Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Akıl - 1  (Okunma sayısı 5100 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 28, 2011, 02:14:07 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Şu Mason Sözlüğü’ne bakıyorum. Oradan alfabetik sırayla gidip bir terim alıyorum. Sırada akıl var.


Üzerinde durulması gereken bir kavram….

Zaten Masonlukta da pek önem verilir.

Kimileri Türkçede eş anlamlı olmak üzere “us” kavramını kullanıyor. Öz Türkçenin ateşli savunucularından biri oluşuma karşın ben bunu benimseyemedim. Arapça kökenli oluşuna karşın “akıl” kavramını yeğliyorum. (Bu öyle gelişigüzel bir yeğleme değil. Akıllıca bir gerekçesi var. Merak eden olursa anlatabilirim. Hatta galiba anlatmış oldum bile.)

Akıl nedir?... Sözlükte verilen basit tanımı uyarınca belli birtakım düşünce ilkelerine göre düşünmek ve sonuç çıkarmak yeteneği.

Eğer bu tanımı benimsiyorsak, ortada şöyle bir durum var demektir:

- Akıl bir yetenektir. (Özellikle insana özgü bir yetenek ama hayvanlarda da yok değil.)

- Bu yetenek düşünmeyi gerektirir.

- Bu düşünme eylemi birtakım belli düşünce ilkelerine göre yapılır. (Demek ki, önceden belirlenmiş düşünce ilkeleri var.)

- Bu düşünme eyleminden bir sonuç (ürün) çıkacak.

Bunların üzerinde tartışılabilir.

Eğer bir yetenek olduğu benimseniyorsa; bir adım daha ileri gidilerek, herhangi bir temele dayanmayan düşünce ya da görüş ile doğru olarak benimseneni birbirinden ayırt edebilmek için insanın kullanılabileceği tek yetenek olduğu da eklenir.

Bunu da tartışabiliriz.

Akıl, bir süzgece benzetilir ve denir ki bu süzgeçten geçirilerek doğrulanmamış bir düşünce ya da görüş ancak bir tasarım olabilir. Bu süzgeçten geçirildikten sonra doğrulanmayan yani yanlış olduğu benimsen bir düşünce ya da bir görüş ise ancak bir imge (hayal) olabilir.

Başka ne işe yarar akıl?

İnsanın dogmalardan, batıl ya da kör inançlardan, yanılgılardan ve saplantılardan sıyrılabilmesi için gerekli verileri sağlar.

Anlaşılan bunun için çok önemli tutuluyor Masonlukta.

Bunu da tartışabiliriz.

Akıl üzerine söyleyebileceklerim, söylemek istediklerim henüz bitmedi ama bu aşamada durup katkıda bulunacaklara fırsat vermek istedim. Kuşkusuz bunu yapacak olunlar, kendilerini benim anlatmış olduklarım ile sınırlamak zorunda değil.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mayıs 28, 2011, 05:32:04 ös
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

Saygılar
Aynı akıl bizi dogmalara, batıla ya da kör inançlara, yanılgılara ,saplantılara da sokabilir.
« Son Düzenleme: Mayıs 28, 2011, 05:39:26 ös Gönderen: Hacamat »
Saygılarımla


Mayıs 29, 2011, 11:07:14 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay


 Bir zamanlar bir arkadaşım gitar kursuna devam ediyordu. Onu dünya görüşüyle de çok etkilediğini anlattığı bir öğreticisi vardı. Her kurs gününün ardından ilk görüştüğümüz de,heyecanla , öğrendiklerini anlatırdı. Fakat bunun yanında mutlaka öğreticisinden bahseder, onun söylediklerinden detaylar aktarırdı. Şimdi sayın ADAM bu konuyu irdelemeye başlayınca o arkadaşım aklıma geldi. Bir gün öğreticisinin bir sözünü paylaşmıştı: Arkadaşım öğreticiyle gitar çalmayı nasıl ilerletebileceğine dair bir sohbete girmiş. Bununla ilgili öğretcisinin söylediği bir söz hala aklımdadır . Arkadaşıma demiş ki '' bir şeyi çok iyi yapmanın yüzde onu yetenekse, yüzde doksanı çalışmaktır. Yetenekli olabilirsin, fakat çok çalışmazsan bu tek başına seni başarıya götürmez''.

 Şimdi bu başlık altında ''akıl'' ın tanımı yapılırken bunun bir yetenek olduğu ortaya koyuldu. O hal de akıl çok çalışarak geliştirilebilen, ilerletilebilen bir şeydir. Eğer doğru egzersizleri yaparsak aklımızı daha verimli kullanabilir, daha ilerletebiliriz. Böyle düşünebilir miyiz?

 Saygılarımla.
enelsır


Mayıs 30, 2011, 12:20:19 öö
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 236
  • Cinsiyet: Bayan

Akıl  ve  zeka birbirine cok karıştırılan kavramlar.Nedir  o halde zeka ve  akıl arasındaki  farklar?

Akıl aslında bir kabiliyettir, zeka da öyle. İkisi arasındaki en önemli fark, bir başkasından akıl alabilirsiniz ama zekayı asla. O, her insanın kendisine mahsustur.

Bir hastalık söz konusu olmadığı sürece şüphesiz herkesin aklı vardır. Akıllı olmak, kendi davranışlarını bilmek, kontrol edebilmek, doğru ve yanlışlarını değerlendirebilmek yeteneğidir. Akıl, insanı hayvandan ayırt eden en önemli faktördür.

Hayvanlar yalan söyleyemez ama insanlar sık sık bu yola başvurur. İşte insandaki yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda fikir yürütebilme, görüş belirtebilme yeteneği akıldır. 'Ah şimdiki aklım olsaydı' lafını çok işitmişizdir.

Demek ki, akıl insan olgunlaştıkça da değişiyor ve insanın kendisi de bunun farkına varıyor. Bir insan değişik fikirlerle diğerinin aklını karıştırabilir. Hayret verici, şaşırtıcı şeyler insanın aklını durdurabilir.

Bir şeyin içeriğini anlamamak 'akıl erdirememek' olarak nitelendirilirken başkalarının çözemediği bir sorunu çözen kişiye 'bir tek o akıl etti' denilir. Birine bir yol göstermek ona 'akıl vermek'tir. Bir şeyi hatırlamak, unutmamak 'akılda tutmak'tır. 'Akılsız' tanımı ise doğru ve isabetli düşünemeyen anlamında kullanılır.

Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yeteneğidir. Genel olarak zekanın 12 yaşına kadar hızla geliştiği sonra
gelişme hızının yavaşlayarak 20 yaşına kadar sürdüğü, orta yaşlarda ise zeka seviyesinin sabit kaldığı kabul edilir. Zeka hayvanlarda da vardır. Hayvanlarda zeka bir nevi içgüdüsel olaydır.

Şüphesiz hayvan zekası insana göre gelişmemiştir ama her iki zeka türü de sinir sistemi ile ilgilidir. İnsanı ayıran, evriminde oluşmuş konuşabilirle özelliği, dik durabilmesi, el yapısı nedeniyle aletleri kullanabilmesi ve gelişmiş beyin ve sinir sistemidir.

Zeka, bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Bir müzik bestecisi kendi duygusal yapısının içersinde en karışık eserleri aklıyla değil zekası sayesinde oluşturur.

Biz bu kişilere 'müzik dehası' diyoruz. Ancak bu müzik dehaları en basit bir matematik problemini bile çözemeyebilirler. Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere, iradeye ve bilgi edinme isteğine göre farklılıklar gösterebiliyor. Akıl somut olarak ölçülemez ama zeka pek sağlıklı olmasa da IQ denilen bir testle ölçülmeye çalışılıyor.
Saygılarımla
Aqua
Quoddam ubiquae, Quoddam semper, Quoddam ab omnibus, creditum est!


Mayıs 30, 2011, 12:47:49 öö
Yanıtla #4
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

Saygılar.
     Akıl , hiç bir şey öğrenmediğinde ''sıfır'' değil mi? Aklı, öyle bir tarif ediyoruz ki, sanki tüm bilgiler kendiliğinden aklın içindeymiş gibi.Akılın süzgeç olabilmesi için bir sürü evreden, bilgilerle donatılması gerekmez mi? Aklı öne çıkaran sade bilgiler de değildir. O ezberciliktir,bant kaydıdır. Tüm bilgiler arasında, muhakeme yeteneğidir akıl. Muhakeme yeteneği olmayan akıl, dogmalara saplandığınıda farketemez, yanılıyormuyum.
Yetenek olduğuna iştirak ediyorum. Bunun adı da konmuş zamanında ''muhakeme yeteneği'' diye, yada ''usa vurma''. Bu çalışarak, ezberleyerek edinilecek bir yetenek değil, bu kişinin, ''nasıl desem''  objektifliğiyle alakalı sanki. Tarafsız dimayla öğrendiklerinizi, değerlendirdiğinizde bu yeteneğin adı muhakeme yeteneği oluyor.Yanılıyormuyum.
Saygılarımla


Mayıs 31, 2011, 03:01:40 öö
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 342
  • Cinsiyet: Bayan

Akıl ögrenmeyi sorgulamayı ve gelismeyi getirir.Her varlıkta akıl bulunur.bunu gelistirdigi oranda büyür.
Dinsel  ögretilerde ilk basamak akıldır.Varlık akılı kullanır ama daha çok akılı yöneten duygularıdır.
Beseriyet dedigimiz kademede varlık duygusal zafflarına gore akılı kullanır.ihtiyaclarına gore uretici yada etkilere gore tepkime.... varlık farkındalık evresine geldiginde duygularının akılı kullanması yerine  akılı ile duygularını kontrolu ögrenmeye baslar  ki buna nefis terbiyesi deriz. Nefis duygusal zafflarımızla beslenir ve aklımızıda buna gore cok guzel kontrol eder.Ola ki birisi canınızı yaktı ona saldırmak onu yıkmak vs butun planlar icin devreye girer. Kisi  farkındalık evresine girdiginde canı yandıgı zaman saldırmak ve savunma yapmak yerine sorgulamaya gecer.Bu kisinin yaptıgı olayın olusumunda kendi katkısı ne? sorgulama farklı bakıs acılarına gitmek.Aklın konrolu ele almasıdır..7 cakra dedigimiz...yada 7 baslı ejder denilen nefisin kontrolu bu sekilde sürdürüldükce bir muddet sonra  kalp cakrası acılır.Sevgi af edis şefkate donuserek varlıgın icsel sesi (nefis ilk ses veren bencil olan terbiye edildigi icin )öz ses acılır .Sezgi yoluyla algılamaya başlar .Sezgi akılın koklerinde bulunur.Akıldan bagımsız calısır..
basitce örneklersek..Bir olay karsında ic sesiniz verdigi tepkide  akıl ve mantık sorgulama durumunda yetersiz kalır. Akılın onayladıgı yol belki en kısa en kolay olandır ama yureginiz onaylamaz ..Daha farklı olanı  isaret eder..oradan gidip sonunca vardıgınızda birde bakarsınız ki akıl ve mantıgın onayladıgı yolda oyle puruzler hesap edilmeyen seyler vuku bulmustur ki o yol kapanmıstır..iyiki ic sesimi dinledim dersiniz..
sezgiler evrensel zekaya ..yada ilahi boyutla olan baglantımızdır.akıldan ozgurdur..
Akıl bir yere kadar insana eşlik eder. İslamiyette  muhammedin yaptıgı mirac olayında cebrail ona belli boyuta kadar eslik etmistir .buradan öteye gelemem ya muhammet demistir..burada Cebrail ayni zamanda akılın gucunude temsil etmektedir..
(smrnadan smyrnalica bir paylasım :)))   )


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
5331 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 31, 2009, 12:06:04 ös
Gönderen: ADAM
10 Yanıt
11860 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 26, 2011, 11:28:27 ös
Gönderen: Lethe
1 Yanıt
3187 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 30, 2011, 09:47:18 ös
Gönderen: Hacamat
6 Yanıt
3164 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 06, 2014, 11:48:00 ös
Gönderen: yazbenide
6 Yanıt
3566 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 26, 2016, 08:31:46 ös
Gönderen: kurt
9 Yanıt
5019 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 19, 2015, 01:14:28 öö
Gönderen: Risus