Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: AKP ye Kapatma Davası  (Okunma sayısı 23646 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 05, 2008, 04:50:05 ös
Yanıtla #60
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Erdoğan yasaklı olursa yeni plan bu !
Başbakan Erdoğan'ın, "yasaklı" konuma düşmesi durumunda 'Siirt modeli' devreye sokulacak.

Buna göre bir ilin tüm milletvekilleri istifa edecek. Yapılacak seçimle Erdoğan, bağımsız milletvekili olacak.AK Parti, kapatma davası hakkında en kötü olasılığa karşı yol haritasını belirledi. Buna göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'yasaklı' konuma düşmesi durumunda 'Siirt modeli' devreye sokulacak. Planın işlemesi için sadece AK Partili milletvekilleriyle TBMM'de temsil edilen Bayburt (2), Gümüşhane (2), Kilis (2), Karabük (3), Nevşehir (3), Bolu (3), Bingöl (3) veya Düzce (3) gibi bir ildeki milletvekillerinin tümünün istifa etmesi gerekiyor.

TBMM Genel Kurulu'nda çoğunluk oylarıyla kabul edilmesin ardından istifa dilekçeleri, AK Parti veya o zaman AK Parti yerine kurulacak partinin vekillerinin çoğunluk oylarıyla kabul edilecek. Böylece bir ilin TBMM'de temsilcisi kalmayacak.

90 GÜNDE SEÇİM
Böylece,o il için Anayasa'nın 78. Maddesi'nin son fıkrası devreye girecek. O fıkra, "Bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden 90 günden sonraki ilk pazar günü ara seçim yapılır. Bu fıkra gereği yapılacak seçimlerde Anayasa'nın 127. maddesinin 3. fıkrası hükmü uygulanmaz" hükmünü emrediyor. Yani, ara seçim beklenmeden, Türkiye 90 gün içinde Bayburt, Gümüşhane, Karabük, Bolu veya Düzce illerinden birisinde yapılacak 'ara seçimle' karşı karşıya kalacak.

TEK BAŞINA KATILACAK
Yapılacak seçimde AK Parti veya yerine kurulacak parti aday çıkarmayacak. Böylece Erdoğan'ın, bağımsız milletvekili olarak Meclis’e taşınması 'garantiye' alınacak. Erdoğan'ın TBMM'ye girmesi ve yemin etmesinin ardından, hükümet istifa edecek. Cumhurbaşkanı Bağımsız Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan'a yeni hükümeti kurma görevi verecek. Böylece Erdoğan, en fazla 3 ay kabineden uzakta kalmış olacak. Bağımsız milletvekili olarak TBMM çatısı altında hükümet kuracak.

KADERİN GARİP CİLVESİ
Anayasa'nın 78. Maddesi'nin son fıkrası ilk kez Siirt seçimlerinin yenilenmesi sırasında yine Erdoğan için uygulanmıştı. AK Parti ve CHP'lilerin oylarıyla 27 Aralık 2002 tarihinde 437 oyla kabul edilen değişiklikle, Anayasa'nın 78. maddesinin son fıkrasına, "Bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden 90 günden sonraki ilk pazar günü ara seçim yapılır" hükmü eklenmişti. Bu değişikliğin ardından, 3 Kasım seçimlerinde adaylığı kabul edilmeyen Erdoğan, yenilenen Siirt seçimleriyle milletvekili seçilmiş ve 58. Hükümet'in istifası üzerine 59. Hükümet'i kurarak Başbakan olmuştu.

BAYKAL ŞAŞIRACAK!
Erdoğan'a milletvekilliği kapısını açan anayasa değişikliğine o zaman TBMM'de 176 milletvekilliyle temsil edilen CHP de destek vermişti. O değişiklik belki de Erdoğan'ın siyasi hayatında ikinci kez önemli bir virajı dönmesine yardımcı olacak. Yani CHP lideri Baykal, istemeden de olsa ikinci kez Erdoğan'ın siyasi hayatını kurtarmış olacak.

ORTALAMA TÜRK’ÜN PARTiSiYiZ
Amerikan haber dergisi Newsweek'e konuşan Başbakan Erdoğan, "dindar bir insanın laiklik fikrini" koruyabileceğini kanıtladığını belirterek, ''Dine dayalı bir parti değiliz. Biz ortalama Türk'ün partisiyiz. Ortalama insanların partisiyiz'' dedi.

BARIŞA KATKI SAĞLIYORUZ
AK Parti'ye karşı açılan kapatma davası ile ilgili açıklama yapmaktan kaçınan Erdoğan, partisinin etnik ve bölgesel milliyetçilik ile dinci şovenizme karşı olduğunu söyledi. Kendilerine yapılan "İslami kökenli parti" yakıştırmalarına karşı çıkan Erdoğan, "Türkiye demokrasisiyle İslam dünyasına ilham kaynağıdır. İslam - demokrasi, modernite ve laiklik arasında denge sağlamıştır" dedi.

Mülakatta İsrail - Suriye arasındaki görüşme çabalarında Türkiye'nin rolünü de anlatan Erdoğan, "40 yıldır ilişkimiz olmayan Suriye ile ilişkileri normalleştirdik. İki ülke ile iyi ilişkilerimiz sayesinde iletişimi kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Barışa katkımız olursa bunun tüm bölgeye olumlu etkisi olacaktır" diye konuştu. Newsweek haberinde Erdoğan'dan aldığı büyük seçim zaferine rağmen, siyasi kariyerini kurtarmaya çabalayan bir lider olarak söz etti.

BUGÜN


Mayıs 05, 2008, 05:29:37 ös
Yanıtla #61
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

anayasanın 78. mdsi;

"Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.

Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması halinde, ara seçime gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir.

Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.

(Ek : 27.12.2002 - 4777/2 md.) Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak, bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı takip eden doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır. Bu fıkra gereği yapılacak seçimlerde Anayasanın 127 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz."

2002 yılında yapılan değişiklik tam anlamıyla bir abesle iştigal örneğidir.

ara seçimin yapılabileceği dönemler genel seçimden otuz ay sonrası ile yani 2.5 yıl sonrası ile Genel seçimlere bir yıl kala arasıdır. 5 yıllık dönemde yani sadec 1.5 yıl süre verilmiştir ara seçim için. bunun istisnası olarak üye tamsayısının 1/5inin boşalması hali ayrı tutulmuştur ancak burada sadece otuz aylık başlangıç süresi geçerli değildir yoksa yine son 1 yıl hükmü geçerlidir.

peki 2002de ne yapıldı? eklenen fıkra ile "Yukarıda yazılı hallerden ayrı olarak" bir il yada seçim çevresinin TBMMde temsilcisinin kalmaması durumunda süreye bakılmaksızın boşalmayı takip eden 90.günden sonraki ilk pazar seçim yapılır dendi.

Buradaki temel sıkıntı şu; temsili vekalet mi uygulanıyor yoksa emredici vekalet mi? temsilci bir ilin /seçim çevresinin mi temsilcisi yoksa tüm yurttaşların mı?

eğer emredici vekalet sistemi olsa idi yani seçmenle temsilcisi arasında emredici bir ilişki olsa idi ve temsilci sadece kendini seçenleri (il /seçim çevresi) temsil etseydi 2002 ile eklenen fıkranın bir anlamı olurdu. Ancak temsili vekalet sisteminin uygulandığı ve temsilcisinin sadece kendini seçenlerin değil anayasanın 80 maddesi hükmüne göre "seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler" dendiğine göre bir ilden veya seçim çevresinden seçilen tüm milletvekillerinin milletvekilliğinin sona ermesi durumunda niçin o bölgede bir "ara seçim" gereği duyulur? ne yazık ki 2002 değişikliği temsil sistemi yönünden sorunlu bir değişiklik olmuştur bu yönden abesle iştigal örneğidir.

ikinci sıkıntı şu; bu yukarıdaki sıkıntının belirginliği karşısında biraz hayali ve kurmaca kabul edilebilir. ama bu da düşünülmesi gereken bir husustur diye düşünüyorum. genel seçimlerin yapılmasına çok az bir süre kala (diyelim ki 100 gün önce)  iktidar partisi güçlü olduğu ve 2-3 milletvekili çıkartan bir seçim çevresinin tüm milletvekillerini istifa ettirir ve istifalarını da meclisteki iktidar çoğunluğu kabul eder. anayasa hükmü açık diyor ki oradan seçilen hiç mv. kalmamış mı? kalmamışsa yapacaksın ara seçimi... genel seçimlere çok kısa bir süre kala hiç milletvekili kalmayan(!) yerde ara seçim yapılır (100 gün dediğimize göre seçim pazarından önceki pazar yani 7 gün önce) ve oranın mvleri(!) seçilir. e tabi ki orada çok yüksek oy alacağını zaten iktidar partisi bilir. buradaki sıkıntı seçimlerde kararsız olan seçmenin etkilenmesi yönündedir. ortada seçimlere 1 hafta kaal yapılan ara seçimde %70 -80 oy alanbir iktidar partisi var izlenimini alan kararsızların oy tercihlerinde bu olay büyük bir etki yapar ve iktidar bloğuna kayarlar. bu da aslında açıkca seçimlere hile karışmasına yol açan bir uygulama olmasına rağmen anayasal bir kural olduğundan kimse çıtını çıkartamaz.

2002 ara seçim değişikliği işte bu yüzden anlamsız ve tamamen seçim sisteminin mantığıyla çelişir bir değişikliktir.


Mayıs 05, 2008, 05:41:56 ös
Yanıtla #62
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Bu bilgilendirme icin tesekkurler.


Mayıs 14, 2008, 12:04:59 öö
Yanıtla #63
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Ulusalcı-milliyetçi cephenin kalemlerinden Sebahattin Önkibar,hangi amaçla yaptı bilinmez ama bilgiye dayalı iddiasıyla bakın hangi planı deşifre etti?

Kapatılma davası sonunda olacaklar ve olmayacaklar?

1) AKP’ye açılan kapatılma davası siyasidir.

2) Yüzde 47 oy ile iktidar olan bir partiye dava açılması bireysel bir teşebbüs olamaz.

3) Açılan dava, bir büyük siyaset mühendisliği projenin eylemli ilk adımıdır.

4) Bu proje her hal ve şartta başarıya ulaştırılacaktır.

5) Davanın ardında AKP’nin etki alanının dışında olan devletin tamamı vardır.

6) AKP’ye kapatılma davasının açılacağı ya da operasyon yapılacağı Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesi ile kesinleşmiştir.

7) Cumhurbaşkanlığı makamı cumhuriyeti kuran irade için bayrak gibi önemlidir.

8) Cumhurbaşkanlığına Abdullah Gül’ün seçilmesinin dışında, devlette yapılan ideolojik kadrolaşmalardan yeni İslamcı zengin bir zümrenin yaratılmasına, medyanın ele geçirilmesinden polisin askere karşı alternatif bir silahlı devlet gücü şekline dönüştürülmek istenmesine, Kerkük’ün statüsünün AKP hükümetince önemsenmemesinden ABD’nin dayatması ile K. Irak’da bağımsız bir Kürt devletine razı olunmasına ve de Kıbrıs’taki teslimiyete kadar pek çok neden kapatılma davasının gerçek gerekçeleridir.

9) Türban, laikliği sabote anlamında önemlidir, ancak gerçek fonksiyonu açılan davaya ambalaj olmasıdır.

10) AKP mutlak şekilde kapatılacaktır. Kapatılmama ihtimali binde bir bile değildir.

11) Tayyip Erdoğan dahil 40 kişinin tamamına yakınına siyaset yapma yasağı getirilecektir.

12) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için de yasak kararı çıkacaktır.

13) Çıkacak yasak kararı sonrasında Abdullah Gül’ün Çankaya’da kalıp kalamayacağı tartışmaya açılıp Gül’ün istifa etmesi istenecektir.

14) Kapatılma kararı ile beraber sümen altında tutulan yolsuzluk bombaları bir bir patlatılıp AKP cenahında panik yaratılacaktır.

15)Yolsuzluk dosyalarının ifşası ile beraber yargı Tayyip Erdoğan için ardı ardına davalar açacaktır.

16) İşe tam bu süreçte dalgalanacak olan AKP grubundan kopmalar olacak ve yeni siyasi oluşumlar AKP’den kopanların ekseninde şekillendirilecektir.

17) Yasaklar ya da istifalarla Anayasa gereği zorunluluk haline gelecek olan ara seçime işte böylesine dalgalı ve parçalı tablolarla gidilecektir.

18) Bazılarının ileri sürdüğü gibi Tayyip Erdoğan bağımsız milletvekili adayı olamayacaktır. Anayasa Mahkemesi buna set çekecektir. Erdoğan’ın bağımsız adaylığına izin verilmesi kapatılma projesinin ters yüz edilmesi olacağından böyle bir şeyin olma ihtimali yüzde bir bile değildir.

19) AKP’den ilk etapta ANAP ve liberal patentliler ayrılacaktır. Bunu Abdullatif Şener’le irtibatı olan az sayıdaki Milli Görüşçüler izleyecektir. Ardından ılımlılar da bir bir kopacaktır. Erdoğan’ın etrafında Güneydoğu kökenlilerle yakın çevresi kalacaktır.

20) AKP içinden yeni oluşuma doğum için Abdüllatif Şener ve Köksal Toptan’ın dışında Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu ve Ali Çoşkun üçlüsü de ortak olarak zemin yokluyor. Bu üçlüye yine çok ünlü bir AKP’li isim perde gerisinde destek oluyor ve hatta taktik veriyor.

21) Erdoğan’ın muhtemel emanetçisi Ali Babacan ya da Mehmet Ali Şahin olacak.

22) Mahalli seçim sürecinde İstanbul belediyesindeki yolsuzluklar için yayın sağanacağı başlayacak ve bu şekilde Tayyip Erdoğan’ın en büyük kalesi düşürülmeye çalışılacak. Dahası,Tayyip Bey’in emanetçiye teslim edeceği yeni partinin oyları da düşürülmeye çalışılacak.

23) Tayyip Erdoğan efsanesinin tamamen sönmesi için açılacak davalar bağlamında yargı kararı beklenecek. Bu şekilde bir mahkumiyet durumunda Erdoğan tarih olacak.

24)Bir aksilik olur da ters bir süreç şekillenirse (Hiç arzu etmesek de) demokrasi perdesi bir süreliğine inecektir..

NOT: Bunlar temenni değil, bilgiye dayalı analizimizdir.


Sebahattin Önkibar/Yeniçağ


Haziran 21, 2008, 03:01:58 ös
Yanıtla #64
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662







Babası Türk olan İngiliz Hakim Alper Rıza,  Büyük Britanya Kraliçe’sinin Hukuk Danışmanlarından. Majeste Kraliçe’nin Kraliyet Ağır ceza Mahkemesindeki ‘Part time’ Hakimlerinden QC. Alper Rıza’dan AKP Kapatılmasıyla ilgili çarpıcı açıklamalar

“Yasalar En Yüksek Makamın da Üstündedir”

Başkentler arası ileti yoğunluğu.  Londra’dan Ankara’ya önemli açıklamalar

AVRUPA ÖZEL
AVA / LONDRA

Başkentler arası ileti yoğunluğu.  Londra’dan Ankara’ya önemli açıklamalar. Kraliçe’nin Kraliyet Ağır ceza Mahkemesindeki ‘Part time’ Hakimlerinden QC. Alper Rıza’dan AKP Kapatılmasıyla ilgili çarpıcı ve anlamlı açıklamalar yaptı. Başkent Londra’da Avrupa Gazetesi’neözal yapılan açıklamada Hakim QC. Alper Rıza şunları söyledi :

“Türkiye’de iktidardaki Partinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin Laiklik unsuruna karşı olduğu gerekçesiyle Yüksek Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması konusu üzerine çıkan tartışmalar hem memnuniyet verici, hem de gereklidir. Gerçekte, bugünlerde Avrupa Birliği Ülkelerinde, Avrupa Birliği Adalet Divanı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Adli hareketin yoğunlaştığı bir zamanda, Yargı’nın bir demokrasideki rolünün açıklığa kavuşması gereklidir. Bu, yalnız Türkiye ve AB’de değil, Anayasalarının, Yasama, Yürütme ve Yargının ayrı olması gerektiği belirtilen tüm ülkelerde de böyledir.  Türkiye’deki tartışma, Avrupa’da zaman zaman ortaya çıkan ve Hükümetlerin Parlamentoda ve televizyonda şiddetli şikayet konusu olan yargıçların yönetimi zıt yöne çevirme eğilimlerinin, hükümetlerin seçimle başa geldiği ve bu nedenle demokrasi gereği sorumlu oldukları, halbuki yargıçların seçimle başa gelmedikleri dolayısıyla siyasi yönden sorumlu olamayacakları görüşünün hakim olduğu  Avrupada’kinden hem daha güçlü ve hararetli hem de daha keskin bir tablo çizmektedir. Türkiye’de konu daha enteresan ve daha ciddidir çünkü yeni seçilmiş bir yönetimin kaderi temelde esas önemi olan bir konuya bağlıdır:  Bu da, iktidardaki yönetimin, devletin laiklik unsuru ile Anayasa’sını değiştirip değiştiremeyeceğidir.”


“Siyasi partiler yargı gözetiminden muaf değillerdir.”

Kraliçe’nin Kraliyet Ağır ceza Mahkemesindeki ‘Part time’ Hakimlerinden QC. Alper Rıza,  “AKP’nin
Siyasi partiler, seçimle başa geldikleri gerekçesiyle yargı gözetiminden muaf değillerdir.” diyerek  konuya açıklık getirdi.  Kraliyet Ağır ceza Mahkemesi  Hakimlerinden QC. Alper Rıza sözlerine şöyle devam etti.  “Bir yönetimin seçimle başa gelmiş olarak iktidarda olması, hatta yürütmeye hakim ve devlet gücünün yasama yetkisinin başında olması, yargının prensip olarak, yönetimdeki hükümetin siyasi bir parti olarak mevcudiyetinin yasallığını gözden geçiremeyeceği anlamına gelmez. Siyasi partiler, seçimle başa geldikleri gerekçesiyle yargı gözetiminden muaf değillerdir.

“Kanun Hükmü” demokrasinin önemli bir  unsurudur

Avrupa’ya özel konuşan Hakim QC. Alper Rıza,  “Anti-demokratik olmak bir yana, yargının rolü, siyasi bir partinin yasalara ve anayasaya uygun hareket edip etmediğini garantilemektir. Aslında bu “Kanun Hükmü” olarak demokrasinin önemli bir  unsurudur.  Yönetimin bu nevi yargı kontrolü, aslında hür bir toplumda herkesin istediği gibi davranmasına karşı yürütmenin bunu önleyecek hiçbir şey yapamadığı zamanlarda gereklidir.-Tabii Anayasaya veya başka bir Yasaya başvurulmadığı hallerde.

“Yargının partiyi kapatma gücü ve bazen de görevi olması gerekmektedir.”

Majeste Kraliçe’nin Kraliyet Ağır ceza Mahkemesindeki Hakimlerinden QC. Alper Rıza, Türk yargısının parti kapatma hakkı olduğunu söyledi. Alper Rıza konua şu şekilde yaklaştı. “Yetkili makam işgal edenlerin, bir demokrasinin dayanağı olan Ana Toplum menfaatlerini göz önünde tutarak tavır alması Yargının demokratik Yasallığını teşkil eder. Buna göre,örneğin, demokratik rejimdeki siyasi bir parti demokrasinin dengesini bozacak konuları gündeme getirirse, yargının O partiyi kapatma gücü ve bazen de görevi olması gerekmektedir. Tabii böyle bir güç, ölçülü ve hayli dikkatle kullanılmalıdır.”

“Kapatma delilleri ikna edici olmalıdır”

İngiliz Kraliyet Ağır ceza Mahkemesi hakimi Alper Rıza kapatma davası ile ilgili  şu konulara değindi.  “Yargıya  iktidardaki bir Partiyi kapatmak için  başvuruda bulunulduğunda, bu, açık, dürüst ve inanılır delillere dayandırılmalı ve Mahkemeyi şüphe götürmeyecek şekilde ikna etmelidir.  Seçimle başa geçen bir Partiyi kapatmak çok ciddi bir iştir.  Bu nedenle Yüksek Mahkemenin delilleri şüphe yaratmayacak derecede kesin olmalıdır çünkü, Demokratik bir rejimde, Hukuk Devleti ilkesi ile Kamunun Adalet mekanizmasına güveni korunacaksa,Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına Kanuni Hükümler nezrinde gölge düşürülmemelidir.”


“Avrupalı Politikacılar ithamlarda bulunuyorlar  ”

-----------------------------------------------------------------------
“O ithamlarda bulunanlar, bilmeliler ki, Almanya’nın Hitler’i, İtalya’nın Mussolini’si, İspanya’nın Franco’su, Portekizin Salazarı ve  Fransa’da Nazilerle işbirliği yapanlar yanında Modern Türkiye’nin kurucusu Kemal Atatürk Türk milleti nezdinde sevgi ve saygı bakımından üstün bir yer işgal etmektedir.”
----------------------------------------


“Mustafa  Kemal Atatürk Türk milleti nezdinde sevgi ve saygı bakımından üstün bir yer işgal etmektedir.”

İngiliz Hakimi Türk kökenli Alper Rıza, Atatürk’e saygı duyulması gerektiğni belirrti. Babası Türk olan İngiliz Hakim Alper Rıza,  Avrupalı Politikacılara yönelik ders veren açıklamasında şu konulara dikkat çekti. “ Avrupalı Politikacılar Türk Devletini,  demokratik seçimlerle başa geçmiş bir Yönetimi, Askeri bir Darbeye alternatif olarak, Yüksek Mahkemeye başvurmak suretiyle aşağı indirmekle itham etmişlerdir. Ancak prensip olarak, Türk Devletinin Yüksek Anayasa Mahkemesinden, benzeri durumlarda, Avrupa’daki herhangi bir Yüksek Anayasa Mahkemesinden istenenden farklı bir şey istenmemiştir. Üstelik, konu yakından incelendiğinde eleştiriler tarihi olmadığı gibi, muhtemelen riyakardır da. O ithamlarda bulunanlar, bilmeliler ki, Almanya’nın Hitler’i, İtalya’nın Mussolini’si, İspanya’nın Franco’su, Portekizin Salazarı ve  Fransa’da Nazilerle işbirliği yapanlar yanında Modern Türkiye’nin kurucusu Kemal Atatürk Türk milleti nezrinde sevgi ve saygı bakımından üstün bir yer işgal etmektedir. Barışta olduğu kadar savaşta da cesur ve Yaratıcı idi. Türkiye’ye demokrasi getirdi. Hilafeliğe son verdi. Lisanı halkın anlayacağı düzeye getirdi. Kadınlara eşitlik verdi ve Musevi göçmenlere sığınma hakkı tanıdı.  Modern Türkiye’nin kuruluş döneminde dinin önemini anlayıp Birinci Dünya Savaşı sonunda İslam dinindeki birçok eski Osmanlı tebası için sığınacak bir Ülke yarattı.  Siyaset ile Dinin birbirine karıştırılamayacağı kesin sonucuna varan ve Türk Devletinin Laik olup laik kalması gerektiğine dair kararı işte bu kişilikli Şahıs aldı. Avrupa Kıtasındaki birçok Avrupalı geçmişteki liderlerinden utanç duymaktadır. Türk milleti ise Kemal Atatürk’e minnettar olup onunla gurur duymaktadır: Ve bazen ‘bugün var – yarın yok’ Siyasiler Atatürk tarafından kurulan Laik Türk Devletini yıkmaya yeltendiklerinde bunun sert eleştirilmesine ve gerekirse Partisini kapatma kararı dahil, ciddi sonuçlarına katlanmayı göze almalıdırlar.

“Dini iddiaların siyasi süreci saptırıyor.”

Avrupa Gazetesi ve Avrupa Ajansı (AVA) ya konuşan Alper Rıza, “Her halükarda, Dinin, siyasi süreçten uzak tutulması için güçlü nedenler vardır. Akla gelen ilk şey, Dini iddiaların Siyasi süreci saptırmasıdır.” Diyerek din siyasetin ayrı ve birbirinden uzak olması gerekmektedir diyerek ‘Laiklik’ konusuna dikkat çekti.  Alper Rıza, “O iddialara göre endişeler değişik ve Yüce bir İdarenin dünyada ve yaşamın sonunda ruhani Otoritesi üzerine bina edilmiştir.” diyerek  konuyla ilgili bir örnek verdi: “Kıbrıs Ortodoks Kilisesi Başkanı Başpiskopos Makarios Cumhurbaşkanlığı için adaylığını koyduğunda başka hiçbir Rum ona karşı aday olma cesaretini gösteremedi. Bunun sonucunda Makarios, ya karşısında kimse olmadan seçilmiş veya bazı hallerde ve bu defalarca tekrarlanarak (%90) yüzde doksan oy alarak Cumhurbaşkanı olmuştur, Makarios Kıbrıs’ın Rum Ortodoks Kilisesinin başı olmamış olsaydı, seçimlerde bu kadar başarılı olur muydu sorusu  ilginç bir sorudur..”

“Din, İlahi vahiylere (ifşaata) dayanan bir  inançtır.”

Alper rıza açıklamalarını şöyle bitirdi. “Demokratik seçimler vatandaşların, İş, ev, sağlık, tahsil, çevre ve güvence  oranlı tercihlere dayanır.  Siyasi bir partinin tamamen veya kısmen dini güvenilirliğe dayandığı iddia edildiğinde, O Parti İktidara ne zaman ve hangi çoğunlukla gelmiş olursa olsun, yargının, ilke olarak veya mantıken, O Partinin özelliğiyle ilgili çıkan iddiaları ve Anayasaya aykırılığı hakkında her koşulda alınacak uygun yaptırımları gözden geçirmemesi için hiç bir neden yoktur.” 


http://www.avrupagazete.com/avrupa.asp?ID=6780


Temmuz 30, 2008, 05:00:23 ös
Yanıtla #65

Kararın 10 dk içerisinde açıklanması bekleniyor.

Saygılarımla,
Omnia mors aequat


Temmuz 30, 2008, 05:27:23 ös
Yanıtla #66
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 181

Hadi bakalım...
İdiiaları  alayım...
...Söyleceklerimi yukarda söyledim zaten...


Temmuz 30, 2008, 06:17:23 ös
Yanıtla #67
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

6 KAPATILSIN
5 KAPATILMASIN

AKP Kapatılmadı

5 kapatılmasın diyenlerin 4'ü HAZİNE YARDIMINDAN MAHRUM BIRAKILMASI yönünde oy kullandığı için (1 kişi davanın reddi yönünde oy kullanmış)
AKP'nin son yıl aldığı hazine yardımından 1/2 oranında MAHRUM Bıraıklmasına karar verildi.


Temmuz 30, 2008, 06:28:32 ös
Yanıtla #68
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 581
  • Cinsiyet: Bay

O nasıl bi açıklamaydı öyle ,bi ara böylesi kararlardan çok üzülüyoruz diye bi kelime çıktı agızında ,haşim kılıcın dedim heralde kapatma kararı çıktı ama bukadar sınırdan dönmeside ilginç tabi......
Vi VERİ VENİVERSUM VENUS VİCİ..


Temmuz 30, 2008, 06:34:19 ös
Yanıtla #69
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Bu kararı nasıl okumalıyız?

AKPnin laikliğe aykırı hareketlerin odağı konumuna geldiği iddiasıyla kaptılması istenmişti.

AYM'nin 10 üyesi AKPnin laikliğe aykırı eylemlerde bulunduğu hususunda mutabakat içinde. 1 üye ise hayır diyor. Dava reddedilmeli çünkü böyle bir olaysöz konusu değildir.

AYM'nin bu 10 üyesinden 6 sı AKPnin bir odak haline geldiğini ve laikliğe aykırı eylemleri sebebiyle KAPATILMASI gerektiği görüşünde iken;

4 üye laikliğe aykırı eylemlerde bulunduğunu tespitle yine de bunların kapatmayı gerektirecek yoğunlukta ve ağırlıkta olmadığına düşüncesinde ve 69. madde 7. fıkra hükmüne göre ["(Ek: 3.10.2001-4709/25 md.) Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir."] AKPnin hazine yardımından kısmen yoksun bırakılması gerektiği görüşündedir.

Sonuç olarak AYM Kararı şu şekilde okunabilir;


1. AKP Laikliğe Aykırı Eylemlerde Bulunmuştur

2. Ancak bu eylemlerin yoğunluğu ve ağırlığı göstermektedir ki AKP bu fiillerin işlendiği bir odak halinde değildir. [Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır 69/6 son cümle)]

3. Bu yoğunluk ve ağırlık mevcut olmamakla birlikte LAİKLİĞE AYKIRI EYLEMLERde bulunduğu sabit olan AKP'nin Hazine Yardımından kısmen yoksun kalması kararı verilmiştir.



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
1984 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 10, 2008, 08:48:52 ös
Gönderen: naval
4 Yanıt
5908 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 20, 2008, 07:52:17 ös
Gönderen: semsin
Mason'larda yolsuzluk davası

Başlatan aaron « 1 2 ... 6 7 » Basinda Masonluk

61 Yanıt
26440 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 11, 2010, 04:40:17 ös
Gönderen: Asi
0 Yanıt
2383 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 10, 2009, 03:54:46 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
2501 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2011, 09:31:03 öö
Gönderen: MASON
11 Yanıt
5643 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 14, 2015, 09:27:59 ös
Gönderen: Tij
0 Yanıt
2152 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2015, 10:02:02 öö
Gönderen: MEDUSA