,
   ve en tehlikeli olan bilgiden sonraki aşama. Bu aşama, bilgilenmiş olan insanı ya kendi içinde aydınlığa götürür ve etrafına ışık yayar bilge diye tasfir edilir yada bilgi eşiğinde yükünle kalıp egosuyla ezilir.
Çünkü bilgi'nin tehlikeli bir yanı vardır,onunla birlikte egoda yükselir. Bunun önlenmesi  ve dengelenmesi çok zordur.Adeta bilinçlerimiz parlar ve asıl dengelenmesi gereken  durum o an ki durumdur. O parlaklığı  ya egomuza transfer ederiz ki bu daha kolaydır ama en kötüsüdür, ya da çok zoru olan iç odalarımıza naklederiz ki bu daha iyidir.

Evet getirdiğim tanımlama hoca tarafından da beğenildi;evet ben bilgiliydim ve konular  esnasında ince ve pratik bir zekaya sahip olduğum ifade edilirdi zaman, zaman...Amaa! hayatıma ne kadarını geçirmiştim ve ne kadarını geçiriyorum. Geçirmiyor olursak onca bir bilginin ne değeri kalırdı ki..Bazen bildiğimizin yada keşfettiğimiz çalışmalarımızın üç de birini bir başkasına aktardığımda, bir bakıyoruz bizden daha az tecrübeli olan o acemi kişi,bilgilendiğinin üzerine bizden daha fazla emek sarfeder olur.

Umarım karmaşa olmamıştır ama benim de gerçeğim bu. Aslında kendi düşüncelerimizi, hiç kimseye ait olmayan içsel hislerimizi kendi adlandırmalarımızla paylaşmış olsak, bu konuya daha uykun düşer gibi bir fikir edindim;kimsenin ne düşündüğü yada nasıl karşılar çekincesi taşımadan, dürüstçe ve özgürce. Varsın dalga geçilsin, varsın saçma bulunsun, bu sebeble mizahi duygularımızı da yaşar, birazcık çocuk oluruz...Kimbilir belki günah da çıkartırız belli mi olur. Ama bilgecilik oynamanın ne zararı var....Evet, ciddiyetin aralarında bu oyunu oynamak hiç de fena değil. Bazen kendimizin bile  zaman,zaman çekindiği iç odalarımıza belki birbirimize de açar oluruz. Konfücyüsün dediği gibi belki birazda çılgınlıktır Bilgelik ;)
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: ADAM - Mart 16, 2012, 08:04:19 öö

Sayın hypatia'nın bu konudaki şu son iletisini beğendim.

Forum üyelerinden kimileri ara sra bana bir yazıyı beğendirmenin zor iş olduğunu söylüyor. Beğendirmeye kalkışırsanız öyle olabilir. Nitekim hypatia'nın yazısının kapsamında gerek tapaj  gerek tümce kurulumu bakımından yanlışlar var. Fakat özgün bir yazı. İçinden geldiğince dökmüş özgür düşüncesini. Bu nedenle de beğendim. Yazıları üzerine eleştiriler alır, öteki noksanlarını/yanlışlarını giderir zamanla.

Bugün bi başlık altında birşeyler yazacaktım ama durdum. Önce Sayın hypatia'nın yazdıklarını belki pek iyi izleyememişsinizdir; bir daha yavaş yavaş bir okuyun. Ben sonra yazarım.


 
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: içmimar - Mart 16, 2012, 08:25:56 öö
Selamlar ;

Bilgelikten bahsederken , ona temel oluşturan '' bilgi '' den bahsetmeninde gerekliliğini hatırlatmak istedim değerli büyükler

şöyleki ;

Bilgelik (Hikmet), bilgi edinme, idrak, görgü, sağduyu ve sezgisel anlayış ile birlikte bu hususiyetleri özümseyebilme ve uygulayabilme kapasitesi. Bilginin, sağgörülü ve muhakemeli mantık ile tatbiki.

Bu durumda bilgi ve bilgelik arasında ki fark, bilginin kişiyle özdeşip somutlaşmasıdır.Bilgi veridir, bilgelik verinin kullanılmasıdır.
Özetle bilgelik sayfalarca yazılacak saatlerce düşünülecek bir kavram olması dolayısıyla özünde ; bilginin sezgisel tatbikidir diyebiliriz.

Saygılarımla
İç Mimar
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: hypatia - Mart 16, 2012, 01:23:57 ös
Sn Adam'ın  farkettiği  gibi tümce kurulumu bakımından yanlışlıklar oldu. İçten akan özgün ifadelerde bunlara dikkat edemediğim  zamanlar oluyor;ama nihayetinde  yazdıklarımı sevmiş olması beni memnun etti.
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: ADAM - Mart 20, 2012, 04:40:22 ös


Bu konuda çok şey yazıldı; çok şeyin çoğu güzeldi.

Fakat başından beri benim de yazacaklarım vardı.

Kişi olarak “bilge” kavramı üzerinde pek durmak istemiyorum. Bu bağlamda “Bilgelik sahibi kişiye bilge denir.” biçiminde bir tanım ile yetinmek istiyorum.

Böylece asıl üzerinde durulması gereken kavram bilgelik ya da eskilerin deyişiyle hikmet oluyor.

Ben ilke olarak Öz Türkçeden yanayım. Bu nedenle de hikmet sözcüğü yerine bilgelik sözcüğünü yeğlerim. Ancak bunu bağnazlığa vardırmamalı. Öyle bir durumla karşılaşırsınız ki, orada bilgelik değil hikmet kullanmak gerekir. Örneği şöyle bir tümce alalım: “Onun öyle yapışında mutlaka bir hikmet vardır.” Şimdi burada ne demek istendiği gayet iyi anlaşılıyor değil mi? Aynı tümcede hikmet yerine bilgelik sözcüğünü getirin; bu sözün  nasıl anlamından çok şey yitirdiğini görürsünüz.

Buna karşın, öncelikle bilgelik.

Eski çağlarda bu kavram kişinin tüm isteklerini dizginlemesi, ayırım yapılmaksızın her türlü tutkusunun giderilmesi şeklinde tanımlanırmış.

Oysa şimdilerde hiç de öyle değil çünkü böyle bir bilgelik insanı insanlıktan uzaklaştırır. O zaman bilgeliğin değeri nerede kaldı.

Gene eski çağlarda bilgeliğin ancak gizemci (mistik) bör yöntemle edinilebileceği öngörülmüş. Bilincin tutku, buyrultu, arzu ve sevgiden oluşan güçlerinin tümü, gerçeğin üstünde olduğu benimsenen bir tanrısal ereğe yöneltilmiş olarak benimsenirmiş. Bilincini bu erek ile birleştirilebilen kişi bilge olarak nitelenirmiş.

Böyle olunca bilgeliğe ille de bir uhrevi nitelik kazandırılmış oluyor. Neden ki?... Bana göre hiç de öyle değil. Dünyevi nitelikli bilgelik de olabilir ve beni işte o ilgilendiriyor. Öteki türlü bir bilgeliğin belki kişiye bir yararı olabilir ama topluma hiçbir yayarı olmaz. Ben ne edeyim öyle bir bilgeliği. O türlüsü bu çağın bilgeliği değil.

Neresinden bakarsak bakalım, eski çağların anlayışına uygun bir bilgeliğin, insanın doğal yaşamına uymadığı, yaşamı durgunlaştırdığı, dondurduğu hatta yapaylaştırdığı söylenebilir.

İsteyen kendi kendisiyle baş başa kalarak iç evrenine kapanabilir. Miskinleşerek evrensel yaşamdan kopabilir. Bu onun kendi bileceği bir şey. Kusura bakmayın ama ben öyle bir kişiye bilge diyemiyorum.

Benim çağımızın koşul ve gereklerine uygun bir bilgelik tanımlamam var. Bu tanımda bilge kişinin bilinç gücü önce doğaya ve çevresine, sonra topluma, giderek tüm insanlığa yönelmiş olmalı. Ben gizemcilik ya da mistisizme karşı değilim ama bilgeliği onunla zorunlu olarak bağdaştırılmış göremiyorum. Bilge olmak için bir gizemci (mistik) mistik kişi olmak zorunlu değil bence. Tümüyle pozitivist bir kişi de bilge olabilir; yeter ki bilgeliğin gereğini yerine getirsin.

Bence bilge olabilmek için olumlu ve çağdaş bilgilerle beslenip gelişmiş akıl ilkelerinin doğacı (natüralist) ve insancı (hümanist) erdemlerle birleşmesi gerekli.

Bu tür bilgelik, gerçeklere, akılcı ve bilimsel gelişime, evrimsel doğrultuda ilerlemeye, olgunlaşmaya, giderek yetkinliğe doğru yönelmeye olanak sağlar.

Dikkat ediniz lütfen… Burada sözünü ettiğim salt bilgi sahibi olmak değil. Bilgi gerekli ama yetersiz. Salt bilgi sahibi olan kişiye bilgili diyebiliriz. Çok çok bilgiliyse bilgin bile diyebiliriz ama bilge değil. Çünkü bilgelikte bilgi ile birlikte adalet, töre, tolerans sevgi ve tün insancı erdemler toplanır. Bilgili ya da bilgin kişiden söz ederken tinsel kavramlara değinmeden geçeriz ama bilge kişiyi bilgeleştiren onlardır işte.


Bu konuda daha yazar mıyım?

Yazarım. Çok yazarım yazmasına da biraz durayım. Belki başka katılımcılarımızın da bir diyeceği vardır benim burada kadar yazmış olduklarımın üzerine…


Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: asimov - Mart 20, 2012, 06:42:29 ös
Merhaba,

Sn ADAM'ın bu konuda yazdıklarını çok beğendim doğrusu. BU konuya bakış açımız bana göre tamamiyle aynı. Bilgiden yana tavır almak, bilimselliği övmek ve bunların yanında hikmet sahibi olmak ne hoş birşey.

O zaman bir soru sorayım, hatta iki soru olsun. Sn ADAM bir şekilde konuyu masonluğa bağlamayı seviyor ya.

1-Mason kişi bilge kişi midir?

2- Masonluk bilgelik midir?

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: ADAM - Mart 21, 2012, 07:50:54 öö

Konunun bu kadarcık bölümüne bile katkı gelmesi ne kadar hoşnutlu...

Daha da gelir belki ama ben sonrasına geçmeden önce Sayın asimov'un iki sorusunu yanıtlamalıyım.

1- Mason kişinin bilge kişi olduğunu söylemek zordur. Bilge kişi olmak mason kişi için Masonluktaki ereklerden biri, özüne ilişkin bireysel erek sayılabilir.  (Masonlukta başka erekler de bulunduğundan bunu böyle belirtmek gerekti.) Ancak Masonlukta ben masonları masonlar ve "masonlar" olarak tanımlıyorum. Bunu da bence masonların bakış açısı ile yapıyorum; aslında masonlar hiç de öyle yapmakta olmasa bile…. Bir mason locasının her üyesi mason olarak anılsa da "mason" olamıyor. Bilgelik ise bir erek olduğuna göre, "mason" olan kişi ona yöneliyor. (Hani başka konu başlıklarından bir türlü mason olduğunu dile getiremediğini biliyoruz ya…)

Burada bir ayırıma dikkat etmek gerekebilir. Üstün bir niteliği büyük ölçüde taşıyan kişi ile o üstün nitelikle baştan sona donanmış kişi... Önceki, içinde olan, sonuna yönelen kişidir. Pratik olan budur. Sonraki ise ülküdür. Ülkü teoriktir, mutlaktır, ona tam ve kesin olarak ulaşılamaz. İşte bu nedenle aslında bir kişiye bilge diyorsak, aslında onun yüksek oranda bilge (örneğin %90 bilge) olduğunu söylüyoruz demektir. Nitekim Masonluktaki tutum ile çoğu gizemci kuruluşlar arasındaki farklardan biri de budur.     

2- Masonluk bilgelik değildir. Bilgelik, Masonlukta kişilerin (masonların) çalışmalarına yön veren (daha doğrusu yön vermesi öngörülen) niteliklerden/öğelerden biridir. Bir masonik çalışma yapılırken, o çalışmaya katılan masonların hepsi tam anlamıyla birer bilge olmasa bile (zaten pratikte buna olanak yok) her birinin bu çalışma boyunca bilgece bir tutum takınması ve öyle düşünüp öyle davranması beklenir.



Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: hypatia - Mart 21, 2012, 12:05:35 ös
Sn Adam'ın bilgelik  üzerine  ayrıntılı ifadelerini irdeleyerek okuduğumda doğru buldum. Ama bir şeyi de göz ardı etmemek gerekir diye düşünüyorum. Bilgeliğe ilk adımlar bilgiden ve önce Yaratıcıyı, evreni yani bütünü algılamaktan geçer;sonrası bunu kendine nüfus ettirebilme çabası ile devam eder. Bu şekilde çabalama süresin de üzerinde ilk uyulması gereken kavramlar, tüm varlıklara ve doğaya karşı saygı ve sevgidir. Aslında  bunun ilki yada sonrası diye bir sıralaması yoktur; bu birlikte gelişir.

Fakat içsel tekamülün şart olduğundan kişi önce kendi iç odalarını dolaşabilmesi şartı vardır diye düşünüyorum; düşünüyorum çünkü bu konuda inzivaya çekilmiş  Tibet' li rahiplerin yazdıklarını takip ediyorum. Onların yaptığı  insanlara yani dışa dönük olmaları belki zaman zaman yadırganabilir. Aslında çok az sayıda olan bu varlıkların, insanlar üzerinde en zor öğretileri adına dışa kapanıp  içlerine döndüklerini , az yeyip az uyuduklarını düşünürsek, doğanın en zor görevinden birini üstlendiklerini anlayabiliriz; hatta ihtiyaçlarını karşılayan köylüleri boş elle çevirmedikleri ve onlara şifalı bitkilerle hazırlanmış çok nadir bitki ve ilaçlarla geri gönderdikleri bilinir. Bilgi ve bilgeliğin  birbiri içinde tam olgunlaştığının örneğidir bu.

Ama bilgide tüme  yardım olmaz ise ortaya sadece çıplak bir bilgi kalır;giydirilmemiş bir bilgi nin ise; oda sn Adam ın dediği gibi ne işe yarar.
İşte benim de acizane fikrim bu. Ama bu konuyu sevdim ve açılmış olmasından memnun oldum.
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: gnothi - Mart 21, 2012, 08:30:02 ös
Bilge, "kâmil insan" olandır, "gnothi seauton"u düstur edinip "kendini bilme" yetisine ulaşmış olandır. Yaratıcıyı özümseme meselesi düşünsel akımlara göre değişebilir, cüzi iradeden külli iradeye geçen, yani müstefâd akıl mertebesine ulaşmış kişiye insan-ı kâmil diyen akımlar da vardır, öz benliğini sıfırlayarak nirvanaya ulaşmak vasıtasıyla insan-ı kâmil olunacağını öğütleyen akımlar da vardır, vesaire diye gider uzatırsak.

Bütün hepsine topluca baktığımızda görebiliriz ki neredeyse her düşünce sisteminde bilgelik yolu insanın kendi ham taşını yontmasından geçiyor...

Sevgi ve saygılarımla.
Başlık: Ynt: Bilge - Bilgelik
Gönderen: Rohani - Nisan 08, 2012, 04:50:14 ös
Kadimden aldigi bilgiyle yolu genisleten, nesneye hic girmedigi /olmadigi sekli/ imaji veren . Tekamule uygun adimlarla ilerleyen. Hiclikten gelen sesleri en iyi duyan ve varlikta tezahurlerin sekillenmesinde rol ustlenen.Bilge ....benim tanimlarim bunlar ve daha ekleyebilirim.